• Sonuç bulunamadı

İvedi yargılama

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İvedi yargılama"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İvedi yargılama

İvedi Yargılama Usulüne Tabi Uyuşmazlıklar

İYUK Madde 20/A- 1. İvedi yargılama usulü aşağıda sayılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır:

a) İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri.

b) Acele kamulaştırma işlemleri.

c) Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları.

d) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri.

e) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar.

f) 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu kararları.

(D.13D, E. 2016/4974, K. 2017/280, T. 20.1.2017): Kanun'un gerekçesinde de ifade edildiği üzere, sınırlı sayıdaki dava türü ivedi yargılama usulüne tâbidir.

(2)

İvedi yargılama

İvedi Yargılama Usulüne İlişkin Kurallar (İYUK Madde 20/A/2 uyarınca)

Dava açma süresi: Dava açma süresi otuz gündür.

İhtiyari başvuru: İYUK m.11 hükümleri uygulanmaz.

YD itiraz: Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez.

Kararlara karşı kanun yolu: Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.

Kanun yolu incelemesi: Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir. Temyiz istemi en geç iki ay içinde karara bağlanır. Karar en geç bir ay içinde tebliğe çıkarılır.

(3)

İvedi yargılama

(D. 13D, E. 2016/4974, K. 2017/280, T. 20.1.2017): «Mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna mı yoksa temyiz kanun yoluna mı başvurulabileceğinin belirlenmesi için öncelikle davaya konu uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tâbi olup olmadığının tespiti zorunludur. 2577 Sayılı Kanun'a 6545 Sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı kurala bağlandığından, ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklardan ne anlaşılması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararları ile ihale sürecinde sözleşme öncesi işlemlerin ihale işlemi, dolayısıyla idari işlem olmaları sebebiyle idari yargının görev alanına girdiği kabul edilmiş ve bu yöndeki kararlar istikrar kazanmış bulunmaktadır.

Öte yandan ihale işlemlerine dair idari usulü düzenleyen temel kanunlardan olan 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 4. maddesinde ihalenin "Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemleri", 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 4. maddesinde ise "Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemleri" ifade ettiği belirtilmiş olup, bu kanunî tanımlamalar ve istikrar kazanan içtihatlar dikkate alınarak ihale ilanı ile başlayıp sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan süreçte idarece tesis edilen işlemlerin ivedi yargılama usulüne tâbi ihale işlemleri olduğunun kabulü gerekir.

6545 Sayılı Kanun'un 18. maddesinin gerekçesinde; "İdari yargıda davaların tümü aynı usul takip edilmek suretiyle sonuçlandırılmaktadır. Ancak idari davaların bazıları, niteliği itibarıyla diğerlerinden farklıdır. Bu tür davaların geciktirilmeksizin karara bağlanması gerekmektedir. Bu bakımdan, gecikerek karar verilmesinde hem idare hem de davacılar bakımından katlanılması zor ya da imkânsız sonuçlar doğuracak sınırlı sayıdaki dava türünün, diğerlerine göre daha ivedi bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir. Yargısal sürecin, süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale, özelleştirme, acele kamulaştırma uyuşmazlıklarından kaynaklanan bazı davaların ivedilikle sonuçlandırılmaması hâlinde, hukuki belirsizlik doğmasına neden olunmaktadır.

Madde ile Avrupa örneklerinde olduğu gibi idari yargılamaya ivedi yargılama usulü kurumu kazandırılmaktadır." açıklamalarına yer verilmiştir.

Kanun'un gerekçesinde de ifade edildiği üzere, sınırlı sayıdaki dava türü ivedi yargılama usulüne tâbidir. Nitekim gerekçede ihaleyle bağlantılı tüm işlemlerin değil, yargısal sürecin süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale uyuşmazlıklarının bu yargılama usulüne tâbi kılındığı vurgulanmıştır.

Bu itibarla, öncelikle sonuçlandırılması özel önem taşıyan uyuşmazlık olarak nitelendirilmesine imkân bulunmayan teminat, şartname bedeli ve noter masraflarının iade talebinden kaynaklanan uyuşmazlık ivedi yargılama usulü kapsamında yer almadığından, istemin Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nce karara bağlanması gerekmektedir.»

(4)

Merkezî ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü:

Kapsam (İYUK m. 20/B uyarınca : Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalar

Merkezî ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulüne dair kurallar (İYUK m. 20/B uyarınca)

Dava açma süresi: Dava açma süresi on gündür.

İhtiyari başvuru: İYUK m.11 hükümleri uygulanmaz.

YD itiraz: Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez.

Kararlara karşı kanun yolu: Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.

(5)

Merkezî ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü:

Kanun yolu incelemesi: Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir. Temyiz istemi en geç on beş gün içinde karara bağlanır. Karar en geç yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.

 Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalarda verilen yürütmenin durdurulması ve iptal kararları, söz konusu sınava katılan kişilerin lehine sonuç doğuracak şekilde uygulanır.

(6)

Merkezî ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü:

(D.İDDK, E. 2016/1348, K. 2016/1557, T. 14.4.2016): «6552 sayılı Yasa hükmünün gerekçesinde; "Önergeyle, Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar hakkında açılan davalarda, olası mağduriyetlerin önüne geçebilmek için hızlı yargılama süreci öngörülmekte ve söz konusu davalara ilişkin verilen kararların ilgili kişilerin lehine sonuç doğuracak şekilde uygulanması hükme bağlanmaktadır." denilmiştir.

Buna göre; 2577 sayılı Yasa'nın 20/B maddesi ile Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezitarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalara ilişkin olarak yargılama sürecinin hızlandırılmasına yönelik özel bir yargılama usulü öngörüldüğü, söz konusu uyuşmazlıkların tabi olacağı özel yargılama usulünde genel yargılama usulüne göre yargılama sürecini hızlandıracak nitelikte kurallar getirildiği, böylelikle olası mağduriyetlerin önlenmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.

Anılan maddede belirtilen yargılama usulüne tabi sınavların "Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi" tarafından yapılması ve "merkezi ve ortak sınav" niteliğinde olması koşulu öngörülmüştür.

Buna göre; adli yargı ve idari yargı hakim adaylığına atanabilmek için gerekli koşullar arasında yazılı yarışma sınavına girerek, sınavda başarılı olma şartının yer aldığı, bu sınavların Adalet Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi arasında imzalanan protokole göre yapıldığı, başvuruların alınması, sınavın uygulanması, güvenlik önlemleri, sınav ücretinin yatırılması, sınav sonuçlarının değerlendirilmesi, sonuçlara itiraz vb. sınav süreci ile ilgili işlemlerin Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından gerçekleştirildiği, söz konusu sınavlara Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda hakim ve savcı adaylığı kadrolarına atanabilmek için öngörülen şartları taşıyan ülke genelindeki herkesin katılabileceği dikkate alındığında, belli bir gruba münhasır olarak yapılan, başvuranlar açısından dar kapsamlı bir sınav olduğunun kabulüne olanak bulunmadığından, adli yargı ve idari yargı hakim adaylığı yazılı sınavının merkezi ve ortak sınav niteliğinde olduğu sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda; davacının merkezi ve ortak nitelikteki adli yargı ve idari yargı hakim adaylığı yazılı sınavına girmek için yaptığı başvurularının reddine ilişkin işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlığın,2577 sayılı Yasa'nın 20/B. maddesinde öngörülen yargılama usulüne tabi olduğu anlaşıldığından…»

(7)

Merkezî ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü:

(D. 8D, E. 2015/6718, K. 2015/6686, T. 9.7.2015): «Dosyanın incelenmesinden, 26.11.2014 tarihinde yapılan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) 8. Sınıf 1. Dönem Türkçe Dersi Ortak Sınavına katılan davacı tarafından, A ve C Kitapçıkları 17.

(B ve D Kitapçıkları 20.) sorusunun hatalı olduğundan bahisle iptal edilmesi için 28.11.2014 tarihinde davalı idareye başvurulduğu, Milli Eğitim Bakanlığı Türkçe İtiraz Komisyonunun soruda hata bulunmadığına dair kararının 09.12.2014 tarihinde mail yolu ile davacıya bildirilmesi üzerine 18.12.2014 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dilekçeyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, her ne kadar 2577 Sayılı Kanun'un 20/B maddesiyle Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar hakkında açılan davalara dair özel bir yargılama usulü getirilmiş ve 2577 Sayılı Kanun'un 11. maddesine göre yapılan başvuruların, on günlük dava açma süresini durdurmayacağı belirtilmiş ise de; davaya konu sınava dair Kılavuzda, soruların yayımlandığı tarihten itibaren en geç beş gün içinde sorulara itiraz edilebileceğinin ifade edilmesine karşın, dava açma süresinin on gün olduğu ve sorulara itirazın dava açma süresini durdurmayacağının belirtilmemesi karşısında, işleme karşı doğrudan dava açma hakkını kullanmayıp itirazın reddi üzerine dava açma yolunu tercih eden davacının bu hususta yanıltıldığı açıktır.

Bu durumda, söz konusu Kılavuzda kanun yolu ve dava açma süresi gösterilmediğinden, soru ve cevapların yayımlandığı 27.11.2014 tarihinden itibaren 2577 Sayılı Kanun'un 7. maddesinde yer alan genel dava süresi olan 60 gün içerisinde davanın açılması gerekmekte olup, 28.11.2014 tarihinden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresinin 21. günü olan 18.12.2014 tarihinde açılan işbu davanın süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir.

Bu itibarla, Mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı yönünden reddedilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.»

(8)

Merkezî ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü:

(D. 12D, E. 2015/3691, K. 2015/4698, T. 9.9.2015): «Anayasanın 36. maddesinde “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.

Yargılama usulüne ilişkin süreler “koruyucu” niteliktedir ve ilgililerin düşünerek karar vermelerini sağlamak üzere konulmuşlardır. Bunların kabulünde idari uyuşmazlıkların gecikmeden yargı önüne çıkarılarak çözüme ulaştırılması isteği de etkili olmuştur. Sürenin bireyi koruyucu niteliği, sürenin kısa tutulması durumunda tersine dönerek idarenin kusur ve sakatlıklarını korur duruma gelmektedir. ( Akıncı Müslüm, ( 2008 ) İdari Yargıda Adil Yargılanma Hakkı, Ankara, s. 177, 181 )

Bakılan olayda, davacının 2010 yılında gerçekleştirilen Kamu Personeli Seçme Sınavına ilişkin olarak sınavda kopya çekenlerin sınavlarının geçersiz sayılması sonucunda yeni duruma göre puanının yeniden hesaplanarak geriye dönük yerleştirme hakkı tanınması isteminde bulunduğu, uyuşmazlığın bu haliyle temel olarak 2010 yılında yapılan sınavdan kaynaklandığı görülmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na eklenen "merkezi ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinde öngörülen yargılama usulü ile getirilmiş olan sürelerin ve diğer düzenlemelerin, sınava bağlı işlemlerin sürüncemede kalmasının önlenmesi ve sınava giren adayların mağduriyet yaşamalarının önüne geçilmesi amacını taşıdığı hususunda tartışma bulunmamaktadır.

Anılan düzenlemenin getiriliş amacına uygun biçimde işlerliğinin sağlanması yanında hukuka uygunluk bloku içinde yer alan temel hakların bu amaçla bağdaşmayacak ya da bu amaç için gerekli ve oranlı olmayan biçimde ihlali sonucunun doğmaması adına "anayasaya uygun yorum yöntemi" ile değerlendirilmesi bir zorunluluk arz etmektedir.

Tüm bu açıklamalar çerçevesinde uyuşmazlık değerlendirildiğinde, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na 6552 sayılı Kanun'un 96.

maddesi ile eklenen "merkezi ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü" başlıklı 20/B maddesinin yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce gerçekleştirilmiş olan sınavlardan kaynaklanan uyuşmazlıkların genel hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, anılan düzenlemenin ancak yürürlük tarihinden sonra gerçekleştirilen ve maddede yer alan tanıma uygun sınavlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara uygulanabileceği sonucuna varılmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Moğolistan’ın Tola Irmağı kenarında 1897’de bulunan yazıt, Köktürk alfabesiyle dört yüzlü iki dikili taş üzerine yazılmıştır. Dikiliş tarihinin bulunduğu

IV.. Ahmediyye’ye mensup olanlar Mirza Gulam Ahmed’in beklenmedik vefatı sonrasında Hâkim Nureddin’e tabi olmuşlardır. Nureddin sonrası süreçte ise kimin halife

yaşayabileceklerini incelemişlerdir. O haftanın sonunda öğretmen, dinozorlar hakkında bir kitap okurken Mustafa, öğretmeninin sözünü keserek “Öğretmenim dün ‘Bir

 .. Osmanlı Dönemi'nde okula yeni başlayan çocuklar için genellikle pazartesi veya perşembe günleri olmak üzere bir tören düzenlenirdi. Önemli bir pedagojik değer taşıyan

La démocratie moderne doit sa fondation aux États-Unis d'Amérique qui, en deux siècles d'existence, se sont imposés comme la première puissance du monde. Les États-Unis

Öyküsünden 6 aydır Graves hastalığı tanısıyla metimazol tedavisi aldığı ve bu tedavi altında ötiroid olduğu öğreniliyor. Pankreatit nedeniyle oral alımı durduruluyor

18 EKİM 2020.. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Genel Yetenek ve Genel Kültür Testi için ayrılan kısmına

Bir araştırmacı, seçkisiz örnekleme yöntemiyle belirlediği bir grup psikolojik danışmanı seçkisiz bir şekilde iki ayrı gruba ayırmıştır. Gruplardan birine psikososyal