• Sonuç bulunamadı

DUYU ORGANLARI TERİMLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DUYU ORGANLARI TERİMLERİ"

Copied!
48
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DUYU ORGANLARI

TERİMLERİ

(2)

DUYU ORGANLARI TERİMLERİ

• GÖZE İLİŞKİN TERİMLER

Orbita (orbita): Frontal kemikte bulunan sağlı sollu , göz yuvalarının yerleştiği kemik boşluklarıdır.

Ophthalmos (oftalmos):Göz.

Oculus (okulus): Göz

Nervus Opticus (nervus

optikus):Optik sinir, görme siniri. 12 kafa çiftinden ikincisi.

Sclera(sklera): Göz akı. Göz yuvarının en dış katmanının arka 5/6 kısmı.Koruma işlevi yapar.

(3)

Bulbus Oculi (bulbus okuli):Göz yuvarı,göz küresi.

İris(iris): Korpus silyareden ortaya doğru uzanan yaprak şeklindeki uzantıdır.

Ortasında pupilla denilen delik oluşur. Gözün rengini veren hücreler burada bulunur.

Pupilla(pupilla):İrisin ortasında bulunan delik. Göze gelen ışık miktarına göre büyür yada küçülür.

Retina(retina): Gözün en iç katmanı. Görme hücreleri bu katta bulunur.

Lens(lens):Mercek. Söbe şekli olan elastik yapılı bir oluşumdur.

Göze gelen ışıkları toplayamaya yarar.

Palpebra(palpebra):Göz kapağı.

4

Pupilla

Retina 5

6

(4)

• Camera(kamera):Göz yuvarının içindeki odalara verilen isim. Üç kamera vardır. Bunlar: ön oda ,arka oda ve camsı odadır.

Blepharon(blefaron):Göz kapağı.

Gl.Tartalis(gl.tartalis):Tarsal bezler. Göz kapağında bulunan yağ bezleri.

Conjunctiva(konjunktiva):Göz kapaklarının korneaya bakan yüzlerini kaplayan müköz katman. Çok katlı prizmatik epitelle döşelidir. Bunun altında ince gevşek bağ dokudan kat vardır.

Gl.lacrimalis(gl.lakrimalis):Lakrimal bez. Göz yaşı bezi. Orbitanın ön üst bölgesinde yerleşik bezlerdir.

Photo(foto):Işık.

7

8

Gl:glandula:Bez

(5)

• SEMPTOM TERİMLERİ

Epiphora(epifora):Göz yaşı gelişi.

Scotoma(skotom,skotoma):Görme alanındaki kör nokta. Görme alanının herhangi bir yerindeki boşluklar. Bu boşluklara rastlayan kısım hasta tarafından görülmez.

Photophobia(fotofobi):Işıktan rahatsız olma.

Strabismus:Şaşılık. Gözlerden birinin diğerine paralel olmaktan sapması.

Nystagmus(nistagmus):Gözlerin yatay , dikey yada daire çizecek biçimde ritmik biçimde titreşmesi.

Diplopia(diplopi):Çift görme.

Amblyopia(ambliyopi):Görme keskinliğinin azalması.

Bulanık görme.

9

10

(6)

• TANI TERİMLERİ

• Ophthalmoplegia(oftalmopleji):Gözün en dış katmanında görülen felçler.

• Cycloplegia(siklopleji)Kirpiksi kaslardaki felç.

• Hypermetropia(hipermetropi):Göze paralel gelen ışınların retinanın arkasında odaklandığı kırma kusurudur. Bu tur hastalar yakını net göremezler.

• Myopia(miyopi):Göze gelen paralel ışınların retinanın önünde

odaklandığı kırma kusurudur. Bu tür hastalar uzağı net göremez.

• Astigmatizm(astigmatizm):Gözün kırma gücü göz küresinin farklı meridyenlerinde başka başkadır. Bu nedenle görüntü bozuk olur.

• Presbyopia(presbiyobi):İlerleyen yaşla birlikte yakın görmede ortaya çıkan bir çeşit hipermetropidir.

11

12

(7)

Pterygium(pterijium):Göz kapaklarının birleştiği köşe ile kornea arasında, konjuktivanın bir bölümünün kalınlaşmasıyla oluşan üçgen şeklinde

zarımsı oluşum.

Dactriostenosis(daktriyostenoz):Nazolakrimal kanalın ya doğuştan bir anomali yada enfeksiyon nedeniyle daralması.

Keratomalacia(keratomalazi):Korneanın beslenme bozukluğu sonucu yumuşaması.

Keratonucus(keratokonus): Daha çok 10-20 yaş arasında başlayan,

genellikle iki yanlı olan ve yavaş yavaş ilerleyen bir kornea genişlemesidir.

İritis(iritis): İris iltihabı.

Dacryocystitis(dakriyosistit):Göz yaşı kesesinin iltihaplanması.

Blepharitis(blefarit):Göz kapağı kenarlarının iltihaplanması.

14

13

(8)

Blepharoptosis(blefaroptoz):Göz kapaklarının düşüklüğü.

Arpacık(hordedum,itdirseği):Bir veya birkaç zeis ya da Moll bezinin veya meibomius bezlerinin akut, lokalize piyojen iltihabı.

Chalazion(Şalazyon)::Bir meibomius bezinin kronik, granülomatöz genişlemesi.

Entropion(entropiyon):Göz kapağının içe dönmesi.

Ectropion(ektropiyon): Göz kapağının dışa dönmesi.

Conjunctivitis(konjunktivit):Konjunktivanın iltihaplanması.

Keratoconjunctivitis sicca (keratokonjunktivit sikka): Her iki gözde de konjunktiva ve korneanın kronik bir şekilde kuruması.

15

16

17

(9)

Cornea ulcere(kornea ülseri): Enfeksiyon nedeniyle kornea dokusunda oluşan yerel nekroz.

Xerophthalmia(kseroftalmi):A vitamini noksanlığı ve protein enerji malnutrusyonuna eşlik eden ve kendisini kuru çıplak bir kornea ile gösteren bir durum.

Glaucoma(glokom):Göz içi basıncının artmasıyla belirgin bir hastalıktır.

Catarac(katarakt):Göz merceğinin opaklaşmasıdır.

Uveitis(uveit):İris, corpus ciliare ve koroid iltihabı.(Koroid damarlı tabakadır)

Sympathetic ophthalmia(sempatik oftalmi): Gözlerden birinin travmaya

uğramasından sonra uvea pigmentine karşı bir aşırı duyarlılık reaksiyonu olarak meydana gelen iki yanlı ağır bir granülomatöz uveitis.

Panophthalmitis(panoftalmit):Gözün her üç tabakasını da tutan ve genellikle tam tahribatla sonuçlanan irinli bir iltihaplanma.

18

19

20

(10)

Endophthalmitis(endoftalmit):Uvea,corpus , vitreum ve retinada sınırlı kalan benzer bir iltihaplanma.

Vascular retinopathy(vasküler retinopati): Gözdeki veya sistemik damar

hastalıklarına bağlı olarak oluşan retina kanaması, eksudasyonu, ödemi, iskemisi veya enfarktüsü.

Diabetic retinopath(diabetik retinopati): Diabet nedeniyle meydana gelen retina patolojisi.

Retina dekolmanı:Nörol retinanın, alttaki retina pigment epitelinden ayrılması.

Retrolental fibrodyslasia(retronal fibrodisplazisi): Prematüre bebeklere yüksek konsantasyonda oksijen verilmesine bağlı olarak gelişen retina damarlarında anormallikle belirlenen bir hastalık.

Retinoblastoma(blefaroplasti):Retina nükleer tabakalarından gelişen doğuştan bir malign tümördür.

Retinitis pigmentoza:Kalıtsal, yavaş gelişen bir çeşit retina dejenerasyonudur.

21

22

(11)

• AMELİYAT TERİMLERİ

Lens extraction(lens ekstraksiyonu):Lensin çıkarılması.

Cornea transplantaion(kornea transplantasyonu): İşlevsiz olan korneanın çıkarılarak başka bir insandan alınan korneanın implante edilmesi.

Keratocentesis(keratosentez):Korneanın delinmesi.

Kerectomy(kerektomi):Korneanın kısmen çıkarılması.

Tarsorrhaphy(tarsorafi): Kapak kenarlarını karşılıklı dikerek göz kapağı aralığını daraltma veya tamamen kapatma.

Blepharoplasty(blefaroplasti):Göz kapağı üzerinde herhangi bir şekil bozukluğunu düzeltmek amacıyla yapılan estetik ameliyat.

Enucleation(enükleasyon):Göz küresinin orbita içi yumuşak dokularla birlikte çıkarılması.

23

24

(12)

BURUNA İLİŞKİN TERİMLER

• Nose / Nasus / rhino (nouz / nasi / rino):Burun.

• Os nasale (os nazale): Burun kemiği.

• Concha nasalis (konka nazalis): Burun boşluğu dış yan duvarlarındaki 3 kemik kabartıdan her biri. Burun konkası.

• Naris (naris): Burun deliği.

• Nasal valve (nazal valv) : Burun açıklığı.

• Nasal cavity (nazal kaviti): Burun boşluğu

25 26

27

(13)

• Regio respiratoria (regio respiratorya): Burun boşluğunun solunumla ilgili bölümü.

• Regio olfactoria (regio olfaktorya): Burun boşluğunun koku bölgesi olan üst kısmı.

• Nasal septum (nasal septum): Burun boşluğunu ikiye ayıran bölme;

burun bölmesi.

28

29

(14)

. Burun Hastalıklarında Semptomlara İlişkin Terimler

• Anosmia (anozmi): Koku alma hissinin olmayışı.

• Cerebrospinal fluid rhinorrhea (serebrosipinal fluid rinore): Beyin omurilik sıvısının burundan gelmesi.

• Rhinophonia( rinofoni): Konuşurken sesin genizden gelişi, burundan konuşma.

(15)

Tanısal Yöntemler İle İlgili Terimler

Acoustik rhinometry (akustik rinometri): Burun boşluğuna verilen ses dalgalarını yansımasının ölçülmesi ile burun boşluğundaki direnç noktalarının belirlendiği test yöntemleri.

Cottle test (kotıl testi): Burun tıkanıklığı şikâyetlerinde burun hava geçişini saptamak için yapılan bir test.

Nasal speculum (nazal spekülüm): Burun deliklerini açarak burun içi muayenede kullanılan alet.

Olfactometer (olfaktometre): Koku alma duyusunun derecesini ölçen alet.

Olfactometry (olfaktometri): Koku alma derecesinin ölçülmesi.

Politzer test (politzer test): Bir burun deliğini kapatırken diğer taraftan lastik pompa ile basınçlı hava verilmesi.

30

31

(16)

Respirometer (respirametre): Solunum genişliğini ölçmede kullanılan alet.

Respirometry (respirametri): Solunum genişliğinin ölçülmesi.

Rhinomanometer (rinomanometre): Burun boşluğundaki hava akımı ve basınçları ölçmeye yarayan cihaz.

Rhinomanometry (rinomanometri): Burun boşluğundaki hava akımı ve basınçların ölçülmesi işlemi.

Rhinoscope (rinoskop): Burun içini muayenede kullanılan alet.

Rhinoscopy (rinoskopi): Burun içinin rinoskop aracılığı ile muayenesi.

32

33

34

(17)

Burun Ameliyatlarına İlişkin Terimler

Rhinoplasty (rinoplasti): Herhangi bir şekil bozukluğunu düzeltme amacıyla burun üzerinde yapılan estetik ameliyatı.

Septoplasty (septoplasti): Burun septumunun cerrahi olarak düzeltilmesi.

Septorhinoplasty (septorinoplasti): Burun septumunun cerrahi olarak

düzeltilmesi ile birlikte burnun dış görünümünün de düzeltilmesini içeren

ameliyat. Burun estetik ameliyatı

(18)

Kulağa İlişkin Terimler

• Anatomik Terimler

Auris(avris):Kulak

Oto,otikos(oto,otikos):Kulak

Auris externa(avris eksterna):Dış kulak

Auris Media(avris media):Orta kulak.

Auris interna(avris interna):İç kulak.

Auricula(avrikula):Kulak kepçesi.

35

36

(19)

Gl. Seruminosa(gl. Seruminoza): Seruminos bez.

Membrana tytpanica(membrana timpanika): Timpanik zar. Kulak zarı. Dış kulak ile orta kulak arasında bulunur.

Myringa(miringa):Kulak zarı.

Ossicula auditoria(ossikula avdutorya):Kulak kemikçikleri. (Örs, üzengi ve çekiç)

Stapes(stapes):Üzengi kemiği.

İncus(inkus):Örs kemiği.

Malleus(malleus):Çekiç kemiği.

37

38

(20)

Cavum tympani(kavum timpani): Orta kulak boşluğu.

Tuba auditiva:Orta kulak boşluğu ile yutak arasında uzanan boru. Östaki borusu

Cartilago auricularis(kartilago avrikularis): Kulak kepçesinin kıkırdağı.

Cochlea(koklea):İç kulakta işitme duyusunu alan kısım.

Vestibulum:İç kulakta dengeyle ilgili kısım.

Acusticus (akustikus): İşitme siniri.

Lobulus auricularis(lobulus örikularis): Kulak memesi.

39

40

(21)

Semptom Terimleri

Tinnitus: Kulak çınlaması. Akustik bir uyaran söz konusu olmadığı halde ses algılanması.

Otalgia(otalji):Kulak ağrısı.

Otorrhea(otore):Kulak akıntısı.

Otorrhagia(otoraji): Kulak kanaması, kulaktan kan gelmesi.

41

42

(22)

Tanı Terimleri

perichondritis(perikondrit):Kulak kepçesi kıkırdağının perikondrium iltihabı.

Otitis externa(Otitis eksterna):Dış kulak iltihabı.

Otitis media:Akut yada orta kulak iltıhabı.

Myringitis,tympanitis(mirinjit timpanit):Kulak zarı iltihabı.

Otosclerosis(otoskleroz):Üzengi kemiği tabanının ankilozuna ve iletim tipi işitme kaybına neden olan bir hastalık.

Sensorinöral işitme kaybı: İç kulak ve işitme sinirindeki bir nedene bağlı olarak oluşan işitme kaybı.

43

(23)

Meniere hastalığı: İç kulakta bulunan ve dengeden sorumlu sıvılardaki basınç artısının neden olduğu bir hastalıktır.

Vestibular neuritis(vestibüler nörit):Önceleri devamlı daha sonra nöbetler halinde gelen baş dönmeleriyle ortaya çıkan iyi huylu bir hastalıktır.

Acoustic neuroma(akustik nöroma):8.kafa sinirinin tümörü.

Anacusis(anakuzi): Sağırlık işitme kaybı.

Presbyacusis(presbiakuzi):Normal yaşlanma olayının bir bölümü olarak oluşan sensorinöral işitme kaybı.

Microti(microti): Kulak kepçesinin çok küçük oluşu.

(24)

Cholesteatoma(kolesteatom): Orta kulakta gelişen, etrafı çok katlı yassı epitelle çevrili, içi kan ve kolesterol içeren kistik kitle.

Deafness(difnıs): İşitme yeteneğinin olmayışı, sağırlık.

Otopiyosis( otopiyoz): Cerahatli akıntı ile seyreden herhangi bir kulak hastalığı.

Otitis interna(otitis interna) : İç kulak iltihabı.

Otopiesis(otopiz): Kulak zarının içeriye doğru çökmesi.

(25)

Ameliyat Terimleri

Myringotomy(miringotomi):Kulak zarında cerrahi olarak delik açılması.

Tympanostomy(timpanostomi):Timpanik boşluğun bir tüp aracılığı ile dış kulağa açılması

Tympanotomy(timpanotomi):Kulak zarı ameliyatı.

Otoplasty(otoplasti):Dış kulağın plastik ameliyatı.

44

(26)

Dil ile İlgili Terimler

Lingua: Dil

Papilla filiformis: İpliksi papilla

Papilla fungiformis: Mantarsı papilla Pupilla vallata : Oluklu papilla

Gemma gustatoria : Tat tomurcuğu

(27)

Papilla filiformes: Dil sırtında, küçük iplikçileri andıran, tat alma işlevleri olmayan epitel çıkıntılardır.

Papilla fungiformes:Mantar şeklinde ve kırmızımsı renktedir. Dili yan ve uç kısmında bulunur.(Tatlı ve tuzluya duyarlıdır)

Papilla vallatae: Acı duyusunu alan sulcus terminalis boyunca uzanan 7- 12 adet büyük papilladır.

Papilla foliatae: Dilin arka/yan kısmında bulunan, ekşi duyusunu alan tomurcuklardır.

45

(28)

DERİYE İLİŞKİN TERİMLER

• Anatomik Terimler

Cutis,tegument,pella(kutis):Deri Corium(koryum):Deri. Dermis.

Epidermis(Epidermis):Üst deri. Derinin en dış katmanıdır. Çok katlı yassı epitel hücrelerinden yapılmıştır.

Dermis(dermis):Epidermisin altındaki sıkı bağ dokudan yapılmış kattır. Alt deri. Deri anlamında da kullanıldığı durumlar vardır.

Hypodermis(hipodermis):Deri altı katı.

(29)

Pili(pili):Kıllar

Lanugo(lanuga):Tüy gibi kıllar.

Melanocytu(melanosit):Epidermis katmanı hücreleri arasında melanin pigmenti içeren ve derinin rengini veren hücreler.

Folliculus pili(follikulus pili):Kıl kökü. Dermis katmanın da bulunur.

Vibrissae(vibrisse):Burun kılları.

Hirci(hirsi):Koltuk altı kılları.

Barba(barba):Sakal.

Pubes(pubes):Dış üreme organları çevresindeki kıllar.

(30)

Gl.Sebacea(gl.sebasea):Deri ve yağ bezleri.

Gl.sudorifer(gl.sudorifer):Sudorifer bez. Deri ve ter bezleri.

Unguis(unguis):Tırnak.

Onyx(oniks):Tırnak.

M.Arrector pili(m.arrektor pili):Errektör kıl kası. Düz kas dokudur.

Merkel hücreleri:El ve ayak ayalarındaki kalın deride epidermis hücreleri arasında bulunan dokunma duyusunu alan hücreler.

46

(31)

Semptom Terimleri

Pruritus(pruritus):Kaşıntı.

Cicatrix(sikatriks):Yara iyileştikten sonra deriden kalan izi.

Petechiae(peteşi): Deri altında oluşan küçük kan lekeleri.

Macula(makül):10mm’nin altında olmak üzere büyüklüğü ve biçimi değişik olabilen, deride kabarıklık yapmayan renk değişikliği.

Papula(papül):Çapı genellikle 10mm’nin altında bulunan sert , kabarık lezyon.

47

48

49

(32)

Plak:Çapı 10mm’ den büyük çevresinde yüksel bir lezyon veya bir grup papül.

Nodule(nodül):Elen gelen deride kabarıklık yapabilen yada yapmayan yuvarlak sert kitle.

Vesicule(vezikül):Çapı 5mm’den küçük, çevresi kesin belirli içerisinde seröz sıvı bulunan lezyon.

Bulla(bül):Çapı 5mm’den büyük vezikül.

Pustula(püstül):İçerisinde irin bulunan yüzeysel, kabarık bir lezyon.

Telangiectasia(telanjiyektazi):Yüzeysel kan damarlarının genişlemesi.

50

51

52

(33)

Ecchymosis(ekimoz):Kan damarlarının yırtılmasından dolayı deri altında kan toplanması ve bu yüzden o kısımlardaki derinin morarması.

Erosion(erozyon):Epidermisin kısmen veya tamamen kaybı.

Ulcer(ülser):Epidermisin ve en azından dermisin bir kısmının kaybı.

Lichenification(likenifikasyon):Deri işaretlerinin belirginleşmesiyle birlikte görülen deri kalınlaşması.

Depigmnetation(depigmentasyon):Deriye rengini veren maddenin kısmen yada tamamen kaybolması.

Hyperpigmentation(hiperpigmentasyon):Deriye rengini veren maddenin fazla bulunması.

53

(34)

Tanı Terimleri

Psoriasis(psoryasiz):Sedef hastalığı.

İmpetigo:Öncelikle çocuklarda görülen yüzeysel, vezikülopüstüler bir deri hastalığı.

Eczema(ekzema):Kaşıntılı deri iltihabı.

Urticaria(ürtiker): Deri üzerinde şiddetli kaşıntı ve yanma hissinin eşlik ettiği pembemsi kırmızı kabartılar oluşması ile belirgin alerjik durum.

Toxic epidermal necrolysis(toksik epidermal nekroliz): Deri ve bazen de mukoza epitelinin tabaklar halinde soyularak geride geniş, çıplak sahalar bıraktığı ,hayatı tehdit edecek derecede ağır bir deri hastalığı.

54

55

(35)

Celluitis(sellülit):Bağ dokusunun özellikle gevşek yapıdaki derialtı yaygın iltihabi durum.

Dermatitis(dermatit):Derinin yüzeysel yangısı.

Seborrheic dermatitis(seboreik dermatit): Kafa derisinde, yüzde ve bazen de vücudun diğer bölgelerinde görülen deri kalınlaşması.

Atopyc dermatitis(atopikdermatit):Derinin kronik, kaşıntılı yüzeysel bir iltihabı. Genellikle alerjik yapılı insanlarda görülür.

Erysipelas(erizipel):Yılancık. A grubu Beta hemolitik streptekoklar tarafından meydana getirilen yüzeysel bir sellülit.

Folliculitis(follikülit):Kıl foliküllerinin yüzeysel veya derin bakteri enfeksiyonu.

Fronkül(çıban):Stafilokok enfeksiyonu nedeniyle akut olarak oluşan hassas perifolliküler iltihabi nodüller.

56

(36)

Carbunculus(karbonkül):Enfeksiyonun deri altına da yayıldığı bir grup çıban.

Erythrasma(eritrazma):Corynebacterium minutisimum tarafından oluşturulan ve hemen her erişkinlerde görülen yüzeysel bir deri enfeksiyonu.

Comedon(komedon): Yağ bezi kanallarının tıkanmasıyla oluşan siyah noktalar.

Acne(akne):Sivilceler.

Rosacea:Genellikle orta ve ileri yaşlarda ortaya başlayan, özellikle yüzün merkezi kısımlarındaki telanjiektazi, eritem, papül ve püstül gibi lezyonlarla belirlenen kronik iltihabi bir hastalıktır.

Erythema nodosum(eritema nodozum):Daha çok pretibial bölgede, bazen de

kollarda ortaya çıkan hassas, kırmızı nodüllerin oluştuğu deri ve deri altı dokusu hastalığıdır.

57

58

(37)

Dermatophytr infection(dermatofit enfeksiyonları): Deri ve eklerinin mantar enfeksiyonları.

Tinea Corporis(tinea korporis): Vücut mantarı.

Tinea Pedis: Ayak mantarı.

Tinea unguium: Tırnak mantarı.

Tinea Capitis: Baş mantarı.

Tinea barbea: Sakallı deri bölgesinin mantarı.

Pemphigus(pemfigus): İntradermal büllerle seyreden etiyolojisi bilinmeyen bir deri hastalığıdır.

59

60

61

(38)

Dermatitis herpetiformis:Şiddetle kaşınan veziküllerin, papüllerin ve ürtiker benzeri lezyonların kümeler yaptığı kronik bir hastalıktır.

Pseudofolliculitis barbae( psödofollikulit barbe): Kıl dönmesi.

Decubitus ulcer(dekubitus ülseri): Genellikle yatalak hastalarda basınç altında kalan yerlerinde oluşan iskemik nekroz ve ülserlerdir.

Paronychia(paronişi):Tırnak yatağı iltihabı.

Pitriasis rosea:Etkeni bilinmeyen, pul pullezyonlarla ortaya çıkan hafif iltihabi bir deri hastalığı.

Lichen planus(liken planus): Birbirleriyle birleşerek kaba, pullu plaklar halini alabilen, küçük ayrı ayrı duran, köşeli papüllerin görüldüğü tekrarlayan, kaşıntılı , iltihabi bir hastalıktır.

İcthyosis(iktiyoz):Deri üzerinde aşırı pullanma gösteren herediter bir grup hastalıktır.

62

63

(39)

Albinism(albinizm):Melanositlerin melanin yapmadığı kalıtsal bir hastalıktır.Pigmentasyon yoktur.

Vitiligo:Melanositlerin sonradan ortadan kalktığı bir hastalıktır.

Miliaria(miliarya):İsilik.

Nevus(nevüs):Ben.

Ephelides(efelid):Çil,benek.

Verrucae vulgaris(verruka vulgaris):Siğil.

Alopesia(alopesi):Kellik,saçların dökülmesi.

Scabiazis(skabiyazis):Uyuz.

Keratoacanthoma(keratoakantoma):Merkezinde keratinöz madde içeren bir krater bulunan yuvarlak , sert, ve genellikle et renginde lezyon.

64

65

(40)

Ameliyat Terimleri

Dermatoplasty(dermatoplasti):Cildin bir yerini tamir için vücudun başka bir yrinden bir cilt parçası kesip bu yere yapştırma ameliyatı.

Excoriation(ekskoryasyon):Cildin bir kısmının çıkarılması.

Dermatome(dermatom): Greft olarak hazırlanmak üzere çeşitli kalınlıkta deri plakları kesebilen araç.

Curettage(küretaj):Derideki yüzeysel lezyonların deri küretiyle alınması.

Küret:Kazıyıcı

alet.

(41)

3. Derece Yanık

►Genellikle alev, kaynamış su , kimyasal madde ile oluşur.

(Epidermis, dermis, subcutan doku ve kaslar zarar görmüş olabilir.)

►3 derece yanıklarda bütün nöroseptörler yok olduğu için ağrı hissedilmez.

►Dokuzlar kuralı yanığın şiddetini belirlemede yanığın genişliği, yanığın derinliği ve yanan vücut bölgesi değerlendirilir.

►Yaralı yine de ağrı hissedebilir bunun sebebi 3. derece yanığın çevresinde 1. derece yanıkların oluşmasıdır.

Dokuzlar kuralı

71

(42)

Vaka Çalışması

HASTANIN ÖYKÜSÜ:

32 K, TA:140/90 mmHg, N 129

Evde sobanın üzerindeki kaynar su dolu tencereyi(sol alt 2/3,sağ alt 1/3) alt

ekstremite üzerine düşürmüş ve kocası tarafından 112 aranmıştır. Termal yanık olduğu düşünüldükten hemen sonra ekibimiz vakaya çıkmıştır.

66

67

(43)

3. Derece Yanık Vakası Yaklaşımı

1)Çevre güvenliği sağlanır. (Hasta yakınları vs.)

2)Kendi can güvenliğimizi sağlıyoruz.(Eldiven maske vs.)

3)Kendimizi tanıtarak ve bilgi almaya çalışarak yaş vb. bilgileri öğrenerek hastaya yaklaşıyoruz.

4)Oryante durumundaki yaralının yanma sürecini durdurmak için yanık bölgesini su ile yıkayıp kuruluyoruz.

5)Hastanın ABC’ sini değerlendiriyoruz.

6)Geri dönüşsüz maske ile 10-15 1/dk oksijen veriyoruz.

7)Hava yolu açıyoruz.(Airway)

68

(44)

8)Yanık bölgesindeki giysiyi çıkarıyoruz çıkarırken veya keserken giysiyi derinin ve dokunun soyulmaması,

kalkmamasına dikkat ediyoruz.

9)Dokuzlar kuralına göre yanığın boyutunu değerlendiriyoruz.

10)Yanık yüzeyi %0.9NaCI ile ıslatılmış kompresle örtüyoruz.

11)Hipovolemik şoka karşı önlem alıyoruz. Damar yolu açarak IV %0.9NaCl veriyoruz.

12)KKM ile temasa geçerek danışman hekimin onayı ile ağrı kontrolü için morfin uyguluyoruz.

13)KKM ile uygun sağlık kurumuna nakli sağlanır.

14)Vaka kayıt formu eksiksiz doldurulur.

69

70 Ağrı

kontrolünde morfin 0.1

mg/kg sulandırılarak

IV verilir

(45)

GÖZE CİSİM BATMASI

• Vücuda yabancı cisim batması oldukça sık karşılaşılan bir durumdur.

• Göz, burun ve kulak gibi doğal vücut boşluklarına tahta kıymıkları, metal parçaları, kimyasal maddeler toz, toprak ya da kum parçaları, küçük cam kırıkları vb. yabancı cisimlerin girmesiyle oluşur.

• Bu gibi durumların verdiği rahatsızlık, taşıdığı enfeksiyon riski ve nadirde olsa yaralanma tehlikesi nedeniyle acil yardım gerekebilir.

• Göz, kolay zarar görebilen bir organdır.

• İlk olarak hasarın şekli ve büyüklüğü tespit edilmelidir.

• Göze yabancı cisim kaçması veya batması durumunda; yabancı cisim

korneayı çizebileceğinden gözün ovuşturulmaması gerekir.

(46)

Vaka Çalışması

HASTANIN ÖYKÜSÜ:

16 E, TA: 140/90 mmHg, N 132

Okulda basketbol oynarken yüzüne top çarpması sonucu oculusda bulunan gözlüğün kırılması sonucu bir cam parçası hastanın oculusuna batmış ve öğretmeni tarafından 112 aranmıştır. Verilen bilgiler sonucu korneasına cam batan hasta için ekibimiz vakaya çıkmıştır.

72

73

(47)

Göze Cisim Batma Vakası Yaklaşımı

1)Çevre güvenliği sağlanır.

2)Kendi can güvenliğimizi sağlıyoruz.(Eldiven maske vs.) 3)Kendimizi tanıtarak ve bilgi almaya çalışarak yaş vb.

bilgileri öğrenerek hastaya yaklaşıyoruz.

4)Hastanın ABC’ sini değerlendiriyoruz.

(Airway,Breathing,Circulation)

5)Gerekmedikçe yaralı yerinden hareket ettirmiyoruz.

(48)

6) Oculusa hiçbir şekilde dokunmuyoruz.

7)Simit sargı ile batan yabancı cismi sabitliyoruz.

8) İki oculusuda temiz bir bezle kapatarak oculusun hareketsiz kalmasını sağlıyoruz.

9)KKM tarafından bildirilen sağlık kuruluşuna hastanın naklini sağlıyoruz.

10)Vaka kayıt formu eksiksiz dolduruyoruz.

74

75

Referanslar

Benzer Belgeler

Hastaya bir yıl sonra yapılan odyometri testinde; sağda 50 db, solda 42 db, olmak üzere bilateral nörosensoriyel işitme kaybında kısmi bir iyileşme tespit edilmiştir....

Evliya Çelebinin gördüğü binaları bütün hususiyetleri ile kayt ve tasvir etmesi arkeoloji araştırmaları bakımından mühim olduğu kadar, dil

Lâkin Diyarbekir valisi Halit Beyin bir jurnali üzeri­ ne, Taşkışlada dokuz ay hapse ve daha sonra da Diyarbekirde müeb­ bet kal'abentliğe mah­ kûm

Şimdi dikkat ediyorum, Al­ manya’nın bütün ıztırabı Fransa’nın uysal olmayışın­ dan ileri geliyor?. Fakat Fransa için ne

emrini vermesi bu yüzdendir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu emri ile, sadece Adalar Denizi'ni değil, hem Adalar Denizi'ni ve hem de Akdeniz'in tamamım kastedmiştir. Öte

Yiyin efendiler yiyin; bu içaçıcı sofrası sizin; Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin. Hepsi bu nazlı beylerin, ne varsa ortalıkta say; Soy sop, şeref ve şan,

Pegile Interferon Alfa/Ribavirin Tedavisine Bağlı Gelişen Sensorinöral Tipte İşitme Kaybı: Olgu Sunumu.. Sensorineural Hearing Loss Due to Pegylated Interferon

 Sensorinöral işitme kaybı: İç kulak ve işitme sinirindeki bir nedene bağlı olarak oluşan işitme kaybı.  Meniere Hastalığı: İç kulakta bulunan ve dengeden