• Sonuç bulunamadı

AMASYA TARİHİ 1 İKİNCİ BÂB

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AMASYA TARİHİ 1 İKİNCİ BÂB"

Copied!
377
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AMASYA TARİHİ 1

İKİNCİ BÂB

Amasya tarihinin ikinci bâbı Amasya vilâyetinin Türkler eline geçtiği günden i’tibâren Amasya vilâyeti dahilinde tevellüd, zuhûr, ikâmet ve birer sûretle iştihâr iden mülûk, ümerâ, vüzerâ, erkân, sudûr, ‘ulemâ, kuzât, hükkâm, a’yân, şu’arâ, üdebâ, huteba, küttâb, hattâtân erbâb-ı hayr u şer, ashâb-ı sanâyi’-i eser olan ricâl ve nisânın mümkün ve ma’lûm olabildiği kadar terâcim-i ahvâlini, siyer ü menâkıbını, sülâle ve ensâbını kayd ve tahrîr ider.

Lâkin terâcim-i ahvâli yazılan zevâtın çokluğuna binâ’en aranılan kimselerin tercemelerini kolayca bulabilmek için bunlar hurûf-ı hecâ üzerine tertîb ve terceme sâhiblerinin ilk harfi ihtiyâr idildi. Bunun için ikinci bâb, hurûf-ı hecâ ‘adedine müsâvî olarak yirmisekiz fasıla ayrıldı.

/3/

Ba’zı erbâb-ı terâcimin yapdığı gibi terceme sahiplerinin âbâ ü ecdâdını hurûf-ı hecâ üzerine tertîbe imkân görülemediğinden ma’lûm olduğu sûretde zaman-ı vefâtları, olmadığı takdirde zaman-ı hayatları i’tibariyle tertîb ve kayda mecbûriyet hâsıl oldu. Lakâb ve künyelerle meşhûr olanlar da şöhretleriyle yazıldı.

BİRİNCİ FASIL

Amasya Tarihinin ikinci bâbından birinci faslı, adlarının ilk harfi hemze olanların terâcim-i ahvâlini tarihen mühim olan cihetleriyle berâber mülâhhasan kayd ve tahrîr ider. Bu fasla “Hemze faslı” dinir. Hemzeden sonra gelen hurûf-ı hecâ tertîbi üzerine terâcim ve esâmi yazılır. “Bade‟l- avn ve‟t-tevfik”.

Âbâd Beg (Emir Sadmeddin)

Amasya’nın üç sa’at kadar kurb-i şimâlinde Argoma-Suluova nahiyesinin merkez karyesi olan Hakaleli’dir. Türkmen beglerinden Sulî Begin oğludur. Pederinin vefâtında ‘aşiret re’isi olarak Simre hükümdarlığında İkinci Sultan Mes’ûd-ı Selçukîye’ye intisâb idüb Argoma nahiyesi emiri oldu. 710 sene-i hicrîyesinden sonra vefât itdi.

Türkmen ümerâsından bir kimse idi. /4/

Mahdûmu Emîr Mübarizeddin Sevündük Beg, hafîdi Tûr Ali Beg, bunun oğulları el-Hâcc Mehmed, Mahmud Begler pek ma’rûfdur.

Evlâdına “Abadoğulları” dindi. Bunlardan Kasım Beg Hakale’de medrese ve Ayşe Hâtûn Câmi’i, Mehmed Beg-zâde Mirza Beg mekteb ve Kuşcu

(2)

köyünde câmi’i yapmışlardır. Hakale köyünü mükemmel bir kasaba haline koyan Abadoğullarıdır. Diger mahdûmu Sulî Beg’dir.

Abâd, öztürkçe olub “ma‟mûr, şen, vâfir” ma’nâsınadır. Çünkü Abâd, “ta‟biye etmek, esirgemek” ma’nâsına abamak fi’ilinden bir sîga-i müte’addiyedir. Ta’biye ve muhâfazayı tecâvüz iden nesne dimekdir ki ma’mûr ve mebzûl olur. Âmir ve mesrûr olur. Abatmak olur.

Âbâk Beg (Emir Bedreddin)

Amasya’nın hâric mahallâtından Kayabaşı mahallesinde mukîm ümerâdan Kaya Beg-zâde Bayat Begin oğludur. Amasya emir-i kebîri el- Hâcc Şâdgeldi Pâdişâh bin el-Hâcc Kutlu Şâh devrinde Geldiklân nahiyesi ve kazâsı begi oldu. Emîr müşârün-ileyhin evâhir-i ‘ahdinde vefât itdi.

Hâcı Şâdgeldi Paşanın mu’temed ve sâdık beglerinden idi. Mahdûmları Ahmed ve Süleyman /5/ Begler ve Süleyman Beg-zâde Davud Şâh Beg Osmanlı ümerâsındandır. Âbâk “tâbâk” vezninde olub el-Tuhfetü‟z- Zekiyye’de mutlak şekil ve sûret, şâhsiyet ve sûret-i hüsne ma’nâsınadır.

Eski Türk adlarından olub pek çok beglerin adıdır.

Âbdâl Beg (Emir Çelebi-zâde)

Köprülü’dür. Köprü emîri meşhûr Taşan Beg’in birâderi olan İdris Beg’in oğludur. Amasya emîri Hâcı Şâdgeldi Paşa ricâlinden olub Taşanoğlu Haydar Beg’i def’ iderek Kedağra (Köprü) kazâsı begi oldu.

775 sâlinden sonra vefât itdi. Evlâdına “Abdallu, Abduloğulları” dindi.

Bunlardan Hasan Beg meşhûr Kedağra begidir.

Âbdâl Sultan (Kara Mehmed Halvetî)

Ladikli İbrahim oğludur. Amasya’da Hazret-i Pir İlyas Halvetî hidmetinde ‘ilm ü hâl-i tahsîl idüb hulefâsından oldu. Ladik’de tedrîs-i

‘ulûm ve irşâd ile meşgûl olub bir zâviye yaptırdı. Arâzî ve mezâri-i memlûkesini zâviye-dârlığa ve zâviye mesâlihine vakf idüb 825 sâlinden sonra vefât itdi. ‘Âlim, zâhid, müttakî idi. Buna defâtir-i vakfiye ve /6/

evrâk-ı resmîyede “Mevlânâ eş-Şeyh Şemseddin Mehmed Abdal Sultan” denmişdir. Mahdûmu Abdulhamid Çelebi olub hafîdi Mehmed Çelebi ‘ulemâdandır. Âbdal, “gâyet sâfî ve sâde dil” ma’nâsına Türkçedir.

Âbdâl Mehmed Çelebi (Mazlum Melik)

Amasyalı’dır. Mülûk-i Dânîşmendiye sülâlesinden es-Seyyid Mansur Çelebi bin Şerife Ayşe Hâtûn bint es-Seyyid Dânîşmend Gâzi er- Rifâ’î mahdûmu olduğu 975 tarihinde nakîbü’l-eşrâf es-Seyyid Taceddin

(3)

Efendi tarafından mahdûmu es-Seyyid Ahmed Efendi’ye virilüb Köprü’de bulduğum siyâdet cihetinden anlaşıldı.

Amasya’da “Mazlum Melik” dimekle meşhûr a’yân-ı sâdâtdan olub es-Seyyid Mehmed Çelebi’nin vefâtında Amasya nakîbü’l-eşrâf kâ’im-makâmı oldu. On yıldan ziyâde nakîbü’l-sâdât-ı Amasya olub 974’de vefât itdi. ‘Âlim, sâlih, kerîm, asîl, sâde-dil bir zât idi. Mahdûmu kâdi’l-haremeyn es-Seyyid Ahmed Efendi aşağıda gelir.

Âbdâl Ata (eş-Şeyh Mehmed Çelebi)

Amasya köylerinden Efte’de medfûn ve kabri ziyâret-gâh /7/ olan eş-Şeyh Bayezid Ata ahfâdından Burhan Ata bin İlyas Ata bin eş-Şeyh Bayezid Ata’nın oğludur. Amasya’da eş-Şeyh Hayreddin Hızır Halvetî hidmetinde ‘ilm ü irfân tahsîl idüb dedesi tekyesinde şeyh oldu. Köylerin halkını irşâda, ahlâkını tehzîbe çalışdı.

Zâviyesi gelüb gidenlere açıkdı. İnepazar nahiyesinin kutbu sayılırdı. İnepazarı şeyhi ve pir-dâşı olan eş-Şeyh Muslihiddin Efendi ile güzel musâhabeleri vardı. İran harbinden avdet iden Kanunî Sultan Süleyman Hân’ı tekyesine da’vet ve müşarün-ileyh de icâbet iderek nâ’il-i iltifât olmuşdu. 978 sâline doğru vefât itdi. Mu’ammerînden bir pîr olub

‘âlim, sâlih idi. Ceddi yanında medfûndur. Mahdumu Yakub Ata da ma’rûfdur.

Âbdâl Ağası (el-Hâcc Ahmed Ağa)

Amasyalı’dır. Terzi Mehmed oğludur. Dergâh-ı âlî kapucu-başıların dan ve sadr-ı esbâk Bahir Mustafa Paşa ağalarından Âbdâl Mehmed Ağa’nın hidmetinde bulunarak kethüdâsı olduğu münâsebetle “Abdal Ağası” dimekle meşhûr oldu. Âbdâl Mehmed Ağa’nın vefâtında Amasya’ya gelüb kazandığı servet ve haysiyyeti sâyesinde a’yân ve hâciyân meclislerine a’zâ oldu. 1200 hudûdunda vefât itdi. /8/

Dergâh-ı âlî gedüklülerinden kerîm, hânedân bir zât idi. Evlâdına

“Abdal Ağasıoğulları” dindi. Bunlardan ser-mü’ezzin Hâfız İbrahim Efendi aşağıda gelir.

Âbî Mehmed Çelebi (Çekem-zâde)

Amasyalı’dır. Su yolculardan Çekem Osman’ın oğludur. Çekem Amasya’da “su yolcu” dimekdir. Fuzalâ ve üdebâ-yı mevâlîden Müe’yyed-zâde Pirî Ahmed Çelebi’den ‘ilim, edebiyât, kitâbet tahsîl iderek beytü’l-mâl kâtibi oldu. Uzun müddet bu kitâbetle kanâ’at idüb 1029 senesi hilâlinde vefât itdi.

(4)

Abdî Efendi tezkîresinde diyor ki; bu zamanın üdebâsından âzerî, türâbî, hüdâyî ile musâhabât ve mutâyebâtı vardır. Bunlara ‘anâsır-ı erba’- i edeb dinirdi. Kelâmî Mustafa Efendi bunlarla dem-güzâr olurdu. Kâtib, şâ’ir, edîb, yazısı güzeldi. Şu fahrîyesi şâyân-ı dikkatdir:

Nazar itdikçe o meh-pâreye cân Gözümün nûrına virür lema‟ân

Gül cemâlinden alur şâm u seher Ma‟rifet feyzini gönlüm her an

Bunun için viriyor teşnelere Sözlerim âb-ı zülâl-i irfân /9/

Âpârdı İbrahim Ağa

Amasyalı Mehmed’in oğludur. Genç iken yeniçeri yazılıb civelek oldu. Rumili ve Girid muhârebelerinde fedâkârâne çalışdı. İbtidâ yasakcı olub yeniçerilerin inzibâtına me’mûr ve sonra alemdâr ve yirmibeş yıldan ziyâde müte’addid def’alar da Amasya’nın yeniçeri serdârı oldu. 1120 şevvâlinde serdâr iken vefât itdi.

Yiğit, cömerd, gâzi bir kimse idi. Mahdûmu el-Hâcc Mehmed Ağa meşhûr serdengeçdiler ağası idi. Bunun evlâdından el-Hâcc Hasan, Hüseyin, Ali Ağalar, Yeşil Şeyh Ahmed Efendi, evkâf kâtibi Hâfız Hasan Efendi bin Hâfız Mehmed Efendi, bunun mahdûmu mahkeme â’zasından Abdullatîf Efendi ma’rûf idiler. Bunlara “Apardı Oğulları” dinir.

Ba’zılarının tercemeleri aşağıda gelir.

Atabeg Emîr Nasıreddin Ahmed Beg

Kastamonu havâlisinde meskûn Atallu aşireti ümerâsından “Emir Necmeddin Ömer bin Süleyman el-Atalî”1 mahdûmudur. İkinci Mes’ûd Selçukî hidmetinde tefeyyüz iderek şehzâdesi Sultan /10/ Altunbaş Gâzi Çelebi’ye atabeg olduğu münâsebetle “Atabeg” diye meşhûr oldu.

719’da Sultan Altunbaş’ın firâr ve ihtifâsında Sivas valisi Emîr Çoban-zâde Timurtaş Beg’e intisâb iderek 722 senei rebiü’l-evvelinde Amasya emiri oldu. Beş yıl kadar Amasya vilayetini hüsn-i idâre idüb 727 senesi evâsıtında Timurtaş Beg’in Mısır’a firârı üzerine Kirmân-zâde Yahşi Beg harbinde mecrûhen vefât itdi.

1 Vakfiyesinde böyle görüldü. El-‘Âtâlî, Âtâllu kelimesinin Arabcasıdır.

(5)

Emir müşârün-ileyh ‘ilme ve ‘ulemâya muhibb olduğundan Amasya’nın Sığırpazarı altında dere kenarında ‘âlî bir medrese binâ itdi.

Emlâk ve arâzisini bu medresenin mesâlihine vakf iderek (evâ‟il-i safer 727) senesinde vakfiyesini tanzim itdirdi. Tevliyeti kendisinden sonra mahdûmu Emîr Hayreddin Hızır Beg’e ve ba’dehû ekber-i ebnâsına şart itdi. Hafîdi Emîr Şücaeddin İlyas ibn Hızır Beg 769’da vakfa mütevellî idi. Diğer mahdûmu Emîr İmadeddin Ömer Beg’dir.

Mir-i müşârün-ileyhin evlâdına “Atabeg Oğulları” ve “Atabegler”

dinirdi. İlyas Beg-zâde Hızır, Abdî Beglerden /11/ Emîr Muiniddin Abdullah Abdî Beg 802 senesinde mütevellî iken tarafından Mevlânâ Şemseddin Ahmed Çelebi Atabeg müderrisi ta’yin idildiğine dâ’ir kayd-ı resmî görüldü. 804’de Timur harbinde şehîd oldu. Oğulları İlyas Begle Yögüç, Hızır Paşalardı. Tevliyet İlyas Beg’in evlâdına intikâl itdi.

Acaytu Noyin (Ece Sultan)

Amasya’da Pervâne Beg Câmi’i önündeki türbede medfûn olan Camudâr Noyin bin Yeşmut bin Hulâgu Hânın oğlu ve Herkây Noyin’in kardaşıdır. Buna Türkler arasında “Câmâdâroğlu Ece Sultan” dinirdi.

Pederinin vefâtında Simre bilâdı nâzırı olub Amasya’da oturdu. Pederiyle berâber din-i İslâmı kabul eylediğinden dîn-dârâne hareket iderdi.

Ancak İşboğa Noyin ile arası açıldığından münâza’aları eksik değildi. 719’da Sultan Altunbaş’ın firârında Varay çiftliğine çekildi.

Orada câmi’i, zâviye, ‘imârethâne yaptırdı. Zile, Mecidözü, Turhal kazâları taht-ı hükmünde olarak müstakîlâne yaşardı. Emlâkını bu hayrâtına vakf idüb 731 sâline doğru vefât /12/ itdi.

Mahdûmu Musa Beg ve dâmâdı Tuğrul Beg’dir. Sülâlesi munkarızdır. Kerîme-zâdesi Emîr Seyfeddin Babukşâh ve hafîdi Abdülmü’min Beg bin Musa Beg bunun torunu Musa Beg bin Şükrullah Beg Çelebi bin Abdülmü’min Beg’dir. Meşhûr Zünnûn Şâh bunların ahfâdından olduğunu iddi’â iderdi.

Ece Sultan zâviyesi ve câmi’i zamanımıza kadar ber-devamdı. 1219 senesinde Varay’a gitdim. Mükerreren harab olub i’mâr idilen zâviye ve câmi’i muhtâc-ı ta’mir gördüm. Cihât defterlerinde görüldüğü üzere 1099’da Amasya kethüdâ-yeri Osman Ağa evlâd-ı inâsından olduğunu iddi’a iderek vakfa mütevellî oldu. 1109’da Osman Ağa’nın ref’inden tevliyet Ece Sultan zâviyesi meşîhatıyla berâber ‘ulemâdan Varaylı Hasan Efendi’ye ve 1129’da vefâtıyla oğulları Hâfız Hüseyin, İbrahim Efendilere ve ba’dehû bunların evlâdına tevcih idildi.

(6)

Âdem Beg (Hâbil-zâde)

Amasyalı’dır. Zu’amâdan Ali Beg’in oğludur. Bu da meşâhir-i zu’amâdan olub 988’de Şirvân muhârebelerinde vefât itdi. /13/ Oğulları Hâbil ve Kâbil Beglerdir. Kâbil Paşa, Karayazıcı ihtilâlinde beglerbegi olmuşdu. Hâbil Beg-zâde Musa Beg’dir. Bunlara “Adem oğulları” dindi.

Azer Çelebi (Kılıç Arslanoğlu)

Amasya’da mukîm olan Selçukîyeden Mes’ud Beg bin Kılıçarslan Şâh bin Mes’ûd Şâh bin Sultan Taceddin Altunbaş bin Sultan Gıyaseddin Mes’ûd Selçukî mahdûmudur. Sultan Murad-ı sânî devrinde ceddinin vakfına mütevellî ve hasılât-ı vakfiyesiyle müreffehü’l-hâl olub Havza’da ikâmet ve orada Fatih devrinde rıhlet itdi.

Azerî İbrahim Efendi (Kâtib)

Amasyalı “Ateş Ali Ağa” dimekle meşhûr bir sipâhi oğludur.

Amasya ‘ulemâsından ve hasseten Müfessir Ahmed Efendi’den ahz-ı

‘ulûm itdi. Hattât-ı meşhûr Hüseyin Efendiden hutût-ı mütenevvi’ayı aldı.

Dersi-âmm olduğu esnâda mahkeme baş-kâtibi ba’dehû Torumtay medresesi müderrisi, bir kaç def’a Amasya nâ’ibi olarak temâyüz itdi.

1017’de kitâbet ve niyâbetden azl idilüb sonra kasâbâta kadı oldu. 1025 hudûdunda vefât eyledi. ‘Âlim, kâtib, şâ’ir, ta’lik-nüvîs bir hattât idi.

Abdî Efendi tezkîresinde Âzerî’nin Âbî ile mülâtafa ve mefâhiresine dâ’ir şu kıt’alarını yazıyor:

Âzerî

Dünyâ temeli benim özümdür.

Bu kadrimi bilmeyen oğuzdur.

Nûrumdan olur cihân münevver.

Yaklaşma ki sûretim yavuzdur.

Âbî /14/

Ne kadar keskin olursa âzer Şiddetimle söyünür yakmaz olur

Yıldırım olsa da bâk eylemezim Suya düşerse hemân çakmaz olur.

(7)

Ârpacı-zâdeler

Amasyalılardan birkaç sülâledir. Bunlardan Mevlânâ Nureddin Hamza Çelebi meşâhir-i ‘ulemâdandır. “Arpacı-zâde”likle meşhûrdur.

Mahdûmu Mevlânâ Muhyiddin Mehmed Çelebi’dir. 1079’da vefât iden es-Seyyid İbrahim Efendi bin Ömer bin Mahmud da Arpacı-zâdelikle meşhûrdur. Bunun tercemesi ve evlâdı aşağıda gelir. Diğer Arpacı Ali Ağa-zâde el-Hâcc Mehmed Efendi de ‘ulemâdandır. eş-Şeyh Osman Efendi bunun mahdûmu eş-Şeyh Abdurrahman Efendi ve evlâd-ı kibâr-ı meşâyîhdendir. Diğer Arpacı Mustafa Ağa-zâde el-Hâcc Ali Ağa da Amasya a’yânında idi. Bunun mahdûmu el-Hâcc Osman Efendi Amasya erkânındandır. Bunun evlâdı el-yevm Amasya eşrâfındandır.

Ârtuk Çelebi (Mevlânâ Saadeddin)

Gümüşlü’dür. Amasya ‘ulemâsından Mevlânâ Fahreddin İlyas ibn Aksarayî ve Şerafeddin Mehmed bin Vecîh Erzincanî’den tashil-i ‘ulûm iderek Amasya’da ders-i ‘âmm ve medrese-i Halfet müderrisi oldu. /15/

Fazilet-i ‘ilmîyesi kendini Amasya emir-i kebirî fâzıl-ı meşhûr Hâcı Şâdgeldi Pâdişâha takrîb iderek mahdûmu Emîr Fahreddin Ahmed Paşa Çelebi’ye mua’llim itdi.

Emîr müşârün-ileyhin mecâlis-i âlîyesine hâzır olan sudûr-ı

‘ulemâdan olub emir-i kebir Ahmed Paşa’nın kazaskeri ve bâ’dehû şeyhü’l- İslâmı oldu. Üç yıl kadar Amasya müftisi olub 791 senesi evâ’ilinde vefât itdi. Cemaleddin Mehmed Aksarayî akrânından fâzıl, muhakkik, kâmil bir zât idi. Evlâdına “Artukoğulları” dindi.

Şimdiki Hâcı köyü bu zâtın çiftliği olduğundan orayı câmi’i ve mekteb binâsıyla şenletdi. Oraya “Artukâbâd” dindi. Muâhharen burası rağbet görüb kasaba halini aldığından Artukâbâd bir mahalle oldu.

Mahdûmu Mevlânâ Mecideddin Müsafir Çelebi 807 sâlinde pek ma’rûf idi. Bunun oğulları Pir Ali, Hasan Çelebiler kuzâtdandır. Pir Ali Çelebi- zâde Müsafir, Hasan ve Hasan Çelebi-zâde el-Hâcc Mehmed Çelebiler de ma’rûfdur.Bunun mahdûmu el-Hâcc Ahmed Çelebi’ye “Hacı Nazır Çelebi” dindi.

Hacı köyü, bunun ünvânıyla meşhûr oldu. /16/

Aslan Beg (Emir Şücâeddin)

Amasyalı’dır. Ümerâdan Şirîn Beg bin Aydoğdu Beg’in oğludur.

İzzeddin Keykavus Selçukî ümerâsından olub hayli muhârebelerde bulundu. Hicâz’a gitdi. 616 sâlinden sonra vefât itdi.

(8)

Mücâhid, hâccü’l-haremeyn bir zât idi. Mahdûmu Emîr Alaeddin Ali Beg ve amm-zâdesi de Emîr Alaeddin Alişir Beg bin Selçuk Beg bin Aydoğdu Beg’dir.

Arslan Beg (Biçâr-zâde)

Amasyalı’dır. Hâcı Şâdgeldi Pâdişâh ümerâsından olub 788’de Sultan Murad Hâna bi’ât iden Biçâr Beg bin İsmail Beg’in mahdûmudur.

Çelebi Sultan Mehmed Hân’a arz-ı hidmet ve sadâkat iderek ümerâdan oldu. Ba’dehû Sultan Murad-ı sânîye hidmet idüb 829 senesinde Rumili vak’asında Türklük tarafdarı olduğundan menkûb oldu.

Ba’dehû Karahisar-ı devle sancağı dahilinde Tavşanlu nahiyesinde ikâmete me’mûr olub orada mensîyâne emrâr-ı hayat iderek 838 sâlinde vefât itdi. Orada câmi’i ve türbe binâsıyla 836’da emlâkını bu hayrâtı mesâlihine vakf itdi. Birâderleri /17/ Hamza ve İsmail Beglerdir.

Vakfiyesi kuyûd-ı vakfiye idâresinde müsecceldir. Bunlara tarihen

“Biçeroğulları” dindi.

Arslan Beg (Kılıçarslan-zâde)

Amasyalı’dır. Sivas emiri iken 781’de Kadı Burhan elinde maktûl olan Kılıçarslan Selçukî-zâde Mes’ûd Şâh’ın mahdûmudur. Ceddinin katlinde pederi kaçıp Amasya emir-i kebiri Hâcı Şâdgeldi Pâdişâha ilticâ itdi. Kutlu Beg-zâde Süleyman Beg’e dâmâd oldu.

Arslan Beg Amasya’da doğdu. Çelebi Sultan Mehmed Hân zamanında Gelgiras nahiyasinde ağır ze’âmetle taltîf idildi. Bir müddet Amasya’da oturdu. 846’da Şehzâde Alaeddin Beg vak’asında Amasya’dan kaldırıldı. Ba’dehû vefât itdi. Mahdûmları Süleyman, Abdullatîf Beglerdir. Süleyman Beg “Selman Beg” dimekle meşhûr olub Sivas’da ve Latîf Şâh da Tokad’da ikâme idildi. Bunların evlâdı vardır.

Latîf Şâh’ın sonradan Gümüşhane taraflarına gönderildiği mervîdir.

Arslan Beg (Çerkes Beg) /18/

Amasyalı Hâcı Beg-zâde Ahmed Paşa’nın kölesidir. Efendisinin himmetiyle zu’amâdan oldu. Rumili muhârebelerinde yararlıklar gösterib alaybeyi, sonra mîr-livâ olarak temâyüz itdi. 1009 senesinde Amasya’da evkâf-ı sultânîye tevliyetiyle mütekâ’id olmuşdu.

1011’de Karayazıcı eşkiyâsının Amasya’ya hücûmunda yaralandı.

Devr-i fetretde Amasya’da oturdu. 1017 senesinde yine mîr-livâlıkla kayırıldı. İran muhârebâtında vefât itdi. “Çerkes Beg” dimekle meşhûr bir gâzi idi. Mahdûmları Ahmed, Mehmed, Mustafa Beglerden Mustafa Beg

(9)

Amasya a’yânındandır. Bunun evlâdından el-Hâcc İsmail Ağa bin el-Hâcc Ali Ağa da ma’rûfdur. Bunun mahdûmu el-Hâcc Ali Ağa’nın ahfâdından Hâfız Hasan Efendi bin el-Hâcc Mustafa Ağa bin el-Hâcc Hasan Ağa 1261 de nüfus mukayyidi idi. Bunun evlâdından Mustafa Efendi “Paşa”

dimekle meşhûr olub oğulları Mehmed Suzî, Abdullah, Hasan Efendilerdir. Bunların hepsine “Çerkesoğulları” dindi.

Arslan Ağa (Hazinedâr el-Hâcc)

Köprülü-zâde Fâzıl Ahmed Paşa’nın defter ihrâcâtında mezkûr olduğu üzere Zeytunlu’dur. Abdullah oğlu olub gençliğinde /19/ Kadı- zâde İbrahim Paşa’nın dâ’iresinde tefeyyüz iderek hazinedârı oldu.

1074’de Efendisi maktûl oldukda bütün muhallefâtını hazineye teslim etmesinden dolayı Köprülü-zâde Fâzıl Paşa’ya yaranub ağalarından ve sonra hazinedârı oldu.

1087 senesi şa’bânında sadr-ı müşârün-ileyhin vefâtıyla Hicaz’a gidib avdetinde Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’ya intisâb iderek kapucu- başı oldu. Devr-i hıdemât iderek 1090 muharreminde Kara İbrahim Paşa’nın sadâretinde tekâ’üde sevk idilüb sonra vefât itdi. Mahdûmu el- Hâcc Ali Ağa’dır.

Arslan Beg (Seydî-zâde)

Köprülü’dür. Taşanoğullarından Seydî Ahmed Beg-zâde Ali Beg’in oğludur. Pederinin vefâtında ber-vech-i ocaklık Taşan Dağı malikânesi uhdesine tevcih idildi. 1128 sâlinden sonra vefât itdi.

Gâyet zâbit, müddebir, zî-nüfûz adamdı. Taşan Dağında bir tek eşkiyâ sektirmezdi.

Arslan Ali Baba (Çırçırlıoğlu)

Amasyalı’dır. Yeniçerilerden Çırçırlıoğlu Mehmed Ağa bin Ali Ağa’nın oğludur. Amasya’da bir müddet eş-Şeyh Hasan Sinanî /20/

Efendi hidmetinde biraz ‘ilm ü irfân idindi. Sonra Bektaşî erenlerinden Merzifon’da Pirî Baba tekyesi Şeyhi Süleyman Baba’ya inâbet ve hidmet itdi. Bundan hilâfet alıb Amasya’ya geldikde 1230’da Gökmedrese civârında Çırçır mevki’inde binâ eylediği Bektaşîye tekyesi şeyhi oldu.

Oniki yıldan ziyâde yeniçerilerin muktedâsı tanındığından Amasya’da çıkan “Yeniçeri-talebe” vak’alarında dahl ü te’siri olduğu söylenmekle berâber makâmını muhafaza idebildi.

Fakat Yeniçeri ocağının sönmesinde nüfûzu kalmadı.1243 senesi evâhirinde Amasya’dan kaldırıldı. Sultan Mahmud-ı sânî devrinin

(10)

evâhirinde mu’ahharen Amasya’ya geldi. Hânesinde ikâmet ve dîn-dârâne hareket iderek 1257 senesi hilâlinde yetmiş sekiz yaşlarında vefât itdi.

Gâyet müşekkel, natûk, muhibb, oldukca ‘âlim, latîfe-gû, mü’eddeb bir kişi idi. Hikâyât ü letâ’ifi, nevâdiri vardır.

Argûnşâh (Emir Nizameddin)

Amasyalı’dır. Birinci Sultan Mes’ûd Selçukî şehzâdesi Emîr Nasıreddin Şâhinşâh’ın mahdûmudur. Sultan Kılıçarslan ibn Sultan Mes’ûd’un şehzâdesi olduğu da mervîdir. Amasya /21/ valisi Şehzâde Sultan Gıyaseddin Mehmed Şâh’ın 580’de vefâtına binâ’en Amasya valisi oldu. Ba’dehû ‘amm-zâdesi yahûd birâderi olan Konya hükümdârı Sultan Rükneddin Süleyman Şâh tarafından 594’de azl idilüb şehzâdegân muhârebeleri esnâsında vefât itdi. Mahdûmu Selçukşâh’dır.

Argûn Bay (Tatar Beg)

Amasya’da medfûn bilâd-ı Rumîye nâzırı Camudar Noyin’in adamlarından olub Efendisinin vefâtında İşboğa Noyin’e intisâb iderek Amasya’da bir müddet cândâr, ya’ni cândârmâ kumandânı, zâbıta müdürü oldu. Ba’dehû Gelgiras kazâsına ve havâlisine hakim olub fevkâlâde nüfûz ve şöhret kazandı. Sivas emîri Timurtaş Beg’in devrinde nüfûzu artdı. Sonra Timurtaş Beg’in firârı esnâsında 727’de fevt oldu.

Gâyet zî-nüfûz, yaman bir adamdı. İkâmet itdiği çiftliği bugün “Argun köyü” dimekle meşhûrdur.

Armağan Şâh (Hacı Mübarizeddin)

Konya’da tefeyyüz iderek Sultan İzzeddin Keykavus ümerâsından oldu. Ba’dehû Sultan Alaeddin Keykubad’a pervâne ve emir-i /22/ meclis oldu. 627’de Baba İshak’ın isyânında Amasya valisi olub sür’atle geldi.

Amasya’yı muhasara idüb Baba İshak’ın cem’iyyet-i bağîyesini perişân ve kendisini tutub salben i’dâm itdi.

Lâkin Baba İshak’ın avânesi fırsat gözetüb 638’de emir-i müşârün- ileyhin hânesine hücûm iderek şehîd itdiler. Meşâhir-i ümerâdan âl-i himmet, bir merd-i şecî’ ve dindâr idi. Kübceğiz mahallesinde bir hâne derûnunda ziyâret-gâh olan kabri, Hâcı Armağan Şâh’ın mezârı zann olunur.

Armağan Beg (Emin)

Amasya emiri Gümüşlü-zâde Taceddin Mahmud Beg’in adamlarından olub tûl-i müddet Gümüş Ma’deni emini ve kazâsı emiri

(11)

olarak orada kaldı. İkâmet itdiği mahall, kendi nâmıyla meşhûr bir mahalle oldu. Amasya ümerâsının mu’temedi olub 756 sâline doğru vefât itdi. Mahdûmu Muhyiddin Yahya Çelebi meşâhir-i ‘ulemâdandır. Yahya Çelebi-zâde Mehmed, Mahmud Çelebiler de ‘ulemâdandır. Bunlara

“Armağanoğulları” dindi.

Âsâyiş Beg (Sungurî)

Amasyalı’dır. Ümerâdan Sunguroğlu Yahşi Beg’in /23/ mahdûmu ve Yahşi Beg’in birâderidir. Hâcı Şâdgeldi Paşa devrinde ümerâdan olub 782’de Kadı Burhan muhârebesinde cesûrâne harb iderken Hâcı Şâdgeldi Paşa ile berâber esir oldu. Hâcı Şâdgeldi Paşa maktûl oldukda bu fidye-i necât virüb kurtuldu.

Ba’dehû Amasya emiri Fahreddin Ahmed Paşa ümerâsından olub 788 de Amasya emâreti Birinci Sultan Murad Hünkâra inkiyâd iderken hidmeti sebk iderek 798 hudûdunda Rumili muhârebâtında şehîden vefât itdi. Mahdûmları Yusuf, Hamza Beglerdir. Hamza Beg amucası Yahşi Beg’e dâmâd olub 804’de Timurlenk muhârebesinde vefât itdi. Bunun oğulları Sinaneddin Yusuf, Bedreddin Davud Paşalardır. Bunlar Bayezid Paşa’nın hemşîre-zâdeleri olub vezârete kadar terakkî itmişlerdi. Bunlara

“Asayişîbey-zâdeler” dindi.

Âsûde Hâtûn (Sultan Hâtûn)

Amasya valisi Şehzâde Sultan Ahmed bin Sultan Bayezid-i sânî halîlesidir. Sultan Ahmed’in vefâtına kadar Amasya’da otuz yıldan ziyâde şâhâne oturdu. Sultan Ahmed’in ihnâkında /24/ 918’de Bursa’ya nakl idildi. Orada 927 sâline kadar ber-hayat idi. Ba’dehû vefât itdi. 927 rebiü’l-evvel tarihli ele geçen enderûn defterinde “Vâlide-i Sultan Murad bin Sultan Ahmed” diye yazılı görüldü. Bursa’da mekteb ve evkâfı vardı.

Âsiye Hâtûn (Hatun Paşa)

Amasyalı’dır. Sunguroğlu Yahşi Beg bin el-Hâcc İsa Beg’in kerîmesi ve sadr-ı a’zam Bayezid Paşa’nın hemşîresidir. Zevci Âsâyiş Beg-zâde Hamza Begle sâkin olduğu İçerişehir’de yukarı hamamın şark tarafında bir mescid-i şerîf yaptırdı. Emlâkını bu mescidin mesâlihine vakf itdi. Birâderi Bayezid Paşadan evvel vefât eyledi. Mahdûmları Sinan, Davud Paşaların evlâdı Amasya’da vakfına mütevelli olmuşlardı.

(12)

Âsafî Ahmed Beg (Çırçırlıoğlu)

Amasyalı’dır. Eşrâf ve sâdât-ı hüseynîyeden Çırçırlıoğlu es-Seyyid Abdullah bin es-Seyyid Mehmed Beg’in mahdûmudur. Vezir Firârî es- Seyyid Hasan Paşa’nın torunu olduğundan “âsafî” lakâbını aldı. Evâ’il-i hâlinde zu’amâdan olub alaybeyi de olmuşdur. /25/ 1184’de me’ mûr olduğu Rus harbinden firâr etmekle açığa çıkarıldı. Sonra dervişliğe bozdu. Güzel bağlama çalardı. Âbâ ü ecdâdından kalan servetini sefâhatle tüketdi. Kahve şâ’iri olub şehzâdeler türbesi civârında Fethullah Ağa’nın kahve-hânesinde 1210 sâline kadar yaşadı. Ba’dehû vefât itdi. Yeniçeriler ve Bekrîler arasında şöhreti vardı. Destancı da dinirdi.

Ağa Paşa (İbrahim Ağa)

Amasyalı’dır. 1092 tarihli defter-i mütekâ‟idînde “Mehmed Osman Amasîye” ve bâlâsında “cebecioğlu” yazılan Amasya kethüdâsı Cebecioğlu Mehmed Ağa bin Osman Ağa bin Mahmud Ağa’nın oğludur.

Gençliğinde yeniçeri olub 1099 vak’asında ibrâz-ı hidmetiyle nâ’il-i terakkî ve mu’ahharen müte’addid def’alar Amasya yeniçeri serdârı oldu.

1122 senesi Rus harbinde fevkâlâde yararlıklar göstermekle turnacı- başı pâyesiyle taltîf idilüb 1124 senesinde İstanbul kâ’im-makâmı Amasyalı el-Hâcc Ahmed Paşa’nın himmetiyle yeniçeri ocağında kethüdâ-yeri ve müte’âkiben muhzır ağalığıyla dahil-i katar oldu. 1125 senesi şevvâlinde kul kethüdâsı olub Yeniçeri Ağası Kurd Hasan Ağa’nın istirkâbına ma’rûz ve Efendisi de /26/ menkûb olduğundan 1126 senesi evâsıtında azliyle vatanına i’zâm idildi. 1121 evâ’ilinde vefât itdi. “Ağa Paşa” ve “Mataracı Paşa” dimekle meşhûr, şecî’ idi.

Oğullarından eş-Şeyh Ahmed Efendi İstanbul’da ders-i ‘âmm ve Arab Câmi’i kürsî şeyhi oldu. Buna “Mataracı-zâde” dindi. Diğer Amasya a’yânından el-Hâcc Mehmed Ağa’dır. Bunun mahdûmu es- Seyyid Osman Paşa ve diğer mahdûmu Amasya nakîbü’l-eşrâf kaim- makâmı es-Seyyid el-Hâcc İbrahim Efendi’dir. Bunlara “Cebeci-zâdeler”

dinirdi.

Âğar Hâtûn (Ganî Kızı)

Amasyalı’dır. Mü’eyyed-zâde kazasker Abdurrahman Efendinin tilmizlerinden ve meşâhir-i ‘ulemâdan Merzifonî el-Hâcc Bünyad Efendi- zâde eş-Şeyh Abdulganî Efendinin kerîmesidir. Zevci meşâhir-i ‘ulemâ ve kuzâtdan Merzifonî Receb Efendi idi. Pederinden ve zevcinden aldığı mirâsını güzel sarf iderek Ganî köyünde bir câmi’i ve mekteb yaptırdı.

Emlâkını bunların mesâlihine vakf itdikden sonra bin hudûdunda vefât

(13)

itdi. Sâlihâ, ‘âlime bir kadın idi. Birâderi Mustafa Efendi de bu hayrâtına /27/ biraz nukûd vakf itdi. Kuyûd-ı vakfiye idâresinden ve Ganî köyünde yapılan tahkîkâtdan anlaşılan ma’lûmât budur.

Âftâbî Hâtûn (Şerife)

Amasyalı’dır. Ladik’de medfûn sâhibü’l-hâl es-Seyyid Ahmed Ke- birü’r-Rifâ’î sülâlesinden es-Seyyid el-Hâcc Kasımoğlu es-Seyyid Mustafa Ağa’nın kerîmesidir. Amasya a’yânından Taşcı-zâde el-Hâcc Halil Ağanın zevcesi olub Receb mahallesi câmi’-i şerîfine eczây-ı şerîfe vaz’edib cüz-hânlara nukûdunu vakf itmiş ve 1075 sâline doğru vefât eylemişdir. Sâlihâ, zâhide bir şerîfe idi. Mahdûmu “Emir Ağa” dimekle meşhûr es-Seyyid Mehmed Ağa’dır. Bunun evlâdına “Emir Ağa-zâdeler”

dindi.

Âftâbî Abdurrahman Çelebi (Şeyhi-zâde)

Amasyalı’dır. ‘Ulemâdan Şemseddin Mehmed Çelebi bin Şeyhi Çelebi mahdûmu ve Hâtemî Abdulkerîm Efendinin birâderidir. Amasya

‘ulemâsından ‘ulûm-ı şer’iye ve aklîyeyi, fünûn-ı edebiyyeyi ahz idüb ders-i ‘amm oldu. Bu esnâda Amasya valisi olan Sultan Bayezid-i sânîye kasideler takdim iderek takarrüb idüb musâhibleri sırasına girdi. /28/

882 senesinde Halimî vak’asında bu da musâb olub Ankara’ya gönderildi. Orada müderris olub 886’da Sultan Bayezid Hânın cülûsunda Sultânîye-i Merzifon müderrisi, buradan Ankara ve ba’dehû Sivas kadısı olub 903’de talebiyle ber-vech-i tekâ’üd Amasya’da Sultan Bayezid evkâfına mütevellî ve Şehzâde Sultan Ahmed musâhibi olduğu halde 907 senesi evâ’ilinde vefât itdi.

‘Âlim, edîb, şâ’ir, kitâbet ve inşâda mâhir, âzbü’l-lisân latîfe-gû, muhazarâta âşinâ idi. Mahdûmu Abdulhayy Efendi de kibâr-ı kuzâtdandır.

Sultan Bayezid’ın cülûsunda Ankara’dan gönderdiği bir kasidesinden şu beyitler Latîfî tezkîresinde yazılıdır:

Müjen tîrine cân itmek hedef-i devlet nişânıdır Velî benden gibi hâkînin ol devlet ne şânıdır

Yeter düşdüm ırâk-ı ok gibi kurbân olduğum rahmet it Ham-ı ebrûlarından kim yed-i kudret nişânıdır

Zamanında bu şâhın çek tasarrufdan elin ey çerh Yıkarlar pîr isen gönlün yigitlik unfuvânıdır./29/

(14)

Bu da onundur:

Ney gibi sûz-ı derûn-ı âh nefesden bilinür.

Hânenin şenliği içindeki sesden bilinür.

Aşık Çelebi tezkîresinde diyor ki: “ Âftâbî, Çırak Çelebi nâmında bir nev-civâna mübtelâ idi. Şu gazel onundur:

Kâbe-i kûyuna yol vir ki ana yol varamaz ...dilegin ki yüz urub yalvaramaz

Çekdi çâk eyledi ten cübbesini „aşk henüz Dostun dest-i gamından yakasın kurtaramaz

Dokunam dir dil-i uşşâk perişâna meğer Ol perişâne ile zülfün anun çün daramaz Afitâbî toğa devlet güneşi bir gün ola Hakk te‟âla kulunu kahr ile dâ‟im karamaz”

Bu Çırak Çelebi Amasya’da Dârü’s-selâm mahallesinde mukîm olan Yağlu Murad Beg-zâde mîr-livâ Çırak Beg olmalıdır. Amasya defterdârı Sa’di Çelebi bin Hâcı Mahmud Çelebi de bu çırağın pervânelerindendir. Bu kıt’a da Âftâbînindir:

Gafleti ko gözün aç ey gâfil Elde iken koma reh-i talebi /30/

Vaktine hazır ol ki çalındı Pence-gâh-ı Muhammed-i Arabî.

Akçe Hâtûn (İmâd Kızı)

Amasyalı’dır. Ümerâdan Bektemur oğlu İmadeddin Süleyman Beg bin İvaz Beg bin Baytemur’un kerîmesi ve meşâhir-i ümerâdan İbadoğlu el-Hâcc Mehmed Beg bin Tûrali Beg’in zevcesidir. 815’de emlâkını vakf iderek Enderûn Câmi’i imâmlarına vezâ’if ta’yin itmişdir. Sonra vefât itdi.

Mahdûmu el-Hâcc Yusuf Beg ve hafîdi Mehmed Beg ümerâdandır.

Akbilek Bahşî Halife

Aşağıda tercemesi “Bahşî Halife Akbilek” diye gelir. Oraya mürâca’at olunmalıdır.

(15)

Ak Hasan Ağa (Hacı Alemdâr)

Oda-başı Halil Ağa’nın oğludur. Yeniçeri olub İran muhârebâtında iştihâr itdi. Mükerreren Amasya serdârı, serdengeçtiler ağası, meclis-i hâciyân a’zâsı olub 1173 zi-l-hiccesinde vefât itdi. Mâl-dâr, hânesi açık, besûş bir kimse idi.

Oğulları Vezir el-Hâcc Halil Paşa ile Serdengeçtiler Ağası el-Hâcc Mehmed Ağa’dır. Bunlara “Beyaz Ağa-zâdeler” de dinirdi. Diğer oğlu el- Hâcc Ali Efendi ‘ulemâdandır. Dergâh-ı âlî kapucu-başılarından Çorum mütesellîmi Ak Hasan-zâde el-Hâcc Memiş Ağa ve Amasya mütesellimi Ak Hasan-zâde el-Hâcc Hâfız Hasan Ağa, /31/ Hâcı Mehmed Ağa-zâde Haseki el-Hâcc Hüseyin Ağanın oğullarıdır. Hâcı Mehmed Ağanın diğer mahdûmu Halil Beg olub Hâcı Halil Paşa’nın dâmâd ve kethüdâsı idi.

Ak Şemseddin Mehmed Çelebi (Şâmî-zâde)

Amasya’da medfûn olub “Kurtboğan Evliyâsı” dimekle meşhûr olan eş-Şeyh Nureddin Hamza-i Şâmî mahdûmudur. Millet Kütüb- hânesinde mevcûd olan meşâyih-nâmesinde sâhib-i tercemenin kendi zabtı üzere peder-i mükerremleri eş-Şeyh Nureddin Hamza-i Şâmî, Hazret-i Ebubekir es-Sıddık Efendimizin evlâd-ı kirâmından “Ali bin Muhammed bin Mahmud bin Hediyetullah Musa bin Muhammed bin eş-Şeyh Şehabeddin Ömer es-Sühreverdî bin Muhammed bin Abdullah bin Muhammed bin Abdullah bin Hüseyin bin Asım bin Nasır bin Kasım bin Muhammed bin Said bin Nasır bin Abdurrahman bin Kasım bin Muhammed bin Ebubekir es-Sıddık” mahdûmudur.

Pederinin hayatında Amasya ‘ulemâsından olub Niksar müderrisi ve müftisi Mevlânâ Hasan bin Savcı-i Merzifonî tilmizi olan Mevlânâ Sadullah bin Halil bin Süleyman el-Merzifonî’den ‘ulûm-ı şer’iyye ve

‘Arabîyeyi ve fenn-i tıbbı Amasya hükemâsından tabib-i fâzıl el-Hâcc Şücaeddin /32/ İlyas bin Şa’bân el- Amasî’den ahz ü tahsîl itdi.

Bir müddet Amasya’da ders-i ‘âmm olub 820’de Kadı Müeyyed Çelebinin Osmancık’da binâ eylediği medreseye ilk müderris olarak oraya gitdi. On yıl kadar orada müderris ve müftisi olub medrese, “Ak Şemseddin Medresesi” dimekle meşhûr oldu. Buradan bir vak’a üzerine Ankara’ya gidib Hâcı Bayram-ı Veli Hazretlerinin halka-i irşâdına girdi.

Ondan hilâfet alub Amasya’ya geldi.

Amasya valisi Şehzâde Alaeddin Beg’in mazhar-ı i’timâd ve i- tikâdı olduğundan müşârün-ileyhin 846’da ihnâkında Edirne’ye gitdi.

Orada kazasker Candarlı-zâde Süleyman Çelebi’yi tedâvi iderek sersâm hastalığından kurtardığı münâsebetle mazhar-ı teveccüh oldu. Fakat

(16)

Sultan Murad-ı sânînin hal’i ve iclâsı vak’asında Sultan Mehmed-i sânî tarafdârı göründüğünden 848’de Anadolu’da Göynük kasabasına gidib tavattun itdi.

857’de İstanbul fethine hazırlanan Sultan Mehmed Hân-ı sânî da’veti üzerine bütün müridânıyla berâber gelüb Edirne’de /33/ Ordu-yu Hümâyûna iltihâk itdi. Feth-i celîlin gününü ta’yin iderek ayniyle vâki’

oldu. Sonra Hazret-i Ebu Eyyüb Ensarî’nin kabr-i şerîfini keşf ve izhâr eylediğinden Sultan Fatih’in kendisine i’timâd ve i’tikâdı artdı.

Ancak Sultan Mehmed Hân-ı sânî İstanbul’un fethinde ‘ulemâ ve meşâyih-i kirâmın izhâr-ı minnet etmelerine tahammül edemeyib “Ben İstanbul‟u şu kılıcımla feth itdim. Sizin dû‟a ve intizârınızla değil”

demesine ‘ulemâ ve meşâyih gücenerek her biri bir tarafa savuşduğu esnâda sâhib-i terceme de sânîyen Göynük kasabasına gitdi.

Orada müddet-i medîde oturdu. Sultan Fatih, Belgrad hezîmetinde bir dervîşin ihtârıyla İstanbul fethindeki sözünden izhâr-ı nedâmet iderek sâhib-i tercemeyi İstanbul’a da’vet ve niyâz ve taltîf etmek sûretiyle irzâya himmet itdi. Kabri üzerine mua’zzam türbe ve ittisâlinde âlî câmi’i ve imâret binâ eylediği Ebu Eyyüb Ensarî türbesi civârında ikâmet etmesini iltimâs eylediği halde sâhib-i terceme yine Göynük kasabasına avdet ve orada 880 senesinde dâr-ı kûdse rıhlet eyledi.

Şeyh-i müşârün-ileyh, ‘âlim, fâzıl, kâmil, ‘ilm-i tıbba vâkıf /34/ bir mürşîd-i agâh, kerîm, beşûş, kûsec bir şeyh-i keramet-penâh idi.

Makâmât-ı evliyâ tesmiye itdiği Meşâyîh-nâmesinde meşâyîh-i kirâmını şöyle yazıyor:

“ahzetü‟l hilâfete ani‟ş-Şeyhi‟l-Hâcc Bayramü‟l-Ankaravî ani‟ş- Şeyh Hamidu‟d-dîni‟l-Aksarayî ani‟ş-Şeyh Şehabu‟d-dîn Şâdi ani‟ş- Şeyh İbrahim el-Basrî ani‟ş-Şeyh Süleyman el-İskenderanî ani‟ş-Şeyh Hüseyin eş-Şirvânî ani‟ş-Şeyh Mahmud el-Basrî ani‟ş-Şeyh Osman er- Rumî ani‟ş-Şeyh Şerefu‟d-dîn Muhammed bin Aliyyü‟l-kufi ani‟ş-Şeyh Sa‟adu‟d-dîn el-Bağdadî ani‟ş-Şeyh Şemsu‟d-dîn el-Irakî ani‟ş-Şeyh İshak el-Harezmî ani‟ş-Şeyh el-İsmail el-Buharî ani‟ş-Şeyh Süleyman el-İsfehanî ani‟ş-Şeyh Ahmed el-Horasânî ani‟ş-Şeyh ebu‟l-Hasan el- Hezkanî kaddesa‟llahü‟r-rahim”

Şu silsile-i meşâyîh-i kirâmdan Hâcı Bayram-ı Velî Hazretlerinin Şeyhü’ş-şeyhi gösterilen eş-Şeyh Şâhabeddin Şadi Amasyalı olub Amasya’nın “Şeyh Şadî” dimekle meşhûr köyünde medfûndur. Bunun şeyhi Ahî İbrahim Basri de Gümüş kasabasında medfûndur.

Ak Şemseddin Mehmed Efendinin mahdûmları Sa’dullah, Emrullah, Fazlullah, Hamdullah, Nurullah Efendiler meşhûrdur. /35/

(17)

Nurullah Efendi, meczûbü’l-hây olub “Nûrü‟l-hâdî” dimekle meşhûrdur.

eş-Şeyh Sa’dullah Efendi müderris ve pederinin can-nîşîni olub Göynük’de pederinin yanında medfûndur. eş-Şeyh Fazlullah Efendi de orada medfûndur. Emrullah Efendi Bursa’da Emîr Sultan ve Sultan Murad evkâfı mütevellîsi olub sonra meflûcen 919’da vefât itmişdir.

Mevlânâ Hamdullah Efendi meşâhîr-i ‘ulemâ ve şu’arâdan bir zât olub 914’de vefât eyledi. Eş’ârı makbûl-i bülegâdır. Emrullah Efendi-zâde Ömer Efendi ve bunun mahdûmu Mehmed Efendi ma’rûfdur. Ak Şemseddin Efendinin tasavvûfa â’id iki risâlesi, makâmât-ı evliyâsı, tıbba dâ’ir cevâbâtını havî risâlesi meşhûrdur. Birâderi Kudbeddin Mahmud Efendi, Amasya ‘ulemâsından olub pederi civârında medfûndur. Bunun mahdûmu Gıyaseddin İbrahim Paşa Çelebi de Amasya müftisidir.

Şakâyık tercemesinde Mecdî Mehmed Efendi diyor ki: “Ak Şemseddin Efendinin vilâdeti mahrûse-i Dımaşk‟da vâki‟ olub henüz alem-i sabâda iken peder-i hayr-ı eseri ile Diyâr-ı Rûma geldiler. Zikr olunan diyârda tahsîl-i „ulûmla meşgûl olub erbâb-ı dânişin şarkı ta‟lim ü hüsn-i ifâzasıyla tekmil-i melekât-ı melekiyye eyledikde Osmancık medresesine /36/ müderris oldu.”

Pederi eş-Şeyh Nureddin Hamza-i Şâmî’nin Amasya’ya gelmesi 799’da vâki’ olub Şamlılar mahallesinde ikâmeti mazbûtdur. Kezâlik sadr-ı esbâk Osmancıklı el-Hâcc Halil Paşa’nın birâderi Kadı Müeyyed Efendinin Osmancık’da (820) binâ eylediği medrese de Osmancık Kal’asının şimâl eteğinde vaki’ ve el-yevm “Ak Şemseddin Medresesi”

dimekle meşhûr olduğu da müşâhedâtla sabîtdir.

Bunlardan anlaşılır ki Ak Şemdeddin Mehmed Efendi 799 senesinden mukaddem Şam’da doğdu. Pek küçük yaşında pederiyle Amasya’ya geldi. Amasya’da neş’et ve tahsîl-i ‘ulûma himmet itdi.

Osmancığa Amasya’dan müderrislikle gitdi. Binaen-aleyh, vilâdet i’tibâriyle Şamlı ve neş’et ve ittihaz u vatan i’tibâriyle Amasyalı’dır.

Hasseten Amasya ‘ulemâsından Sa’adullah Merzifonî’den ahz-ı ‘ulûm ve Amasya etibbâsından hekim-i meşhûr Hâcı İlyas Amasî’den tahsîl-i tıb itdiği de kendisinin zabt ve kaydıyla sabîtdir.

Mecdî Efendi yine diyor ki “Pâdişâh Hazretleri ol Sultan-ı melik-i kirâmın Ebu Eyyüb Ensarî‟nin mezâr-ı şerîfinin üstüne bir kubbe-i /37/

fülük-i rütbet ve harem-i muhteremi hücürât-ı müştemil bir câmi‟ ve âlâ mertebet binâ eyledikden sonra şeyh hazretlerinden ehibbâsıyla ol kasabada tavattun eylemek murâd idindi.

Lâkin şeyh hazretleri telâkki-i bi‟l-kabul itmeyüb ol vaz‟dan arz-ı i‟râz ü imtinâ eyleyüb (el-hıyasü‟l-hanîn-i alîl ???vatan min

(18)

mekarimü‟l-insan) fehvâsınca mavtın-ı aslîyesine gitmeğe istizân idüb pâdişâhdan tayyib-i hâtır ile icâzât aldılar”. Burada mavtın-ı aslîyesi

“Göynük kasabası” dimekdir ki ikinci vatan-ı sekenâsı dimek olur. Fakat Mecdî Efendi tercemesinde tarihe muhâlif hikayeler de vardır.

Akdağî Muhyiddin Mehmed Çelebi

Amasya civârında Akdağ nahiyesinde Alakise karyesinden Mahmud bin Ahmed’in oğludur. Tercemesi aşağıda “Muhyiddin Mehmed Çelebi Akdağî” diye gelir.

Ak Mehmed Ağa (Memi-zâde)

Amasyalı’dır. Merzifonî Kara Mustafa Paşa’nın müsakkafât defte- rinde görüldüğü üzere Amasyalı Memi Dede-zâde Memi Çelebi mahdûmudur.İbtidâ Köprülü-zâde Fâzıl Ahmed Paşa’nın dâ’iresine girib ağalarından oldu. Bir müddet kapucular kethüdâsı olub nüfûz ve servet kazandı.

Fâzıl Ahmed Paşa’nın teveccühâtını da kazanub 1078’de kethüdâ-yı sadr-ı âlî oldu. Ancak ba’zı harekâtı paşayı şüphelendirdiğinden iki yıl sonra ma’zûl ve kapucu-başılıkla /38/ devr-i hidemât iderek 1087 şa’bânında Kara Mustafa Paşa sadr-ı azam oldukda sipâhiler ağası ve 1088 evâ’ilinde sânîyen kethüdâ-yı sadr-ı âlî oldu.

1090 eva’ilinde ikinci defa düçâr-ı âzl olub menkûbâne kaldı. 1095 muharreminde Bayburdlu-zâde Kara İbrahim Paşa sadr-ı azam oldukda efendilikle tersâne emini, ba’dehû defterdâr-ı şıkk-ı sânî olduysa da 1099’da mütekâ’id olub 1102’de “kıdvetü‟l-a‟yân Mehmed Efendi bin Memi Çelebi” diye mütekâ‟idîn defterinde görüldü. Ba’dehû vefât itdi.

Müddebir, sahib-i ‘ilm ü irfân ricâlinden olub galiba biraz mütekebbir olduğundan efendilerini gücendirmiş ve bu yüzden terakkî edememişdir. Mahdûmları Mustafa, İbrahim, Hasan ağalardır.Mustafa Ağa mu’ahharen divân-ı hümâyûn küttâbı zümresine iltihâk iderek hâcegân-ı divân-ı hümâyûndan re’isü’l-küttâb Mustafa Efendi diye meşhûr oldu.

Agah Mehmed Efendi (Fâzlı-zâde) /39/

Amasyalı’dır. Fâzlı-zâde el-Hâcc Sa’id Ahmed Ağa bin el-Hâcc Ali Efendi mahdûmudur. Tahsil-i ‘ilm ü kitâbet idüb Amasya’da cizye kâtibi oldu. Ba’dehû Ak Hasan-zâde el-Hâcc Halil Paşaya intisâb iderek divân efendisi olub devr-i bilâd itdi.

(19)

1200’de Hâcı Halil Paşa’nın vefâtında Amasya’ya gelüb Receb mahallesinde ikâmet iderek 1208 senesi hilâlinde vefât eyledi. Kâtib, şâ’ir fenn-i inşâya vâkıf idi. Halil Paşa tarafından Bab-ı âlîye yazdığı niyâz- nâmesi görüldü. Münşîyâne idi. Fakat eş’ârı bulunamadı.

Alakuş Beg (Emir Seyfeddin)

Amasya’da medfûn olan Muiniddin Süleyman Pervâne Beg’in bendegânından olub zaman-ı devletinde çavuş-başı oldu. Bundan dolayı Moğal Pâdişâhı Abaka Hânın mağzûbu olub 676 senesi muharreminde efendisiyle berâber i’dâm idildi. Efendisinin yanında medfûndur.

Müdebbir, milliyet-perver, Pervâne Beg’in mu’temedi idi.

Mahdûmu Amasya ümerâsından “Şemseddin Ahmed el-Lâguşî” dimekle meşhûrdur. Tercemesi aşağıda gelir. Alakuş “alıcı” ve “avcı” kuşlardan biridir./40/

Alagöz Baba Şemseddin Ahmed Şâmî

Şamlıdır. Orada tahsîl-i ‘ilm ü hâl itdikten sonra Şamlılarla berâber Amasya’ya hicret idüb Şamlılar mahallesinde ikâmet iderek orada yaptırdığı zâviyesinde şeyh oldu. Otuz yıl kadar irşâd-ı salikîn ile iştigâl iderek halkın mu’tekîdi olduğu halde 829’da vefât itdi. ‘Âlim, kâmil, mazanne-i kerâmet bir zât idi. Şamlılar mahallesinde kâ’in türbesinde medfûndur. Mahdûmları İbrahim, Halil, Ali Çelebilerdir.

Alagöz Beg (Emir-i Divân)

Amasya valisi Şehzâde Sultan Ahmed Hân’ın bendegânından olub Amasya sarayında ‘ilm ü irfân öğrendi. Şehzâde Sultanın teveccühâtını kazanıb kapucular kethüdâsı, sipâhiler ağası, 916’da emir-i divân olmuşdu. 918’de Sultan Selim Hân’ın cülûsunda efendisiyle berâber menkûb ve maktûl oldu.

Alagöz Ağa (Köprülü)

Amasya civârında Köprülü’dür. İstanbul’da Yeniçeri ocağına girib Galata Sarayında acemiyân kışlasında terbiye gördü. /41/ Sonra ikiyüz altmışbirinci bölüğe çıkıb muhârebelerde yararlıklar gösterdiğinden bölük ağası oldu.

Sultan Ahmed Hân-ı evvel devrinde ba’zı ricâlin himmetiyle dahil-i katar olub zağarcı-başı olduysa da 1012 senesinde azl idildi. Ba’dehû Budin ağası olub orada 1021’de vefât itdi. Bu ma’lûmât, Ayasofya tabakasında tedkîk itdiğim yeniçeri defterlerinin kuyûdundan anlaşıldı.

(20)

Altunbaş Gâzi Sultan Taceddin

Amasyalı’dır. Selâtin-i Selçukîyeden olub Sultan Fatih Kütüb- hânesinde 4519 numarada mukayyed Veled-i Şefik2 adlı eser (s. 202) de yazıldığı üzere 702 senesi şevvâlinin birinci günü Kayseriyye’de taht-ı Selçuka cülûs ve 708 senesinde orada vefât iderek hemşîreisinin sâkin olduğu Simre (Amasya) şehrine cenazesi nakl idilen ikinci Sultan Gıyaseddin Mes’ûd’un şehzâdesidir.

Pederinin vefâtından sonra Sultan Mehmed Olcaytu Hân’ın emriyle İşboğa Noyin’in nezâreti altında 712 senesinde birinci def’a Simre hükümdarı olub Amasya’da ikâmet itdi. /42/ Dört yıl kadar hükümet idüb 716 senesi şevvâlinde Sultan Mehmed Olcaytu Hân’ın vefâtı üzerine nâzır İşboğa Noyin tarafından hal’ idilerek Horasan’da kâ’in çiftliğine gönderildi. Oraya da Simre-i Horasan dindi.

7l8 senesinde Vali-i Sivas olan Emîr Timurtaş Beg tarafından Ali Selçuk’un kahr u istisâlinde birâderi Sultan Şâh ile ihtifâ itdi. İbtidâ Taşan Beg’in yanında Taşan Dağında kaldı. Lâkin Argûn Bay’ın takibâtına tesâdüf eylediğinden birâderi Karahisar-ı Şarkî emîri Behram Şâh Beg’in nezdine firâr ve kendisi de Amasya’ nın cenûb nevâhisi emiri Kayıoğlu Kürt Beg’in çiftliğine ilticâ itdi.

Burada uzun bir müddet oturdu. Kızını Kürt Beg’e virdi. Nihâyet 727’de Emîr Timurtaş’ın Mısır’a firâr ve katlinde Sultan Ebu Said Bahadır Hân’ın afvına mahzar olub Havza civârında kendisine temlîk idilen cesîm çiftliğinde müsterîhâne ikâmet eyledi. Evlâdını burada barındırdı. 729 senesi evâhirinde Amasya beglerinin ihtilâfından dolayı hasıl olan herc ü merce hitâm vermek fikriyle dâmâdı /43/ Kürt ve Taşan Begler tarafından Simre hükümdârı i’lân idilerek ikinci defa Amasya’ya gelüb pâdişâh-ı âl-i Selçuk oldu. Lâkin ondört ay kadar hükümet idebildi.

Sivas emîri Eretna Beg’in teşvikâtıyla Niksar begi Siraceddin Doğanşâh 741 senesi evâ’ilinde Amasya’yı istilâ itdi. Bu esnâda zarûrî Havza’daki çiftliğine çekildi.

755 senesi evâsıtında torunu Hâcı Kutluşâh tarafından üçüncü defa Simre hükümdârı i’lân idildikde Amasya’ya gelüb merâsimle taht-ı hükümete cülûs itdi. Hâcı Kutluşâh-zâde Emîr Seyfeddin Şâdgeldi Paşa da beglerbegi oldu. Bu defasında iki yıl kadar hükümet idebildi.

Fakat Hâcı Kutluşâh, 757 senesinde Karamanîlere mağlûb olduğundan Hilafet-zâde Emîr Şücaeddin Süleyman Beg Amasya’yı istilâ eylediği esnâda nâ-çâr taht-ı hükümetden çekilib çiftliğine gitdi. Orada

2 Veled-i Şefik müellifi 685’de tevellüd ve 741’de vefât eden kuzâtdan Kadı Hatenî-zâde Hasan bin Musa olduğu kitab-ı mezkûrun mütâla’asından anlaşıldı.

(21)

kemal-i gamdan ve pîrliğinden hastalanıb 758 senesi evâ’ilinde vefât itdi.

Şeyh Savcı karyesinde medfûndur.

Müşârün-ileyh “Gazi Çelebi” dimekle meşhûr olub mükerreren /44/ kabrini ziyâret ve tedkîk itdim. Baş tarafına dikilmiş olan uzun ve müstatîl taşında ve sâ’ir mevâki’inde kitâbeye dâ’ir bir nesne göremedim.

Ancak halk arasında bu kabrin Sultan Altuntaş Gâzi Çelebi’ye a’id olduğu meşhûr ve mütevâtirdir.

Müşârün-ileyhin şehzâdegânından Mes’ûd, Alparslan, Keykubat, Keyhüsrev Şâhlar meşhûrdur. Mes’ûd Şâh-zâde Kılıçarslan Şâh emir-i Sivas iken 781’de Kadı Burhan elinde maktûl oldu. Bunun hafîdi olub Amasya’da Hâce Sultan Zâviyesi önünde medfûn ve 888’de merhûm olan Hâce Sultan Şemseddin Ahmed Çelebi bin Said bin Mahmud Şâh bin Kılıçarslan Şâh meşhûrdur.

Alparslan Şâh tarihen “İlarslan” dimekle meşhûr olub Amasya’nın şimâlinde vaki’ çiftliği “İlarslan Karyesi” dimekle meşhûrdur. Keykubad Şâh, Simre-i Ladik emiri olub evlâdı “Kubadoğlulları” diye meşhûrdur.

Keyhüsrev Şâh da Sivas’da birâder-zâdesiyle maktûl oldu. Evlâdı

“Hüsrev Şâh Oğulları” diye ma’rûfdur. Bunun hafîdi İskender Beg bin Nasıreddin Şâh bin Husrev Şâh’dır. /45/

Sultan müşârün-ileyhin ikinci cülûsunda emlâkının bir kısmını, üçüncü cülûsunda bakiye-i emlâkını evlâdına vakf idüb üç kıt’a vakfiyesini Havza kazâsı eşrâfından Hâcı Mahmud Ağa-zâde Bayram Efendi’nin elinde mütâla’a itmişdim. Kuyûd-ı vakfiye idâresine me’mûr oldukda bunları getirtib dest-i ma’rifet-i acizânemle kayd ve tescîl idildi.

Âmul Beg (Emir Şücaeddin)

Amasya valisi Şehzâde Sultan Şâhinşâh bin Sultan Mes’ûd Selçukî ümerâsından olub 580 sâline doğru vefât itdi. Torunu “Hâce Beg”

dimekle meşhûr olan Şemseddin Ahmed Beg ibn Yusuf Beg bin Emîr Amul Beg ma’rûfdur. Emîr-i mûmâ-ileyhin çiftliği bugün “Muramul Köyü” dimekle meşhûrdur.

Amas Hân

Amasya şehrinin bânîsi ve Amasitlerin hükümdârı olan zâtın adıdır. Amas, Tük dilinde “Yavuz, Arslan” ma’nâsındandır. Amasya ırmağı “Nehr-i Amas” dimekle meşhûr idi. Bunlar Türklerden olub

“Amazitler” de dinmişdir. Milâddan beşyüz yıldan önce zamana a’iddir.

(22)

Ânî Ahmed Çelebi (Mevlânâ Şemseddin)

Amasyalı’dır. Amasya valisi Şehzâde Sultan Mustafa’nın mu’allimi iken Amasya’da vefât iden sâdât-ı Hüseynîyeden Kalecikli Mevlânâ Seyrek Muhyiddin Mehmed Efendinin mahdûmudur. Pederi Amasya’da Mehmed Paşa müderrisi iken 932 senesine doğru Amasya’da mukaddemât-ı ‘ulûmu Hakaleli es-Seyyid Muhyiddin Mehmed Çelebi /46/ den okudu. Seyrek-zâdelikle meşhûr oldu.

951’de İstanbul’a gidib Zeyrek Câmi’i ittisâlinde kâ’in hücrelerde ikâmetle Çelebi İbrahim, Arab Şemseddin Ahmed, Celal-zâde Salih, Taşköprülü-zâde ‘Usameddin Ahmed Efendilerden ikmâl-i tahsîl iderek ders-i ‘âmm ve 963’de Bursa’da Veliyüddin-zâde ve 970’de Kaplıca medreselerine müderris oldu.

974’de ‘âzim-i Hicâz olub Nev’î-zâde Atâyî Efendi Zeyl-i Şakâyıkda zabtına göre 975 senesi muharreminde Mekke-i Mükerreme’de vefât itdi. Cebel-i muallâ kabristânında medfûndur. Kaf- zâde Feyzi Mustafa Efendi tezkîresinde 977’de vefâtı kayd idilmiş, tarih-i irtihâli hakkında “dükendi ömr-i ânî merdûm içinde fenâ buldu”

mısra’ı yazılmışdır ki Nev’î-zâde’nin zabtını te’yid itmekdedir. Mahdûmu es-Seyyid Mehmed Efendi’dir.

Merhûm ‘âlim, fâzıl, zekî, şâ’ir bir zât olub ibtidâ “Ânî” mahlasıyla iştihâr itmişdi. Sonra Zeyrek Câmi’i civârında ikâmeti hasebiyle

“Zeyrekî” mahlasını kabul itmişdir. Amasya’da tevellüd ve üstâzı kendi kalemiyle kayd eylediği kitâbda görüldü. Birâderi Emrullah Efendi gibi ateş-i zebân olduğu /47/ mervîdir. Kaf-zâde tezkîresinde şu beyitleri yazılıdır:

Gözlerim ey lâle rûh-ı hicrinde kanlar dökdiler Meclis-i derd ü belâya erguvânlar dökdiler

bu da onundur:

Miyânından haber sorarsın iklîm-i melâhatde Ötesi kûh-ı billûra eşerr bir ince bildir bu!

Âhû Hâtûn (Hevâyî)

Amasyalı’dır. Âsâyiş Beg-zâde Yusuf Beg’in kızıdır. Kimin zevcesi olduğu anlaşılamadı. Ancak Geldiklân nahiyesinde kâ’in Kuyucak Malikânesini Amasya’da yaptırdığı türbesine vakf itdiği ve hasılât-ı vakfiyesinden türbesi cüz-hânlarına vezâ’if ta’yin eylediği kuyûd-ı vakfiyeden anlaşıldı.

(23)

Âhî İbrahim Efendi (Yeniçeri-zâde)

Amasyalı’dır. Yeniçerilerden Hasan Ağa’nın oğludur. ‘İlm-i kitâbet tahsîl iderek iştihâr itdi. Sonra Amasya’da beytü’l-mâl kâtibi, cizye tahsîldârı olub ibrâz-ı istikâmet eylediğinden Amasya beytü’l-mâl-i âmme ve hassa emini, ba’dehû divân kâtibi olduğu halde 1026 hudûdunda vefât eyledi. /48/ Kâtib, şâ’ir, natûk bir zât idi.

Kelâmî, âzerî, turâbî gibi şu’arâ ve fuzalâ ile müsâhabât ve müşâ’arâtı vardır. Hattât olub hatt-ı nesihde mâhirdi. Riyâzî Efendi tezkîresinde 1008 de vefâtı kayd idilen Kapucu-zâde Âhî Ahmed Efendi ve bin hudûdunda vefât iden Edirneli Âhî Çelebi) de Şu’arâdandır. Eşbâh ü nezâ’ir-i edebîyede “Âhî” ye nisbet idilen hayli eş’âra tesâdüf idildiyse de hangisine a’id olduğu kestirilemediğinden nakl edemedim.

Aydoğdu Beg (Emir Bedreddin)

Amasya valisi Şehzâde Sultan Şâhinşâh bin Sultan Mes’ûd’un ümerâsından olub 575 senesi ricâlindendir. Bundan sonra vefât itmişdir.

Mahdûmları Selçuk, Şirîn Beglerdir. Selçuk Beg-zâde Alaeddin Alişir Beg, Şirîn Beg-zâde Arslan Beg ma’rûf ve çiftliği de “Aydoğdu köyü”

dimekle şimdiye kadar meşhûrdur.

Aydın Beg (Emir Ziyaeddin)

Amasyalı’dır. Ümerâdan İltekin oğlu Alaeddin Ali Beg bin Hüsamüd-devle Hasan Beg bin Emîr Nasırüd-devle İltekin /49/ Gâzi mahdûmudur. Selçukîye ümerâsından olub 610 sâlinden sonra vefât itdi.

Ceddinin vefât eylediği Saz Çiftliği bunun malikânesi idi. Bu malikâneye evlâdı tevliyetiyle mutasarrıf olmuşlardı. Mahdûmu Mehmed Beg’dir.

Aydın Beg (Aydınoğlu)

Amasyalı’dır. Ümerâdan Hâcı Savcı Beg bin Umur Beg bin Mehmed Beg bin Aydın Beg mahdûmdur. Hâcı Şâdgeldi Paşa ümerâsından olub Saz Malikânesi mutasarrıfı idi. 768 sâlinden sonra vefât itdi. Mahdûmları Ali, Hamza Beglerdir.

Aydın Beg (Aydınoğlu)

Amasyalı’dır. Zu’amâdan Hasan Beg bin Ali Beg Çelebi bin Aydın Beg oğludur. Bu da zu’amâdan olub 841’de pederinin vefâtıyla “Emîr Hasan Alanı” dimekle meşhûr Saz Malikânesi mutasarıfı ba’dehû Amasya alaybeyi olduğu halde Varna harbine gidib 848’de şehîden vefât itdi. Mahdûmları Ali, Hasan Beglerdir.

(24)

Aydın el-Halvetî (eş-Şeyh Şemseddin)

Köprülü’dür. Amasya’da tahsîl-i ‘ulûm idüb, ders-i ‘âmm /50/ oldu.

Ba’dehû Serrâclar şeyhi eş-Şeyh Zekeriya Halvetî sohbetinde tasfiye-i derûn iderek hilâfet-nâme aldı. Köprü’ye avdetle Kedagra’da Hâcı Beg- zâde Halil Beg’in yaptırdığı tekyeye şeyh oldu.

Orada terbiye-i talebeyn ve tedrîs ve iftâ ile iştigâl iderek 898 senesi ramazânında dâr-ı kudsiye intikâl itdi. ‘Âlim, zâhid, mütakki, müteşerri’

bir zât idi. Halil Beg Zâviyesi, “Aydın Şeyh tekyesi” diye meşhûr oldu.

Mahdûmu Pir Hasan Çelebidir.

Aydın Beg (Aydınoğlu)

Amasyalı’dır. Ümerâdan Ali Beg bin Ayın Beg’in mahdûmu olub paderinin intikâlinde birâderi Hasan Begle Emîr Hasan Alanı, nâm-ı diger Saz Malikânesi mutasarrıfı oldu. Ze’âmetle hidamât-ı harbiyede yararlıklar gösterib mîr-livâ olmuşdur. 920’de İran harbine gidib Çaldıran sahrasında şehîd oldu. Mahdûmu Celeb Çelebi’dir.

Aydın Ağa (Kethüdâ)

Köprülü’dür. Yüz seksenyedinci bölükde mukayyed sipâhi olub Şirvân muhârebâtında nâm kazandı. 988’de sipâhi /51/ ocağında çavuş, ba’-dehû ocak kethüdâsı oldu. 1007’de ma’zûl olub sonra Amasyalı Gonçe-zâde Hâfız Paşa kethüdâsı olarak ta’ayyün itdi. 1021 sâlinde sonra vefât itdi.

Aydın Paşa (Kanlı-zâde)

Amasyalı’dır. Mîr-livâ Aydın Beg-zâde Habib Çelebi ahfâdından Amasya mütesellimi Kanlı el-Hâcc Ali Ağa’nın mahdûmudur. Pederinin hayatında sipâhi olub Karayazıcı eşkiyâ harbinde yararlıklar gösterdi.

Ancak bu muhârebe esnâsında Sivas valisi Nasuh Paşa’yı gücendirmişdi.

1020’de Nasuh Paşa’nın sadâretinde kaçıb Mısır’a gitdi. Orada çavuşlar ocağına girib mukâta’a mültezimi ba’dehû gümrük emini oldu.

1027’de Sultan Osman Hân-ı sânî cülûsunda İstanbul’a gelüb Hâce-yı Sultanî Amasyalı Ömer Efendi’ye intisâb iderek 1028’de İsakcı’da mübâya’acı ve 1029’da nüzl emini, Lehistan harbinden avdetde sipâhiler kethüdâsı oldu.

1031 recebinde Sultan Osman’ın şehâdeti vak’asında kaçıb Amasya’ya geldi. Bu esnâda Sultan Osman’ın kanı için hurûc iden Erzurum valisi Abaza Mehmed Paşa nezdine bir çok rüfekâsıyle /52/

(25)

berâber gitdi. Abaza Paşa’nın ordusunda yararlık gösterdiğinden bölük- başı ve paşanın mu’temedi oldu.

1034’de devlete arz-ı mutâva’at eylediğinden dehâleti minnetle kabul ve afv idilüb kendisine ağır ze’âmet virildi. 1035’de Mısır valisi olan Ladikli Kurd Ağa-zâde Bayram Paşa’nın ma’iyyetinde tekrar Mısır’a gitdi. Paşa’nın mazhar-ı teveccühü olub arz ve inhâsıyla 1036’da Habeş ve 1037’de Yemen beglerbegisi oldu.

Ancak Habeş iskelesinden kalkıb Hudeyde’ye vusûlünde meşâyih-i Zeydîye ittifâk ve Sana’ya duhûlüne fi’ilen mümâna’at etmelerine hiddet idüb Sana’ya cebren girdi. ‘Usâtın te’dibinde ibrâz-ı şiddet idüb isyâna müşâreket iden zenginler müsâdere ve ifnâ etmekle şikâyetlere ma’rûz olduğundan 1038 senesi evâhirinde azl idildi.

1039 senesinde halefi Kansu Paşa Hudeyde’ye geldikde Muha’ya çekilib oturmakda iken Kansu Paşa def’-i rakîb yahûd hırs-ı mâl için Muha’ya ansızın hücûm ve harb iderek bî-çâreyi mağlub ve ifnâ, emvâlini gasb ve yağma eylediyse de /53/ kendisine de yaramayıb sonra o da maktûl oldu.

Aydın Paşa gâyet cesûr, şedîd, zâbit, müdebbir bir bahâdır idi.

Sülâlesi İltekin Gâzi kadar mazbût olub mahdûmu Ali Beg ve kerîmesi Emine Hânım olub dâmâdı “Amasyalı Kara Sipâhi” dimekle meşhûr Mehmed Ağa’dır. Ali Beg-zâde Habib, Süleyman Begler 1110 sâlinden sonra İstanbul’da vefât itmişlerdi. Ceddi Mehmed Ağa bin Habib Çelebi bin Mîr-livâ Aydın Beg de sipâhi meşâhîrinden idi. Birâderi Mîr-livâ Şeyh Mehmed Beg-zâde Habib Ağa sipâhiler ağası olub Girid harbinde şehîd oldu. Emîr Hasan Âlâkî, nâm-ı diğer Saz Malikânesi bunların tasarrufunda idi.

Aydın Ağa (Habib-zâde)

Amasyalı’dır. Şehir Kethüdâsı el-Hâcc Mehmed bin Habib Ağa’nın oğludur. Bu da sipâhilerden olub Amasya kethüdâ-yeri, Tokad voyvadası ve Amasya beytü’l-mâl emini oldu. Sonra Amasyalı Kapucu-zâde el-Hâcc Ahmed Paşa’ya bostancı-başılığında intisâb idüb kapudân-ı deryâlığında /54/ kethüdâsı oldu. Paşanın azl ve i’dâmında menkûben Amasya’ya gelüb 1131 sâlinde sonra vefât itdi.

Ayık Bay Emîr Sârimeddin

Amasyalı’dır. Ümerâdan Kaya Beg’in oğlu ve “Gazi Şâh Beg”

dimekle meşhûr Pehlivân Şâh Beg’in birâderidir. Meşâhîr-i ümerâdan

(26)

olub Hâcı Şâdgeldi Paşa zamanında Geldiklân emiri olmuşdu. Çelebi Ahmed Paşa-yı devâtdârî emâretinde vefât itdi.

İbrahim Beg (Gazi Hayreddin)

Amasyalı’dır. Ümerâdan olub İçerişehir’de ikâmet iden Su-başı Emîr Mübârizeddin Musa Beg bin Sevündük Beg’in oğludur. Pederi Sultan Mes’ûd Selçukî zamanında su-başı olarak iştihâr itmişdi. Pederinin vefâtından makâmına kâ’im olub sonra Amasya cândârı ya’ni şehir ve kal’a muhâfızı oldu.

Sultan İzzeddin Keykavus devrinde kibâr-ı ümerâdan olub 618 senesi hilâlinde vefât itdi. “Su-başıoğlu” dimekle meşhûr bir emir idi.

Mahdûmu kibâr-ı ümerâdan Zahireddin /55/ Hurşid Beg ve bunun mahdûmu Emîr Nizameddin Mehmed Beg’dir.

İbrahim Kemârî (Mevlânâ Bedreddin Ebu‟l Mahâmid)

Amasya’da meskûn “Kumarulu” yahud “Kımarlı” oymağı Türkmenlerinden Halil bin Sulî mahdûmudur. Amucası Amasya Kadı’l- kuzâtı Mevlânâ Evhadeddin Mahmud bin Sulî el-Kemârî’den tahsîl-i

‘ulûm iderek Amasya’da ders-i ‘âmm oldu. Yıllarca tedrîs-i ‘ulûm iderek iştihâr itdi. Emîr Mübârizeddin Halife Alp (Halfet Gâzi) Medresesini ikmâl itdikde ilk müderris oldu.

Bu esnâda Mevlânâ Fahreddin Mehmed bin Mahmud er-Razî, Mevlânâ Hüsameddin Yusuf bin Ebibekir et-Tebrizî de Amasya’da tedrîs- i ‘ulûm etmekde idiler. Sahîb-i terceme 628 hudûdunda Amasya kadı’l- kuzâtı ve Mevlânâ Reşideddin Mehmed bin Ahmed bin ebi er-Reşid el- Hemedanî de kâtibi ve nâ’ibi olub on yıl kadar hükümet itdi.

637’de Baba İshak Kefersudînin dava-yı nübüvvetle isyânı esnâsında şehîd oldu. ‘Âlim, kerîm, ebu’l-mahâmid bir zât idi. Mahdûmu Mevlânâ Şemseddin Mehmed ve hafîdi Mevlânâ Şehabeddin Ahmed de kibâr-ı ‘ulemâdandır. Mevlânâ Fahreddin /56/ Mehmed Razî Amasya kadısı oldu.

İbrahim Beg (Emir Bedreddin)

Amasyalı’dır. Ümerâdan Güdüloğlu Tulî Beg bin Türkânşâh bin Emîr Şehabed-devle Güdül Beg’in oğludur. Ceddi Türkanşâh, Sultan Mes’ûd Selçukî’nin kerîme-zâdesi olduğu münâsebetle evlâd-ı benât-ı Selçukîyedendir. Birâderi Mübârizeddin Halife Alp ile Sultan Alaeddin Keykubad Selçukî devrinde melikü’l-ümerâ olmuş 637 senesinde Baba İshak harbinde şehîden vefât itmişdir.

(27)

Mahdûmu emirü’s-sevâhil Şüceaddin Habil Beg meşhûrdur. Bunun evlâdı “Habiloğulları” dimekle iştihâr iderek zamanımıza kadar yaşamaktadırlar. Bunun mahdûmu eş-Şeyh İzzeddin Hasan Beg’dir.

Amasya valisi meşhûr Tulî Hân Sultan bunun mahdûmu ve Sivas valisi Eretna Hân da bunun dâmâdıdır. Evlâdından Habil-zâde, Seydî Ali-zâde, İskender-zâde, Şa’bân-zâde kolları pek meşhûrdur. Kadı-zâdeler de bunlardan bir kol olacakdır./57/

İbrahim (Mevlânâ Kemaleddin Ebu İshak)

Amasyalı Musa oğludur. Amasya’da neşr-i ‘ulûm ve kazâ iden Mevlânâ Sadreddin Mehmed bin Hızır et-Tiflisî ve Mevlânâ Hayreddin İsa bin Ali el-Hükarî gibi fuzalâdan istifâde ve ahz-ı ‘ulûm iderek ders-i

‘âmm oldu.

Ba’dehû Medrese-i Mes’ûdiye müderrisi olub yıllarca neşr-i ‘ulûma çalışdı. 699’da tanzim idilen Pervâne Beg vakfiyesine şâhid olub 710 sâlinden sonraca vefât itdi. Meşâhîr-i ‘ulemâdan idi. Mahdûmu Sadreddin İshak Çelebi Samsun müderrisi ve kadısı olmuşdu.

İbrahim Cemaleddin (Aksarayî)

Aksaraylıdır. Dürer-i kâminede mezkûr olduğu üzere İlyas bin Ali mahdûmudur. Havâss ve ‘avâm arasında Cemaleddin Aksarayî diye meşhûr olduğundan aşağıda Cemaleddin İbrahim Aksarayî tercemesine mürâca’at oluna.

İbrahim Taceddin (Âhî Dayı)

Amasyalı’dır. Amasya valisi Habiloğlu Zeyneddin Tulî Hân Beg bin eş-Şeyh Emîr İzzeddin Hasan Beg bin Emîr Şücaeddin /58/ Habil Beg bin Emîr Bedreddin İbrahim Beg bin Tulî Beg bin Türkanşâh bin Emîr Şehabüd-devle Güdül Beg’in oğludur. Sultan Eretna-zâde Emîr Nasıreddin Mehmed Beg’in kayın birâderi ve bunun mahdûmu Alaeddin Ali Beg’in dayısı olduğu münâsebetle “Âhî Dayı” dindi.

Pederinin eyyâm-ı emâretinde Tokat emiri olmuşdu. Bu emâretde mükerreren bulundu. Tokat’da yıllarca emâret iderek ikâmet itdi. Orada bir zâviye yapdırdı. Bu zâviye “Âhî Dayı Zâviyesi” diye meşhûr oldu.

Sultan Eretna-zâde Ali Beg’in zaman-ı emâretinde vefât itdi. Mahdûmları Emîr Kemaleddin Kamil, Celaleddin Habil Begler bu zâviyenin vakfiyesini tanzim itdirdiler. Kamil Beg’in oğulları Tokat’da ve Habil Beg’in oğulları Hasan, Abdulhalîm Begler Amasya’da kaldılar.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Borabay Gölü ve çevresi, sahip olduğu doğal değerler ile yöre için güzel bir dinlenme alanıdır (Foto: 5). Gölün oluşturduğu doğal güzellikler yanında,

Planın başlangıç döneminden sonra yaşanan COVID-19 Pandemisi, performans göstergesine ulaşma sürecinde önemli bir dışsal faktör olarak ortaya çıkmış ancak hedef

Yüksek lisansını Peyzaj Mimarlığı, doktorasını Şehir Planlama alanlarında yapmış olup, Doçentliğini Şehir ve Bölge Planlama alanından almış olmak.Turizm

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve bu kanunlara bağlı genel tebliğler,

5 Üniversitemizle ilgili Duyurulara Anlık Olarak Bilişim Alt Yapısı İle Kolaylıkla Ulaşabilmekteyim.. 6 Dersliklerin Fiziksel Koşulları (Isıtma, Soğutma,

Orada bir yıl kadar kalıp 1880’de Amasya’ya dönmesi ve bir kaç ay Devehâne Mahallesi’nde Payaslızâde el-Hâcc Hakkı Efendi’nin evinde ikâmet edib sonra Çeribaşı

Üniversitemize ait tüm projeler 10.04.2002 tarihli ve 24722 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Yükseköğretim Kurumları BAP Hakkında