• Sonuç bulunamadı

TEKSTİL SEKTÖRÜ 2008 OCAK HAZİRAN İHRACAT PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TEKSTİL SEKTÖRÜ 2008 OCAK HAZİRAN İHRACAT PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ"

Copied!
71
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TEKSTİL SEKTÖRÜ 2008

OCAK – HAZİRAN

İHRACAT PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ

İTİTKKİİBB GGEENNELEL SSEEKKRREETTERERLLİĞİĞİİ ARAR && GGEE VVEE MMEEVVZZUAUATT ŞŞUUBBEESSİİ

T

TEEMMMMUUZ Z 22000088

(2)

İÇİNDEKİLER

... 1

YÖYÖNNEETTİCİ İCİ ÖÖZZEETT Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ... 1

Türkiye Genel İhracatı ve Tekstil İhracatındaki Gelişmeler... 2

Genel İhracat Artıyor... 2

Tekstil İhracatında Artmaya Devam Ediyor, Ancak İvme Düşük ... 3

Tekstil İhracatının Yarısı AB ülkelerine Yapılıyor... 3

Tüm Ülke Gruplarında İhracat Artışı Var... 3

En Fazla Tekstil Mamülü İhraç Edilen Ülkeler... 4

Fasıllar Bazında İhracat ... 5

Ürün BazındaTekstil İhracatı ... 5

Ev Tekstili İhracatında Performans Kaybı Devam Ediyor... 6

Birim İhraç Fiyatları İle İlgili Gelişmeler ... 7

Sektörün, Kapasite Kullanım Oranı Düşüyor Ancak Yatırımı Artıyor... 8

Pamuk Fiyatları Dünya Fiyatlarından Yüksek... 8

Hammadde İthalatı... 9

... 10

I.I. DDÜNÜNYYAA VVEE TTÜÜRKRKİYİYEE EEKKOONNOOMMİSİ İSİNNDDEEKKİ İ GGEELLİŞMİŞMEELLERER Dünyadaki Ekonomik Gelişmeler... 10

Dünya Ekonomisi ABD Gölgesinden Çıkamıyor... 10

EuEurroo BBööllggeesisinnddee EEnnffllaassyyoonn TTaarriihhii ZZiirrvveeddee ... 11

Almanya Ekonomisi Rahat Değil... 13

İngiltere Ekonomisine Karamsar Hava Hakim... 14

AsAsyaya EEkkoonnoommiilleerrii ... 15

Japon Ekonomisi Sıkıntılı ... 16

Çin Ekonomisi ... 17

TüTürrkkiiyyee EEkkoonnoommiissiinnddee SSoonn GGeelliişmşmeelleerr... 18

IIII.. 22000088 YYIILLIINNIINN İLLKK AALLTTII AAYYLLIKIK DDÖÖNNEEMMİNNDDEE GGEENNEELL OOLLAARRAAKK TÜTÜRRKKİYYEE İHHRRAACCAATİTII İ İ İ ... 22

Genel İhracat Artıyor ... 22

Tekstil İhracatında Artış İvmesi Azalıyor... 22

... 24

IIIIII.. BBAAŞLŞLIICCAA ÜÜLLKKEE GGRRUUPPLLAARRII İTİ İTİBBAARRIIYYLLAA TTEEKKSSTTİLİ İL İHHRRAACCAATTII Tekstil ihracatının Yarısı AB Ülkelerine Yapılıyor... 24

... 26

TeTekkststiill İhİhrraaccaattıınnddaa BBeellllii BBaaşlşlıı PPaazzaarrllaarr AB Ülkeleri ... 28

AB ülkelerine ihracat artışı devam ediyor ancak artışta ivme kaybı var ... 28

İtalya, Almanya, Romanya, Polonya ve Bulgaristan En Fazla İhracat Gerçekleştirilen AB Ülkeleri ... 29

Diğer OECD Ülkelerine İhracatta İvme Kaybı Yaşanıyor... 30

Diğer Avrupa Ülkelerine Yönelik Tekstil İhracatı Artmaya Devam Ediyor ... 32

Eski SSCB Ülkeleri’ne Yönelik İhracatta Performans Artışı Var ... 33

Ortadoğu Ülkeleri’ne Yönelik İhracatta Performans Artışı Var... 35

Afrika Ülkelerine İhracat Artışı Devam Ediyor ... 35

Diğer Asya Ülkeleri ... 36

(3)

IVIV.. FFAASSIILLLLAARR İLLEE BBAAŞLLIICCAA ÜÜRRÜÜNNLLEERR VVEE ÜÜRRÜÜNN GGRRUUPLPLARARII B

BAAZZIINNDDA A TTEKEKSSTTİLL İHHRRAACCAATTII

İ Ş

İ İ ... 38

Fasıllar Bazında İhracat ... 38

Ürün Grupları Bazında Tekstil İhracatı... 40

Ev Tekstili İhracatında Performans Kaybı Devam Ediyor... 48

... 51

V.V. BBİRİ İRİMM İHİHRRAAÇÇ FFİYİYAATTLLAARRII İLİLEE İLİLGGİLİ İLİ GGEELLİŞMİŞMEELLERER VIVI.. KKAAPPAASSİTİTEE KKUULLLALANNIIMMII VVEE YYAATTIRIRIIMMLLAARR... 53

Dokuma ve Giyim Sektöründe Yatırıma Devam... 53

V VIIII.. PPEERRFFOORRMMAANNSSAA EETTKİ Kİ EEDDEENN FFAAKKTTÖÖRRLLEERR... 55

İhracat Rakamlarının Euro/Dolar Paritesi Çerçevesinde Değerlendirilmesi: .... 55

Reel Döviz Kuru’nun İhracat Üzerindeki Etkisi ... 56

Üretim Maliyet Faktörlerindeki Artış... 57

Dünya Ekonomisinde Belirsizlik ve Daralma... 59

İhracatın %50,3’ünün Gerçekleştirildiği AB’nde Çin’e Yönelik Kotaların Kaldırılması... 60

Pamuk Fiyatları Dünya Fiyatlarından Yüksek... 60

VIVIIIII.. HHAAMMMMAADDDDEE İTİTHHAALLAATTII... 63

EK 1: SEKTÖRLER VE BİRLİKLER BAZINDA TÜRKİYE İHRACAT KAYDI ... 66

... 67

EKEK 22:: TTÜÜRRKKİYİYE E TTEEKKSSTTİLİ İL İHHRRAACCAATT KKAAYYDDII E EKK 33:: TTÜÜRRKKİYİYE E HHAAZZIRIRGGİYİ İYİMM VVEE KKOONNFFEEKKSSİYİYOONN İHİHRRAACCAATT KKAAYYDDII.. 68

(4)

YÖYÖNNEETTİİCCİİ ÖÖZZEETT

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler

Yılın ikinci çeyreğinde, dünya ekonomisinin gündemini başta gıda fiyatları olmak üzere küresel çapta yükselişe geçen enflasyon ve hızla artan petrol fiyatlarına dayalı olarak yükselen enerji maliyetleri oluşturdu. Başta gıda olmak üzere emtia ve enerji fiyatlarındaki artış dünya genelinde fiyat istikrarını olumsuz yönde etkilemektedir.

Gelişmekte olan ülkeler global ekonomik görünümdeki bozulmaya karşı kırılgan olmaya devam ederken, bütün Dünya’nın iyi haberler beklediği ABD ekonomisinden, umulan derecede iyi haberler gelmemektedir.

OECD’nin güncel tahminlerine göre ABD ekonomisi bu yıl sonuna kadar durgunluktan yavaş yavaş çıkarak 2009 yılında büyüme trendine girecektir.

OECD’nin ABD ekonomisi büyüme tahmini 2008 yılı için % 1,2, 2009 yılı içinse % 1,1 olarak açıklanmıştır.

Avrupa Birliği'nde (AB) 15 ülkenin dahil olduğu Euro Bölgesi’nde Mayıs ayında % 3,7 olarak gerçekleşen enflasyon, Haziran ayında % 4 olarak gerçekleşerek rekor seviyeye yükselirken, Euro Bölgesi’nde son 12 ayda enerji fiyatlarındaki artışın % 13,7’yi bulduğu açıklanmıştır.

ABD’de yaşanan kredi krizinin yarattığı durgunluk endişesine rağmen Euro Bölgesi, 2008 yılı ilk çeyreğinde binde 8’le beklentilerin üzerinde büyümüştür. Eurostat verilerine göre Euro Bölgesi son 4 çeyrekte % 2,2 büyüme göstermiştir.

Euro Bölgesi’nde işsizlik oranı Mayıs ayında, Nisan ayındaki % 7,2’lik seviyesini korumuştur. En yüksek oranlar % 10,5 ve % 9,9 ile Slovakya ve İspanya’da yaşanırken, en düşük oranlar sırasıyla % 2,7 ve % 2,9 ile Danimarka ve Hollanda’da gerçekleşmiştir.

Euro Bölgesinin en büyük ekonomisi olan Almanya'da enflasyon oranı Haziran ayında % 3,3 ile son 15 yılın en yüksek oranına çıkarken, 2007 yılı son çeyreğinde yavaşlayan Alman ekonomisi 2008 yılı ilk çeyreğinde toparlanarak % 1,5 büyüme göstermiştir.

Yılın ilk çeyrek döneminde ekonomide sadece % 0,3 oranında büyüme yaşanan İngiltere’de ekonomiyle ilgili karamsar hava artarak devam ederken, Mayıs ayı enflasyonu % 3,3 ile 1992’den bu tarafa en yüksek seviyesine ulaşmıştır.

Artan enflasyon oranlarının yanısıra yavaşlayan büyüme oranları, Asya genelinde bir çok ülkeyi olumsuz etkilerken, Dünya Bankası’na göre Japonya dışında kalan Asya ekonomileri 2008 yılında % 7,3 oranında büyüme

(5)

gösterecektir. Çin ekonomisinde, bu yılın ilk çeyreğinde % 10,6 büyüme kaydedilirken, dış ticaret fazlasında azalma söz konusudur.

Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında Türkiye ekonomisi gündemini, başta hızla artan petrol fiyatlarına paralel yükselen enerji maliyetleri olmak üzere yükselişe geçen enflasyon ile siyasi belirsizlikten olumsuz etkilenen piyasalar oluşturmuştur.

Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde bir oranla % 6,6 büyürken, dünya ekonomisindeki gelişmeler ile siyasi belirsizlikler ve faiz oranlarındaki artışa bağlı olarak yılın ikinci çeyreğinden itibaren büyümenin yavaşlaması beklenmektedir.

Türkiye toplam ihracatı 2008 yılı Ocak-Haziran döneminde % 36,1 artışla 67 milyar 138 milyon dolara ulaşmıştır. 2008 yılı Ocak-Mayıs döneminde cari açık, bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında % 33,3 oranında artış göstererek 16 milyar 157 milyon dolardan 21 milyar 541 milyon dolara yükselmiş bulunmaktadır.

TÜİK verilerine göre, Haziran ayı Üretici Fiyatları Endeksi’nde (ÜFE) Mayıs ayına göre % 0,32, bir önceki yılın aynı ayına göre ise % 17,03 oranında artış gerçekleştiği görülmektedir. Haziran ayında Tüketici Fiyatları Endeksi’nde (TÜFE) Mayıs ayına göre % 0,36 düşüş yaşanırken, bir önceki yılın aynı ayına göre ise % 10,61 artış gerçekleşmiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2008 yılı Mayıs ayı Sanayi Üretim Endeksi sonuçlarını açıkladı. Buna göre, Aylık Sanayi Üretim Endeksi, 2008 yılı Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre % 2,4 artarak 155,6 olmuştur. İlk beş aylık verilere göre ise toplam sanayi endeksi geçen yılın aynı dönemine göre % 5,8 artış göstererek 147,6 olarak gerçekleşmiştir.

2008 yılında, global piyasalardaki belirsizliklerin artmasının yanısıra artan enflasyonist baskılar nedeniyle Merkez Bankası’nın Mayıs ayından itibaren faiz artırımına gitmesi, talep göstergelerini olumsuz yönde etkilemiştir. Son dönemde, yurtiçinde artan siyasi belirsizlik de tüketici ve yatırımcıları

“bekle-gör” politikası uygulamaya sevk etmektedir.

Türkiye Genel İhracatı ve Tekstil İhracatındaki Gelişmeler

Genel İhracat Artıyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan 2008 yılının Ocak-Haziran dönemini ihracat verilerine göre, Türkiye genel ihracatı 2008 yılının ilk altı ayında 2007 yılının aynı dönemine kıyasla %36,1 oranında artarak 67,1

(6)

Tekstil İhracatında Artmaya Devam Ediyor, Ancak İvme Düşük 2008 yılının ilk altı aylık döneminde Türkiye’nin tekstil ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla %16,5 oranında artarak 3,7 milyar dolara ulaşmıştır.

2008 yılının ilk yarısında Türkiye’nin tekstil ihracat artış oranı (%16,5), Türkiye genel ihracat artışının (%36,1) yaklaşık yarısı olmuştur. Ayrıca, tekstil sektörünün 2007 yılında yıllık ihracat artış hızının %17,5 ve 2007 yılının ilk yarısında ise %18,9 olduğu da göz önüne alındığında, sektörün 2008 yılının ilk yarısında ihracat performansında bir gerileme olduğundan söz edilebilir.

Ancak, son bir kaç yıl içerisinde yalnızca tekstil ve konfeksiyon ticareti değil tüm sektörde ticaret açısından tüm dünyada değişen ve zorlaşan rekabet koşulları göz önüne alındığında, Türkiye’de tekstil sektörünün iyi bir ihracat performansı gösterdiği ifade edilebilir. İhracat artışının bir bölümünün euro/dolar paritesinden kaynaklandığı da gözardı edilmemelidir.

Tekstil İhracatının Yarısı AB ülkelerine Yapılıyor

Tüm Ülke Gruplarında İhracat Artışı Var

2008 yılının ilk yarısı itibarıyla başlıca ülke gruplarındaki tekstil ihracatımızın durumuna bakıldığında, bütün ülke gruplarında %3,9 ile

%53,6 arasında değişen oranlarda artış kaydedildiği görülmektedir. Oransal olarak en büyük ihracat artışı %53,6 ile Eski S.S.C.B. ülkeleri grubuna yapılan ihracatta görülürken, diğer OECD ülkelerine ihracat sadece %3,9 oranında artmıştır.

Türkiye’nin en büyük tekstil ihracat pazarı olan Avrupa Birliği (AB) ülkelerine 2008 yılının ilk yarısında %5,9 artış oranı ile 1,9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir. 2008 yılı Ocak-Haziran döneminde AB ülkelerine gerçekleştirilen ihracat, toplam tekstil ihracatının %50,3’ü olmuştur. AB ülkelerinde yaşanan yüksek enflansyon ve ekonomik durgunluğun bu ülkeye gerçekleştirilen ihracatın düşük oranda artmasına sebep olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, Euro/Dolar paritesi dikkate alındığında AB pazarına gerçekleştirilen %5,9’luk artışın parite kaynaklı fiktif artış olduğu da dikkate alınmalıdır. (Bkz. BÖLÜM VII. Performansa Etki Eden Faktörler)

ABD ve Kanada gibi ülkelerin yer aldığı Diğer OECD ülke grubuna ihracat

%3,9 oranında artışla 162,6 milyon dolara yükselmiştir. Bu düşük oranda artışa, Türkiye’nin en fazla tekstil ihracatı gerçekleştirdiği ülkeler arasında da yer alan ABD’ye, doların değerinin düşüklüğü ve bu ülkede yaşanan

(7)

ekonomik belirsizlik ortamından kaynaklanan nedenlerle ihracatın düşük ivmeyle artması sebep olmuştur.

Diğer Avrupa ülkeleri grubuna yönelik ihracatta %29,5 gibi yüksek bir oranda artış kaydedilmiştir. Bu ülke grubuna yönelik tekstil ihracatı 103 milyon dolar olarak kaydedilmiş olup toplam tekstil ihracatının %2,8’ine karşılık gelmektedir.

Toplam tekstil ihracatında payı sürekli artan eski SSCB ülkelerine 2008 yılının ilk yarısında, 578,6 milyon dolar değerinde tekstil ihracatı gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen tekstil ihracatının artış oranı %53,6 olurken, toplam tekstil ihracatında aldığı pay da %15,6’ya ulaşmıştır. Bu ülke grubuna gerçekleştirilen ihracatın payı sürekli bir artış içindedir.

2007 yılının ilk yarısında ihracatında düşüş kaydedilen Ortadaoğu Ülke Grubuna yönelik ihracatın 2008 yılı ilk altı aylık döneminde %36,7 oranında artarak 254,8 milyon dolara yükselmesi de olumlu bir gelişmedir.

Toplam tekstil ihracatının %7,8’inin yapıldığı Mısır ve Tunus gibi güçlü tekstil ve konfeksiyon sanayiine sahip ülkelerin yer aldığı Afrika ülke grubuna yönelik ihracatda da %43,8 ile yüksek oranda artış görülmektedir.

Bu ülke grubuna yönelik tekstil ihracatı yıldan yıla artmaya devam etmektedir.

Dünya’nın en güçlü tekstil ve konfeksiyon sektörüne sahip olan Çin, Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerin yer aldığı diğer Asya ülkeleri grubundan ihracat artış oranı ise %14,1 olarak tespit edilmiş olup ihracat tutarı 139,7 milyon dolar olmuştur.

En Fazla Tekstil Mamülü İhraç Edilen Ülkeler

2008 yılının ilk yarısında Türkiye’den en fazla tekstil mamülü ihraç edilen ülkelerin başında, Rusya Federasyonu gelmektedir. Rusya Federasyonu’nu sırasıyla İtalya, Almanya, Romanya, Polonya ve Bulgaristan takip etmektedir.

En fazla tekstil ihraç edilen ilk on ülkenin, Rusya Federasyonu ve ABD hariç diğer sekizi AB ülkesidir. Rusya Federasyonu Türk tekstil mamülleri için en büyük Pazar haline gelmiştir.

Düşük oranda ihracat azalışı görülen Romanya ve İspanya hariç, diğer sekiz ülkeye ihracat %4,2 ile %50,4 arasında değişen oranlarda artmıştır.

(8)

Fasıllar Bazında İhracat

2008 yılının ilk altı aylık döneminde Fasıl 50 ve Fasıl 53 hariç, diğer tüm fasıllarda %3,6 ile %21,6 arasında değişen oranlarda ihracat artışı görülmüştür.

Fasıllar bazında en fazla ihracatın pamuk elyafı, pamuk iplikleri ve pamuklu mensucatların yeraldığı Fasıl 52 kapsamında kaydedildiği görülmektedir.

Pamuklu tekstil ürünlerinin ihracatı 2008 yılının ilk yarısında, 2007 yılının aynı dönemine kıyasla %19 oranında artış ile 952,2 milyon dolar olmuştur.

Oransal olarak en büyük ihracat artışı örme kumaşların yer aldığı Fasıl 60’da görülmüştür. Bu fasılda yer alan örme kumaşların ihracatı, 2007 yılının aynı dönemine göre %21,6 oranında artarak 620,7 milyon dolara ulaşmıştır.

Emidirilmiş sıvanmış, kaplanmış veya lamine edilmiş dokumaya elverişli kumaşların ve teknik eşyaların yer aldığı Fasıl 59, 2008 yılının ilk altı aylık döneminde dikkate değer ihracat artışının görüldüğü (%20,3) bir diğer fasıldır. Bu ürünlerin ihracatı 190,2 milyon dolara ulaşmıştır.

Sentetik ve suni filamentlerin, ipliklerin ve kumaşların yer aldığı Fasıl 54’de ise %19,7 artışla 736,7 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilmiştir.

Sentetik suni devamsız lifler, iplikler ve dokuma kumaşlar grubundaki ihracat artışının (%3,6), toplam tekstil ihracat artışının (%16,5) oldukça gerisinde kalması dikkat çekicidir.

Ürün BazındaTekstil İhracatı

Temel hammaddeler itibariyle lif ihracatı incelendiğinde 2008 yılının ilk yarısında Türkiye’nin en fazla ihraç ettiği liflerin 202,1 milyon dolarlık ihracat düzeyi ile suni- sentetik devamsız lifler olduğu tespit edilmiştir.

2008 yılının Ocak – Haziran dönemi itibariyle Türkiye’den en fazla ihraç edilen iplikler ise 238,6 milyon dolarlık ihracat ile sentetik-suni filament iplikleridir . Bunları 200,6 milyon dolarlık ihracat ile pamuk iplikleri ve 178,8 milyon dolarlık ihracat ile suni- sentetik devamsız liflerden iplikler izlemektedir.

Dokuma kumaşlardaki ihracat performansı incelendiğinde, değer bazında en büyük ihracat artışına %25 ile, Türkiye’nin en önemli tekstil ihracat kalemlerinden biri olan suni- sentetik filamentlerden dokuma kumaşlarda ulaşılmıştır. Türkiye’den 2008 yılının ilk altı aylık döneminde 498,1 milyon dolar değerinde suni-sentetik filamentlerden dokuma kumaş ihracatı gerçekleştirilmiştir.

(9)

2008 yılının ilk altı ayılık döneminde Türkiye’den en fazla ihraç edilen dokuma kumaşlar ise pamuklu dokuma kumaşlardır. Bu ürün grubunda,

%16,9 oranında artışla 642,2 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilmiştir.

Fasıl 51’de yer alan yün, yün ipliği ve yünlü dokuma mensucat ürün grubunda değer bazında en büyük ihracat kalemi 81,9 milyon dolar ile yün ve ince-kaba hayvan kıllarından dokuma mensucat olmuştur.

Fasıl 55 kapsamında yer alan suni-sentetik devamsız liflerin ihracatı %3 oranında, suni-sentetik devamsız liflerden ipliklerin ihracatı %6,3 oranında ve suni-sentetik devamsız liflerden dokuma kumaşların ihracatı da yalnızca

%1,8 oranında artmıştır. Bu düşük artışlar sonucunda bu Fasıl’da yalnıca

%3,6 oranında ihracat artışı elde edilmiştir.

Örme kumaş ürün grubunda, en yüksek ihracatın 6006 GTİP kapsamında bulunan diğer örme kumaşlarda gerçeleştirildiği tespit edilmiştir. Bu ürünlerde %34,9 oranında artışla 338 milyon dolar değerinde ihracat yapıldığı görülmektedir.

Vatka, keçe, dokunmamış mensucat, özel iplikler, ip ve kordonların yer aldığı Fasıl 56’da en büyük ihracat kalemi vatka, keçe ve dokunmamış mensuacattan oluşan dokusuz yüzeylerdir. Bu ürün grubunda 2008’in ilk yarısında %9,2 oranında artışla 62,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir.

Özel dokunmuş mensucat, tufte edilmiş dokumaya elverişli mensucat, dantela, duvar halıları şeritçi ve kaytancı eşyası ve işlemelerin yer aldığı Fasıl 58 kapsamındaki ürünlerde değer bazında en yüksek ihracat 180,1 milyon dolar ile dokunmuş kadife, pelüş ve tırtıl mensucatta kaydedilmiştir . Bu ürün grubundaki ihracat artışı da %36,3 olarak toplam tekstil ihracat artışının oldukça üstündedir.

Emdirilmiş, sıvanmış, kaplanmış veya lamine edilmiş dokumaya elverişli mensucat ve dokumaya elverişli maddelerden teknik eşyaların yer aldığı Fasıl 59 kapsamındaki ürünler içerisinde değer bazında en büyük ihracat, 97,2 milyon dolar ile her nevi nakil vasıtası iç ve dış lastiği için mensucatta elde edilmiştir.

Ev Tekstili İhracatında Performans Kaybı Devam Ediyor

Türkiye’nin ev tekstili ihracatı, 2008 yılının ilk yarısında, 2007 yılının aynı dönemine kıyasla %8,2 oranında artarak 1,1 milyar dolar olmuştur. Sektörün ihracat artışının (%8,2), toplam tekstil ve konfeksiyon sektörünün ihracat artışının (%11,5) gerisinde olduğu dikkate alındığında ev tekstili ihracatındaki performans düşüşünün devam ettiği söylenebilir. Söz konusu

(10)

düşüş eğilimi, ev tekstili sektörünün tekstil ve konfeksiyon ihracatında aldığı payın da %9,3’den %9’a gerilemesine neden olmuştur.

2008 yılının ilk yarısında ev tekstili ihracatının miktar bazında %4,1 oranında azalırken değer bazında%8,2 oranında artması, Türkiye’nin birim fiyatı yüksek ev tekstili ihracatına yöneldiği şeklinde yorumlanabilir.

Ev tekstili sektöründe, 2008 yılının ilk altı aylık döneminde en fazla ihrac edilen ürünler sırasıyla tuvalet ve mutfak bezleri, yatak çarşafları, diğer mefruşat eşyası ve dokuma bornozlar olmuştur. En fazla ihraç edilen ve toplam ev tekstili ihracatının yarısından fazlasına karşılık gelen ilk iki ihracat kalemi olan tuvalet ve mutfak bezleri ile yatak çarşaflarında ihracatın miktar bazında azalmasına rağmen değer bazında artması dikkat çekicidir.

12 ürün grubuna ayrılarak incelenen ev tekstili ihracatında, miktar bazında 7 ürün gubunda düşüş görülürken, değer bazında yalnızca örme bornoz ihracatında düşüş tespit edilmiştir.

Türkiye’nin ev tekstili ihracatındaki en büyük pazar Almanya’dır. Bu ülkeye gerçekleştirilen ev tekstili ihracatı 2008 yılının ilk yarısında, 2007 yılının aynı dönemine kıyasla %23,9 oranında artarak 255,1 milyon dolar olmuştur.

2008 yılının ilk yarısında Almanya’dan sonra en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla 119,8 milyon dolarlık ihracat düzeyi ile ABD ve 90,7 milyon dolar ile Fransa olmuştur.

En fazla ihracat gerçekleştirilen ilk 20 ülkenin beşinde ihracat düşüşü tespit edilmiştir. Ev tekstili ihracatında düşüş kaydedilen ülkeler ABD, İngiltere, İspanya, İsveç ve İsrail olarak sıralanmaktadır.

Birim İhraç Fiyatları İle İlgili Gelişmeler

Ağırlıklı ortalama birim fiyat değişimi hesapları sonucu, tekstil ürünlerinde 2008 yılının ilk yarısında ortalama ağırlıklı birim fiyatlarının, 2007 yılının aynı dönemine nazaran %12,3 oranında arttığı tespit edilmiştir.

Ağırlıklı birim fiyatlardaki artış, Türkiye’nin daha katma değeri yüksek tekstil mamülleri ihraç ediyor olmasının bir göstergesi sayılabilmektedir.

İhracatçı firmalarla çeşitli vesileler ile yapılan görüşmelerde, Uzakdoğu Ülkeleri ile ucuz ürünlerde rekabet etme şansımızın olmadığı, ancak kaliteli ve katma değeri yüksek ürünlerde rekabet şansımızın bulunduğunun belirtilmesi de bu eğilimi doğrulamaktadır.

(11)

Sektörün, Kapasite Kullanım Oranı Düşüyor Ancak Yatırımı Artıyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun Aylık İmalat Sanayii Eğilim Anketi’ne göre, 2008 yılının Haziran ayı itibarıyla tekstil sektöründe kapasite kullanım oranı %75,7 ve konfeksiyon sektöründe %81,4’dür. İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranı ise %82,3 olarak verilmektedir. 2008 yılının ilk yarısında, 2007 yılının aynı dönemine göre tekstil sektörünün kapasite kullanım oranında %8,1 oranında düşüş görülürken, konfeksiyon sanayii kapasite kullanım oranında düşüş %4,3 düzeyinde olmuştur. Her iki sektörde kapasite kullanım oranının, toplam imalat sanayiindeki kapasite kullanım oranından daha düşük olması tekstil ve konfeksiyon sektörleri açısından olumsuz bir gösterge olarak değerlendirilmektedir.

2007 yılında tekstil ve konfeksiyon sektörüne tahsis edilen yatırım teşvik belgelerinin toplam içerisindeki payının bir önceki yıl ile kıyaslandığında,

%8,5’den %12,8’e yükseldiği görülmektedir. 2007 yılının ilk dört aylık döneminde imalat sanayiine tahsis edilen yatırım teşvik belgelerinin oranı

%52,6’dan %48,1’e gerilerken, dokuma ve giyim sektörlerine tahsis edilen belgelerin oranının %8,5’den %12,8’e yükselmesi sektör açısından olumlu bir gelişme olarak görülmelidir.

Pamuk Fiyatları Dünya Fiyatlarından Yüksek

Mayıs 2008 Cotton Outlook/Cotlook tahminlerine göre Türkiye, 600 bin tonluk üretim ile dünyanın yedinci büyük pamuk üreticisi durumundadır.

Ancak, Türkiye’nin 2008/2009 sezonu pamuk üretimi bir önceki sezona kıyasla %11,1 oranında azalmıştır. Diğer yandan, pamuk ihtiyacı 1.300.000 ton olarak tahmin edilmekte olup geçen senenin aynı sezonuna göre %1,9 oranında düşüş sözkonudur. Ancak, ülkemizde pamuk üretimi, sanayiin tüketim ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Bu nedenle önemli miktarlarda pamuk ithalatı da yapılmaktadır.

Bununla beraber, Türkiye’de pamuk fiyatları dünya fiyatlarının üzerinde seyretmektedir.

2008/09 sezonunda dünya pamuk üretiminin %1,5 oranında azalarak 25,2 milyon tona gerilemesi, tüketiminin ise bir önceki sezona göre %1 oranında artarak 26,3 milyon tona ulaşması beklenmektedir. Pamuk tüketiminin artmasına dönük tahminlerin, dünya pamuk fiyatlarının artmasına sebep olabileceği düşünülmektedir.

(12)

Hammadde İthalatı

Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü, uluslararası pazarlarda rekabetçi kalabilmek amacıyla, yerli ürünlerin yanısıra yurt dışından elyaf, iplik ve kumaş gibi tekstil materyalleri de ithal edebilmektedir. İthalatı yapılan ürünler tekstil sanayii ya da konfeksiyon sanayii için hammade veya ara malı niteliğindedir. Bu bakımdan ihracat performansında ithalatın etkisinin de mercek altına alınmasında fayda görülmektedir.

Dış Ticaret Müsteşarlığı Bilgi Sistemi’nden temin edilen TÜİK kaynaklı verilere göre 2008 yılının Ocak-Mayıs döneminde Türkiye’ye,

` 908 milyon dolar değerinde, 426,7 bin ton pamuk, yün ve suni-sentetik lif,

` 953,7 milyon dolar değerinde 278,1 bin ton pamuk, yün ve suni- sentetik iplik ve

` 829,8 milyon dolar değerinde 111 bin ton pamuklu, yünlü ve suni-sentetik liflerden mamül dokuma kumaş ithal edilmiştir.

Bu veriler ışığında Türkiye, temel hammaddeler itibariyle 815,8 bin ton elyaf, iplik ve dokuma kumaş ithal etmekte ve bu ithalat değer olarak 2,7 milyar doları bulmaktadır. Sözkonusu ithalatta, 2008 yılının Ocak-Mayıs döneminde, 2007 yılının aynı dönemine kıyasla miktar olarak %19 oranında, dolar bazında ise %1 oranında azalma olmuştur.

(13)

I.I. DDÜNÜNYYAA VVEE TTÜÜRKRKİİYYEE EEKKOONNOOMMİİSSİİNNDDEEKKİİ GGEELLİİŞŞMMEELLERER

Dünyadaki Ekonomik Gelişmeler

Dünya Ekonomisi ABD Gölgesinden Çıkamıyor

Yılın ikinci çeyreğinde, dünya ekonomisinin gündemini başta gıda fiyatları olmak üzere küresel çapta yükselişe geçen enflasyon ve hızla artan petrol fiyatlarına dayalı olarak yükselen enerji maliyetleri oluşturdu. Başta gıda olmak üzere emtia ve enerji fiyatlarındaki artış, dünya genelinde fiyat istikrarını olumsuz yönde etkilemektedir. Uluslararası para piyasalarında zayıflayan dolar, başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarını yükseltirken, yükselen fiyatlar dünya ülkelerine enflasyon olarak geri dönmektedir.

Mart ayının sonlarında 100 $/varil seviyesinin altına gerileyen petrol fiyatları ise, arza ilişkin kaygılar nedeniyle Mayıs ayında 120 $/varil seviyesinin üzerine çıkarken, Haziran ayının ilk haftasında 130 $/varil seviyesini aşarak Temmuz ayına 145 $/varil seviyesinde girmiştir. Temmuz ayının ikinci haftasına girildiğinde, petrol fiyatları 135 $/varil seviyesinde seyretmektedir.

Uluslararası piyasalardaki dalgalanmalardan sanayileşmiş ülkelere göre daha az etkilenmekle birlikte, halen pek çok gelişmekte olan ülke global ekonomik görünümdeki bozulmaya karşı kırılgan olmaya devam etmektedir.

Özellikle Türkiye gibi yüksek cari işlemler ve bütçe açıkları veren ülkeler açısından yurtdışı piyasalardaki gelişmeler büyük önem taşırken, enerjide dışa bağımlı olan gelişme yolundaki ekonomiler artan petrol fiyatları nedeniyle zorlanmaya başlamışlardır.

Öte yandan, bütün dünyanın iyi haberler beklediği ABD ekonomisinden, umulan derecede iyi haberler gelmemektedir. ABD'nin dış ticaret açığı Nisan ayındaki 60,9 milyar dolarlık seviyesinden Mayıs ayında 62,4 milyar dolara ulaşarak son 14 ayın en yüksek seviyesine ulaşırken, hızlı ihracat artışına rağmen, açığın büyümesinde petrol ithalat faturasının Mayıs ve Haziran aylarındaki yükselişinin etkili olduğu belirtilmektedir.

2008 yılının Temmuz ayı başında açıklanan bir diğer veri ise ABD Haziran ayı tüketici güven endeksi olmuştur. Bu açıklamaya göre, Haziran’da 56,5 olması beklenen endeks, 50,4 olarak açıklanmış ve böylece son 16 yılın en düşük değerinde gerçekleşmiştir. Endeksi oluşturan beş alt kalemin hepsi tüketici güvenindeki bozulmaya işaret ederken, enflasyona ilişkin kaygılar da yükselmektedir.

Nisan ayında % 1,3 artış gösteren sanayi mamûlleri talebi, Mayıs ayında

%0,6 artış göstererek 448,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Mayıs

(14)

ayında ABD genelinde dayanıklı mamûl siparişlerinde ise çok küçük bir artış yaşanarak 213,6 milyar dolar olarak geçekleşmiştir. Dayanıklı mamûl siparişleri Nisan ayında % 1 düşmüştür.

ABD'de Mayıs ayında sözleşmeleri imzalanan ve bekleyen konut satışları

%4,7 oranında düşmüştür ki; bu düşüş öngörülenden daha yüksek oranlı olmuştur. Ekonomistler, bekleyen konut satışlarında % 2,8 oranında düşüş öngörmekteydi. Bir yıl önceyle karşılaştırıldığında ise bekleyen konut satışları % 14 gerilemiştir.

İstihdamla ilgili olarak ise, ABD genelinde özel sektör istihdamının Haziran ayında 79 bin kişi azaldığı açıklanmıştır. Bu rakam 2002 yılından bugüne gerçekleşen en yüksek istihdam düşüşüdür. Güncel verilere göre Mayıs ayında % 5,5 olan işsizlik oranı, Haziran ayında değişmeyerek aynı seviyede kalmıştır.

ABD ekonomisiyle ilgili az sayıdaki iyi haberden en önemlisi ise 2008 yılı ilk çeyrek dönemi için daha önce % 0,6 olarak açıklanan büyüme oranının Haziran ayı sonunda % 1 olarak revize edilmesi olmuştur. Yine de, revize edilen rakam bile konut kredileri, kredi ve mali sıkıntılarla sarsılan ABD ekonomisinin kırılganlıktan kurtulamadığını göstermektedir.

OECD’nin güncel tahminlerine göre, ABD ekonomisi bu yıl sonuna kadar durgunluktan yavaş yavaş çıkarak 2009 yılında büyüme trendine girecektir.

OECD’nin ABD ekonomisi büyüme tahmini 2008 yılı için % 1,2, 2009 yılı içinse % 1,1 olarak açıklanmıştır.

EuEurroo BBööllggeessiinndede EEnnffllaassyyoonn TTaarriihhii ZZiirrvveeddee

Avrupa Birliği'nde (AB) 15 ülkenin dahil olduğu Euro Bölgesi’nde 2008 yılının Mayıs ayında % 3,7 olarak gerçekleşen enflasyon, Haziran ayında % 4 olarak gerçekleşerek rekor seviyeye yükselirken; Euro Bölgesi’nde son 12 ayda enerji fiyatlarındaki artışın % 13,7’yi bulduğu açıklanmıştır.

Öte yandan, Haziran ayı enflasyon oranları, Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomisi olan Almanya'da % 3,3 ile son 15 yılın en yüksek oranına çıkmıştır. Diğer yandan, AB’nin diğer büyük ekonomisi İngiltere’de, Mayıs ayında % 3,3 ile son 16 yılın en yüksek seviyesine yükselen enflasyonun, Haziran ayında daha yüksek açıklanması beklenmektedir.

Yükselen enflasyon oranları nedeniyle, AB üyesi ülkelerde yaşayan halk tarafından enflasyon en ciddi sorun olarak görülmeye başlanmıştır. 24 Haziran 2008 tarihinde AB Komisyonu’nca yayımlanan bir ankete göre AB genelinde halkın % 37’si enflasyonu en önemli ekonomik sorun olarak görürken, daha önceden en önemli sorun olarak görülen işsizliğin % 11 ile ikinci sıraya gerilediği görülmektedir.

(15)

AB’nin diğer önde gelen ülkeleri İtalya ve İspanya'da, enflasyon Haziran ayında sırasıyla % 4, ve % 5,1'e yükselirken, Belçika’da Mayıs ayı sonu itibariyle yıllık enflasyon % 5,8 ile son 23 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır.

Hollanda ve Portekiz sırasıyla % 2,1 ve % 2,8’lik enflasyon oranları ile AB’nin en düşük enflasyon oranlarına sahip ülkeleri durumundadır. Fransa’da Mayıs ayında % 3,7 olarak son 12 yılın en yüksek oranında gerçekleşen enflasyonun Haziran ayında daha yüksek olması beklenirken, tüketici güven endeksinin 1987’den beri en düşük seviye olan -42’ye gerilemesi moralleri bozmuştur. Resmi istatistik kurumundan yapılan açıklamaya göre ise, Fransız ekonomisinin 2008 yılında % 1,6 oranında büyümesi öngörülmektedir. Öngörülen bu büyüme oranı son 5 yılın en düşük büyüme oranıdır.

AB’nin refah düzeyi yüksek ülkelerinden İsveç’te yıllık enflasyonun % 4 seviyesine ulaşması, düşük enflasyona alışık halk arasında endişeye neden olmaktadır.

AB’de en yüksek enflasyona sahip ülkeler % 17,9 ile Letonya, % 14 ile Bulgaristan, % 12,3 ile Litvanya ve % 11,4 ile Estonya’dır.

AB’ye 2004’te üye olan ülkelerden Polonya’da Haziran ayı enflasyonunun

%4,3 olması öngörülürken, Macaristan’da ise bu oran % 7 seviyesine yükselmiştir. Çek Cumhuriyeti’nde enflasyon Mayıs ayında % 5,2 oranına yükselirken, Slovakya’da bu oran % 4,6 olarak gerçekleşmiştir.

Öte yandan, Mayıs ayı itibariyle Avrupa’da en yüksek enflasyon oranı %31 ile Ukrayna’da gerçekleşti. Artan enflasyonla mücadele için Ukrayna Hükümeti 21 Mayıs’ta ulusal para birimi Hryvnia’yı revalue etme kararı alırken, Merkez Bankası tarafından, ihracatçıların zarar göreceği gerekçesiyle bu kararın veto edilerek ulusal para biriminin dalgalanmaya bırakılacağı açıklanmıştır.

Doğu Avrupa’nın yükselen ekonomisi Rusya’da ise, artan petrol fiyatlarıyla birlikte hayat standartları ve refah seviyesi yükselirken, ortalama hane gelirinin artmasıyla tüketim harcamaları da artmaktadır. Bu çerçevede, perakende satışları Mayıs ayında % 14,1 oranında artmıştır. Rusya’da enflasyon da yükseliş trendinde olup, Mayıs ayı enflasyon oranı % 15,1 olarak gerçekleşmiştir. Rusya ekonomisi yılın ilk çeyreğinde % 8,5 oranında büyürken, artan iç talebin de etkisiyle aynı dönem ithalat ta % 53 oranında artış göstermiştir.

Eski SSCB ülkelerinden, enflasyonun yüksek seyrettiği ülkelerden Kazakistan’da ise Haziran ayı itibariyle yıllık enflasyon oranı % 20’ye yükselmiştir.

(16)

Öte yandan, istihdam maliyetlerinin de beklenenin üzerinde artış gösterdiği Euro Bölgesi’nde, Eurostat verilerine göre, yılın ilk çeyrek döneminde ortalama ücretlerin % 3,7 oranında arttığı, ücret dışı istihdam maliyetlerinin ise % 2,3 artış gösterdiği görülmektedir.

ABD’de yaşanan kredi krizinin yarattığı durgunluk endişesine rağmen Euro Bölgesi, 2008 yılı ilk çeyreğinde binde 8’le beklentilerin üzerinde büyümüştür. Eurostat verilerine göre, Euro Bölgesi son 4 çeyrekte % 2,2 büyüme göstermiştir.

Son 4 çeyrekteki büyüme oranları Slovakya’da % 8,7, Romanya’da % 8,2, Litvanya’da % 6,7, Polonya’da % 6,4, Çek Cumhuriyeti’nde % 5,4, Yunanistan’da % 3,6, Hollanda’da % 3,1, İspanya’da % 2,7, Fransa’da % 2,2, Belçika’da % 2,1 ve İtalya’da % 0,2’dir.

Geçen yıl AB’nin en hızlı büyüyen ekonomisi olan Estonya ekonomisinde ise yılın ilk çeyrek döneminde % 1,9 oranında daralma görülürken, Letonya’da

% 3,6, Litvanya’da ise % 6,4 oranında büyüme görülmüştür.

Euro Bölgesi’nde işsizlik oranı Mayıs ayında, Nisan ayındaki % 7,2’lik seviyesini korumuştur. En yüksek oranlar % 10,5 ve % 9,9 ile Slovakya ve İspanya’da yaşanırken, en düşük oranlar sırasıyla % 2,7 ve % 2,9 ile Danimarka ve Hollanda’da gerçekleşmiştir.

Euro Bölgesi’nde Mart ayında % 1,2 gerileyen yeni sanayi siparişleri endeksi, Nisan ayında % 2,5 artış göstermiştir. Mart ayında % 1 gerileyen AB genelindeki yeni sanayi siparişleri endeksi ise Nisan ayında % 3,6 yükselmiştir.

Euro Bölgesi’nde Nisan ayında % 0,6 gerileyen perakende satışlar, Mayıs ayında % 1,2 artış gösterirken, AB genelinde ise Nisan ayında % 0,4 azalan perakende satışlar, Mayıs ayında % 1,3 artmıştır.

Almanya Ekonomisi Rahat Değil

Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomisi olan Almanya'da enflasyon oranı, Haziran ayında % 3,3 ile son 15 yılın en yüksek oranına çıkarken, yılın ilk iki ayında % 8 seviyesinde seyreden işsizlik oranının Mayıs ayı itibariyle % 7,8’e gerilediği açıklanmıştır.

2007 yılı son çeyreğinde yavaşlayan Alman ekonomisi 2008 yılı ilk çeyreğinde toparlanarak % 1,5 büyüme göstermiştir. Bu rakam son 12 yılın en iyi çeyrek dönem büyüme oranı olmuştur.

Federal Ekonomi Bakanlığı verilerine göre Almanya’nın sanayi üretimi Mayıs ayında Nisan ayına göre % 2,4 düşüş gösterirken, ülke genelinde

(17)

perakende satışlar Nisan ayındaki % 1,7’lik düşüşün ardından Mayıs ayında

% 2,6 artış göstermiştir.

Nuremberg’te bulunan Gfk Pazar Araştırma Kuruluşu’nca yapılan araştırmaya göre artan enerji fiyatlarına paralel yükselen enflasyon nedeniyle Almanya tüketici güven endeksinin Temmuz ayında % 3,9 gerileyerek, 2005 yılı Aralık ayından bu yana en düşük seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Yine aynı kuruluşun değerlendirmesine göre özel tüketim harcamalarının ise bu yıl yalnızca % 0,5 oranında artması öngörülmektedir.

Münih’te bulunan IFO Enstitüsü tarafından yapılan açıklamaya göre Almanya’da “İş Ortamı Güven Endeksi” 2008 Nisan ayında 102,4 olan seviyesinden Mayıs ayında 103,5 seviyesine yükselmiş, Haziran ayında ise tekrar 101,3 ile 2005 yılı Aralık ayından bu tarafa en düşük seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu gerilemede, artan petrol fiyatlarına paralel yükselen enflasyon sonucu alım gücünün azalmasının etkili olduğu düşünülmektedir.

Bu arada, Financial Times gazetesinde 2 Haziran 2008 tarihinde yayımlanan bir habere göre, Alman işverenler istihdam üzerindeki yüksek vergi yükü nedeniyle hükümeti dava etmeye hazırlanmaktadır. Ülkenin güçlü işveren sendikasının başkanı Dieter Hundt tarafından yapılan açıklamaya göre, işveren istihdam sigorta sisteminden 5 milyar euro’yu yeni sosyal güvenlik reformu çerçevesinde Federal Bütçe’ye aktarmak isteyen Federal Hükümet’e karşı işverenler, Ağustos ayı sonunda Anayasa Mahkemesi’ne başvurmayı planlamaktadır.

İngiltere Ekonomisine Karamsar Hava Hakim

Yılın ilk çeyrek döneminde ekonomide sadece % 0,3 oranında büyüme yaşanan İngiltere’de ekonomiyle ilgili karamsar hava artarak devam ederken, Mayıs ayı enflasyonu % 3,3 ile 1992’den bu tarafa en yüksek seviyesine ulaşmıştır. İngiltere’de enflasyon oranının bu yıl sonunda % 4 seviyesine yükselmesinden korkulmaya başlanmıştır. Enflasyonu son dönemde hızla artan petrol ve gıda fiyatları körüklerken, maaş artışlarının ilk kez enflasyon oranının gerisinde kaldığı belirtilmektedir.

Sanayi üretiminin Mayıs ayında % 0,8 azaldığı İngiltere’de, reel sektör yavaşlama sinyalleri verirken, tüketici güveni ve hizmetler sektörü verileri son yılların en olumsuz görünümünü sergilemektedir. İngiltere Merkez Bankası (BOE) tarafından, ekonomik büyümenin ilk çeyrekte 1992’den bu yana en düşük oran olan %1’e gerileyeceği tahmin edilmektedir. Merkez Bankası uzmanları ayrıca, 2008’in bazı çeyrek dönemlerinde negatif büyüme kaydedilebileceği yönünde uyarıda bulunmaktadır. Ülkede, konut fiyatlarında son 15 yılın en hızlı düşüşü kaydedilirken, bu durum, özellikle

(18)

mortgage kredilerinde geri ödenmeme riskini artırarak finans sektörüne ilişkin kaygıları canlı tutmaktadır.

Öte yandan, İngiliz Ticaret Odası'nın (BCC) raporuna göre, İngiltere'de küçük ve orta ölçekli 5 bin firma ekonomik durgunluk beklentisine girmiştir.

BCC'nin yılın ikinci çeyreğini değerlendirdiği raporunda kredi krizi ve giderek yükselen yaşam maliyetinin ekonominin en önemli sektörlerinde faaliyet gösteren firmaları bile vurduğuna dikkat çekilmektedir. Üretim ve hizmet sektörlerinde satış ve ileriye dönük anlaşmaların geçen üç ayda yavaşladığına dikkat çekilen BCC raporunda, trendin böyle sürmesi halinde ekonomik durgunluğun sadece "aylarla ifade edilebilecek kadar yakın olduğu" uyarısında bulunulmaktadır.

İngiltere'de, tüketici güven endeksi Haziran'da da rekor seviyede düşüş göstermeyi sürdürmüştür. Uzmanlar, özellikle basın ve görsel medyada ekonomiye ilişkin olumsuz haberlerin üst üste yayımlanmasının güven unsurunda büyük bir zedelenme meydana getirdiğini belirtirken, buna ekonomik belirsizliklerin, giderek zayıflayan emlak sektörünün, durmaksızın yükselen gıda ve akaryakıt fiyatlarının da eklenmesiyle birlikte, Mayıs'ta 65 olan tüketici güven endeksinin Haziran ayında 61'e gerilediği bildirilmiştir.

Aynı endeks geçen yılın Haziran ayında ise 91 seviyesinde idi. Endeksteki düşüşün 6 aydır büyük oranlarda gerçekleştiğine işaret eden ekonomistler, tüketicinin ekonominin önümüzdeki aylarda daha da bozulmasından endişe ettiğini belirtmişlerdir.

Ekonomik durgunluk ve kriz beklentisi yaşanan İngiltere’de müşteri sıkıntısı çeken mağazalar her yıl Temmuz ayında başladıkları indirimli satışlara bu yıl Haziran ayı başında başlamışlardır.

İngiltere’de olumsuz haber ve verilerine rağmen, Mayıs ayı perakende satış rakamlarının pozitif olarak gerçekleşmesi moralleri biraz olsun düzeltmiştir.

İngiltere Perakende Konsorsiyumu (BRC) verilerine göre, İngiltere genelinde perakende satışların Mayıs ayında % 3,5 oranında artarak, son 22 yılın en yüksek aylık artışı kaydedilmiştir..

AsAsyyaa EEkkoonnomomiilleerrii

Artan enflasyon oranlarının yanısıra yavaşlayan büyüme oranları, Asya genelinde bir çok ülkeyi olumsuz etkilerken, Dünya Bankası’na göre Japonya dışında kalan Asya ekonomileri 2008 yılında % 7,3 oranında büyüme gösterecektir.

Endonezya’da enflasyon oranı % 11’e çıkarken, yıl sonuna kadar bu oranın

%12,5’e ulaşması beklenmektedir. Hindistan’da enflasyon % 8,1 ile son 3 yılın en yüksek oranına yükselirken, büyüme oranı da beklentilerin üzerinde gerçekleşerek % 8,8 olmuştur. Singapur’da ise enflasyon son 26 yılın en

(19)

yüksek oranına ulaşarak % 7,5 olarak gerçekleşmiştir. Tayland’da enflasyon Haziran ayında son 10 yılın en yüksek seviyesi olan % 8,9’a çıkarken, kıtanın gelişen ekonomilerinden Vietnam’da enflasyonun % 26,8 ile zirveye ulaştığı, büyüme oranının ise son 7 yılın en düşük seviyesi olan % 6,5’e gerilediği görülmektedir. Hong Kong’da ise enflasyon oranı % 7 seviyesine erişmiştir.

Enflasyonun % 3 ile düşük seyrettiği Malezya’da son dönemde artan petrol fiyatları sonucu enflasyon oranının önümüzdeki dönemde % 4-5 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir.

Bu yılın ilk çeyreğinde % 5,8 büyüme oranı yakalayan Güney Kore’de Nisan ayında % 4,4 olarak gerçekleşen tüketici fiyatları, Mayıs ayında % 4,9’a yükselmiştir. Ulusal para birimi ‘Won’ yılbaşından itibaren Dolar karşısında

% 12 değer kaybederken, artan petrol fiyatları, enflasyonla mücadeleyi zorlaştırmaktadır. Güney Kore Dünya’nın 5. Büyük ithalatçısı durumunda olup; en büyük pazarlardan biridir. Güney Kore’de artan enflasyon oranı tüketimi olumsuz etkilerken, ihracatın artış trendini sürdürmesi ekonomiyi ayakta tutmaktadır. Mayıs ayında ihracat geçen yılın aynı dönemine göre

%27,2 oranında artarak 39,5 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ithalat ise

%28,8 artışla 38,5 milyar dolar olmuştur.

Pakistan’da ise tüketici fiyatları, Nisan ayında % 17,2 olan seviyesinden Mayıs ayında % 19,3’e yükselmiştir.. Hükümetin sübvansiyonları azaltma kararı sonrasında, tüketici fiyatlarının daha da artması beklenmektedir.

Japon Ekonomisi Sıkıntılı

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Japonya, yılın ilk çeyreğinde % 4 büyüme göstermiştir. Ekonomistler tarafından, Japon ekonomisine ilişkin sonuçların normal göründüğünü, ancak küresel ekonomik dengesizlikler ve artan emtia fiyatlarının Japonya’da yılın ikinci çeyreğinde büyümeyi yavaşlatmasının beklendiği belirtilmektedir.

Son dönemde tüketici talebinin durgun seyrettiği Japonya’da, 10 yıldır süren deflasyon döneminden sonra, Nisan ayı itibariyle tüketici fiyatları enflasyonunun % 0,9 oranına yükselmesi, uzun süredir deflasyondan şikayet eden ekonomi yönetimini sevindirmemiştir. Zira talep artışından ziyade girdi maliyetlerinin artışından kaynaklanan (cost-push inflation) bir enflasyon sözkonusudur. Fiyat artışlarının en büyük nedeni olarak artan petrol maliyetlerinin yanı sıra, son dönemde hızla yükselen gıda fiyatları gösterilmektedir. Tüketici talebinde belirgin bir artış olmadığından, artan fiyatların ülkede stagflasyona neden olmasından korkulmaktadır. Zira, Nisan ve Mayıs aylarında toplam iç tüketim, geçen yılın aynı dönemine göre sırasıyla % 2,7 ve % 3,2 düşüş göstermiştir.

(20)

Öte yandan, Nisan ayında sanayi üretiminin % 0,3 azaldığı Japonya’da, aynı dönemde işsizliğin de % 4 seviyesine yükselmesi, ülkede zaten mevcut durgunluk endişelerini daha da arttırmıştır.

Çin Ekonomisi

Çin ekonomisinde, 2008 yılının ilk çeyreğinde % 10,6 büyüme kaydedilmiştir. Bu rakamlarla, ülkenin GSYİH’si yılın ilk çeyrek dönem sonu itibariyle 6,2 trilyon yuan (886,6 milyar $) olarak gerçekleşmiştir.

Ticaret fazlası konusunda ise, Çin Gümrük Genel İdaresi'nce açıklanan verilere göre, ülkenin dış ticaret fazlası Mayıs ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre % 10 azalarak 20.2 milyar dolara gerilemiştir. Bu verilere göre, petrol ve diğer hammaddelerin fiyatlarındaki yükselişin etkisiyle ithalat Mayıs ayında, geçen yılın aynı ayına göre % 40 artarak 100,3 milyar dolara ulaşmıştır. İhracat ise Çin'in potansiyel pazarı olan ABD ekonomisine ilişkin kaygılara karşın, Mayıs ayında, geçen yılın aynı ayına göre % 28 artarak 120,5 milyar dolar olmuştur

Çin ulusal para birimi Yuan’ın yılbaşından itibaren ABD Doları karşısında yaklaşık % 4 değer kazanması da ithalatın artışı ve ihracatın yavaşlamasında etkili olmuştur. Son dönemde artan enflasyonu kontrol etmekte zorlanan Çin Hükümeti, başta gıda fiyatları olmak üzere fiyat artışlarını yavaşlatabilmek için Yuan’ın Dolar karşısında değer kazanmasına izin vermektedir.

Öte yandan, Nisan ayında % 8,5 seviyesine yükselen enflasyon oranı, Mayıs ayında ise % 7,7 olmuştur. Bilindiği gibi, son dönemde Çin’de enflasyonun yükselmesinde, özellikle gıda fiyatlarındaki artış etkili olmaktadır.. İhracatta yaşanan patlama nedeniyle enflasyonun en yüksek seviyesine ulaşarak büyük bir baskı unsuru olmaya başladığı Çin'de yetkililer, aşırı ısınan ekonomiyi soğutma gayreti içindedir. Ancak tüm bu çabalara karşın, ülke ekonomisi çift haneli oranlarda büyümeye devam etmektedir.

Diğer taraftan Çin’de, Haziran ayında alınan ihracat siparişlerinde, 2005 yılı Ağustos ayından bu tarafa en düşük artış oranı gerçekleşmiştir. Yeni ihracat ürünleri sipariş endeksi Mayıs ayında 53,4 iken, Haziran ayında 50,2 seviyesine gerilemiştir.

Çin’de Ocak-Mayıs döneminde genel ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre % 22,9 artış göstermiştir. 2007 yılında ise ihracat % 25,7 artış göstermişti.

Çin’de sanayi üretimi, Mayıs ayında geçen yılın aynı dönemine göre % 16 artmıştır. Nisan ayındaki artış oranı ise % 15,7 olarak gerçekleşmişti. Ocak- Mayıs dönemi sanayi üretimi ise % 16,3 artarken, aynı dönemde perakende

(21)

satışlarda ise % 21,6 oranında artış kaydedilmiştir. Bu artışta, son dönemde hızla artan tüketici fiyatlarının da rolü bulunmaktadır.

TTüürrkkiiyyee EEkkoonnoommiissiinnddee SSoonn GGeelliişşmmeelleerr

Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında Türkiye ekonomisi gündemini, başta hızla artan petrol fiyatlarına paralel yükselen enerji maliyetleri olmak üzere, yükselişe geçen enflasyon ile siyasi belirsizlikten olumsuz etkilenen piyasalar oluşturmuştur.

TÜİK verilerine göre, 2008 yılı birinci üç aylık dönemine ilişkin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla %6.6 artış göstererek 24,232 Milyon YTL düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu verilere göre, global kredi krizine ve piyasadaki dalgalanmaya rağmen, iç talebin ilk çeyrekteki güçlü seyrine bağlı olarak Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde bir oranla %6,6 büyümüştür. Ekonomi, geçen yılın ilk çeyreğinde %7,6, yıl genelinde ise %4,5 büyümüştü. Bununla birlikte, dünya ekonomisindeki gelişmeler ile siyasi belirsizlikler ve faiz oranlarındaki artışa bağlı olarak, yılın ikinci çeyreğinden itibaren büyümenin yavaşlaması beklenmektedir.

Türkiye’de, harcamalar yöntemiyle GSYH incelendiğinde ise; 2007’nin son çeyreğinde yavaşlayan özel sektör tüketim harcamalarının 2008 yılının ilk çeyreğinde önemli ölçüde arttığı görülmektedir. Yılın ilk çeyreğinde, özellikle mal ve hizmet alımlarındaki artışa bağlı olarak kamunun tüketim harcamalarında artış meydana gelmiştir. Yatırım harcamalarına bakıldığında; geçen yılın aynı döneminde yatırımlarını % 1,8 arttıran özel sektörün, bu yılın ilk çeyreğinde yatırımlarını % 11,3 artırdığı, geçen yılın ilk çeyreğinde % 4,3 büyüyen kamunun yatırım harcamalarının ise son beş çeyrektir ilk defa % 7,7 oranında daraldığı dikkat çekmektedir.

Yılın ilk çeyreği itibarıyla, ihracattaki artış son yılların en yüksek seviyesine yakın olmasına rağmen, net ihracatın büyümeye katkısı negatif olmaya devam etmektedir. Bununla birlikte, geçen yılın son iki çeyreğinin aksine ilk çeyrekte ihracat artışı ithalatın üzerinde gerçekleşmiştir.

Öte yandan, Türkiye'nin 2008 yılı Haziran ayı ihracatı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla % 34,9 artışla 12 milyar 75 milyon dolara yükselmiştir.

2008 yılı Ocak-Haziran döneminde ise toplam ihracat % 36,1 artışla 67 milyar 138 milyon dolara ulaşmıştır. Haziran ayı itibariyle son 1 yıllık ihracat ise % 29,9 artışla 123 milyar 763 milyon dolar olmuştur.

Türkiye’de, uluslararası kredi piyasalarındaki sorunlara rağmen 2007 yılından bu tarafa ihracat, güçlü seyrini korumaktadır. Bu gelişmede, Türkiye’nin ihracatının yarısından fazlasının Avrupa Birliği ülkelerine

(22)

yönelik olduğu da dikkate alındığında, Euro’nun uluslararası piyasalarda değer kazanmasının etkili olduğu düşünülmektedir.

Genel ihracatta dolar bazında yüksek oranlı artışa rağmen, YTL’nin güçlü seyri ve enerji fiyatlarında devam eden yükseliş, cari açık üzerinde baskı yaratmaktadır. İthalattaki artışta, yüksek düzeydeki enerji fiyatları etkili olmaya devam etmektedir. Nitekim, geçtiğimiz yılın ilk beş aylık döneminde 12,1 milyar dolar olan enerji ithalatı Ocak-Mayıs döneminde 19,7 milyar dolara ulaşmıştır. Cari açık, Mayıs ayında 2007 Mayıs ayına göre % 28,8 oranında artarak 3 milyar 601 milyon dolardan 4 milyar 637 milyon dolara yükselmiştir. 2008 yılı Ocak-Mayıs döneminde ise cari açık, bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında % 33,3 oranında artış göstererek, 16 milyar 157 milyon dolardan 21 milyar 541 milyon dolara yükselmiş bulunmaktadır.

Cari açığın finansmanında doğrudan yatırım gibi borç yaratmayan kaynakların azalması dikkat çekmektedir. Ayrıca, global risk algılamasındaki artış, portföy yatırımlarının önemli bir şekilde azalmasına neden olmuştur.

Cari açığın giderek daha fazla oranda borç yaratan kaynaklarla finanse edilmesi, endişe yaratırken; yüksek düzeydeki enerji fiyatları da cari açık üzerinde baskı yapmaya devam etmektedir.

Türkiye açısından 2008 yılının ikinci yarısı için, uluslararası likidite koşullarındaki ve kredi piyasalarındaki olumsuz gelişmeler, AB üyelik sürecinde karşılaşılan sorunların artması, mali disiplinde gevşeme eğilimi, başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarının yüksek seyri ile yurtiçinde artan siyasi belirsizlikler, temel risk faktörleri olarak öne çıkmaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verilerine göre, 2008 yılı Mayıs ayında Üretici Fiyatları Endeksi’nde (ÜFE) Nisan ayına göre % 2,12, bir önceki yılın aynı ayına göre ise % 16,53 oranında artış gerçekleştiği görülmektedir. Mayıs ayında Tüketici Fiyatları Endeksi’nde (TÜFE) Nisan ayına göre % 1,49, bir önceki yılın aynı ayına göre ise % 10,74 artış gerçekleşmiştir.

Haziran ayı verilerine göre ise, Üretici Fiyatları Endeksi’nde (ÜFE) Mayıs ayına göre % 0,32, bir önceki yılın aynı ayına göre ise % 17,03 oranında artış gerçekleştiği görülmektedir. Haziran ayında Tüketici Fiyatları Endeksi’nde (TÜFE) Mayıs ayına göre % 0,36 düşüş yaşanırken, bir önceki yılın aynı ayına göre ise % 10,61 artış gerçekleşmiştir.

TÜFE’nin yılın ilk 6 ayındaki seyri, enflasyon hedefinin 2008 yılında da tutmayacağına işaret ederken, emtia ve petrol fiyatlarındaki artışın ÜFE üzerinde olumsuz etkisinin sürmesi ve ÜFE’deki hızlı artışın önümüzdeki dönemde TÜFE üzerinde maliyet yönlü baskı yaratması beklenmektedir.

(23)

Öte yandan, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2008 yılı Mayıs ayı Sanayi Üretim Endeksi sonuçlarını açıkladı. Buna göre, 1997=100 temel olmak üzere Aylık Sanayi Üretim Endeksi, 2008 yılı Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre % 2,4 artarak 155,6 olmuştur. İlk beş aylık verilere göre ise toplam sanayi endeksi geçen yılın aynı dönemine göre % 5,8 artış göstererek 147,6 olarak gerçekleşmiştir.

Açıklanan verilere göre Mayıs ayında, imalat sanayiinde % 1,9 oranında üretim artışı görülerek endeks 154,7 olarak gerçekleşirken, 2008 yılının beş aylık döneminde, imalat sanayi endeksi bir önceki yılın beş aylık ortalaması ile karşılaştırıldığında % 5,4 artış göstererek 145,7 olarak gerçekleşmiştir.

Açıklanan sanayi üretim endeksi verilerine göre, geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, Mayıs ayında, tekstil ürünleri imalatı üretim endeksi

%19,5 ve giyim eşyası imalatı üretim endeksi % 10,5 düşüş göstermiştir.

Bir önceki ay ile karşılaştırıldığında ise, Mayıs ayında tekstil ürünleri imalatı üretim endeksi % 0,6, giyim eşyası imalatı üretim endeksi ise % 0,5 artış göstermiştir.

Beş aylık ortalamalara göre ise, geçen yılın aynı dönemine göre tekstil ürünleri imalatı üretim endeksi % 14,5 ve giyim eşyası imalatı üretim endeksi % 2,9 düşüş göstermiştir.

TÜİK verilerine göre, imalat sanayiinde kapasite kullanım oranı, Haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre 1,2 puan azalarak %82,3 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aylık İmalat Sanayi Eğilim Anketi geçici analiz sonuçlarına göre, 2007 yılı Haziran ayında % 83,5 olan üretim değeri ağırlıklı kapasite kullanım oranı, 2008 yılı Haziran ayında % 82,3 seviyesinde gerçekleşmiştir.

2008 Mayıs ayında, işyerlerinin, tam kapasite ile çalışmamasının nedenleri arasında talep yetersizliği ilk sıradadır. Hammadde yetersizliği, mali imkansızlıklar, işçilerle ilgili meseleler ve enerji yetersizliği diğer nedenlerdir. İç pazarda talep yetersizliği % 46,5 ve dış pazarda talep yetersizliği % 19,6 oranında etkili olmuştur. Mali imkansızlıklar % 4,6, hammadde yetersizliği; yerli mallarda hammadde yetersizliği % 5,2 ve ithal mallarda hammadde yetersizliği % 4,2, işçilerle ilgili meseleler % 2,1 oranında etkili olmuştur.

Diğer taraftan, 16 Haziran’da toplanan TCMB Para Politikası Kurulu, kısa vadeli faiz oranlarını beklentiler paralelinde 50 baz puan artırarak %16,25’e yükseltmiştir. 2008 yılında, global piyasalardaki belirsizliklerin artmasının yanısıra, artan enflasyonist baskılar nedeniyle Merkez Bankası’nın Mayıs ayından itibaren faiz artırımına gitmesi, talep göstergelerini olumsuz yönde etkilemiştir. Son dönemde, yurtiçinde artan siyasi belirsizlik de tüketici ve yatırımcıları “bekle-gör” politikası uygulamaya sevk etmektedir. Yılın ikinci çeyreğinde kredi hacmindeki artışın yavaşladığı görülmektedir. Önümüzdeki

(24)

dönemde de, finansal piyasalardaki oynaklık ile kredi koşullarındaki sıkılaşmanın kredi hacmindeki genişlemeyi sınırlandırmaya devam edeceği tahmin edilmektedir.

TOBB’nin açılan kapanan şirket istatistiklerine göre 2008 yılının ilk 6 ayında geçen yılın ilk 6 ayına göre açılan şirket sayısında % 0,59’luk azalma olurken, yine aynı dönemde kapanan şirket sayısında % 19,24’lük bir artış olmuştur.

(25)

IIII.. 22000088 YYIILLIINNIINN İİLLKK AALLTTII AAYYLILIKK DDÖÖNNEEMMİİNNDDEE GGEENNEELL OOLLARARAAKK TÜTÜRRKKİİYYEE İİHHRRAACCAATTII

Genel İhracat Artıyor

Türkiye genel ihracatı 2008 yılının Ocak-Haziran döneminde 2007 yılının aynı dönemine kıyasla %36,1 oranında artarak 67,1 milyar dolara ulaşmıştır.

2007 yılı Ocak-Aralık döneminde meydana gelen%23,5’lik ihracat artışı ve 2007 yılının ilk altı aylık döneminde gerçekleşen %24,1’lik ihrcat artışı göz önüne alındığında, 2008 yılının ilk yarısında ihracatın ivme kazanarak arttığı ifade edilebilir.

Tekstil İhracatında Artış İvmesi Azalıyor

2008 yılının ilk altı aylık döneminde Türkiye’nin tekstil ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla %16,5 oranında artarak 3,7 milyar dolara ulaşmıştır.

2008 yılının ilk yarısında Türkiye’nin tekstil ihracat artış oranının (%16,5), Türkiye genel ihracat artışının (%36,1) yaklaşık yarısı olması neticesinde, tekstil ihracatının, toplam ihracattan aldığı pay %6,4’den %5,5’e gerilemiştir. Ayrıca, tekstil sektörünün 2007 yılında yıllık ihracat artış oranının %17,5 ve 2007 yılının ilk yarısında ise %18,9 olduğu da göz önüne alındığında, sektörün 2008 yılının ilk yarısında ihracat performansında bir yavaşlama olduğundan söz edilebilir.

Ancak, son bir kaç yıl içerisinde tüm dünyada değişen ve zorlaşan rekabet koşulları, hazırgiyim ve tekstil ticareti dengelerinde meydana gelen değişiklikler, petrol ve enerji fiyatlarındaki aşırı artışlar, en büyük ve geleneksel pazar durumundaki AB ülkelerinin ve ABD’nin ekonomilerindeki durgunluk gibi olumsuzluklar gözönüne alındığında, çeşitli iç ve dış olumsuz etkenlere rağmen Türkiye’de tekstil sektörünün olumlu bir ihracat performansı gösterdiği ifade edilebilir. Ancak, ihracat artışının euro/dolar paritesinden kaynaklandığı da gözardı edilmemelidir (Bkz. BÖLÜM VII – Performansa Etki Eden).

Tablo 1’de tekstil sektörünün genel ihracatta ve tarıma dayalı işlenmiş ürünler ihracatından aldığı pay görülebilir.

(26)

Tablo 1.

Birim: 1000 $

2007 2008 2008 / 2007

Ocak - Haziran Ocak - Haziran Değişim % Türkiye Genel İhracatı 49.340.105 67.138.084 36,1 Tekstil ve Hammaddeleri İhracatı 3.174.257 3.697.281 16,5 Teks.ve Hammaddeleri İhracatının Payı

% 6,4 5,5

Sanayi İhracatı 43.237.638 59.217.048 37,0 Teks.ve Hammaddeler İhracatının

Sanayi İhracatındaki Payı % 7,3 6,2 Tarıma Dayalı İşlenmiş Ürünler

İhracatı 4.091.725 4.841.856 18,3 Teks.ve Hammaddeler İhracatının

Tarıma Dayalı İşlenmiş Ürünler İhracatındaki Payı %

77,6

76,4

Kaynak: İhracatçı Birlikleri Kayıtları

Genel İhracat Performansı İçinde Tekstil ve Hammaddeleri İhracatının Payı

Grafik 1.

- 10.000 20.000 30.000 40.000 50.000 60.000 70.000

Milyon $

2007 Ocak - Haziran 2008 Ocak - Haziran

Türkiye Genel İhracatı

Tekstil ve Hammaddeleri İhracatı Sanayi İhracatı

Tarıma Dayalı İşlenmiş Ürünler İhracatı

(27)

IIIIII.. BBAAŞŞLLIICCAA ÜÜLLKKEE GGRRUUPPLLAARRII İİTTİİBBAARRIIYYLLAA TTEEKKSSTTİİLL İİHHRRAACCAATTII

Tekstil ihracatının Yarısı AB Ülkelerine Yapılıyor

2008 yılının ilk yarısı itibarıyla başlıca ülke gruplarındaki tekstil ihracatının durumuna bakıldığında, bütün ülke gruplarında %3,9 ile %53,6 arasında değişen oranlarda artış kaydedildiği görülmektedir. Oransal olarak en büyük ihracat artışı %53,6 ile eski S.S.C.B. ülkeleri grubuna yapılan ihracatta elde edilirken, diğer OECD ülkelerine yapılan ihracat sadece %3,9 oranında artmıştır.

Türkiye’nin en büyük tekstil ihracat pazarı olan Avrupa Birliği ülkelerine 2007 yılının başında Bulgaristan ve Romanya’nın da katılmasıyla AB, ihracatın %50’sinden fazlasının gerçekleştirildiği bir pazar konumuna gelmiştir. 2008 yılının ilk altı aylık döneminde bu ülke grubuna gerçekleştirilen ihracat 1,9 milyon dolara ulaşmış olup toplam tekstil ihracatındaki payı %50,3 olmuştur. Ancak, bu ülke grubuna gerçekleştirilen ihracatın %5,9 oranında artarak, %16,5 olan toplam tekstil ihracatı artış oranından düşük kalması, AB ülkelerinin Türkiye toplam tekstil ihracatı içindeki payını %55,3’den %50,3’e geriletmiştir.

Diğer OECD ülkelerine gerçekleştirilen ihracat %3,9 oranında artışla 162,7 milyon dolara ulaşmıştır.

Romanya ve Bulgaristan gibi güçlü tekstil sanayiine sahip ülkelerin AB ülkelerine katılarak bu ülke grubundan çıkmasına rağmen diğer Avrupa ülkeleri grubuna yönelik ihracatta da %29,5 gibi yüksek bir oranda artış kaydedilerek 103 milyon dolara ulaşılmıştır.

Toplam tekstil ihracatında payı devamlı artan eski SSCB ülkelerine 2008 yılının ilk yarısında, 578,6 milyon dolar değerinde tekstil ihracatı gerçekleştirilmiştir. 2008 yılının ilk altı aylık döneminde bu ülke grubuna gerçekleştirilen ihracat, geçen yıla göre %53,6 gibi yüksek bir oranda artmış ve sözkonusu ülkelerin toplam tekstil ihracatından aldığı pay %15,6’ya ulaşmıştır.

2007 yılının ilk yarısında ihracatında düşüş kaydedilen Ortadaoğu ülke grubuna yönelik ihracatın %36,7 oranında artarak 254 milyon dolara ulaşması olumlu bir gelişmedir.

Toplam tekstil ihracatının %7,8’inin yapıldığı Mısır ve Tunus gibi güçlü tekstil ve konfeksiyon sanayiine sahip ülkelerin yer aldığı Afrika ülke grubuna yönelik ihracatta da %43,8 gibi yüksek oranda bir artış görülmektedir. Bu ülke grubuna yönelik tekstil ihracatı yıldan yıla artmaya devam etmektedir.

(28)

Dünyanın en güçlü tekstil ve konfeksiyon sektörüne sahip olan Çin, Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerin yer aldığı diğer Asya ülkeleri grubuna ihracat ise %14,1’lik artış ile 139,7 milyon dolara yükselmiştir.

Tablo 2’de ve Grafik 2’de tekstil ihracatının ülke grupları bazında dağılımı verilmektedir.

Tablo 2.

2007 Toplam 2008 Toplam 2007 / 2006

Ocak - Haziran Teks'de Ocak - Haziran Teks'de Değişim

1000 $ Pay % 1000 $ Pay % %

AB Ülkeleri Toplamı 1.754.979 55,3 1.859.348 50,3 5,9 Diğer OECD Ülkeleri Toplamı

(ABD,Kanada, İsviçre vb) 156.570 4,9 162.651 4,4 3,9 Diğer Avrupa Ülkeleri Toplamı

( Romanya, Bulgaristan, Makedonya, KKTC) 79.561 2,5 103.042 2,8 29,5 Eski S.S.C.B Ülkeleri Toplamı

(Rusya Fed., Azerbaycan, Özbekistan vb) 376.749 11,9 578.571 15,6 53,6 Ortadoğu Ülkeleri Toplamı

(S. Arabistan, İsrail, Kuveyt vb) 186.337 5,9 254.810 6,9 36,7 Afrika Ülkeleri Toplamı

(Mısır, Tunus, Cezayir , GAC vb) 199.939 6,3 287.471 7,8 43,8 Diğer Asya Ülkeleri

( Çin, Hindistan, Malezya, Tayvan vb) 122.484 3,9 139.699 3,8 14,1 Diğer Ülkeler ve Bölgeler Toplamı 297.638 9,4 311.689 8,4 4,7

Toplam Tekstil İhracat Kaydı 3.174.257 100,0 3.697.281 100,0 16,5 Başlıca Ülke Grupları İtibariyle

Türkiye Tekstil İhracat Kaydı

Kaynak: İhracatçı Birlikleri Kayıtları

(29)

Grafik 2.

- 500.000 1.000.000 1.500.000 2.000.000

1000 $

AB Ülkeleri Diğer OECD Ülkeleri

Diğer Avrupa Ülkeleri

Eski S.S.C.B Ülkeleri

Ortadoğu Ülkeleri

Afrika Ülkeleri

Diğer Asya Ülkeleri

Diğer Ülkeler ve

Bölgeler

Ülke Grupları İtibariyle Tekstil ve Hammaddeleri İhracatı 2006 - 2007 Ocak - Mart

2007 Ocak - Haziran 2008 Ocak - Haziran

TeTekkssttiill İİhhrraaccaattıınnddaa BBeellllii BBaaşşllıı PPaazzaarrllaarr

2008 yılının ilk yarısında Türkiye’den en fazla tekstil mamülü ihraç edilen ülkelerin başında, %11,7’lik payı ve 434,1 milyon dolarlık ihracat tutarı ile Rusya Federasyonu gelmektedir. Rusya Federasyonu’nu sırasıyla 362,4 milyon dolarlık ihracat ve %9,8’lik pay ile İtalya, 202,8 milyon dolarlık ihracat ve %5,5’lik pay ile Almanya, 183,8 milyon dolarlık ihracat ve %5’lik payla Romanya, 155,6 milyon dolarlık ihracat ve %4,2’lik payla Polonya ve 151,4 milyon dolarlık ihracat ve %4,1’lik payla Bulgaristan takip etmektedir.

En fazla tekstil ihraç edilen ilk on ülkenin, Rusya Federasyonu ve ABD hariç diğer sekizi AB ülkeleridir. Rusya Federasyonu Türk tekstil mamülleri için en büyük pazar haline gelmiştir. Dünyanın en büyük tekstil ihracatçı ve ithalatçı ülkelerinden biri olan ABD ise sekizinci sırada yeralmaktadır.

On ülke içerisinde Romanya’ya %4,8 ve İspanya’ya %6,6 olmak üzere ihracatta küçük oranlı düşüş olmuştur. Diğer sekiz ülkeye ihracat ise %4,2 ile

%50,4 arasında değişen oranlarda artmıştır.

www.fibre2fashion.com sitesindeki bir haberde, Avrupa Birliği’ndeki ekonomik durgunluk nedeniyle endüstriyel faaliyetlerde azalma olduğu belirtilmekte, ayrıca İspanya’da, hane tüketiminin azaldığı ve inşaat sektöründe durgunluk olduğu belirtilmektedir. İspanya tekstil pazarının bu durumdan etkilenebileceğine dikkat çekilmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Avrupa Birliği-27 ülkelerinin 2021 yılı genelinde kişisel koruyucu donanımların da yer aldığı Fasıl 63: Diğer Hazır Eşyalar ve Ev Tekstil ürünleri ithalatı, 2020

Türkiye’den 2016 yılının Ocak-Mart döneminde en fazla hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı yapılan ilk on ülkeye toplam 2,9 milyar dolar değerinde

Öte yandan, örme konfeksiyon ihracatında oransal olarak en fazla düşüş Rusya Federasyonu pazarında görülmüş, bu pazara yapılan örme konfeksiyon ihracatı

AB’nin 2020 yılı Ocak-Eylül döneminde hazır giyim ve konfeksiyon ithalatı, bir önceki yıla göre değer bazında %11,9 oranında azalarak 101,7 Milyar Euro olurken, miktar

Ocak - Şubat 2021 döneminde DDŞ alt sektör ihracatında Alüminyum ürün grubu 589 milyon USD ile değer bazında ilk sırada yer almıştır... sırada

2008 Krizi’nin Firmalara Etkilerine Dair Sorular ve Sağlanan Bulgular Bu kısımda ise firmalara, 2008 Kriz sürecinde işçi çıkarıp çıkarmadıkları, çıkarılmış ise ne

20- Bu kapsamda işletme 19 uncu maddede belirtilen uygulamaların hangisini yerine getiriyor ise HACCP planında Kritik Kontrol Noktası (KKN) olarak belirler. Konu ile ilgili

13:00 Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış’ın, Dışişleri ve Avrupa Entegrasyon Bakanı Milan Rocen ile görüşmesi Devlet Evi,