• Sonuç bulunamadı

Michel Foucault Sonsuza Giden Dil

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Michel Foucault Sonsuza Giden Dil"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Seçme Yaz›lar 1 I Entelektüelin Siyasi ‹fllevi Seçme Yaz›lar 2 K Özne ve ‹ktidar Seçme Yaz›lar 3 K Büyük Kapat›lma Seçme Yaz›lar 4 K ‹ktidar›n Gözü Seçme Yaz›lar 5 K Felsefe Sahnesi Seçme Yaz›lar 6 K Sonsuza Giden Dil

Michel Foucault

(2)

Ayr›nt›: 504 Seçme Yaz›lar: 6 Sonsuza Giden Dil

Michel Foucault Frans›zcadan çeviren

Ifl›k Ergüden Yay›ma haz›rlayanlar Ferda Keskin & Ömer Albayrak

Ifl›k Ergüden ve Tuncay Birkan’›n derlemifl oldu¤u Seçme Yaz›lar, orijinal metnin editörleri ve Foucault’nun asistanlar› olan Daniel Defert ve François Ewald taraf›ndan onaylanm›flt›r.

Kitab›n özgün ad›

Dits et écrits (1954-1988) Gallimard/1994 bas›m›ndan çevrilmifltir.

© Éditions Gallimard Bu kitab›n Türkçe yay›m haklar›

Ayr›nt› Yay›nlar›’na aittir.

Kapak Ça¤la Turgul

Düzelti Asaf Taneri

Cet ouvrage, publié dans le cadre du programme d’aide à la publication, bénéficie du soutien du Ministère des Affaires Etrangères de l’Ambassade de France en Turquie et du Centre Culturel et de Coopération Linguistique d’Istanbul.

Çeviriye destek program› çerçevesinde yay›mlanan bu yap›t, Fransa D›fliflleri Bakanl›¤›’n›n, Türkiye’deki Fransa Büyükelçili¤i’nin ve

‹stanbul Frans›z Kültür Merkezi’nin deste¤iyle gerçeklefltirilmifltir.

Bask› ve cilt Sena Ofset (0 212) 613 38 46

Birinci bas›m 2006 ISBN 975-539-489-3

AYRINTI YAYINLARI

Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Ca¤alo¤lu - ‹stanbul Tel.: (0 212) 512 15 00 Faks: (0 212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

(3)

Michel Foucault

Sonsuza Giden Dil

(4)

Seçme Yaz›lar› nihayet yay›ml›yoruz... Çok soru ald›¤›m›z, yay›mlanmas› uzun süren bir proje oldu bu. Uzun sürme nedenlerinden k›saca söz etmek istiyorum...

Bir Foucault seçkisi haz›rlamaya 1994 y›l›nda ka- rar verdik: “Özne ve ‹ktidar” bafll›kl›, yazar›n

“siyaset ve etik yaz›lar›”n› kapsayan bir çal›flma olacakt› bu. Dünyada ilk kez bu kapsamda bir Fo- ucault seçkisi yay›mlanacakt›. 450 sayfal›k çeviri- nin bitti¤i günlerde Tuncay’la Frankfurt Kitap Fu- ar›’na gittik. Gallimard stand›n› görünce flaflk›na döndük; karfl›m›zda yeni yay›mlanm›fl yaklafl›k 3500 sayfal›k dört büyük cilt vard›: Dits et écrits.

Foucault’nun asistanlar›, onun dünyada yay›mlan- m›fl bütün makale ve söyleflilerini büyük bir özen- le toparlayarak yay›ma haz›rlam›fllard›. Olay›n flo- kunu atlatt›ktan sonra projemizi büyütmeyi, tasar- lad›¤›m›z tek ciltlik seçkiden vazgeçip Dits et éc- rits’yi olabildi¤ince içeren alt› ciltlik tematik bir seçki yay›mlamaya karar verdik. Önce Galli- mard’› ikna etmemiz, ard›ndan yapt›¤›m›z seçki- nin niteli¤ini onaylamak durumunda olan Daniel Defert ve François Ewald’› beklememiz gerekti (Karar vermeleri y›llar sürdü). Foucault’nun asis- tanlar› yap›lan seçkiyi çok be¤endiler; bir makale- nin de¤ifltirilmesini istediler yaln›zca...

Sonra çal›flmaya bafllayabildik...

Seçme Yaz›lar’› Ifl›k Ergüden ve Tuncay Birkan derledi. ‹lk seçkimiz olan Özne ve ‹ktidar ‹ngiliz- ceye çevrilmifl kitaplardan oluflturulmufl, çevirile- rini Osman Ak›nhay yapm›flt›.

Frans›zcadan yap›lm›fl bütün di¤er çeviriler Ifl›k Ergüden’e ait. Hülya Tufan ilk üç cildin Frans›zcadan yap›lm›fl çevirilerini okudu. Ferda Keskin hem Frans›zca hem de ‹ngilizceden yap›lm›fl çevirileri kontrol etti; terimler aras›nda tutarl›l›k sa¤lad›. Her cildin bafl›na Foucault’nun zengin düflünce dünyas›n› anlamam›za yard›mc›

olan iflaretlerle bezenmifl bir sunufl yazd›.

Hepsine teflekkür borçluyuz...

Ömer Faruk

(5)

‹çindekiler

– Michel Foucault...7

– Sonsuza Giden Dil: Bitirirken... Ferda Keskin ...11

— BABANIN “HAYIR”I...17

— PEK ZAL‹M B‹R B‹LG‹ ...35

— ‹HLALE ÖNSÖZ ...51

— SONSUZA G‹DEN D‹L ...72

— MESAFE, VEÇHE, KÖKEN...86

— (BAfiLIKSIZ) FLAUBERT’E SONSÖZ...102

— ACTEON’UN ÜSLUBU ...138

(6)

UZAMIN D‹L‹...153

RAYMOND ROUSSEL’‹N ESERLER N‹Ç‹N YEN‹DEN YAYIMLANIYOR? MODERN EDEB‹YATIMIZIN HABERC‹S‹....160

— J.-P. RICHARD’IN MALLARMÉ’S‹ ...165

— YAZMA ZORUNLULU⁄U ...177

— ARKA-FABL ...179

— DIfiARI DÜfiÜNCES‹ ...189

— O ‹K‹ SÖZCÜK ARASINDA YÜZEN B‹R‹YD‹ ...215

— SÖZCÜKLER VE ‹MGELER ...220

— YAZAR NED‹R? ...224

— DEL‹L‹K, EDEB‹YAT, TOPLUM ...260

— ANT‹-RETRO ...287

— FOTOJEN‹K RES‹M ...304

— MARGUERITE DURAS HAKKINDA ...315

— HOfiGÖRÜNÜN GR‹ SABAHLARI ...326

— PIERRE BOULEZ: KAT ED‹LEN EKRAN ...330

— DÜfiÜNCE, DUYGU ...335

— WERNER SCHROETER ‹LE SÖYLEfi‹ ...344

— MICHEL FOUCAULT/PIERRE BOULEZ ÇA⁄DAfi MÜZ‹K VE ‹ZLEY‹C‹ ...356

— B‹R TUTKUNUN ARKEOLOJ‹S‹ ...366

– Dizin ...379

(7)

Michel Foucault

Michel Foucault 1926’da Poitiers’de do¤du. 1946’da Fransa’n›n en önemli e¤itim kurumlar›ndan École normale supérieure’e kabul edildi. Felsefe ve psikoloji okudu. 1948’de felsefe, 1949’da psiko- loji dallar›nda lisans derecesi ald›. Bu y›llarda birçok ünlü ismin ya- n› s›ra Louis Althusser ve Hegel uzman› Jean Hyppolite’in ö¤renci- si oldu. 1950’de girdi¤i Frans›z Komünist Partisi’nden 1952’de ay- r›ld›. Bir süre hastanelerde psikolog olarak çal›flt›. 1953’te Althus- ser’in yerine École normale’de felsefe asistan› oldu ve psikoloji e¤itimine devam etti. Paris Psikoloji Enstitüsü’nden psikopatoloji ve deneysel psikoloji diplomalar› ald›. Marksist bir bak›fl aç›s›yla yazd›¤› ilk kitab› Maladie mentale et personnalité’den (1954, Ak›l 7

(8)

Hastal›¤› ve Kiflilik) sonra Georges Dumézil’in tavsiyesiyle ‹sveç Uppsala’daki Maison de France’a direktör oldu. Burada Histoire de la folie à l’âge classique (Klasik Ça¤da Delili¤in Tarihi) üzerine çal›flmaya bafllad›. 1958’de ‹sveç’ten ayr›l›p önce Varflova’ya, ar- d›ndan 1959’da Hamburg’a gitti. Delili¤in Tarihi’ni tamamlay›p Clermont-Ferrand Üniversitesi’nde psikoloji dersleri vermeye bafl- lad›. 1961’de Delili¤in Tarihi’ni doktora tezi olarak savundu. Ar- d›ndan Clermont-Ferrand’da felsefe bölümünün bafl›na geçti. Ayn›

y›l Gilles Deleuze’le tan›flt›. Bir y›l sonra Georges Bataille’›n kur- mufl oldu¤u Critique dergisinin yay›n kuruluna girdi ve Naissance de la clinique (Klini¤in Do¤uflu) adl› kitab›n› yay›mlad›. 1966’da ilk bask›s› bir ayda tükenen ve büyük tart›flmalara neden olan Les mots et les choses (Kelimeler ve fieyler) ç›kt›. “‹nsan”›n ölümünü ilan eden ve felsefe ile insan bilimlerindeki tüm hümanist gelene¤i karfl›s›na alarak özellikle Jean-Paul Sartre ve Komünist Parti’ye ya- k›n entelektüellerin sald›r›s›na u¤rayan kitap çevresinde o dönemin moda ak›m› yap›salc›l›kla ilgili sert bir polemik yafland›. Bu tart›fl- malardan ve Fransa’n›n bo¤ucu geleneksel ahlâk›ndan rahats›z olan Foucault, Tunus Üniversitesi’nde felsefe profesörü olarak çal›flmak üzere Fransa’dan ayr›ld›. 1960’l› y›llar ayn› zamanda Foucault’nun edebiyat üzerine çeflitli türden önemli yap›tlar yay›mlad›¤› ve Tel Quel grubuyla yak›n bir iflbirli¤ine girdi¤i dönemdir. Tunus’ta anti- emperyalist gösteriler yapan ö¤rencilerle iflbirli¤i yapan ve May›s 1968 olaylar›ndan sonra Tunus polisinin sürekli tacizi üzerine Pa- ris’e dönen Foucault yeni kurulan deneysel Vincennes Üniversite- si’nde felsefe bölümünün bafl›na geçti ve burada bir y›l ders verdi.

1969’da Tunus’ta tamamlad›¤› ve Kelimeler ve fieyler’de kulland›-

¤› yöntemi aç›klama denemesi olan L’Archéologie du savoir (Bilgi- nin Arkeolojisi) yay›mland›. 1970’te Fransa’n›n en prestijli kurum- lar›ndan Collège de France’ta kendisi için kurulan “Düflünce Sis- temleri Tarihi” kürsüsüne seçildi. Bunun ard›ndan Groupe Informa- tion sur les Prisons (G.I.P - Hapishaneler Üzerine Enformasyon Grubu) adl› oluflumun kurucular›ndan biri oldu. Gerek bu grup ge- rekse de adalet, t›p, psikiyatri ve cinsellikle ilgili bir dizi mücadele çevresinde yeni bir politik etkinlik biçiminin öncülü¤ünü yapt›. Ge- 8

(9)

leneksel parti politikalar›n›n d›fl›na ç›kan bu etkinlik biçimi yeni bir eylem anlay›fl› ile yeni bir entelektüel anlay›fl›n› da beraberinde ge- tiriyordu. 1973’te Sartre ve Maurice Clavel’le birlikte Libération gazetesinin kurulufluna kat›ld›. 1975’te Surveiller et punir: Nais- sance de la prison (Gözetleme ve Cezaland›rma: Hapishanenin Do¤uflu) yay›mland›. ‹ktidar iliflkileri, teknikleri, stratejileri ve tak- tiklerinin; yani modern Bat› toplumlar›nda öznelli¤i kurma biçim- lerinin analizini yapt›¤› bu kitap ola¤anüstü bir ilgi gördü. 1976’da Histoire de la sexualité (Cinselli¤in Tarihi) bafll›kl› ve alt› cilt ol- mas›n› planlad›¤› dizinin ilk kitab› La volonté de savoir (Bilme ‹s- tenci) ç›kt›. Cinselli¤in bast›r›lmad›¤›n›, tam tersine modern biyo- iktidar taraf›ndan üretilip bedene nüfuz etmek için bireylere daya- t›ld›¤›n› söyledi¤i bu kitap Sigmund Freud’dan Herbert Marcu- se’ye kadar uzanan ve insan›n hakikatini ve özgürlü¤ünü arzular›n özgürleflmesinde bulan kuram›n a¤›r bir elefltirisiydi. Özgürleflme- nin yerine alternatif olarak kendini yaratmay› ve arzunun özgürlefl- mesi yerine zevki yo¤unlaflt›rmay› öne ç›karan bak›fl aç›s›n› bu son kitab›n›n ard›ndan gelifltirdi. Alt› y›l sonra yay›mlanan Cinselli¤in Tarihi’nin ikinci ve üçüncü ciltlerine kadar geçen süre içinde önde gelen Frans›z entelektüelleriyle birlikte ‹spanya’dan Polonya’ya çeflitli bask›c› rejimlere karfl› yürütülen uluslararas› kampanyalara kat›ld›. Bütün bu süreç içinde irili ufakl› birçok kitap, makale ve söyleflisi yay›mland›. Söz konusu makale ve söyleflilerinin yan› s›- ra dünyan›n çeflitli ülkelerinde verdi¤i dersler 1994’te dört cilt ola- rak ve Dits et écrits (Söylenmifl ve Yaz›lm›fllar) bafll›¤› alt›nda bir araya getirilip kitaplaflt›r›ld›. Collège de France’ta vermifl oldu¤u dersler halen kitaplaflt›r›lmakta olan Foucault, gerek teorik çal›flma- lar› gerekse de etkin politik yaflam›yla yirminci yüzy›l›n en etkili düflünürlerinden biri olmufltur. Bu çal›flmalar edebiyattan felsefeye, insan bilimlerinden siyasete birçok alanda say›s›z yap›t için ç›k›fl noktas› olmufltur ve olmaya devam etmektedir.

Yirminci yüzy›l›n entelektüel co¤rafyas›nda Foucault’nun yap- t›¤› bu belirleyici etkinin nedeni, kuflkusuz, Bat›’da çok güçlü bir biçimde kök salm›fl düflünce geleneklerinin hâkimiyetini sarsan ye- ni bir düflünme biçiminin en önemli temsilcilerinden biri, belki de 9

(10)

en önemlisi olmas›d›r. 1960’l› y›llardan itibaren özellikle Nietzsche ve Heidegger’in etkisiyle ortaya ç›kan bu yeni düflünce biçimi, Fo- ucault’nun “antropolojizm” olarak adland›rd›¤› ve öncelikle insan›

ve insan do¤as›n› felsefi düflünce için ç›k›fl noktas› olarak alan, özelde ise bir özne ve bilinç felsefesinde yo¤unlaflan gelene¤i hedef al›yordu. Zaman zaman anti-hümanizm olarak adland›r›lan bu yeni elefltirel tutumda, do¤rudan do¤ruya özne ve öznel deneyim sorunu- nu hedef alan Foucault’nun tuttu¤u yer çok önemlidir. Öznel dene- yimi aç›klamak için öznenin de¤il, o deneyimi kuran söylem ile söylemin karfl›l›kl› ve kaç›n›lmaz bir iliflki içinde oldu¤u iktidar sis- temlerinin analizini yapmak gerekti¤ini gösteren Foucault, bir yan- dan iktidar ile özne aras›ndaki ayr›lmaz iliflkinin alt›n› çizmifl, bir yandan da öznel deneyimin kurulmas›nda insan bilimlerinin oyna- d›¤› rolü ortaya ç›kararak çok güçlü bir bilim elefltirisi getirmifltir.

Foucault’nun bu analizlerde gelifltirdi¤i ve kulland›¤› iktidar mode- li gerek klasik politik felsefenin gerekse de Marksizmin kulland›¤›

modelden radikal anlamda farkl›d›r. Bu yüzden çok ince iktidar ilifl- kileri ve tekniklerinin, delilikten suça, cinsellikten eti¤e kadar en umulmad›k noktalarda ne kadar etkili oldu¤unu göstermifl ve siyasi düflüncede yeni bir 盤›r açm›flt›r. Öte yandan, Foucault’nun bu ça- l›flmalarda kulland›¤› yöntemler ile tarih anlay›fl›, felsefe ve insan bilimlerinde kullan›lan klasik yöntemler ile tarih anlay›fl›n›n çok d›- fl›na ç›km›fl ve oluflturdu¤u örnekle yepyeni araflt›rma alanlar› ve bi- çimlerine öncülük etmifltir. El att›¤› her alanda öncelikle yerleflik bak›fl aç›lar›n› ve yöntemleri sorgulayan Foucault, bu tutumuyla her fleyden önce düflüncenin kendisi üzerinde düflünmesi ve kendini dö- nüfltürmesinin önemini hat›rlatm›fl ve bu anlamda düflünce tarihine radikal anlamda yön veren dönüm noktalar›ndan biri olmufltur.

10

(11)

Sonsuza giden dil,

Bitirirken…

Ferda Keskin1

Sonsuza Giden Dil, Michel Foucault’nun kitaplar› ile Collège de France’ta verdi¤i derslerin d›fl›ndaki metinlerini ve söyleflilerini bir araya getiren Dits et écrits’den Türkçeye yap›lan çeviri seçkisinin alt›nc› ve son cildini oluflturuyor.

Kronolojik bir s›ra takip eden özgün Frans›zca metnin tersine te- matik olarak tasarlanan bu seçki dizisi, Foucault’nun ça¤dafl düflün- ce ve eylem dünyas›n›n çok farkl› alanlar›na damgas›n› vurmufl, ye- ni ufuklar açm›fl ve kal›c›l›¤› kuflku götürmeyen müdahalelerini kapsamay› hedefliyordu: Örne¤in geleneksel entelektüel figürüne, özellikle 68 hareketinin yenilgisinin ard›ndan, iktidar iliflkileri ile hakikat kavram›n› radikal anlamda yeniden düflünerek getirdi¤i

11 1. ‹stanbul Bilgi Üniversitesi.

(12)

elefltiri ve günümüz Bat› toplumlar›nda bu figürün yüklenebilece¤i yepyeni bir anlam ve iflleve yönelik tespitleri, Foucault’ya özgü bu müdahalelerin en önemli u¤rak noktalar›ndan birine iflaret ediyor- du.2Daha da önemlisi Foucault, Descartes’tan bu yana modern fel- sefenin apaç›k bir veri olarak ald›¤› ve bilgi ile eylemi mümkün k›- lan koflul olarak gördü¤ü öznenin (ve onunla iliflkili olarak bilinç ve kimlik gibi kavramlar›n), asl›nda söylemsel ve söylemsel olmayan pratikler – yani bilgi ile iktidar – taraf›ndan kuruldu¤unu bilim tari- hi ve siyaset teorisi üzerinden yapt›¤› derinlikli bir analizle gösteri- yor ve böylece Fransa’da özellikle 60’l› y›llardan itibaren geliflen anti-hümanist gelene¤i daha da yetkin bir noktaya tafl›makla kalm›- yor, ayn› zamanda insan bilimleri ve tarihten beslenmeyen soyut bir felsefe gelene¤inin hangi noktada eksik kald›¤›n› da vurgulam›fl oluyordu.3 Böylece emek, dil, yaflam, ak›l hastal›¤›, hastal›k, suça e¤ilim, cinsellik gibi öznel deneyimlerin nas›l kuruldu¤unun tarih- sel bir analizi ayn› zamanda güçlü bir modernite elefltirisi biçimini al›yordu. Tam da bu yüzden Foucault, modern Bat› iktidar›na özgü öznelefltirme teknolojilerinin kulland›¤› söylemsel oluflumlar ile ka- patma ve gözetleme benzeri disiplinci pratiklerin etkisini, daha ön- ce genelgeçer bilimsellik kriterlerini yerine getirmedi¤i gerekçesiy- le gözard› edilmifl belgelerin ayr›nt›l› ve titiz bir taramas›yla gün ›fl›-

¤›na ç›kar›yor,4 ancak bu tarama ve de¤erlendirme çal›flmas›n› da geleneksel araflt›rma yöntemlerini takip ederek de¤il, kendine özgü yordamlara göre gerçeklefltiriyordu. Tarihsel birer ‘olay’ olarak bi- limsel söylemlerin ortaya ç›k›fl›n› mümkün k›lan söylemsel pratik- lerin, yani belli bir dönemde bilimin kulland›¤› anonim kurallar›n, (Foucault’nun yükledi¤i özel anlamda) ‘arfliv’den hareketle ortaya ç›kar›lmas›na ‘arkeoloji’ ad›n› veren Foucault; insan bedeninin ana- tomo-politikas›ndan nüfusun biyo-politikas›na dek uzanan ve söy-

12

2. Bu konuda bkz. [Foucault, M., Entelektüelin Siyasi ‹fllevi, çev.: Ifl›k Ergüden, Osman Ak›nhay, Ferda Keskin, Ayr›nt› Yay›nlar›, ‹stanbul, 2000].

3. Bu konuda bkz. [Foucault, M., Özne ve ‹ktidar, çev.: Ifl›k Ergüden, Osman Ak›nhay, Ayr›nt› Yay›nlar›, ‹stanbul, 2000].

4. Bu konuda bkz. [Foucault, M., Büyük Kapat›lma, çev.: Ifl›k Ergüden, Ferda Keskin, Ayr›nt› Yay›nlar› ve Foucault, M., ‹ktidar›n Gözü, çev.: Ifl›k Ergüden, Ay- r›nt› Yay›nlar›, ‹stanbul, 2003].

(13)

lemsel olmayan pratiklerin, yine tozlu raflarda unutulmufl belgeler, mimari tasar›mlar, kurumlar, yönetmelikler, vb.nin sab›rl› bir arafl- t›rmas› üzerinden yapt›¤› analizini Nietzsche’den hareketle ‘soybi- lim’ (généalogie) olarak tan›ml›yordu. Foucault’ya göre gerek arke- oloji gerekse de soybilim öznesiz, ama belli bir amaca yönelik (ni- yetsel) olarak iflleyen tarihsel rasyonalite biçimlerini görünür k›l- maya yönelik tarih çal›flmalar›yd›. Ancak Foucault’nun yak›n çev- resindeki entelektüel ak›mlardan yola ç›kan birçok yorumcu, sade- ce bilginin arkeolojisini bir tür yap›salc›l›k, iktidar›n soybilimini ise yine bir tür post-yap›salc›l›k ya da postmodernizm olarak etiketle- mekte gecikmemifller, ayn› zamanda arkeoloji ile soybilimin radikal anlamda farkl› tarih anlay›fllar› oldu¤unu ve birincisinin baflar›s›zl›-

¤›n›n ikincisini gerektirdi¤ini öne sürmüfllerdi. Oysa Foucault’ya göre bu iki yordam ayn› projenin birbirini tamamlayan iki veçhesiy- di ve ne yap›salc›l›kla ne de postmodernizmle özdefllefltirilmeleri mümkün de¤ildi.5Bu yüzden kendi yap›t› üzerine s›k s›k geriye dö- nük de¤erlendirmelerde bulunan Foucault, öznellik, rasyonalite, ha- kikat, tarih, insanbilimleri ve pratik siyaset aras›ndaki iliflkilere ba- k›fl›n› baflta Kant, Hegel, Nietzsche, Marx gibi XIX. yüzy›l düflü- nürleri ile Freud ve psikanaliz, yeni-Kantç›l›k, Weber, Frankfurt Okulu gibi XX. yüzy›l düflünce okullar›n› tart›flarak da temellendi- riyordu.6Öte yandan, etik üzerine çal›flmalar›n›n yo¤unlaflt›¤› 80’li y›llarda Foucault, özellikle Cinselli¤in Tarihi’nin ikinci ve üçüncü ciltlerinde olmak üzere antik Yunan felsefesinin ‘kendilik teknolo- jikleri’ denebilecek pratikleriyle yak›ndan ilgileniyor ve burada mo- derniteye bir alternatif olmasa bile en az›ndan pozitif bir özgürlük anlay›fl› için ilham teflkil edebilecek bir birikimi tekrar gündeme ge- tiriyordu.

Bununla birlikte Foucault’nun düflünce çizgisinde kendi ça¤dafl- lar›n›n yeri olmad›¤›n› söylemek yanl›fl olacakt›r. Yukar›da gönder- me yapt›¤›m›z metinler de dahil olmak üzere Foucault, bazen ken- disine getirilen sert elefltirilere cevap vermek bazen de fikir birli¤i

13 5. Bu konuda bkz. [Foucault, M., Felsefe Sahnesi, çev.: Ifl›k Ergüden, Ayr›nt›

Yay›nlar›, ‹stanbul, 2004]

6. Bkz. a.g.y.

(14)

içinde oldu¤unu belirtmek üzere Derrida, Deleuze, Lacan, Sartre gi- bi kendi içinde yaflad›¤› dönemin önde gelen isimleri üzerine de yazm›flt›r.

Sonsuza Giden Dil ise Foucault’nun, felsefe, insan bilimleri, si- yaset, tarih alanlar›n›n yan› s›ra entelektüel dünyada çok önemli bir rol oynam›fl olan ama Seçme Yaz›lar dizisinin daha önceki ciltlerin- de çok fazla yer almayan bir alandaki çal›flmalar›n› kaps›yor. Genel olarak sanat kavram› alt›nda düflünülebilecek olan bu metinler, özelde edebiyat, tiyatro, sinema, foto¤raf ve müzik üzerinde yo¤un- lafl›yor. Bu çerçevede öne ç›kan isimler ve eserler ise Hölderlin, Sa- de, Flaubert, Mallarmé, Roussel, Blanchot, Bataille, Genet, Klos- sowski, Leiris, Robbe-Grillet, Duras gibi modern Avrupa edebiya- t›n› yönlendirmifl yazarlar›n yan› s›ra Pasolini ve Schroeter gibi yö- netmenler, Duane Michaels’›n foto¤raflar› ve Pierre Boulez’in mü- zi¤i. Ancak bu farkl› sanat pratikleri aras›nda edebiyat›n Fouca- ult’yu en çok meflgul eden alan oldu¤u aç›k. Baflka bir deyiflle, bu kitapta yer alan bir söyleflide M. Watanabe’nin de alt›n› çizdi¤i gi- bi Foucault’nun arflivlerinde edebiyat nerdeyse “ayr›cal›kl› bir yer”

tutuyor. T. Shimizu’nun yine ayn› söyleflide çizdi¤i bir çerçeveden hareketle, edebiyat›n Foucault’nun düflüncesinde üç ana eksen üze- rinde temsil edildi¤ini söylemek mümkün. Bu çerçeveye göre ede- biyat “delilik sorunu etraf›nda Hölderlin ve Artaud taraf›ndan..., cinsellik sorunu etraf›nda Sade ve Bataille taraf›ndan..., dil sorunu etraf›nda ise Mallarmé ve Blanchot taraf›ndan temsil ediliyor.”7Fo- ucault’nun bu çerçeveyi onaylay›fl biçimi ise felsefe ile insanbilim- leri ve tarih aras›nda kurdu¤u ve yukar›da sözünü etti¤imiz iliflkiye benzer bir nitelik tafl›yor. “Felsefe nedir?” sorusuna “tüm bir kültü- rün temelinde bulunan kökensel bir tercihin yeri” olarak cevap ve- ren ve bu anlamda kendini klasik anlamda bir fiozof olarak tan›m- lamay› reddeden Foucault, “kökensel bir tercih” kavram›n› ise “in- san bilgisi, insani faaliyet, alg› ve duyumsamadan oluflan tüm bir bütünün s›n›rlar›n› çizen bir tercih” olarak tan›ml›yor ve Hegel’den sonra felsefenin giderek bu tercihi gerçeklefltirmek ifllevini yitirdi-

14

7. Bkz. bu kitap, s. 254.

(15)

¤ini vurguluyor. Foucault’ya göre “Bat› dünyas›nda, on dokuzuncu yüzy›ldan beri, belki de on sekizinci yüzy›ldan beri gerçekten felse- fi olan tercih, baflka bir deyiflle kökensel tercih, felsefeden kaynak- lanmayan alanlar› ç›k›fl noktas› alarak” yap›lmakta. Buna örnek ola- rak Marx’›n politik analizilerini, Freud’un cinsellik, nevroz ve deli- lik üzerine çal›flmalar›n›, Sausure’ün dilbilimi kurmas›n› gösteren Foucault, geçmiflte di¤er disiplinlerden özerk bir felsefenin faaliye- tiyle yerine getirilen kökensel tercihin yerinin art›k “ister bilimsel olsun, ister politik ya da edebi, baflka faaliyetlerin içinde” oldu¤unu ve bu nedenle kendi eserlerinin “esas olarak tarihle ilgili oldu¤u sü- rece, on dokuzuncu ve yirminci yüzy›l› ele [ald›¤›nda], felsefi eser- lerdense edebiyat eserlerinin analizine” dayanmay› tercih etti¤ini belirtiyor. Kuflkusuz Foucault’nun bu tavr›ndan, edebiyat üzerine kaleme ald›¤› her metnin felsefi düflünce yerine ikame edilebilecek birer çal›flma olarak al›mlanabilece¤i sonucunu ç›karmak yanl›fl olacakt›r. Nitekim, Foucault da “bizim kültürümüzün baz› kökensel tercihleri yerine getirdi¤i ölçüde ben de edebiyatla ilgileniyorum”

diyerek belli bir s›n›r çizmeyi ihmal etmiyor.8Ancak, sadece birkaç örnek vermek gerekirse, bu ciltte yer alan ve birer klasik haline gel- mifl olan “‹hlale Önsöz” ve “D›flar› Düflüncesi” gibi metinler, Fo- ucault’nun sadece Georges Bataille ve Maurice Blanchot benzeri örneklerden hareketle edebiyata dair formel analizler yapmad›¤›n›;

ayr›ks› bir edebiyat›n dilinden yola ç›karak bir yandan daha sonra- ki y›llarda benimseyece¤i felsefi tavr›na gönderme yapan ve ‘pozi- tivite’ye odaklanm›fl diyalektik düflünceyi aflmas›n› sa¤layan ‘s›n›r,’

‘s›n›r-deneyim,’ ‘ihlal’ gibi kavramlara cinsellik deneyimi ba¤la- m›nda çok önemli aç›l›mlar getirdi¤ini, bir yandan da Bat› felsefe- sinin Descartes’tan itibaren öznelli¤i ‘içsellik’te konumland›ran ge- lene¤ine karfl› ç›k›fl›n› temellendirdi¤ini gösteriyor. Öte yandan Hölderlin üzerine yazd›¤› “Baban›n ‘Hay›r’›” ya da Roussel üzeri- ne bir söylefli olan “Bir Tutkunun Arkeolojisi” gibi metinler, delilik ve ak›l hastal›¤›n›n Foucault için sadece psikoloji, psikopatoloji ve psikiyatri gibi söylemler ya da ak›l hastanesi gibi kurumlar çerçe-

15 8. A.g.y. s. 255-256. [‹talik benim-F. K.]

(16)

vesinde de¤il, ayn› zamanda edebiyat ba¤lam›nda da düflünülmesi gereken bir deneyim oldu¤unu vurguluyor. Bununla birlikte “Fla- ubert’e Sonsöz,” “Actéon’un Üslubu,” “Uzam›n Dili,” “Raymond Roussel’in Eserleri Niçin Yeniden Yay›mlan›yor? Modern Edebi- yat›n Habercisi,” “Marguerite Duras Hakk›nda” gibi çal›flmalar, modern edebiyat›n ‘yaz›’n›n kendisine yapt›¤› göndermeleri ortaya ç›karmas› ve zaman merkezli bir düflüncenin yerini dünyayla mekân ve bak›fl üzerinden kurulan bir iliflkinin alt›n› çizmesi bak›m›ndan Foucualt’nun edebiyat teorisine yapt›¤› katk›y› örneklendiriyor.

Sonsuza Giden Dil’de yer alan metinlerin Foucault’nun düflün- cesinde hangi veçhelere tekabül etti¤ini uzun uzad›ya tart›flmak mümkün. Ama belki de Foucault’nun felefeye dair yukar›da al›nt›- lad›¤›m›z saptamas›n› ve tavr›n›, edebiyat›n yan› s›ra kulland›¤› di-

¤er ‘arfliv’leri de göz önüne alarak, kendisinin de örneklendirdi¤ini düflünmek ve bunu bir tür kökensel tercih olarak de¤erlendirmek gerekiyor. Her ne kadar Foucault felsefe tarihinin büyük gelene¤ini devam ettiren bir e¤itim ortam›ndan geçmifl olsa da (s›n›rl› da olsa Kelimeler ve fieyler hariç) kendi temel eserlerinde bu gelene¤i ne ç›k›fl noktas› olarak almas› ne de ona gönderme yapmas›, onun ye- rine modern kimli¤i belirleyen s›n›rlar›n üzerinde ve ötesinde kalan deneyimler ile onlar› kuran ve dile getiren pratiklerde yo¤unlaflma- s›, ama bu sürecin felsefi söylemin kendisini dönüfltüren bir müda- hale biçimini almas› söz konusu tercihi örneklendiriyor. Çünkü hem felsefenin içinden gelmek hem de felsefeye katk› yapmay› (ve dönüfltürmeyi) felsefenin d›fl›ndaki bir düflünceye dayand›rmak, kö- kensel tercihi yeniden, ama bu kez bir ihlal olarak felsefenin içine tafl›mak anlam›na da geliyor. Sonsuza Giden Dil bu tercihi gerçek- lefltirirken, Foucault’yu kulland›¤› dilin inceliklerini göz kamaflt›r›- c› bir ustal›kla dokuyan bir yazar olarak tan›may› da sa¤layan bir seçki.

‹stanbul, Ekim 2006

16

Referanslar

Benzer Belgeler

Cevat Şakir’le evlendi. Kocası sürgüne gönderilince ardından kendisi de Bodrum’a gitti. Kim da’ya gelmeden önce, Ankara’da 10 yıl boyun­ ca Süleyman

Bir habere baktığımızda, ilk planda sadece fotoğrafı değil, bu fotoğrafa eşlik eden altyazıları ve haberin başlığını da görür, daha sonra haberin.

(3) “iktidar, bireyin başkaları üzerinde yoğunlaştırılmış ve homojen bir tahakkümü olarak görülmemelidir, ya da bir grubun ya da bir sınıfın diğerleri

Öznenin kurulum anı ve alanlarını sorunsallaştırma amacındaki Foucault; ilk olarak almış olduğu psikoloji formasyonunun da etkisiyle, akıl olan ve akıl

Foucault açısından özne ve toplumsal beden üzerinde belirleyici olan iktidar aklı modern ve premodern dönemlerde farklı iktidar tekniklerini kullanarak kendini

Hakika tİn sor gu lanmasına ilişk in teme l tutumunu düşüncelerinin merkezine yerleştirmiş bulunan Foucault ' ya göre, iktidar ve özellikle bilgiliktidar ilişkisi

Madam Foucault’nun Vendeuvre-du-Poitou’da güzel bir malikânesi vardır; Foucault da tatil dönemlerinde eserlerini yazmak için oraya gitmekten hoşlanacaktır.. Orada zeki

Bu bağlamda öznenin özgür olması ve kendi kararlarını kendisinin verebilmesi, aslında iktidar tarafından şekillendirilen bir durumdur fakat postmodern çağda bunu