• Sonuç bulunamadı

K Süpernova Değil miydi? NASA Karbonca Zengin Gezegen Bulundu!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "K Süpernova Değil miydi? NASA Karbonca Zengin Gezegen Bulundu!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Karbonca Zengin

Gezegen Bulundu!

Emre Aydın

NASA

’nın Spitzer Uzay Teles-kobu’nu kullanarak gök-bilimciler, bol miktarda karbon içeren sıcak ve büyük bir gezegen keşfetti. Güneş Siste-mimizin dış gezegenleri gibi bir gaz gezegen olan WASP-12b’nin gaz tabakasının altında grafit, elmas hatta karbonun çeşitli formları olduğu düşünülüyor. Henüz gökbilimcile-rin dış gezegenlegökbilimcile-rin içini veya Güneş Sis-temimiz dışındaki gezegenleri doğrudan gözleme teknolojileri yok, ancak dolaylı gözlemlerin kuramla uyumu bu sonuçlara ulaşmalarına yardımcı oluyor.

Yapılan araştırmalar ayrıca, WASP-12b’nin etrafından kendisinden çok daha az kütleli, karbon zengini karasal geze-genlerin olabileceğini gösteriyor. Dünya, çoğunlukla silikon ve oksijenle başka ele-mentlerin birleşiminden oluşan kayalar-dan oluşuyor. Karbon zengini karasal bir gezegenin kayaç yapısı, bundan epey farklı olacaktır.

Karbon, gezegenler için hayli önemli bir element ve Dünya’daki yaşamın köşe taşlarından biri. Gökbilimciler bir yıldı-zın kimyasını anlayabilmek için genellikle karbon-oksijen oranından faydalanır.

Gü-neş için bu değer 1/2, yani oksijen miktarı karbonunkinin iki katı. Güneş Sistemimiz-deki hiçbir gezegende karbon miktarı ok-sijenden daha fazla değil, ancak gaz geze-genler olan Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Nep-tün için bu değerler net olarak bilinmiyor.

Jüpiter’in 1,4 katı kütleye sahip WASP-12b, karbon-oksijen oranı 1’den fazla oldu-ğu bilinen ilk gezegen. Bu, gezegenin çok miktarda karbon içerdiği ve büyük olası-lıkla atmosferinde metan halinde bulun-duğunu gösteriyor.

Süpernova

Değil miydi?

Emre Aydın

K

imi zaman gökcisimlerinin parlaklık-ları, her dalga boyunda aynı olmaya-biliyor. M33 olarak da bilinen Triangulum Gökadası’nda, gözümüzün duyarlı olduğu ışıkta belli belirsiz olan bir yıldız, kızılö-te algılayıcılarla bakıldığında en parlak ikinci cisim olarak görülüyor. Ohio Eyalet Üniversitesi’nde Rubab Khan önderliğin-deki bir ekip tarafından incelenen yıldız, gökbilimcilerin 2008’deki bir süpernovayı açıklamasına yardımcı olabilir.

2008S süpernovası, 1 Şubat tarihinde NGC 6946 Gökadası’nda gerçekleşti. Bu patlamalar, yıldızların yaşamlarının son

anlarında gerçekleştiği için, patlamadan öncesini gözleyebilmek önem kazanıyor. 2008S süpernovasının yakın sayılabilecek bir gökadada gerçekleşmesi, gökbilimcileri veri arşivlerine yönlendirdi. Hiçbir gözle-mevinin arşivinde süpernova öncesi ola-bilecek bir yıldız adayı bulunamamasına rağmen, cevap kızılöte dalga boyunda göz-lem yapan Spitzer Uzay Teleskobu’ndan geldi. Spitzer ile yapılan gözlemler, yıldızın bir süpernova olamayacak kadar küçük kütleli olduğunu ortaya koyunca, söz ko-nusu patlamanın bir süpernova olmadığı, LBV denilen parlak mavi değişen yıldız tü-ründe, yüzeyinde patlamalar gerçekleşen bir yıldıza ait olduğu düşünüldü. Ancak Spitzer’in gözlemleri, yıldızın bir LBV’den bile küçük kütleye sahip olması gerektiğini gösteriyor.

Yine de araştırmacılar, SN 2008S’nin sadece kızılötede görülebilmesinin sebebi-nin, etrafının kalın bir toz katmanıyla kap-lı olmasından kaynaklandığı konusunda hemfikir. Bu cisimlerin doğasını anlamak için kızılötede çok parlak olup diğer dalga boylarında sönük olan cisimler aranmaya başlandı. M33’te bulunan cisim kızılötede çok parlakken, 1949 ve 1991 yılları arasın-da görsel arasın-dalga boyunarasın-da yapılan gözlem-lerin arşivgözlem-lerinin hiçbirinde bulunmuyor.

Bu cisme Object-X (X Nesnesi) ismini veren ekip, kalın toz katmanına rağmen gelen ışık miktarından, cismin genç bir yıldız olma ihtimalini eliyor. Bunun yeri-ne, ciddi kütle kayıpları yaşamış, bunun sonucunda soğumuş bir yıldız olabileceği düşünülüyor. Yüzeyinden kütle atımının düzenli gerçekleşmemesi, sakin olduğu dönemlerde sadece kızılöte dalga boyla-rında gözlenirken, toz katmanının genişle-diği dönemlerde görsel bölgede de gözle-nebilmesini sağlıyor.

Haberler

Referanslar

Benzer Belgeler

Dersteki uygulama sırasında size verilecek Çizelge 4.1 de, Uranüs gezegeninin 1720-1840 yılları arasındaki kuramsal Güneş merkezli boylamları () ve bu tarihlerde,

2003 yılından başlayarak 7 sene boyunca çift uydudan elde edilen verilerin incelendiği araştırmada, bu kaybın yüzde 60' ının, yeraltı sularının pompayla

H alley, Hale-Bopp ve McNaught gibi ünlü kuyrukluyıldızların da arasında bulunduğu çoğu kuyrukluyıldızın Güneş Sistemi dışından gelmiş olabileceği düşünülüyor..

Son ölüm dakikalar›nda gerçekleflenler, kitab›na oldukça uygun: Y›ld›z›n merkezi kendi üzerine fliddetli biçimde çöküyor, yeniden d›flar› do¤ru

Throop ve Bally’e göre, kendi modelleri Nep- tün ve Uranüs’ün Günefl Sistemi’nde daha içe- rilerde olan öteki gaz devleri Jüpiter ve Sa- türn’den neden çok daha

Nedeni, daha önceki bulgular›n uzun boylu erkeklerin kad›nlarla iliflkilerinde daha baflar›l› olmalar›na karfl›l›k, kad›nlarda orta boylular›n en sa¤l›kl›, en

Giderek gözlem süresi artacak olan gezegen ay sonuna doğru günbatımından kısa bir süre sonra doğacak ve tüm gece gökyüzünde olacak.. Jüpiter: Ayın ilk günlerinde

Sabahla- rı gündoğumundan önce doğuda ve ufuktan fazla yükselemeyecek olan gezegenin parlaklığı da fazla olmadı- ğından onu gözlemek için uygun hava koşulları ve