• Sonuç bulunamadı

indirmek için tıklayınız (.pdf)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "indirmek için tıklayınız (.pdf)"

Copied!
244
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Okul Öncesi Çocuk Edebiyatı Kitap Kataloğu

EĞİTİM SEN

(Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası)

Adına Sahibi:

Zübeyde Kılıç Öztürk

Sorumlu Yazı ‹şleri Müdürü:

Serpil Açıl Özer

Yazışma Adresi:

Cinnah Cad. Willy Brandt Sk. No:13 Çankaya/ANKARA 06680

Tel: (0.312) 439 01 14 (pbx)

Fax: (0.312) 439 01 18

E-posta: bilgi@egitimsen.org.tr

Web: www.egitimsen.org.tr

Baskı:

Hermes Matbaa

Tel: (312) 341 01 97

Eğitim Sen Yayınları

(3)

Sunuş - MYK

Katalog Hazırlama Kurulu

Okuma Grubu

Kataloğa İlişkin

Ölçütler

Makale

2 Yaş ve Üzeri Kitaplar

3 Yaş ve Üzeri Kitaplar

4 Yaş ve Üzeri Kitaplar

5 Yaş ve Üzeri Kitaplar

6 Yaş ve Üzeri Kitaplar

Kavram Kitapları

Okul Öncesi Alfabetik Yazar Dizini

Okul Öncesi Alfabetik Kitap Dizini

4

5

6

7

10

22

30

40

62

94

144

188

226

240

İçindekiler

(4)

Eğitim Sen, ülkemizde etkin okuma kültürünün gelişmesine katkı sunmak a-macıyla çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalarda kendi adına karar vere-bilen, sorgulayan, araştıran, demokratik bilince sahip bireylerin etkin bir okuma kültürü içerisinde geliştiği gerçeğinden hareket edilmektedir.

Ülkemizde okuma kültürü, hem nicelik hem de nitelik açısından ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Sorun sadece sıkça dil-lendirildiği gibi “kitabın az okunması” de-ğil, okuma sürecinin ve okunan yayınların niteliğiyle de ilgilidir. Bulunduğumuz nok-ta bize, sorunların çözümüne yönelik bi-limsel çalışmaların önemini de göstermek-tedir.

Çocuklarımızın nitelikli çocuk ve gençlik edebiyatı yayınlarıyla buluşmasını sağ-lamak amacıyla sendikamız tarafından dört yıldır “Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Ki-tap Katalogları” çalışması yürütülmekte-dir. Çalışmada, çocuk ve gençlik kitapları, edebiyatın gerektirdiği ölçütler açısından incelenerek, okulöncesi çocuk edebiyatı, il-köğretim çocuk edebiyatı ve gençlik edebi-yatı alanlarında öneri listelerinin yer aldı-ğı kataloglar hazırlanmaktadır. İlk aşama olarak “İlköğretim Çocuk Edebiyatı Kata-loğu” 2010 yılı başında yayımlanmıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, okulön-cesi dönemin çocuğun yaşamında önem-li bir yer tuttuğunu göstermektedir. Ya-şamı boyunca kullanacağı temel bilgi ve becerilerin bu dönemde edinildiği bilim-sel bir gerçekliktir. Bu alana yönelik çalış-malar tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz-de ülkemiz-de hızla yaygınlaşmaktadır. Okulönce-si dönemde, kitapla ilgili çocuğun yaşadı-ğı deneyimler, çocukların okumaya kar-şı tutumlarının ilk adımını oluşturmakta-dır. Bu dönemde çocuğa okunan kitaplar, gösterilen resim ve şekiller, onların dinle-diklerini anlamalarına, anladıklarını ifade etmelerine, zihinsel becerilerini geliştirme-lerine, yaratıcı güçlerini harekete

geçirme-lerine ve okumayı sevmegeçirme-lerine etki eder. Okunan kitapların çocukların dünyaları-na, yaş ve ilgi alanlarına uygun olması gerektiği ise bilimsel bir zorunluluktur. Bu katalog, yoğun emek gerektiren bir süreçte, kitapların titizlikle incelenmesi sonucunda ortaya çıkarılmıştır.

Okuma kültürünün gelişmesi için son derece önemli olduğunu düşündüğümüz bu çalışmaların sayıca çoğalması Eğitim Sen’in ilkeleri arasında yer almaktadır.

Teşekkürler

Bize kitap gönderen yayınevlerine, bi-limsel yöntemlerle çalışmamızı sağla-yan, ölçütleri yazan proje danışmanımız Prof. Dr. Gülçin Alpöge’ye, çalışmanın her aşamasında sürekli destek veren di-ğer proje danışmanımız Yrd. Doç. Dr. Nec-det Neydim’e, ölçütlerle katkı sunan Meh-met Kaya’ya, makalesiyle katkı sunan Prof. Dr. Sedat Sever’e, Yrd. Doç Dr. Nihal Kuyumcu’ya, İstanbul Eğitim Sen Şubele-ri ile Gebze Şubesi’nden destek veren şube yöneticilerine, kataloğu hazırlayan kurul üyelerine, dört yıl boyunca kitapları oku-yan, sınıflarında uygulaoku-yan, öğrencile-rin geri bildirimleöğrencile-rini alarak, ölçütlere gö-re değerlendirip seçen öğgö-retmenlegö-re, kat-kıların birleştirilip bu ürünün ortaya çık-masında olağanüstü çaba sarfeden proje koordinatörümüz Nabi Belekoğlu’na, edi-töryal katkıları için Suat Hayri Küçük’e, yaratıcılıklarıyla işleri kolaylaştıran Fey-zullah Coşkun’a, sendika çalışanları Nu-riye Motur ve Hıdır Doğan’a teşekkürler…

Sunuş

Sun

(5)

Katalo

g Hazırlama K

urulu

Proje Danışmanları Prof. Dr. Gülçin Alpöge Yrd. Doç. Dr. Necdet Neydim

Proje Koordinatörü Nabi Belekoğlu

Editör

Suat Hayri Küçük

Katalog Hazırlama Kurulu A. Hamit Ergüven

Ali Ezger Özyürek Ali Gün

Demet Suluhan Derya Emrem Bal Dünya Emrem Ebru Erdem Çalağan Feyzullah Coşkun Hatice Akgün Mehmet Kaya Nihal Demir Sevgi Özer Leyla Karagül Ümit Cingöz

Katalog Hazırlama

Kurulu

(6)

Cemal Candaş Demet Suluhan Deniz Devrim Şahin Demet Turgut Derya Emrem Bal Didem Özerman Eda Arı Emrah Motugan Feyzullah Coşkun Gülnur Canpolat Nabi Belekoğlu Nihal Kuyumcu Nilay Orman Nilay Ömeroğlu Semra Çam Sevgi Kıyaker Serpil Üstem Selim Koç Sibel Göktepe

Okuma Grubu

Okuma Grubu

(7)

Kataloğa İlişkin

Bu katalog, öğretmenler, veliler, okulön-cesi çocuklar, alan araştırmacıları, kütüp-haneciler, yayınevleri ve kitabevleri için hazırlanmıştır.

Seçtiğimiz kitaplar, metinleri ve resim-leriyle çocukların kültürel kaynaklarını oluşturacak, kendilerini, başka insanla-rı, doğayı ve evreni tanımalarına yardımcı olacaktır.

Katalogda yer alan kitapların;

- Resim ve metinleri arasında bir anlatım dengesinin bulunmasına,

- Bu dengenin resim yönünde ağırlık taşı masına,

- Resimlerin sorunsuz olmasına, - Sorunlara odaklanmasına, - Yaşama sevinci yaratmasına, - Çocuklara korku salmamasına, - Suçluluk ve günah duygusu yaratma masına,

- Buyurganlık taşımamasına, - Çocukları yönlendirmemesine, - Edilgenliğe itmemesine,

- Kitap sevgisi ve okuma alışkanlığı kazandıracak özellikler

taşımalarına özen gösterilmiştir. Öğretmenler ve veliler, kitap alırken ya da çocuklara okurken karşılaşacakları 2+, 3+, 4+, 5+, 6+ gibi rakamlara dikkat etmelidirler. Bir kitabın üzerinde 5+ yazı-lıysa, bu, o kitabın 5 ve 5 yaşın üzerinde-ki çocuklara uygun olduğu anlamına gel-mektedir.

(8)
(9)

Okulöncesinde Çocuk Edebiyatı

Prof. Dr. Gülçin Alpöge

Çocuk Edebiyatı Kitaplarının

Biçimsel Özellikleri

Mehmet Kaya

Çocuk Edebiyatı Kitaplarında Resim

Mehmet Kaya

OKULÖNCESİ

ÇOCUK EDEBİYATI

(10)

Edebiyat Nedir?

Sözlük anlamıyla edebiyat, “duygu, düşünce ve hayallerin söz ve yazı ile güzel ve etkili bir şekilde anlatılması sanatıdır”.

Çocuk Edebiyatı Nedir?

Çocuk edebiyatı da, genel anlamıyla, duygu, düşünce ve hayallerin “çocukların dünyasına uygun” söz ve yazı ile güzel ve etkili şekilde anlatılması sanatıdır.

Enver Naci Gökşen’e göre:

Dilimizdeki ilk “Çocuk Edebiyatı” kita-bını yazmış olan Gökşen “Çocuğun fikir ve sanat eğitimine yarayacak tekniği, ilkeleri olan ayrı bir edebiyat” tan söz eder (Gök-şen, 1980).

Prof Dr. Sedat Sever’e Göre:

Çocuk Edebiyatının temel sorumlulu-ğu, çocuklara resim ve dilin anlatım ola-naklarıyla ve sanatçı duyarlığı ile kurgu-lanmış yeni yaşantılar sunmaktır. “Ço-cuklar adına üretilen nitelikli yayınlar ço-cuk-edebiyat-sanat etkileşiminin kapısını aralayan etkili bir uyaran olmalıdır.” (Se-ver, 2003). Yazma sorumluluğunu üstle-nen kişilerin ise, kendi doğrularını bellet-meyi amaçlayan kişinin ‘sanatçı’, böyle bir yapıtın da ‘sanat ürünü’ olamayacağı-nı bilmeleri gerekir. Bir konuda kesin bil-giler aktarmak ders kitaplarının işidir. Ço-cukların duygu ve düşüncelerini geliştir-mek için çocuk kitaplarının çocuğa uygun dil ve resimlerle yapılmış olması gerekir.

Okul Öncesi Kitapların Edebiyat Sa-yılması İçin Gerekli Ölçütler

Edebi Unsurlar:

1.Dil: Çocuk kitaplarında yalın, arı bir

dil kullanılmalıdır. .Devrik ve sonu getiril-memiş tümceler bu yaşlara göre değildir. Öykülerde kısa tümceler ve çocuğun anla-yabileceği sözcükler kullanılmalıdır. Öykü kulağa hoş gelen bir üslupla yazılmalıdır;

çünkü yüksek sesle okunacaktır.

2. Konu: Çocuğa görelik önemlidir.

Ölüm, boşanma, savaş, çevre sorunları ve benzerleri konu olarak okul öncesi kitap-lara girmiştir. Burada dikkat edilecek nok-ta bunları çocuğu üzmeden, bir umut bı-rakarak işlemektir.

3. Karakter: Kahramanların iyi

işlen-mesi ve inandırıcı olmaları önemlidir. Ay-rıca çocuk kahramanla özdeşleşebilmeli-dir. Ancak kahramanların nitelikli olması beklenir. Hele, canlı bir karakter yaratıla-bilmişse öykünün yolu açılmış demektir.

4. Tema: Öykülerin ana fikri çocuğa

göre olmalıdır. Örneğin tembellik, söz din-leme, yaramazlık gibi temalar çocuğa gö-redir; çünkü bunlar çocuğun yaşadıklarını içerir. Bu nedenle de onun kolayca algıla-yabileceği bir nitelik taşırlar.

5. Kurgu: Kurgu öykünün akışını

be-lirler. Kurguda sebep sonuç ilişkisi vardır. Olayların neden öyle geliştiğini açıklar. Çocuk öykülerinde tırmanma yavaş yavaş olmalı, düğüm noktasından sonra da he-men çözüme ulaşmalıdır.

6. Üslup: Her yazarın bir üslubu

var-dır. Kimi yazar öyküyü kahramanın ağ-zından, kimi de üçüncü kişi gibi anlatır. Bazı yazarların şiirsel bir dili vardır. Bazıları ise konuşur gibi yazar. Kimi de masal dili kullanır. Önemli olan yazarın yeteneği ve dili kullanmadaki kıvraklığı-dır.

Resim

Resim bir edebiyat unsuru değildir. Kendi başına bir sanat eseridir. Resim öy-küyü tamamlayıcı nitelikte olmalıdır. Ay-rıca öyküye sadık kalmalıdır. Çocuğun kavrayacağı nitelikte olmalı, görsel estetik taşımalıdır.

Okulöncesinde Çocuk Edebiyatı

Prof. Dr. Gülçin Alpöge

(11)

Çocukların Gelişim Süreci ve Bu Sü-rece Uygun Kitaplar

Eğer Çocuk Edebiyatı çocuklara uygun duygu ve düşüncelerin sözlü ya da yazılı bir şekilde güzel ifade edilmesi olarak ta-nımlanıyorsa çocuk kavramını açmak ge-rekiyor. Çocuk kavramı artık 0-18 yaş ola-rak belirtiliyor. Yani, bebeler ve gençler de “çocuk” kapsamı içindedir. Çünkü çocuk gelişen ve olgunlaşan bir varlık. Bu geliş-me ve olgunlaşma, doğumdan başlayıp yetişkin olana dek sürüyor. Elbette bebeler ve gençler çok farklı. İşte çocuk edebiyatını zor kılan da budur. Her gelişim devresinde çocuk farklı duygu ve düşünce sergiliyor. 0-6 yaş = Okulöncesi dönemi

1-3 yaş = Bebeler

3-6 yaş = Okulöncesi çocuklar 7-9 yaş = İlkokul masal dönemi 10-13 yaş = Serüven dönemi 14-17 yaş = Gençlik dönemi

Çocuğu kitapla ne zaman tanıştırmalı?

Uzmanlar çocuk anne karnındayken bile ona kitap okunabileceğini söylüyorlar. Okunanı anlamaz elbette, ama okuma rit-minin getirdiği ahengi algılayabilir, diyor-lar. (Machado, 1990)

Çocuk doğar doğmaz sesleri bir yetiş-kin kadar duyar. (Crystal, 1986) Örneğin görme böyle değil. Dinleme ise duymak-tan farklıdır. Dinleme temrinle gelişir. Ço-cuğun anadilini öğrenmesi için dinleyebil-mesi gerekir. Dinlemeyi öğrendinleyebil-mesini sağ-lamak maksadıyla ona, daha konuşma-ya başlamadan da önce öykü anlatılabilir. Ama bu, yaşına uygun olmalıdır.

0-1 yaş: Bu dönemdeki bebek

gerek-sinmeleri giderilmişse mutludur ama ilgi bekler. Konuşamaz, ama dinler. Ona, o an-da uydurduğunuz kısacık bir öyküyü bile anlatabilirsiniz. Dediğinizi anlamaz, ama öyküde tekrarlar varsa, sesiniz de yumu-şaksa sizi severek dinler. Önemli olan din-leme alışkanlığı kazanmasıdır.

1-2 yaş: Egosunun gelişmeye

başla-dığı devredir bu. 1 yaşında konuşamaz, ama kelime dağarcığı oluşmaktadır. 2 ya-şa doğru tümce kurmaya, bir sayfadaki resimlerin neler olduğunu tanımaya baş-lar. Ancak bu yaşta daha kitabın ne ol-duğunu bilmez ve örneğin, yırtmak ister. Yırtılmayan bez kitaplar, plastik kitaplar, tahta ya da karton kitaplar bu yaşa göre-dir. Her sayfasında tek bir resim olan ki-taplar daha uygundur. Çocuk konuşmayı öğrendikten sonra başı sonu olan bir öy-kü okunabilir. Bu yaştaki çocuk için en iyi-si bir deftere reiyi-sim yapıştırarak yapılan kitaplardır. Resimde neyi tanıyabiliyor ve seviyorsa onların resimlerinden oluşan bir defter-kitap yerinde olur. Yırtılsa da kim-se üzülmez. Bu yaştaki çocuğa kitap okur-ken onu ya kucağınıza almalı ya da yanı-nıza oturtup ona sarılarak okunmalı, an-latmalısınız.

3-6 yaş arası çocuklar: Çocuk bu

çağ-da bağımsız olmak, bazı şeyleri kendi ba-şına yapabildiğini göstermek ister: Elini yı-kamak, giyinmek, yemeğini yemek gibi. Ancak okulöncesinde okumayı beceremedi-ği için bu iş yetişkinlere kalmıştır. Ama bu iyi yapılmazsa çocuk zamanla kitaplardan soğur. Okumaya çocuğun dikkatini topladı-ğından emin olup öyle başlamalı. Öyküyü okurken tiyatroda oynar gibi, canlı ses ton-ları kullanmalı. Daha doğrusu, okumaktan çok anlatıyor gibi olmalıdır.

Bu dönem gerçekçi dönem diye tanım-lanmıştır. Çünkü çocuk bu yaşta günlük olaylarla ilgilenir. Evin dışında bir dünya olduğunu öğrenir. Okul, öğretmen, manav, komşu ve çevresinde gördüğü hayvanlar ona ilginç gelir. (Örneğin bir kedinin süt içişi bu yaştaki çocuk için harika bir olay-dır!) Çocuk bu yaşlarda gerçekle hayali bilmez, bunları birbirine karıştırır.

Masallar çok küçük çocuk için uygun değildir. Endişe verici, korkutucu masal-lardan hoşlanmaz. En çok güldürü

(12)

ne düşen, ona buna bulanan çocuk sahne-leri onu kahkahalara boğar. Mutlu sonla biten, umut veren öyküleri tercih eder. İl-le de masal anlatılacaksa bu yaşa uygun hayvan masalları seçilmelidir.

Bu dönemde dili çok dikkatli kullan-mak gerekir; çünkü 3-6 yaş arasındaki ço-cuk artık dilin kurallarının büyük bir kıs-mını içselleştirmiştir. Düzgün dil kullan-mak öğrendiklerini pekiştirir. Bu yaştaki çocuk, tekerlemeleri, kafiyeli deyişleri çok sever. Ancak dikkati çabuk dağılır. Öykü-ler kısa ve hareketli olmalı, kısa zaman di-limi içinde geçmelidir. Bu dönem çocuğun fiziksel olarak hızla büyüdüğü ve faal ol-duğu bir dönemdir. Sizi dinlerken hep kı-pır kıkı-pırdır. Bu nedenle de öyküler kısa tu-tulmalıdır. Öyküye o da el çırparak, el sal-layarak katılabilirse dikkati dağılmaz ve daha uzun süre dinleyebilir. Çocuk bu dö-nemde öyküyü radyodan, ses bandından kolayca takip edemez. Bir tümce kaçsa dikkati dağılır. Bu nedenle de kitapta gö-receği resimler önemlidir. Resimler hem anlamaya yardımcı olur, hem de dikkatini tutmaya yarar. Ayrıca çocuk dinlemiş ol-duğu bir öyküyü resimlere bakarak tekrar “okuyabilir.”

Dönemlerin çerçevesinde anlattıkları-mız birer genellemedir. Bütün çocuklar bu dönemlerden geçerler, ancak bazıları ge-lişmelerine bağlı olarak yaşlarından ileri-de ya da geriileri-de olabilirler. (Bazı çocukla-rın erken ya da geç yürümesi gibi.) Fark-lı olanlar kendilerini genellikle hemen bel-li ederler. Okula gitmeden önce okumayı kendiliğinden söken çocuklar gibi.

Çocuklara Neden Kitap Okumalı?

“Çocuk önce emekler, sonra yürür” ya da “Önce ses çıkarır, ağlar, sonra konu-şur” demek nasıl hepimize doğal geliyor-sa, “Çocuk önce dinler, sonra okur” sözü-nü de aynı doğallıkla karşılamalıyız. Ço-cuğun okumasını istiyorsak, bu alışkanlı-ğı ona edindirme yolunun kitap okumak-tan geçtiğini unutmamalıyız.

Çocuğun ileride okumayı sevmesi için

ona bol bol kitap okumalı. (Russel, 2007) Bununsa yaşı yoktur. Ne kadar erken baş-lanırsa alışkanlık yaratabilme o kadar ko-lay olur.

İleride okulda başarılı olması için de ona kitap okumalıyız. Okul başarısı oku-maktan ve okuduğunu anlaoku-maktan geçer. Çocuğun okuma alışkanlığı varsa ders ki-taplarını da okuyacak ve anlayacaktır. Bu da başarısına katkı sağlar. Okuma bir öğ-renme aracıdır. Kısacası, çocuğun başarılı olması isteniyorsa okul öncesinde ona bol bol kitap okunmalı.

3 yaşına kadar: Çocuğun

gelişmele-rine yardımcı olmak için ona erken yaş-lardan başlayarak kitap okumak yerinde olur. 3 yaşına kadar olan çocuğa düzen-li olarak kitap okunduğu zaman o kitap-ların oyuncaklardan farklı olduğunu, ki-tapların bir şeyler anlattığını, kiki-tapların resimleri olduğunu, ayrıca bu resimlerle gerçek nesneler arasında bir bağ bulun-duğunu öğrenir. (Tür ve Turla, 1999) Öy-kü anlatma, öyÖy-kü okuma faaliyetinin ke-yif verici olması, çocuğun kitapları sevme-sini ve öğrenmeye olumlu yaklaşmasını sağlar. Okuma alışkanlığını başlatır, ge-liştirir.

Kitap okumak bu yaştaki çocuğun gelişimine doğrudan katkı yapar:

• Okunanı anlamak, resimlerin gerçek nesnelerle olan bağını saptamak, dikkati-ni odaklayabilmek gibi bilişsel becerileri-ni geliştirir.

• Söylenenleri anlamak, yeni sözcükler Öğrenmek gibi dil becerilerini geliştirir.

3-6 yaş arası: Bu dönemdeki çocuklar

ki-tap okuma faaliyetinden neler öğrenirler? • Kitapların bir öyküyü anlattığını, • Kitapların önü arkası olduğunu ve öykü-lerin başı sonu olduğunu,

• Sayfadaki işaretlerin yazı olduğunu, • Okumanın soldan sağa doğru olduğunu • Resimlerin de öyküyü anlattığını, • Öykülerin uydurulmuş olduğunu ama bazılarının gerçek şeyleri anlattığını, • Öykülerin bazılarının acıklı,

(13)

nın komik, bazılarının heyecanlı olduğu-nu, öğrenirler.

Kitap okumanın 3-6 yaş arası çocu-ğun gelişmesine olan katkıları şöyle özetlenebilir (Friedberg, 1995):

1. Bilişsel gelişmeye yardımcı olur.

• Öyküler bir sıra izler. Öykülerin bir ba-şı, olayların geliştiği ortası ve sonu var-dır. Çocuk olayların bir sıra izlediğini gö-rür ve buna bağlı olarak sebep sonuç iliş-kisini öğrenir.

• Problem çözme becerisini edinir. Öyküler genellikle bir problemle başlar. Örneğin, evin kedisi kaybolmuştur. Bu olay nasıl çözülmeli? Kediyi bulmak için neler yap-malı? Çocuk öyküyü dinlerken kendi ka-fasında çözümler arar. Olayın gelişmesine aktif olarak katılır.

• Hayal gücü gelişir. Okul öncesi yaştaki çocuk hayalle gerçeği ayırt etmekte zorluk çeker. Onun için gördüğü kadar dinlediği de gerçektir. Kitapların yardımıyla zaman içinde hayal kavramını anlamağa başlar. Hatta kendinin de öykü uydurabileceğini öğrenir.

2. Dil gelişmesine yardımcı olur.

• Dinlemeyi öğrenir. Resimlerin yardımıy-la ve öğretmenin okuma becerisine bağlı olarak çocuk giderek dikkatini toplamayı ve daha uzun süre dinlemeyi öğrenir. • Yeni sözcükler edinir. Çocuk kitabı ya-zarları kısa tümceler kurmaya, çocukların bildiği sözcükleri kullanmaya özen göste-rirler, ama gene de çocuğun bilmediği söz-cükler çıkar ve çocuk bunları kendi sözcük dağarcığına katar.

3. Duygusal gelişmeye katkısı olur.

• Öyküdeki kahramanlarla özdeşleşerek kendini tanımaya başlar.

4.Sosyal gelişmeye katkısı olur.

• İnsan ilişkileri hakkında bilgi edinir. Başkalarının farklı olabileceğini ve farklı düşünebileceğini kavrar.

• Okulöncesi yaşlarda kitap, çocuğa anne-baba ya da öğretmen tarafından okunur. Yüksek sesle okumada bir paylaşma söz konusudur. Bu da, yetişkinle çocuk arasın-da sürtüşme olmaarasın-dan paylaşılan keyifli bir etkinlik ortamı yaratır. Böyle olunca da çocuk sözcüklerin güzelliğine, ahengine, dilin gücüne kendini kaptırır ve okunan metindeki fikirleri yakalama fırsatı bulur. Böylece okunandan gerçekten zevk alır.

Kaynakça

Friedberg, Joan Brest. 1995. Super Storytimes. Penn. USA: Beginning With Books. Gökşen, Enver Naci. 1980 Örnekleriyle Çocuk Edebiyatımız, istanbul: Remzi Kitabevi, s.3.

Machano, Jeanne. 1990. Early Childhood Experiencesin Language Arts. New York: Delmar Publishers. Russell, David L. 2007. Literature for children. New York: Longman.

Sever, Sedat. 2003. Çocuk ve Edebiyat. Ankara: Kök Yayıncılık. S.11. Sutherland, Zena. 1996. Children and Books. New York: Longman.

(14)

Çocuk kitabı hazırlanırken yazar, çizer, psikolog, editör, tasarımcı ve matbaa so-rumluları işbirliği içinde çalışmalıdır. Say-fadaki tüm öğeler (yazı, yazıların boyutla-rı, resimler, çizimler vb.) arasında estetik denge gözetilmeli. Sayfa düzeni çekici hale getirilerek kitabın kolayca okunup anlam-landırılmasına olanak verilmelidir.

Büyüklük (Boyutlar): “Sürekli aynı

boyutlardaki kitaplar yerine farklı boyut-lardaki kitaplar tercih edilmelidir.” (Tür-Turla, 2005:37) Çocukların sürekli olarak aynı boyutta hazırlanmış kitaplar oku-maktan hoşlanmadıkları bir gerçektir. Ço-cuklar değişik büyüklükte kitapları oku-maktan ve incelemekten zevk alırlar. “Göknil, iki yaşa kadar olan dönemde küçük boyuttaki kitapların çocuğun elle-riyle kitabı daha kolay tutma, sahip ol-ma, benim diyebilme duygusunu da etki-lediğini ifade etmektedir. (..) Büyük boyut-lu kitaplar ise çocuğun rahatça görebilece-ği, yetişkinin rahatça okuyabileceği ve ku-cağa sığabilecek kitaplardır. Kitabın kena-rı kucaktan taşacak kadar büyük olma-malıdır.” (Tür-Turla, 2005:36)

Bunun yanı sıra kitabın hacim ve ağır-lık bakımından kolayca taşınmaya, kul-lanmaya elverişli olması ve kitaplık dü-zenlemesine uygun olması önemlidir.

Kapak: “Çocuk kitaplarında kapak,

çocuğun dikkatini çeken ilk biçimsel özel-liktir. Kapakta kitabın adı, konuyu tanı-tıcı bir resimle yer almalıdır. Dış kapak-ta yazılmamışsa, iç kapağa yazarın (çevi-ri bir kitapsa aynı zamanda çevirenin), ki-tabı resimleyenin, basımevinin adları ile basım yılı ve yeri yazılmalıdır.” (Gültekin, 2008:2)

“Kitap kapağı, kitabın içeriği hakkında etkili mesaj verecek şekilde düzenlenmiş olmalıdır.” (Tür-Turla, 2005:37)

Kapak, çocuğun kitapla ilk tanışma aracı olduğu için çok önemlidir. Renkli, re-simli olmalı, çocuk için çekici özellikler ta-şımalıdır. Çocuk kitaplarındaki kapak re-simleri estetik değerinin yanında; canlı, kitap konusuyla ilgili ve çocuğu okumaya çağırıcı biçimde olmalıdır. Böylece kapağı gören çocuğun kitaba isteyerek yaklaşma-sı sağlanabilir. Kitap kapağı sadece çocuk için değil, yetişkinlerin seçim yapmasında da etkili bir uyarıcıdır. Kapak kâğıdı sağ-lam ve kaliteli olmalıdır. Çabuk yıpranan bir kitap, çocuğun kitaba ilgisini azaltabi-lir. Düzenli bir kitaplık kurma alışkanlığı-nı da sekteye uğratabilir. Daha küçük yaş-taki çocuklara hazırlanan kitaplarda ka-pağın dayanıklılığı da artırılmalı, dağıl-mayacak biçimde iyi yapıştırılmalı, hatta dikilmelidir.

“Kapakta selofan kullanılması, daya-nıklılığı daha da artırır. Selofan, ince say-dam nitelikte mat ya da parlak plastik fol-yolardır. Kâğıt yüzeyi, otomatik makine-lerle tutkal ya da sıcak presleme yoluyla selofanlanır.” (Sürmeli, 2007:555,556) ABC, banyo ya da dokunma kitapları olarak adlandırılan okul öncesine yönelik kitapların kapak ve sayfalarında, yıpran-mayı önlemek, dayanıklılığı artırmak ve çocuğa çevirme kolaylığını sağlamak için kalın kâğıt kullanılmalıdır.

Arka kapak ise çeşitli amaçlar için kul-lanılabilir: yayınevinin kitaplar dizisi, ya-zarın yapıtları, kitabın f iyatı gibi.

Basım (tipograf i): Kâğıt, bez ve

ben-zeri şeylere yazı ya da resim çıkarma işi olarak adlandırılan basım, çocuk kitapla-rında daha da önem kazanmaktadır. “Tipograf inin en önemli işlevi okunak-lığıdır. Okunaklık harfler arası, kelimeler arası ve satırlar arası boşluk, yazı-fon iliş-kisi, punto büyüklüğü, yazının et kalınlığı

Çocuk Edebiyatı

Kitaplarının Biçimsel

Özellikleri

Mehmet Kaya*

(15)

ve bloklama özellikleriyle artar ya da aza-lır. Tipografik yapı içindeki boşluklar, ge-reğinden az ya da fazla olduğunda oku-ma güçlüğü doğar. Boşluklarda tutarlılık ve süreklilik sağlanmalıdır.

Çocuk kitaplarında kullanılan tipog-rafik karakter (harf, sayı, sembol, çizgi ve noktalama işaretleri) ve puntosu, çocuğun seviyesine uygun olmalıdır. (…)

Fon ve yazı tipi, rengi birbirine kont-rast oluşturacak şekilde tasarlanmalı, fon koyu tonda ise yazı açık; fon açık tonda ise yazı koyu tonda olmalıdır.” (Sürmeli, 2007:555)

Kâğıt: “Çocuk kitapları en iyi

kalite-deki birinci hamur kâğıda basılmalıdır. Kâğıt; mürekkebi dağıtmamalı, renkleri değiştirmemeli, kolay yırtılmamalı, çocu-ğun gözünü yoracak kadar parlak olma-malıdır. Kâğıdın mat olmasına özen göste-rilmelidir.” (Gültekin, 2008:2)

“Kullanılan kâğıdın ince olmaması, sayfalarını çevirme kolaylığının yanı sı-ra sayfalardaki renkli resimlerin daha net baskı vermesini, bir sayfadaki resmin ar-ka sayfadaki resme gölge yapmamasını ve resmin daha iyi görülebilmesini sağ-lar.” (Tür-Turla, 2005:35)

Bir yaş öncesindeki çocukların, çıkan sesten hoşlandıkları için kitabi yırtması ya da emmek, çiğnemek amacıyla ağızla-rına alması sıkça gözlenmektedir. Bu ne-denle kitaplar, yıkanıp silinmeye elverişli malzemelerden (bez ya da vinileks) yapıl-malıdır. Kullanılan malzemelerin çocuğun sağlığına zarar vermemesine özen göste-rilmelidir. Bir yaş sonrasında çocukların el bece-rileri kitap sayfasını çevirebilecek düze-ye ulaşır. Bir iki yaşlarda onlara sayfala-rı kartondan yapılmış, dayanıklı, sayfa çe-virme kolaylığı olan kitaplar verilmelidir. “Çocuğun 2-3 yaştan itibaren, yaşı iler-ledikçe kitabı oluşturan sayfaların kalın-lığı, onun sayfaları çevirebilme becerisine

bağlı olarak incelmeye başlar. Karton say-falı kitaplar da yine kullanılabilir.” (Tür-Turla, 2005:35)

Sayfa Düzeni: Çocuk kitaplarında,

sayfalar aralıklı satırlardan oluşmalı; sayfa kenarlarındaki boşluklar (marjlar) bulunmalıdır (en az 1.cm.). Özellikle, say-falar tek sütun halinde düzenlenerek, oku-ma rahatlığı yaratıloku-malıdır. Bu sayfalarda resim-yazı uyumu sağlanmalıdır.

“Çocuk, metni ve ona ait resmi ay-nı sayfada görmelidir. Bu, çocuğun görsel ve işitsel algılamayı bütünleştirmesi için önemlidir. (…) Resimli kitaplarda resim ve yazının sayfadaki yerleşimi farklı şekiller-de olabilmektedir. Örneğin, sayfaların her birine resim ve ilgili yazı ya da iki sayfa-da birden tek resim ve ilgili yazı ya sayfa-da çok fazla kullanılmamakla birlikte bir sayfa-da resim, bir sayfasayfa-da yazı şeklinde düzen-lenmiş olabilir. (…) Önemli olan sayfa dü-zenlemesinde çocuğun resmi ve ona ait olan yazıyı aynı anda görebilmesidir.(…) Düzenlemede bir sayfada yazı, ona ait re-sim ise arka sayfada olmamalıdır.” (Tür-Turla, 2005:38,39)

Harfler: Harfler çocuğun gözünü

yor-mayacak karakterde ve büyüklükte ol-malıdır; tırnaklı karakterler kullanmak-tan kaçınılmalıdır. Kitabın harfleri büyük-lük bakımından olduğu kadar yükseklik ve genişlik bakımından da uygun olmalı, harf aralıkları birbirine çok yakın olma-malıdır. Satır araları ve harf aralıkları ise, hangi yaş söz konusu olursa olsun, sıkışık olmamalıdır.

“Punto seçiminde çocuk kitabı ile göz arasındaki normal okuma uzaklığının yanı sıra, çocuğun yaş grubu da dikkate alınmalıdır. Okumayı yeni öğrenen çocuk-lar için tasarlanan çocuk kitabında daha büyük puntolu harfler tercih edilmelidir.” (Sürmeli, 2007:555)

“MEB’in kitapları değerlendirme yö-nergesinde; 6 yaş için 24 punto, 7-9 yaş için 16-18 punto, 10 yaş için 12 punto ve Ölçütler

(16)

üstü için de 11 punto zorunlu kılınmış-tır. Bu ölçüler, çocuğun görme ve gördüğü-nü algılama özellikleri göz ögördüğü-nüne alınarak saptanmıştır.” (Cengiz, 2008:2)

Cümleler:“Okulöncesinde tek özneli

cümleler kurulmalı, aynı cümle içerisinde birkaç kavram karıştırılmamalı ve dolay-lı cümle yapısından kaçınılmadolay-lıdır. İlköğ-retimin 1. ve 2. sınıflarında, cümleler biraz daha uzun ve dolaylı olabilir, ancak met-nin bütünlüğüne yayılmadan, çok seyrek kullanılarak çocuğun daha yoğun metin-lere alıştırılması sağlanabilir. Devrik cüm-leler de aynı seyreklikte metne yerleştirile-bilir.

İlköğretim 3 ve 4. sınıf evresinde, yaş grubunun sözcük ve kavram sınırları zor-lanarak, bileşik cümleler kurulabilir, bir-kaç kavram aynı cümle içinde işlenebilir. Ancak zorlamanın tüm metne yayılma-ması ve zaman zaman yoğun cümle tem-posu düşünülerek çocuğun metinden kop-maması sağlanmalıdır. 5. sınıf ve sonra-sında, çok özneli ve karmaşık ve bileşik yapıda cümleler kurulabilir; ancak yazar, anlatmak istediği düşünceyi çok iyi kavra-mış olmalıdır ki anlaşılabilir bir metin ha-linde sözcüklere dökebilsin ve okuyan da alımlayabilsin.” (Akal, 2008:2) Yazım ve noktalama işaretleri: Dilbil-gisi bakımından titizlikle incelenmiş ol-malı. Noktalama işaretlerinin kullanımın-da kurallara uyulmalıdır.

*Eğitim Sen Kitap Komisyonu Üyesi

Kaynakça

Akal Aytül, Eğitim Sen Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Ölçütleri İçin Öneriler, 2008. Cengiz Gülsüm, Eğitim Sen Çocuk ve Gençlik edebiyatı Ölçütleri İçin Öneriler, 2008. Gültekin Ali, Eğitim Sen Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Ölçütleri İçin Öneriler, 2008.

Tür Gülseren. Turla Ayşe, Okul Öncesinde Çocuk, Edebiyat ve Kitap, YA-PA Yayın Pazarlama, 2005, İstanbul. Sürmeli Kader “Masal Kitaplarında Grafik Tasarım Sorunları ve Çözüm Önerileri”, II. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu, AÜ Edebiyat Fakültesi Yayınları, Ankara, 2007

(17)

Görsel algının öteki algı türleri arasın-daki oranı oldukça yüksektir. Nitelikli bu-lunan görüntüler ile görüntüleri yansıtan resimler, metne ve metnin içerdiği kav-ramlara göre belleğe daha kolay yerleşir. İnsanlar farklı olan, beğenilen ve etkileni-len görüntüleri hatırlamakta zorluk çek-mez. Çocuklukta resimleriyle birlikte se-vilen bir kitap, insanın yaşamı boyunca unutulmaz. Bundan dolayı, görüntüleri renklerle ve biçimlerle yansıtan resimler, çocuk kitaplarının olmazsa olmazıdır. “Resim önce bakılan, sonra görülen ve duyumsanan, daha sonra ise iletisi-ni izleyiciye taşıyan ve bu ileti üzerinde düşündüren bir sanat formudur.” (Özer, 2007:427)

Resimler, bakma sonrası görülen anla-mın ilerisine geçmeli; izleyiciyi, resmi ya-pan sanatçının gerçekliğine ( iç dünyası, dünyaya ve sanata bakış açısı vb.) ulaş-tırmalıdır. Bunun için resimler estetik kay-gıyla üretilmeli, çocukların yaşamında da görsel ve estetik uyaran olmalıdır. Çocuk kitaplarında resim, anlatıdaki sözcüklerin soyut dünyasını görselleştirmeli.

“Çocuklar kitaplara bakarken (…) çiz-gi, şekil, renk uyumu ve kompozisyon gi-bi estetik değerler edinmeli.” (Serpil Ural) Çocuk kitabı resimli olmalı, resimsiz kitap ilgi çekmez düşüncesiyle kitaplarda estetik değer taşımayan resimlere yer ve-rilmemelidir. Kitaplarda çocukların ilgisi-ni çeken, onlarda dinamik ve neşeli bir et-ki yaratan sıcak renkler kullanılmalıdır. Kitabın sayfalarında uygulanan renkler bir bütünlük göstermeli. Bir sayfada canlı renkler kullanılırken öteki sayfalarda so-luk ya da mat renkler kullanılmamalıdır. Kitabın bütününde uygulanan teknikte de bir tutarlılık olmalı; bir sayfada suluboya tekniği kullanılırken öteki sayfalarda pas-tel boya tekniği uygulanmamalıdır.

“Çocuk kitaplarında resimler, çocukla-rı çizmeye istekli kılacak, onlaçocukla-rın kendile-rini bu yolla ifade etmelerine, üretmeleri-ne, sevmelerine ve duyumsamalarına ola-nak sağlayacak bir sanatçı duyarlılığıyla resmedilmelidir.” (Özer, 2007:429)

İnsanı insan yapan özelliklerden biri de simge oluşturma yeteneğidir; yani yeni bir durumu, o durumun verileri göz önünde değilken, simgeler yoluyla (…) aktarmak becerisi. Resim, (…) simgeler aracılığıyla bizlere bir şeyler iletir.” (Erinç, 2004) “Sanatçı iletilerini aktarmakta kul-landığı (…) simgelerini seçerken çocuğun duygu dünyasını, hazır bulunuşluğunu, yaşının özelliklerini ve o simgeleri kavra-ma becerilerini göz önünde bulundurkavra-ma- bulundurma-lı, çocuk okura en uygun simgelere resim-lerinde yer vermelidir. Çocuk tanıdığı ya da anlamlandırabildiği simgelerle iletişim içinde olur. Bu nedenle sanatçı, özgün ama çocuğa yakın, çocuğu heyecanlandıracak, meraklandıracak, duygulandıracak, daha da önemlisi düşündürecek simgeler seç-melidir.” (Özer, 2007:430)

Resmin çocuk kitaplarında başta gelen işlevi, kitabın içeriğinin kavranması, kav-ranan içeriğin akılda kalması ve resimle-rin estetik değeriyle çocuğun beğeni düze-yini yükseltmesidir.

Doğa, insan ve toplumla ilgili bilgi ve-ren metinlerdeki resimlerin işlevi öğretme, edebiyat metinlerindeki resimlerin işlevi ise duyarlılık kazandırma yönünde olma-lıdır.

Resim bir göz şenliğidir.

Orhan Pamuk

Taa çocukluğumdan beri Ne buldumsa okudum Sonunda anladım ki Bir kitapta resim şart

Cemal Süreya

Çocuk Edebiyatı

Kitaplarında Resim

Mehmet Kaya*

(18)

Resimler, yazarın sözle anlattığını gör-sel olarak net bir biçimde yansıtabilme-li; fakat kitabı resimleyen olayları birebir resmetmek yerine, olaylardaki duyguyu verebilmelidir.

Resimler, dilsel kurguyu tamamlamalı, “bazen de metne yeni anlam katan este-tik bir uyaran” (Sever, 2003:159) olmalıdır. Çizilen karakterler metnin içeriğine uygun olmalı. Yazarın dili ile çizerin dili birbirini tutmalı, “söz ve göz kardeşliği” (Güven Turan) kurulmalıdır. “Benim ilkem şöyle: Söz, göz, öz; el ele.” (Göknil, 935) “Kitaplardaki resimler, çocukların be-ğeni ve algılama düzeyine uygun olmalı, metnin iletisine görsel bir zenginlik kat-malı; estetik nitelikleriyle de görsel algıla-rını geliştirici özellikler taşımalıdır. Kahra-manların fiziksel portreleri, metinde yan-sıtılan kişilik özelliklerine uygun biçim-de çizilmeli; resimler kahramanların ba-şat özelliklerini (şişman, zayıf, uzun saçlı, kısa boylu, sinirli, uysal vb.), yaşadıkları ruhsal durumları, geçirdikleri fiziksel de-ğişmeleri çocuklara duyumsatabilmelidir.” (Sever, 2003:191)

Resimler, çocuğun öğrenme ihtiyacını karşılayarak kavram dünyasını zengin-leştirmeli, onları metin üzerinde düşün-dürmeli, heyecanlandırmalı, yaratıcı güç-lerine harekete geçirmelidir.

Resimler, çocukları düşsel yolculukla-ra çıkarmalı. Resimler, çocuğun hayal gü-cünü geliştirebilmesi için, hem resimlerde-ki görüntülerle gerçek görüntüler arasın-da hem de resimlerle metin arasınarasın-da bağ kurmasına olanak sağlamalı. Kitaplarda-ki resimlerle hayatta gördükleri arasında-ki uyumsuzluğun, çocukta güven duygu-sunu sarsacağı ve olumsuz anılara dönü-şebileceği unutulmamalı. “Stilizasyonlar ve deformasyonlar objenin karakteristik özelliğini bozmamalı, anlaşılırlığını kay-bettirmemelidir.” (Erdal, 2007:405)

Çocu-ğu okumadan soÇocu-ğutacağı için anlaşılma-yan, metinle anlam ortaklığı bulunmayan resimlere kitaplarda yer verilmemelidir. Resimler, kitabı çocuk için istenir, me-rak edilir kılmalı; kitabı bir eğlence obje-si olarak da algılamasını sağlamalı. “Ço-cukların dağınık olan ilgilerini bir nokta-da (resimde) yoğunlaştırabilmelidir.” (Se-ver, Akt. Özer, 2007:431)

Kitaplardaki resimler fotoğrafik bir yaklaşımla değil, çocuk bakış açısıyla ya-pılmalı. Kitaplarda yer alacak resimler, çocukların kendi yaptıkları resimler değil, sanatçı resimleri olmalıdır.

Resimler üretilirken, “çocuk ruhunun doğallığının ve duyarlılığının sınırları zor-lanmamalıdır.” (Göknil, 2006:111,112) Çocuk kitapları resimleyen çizer, çocu-ğun bilişsel ve duyuşsal gelişim aşama-ları ile çocuk resimleri gelişim aşamaaşama-ları arasında bağ kurmalı. Renklerin çocuklar üzerindeki etkisini göz önünde bulundur-malıdır.

Resimlerle didaktik anlatımdan ka-çınmalı, çocukta duyarlılık kazandırma amaçlanmalıdır. Resimler, çocukların kim-lik gelişimine katkıda bulunmalıdır. Çocuklar, resimlerdeki nesneleri ve öte-ki anlatımları dolaysız olarak kavrayabil-meli. Resimler, çocukların birbirleriyle ve yetişkinlerle iletişim, etkileşim ve payla-şım aracı olmalıdır.

“Resimli kitabın tasarımında (…) re-sim ve yazının birbirlerini destekler ve etkisini artırır bir şekilde bir araya geti-rilmesi sağlanmalıdır. Görsel bütünlüğü sağlamak için, açılmış iki sayfa bir arada tasarlanmalı, yazının rahat okunmasına önem verilmeli, çocuğun ilgisini diri tut-mak için de resimler özellikle sağ sayfada yer almalıdır. Kolay okunabilmesi için ya-zının puntosu çocuğun yaşına uygun

(19)

zenlenmeli. Yukarı aşağı çıkıntıları büyük harflere göre daha iyi okunurluk sağladı-ğından metinde küçük harfler kullanılma-lıdır.

Sayfa tasarımında yazının resim üze-rine basılması düşünülüyorsa, rahat oku-nabilmesi için zeminle yazı arasında yete-rince ton ve doku farkı olmalıdır.” (Kara, 2007:422)

Resim ve yazının birbirini ezmemesine dikkat edilmeli. “Görsel öğeler (resimler) o sayfada anlatılanlarla ilgili olmalıdır.” (S. Sever)

Yazı resmin içinde yer alacaksa, zı ve resimlerin algılanmasında sorun ya-şanmaması için bunlar karmaşa oluştur-mayacak biçimde düzenlenmelidir. Yazı için uygun boşluklar tasarlanmalıdır. Kitaba ilgi kitabın kapağıyla başladı-ğı için, çocuk ön ve arka kapaktaki resim-lere göz attığında, kendisinde merak duy-gusu uyanmalı. Resimler çocuğa “Önce ‘Ne güzel!’, sonra ‘Bakalım içinde ne var-mış?’ dedirtecek kadar ilgi çekici” olmalı-dır. (Serpil Ural)

Okulöncesi çocuk kitaplarındaki re-simler, çocuğun kendi bedenini ve çevre-sindeki nesneleri tanımasına, doğaya da-ha dikkatli ve duyarlı bakmasına katkıda bulunmalıdır. Nesneler, çocukları kimi za-man çok etkilediğinden, insana özgü özel-liklerle de resmedilmelidir.

Resimler, çocuklarda “öykü, masal dinleme isteği uyandırmalı.” (Sever, Akt. Özer, 2007:431)

“4–5 yaş grubu için hazırlanan ki-taplarda çocuklar devingen kahraman-ların resimlerine bakarak kendilerine ye-ni öyküler oluşturabilmelidir.” (Sever, 2003:176)

3–6 yaş arası çocuklarıyla yapılan okumalarda, bir cümle bile kaçsa dikkat-leri hemen dağılacağı için, resimler

met-ni anlamalarına katkıda bulunmanın yanı sıra dikkatlerini diri tutmalarına da yar-dımcı olmalıdır.

Bu yaş grubu çocuklar dinledikleri bir öyküyü resimlerine bakarak okuyabilmeli-dir.

5–6 yaş öncesi çocuklar, önce kitabın estetik özelliklerinden, okunduktan sonra da konusuyla ilgilenirler. Okulöncesi ço-cuk kitaplarında resimler, “çocuğun zih-ninde anlam yaratabilecek kadar somut, ancak hayallerini besleyecek kadar kışkır-tıcı ve heyecan verici olmalıdır.” (Tuğrul – Nihal, 2007:388)

“ Okulöncesinde çocuklar kimi zaman tamamı resim olan kitapla oyalanabilir-ken, kimi zaman 1/4 ve 3/4 oranında yazı ve resim ağırlığından hoşlanır. (…) Oku-löncesi dönemindeki bir çocuğun grup içinde, öğretmenin okuduğu bir öykü-yü dinlemesinin beklentileri farklıdır, an-ne baba ona evde kitap okurken farklıdır. Grup içinde dikkati daha çabuk dağıldı-ğından, kitabın resim ağırlığının daha yo-ğun olması gerekir. Ancak evdeki okuma-larda, çocuk anne ve baba ile metin aracı-lığıyla iletişime girdiğinden, resimler ara-ca dönüşür. Bu durumda resmin ağırlığı 1/2 – 1/2 olarak paylaşılabilir, hatta resim daha aza inebilir.” (Akal, 2008:3)

“İlköğretim 6. sınıftaki öğrenciye veri-lecek bir kitapta; resmin, yerini yazıya bı-rakması uygun olur.” ( Sever, Akt. Özer, 2007:431)

*Eğitim Sen Kitap Komisyonu Üyesi.

(20)

Kaynakça

Akal Aytül, Eğitim Sen Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Ölçütleri İçin Eleştiri ve Öneriler, 2008:2,3)

Alpöge Gülçin, “Okul Öncesinde Çocuk Edebiyatı”, Gençliğin İzdüşümü Nilüfer Tapan Armağan Kitabı, Multilingual Yayınla-rı, İstanbul, 2008.

Ak Behiç, “Söyleşi, Kitaplarda Resimler”, Sanat Dünyamız, Sayı:98, YKY, İstanbul, 2006. Ceylan Saadet, Renk Sihirbazları, Cumhuriyet Kitap, Sayı:929, İstanbul.

Demirtaş Sibel, Renk Sihirbazları, Cumhuriyet Kitap, Sayı:928, İstanbul.

Erdal Gültekin, “MEB Yayınları Çocuk Kitaplarının Resimlerine Genel Bakış”, II. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempoz-yumu, AÜ Edebiyat Fakültesi Yayınları, Ankara, 2007.

Erinç M. Sıtkı, Resmin Eleştirisi Üzerine, Ütopya Yayınları, Ankara, 2004. Göknil Can, Renk Sihirbazları, Cumhuriyet Kitap, Sayı:935, İstanbul. “Söyleşi, Kitaplarda Resimler”, Sanat Dünyamız, Sayı:98, YKY, İstanbul, 2006.

Kaya İsmail, “Çocuk Kitabı Resimlerinde Estetik Boyut”, II. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu, AÜ Edebiyat Fa-kültesi Yayınları, Ankara, 2007.

“Cumhuriyet Dönemi Çocuk Kitaplarında Çocuk İmgesi”, Toplumsal Tarihte Çocuk, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 1994. Nas Recep, Örneklerle Çocuk Edebiyatı, Ezgi Kitabevi Yayınları, Bursa, 2004.

Özer Ayhan, “Çocuk Kitaplarındaki Resimlerin ‘Çocuğa Göre’liği”,II. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu, AÜ Ede-biyat Fakültesi Yayınları, Ankara, 2007.

Sever Sedat, Çocuk ve Edebiyat, Kök Yayıncılık, Ankara, 2003.

Tuğrul B.- Feyman N. , “Okul Öncesi Çocukları İçin Hazırlanmış Resimli Öykü Kitaplarında Kullanılan Temalar”, II. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu, AÜ Edebiyat Fakültesi Yayınları, Ankara, 2007.

Turan Güven, “Kitaplarda Resimler”, Sanat Dünyamız, Sayı:98, YKY, İstanbul, 2006.

(21)

Okuma Kültürü Edindirme

Sürecinde Temel Sorunlar ve

Çözüm Önerileri

Prof. Dr. Sedat Sever

OKULÖNCESİ

(22)

Giriş:

“Okuma kültürü”, ülkemizde, alan ya-zınında son yıllarda kullanılmaya baş-lanan bir terimdir. Terimin anlam çer-çevesinin oluşturulmasında bilimsel ça-lışmaların önemli bir payı olduğu söyle-nebilir. MEB Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü’nün 2004 yılında düzenledi-ği, “Okuma Kültürü ve Okullarda Uygu-lama Sorunları Toplantısı” ile 2008 yılın-da Eğitim Sen Ankara Şubeleri ve Türki-ye Yazarlar Sendikası Ankara Temsilci-ği tarafından düzenlenen “Çocuk ve Oku-ma Kültürü Sempozyumu”, okuOku-ma kültü-rünün birçok boyutuyla anlaşılmasına ve tartışılmasına katkı sağlayan çalışmalar olmuştur.

Sever (2007:108)’e göre, okuma kül-türü, bireylerin edinmesi gereken kaza-nımlar bütünüdür. Ona göre, “yazılı kül-tür ürünlerinin dünyasıyla tanışmış; ta-nıştığı bu dünyanın kendine sunduğu ile-tileri paylaşma, sınama, sorgulama yeter-liğine ulaşmış; bunların sunduğu olanak-larla yaşamayı alışkanlık haline getirmiş bireylerin edinmiş olduğu kültürdür oku-ma kültürü. Başka bir söyleyişle, yazı-lı kültürle dost olmuş bireyler de diyebi-liriz okuma kültürü edinmiş kişilere. De-mokratik toplumların gereksinim duydu-ğu düşünen-duyarlı bireylerin kazanma-sı gereken en temel becerilerden de biridir okuma kültürü.” Yılmaz (2009:134)’a gö-re, okuma kültürü, “bir bireyin, bir top-lumsal grubun ya da bir toplumun oku-ma eylemi ile ilişkilerinin düzeyi ve niteli-ği anlamına gelir. Bir başka deyişle, oku-ma kültürü, sözü edilen birey, grup ya da topluma ait yaşam biçiminin ‘okuma’ ala-nına yansıyan bölümüdür. Kısaca, okuma kültürü, okuma eylemine ilişkin bireysel ve toplumsal yaşama biçimidir.”

Okuma kültürü, en yalın biçimde, bireyle-rin okuma eylemiyle ilgili olarak

edindik-leri beceriedindik-lerin, toplumda bir yaşama biçi-mine dönüşmesi biçiminde tanımlanabilir. Toplumda edinilmiş yerleşik bir kültürden söz edebilmek için, o kültürün öznesinin birey olmaktan çıkarılıp toplumsal düzey-de temsil yeteneği kazanması gerekir. Ço-cukluk evresinin ilk yıllarından başlaya-rak okuma eylemini içselleştirmiş bireyle-rin yetiştirilebilmesi, toplumsal yaşamda bu yeteneğin kazanılmasının temel koşu-lu olarak düşünülmelidir. Bunun için, diz-gesel bir anlayışla eğitsel, ekonomik, kül-türel ve siyasal içerikli uygulamaların ya-şama geçirilmesi beklenir.

Okuma kültürü, birbiriyle ilişkili ve birbirini bütünleyen birçok beceriyi içeren bir süreçtir. Bu sürecin ilk basamağı gör-sel okuryazarlık, ikinci aşaması okuma-yazma becerisi edinme, üçüncüsü de oku-ma alışkanlığı becerisi kazanoku-madır. Oku-ma kültürünün yapılanOku-ması ise, eleştirel okuma becerisinin edinilmesiyle olanak-lıdır. Bilişim teknolojilerinden etkilice ya-rarlanma, günümüzde okuma kültürünün uygulama alanı bulduğu bir beceridir. Toplumda okuma kültürünün yaygın-laşabilmesi için, kişilerin, temel okuma yazma becerilerini; okuma alışkanlığı ve eleştirel okuma becerisine dönüştürebil-meleri, bu becerilerin birikimiyle, bilişim teknolojilerinden amaca uygun olarak ya-rarlanabilmeleri gerekir. Bu becerileri edinen bireylerdeki artışın, toplumsal ya-şamda okuma kültürünün yapılanmasına önemli katkılar sağlayacağı da açıktır. Bunun için, çocuğun ve gencin eğitim sü-recinin tümel bir anlayışla ele alınması; bu süreçte, çocuğa ve gence okuma kültü-rü kazandırmada yaşanan sorunların ve çözüm önerilerinin, bilimsel bir yaklaşım-la belirlenmesi gerekir.

Okuma Kültürü Edindirme Sürecinde

Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri*

Prof. Dr. Sedat Sever / Ankara Üniversitesi

(23)

Okuma kültürü edindirme ardışık bir süreç olup kendi içinde, birbiriyle bağım-lı çeşitli evrelerden oluşmaktadır. Oku-ma kültürü edindirmeye yönelik her evre-deki gereksinmelerin karşılanması, diğer evrelerdeki niteliği de etkileyecek bir çaba olarak değerlendirilmelidir. Bu çalışmada, okuma kültürünü yapılandıran etkenler-den biri olarak “eğitim” değişkeni çerçe-vesinde, çocuk ve gençlere okuma kültü-rü edindirme süreci, üç dönem içinde (oku-löncesi, ilköğretim ve ortaöğretim) sorun-lar ve çözüm önerileriyle incelenmeye çalı-şılmıştır.

1. Okulöncesi Dönem

Okulöncesi; çocukların bilişsel, dilsel, toplumsal ve kişilik gelişiminde hızlı deği-şimler yaşandığı bir dönemdir. Bu dönem-de, çocuğun öğrenme gereksinmelerine duyarlı davranılması; gereksinmelerinin, gelişim sürecine katkı sağlayacak uyaran-larla desteklenmesi, sonraki yaşam evre-lerinin niteliğini de belirleyen bir çaba ola-rak görülmelidir.

“İnsan yavrusu bebeklik döneminin ilk aylarında evrimsel gelişimine bağlı olan reflekse dayalı tepkilerini aşınca yeni şey-leri görmeye, onlara dokunmaya, ağzına götürerek tanımaya yönelik içkökenli (en-dojen) davranışlar gösterir. 2-3 aylık bir çocuk çevresinde gördüğü, dokunduğu ye-ni şeylere karşı ilgi ve hayretle bakar” (Po-merleau, Malurit’ten akt. Öztürk, 2002: 17).

“İnsan zekâsının gelişmesinde bu iç-kökenli tanıma, keşfetme davranışlarının kuşkusuz etkisi olmaktadır.

Bunları sorma-bilme dürtüsünün doğal öncüleri olarak görebiliriz. 2-3 yaşlarında hızla gelişmiş olan dili, devinim dizgesi ve bilişsel yetileri (algılama, dikkat, bellek) ile çocuk, açlık ve susuzluk gibi birincil ge-reksinmeleri doyurulmuş olduğu anlarda, ister istemez çevrede algıladığı uyaranlar-la, nesnelerle, insanlaruyaranlar-la, farklılıklarla il-gilenir, bunları tanımaya, ayırt etmeye ça-lışır.” Tanıma ve öğrenmeye yönelik

ilgi-nin giderek artmasıyla birlikte 4-5 yaşla-rında sorma-bilme dürtüsü çocuğun ruh-sal yaşamında önemli bir itici güç olur. Bir yandan, eşeysel farklılıklar, nasıl dünya-ya geldiği; diğer dünya-yandan ay, güneş, yıldız-lar; kuşlar, böcekler onun ilgi alanına gi-rer. Her şeyi öğrenme isteğiyle, bitmek bil-mez sorularıyla büyükleri şaşırtır; sorula-rına ilgi göstermeyenleri ise yıldırır (Öz-türk, 2002: 17).

Bu dönemde çocuğun dilsel, bilişsel, toplumsal ve kişilik gelişimini etkileyecek en temel duyarlık, onun sorma-bilme, öğ-renme isteğinin uyarılması ve yanıtlan-masıdır. Bu duyarlığın, çocuğun ilerleyen dönemde okuma kültürü edinmesinde de önemli bir etken olacağı düşünülmelidir. Çocuğun sorma-bilme isteğinin uyarılma-sı; yaşamı ve onu bütünleyen ilişkileri an-lamlandırabilmesi, onun duygu ve düşün-ce birikiminin devindirilmesiyle ilişkili bir süreçtir. Bunun için, çocuğun, erken dö-nemden başlayarak kendine sunulanla-rı anlamaya, duyumsamaya dönük düş-sel ve düşündüş-sel bir çaba içine yöneltilme-si gerekir.

Bu çaba için hem ailelere hem de okul türü öğrenmeye önemli sorumluklar düş-mektedir. Erken dönemden başlayarak çocukların, duygu ve düşünce birikimi-ni devindiren-geliştiren uyaranlarla bu-luşturulması temel bir ilke olarak benim-senmelidir. Bu uyaranların, çocuklarda kavramsal gelişime, duyarlık oluşumu-na, kültürel bilinçlenmeye katkı sağlama-sı; en özlü belirlemeyle sanatsal nitelikler taşıması beklenir. Somut bir belirlemeyle, çocukların duyu algılarını uyaran, duygu ve düşünce üretmelerine olanak sağlayan, sanatçı duyarlığı ile oluşturulmuş dilsel ve görsel gereçlere, yapıtlara gereksinim vardır.

1.1. Görsel Okuma Dönemi 1.1.1. Görsel Ve Dilsel Algının Uyarılması:

(24)

nün temellerinin atılabilmesi, duyu algı-larını ve düşünceyi bilinçlendiren uyaran-ların çocuğun yaşam alanına katılabilme-siyle olanaklıdır. Çocuklar, okuma yazma becerisi edininceye değin, sözcükleri ses-lendirmeye ve anlamlandırmaya yarayan simgelerle iletişim kuramazlar. Simgeler (harfler) ve onların oluşturduğu anlam ev-reni, çocuklar için öğrenmenin temel araç-larından biri değildir. Simgeleri tanımak ve öğrenmek isteseler de onlarla sağlık-lı bir iletişim için, okuma yazama beceri-si edinmeyi beklemeleri gerekmektedir. Okulöncesi dönemde, çocukların duyu algılarını uyarmanın en etkili yolu, onların görsel okuma yapmalarına olanak sağla-maktır. Görsel okuma, görme duyusunun anlam oluşturma sürecine etkilice katıl-masıyla nitelik kazanır. Görsel okumada, harflerin yerine, renk ve çizgiyle oluştu-rulmuş biçimlerle, düzenlemelerle iletişim kurulur. Bu iletişim çocuğun, renk ve çizgi-nin kılavuzluğunda öğrenme gereksinme-lerini yanıtlaması için doğal bir öğrenme ortamı yaratır.

Görsel okuma, görsel metinlerle (resim-lerle) yapılır. Sanatçılar tarafından, geli-şim özellikleri de öncelenerek hazırlanmış resimli kitaplar, çocuklar için görsel birer metindir. 1 yaşından ergenlik dönemine kadar, çocukların duygu ve düşünce dün-yalarına çizgi-renk ve sözcüklerin anlatım olanaklarıyla seslenen; onlarda duygu ve düşünce bilinçlenmesine katkı sağlayan kitaplar, çocuk edebiyatı yapıtları olarak anılır. Bu yapıtlar, başlangıçta, çoğunluk-la özel kesimli biçimleriyle bir oyuncak iş-levini yerine getirir. Çocuğun çevresindeki nesne ve varlıkları renk ve çizgiyle tanıt-ma sorumluluğu, çocukla kitap arasında ilk iletişimin kurulmasına da aracılık eder. İlk yıllarda, bu iletişimin kurulmasında seçilecek kitapların, çocukların el yapısına uygun ve kendi istenciyle dilediği yere gö-türebileceği hacim ve ağırlıkta olması; ta-sarım özellikleriyle de çocukta kitap deni-len araca karşı bir ilgi uyandırması bekle-nir. 2-3 yaşında, değişik boyutlardaki ki-taplar, çocuklara, öykünebileceği

yalınlık-taki resimlerle yaşamı ve insan gerçekliği-ni özgün kurgularla sezdirme sorumlulu-ğu üstlenmelidir.

Sözcüklerle de desteklenerek yaratılan çocuğa özgü kurgular; çocuk için biliş-sel ve dilbiliş-sel gelişimini destekleyecek bir ortam yaratır. Çocuk kendisine sunulan kitabın kılavuzluğunda, bir yandan gö-rerek, dokunarak hem öğrenme gereksin-mesine yanıt aramaya koyulur hem de yetişkinlerin kitabı okumasıyla kitapta-ki nesne ve varlıkları adlandırmaya baş-lar. Çocuk, gerektiğinde başkasına gerek-sinim duymadan; kapağını ve yaprakla-rını çevirerek renk ve çizgiyle oluşturul-muş kurgunun kılavuzluğunda düş ve düşünce serüvenine çıkma denemeleri-ne başlar. Bu dedenemeleri-nemeler, çocuğun bilişsel ve dilsel gelişimi için, doğal birer öğrenme ortamı yaratır.

“Bilişsel terimi bilgiyi, belleği, akıl yü-rütmeyi, sorun çözmeyi, yani zihni içi-ne alır” (Gander ve Gardiiçi-ner, 2001: 166). “Karar verme, akıl yürütme, problem çöz-me ve yaratıcı düşünçöz-me gibi zihinsel et-kinlikler, bilişsel beceriler olarak değerlen-dirilebilir. Bilişsel gelişim için, yaşamın ilk yıllarından başlayarak çocuklara; gözlem-leme, karşılaştırma, sınıflandırma, uygu-lama ve eleştiri yapma becerilerini geliş-tirebilecekleri ortamların yaratılması gere-kir. Çocuğun bilişsel gelişimi; onun kendi-ni, çevresini ve dünyayı anlamasını sağ-layan zihinsel becerilerin bir süreç içinde değişip yetkinleşmesidir (Sever, Dilidüz-gün vd., 2008: 6). Bilişsel gelişim ile dil ve düşünce gelişimi arasında güçlü bir ilişki vardır. “Kavram, bir nesnenin, bir duygu ya da düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarımı, anlamı, anlam yükü.” olarak ta-nımlanabilir (Püsküllüoğlu, 2004: 1033). “Kavramlar insanın çevresindeki nesnele-re, olay ve durumlara ait, kişisel gözlem ve deneyimlere dayanan tasarımların zihinde yer eden ve bir “soyutlama”yla (abstrac-tion) dile dönüşen yönüdür, göstergelerin gösterilen yanıdır. Bir dilin sözvarlığını te-mel alarak da kavramı kabaca bir tanım-la ‘bir sözlükte madde başı otanım-larak yer atanım-lan

(25)

sözcükler’ biçiminde niteleyebiliriz” (Ak-san, 1999: 41).

İnsan, kavramlarla düşünür. Düşün-me, kavramlar ve onları simgeleyen söz-cüklerle gerçekleşir. Dildeki her sözcük, zi-hinde bir kavramı çağrıştırır. İnsanın dü-şünme gücü de edindiği kavram sayısı ve onların bellekteki bağlantılarıyla sınırlı-dır. Çocuk, önce çevresinde gördüğü nes-ne ve varlıkları görsel özellikleriyle tanır ve belleğine yerleştirir. Bunları adlandıra-rak kavramsal gelişimini sürdürür. Zihin-de kavram tasarımı sürecini hızlandırabil-mek için, çocuğun çevresindeki görsel ve dilsel uyaranların da sürekli yenilenmesi ve çeşitlenmesi gerekir.

Yaşamın ilk yıllarından başlayarak çocukların kavram gelişimleri için; gör-sel öğelerle desteklenmiş, tasarımıyla ço-cukların bilme, öğrenme, oynama gerek-sinmelerine yanıt veren kitaplardan ya-rarlanılmalıdır. Çocuğun, nesne ve varlık-ların benzer ya da farklı yanvarlık-larını algıla-yarak zihninde bir tasarım oluşturma-sında, kitaplardaki görsel öğelerin önem-li bir işlevi vardır. Çocuk zihni, görsel me-tinlerin de katkısıyla, genelleme yapa-rak kavramı oluşturur. Sözgelimi, çocu-ğun “hayvan, bitki vb. kavramı” oluştu-rabilmesi için, birçok hayvanı, bitkiyi gör-mesi, karşılaştırması ve sonunda bir ge-nellemeye gitmesi; bunun için de çocuğa, hayvan ve bitkileri benzer ve farklı yönle-riyle tanıyabileceği ortamların yaratılma-sı gerekir. İşte, çocuklar için hazırlanmış, bilgilendirici ve yazınsal nitelikli yapıtlar; renk, çizgi ve sözcüklerin anlatım gücüyle, bilişsel ve dilsel gelişime katkı sağlayacak ortamları yaratan araçlardır.

1 - 3 Yaşında Görsel ve Dilsel Algının Uyarılması İçin Neler Yapılmalıdır? 1-3 yaşında, çocuğun görsel ve dilsel algısının uyarılmasının rastlantılara bıra-kılması; çocuğun yalnızca televizyon prog-ramlarına bağımlı kılınması ya da bilinç-sizce seçilen oyuncak ve kitaplarla buluş-turulması önemli bir sorun olarak görül-melidir.

İlk yıllarda nesne ve kavramları tanı-tan, “ayı, kuş, tavşan, köpek, ev, bardak” gibi özel kesimli- el yapısına uygun kitap-lar, sesli ve özel dokulu kitapkitap-lar, banyo ki-tapları vb. ile çocuk-kitap iletişimi başla-tılmalı; yalın çizgilerle oluşturulmuş, ço-cukların da çizgilerine öykünebilecekleri resimli kitaplarla bu iletişim sürdürül-melidir. Masal, anlatı, kısa öykü, bilmece kitaplarındaki resimler, renk ve çizginin anlatım olanaklarıyla çocuğun görsel al-gısını uyarmalı; çocuğu görsel okumaya isteklendirmelidir. Çocuğun ilgisini çeken, onun öğrenme isteğini devindiren değişik boyutlardaki kitapların resimleri, çocuk-la birlikte incelenmeli; çocuğun soruçocuk-ları- soruları-na içtenlikle yanıt verilmelidir. Çocuk an-ne, baba gibi en çok sevdiği varlıkla za-man geçirmesine olanak sağlayan aracın (kitabın), bir yandan resimleriyle görsel okuma yaparken, diğer yandan, varsa, dil-sel kurgusunu da yetişkinin okumalarıy-la anokumalarıy-lamokumalarıy-landırmaya çalışmalıdır. Bu evre-de, çocuklar için seçilecek kitapların anla-tımında resimler egemen olmalı; ilk yıllar-da çocuğun çevresindeki nesne ve varlıkla-rı tanıtan kitaplar gittikçe yerini, çocukla-rın ilgisini çeken kısa kurgulara bırakma-lıdır. Çocuklara; top oynayan ayılar, kitap okuyan kediler, bisiklete binen köpekler, konuşan balıklar, şarkı söyleyen kuşlar vb. kahramanlarla yaşam ve insan gerçekliği-ne yögerçekliği-nelik ipuçları sunulmalıdır. Çocuklar-da resim yapma ve görsel metinlerle ileti-şim kurma isteği uyandırması, bu kitap-lardaki resimlerin en temel özelliği olma-lıdır.

1-3 yaşında, okuma kültürünün temel-lerinin atılabilmesi için, çocuğun merak duygusunu devindiren, giriş tekerlemeleri de olan kısa masalların yetişkinlerce, söy-leyiş ilkelerine uygun olarak anlatılma-sı, okunması; sayışmacaların çocuklarla birlikte söylenmesi, resimli kitapların bir oyuncak gibi yaşam alanına katılarak ço-cuklarla birlikte incelenmesi, temel bir ilke olarak benimsenmelidir. Okuma eylemin-de, ses ve sözcüklerin işitsel olarak uyan-dırdığı etkiyle, çocuklar anlatılanı

Referanslar

Benzer Belgeler

Abdülhak Hâmid, on yaşındayken Bebekteki Amerikan mektebinde bir sene kadar okuduktan sonra Pariste ilk tahsilini yaptı.. Sonra İstanbulda ve Tahranda türkçe,

Hastalar Stage 6 kriterine bağlı olarak oluşturulan yaş gruplarına, cinsiyet ve 25 (OH ) D vitamini düzeyleri ay ve mevsimlere göre gruplara ayrıldı.. Bulgular:

• denetim yetkisine sahip yeminli mali müşavirlerce yapılır.. • Bu denetimin yapılmış olması, denetleme kurulunun yükümlülüğünü

Yaş grupları itibarıyla, 6- 14 ya ş grubundaki çalışan çocukların %81,8’i, 15-17 yaş grubundaki çalışan çocukların ise %34,3’ü bir okula devam etmektedir.. Okula

Bu şekilde hazırlanmış olan saydam kağıt (aydınger kağıdı) alanı hesaplanacak şeklin üzerine konulur. Bu yerleştirmede paralel çizgiler mümkün olduğu

Araştırma, baba bebek bağlanmasını ölçmek amacıyla yurtdışında geliştirilen Baba- Bebek Bağlanma Ölçeği’nin Türk toplumuna uyarlanarak geçerlik ve

According to the International Federation of Red Cross and Red Crescent Societies , although 50,000 people were rescued from beneath rubble in the first days of the Marmara

Uzaktan eğitim içerik geliştirme süreçlerinde, çevrimiçi işbirliğine dayalı proje takip ve yönetim aracı kullanımı öncesi ve sonrasında, bu tür araçların