YAZI ÇAĞRISI
Sayı 17 • Mayıs 2015
Çocuk ve Kent /Kentte Çocuk Olmak
Son Yazı Gönderme Tarihi: 27 Şubat 2015
Günümüzde çocuklar, aile ortamından yeterince beslenemeyip (geniş aileden çekirdek aileye doğru küçülen ortamlarda) kültürel anlamda tek kuşaktan beslendiği için kısır, fiziksel ve sosyal çevre açısından da komşuluk ilişkilerinden çoğunlukla mahrum ve sokağa çıkamayan, dar bir çevreye sıkışmış bir yaşam sürmektedir.
Bugün kentsel yaşam;
• Zamanla yarışan bir dengede kurulmuş,
• Her şeyin hızla birlikte ölçüldüğü,
• Tanımlı ve ayrımlaşmış mekanların öne çıktığı,
• Farklı toplumsal kesimlerin birbirleri ile karşılaşmalarının pek mümkün olmadığı,
• Güvenlik odaklı, kendinden başkasından korkan, herkesi yabancı gören yerleşim adacıklarının çoğaldığı,
• Yabancı ile karşılaşmaların anlık ve faydacı olduğu,
• Yeşil alanların çok az olduğu,
• Toprakla ilişkinin yadsındığı,
• Yerleşimin sürekli dikey yönde geliştiği bir ortama doğru gitmektedir.
Tüm bu gelişmeler bizleri etkilediği gibi, bugünün çocuklarını nasıl etkilemektedir? İdealkent dergisinin bu sayısında özellikle toplumun çoğunluk olarak üçte birini oluşturan çocukların kentsel yaşamdaki yerleri tartışmaya açılacaktır.
Kentli çocukların kentlerdeki sorun alanları, Mevcutta yaşadıkları yerlerle kurdukları aidiyet bağları, Bizim çocukluğumuzla günümüz
çocukların şartları arasında değişenlerin neler olduğu, Yönetişim kavramlarını tartışırken bunu en küçükten yani çocuktan başlayarak nasıl deneyimleyeceğimiz, kentlerin çocuklar için güvenli ve adil şekilde yönetilmesi, planlaması konusunda ortaya konulmuş teorik ve pratik her türlü çalışmayı açığa çıkarmak niyetindeyiz.
Kent yaşamında çocuk odaklı bir yapı önemlidir. Çocuk için ama çocukla birlikte ve aileyi yadsımayan projelere, örneklere çok ihtiyacımız bulunmaktadır. Çocuğun katılımcı olduğu bir kent yaşamı nüfusunun üçte birini de içine katan, çok katmanlı ve adil bir kent yaşamı demektir.
Kenti çocuklar için uygun ortamlarla tasarlayabilirsek, herkes için uygun ortamlar üretmiş oluruz. Çocukların emniyeti, çocuklara uygun tasarımların olması, diğerleri grubundan engelliler, yaşlılar, hastalar gibi her grubun da kapsanması demektir. Ancak, çocuk bir taraf değil bütün projelerde eşit bir katılımcı olduğunda daha üretken, yaratıcı örneklerle karşılaşmak mümkün olacaktır.
Türkiye’nin de taraf olup 1990’da imzaladığı Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlamaktadır. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, on sekiz yaşın altında olanları çocuk olarak tanımlayarak başlamaktadır. Çocuk Hakları Sözleşmesi'ʹnin dört ana kriterini burada tekrardan belirtmek, bunların kentlerimizde ne oranda sağlandığını ölçmek açısından önemlidir.
• Kent hizmetlerinden bütün çocuklar eşit koşullarda yararlanabilmeli. Buna sokakta yaşayan, çalışan ve etnik farklılıkları bulunan çocuklar da dahil olmalıdır. Çocuklara sunulan kentsel hizmetler nelerdir? Kentin hangi alanları onların kullanımına uygundur? Çocuklar kendilerine sağlanan hizmetlere ne oranda katkı ve katılım sağlayabilmektedir?
• Kent yönetiminin alacağı kararlarda çocukların yararı öncelikli olmalı. Buna çocuğun kentin yönetimine katılımı da eklenmelidir.
Çocuklar kentin yönetiminden ne kadar haberdardır?
Yönetime katılmalarına ne kadar izin verilmektedir? Ya da bu yönetim biçimlerinde onlara ne kadar alan ayrılabilir?
Çocukları katılımcı yapmanın yolları nelerdir?
• Her çocuğun fiziksel, ruhsal, zihinsel, ahlaki gelişimini ve sağlıklı yaşamını sürdürebileceği koşulların sağlanabilmesi gerekir. Bunlar kentlerimizde ne oranda sağlanmaktadır? Çarpık
kentleşmenin çocuk ruh sağlıklı ve ahlaki yapısına etkileri neler olmuştur veya daha olacaktır? Nasıl ölçülebilir bu etkiler?
• Her çocuğun kentin her alanını kullanabilmesi ve düşüncelerini açıkça söylemesinin koşulları oluşturulmalı. Çocuklar en küçük birim olan ailede ne kadar söz hakkına sahiptirler? Çocukları tecrit etmeden yetişkinlerle ve kentin diğer kullanıcılarıyla birlikte paylaşacakları sosyal/fiziksel alanları nasıl üretebiliriz?
Çocukların düşünmesi ve farklı şeyler üretmesine ne kadar izin verilmektedir? Çocuk, teknoloji ve medya ilişkisi çocuğun özgürleşmesinin önünde engel midir, önünü açmada kullanılabilir mi?
Çocukların yaşadıkları ortamların "ʺçocuk dostu"ʺ; yani yönlendirici, eğitici, koruyucu ve savunucu olması konusunda, yeterli alt yapı ve hizmetlerin yapılandırılması acilen gerekmektedir. Kentler çocuklar için dört mevsim yaşanabilecek yerler olmalıdır. Kış geldi diye eve kapanılan ya da tek alternatif olarak alışveriş merkezlerine sığınılmasından çocukları kurtarmak gerekmektedir. Ailelerin birlikte gidebilecekleri yer seçeneklerinin artırılması ve bu seçeneklerle birlikte kentlerin güvenli kentler haline getirilmesi gerekmektedir. Önemli bir ayrıntı olarak kent trafiğinin çocuk öncelikli planlanması gerekir. Çocuklar için ulaşılabilir bir kent için önlemler nelerse acilen alınmalıdır.
Güvenli kent, her yaşın, her kesimin olduğundan daha çok çocukların hakkıdır.
UNICEF tarafından tanımlanan Çocuk Dostu Kent kavramı, yerel yönetimlerin çocuk haklarını destekleyerek aşağıdaki hakların korunmasını ve gerçekleştirilmesini sağlamaları üzerine oluşturulmuştur.
. Kent hakkında karar vericilere etkide bulunma,
. Nasıl bir kent istedikleri hakkında düşüncelerini paylaşma, . Aileye, topluma ve sosyal hayata katılma,
. Sağlık ve eğitim gibi temel gereksinimlere erişme, . Temiz suya ve sağlıklı besine ulaşma,
. Şiddete ve kötülüklere karşı korunma,
. Kendi alanlarında güvenli bir şekilde yürüme, . Arkadaşlarla buluşma ve oyun oynama,
. Bitkiler ve hayvanlar için yeşil bir çevreye sahip olma, . Kirliliğin olmadığı bir çevrede yaşama,
. Kültürel ve sosyal etkinliklere katılma,
Çocuklar, kentlerde sokağa çıkabilen, kenti rahatlıkla kullanabilen toplumsal kesimlerden olabilmelidir.
İdeal Kent dergisinin bu sayısında, çocuğun kentte bulunduğu durum, kentli çocuğun sorun alanlarının tespiti, çocuğun kentte alanını genişletme çabalarının neler olabileceği, çocuğun kente katılımının sağlanmasına yönelik projeler ve konuyla ilgili uluslararası örneklerin incelenmesi amacıyla yazılarınızı bekliyoruz. Katkı sağlamak isteyen araştırmacılara fikir vermek üzere, dosya konumuzla uyumlu bazı konu başlıkları aşağıda sunulmuştur:
- Çocuğun kentle ilişkisi, mekan kullanımı / Çocuğun hayata/kente katılımı
- Çocuk dostu kentler /hareketler
- Çocuk kamusallığı nasıl? nerde? ne zaman?
- Çocuk ombudsmanlığı örnekler, olasılıklar
- Çocuk hakları uygulama/uygulayamama örnekleri
- Risk altındaki çocuk ve çocuk adalet sistemi/ Güvenli kent/
uyuşturucu ve çocuğa yönelik tehlikeler - Çocuk ve sosyal/ fiziksel/zihinsel erişilebilirlik - Çocuk, teknoloji ve medya ilişkisi
- Kentsel dönüşüm ve çocuk
- Diğer çocuklar (Korunmaya muhtaç çocuklar, savaşın çocukları, engelli, azınlık, göçmen, sokak çocukları...)
- Depremin çocuk mekan ilişkisine etkisi - Üstün yetenekli çocuk eğitimi
- Kentte çocuk ihmali ve istismarı/ çocuk ticareti - Çocuğun sanatı ve çocuk kültürü
- Çocuk işçiliği
Bu çerçevede araştırmacıların hazırlayacakları çalışmalarını, en geç 27 Şubat 2015 tarihine kadar göndermelerini bekliyoruz. Katkılarınız için şimdiden teşekkür ediyoruz.
Sayı Editörü:
Yrd. Doç. Dr. Yasemin Çakırer Özservet
Marmara Üniversitesi -‐‑ Yerel Yönetimler Bölümü İletişim: cocukvekent@yahoo.com
YAZARLARA NOTLAR
Yayın İlkeleri
idealkent, disiplinlerarası bir yaklaşımla kenti merkez alarak hazırlanan çalışmaların yer aldığı hakemli bir dergidir. Dergi; Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere, yılda dört kez yayımlanır.
idealkent’in yayım dili Türkçe’dir. Bununla birlikte, yaygın kullanıma sahip dillerde yazılmış makaleler de kabul edilir. Bu makaleler orijinal biçimleriyle ya da Türkçe’ye çevrilerek kullanılır.
Dergide yayımlanan yazıların daha önce hiçbir yayın organında yayımlanmamış, ilk defa idealkent’te yayımlanıyor olması gerekmektedir. Daha önce bilimsel bir toplantıda sunulmuş olan bildiriler, bu durumun belirtilmesi şartıyla kabul edilebilir.
İlk yayımlandığı tarihten itibaren asgarî 25 yıl geçmiş olan; önem ve etki bakımından klasik metin olarak değerlendirilebilecek yazı ve çeviriler, daha önce yayımlanmamış olmaları kuralının istisnasını oluşturur.
Bu tür metinlere daha önce yayımlanıp yayımlanmamış olmalarına bakılmaksızın idealkent’te yer verilebilir. Buna ilaveten, dergide, kitap eleştirileri de yayımlanabilmektedir.
idealkent’te yayımlanan yazıların fikrî sorumluluğu yazarlarına aittir. Yayım için kabul edilen metinlerin, fizikî ve elektronik ortamda, tam metin olarak yayımlanmak da dâhil olmak üzere, tüm yayım hakları idealkent’e aittir. Kullanılan çizim, fotoğraf ve görsel malzemelerin hakları da idealkent’e ve anlaşmalı olarak da çizer ve fotoğrafçılarına aittir.
Yazıların Değerlendirilmesi
Yazılar, bilgisayar ortamında ve dizgi programlarında kullanılabilecek şekilde e-‐‑postayla ya da cd içerisinde teslim edilmelidir.
Dergiye yayımlanmak üzere yollanan makaleler, “kör hakem” yöntemiyle değerlendirilmektedir.
Editörler tarafından incelenen ve değerlendirilmesi uygun bulunan çalışmalar, iki ayrı hakeme gönderilmektedir. İki hakemin görüş ayrılığı durumunda, üçüncü bir hakemin görüşüne başvurulmaktadır. Hakemlerden gelen raporlar doğrultusunda, makalenin yayımlanmasına, yazardan hakem raporuna göre düzeltme istenmesine ya da yazının reddedilmesine karar verilmekte ve karar yazara iletilmektedir. Basımı uygun bulunan yazıların, yayımlanıp yayımlanmayacağına ya da derginin hangi sayısında yayımlanacağına editörler karar verir. Yazar, süreç konusunda e-‐‑posta yoluyla bilgilendirilmektedir.
idealkent’e ulaşan yazılar için yanıt verme süresi otuz gündür. Bu süre içinde yanıtlanmayan yazılar ulaşmamış demektir. Yazılarla ilgili olumlu ya da olumsuz görüş yazara mutlaka bildirilir.
Yazım Kuralları
idealkent’e gönderilen yazılar için bir sayfa sınırlaması yoktur. Ancak, yazıların 2500-‐‑6000 arası kelime sayısında olması tercih edilmektedir. Gerekli kısaltma ve uzatmalar yazarla iletişim içinde yapılabilir.
Yazılarla birlikte, toplamda 1700 karakteri (boşluklu) geçmeyen; Türkçe ve yabancı dilde özetle, 5-‐‑10 kelime arası Türkçe ve yabancı dilde anahtar kelimeler, yabancı dilde başlık ve ilaveten Türkçe kısa özgeçmiş de iletilmelidir. Ayrıca, yazarla irtibat kurabilmek için gerekli telefon numarası, adres ve e-‐‑
posta bilgileri de gönderilmelidir.
idealkent’teki makalelerin imlâ ve noktalamasında yazarın tercihleri geçerlidir. Ancak sehven yapıldığı anlaşılan yazım ve noktalama hataları düzeltilir.
Yayımlanması talebiyle idealkent’e ulaştırılan yazılarda, metin içindeki alıntı ve göndermeler, ayraç içinde (yazar soyadı, kaynağın basım yılı: sayfa numarası sırasıyla), APA (American Psychological Association)’nın en son gönderme ve kaynak gösterme kılavuzuna uygun olarak yapılmalıdır. Metin dışında yapılan açıklamalarda, sonnot yerine, o sayfanın altında yer alacak olan dipnot kullanılmalıdır.
idealkent’te yayımlanan makalelerin yazarlarına, yazılarının bulunduğu sayıdan iki adet verilir.
idealkent’e yazı göndermek için, idealkentdergisi@hotmail.com ve idealkent@gmail.com e-‐‑posta adreslerini veya A. Öveçler Mah. 1312. Sok. 5/1 Öveçler,Çankaya / ANKARA adresini kullanabilirsiniz.
idealkent’in gelecek sayılarında işlenecek dosya konuları internet sitesinden öğrenilebilir
www.idealkentdergisi.com