• Sonuç bulunamadı

ĐÇĐNDEKĐLER KISALTMALAR YARARLANILAN KAYNAKLAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ĐÇĐNDEKĐLER KISALTMALAR YARARLANILAN KAYNAKLAR"

Copied!
62
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

ĐÇĐNDEKĐLER

ĐÇĐNDEKĐLER I

KISALTMALAR V

YARARLANILAN KAYNAKLAR VII YARGI REFORMU STRATEJĐSĐ’NĐN HAZIRLANMA SÜRECĐ VIII

GĐRĐŞ 2

1. YARGI BAĞIMSIZLIĞININ GÜÇLENDĐRĐLMESĐ 6

1.1. HSYK’nın objektiflik, tarafsızlık ve şeffaflık temelinde uluslararası belgeler ışığında geniş tabanlı temsil esasına göre yeniden yapılandırılması, kararlarına karşı etkili bir itiraz sisteminin getirilmesi ve yargı yolunun açılması ... 7

1.2. HSYK’nın yeniden yapılandırılmasına paralel olarak Kurulun sekreteryasının ve denetim sisteminin yeniden düzenlenmesi ... 7

1.3. HSYK’nın yeniden yapılandırılması ve istinaf kanun yolunun faaliyete geçirilmesi ile birlikte not sistemi dahil olmak üzere terfi sisteminin yeniden değerlendirilmesi... 8

1.4. Dernek kurma hakkı sınırlanmaksızın, örgütlenme özgürlüğü çerçevesinde hâkimler ve savcılar birliğinin kurulması ... 9

1.5. Kamuoyunun ve yargı profesyonellerinin yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusundaki bilinçlerinin güçlendirilmesi için çalışmalar yapılması ... 10

1.6. Askeri mahkemelerin sadece hâkim sınıfından olan üyelerden oluşması ... 10

1.7. Askeri mahkeme binalarının askeri yasak bölge dışına çıkarılması ... 10

1.8. Askeri mahkemelerin görev alanlarının yeniden değerlendirilmesi ... 11

1.9. Askeri Yüksek Đdare Mahkemesi yargılamalarının adil yargılanma ilkesi çerçevesinde Yüksek Mahkeme bünyesinde iki dereceli hale getirilmesi için çalışmalar yapılması... 11

2. YARGININ TARAFSIZLIĞININ GELĐŞTĐRĐLMESĐ 11

2.1. Yargı mensupları için etik ilkelerin belirlenmesi amacıyla Yüksek Mahkemeler ve HSYK ile birlikte çalışma yapılması ... 12

2.2. Yargı tarafsızlığı konusunda medya mensuplarının bilinçlendirilmesi... 12

2.3. Kişisel verilerin korunması kaydıyla yüksek mahkeme kararlarına erişimin kolaylaştırılması... 13

2.4. Kişisel verilerin korunması çerçevesinde HSYK’nın disipline ilişkin kararlarının tamamına ulaşılabilmesi... 13

2.5. Yargı mensupları ile ilgili 2802 sayılı Kanun’da yer alan disiplin hükümlerinin yeniden ele alınarak nesnel ölçütler getirilmesi ... 14

3. YARGININ VERĐMLĐLĐĞĐ VE ETKĐLĐLĐĞĐNĐN ARTIRILMASI... 14

3.1. Adli yargıda istinaf mahkemelerinin faaliyete geçirilmesi ... 15

3.2. Đdari yargıda istinaf mahkemelerinin kurulması ve faaliyete geçirilmesi... 15

3.3. Adil yargılanma hakkı ve silahların eşitliği ilkesi çerçevesinde savunmanın etkinliğinin artırılması için Türkiye Barolar Birliği ile işbirliği halinde çalışmalar yürütülmesi ... 16

3.4. Hâkim-savcı adaylarının mesleğe alımında denetime elverişli ve nesnel ölçütler belirlenmesi ilkesi gözetilmesi ve hâkim, savcı ile yargı çalışanı sayısının yeterli seviyeye getirilmesi... 17

(3)

3.5. Birbirine yakın veya iş sayısı az olan adliyelerin en yakın adliyeler ile birleştirilmesi için

çalışmaların yapılması... 17

3.6. Belirlenen ilkeler çerçevesinde adliyelerin fiziki kapasitelerinin iyileştirilmesi çalışmalarının sürdürülmesi ... 17

3.7. Uluslararası uygulamalar ve ihtiyaç durumu da gözetilerek ihtisas mahkemelerinin yaygınlaştırılması ... 18

3.8. Adli Tıp Kurumunun kapasitesinin güçlendirilmesine devam edilmesi ... 18

3.9. Belirlenen yurt dışı temsilciliklerinde adlî müşavir görevlendirilmesi... 19

3.10. UYAP’ın tamamlanması ve etkin bir şekilde kullanımının sağlanması ... 19

3.11. Elektronik imzanın adli ve idari birimlerde yaygınlaştırılması ... 20

3.12. Stratejik yönetim kapasitesinin artırılması için eğitim çalışmalarına devam edilmesi ve Adalet Bakanlığı Stratejik Planı’nın hazırlanması ... 20

3.13. Yüksek mahkemelerin ilk derece mahkemesi sıfatı ile baktıkları davaların azaltılması ... 21

3.14. Tebligat Kanununda değişiklik yapılması ... 21

3.15. Hukuk Muhakemeleri Kanununun hazırlanması ... 22

3.16. Đcra-iflas sisteminin etkililiğinin artırılması... 22

3.17. Bilirkişilik müessesesinin gözden geçirilmesi... 23

3.18. Kamudaki hukuk müşavirlikleri ile kamu ve hazine avukatlarının daha etkin hizmet sunmaları amacıyla yeniden yapılandırılması ... 24

3.19. Uluslararası belgeler ışığında çocuk adalet sisteminin iyileştirilmesine yönelik çalışmalara devam edilmesi... 24

4. YARGIDA MESLEKÎ YETKĐNLĐĞĐN ARTIRILMASI 25

4.1. Hukuk eğitimi ve öğretiminin etkin hale getirilmesine yönelik Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ve hukuk fakülteleri ile birlikte çalışmalar yapılması ... 27

4.2. Yargı mensubu ve çalışanlarına meslekî yetkinliğin artırılması ve kişisel gelişim konularında verilen eğitime devam edilmesi... 27

4.3. Türkiye Adalet Akademisi’nin örgütsel yapısı gözden geçirilerek kapasitesinin artırılması ... 27

4.4. Belirli periyotlarla, yargı profesyonellerinin eğitimi konusunda Adalet Bakanlığı, HSYK, TAA, üniversiteler ve diğer kurum ve kuruluşların katılımı ile bilimsel toplantılar (şura, seminer, sempozyum) düzenlenmesi ... 28

4.5. Hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bir kısım yargı çalışanlarına yabancı dil eğitimi verilmesine devam edilmesi ... 28

4.6. AĐHM kararları ile yargıyı ilgilendiren uluslararası belgelerin Türkçe’ye çevrilmesi ve bunlara erişimin sağlanmasına devam edilmesi ... 29

5. YARGI ÖRGÜTÜ YÖNETĐM SĐSTEMĐNĐN GELĐŞTĐRĐLMESĐ... 30

5.1. Hâkimlerle Cumhuriyet savcılarının idarî ve mali konulardaki görev ve sorumluluklarının azaltılması... 30

5.2. Yargı çalışanlarının görev tanımlarının yapılması, iş standartlarının belirlenmesi ve yükseltilmesi ... 31

5.3. AB ülkelerindeki uygulamalar göz önünde bulundurularak noterlerin görev tanımlarının ve açılış kriterlerinin yeniden belirlenmesi... 31

6. YARGIYA GÜVENĐN ARTTIRILMASI 32

6.1. Toplum nezdinde yargıya güveni etkileyen unsurların belirlenmesi için çalışmalar yapılması ... 33 6.2. Yargı mensup ve çalışanlarına yolsuzlukla mücadele konusunda verilen eğitimlere devam edilmesi

(4)

6.3. Yargının, medya ve halkla ilişkilerinin ilgili meslek örgütleriyle işbirliği halinde geliştirilmesi .... 33

6.4. Yüksek yargıda ve belirlenen adliyelerde etkin basın ve halkla ilişkiler birimlerinin kurulması veya geliştirilmesi ... 35

7. ADALETE ERĐŞĐMĐN KOLAYLAŞTIRILMASI 36

7.1. Adli yardımın etkinleştirilmesi için bu müessesenin gözden geçirilmesi ... 37

7.2. Adliyelerin internet sitelerinin standart olarak hazırlanarak etkin bir şekilde kullanımının sağlanması ... 37

7.3. Adalet hizmetlerinden yararlananların elektronik ortamda dava açmaları ile ilgili çalışmaların tamamlanması... 37

7.4. Yargı yerlerinde tercüme hizmetlerinin standarda bağlanması... 37

8. UYUŞMAZLIKLARI ÖNLEYĐCĐ NĐTELĐKTEKĐ TEDBĐRLERĐN ETKĐN HALE GETĐRĐLMESĐ VE ALTERNATĐF ÇÖZÜM YOLLARI GELĐŞTĐRĐLMESĐ ... 38

8.1. Temel hukuk bilgilerinin ilköğretim çağından itibaren öğretilmesinin sağlanması ... 39

8.2. Kamu kurum ve kuruluşlarında kişilerin, hak ve yükümlülükleri ile ilgili olarak hukuki işlem ve süreçlerine ilişkin çeşitli yöntemler kullanılarak bilgilendirilmesinin sağlanması ... 40

8.3. Ceza usulünde yer alan uzlaşma kurumunun etkinleştirilip geliştirilmesi ... 40

8.4. Hukuki uyuşmazlıklarda arabuluculuk ve uyuşmazlıkların alternatif çözüm yollarının geliştirilmesi40 8.5. Tahkim kurumunun etkinleştirilmesi ... 40

8.6. Đdarenin, işlemlerinde ve diğer faaliyetlerinde benzer nitelikte ve istikrar kazanmış emsal yargı kararlarını dikkate alması için gerekli tedbirlerin alınması... 41

8.7. Đdari yargıda uyuşmazlıkların yargı öncesi çözüm usullerinin geliştirilmesi ve etkin hale getirilmesi ... 41

8.8. “Kamu Denetçiliği Kurumu”nun faaliyete geçirilmesi ... 41

9. CEZA ĐNFAZ SĐSTEMĐNĐN GELĐŞTĐRĐLMESĐ 42

9.1. Ceza infaz kurumlarının uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi yönündeki çalışmalara devam edilmesi ... 44

9.2. Küçük ve yetersiz ceza infaz kurumlarının kapatılması ... 44

9.3. Denetimli serbestliğin etkinleştirilerek yaygınlaştırılması ... 44

9.4. Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımların etkin şekilde uygulanması ve yaygınlaştırılması 44 9.5. Ceza infaz kurumlarındaki iş yurtlarının yaygınlaştırılması ve geliştirilmesine devam edilmesi.... 45

9.6. Adliye personelinin eğitiminin de yapılabileceği şekilde ceza infaz kurumları ve tutukevleri personeli eğitim merkezlerinin kapasitesinin ve sayısının artırılması ... 45

9.7. Ceza infaz kurumlarının dış güvenlik hizmetlerinin Adalet Bakanlığına devredilmesi ... 45

9.8. Ceza infaz kurumlarında etkin bir halkla ilişkiler biriminin kurulması... 46

10. ÜLKEMĐZĐN ĐHTĐYAÇLARI VE AVRUPA BĐRLĐĞĐ MÜKTESEBATINA UYUM SÜRECĐNĐN GEREKTĐRDĐĞĐ MEVZUAT ÇALIŞMALARINA DEVAM EDĐLMESĐ 47

10.1. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ... 48

10.2. Yargıtay Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı... 48

10.3. Türkiye Hâkimler ve Savcılar Birliği Kanun Tasarısı ... 48

10.4. Türk Borçlar Kanunu Tasarısı... 48

10.5. Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı ... 49

(5)

10.6. Ticarî Sır, Banka Sırrı ve Müşteri Sırrı Hakkında Kanun Tasarısı ... 49

10.7. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı... 49

10.8. Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı... 49

10.9. Đdarî Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına Đlişkin Kanun Tasarısı ... 50

10.10.DNA Verileri ve Millî DNA Veri Bankası Kanunu Tasarısı ... 50

10.11.Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı ... 50

10.12.Ceza Đnfaz Kurumları Dış Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ... 51

10.13.Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ... 51

10.14.Genel Đdarî Usul Kanunu Tasarısı... 51

10.15.Adalet Bakanlığı Teşkilat Kanunu Tasarısı ... 51

10.16.Şiddet Suçu Mağdurlarına Yardım Hakkında Kanun Tasarısı ... 51

10.17.Noterlik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı... 52

10.18.Türk Medenî Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ... 52

(6)

KISALTMALAR

AB : Avrupa Birliği

AĐHM : Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi

AĐHS : Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi

AYĐM : Askeri Yüksek Đdare Mahkemesi

HSYK : Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu

HUMK : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

TAA : Türkiye Adalet Akademisi

TBB : Türkiye Barolar Birliği

TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi

UYAP : Ulusal Yargı Ağı Projesi

(7)

TANIMLAR

Yargı Mensubu : Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları

Yargı Çalışanı : Hâkim ve savcı dışında C.Başsavcılıkları, Mahkeme, Đcra

Müdürlüğü, Ceza ve Đnfaz Kurumları ile diğer adli birimlerde

çalışan görevliler

Yargı profesyoneli : Yargı mensubu, yargı çalışanı, avukat ve noterler

Kısa dönem : 0–2 Yıl

Orta dönem : 2–4 Yıl

Uzun dönem : 4 ve üzeri1

1 Süreler, ilgili hedeflerin gerçekleştirilme sürecini gösteren ve Belgenin eki niteliğinde olan Eylem Planı’nda

(8)

YARARLANILAN KAYNAKLAR

 Dokuzuncu Kalkınma Planı (Adalet Hizmetleri Özel Đhtisas Komisyonu Raporu dahil), Resmî Gazete, 01/07/2006, Sayı 26215 (Mükerrer)

 Ulusal Program, Resmi Gazete, 31/12/2008, Sayı 27097 (5 inci mükerrer sayı)

 60’ncı Hükümet Programı, www.basbakanlik.gov.tr

 Katılım Ortaklığı Belgesi (2008), 18/02/2008, 2008/157/AT sayılı Konsey

Kararı, 26/02/2008 L 51 sayılı Avrupa Birliği Resmi Gazetesi

 Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi Đçtihatları, www.echr.coe.int

 Avrupa Konseyi Tavsiye Kararları, www.coe.int

 23. Fasıl Tarama toplantılarına ilişkin belgeler, 23 üncü Fasıl 2007 Gayrı resmi

Tarama Sonu Raporu (yayınlanmamıştır)

 Birleşmiş Milletler, Bangalore Yargı Etiği Đlkeleri [2003/43 Sayılı], www.yayin.adalet.gov.tr

 Birleşmiş Milletler Yargı Bağımsızlığının Temel Đlkeleri, www.abgm.adalet.gov.tr

 Hâkimlerin Rolü, Etkinliği ve Bağımsızlığı Konusunda Avrupa Konseyi Üye Devlet Bakanlar Komitesi Tavsiye Kararı [R (94)12], www.coe.int

 AB Komisyonunca Türkiye Hakkında Hazırlanan Đlerleme Raporları (2005-2008),

www.abgm.gov.tr

 AB Komisyonu Uzmanlarınca Türk Yargısı Hakkında Hazırlanan Đstişari Ziyaret Raporları (2003, 2004, 2005, 2008), www.abgm.gov.tr



Adalet Bakanlığı Eylem Planı ( 2007–2012 ) (yayınlanmamıştır)

(9)

YARGI REFORMU STRATEJĐSĐ’NĐN HAZIRLANMA SÜRECĐ

23 üncü Fasıl ile ilgili karşılıklı mevzuat tarama toplantıları 13 Ekim 2006 tarihinde tamamlanmış olup, bu Fasla ilişkin gayri resmi Tarama Sonu Raporu 2007 yılının Ağustos ayında tarafımıza ulaşmıştır. Bu tarihten itibaren Yargı Reformu Stratejisi’nin hazırlanması ile ilgili izlenen süreç aşağıda özetlenmiştir:

• “Yargı Reformu Stratejisi” taslağını hazırlamak amacıyla Adalet Bakanlığı birimlerinin geniş katılımı ile 3 Ocak 2008’de bir Komisyon oluşturulmuştur.

• Komisyon, 23 üncü Fasıl koordinatörü olan Avrupa Birliği Genel Sekreterliği (ABGS) ile eşgüdümlü bir şekilde çalışmalarına başlamıştır.

• Taslağın hazırlanması sürecinde 24 Ocak 2008 tarihinde Avrupa Komisyonu uzmanları ile Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nde toplantı yapılarak Avrupa Komisyonunun Taslak hakkında katkıları alınmıştır.

• Kurulan Komisyon tarafından kamuoyunca tartışılmak üzere Yargı Reformu Stratejisi Ön Taslağı hazırlanmıştır.

• Ön Taslak 14 Nisan 2008 tarihinde internet üzerinden yayımlanarak kamuoyunun bilgisine sunulmuş ve gelen görüşler incelenmiştir.

• Ülke genelinde görev yapan Cumhuriyet başsavcıları, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanları, bölge idare mahkemesi başkanları ve Adalet Bakanlığı üst düzey yöneticilerinin katılımı ile Ön Taslağın 20-25 Mayıs 2008 tarihleri arasında Antalya’da tartışılması sağlanmıştır.

• 18-20 Haziran 2008 tarihlerinde Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen

“Adalet Bakanlığı Yargı Reformu Strateji Belgesi Gölgesinde Yargı Reformu”

konulu sempozyumda Bakanlığımız temsilcileri sunum yaparak katılımcıları bilgilendirmiştir.

• Taslak yazılı olarak görüş ve önerilerini bildirmeleri için 14 Kasım 2008 tarihinde; Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na, Anayasa Mahkemesi’ne, Yargıtay’a, Danıştay’a, Askeri Yargıtay’a, Askeri Yüksek Đdare Mahkemesi’ne, Milli Savunma Bakanlığı’na, Türkiye Barolar Birliği’ne, Türkiye Noterler Birliği’ne, Barolara ve Hukuk Fakültelerine gönderilmiştir.

Gelen görüşler şeffaflığı sağlamak üzere bu amaçla oluşturulmuş bir internet sitesinde yayımlanmış ve tartışmaya açılmıştır.

(10)

• 8-10 Haziran 2009 tarihlerinde Ankara Kızılcahamam Hakimevi’nde Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek Đdare Mahkemesi, Milli Savunma Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Noterler Birliği ve Yüksek Öğretim kurumu temsilcilerinin katılımıyla bir çalıştay düzenlenerek Taslak tartışılmış ve ilkeler üzerinde mutabakata varılmıştır.

• Tüm eleştiriler dikkate alınarak Ön Taslak’ta gerekli değişiklikler yapılmış ve Taslak hakkında görüş alışverişinde bulunmak amacıyla 7 Temmuz 2009 tarihinde Avrupa Komisyonu ile toplantı yapılmış; süreç ve Taslak hakkında Komisyon tarafı bilgilendirilmiştir.

• 11 Temmuz 2009 tarihinde Hatay’da yapılan Reform Đzleme Grubu toplantısında Taslağın Bakanlar Kurulunun onayına sunularak, alınacak görüş ve tavsiyeler doğrultusunda sonuçlandırılması kararlaştırılmıştır.

Yargı Reformu Stratejisinin Eylül 2009’da Avrupa Komisyonuna sunulması planlanmaktadır.

(11)

YARGI REFORMU STRATEJĐK AMAÇLARI

YARGI BAĞIMSIZLIĞININ GÜÇLENDĐRĐLMESĐ

YARGININ TARAFSIZLIĞININ GELĐŞTĐRĐLMESĐ

YARGININ VERĐMLĐLĐĞĐ VE ETKĐLĐLĐĞĐNĐN ARTIRILMASI

YARGIDA MESLEKĐ YETKĐNLĐĞĐN ARTIRILMASI

YARGI ÖRGÜTÜ YÖNETĐM SĐSTEMĐNĐN GELĐŞTĐRĐLMESĐ

YARGIYA GÜVENĐN ARTIRILMASI

ADALETE ERĐŞĐMĐN KOLAYLAŞTIRILMASI

UYUŞMAZLIKLARI ÖNLEYĐCĐ NĐTELĐKTEKĐ TEDBĐRLERĐN ETKĐN HALE GETĐRĐLMESĐ VE ALTERNATĐF ÇÖZÜM YOLLARI GELĐŞTĐRĐLMESĐ

CEZA ĐNFAZ SĐSTEMĐNĐN GELĐŞTĐRĐLMESĐ

ÜLKEMĐZĐN ĐHTĐYAÇLARI VE AVRUPA BĐRLĐĞĐ MÜKTESEBATINA UYUM SÜRECĐNĐN GEREKTĐRDĐĞĐ MEVZUAT ÇALIŞMALARINA DEVAM EDĐLMESĐ

(12)

GĐRĐŞ

Türkiye, 21. yüzyıla hukuk alanında büyük reformları gerçekleştirerek hızlı bir giriş yapmıştır. Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik sürecinin hızlandırıcı etkisi yanında, demokratik toplum düzeninin gerektirdiği çağdaş açılımların gerçekleştirilmesi ihtiyacı da yapılan hukuk reformunun en önemli belirleyici nedeni olmuştur.

1999 yılının Aralık ayında yapılan AB Helsinki Zirvesinde, AB Devlet ve Hükümet Başkanları, Türkiye’nin diğer aday ülkelere uygulanan kıstasları yerine getirmesi şartıyla AB’nin tam üye adayı olduğunu kabul ve ilan etmişlerdir. Buna bağlı olarak, AB ile tam üyelik müzakerelerine başlayabilmek için, Türkiye’nin önüne Kopenhag Siyasi Kriterlerini yerine getirmesini, bir başka deyişle “demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını teminat altına alan kurumların iyi işletilmesi ve azınlıklara saygı gösterilerek korunması”nı sağlamak amacıyla alınması gereken tedbirler konulmuştur.

Türkiye, 1923 yılında ilan edilen Cumhuriyet’le birlikte yüzünü tamamen batıya çevirmiş ve AB üyeliği yolunda gelinen noktada, AB değerlerini tam olarak benimseme ve içselleştirme açısından kararlılığını göstermiştir. Kopenhag Siyasi Kriterlerinin yerine getirilmesi amacıyla atılan adımlar 2004 yılı sonunda meyvesini vermiş ve 17 Aralık 2004 tarihinde Brüksel’de gerçekleştirilen AB Zirvesinde Türkiye ile AB’ye katılım müzakerelerine başlanması kararlaştırılmıştır. Buna bağlı olarak 3 Ekim 2005 tarihinde 35 AB müktesebat faslı çerçevesinde fiilen katılım müzakerelerine başlanmıştır.

Hırvatistan ve Türkiye ile eşzamanlı olarak yürütülen tam üyelik müzakere çalışmaları, ilk olarak AB ve Türkiye’nin mevzuatlarının karşılıklı taranması suretiyle gerçekleştirilmiş ve Türkiye’nin mevcut mevzuatının AB’ye uyum derecesi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda, özellikle Kopenhag Siyasi Kriterlerinin üyelik müzakerelerinin devam ettiği süreçte de gözlemlenebilmesi amacıyla, Hırvatistan ve Türkiye ile 23 üncü fasıl kapsamında “Yargı ve Temel Haklar” başlığı altında da mevzuat tarama toplantıları düzenlenmiştir. Bu faslın “tarama sonu raporu” AB Komisyonu tarafından kabul edilerek Üye Ülkelere onay için sunulmuş, ancak onay süreci henüz tamamlanmamıştır. Bununla birlikte, AB yetkililerince Türkiye’nin yargının tarafsızlığı, bağımsızlığı ve etkililiğinin güçlendirilmesine yönelik bir “Yargı Reformu Stratejisi” ni Komisyona sunması gereği önemle dile getirilmiştir.

(13)

Türkiye’de yargı alanında son yıllarda yasal ve uygulamaya dönük çok önemli çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar bir plana dayanmaktan ziyade büyük ölçüde acil ihtiyaç duyulan alanlardaki eksikliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik olmuştur. Bu nedenle, gelecekte yargı alanında yapılması düşünülen reform çalışmalarının belli bir plan çerçevesinde ve öngörülebilirlik ilkesine göre gerçekleştirilmesi gereksinimi ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, 2007-2013 dönemlerini kapsayan ve TBMM’nin 28/6/2006 tarih ve 877 sayılı kararı ile kabul edilen Dokuzuncu Kalkınma Planı önemli bir belge olma özelliği taşımaktadır. Türkiye’nin 7 yıllık kalkınma stratejisinin belirlendiği bu Plan, AB’ye tam üyelik süreci ile de bir paralellik göstermektedir. Söz konusu Planın 5.6.5. numaralı “Adalet Sisteminin Đyileştirilmesi”

başlığı altında Türk Adalet Sisteminde son yıllarda sağlanan gelişmelere yer verildikten sonra, bu alandaki eksiklikler tespit edilmiş ve çağdaş bir yargı sisteminin gerekleri vurgulanmıştır. Dokuzuncu Kalkınma Planı hazırlık çalışmaları çerçevesinde üniversitelerden, yargı kuruluşlarından, sivil toplum örgütlerinden ve Adalet Bakanlığı’ndan davet edilen katılımcılardan oluşturulan “Adalet Hizmetleri Özel Đhtisas Komisyonu” da hazırladığı raporla, Türk yargısının sağlıklı ve çağdaş bir biçimde işlemesine yönelik atılması gereken somut adımları belirlemiştir.

Yargı sisteminin bağımsız, tarafsız ve etkili bir biçimde işletilmesi konusuna 60 ıncı Hükümet Programında da önemli bir yer verilmiştir. Bu bağlamda, bağımsız ve tarafsız yargının adaleti sağlamanın ön şartı olduğu; adalet ve yargı reformu alanındaki çalışmaların kararlılıkla sürdürüleceği; uyuşmazlıkların hızlı, basit, az giderle ve etkin şekilde çözümlenmesini sağlamak ve böylece iş yükünü azaltmak amacıyla özellikle, hukuki uyuşmazlıklarda alternatif çözüm yollarını öngören yasal düzenlemeler yapılacağı, mevcut hükümet tarafından ilan edilmiştir. Bunun yanında, AB standartlarına ulaşmak için gerekli mevzuat çalışmalarıyla adli ve idari kapasitenin güçlendirilmesi yolunda çalışmalara devam edileceği hususunda da hükümet programında taahhütlere yer verilmiştir.

Dokuzuncu Kalkınma Planı ve Adalet Hizmetleri Özel Đhtisas Komisyonu Raporunda öngörüldüğü şekliyle, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecindeki taahhütleri göz önünde bulundurularak, Adalet Bakanlığı tarafından Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın öncülüğünde 2008–2013 yılları kapsayacak bir “Yargı Reformu Stratejisi” taslağı hazırlamak üzere bir Komisyon ihdas edilmiştir. Bu Komisyona Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın yanı sıra birçok birimden yetkililer katılmıştır. Söz konusu strateji taslağı hazırlanırken, öncelikle Türk yargısının, temel hak ve

(14)

özgürlüklerin korunmasına dayalı olarak bağımsızlık, tarafsızlık ve etkililiğinin sağlaması gibi amaçlar belirlenmiş, daha sonra bu amaçların gerçekleştirilmesine hizmet edecek hedefler tek tek tespit edilmiştir.

Yargı Reformu Stratejisi Taslağı aşağıda belirtilen on amaç altında oluşturulmuştur:

1. Yargı Bağımsızlığının Güçlendirilmesi 2. Yargının Tarafsızlığının Geliştirilmesi

3. Yargının Verimliliği ve Etkililiğinin Artırılması 4. Yargıda Mesleki Yetkinliğin Artırılması

5. Yargı Örgütü Yönetim Sisteminin Geliştirilmesi 6. Yargıya Güvenin Artırılması

7. Adalete Erişimin Kolaylaştırılması

8. Uyuşmazlıkları Önleyici Nitelikteki Tedbirlerin Etkin Hale Getirilmesi ve Alternatif Çözüm Yolları Geliştirilmesi

9. Ceza Đnfaz Sisteminin Geliştirilmesi

10. Ülkemizin Đhtiyaçları ve Avrupa Birliği Müktesebatına Uyum Sürecinin Gerektirdiği Mevzuat Çalışmalarına Devam Edilmesi

Taslağın hazırlanması sırasında ulusal kaynaklar yanında, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve AB’nin bu alandaki müktesebatı da dikkate alınmıştır. Bu çerçevede aşağıda yer alan belgelerden Taslağının hazırlanması sırasında önemli ölçüde yararlanılmıştır:

1. Dokuzuncu Kalkınma Planı (Adalet Hizmetleri Özel Đhtisas Komisyonu Raporu dâhil),

2. Ulusal Program,

3. 60’ncı Hükümet Programı,

4. Katılım Ortaklığı Belgesi ( 26 Şubat 2008),

5. Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi Đçtihatları,

6. Avrupa Konseyi Tavsiye Kararları,

(15)

7. 23. Fasıl Tarama toplantılarına ilişkin belgeler,

8. Birleşmiş Milletler, Bangalore Yargı Etiği Đlkeleri [2003/43 Sayılı], 9. Birleşmiş Milletler Yargı Bağımsızlığının Temel Đlkeleri,

10. Hâkimlerin Rolü, Etkinliği Ve Bağımsızlığı Konusunda Avrupa Konseyi Üye Devlet Bakanlar Komitesi Tavsiye Kararı [R(94)12],

11. AB Komisyonunca Türkiye Hakkında Hazırlanan Đlerleme Raporları,

12. AB Komisyonu Uzmanlarınca Türk Yargısı hakkında hazırlanan Đstişari Ziyaret Raporları,

13. Adalet Bakanlığı’nın 2007–2012 yıllarını kapsayan Eylem Planı.

Yargı Reformu Stratejisi, bu belgede yer alan amaç ve hedeflere ulaşılması için yapılması gereken faaliyetleri, takvimi ve gerekli bütçeyi içerecek şekilde hazırlanacak olan bir Eylem Planı ile uygulanacaktır.

Uygulamada esnekliğin sağlanması için Yargı Reformu Stratejisi’nde belirlenen amaç ve hedeflerin gerçekleşme durumuna göre, gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri de alınarak Adalet Bakanlığınca her yıl revize edilecektir.

(16)

1. YARGI BAĞIMSIZLIĞININ GÜÇLENDĐRĐLMESĐ

Yargı bağımsızlığı, ülkemizde geçmiş yıllarda olduğu gibi günümüzde sürekli olarak gündemde olan ve yoğun şekilde tartışılan konulardan biri olmaya devam etmektedir.

1982 Anayasanın 138, 139 ve 140 ıncı maddeleri yargı bağımsızlığı konusundaki temel iç hukuk normlarını oluşturmaktadır. 138 inci maddeye göre hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Ayrıca, 139 uncu madde gereğince hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz. Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.

HSYK, Adalet Bakanının başkanlığında, Yargıtay ve Danıştay Genel Kurullarınca gösterilecek adaylar arasından Cumhurbaşkanınca seçilecek üyeler ile Adalet Bakanlığı Müsteşarından oluşmaktadır.

HSYK, Anayasanın 159 uncu maddesi uyarınca Yargıtay, ve Danıştay üyelerinin seçimi, hâkim ve savcıların atama, nakil, terfi ve disiplin gibi özlük işlemlerinin yerine getirilmesiyle görevlendirilmiştir.

Türkiye’de yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi çabalarına paralel olarak Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda ve 60. Hükümet Programında yargı bağımsızlığı hususu önemli bir yer edinmiştir. Bu kapsamda, Avrupa Birliği süreci de dikkate alınarak, halen devam eden yeni Anayasa çalışmalarında bu hususlar yeniden ele alınacaktır. Aşağıda bu amaca yönelik olarak atılması planlanan adımlara yer verilmektedir.

(17)

1.1. HSYK’nın objektiflik, tarafsızlık ve şeffaflık temelinde uluslararası belgeler ışığında geniş tabanlı temsil esasına göre yeniden yapılandırılması, kararlarına karşı etkili bir itiraz sisteminin getirilmesi ve yargı yolunun açılması

Yukarıda da belirtildiği üzere HSYK, Anayasanın 159’uncu maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; Kurul’un Başkanı, Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurul’un tabii üyesidir. Kurul’un üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından, her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri arasından bir başkanvekili seçer.

Kurul; adli ve idari yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama, nakletme, geçici yetki verme, yükseltme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar. Ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir. Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz. Kurulun görevlerini yerine getirmesi, seçim ve çalışma usulleriyle itirazların Kurul bünyesinde incelenmesi esasları 2461 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu Kanun’un 16’ncı maddesi uyarınca Kurulda yapılan işlemler ve bunlarla ilgili görüşmeler gizlidir.

Ülkemizde Kurul’un oluşumu ve çalışma şekli ile ilgili uzun yıllardan bu yana çeşitli kesimlerce dile getirilen ve bilimsel çalışmalarda yer alan bazı eleştiriler bulunmaktadır. Bu nedenle Kurulun objektiflik, tarafsızlık ve şeffaflık temelinde, uluslararası belgeler ışığında, geniş tabanlı temsil esasına göre yeniden yapılandırılması;

kararlarına karşı etkili bir itiraz sisteminin getirilmesi ve yargı yolunun açılması hedeflenmektedir.

1.2. HSYK’nın yeniden yapılandırılmasına paralel olarak Kurulun sekreteryasının ve denetim sisteminin yeniden düzenlenmesi

HSYK’nın sekreterya hizmetleri 2992 sayılı Adalet Bakanlığı Teşkilat Kanunu’nun 18 inci maddesi ve 2461 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’nun 10 vd. maddeleri uyarınca Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünce yürütülmektedir. Yapılacak Anayasa değişikliği ile HSYK’nın geniş tabanlı temsil esasına dayalı bir yapıya kavuşturulmasına paralel olarak, sekreterya hizmetleri Kurul bünyesinde yeniden yapılandırılacaktır. Bunun yanı sıra Kurulun çalışmalarını daha

(18)

uygun şartlarda gerçekleştirmesi amacıyla, müstakil fiziki mekânın oluşturulması ile idari ve mali özerkliğinin sağlanması düşünülmektedir.

Çağdaş hukuk sistemlerinde iddia ve karar makamları, gerek usul hükümleri gerekse yapısal olarak birbirinden ayrılmıştır. Bu ilke göz önüne alınarak denetim sistemi, HSYK’nın yeniden yapılandırılmasına paralel olarak iddia ve karar makamlarının tek elde birleşmesini engelleyecek şekilde, Kurul bünyesinde yeniden yapılandırılacaktır.

1.3. HSYK’nın yeniden yapılandırılması ve istinaf kanun yolunun faaliyete geçirilmesi ile birlikte not sistemi dahil olmak üzere terfi sisteminin yeniden değerlendirilmesi

Anayasa’nın 140 ıncı maddesi hâkim ve savcıların meslekte ilerlemelerinin mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenleneceğini öngörmektedir.

Anayasa’nın 159 uncu maddesi ile 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 18 inci maddesi hükmüne göre hâkim ve savcıların ilerleme ve yükselmelerinde yetkili kurum HSYK’dır.

Hâkim ve savcıların terfiini öngörmeyen sistemlerden farklı olarak, Ülkemizde 2802 sayılı Kanun ile hâkim ve savcıların performansını değerlendirmeye ilişkin ölçütler belirlenmek suretiyle yükselmeyi kabul eden sistem benimsenmiştir. HSYK tarafından saptanan Đlke Kararları ile yükselmeye ilişkin esaslar düzenlenmekte ve Resmî Gazete’de yayınlanmaktadır.

Bununla birlikte, uzun yıllardır yargı çevrelerinde yukarıda açıklanan “not oranı ve kanun yolundan geçen iş sayısı” ölçütlerine yönelik bazı eleştiriler bulunmaktadır. Yapılan bu eleştiriler özellikle aşağıdaki noktalarda toplanmaktadır:

• Đdari bir işlem olan terfi için getirilen not sistemiyle, yüksek mahkemelerin alt derece mahkemelerinin kararlarını inceleyen yargısal merci olma yanında, hâkim ve savcılar üzerinde idari otorite olarak nitelendirilebilecek bir konuma taşındığı,

• Terfi açısından notların büyük önem taşıması nedeniyle, hâkimlerin karar verme sırasında yüksek mahkeme içtihatlarına uyma zorunluluğu hissettikleri, bu durumun içtihat gelişimini olumsuz yönde etkilediği,

• Yargı mensuplarının terfi edebilmesi için not tanzim edilen belli sayıda dosya şartının bulunmasının, özellikle iş sayısı az olan yerlerde sıkıntı oluşturduğu,

(19)

Not verme uygulaması ile ilgili yukarıda belirtilen eleştiriler dikkate alınarak, istinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte terfi sistemi tekrar gözden geçirilecektir.

Yapılacak düzenleme ile terfi sistemi, hakim ve savcının çalışması, etik kurallara bağlılığı, kanun yolundan geçen veya geçmeyen tüm kararların dikkate alındığı performans esaslı olacak şekilde planlanacaktır.

1.4. Dernek kurma hakkı sınırlanmaksızın, örgütlenme özgürlüğü çerçevesinde hâkimler ve savcılar birliğinin kurulması

Batı ülkelerinin birçoğunda yargı mensuplarının meslek kuruluşları bulunduğu göz önünde tutularak, diğer meslek kuruluşlarında olduğu gibi hâkimlik ve savcılık mesleğine mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadıyla tüzel kişiliğe sahip meslek kuruluşunun Ülkemizde de kurulması gerektiği fikri uzun zamandır, akademisyenler ve ilgili meslek ve sivil toplum kuruluşları tarafından ifade edilmektedir.

Belirtilen ihtiyaç doğrultusunda idarî ve malî özerkliği haiz Hâkimler ve Savcılar Birliğinin kurulması hususunda Bakanlığımızca çalışmalar yapılmış; konu, Avrupa’dan davet edilen uzmanların ve yargı çevrelerinin katılımıyla gerçekleştirilen bir seminerde tartışılmış ve buradan çıkan görüş ve öneriler de değerlendirilmek suretiyle Tasarı Taslağına son şekli verilmiştir. Tasarı, şu anda TBMM Komisyonlarında bulunmaktadır.

Tasarı ile Birliğin ve Birliğin uygun göreceği yerlerde şubelerin kurulması, şubeler ve Birlik organlarının Kanunda gösterilen usullerle, yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilmesi esası benimsenmiştir. Ayrıca, Hâkimler ve Savcılar Birliği üyeliğine giriş ve çıkışın isteğe bağlı olduğu vurgulanmıştır.

Hâkimler ve Savcılar Birliği’nin, diğer derneklerden farklı olarak yargı bağımsızlığı ilkesi gözetilecek şekilde, Đçişleri Bakanlığı ve mülkî idare amirliklerinin kontrolüne tabi olmaması öngörülmektedir.

Öte yandan Meclis’te bulunan Tasarı’da mevcut olan hâkim ve savcıların özgürce dernek kurabilme hakkına sınırlama getiren düzenleme Tasarı’dan çıkarılacaktır.

(20)

1.5. Kamuoyunun ve yargı profesyonellerinin yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusundaki bilinçlerinin güçlendirilmesi için çalışmalar yapılması

Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sadece Anayasa ve kanunlarda yazılı bir ilke olarak kalması değil, aynı zamanda toplumsal hayata geçirilmesinin hukuk devleti açısından gerekliliği de ortadadır. Bu bağlamda, yargı profesyonellerinin yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını içselleştirmeleri ve kültür haline getirmeleri büyük önem taşımaktadır.

Bunu sağlamak için, önümüzdeki dönemde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda hâkim ve savcı adayları dâhil olmak üzere tüm yargı profesyonellerinin ve kamuoyunun bu konuda bilinçlendirilmesi yönünde çalışmalar yapılması öngörülmektedir. Türkiye Adalet Akademisinde yargı profesyonellerine yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının içselleştirilmesi ve kültür haline getirilmesini sağlamak amacıyla ders, seminer, konferans gibi faaliyetler düzenlenmesi plânlanmaktadır.

1.6. Askeri mahkemelerin sadece hâkim sınıfından olan üyelerden oluşması

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nun 2, 3 ve 4 üncü maddelerinde askeri hâkim sınıfından olmayan subay üyelerin nitelikleri ve atanması düzenlenmiştir. Buna göre heyet halinde çalışan askeri mahkemelerde askeri hâkim sınıfından olmayan muharip sınıftan üye bulunmaktadır. Muharip sınıftan gelen üyelerle ilgili; seçim usulleri, görev süreleri, teminatları gibi hususların yargı bağımsızlığını etkileyebileceği düşünülen hususlarda bazı eleştiriler bulunmaktadır.

Referans metinlerde öne sürülen bu eleştiriler doğrultusunda subay üyelerin bu mahkemelerde görev yapmaları yeniden gözden geçirilecektir.

Anayasa Mahkemesi, 07/05/2009 tarihli kararı ile askeri mahkemelerde subay üye bulunmasını öngören 353 sayılı Kanunun ilgili hükmünü iptal etmiş ve yeni düzenleme için bir yıllık süre öngörmüştür. Anayasa Mahkemesinin kararı doğrultusunda gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

1.7. Askeri mahkeme binalarının askeri yasak bölge dışına çıkarılması

Adil yargılanma ve savunma hakkının tam olarak sağlanması açısından, askerî mahkeme binalarının askerî hizmet alanları dışına çıkarılması suretiyle, ilgililerin rahatlıkla girebilecekleri ve duruşmaları takip edebilecekleri fiziksel mekânların düzenlenmesi konusunda gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.

(21)

Bu konuda düzenleme yapılırken dikkat edilmesi gereken önemli bir husus güvenliktir. Bu nedenle askeri mahkeme binalarının askeri mahalde bulunması zorunlu olduğu takdirde, bu binalara girişin askeri bina girişlerinden ayrı yapılarak ilgililerin ve vatandaşların kolaylıkla erişimlerini sağlayacak şekilde düzenlenmesi planlanmaktadır.

1.8. Askeri mahkemelerin görev alanlarının yeniden değerlendirilmesi

353 sayılı Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununda 29/6/2006 tarih 5530 sayılı Kanun’la ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda 26/6/2009 tarihli ve 5918 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile sivillerin barış zamanında askeri mahkemelerde yargılanmalarına son verilmiştir. Bunun yanı sıra yapılacak düzenlemeler ile askeri mahkemelerin görev ve yetkileri demokratik hukuk devletinin gerektirdiği ölçüler çerçevesinde yeniden tanımlanacaktır.

1.9. Askeri Yüksek Đdare Mahkemesi yargılamalarının adil yargılanma ilkesi çerçevesinde Yüksek Mahkeme bünyesinde iki dereceli hale getirilmesi için çalışmalar yapılması

Askeri Yüksek Đdare Mahkemesi, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini yerine getirmek üzere kurulmuştur. Mahkeme’nin çalışma usûl ve şartlarını düzenleyen 1602 sayılı Kanunun 63 üncü maddesine göre Dairelerin ve Daireler Kurulunun verdiği kararlar kesin olup ikinci derecede kararın denetimini yapacak yargı yolu bulunmamaktadır. Kanunun 64 üncü maddesinde yargılamanın iadesi, 66 ıncı maddesinde karar düzeltme hükümleri bulunmakta ise de bu hükümler olağanüstü kanun yolu olarak nitelenmekte olup etkili bir karar denetimi sağlamamaktadır.

Öte yandan Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13 üncü maddesinde, hakları ihlal edilen kişilerin ulusal bir makama etkili bir başvuru yapabilme hakkına sahip olduğu vurgulanmıştır. Bu durumda AYĐM’nin daireleri veya daireler kurulunca ilk derece olarak verdikleri kararlarına karşı etkili bir ikinci derece başvuru yolunun oluşturulması amacıyla ilgili kurumlarla işbirliği halinde çalışmalar gerçekleştirilecektir.

2. YARGININ TARAFSIZLIĞININ GELĐŞTĐRĐLMESĐ

Yargının tarafsızlığı, güçlü ve güvenilir bir yargı sistemi oluşturmak için en az yargı bağımsızlığı kadar hayati önemi haiz bir konudur. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi tarafından kabul edilmiş bulunan “Bangalore Yargı Etiği Đlkeleri” nde

(22)

hâkimlerin tarafsızlığına önemli bir yer verilmiştir. 60 ıncı Hükümet Programında yargının bağımsızlığı kadar tarafsızlığı da özellikle vurgulanmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yer alan düzenlemeler daha çok yargı bağımsızlığına vurgu yapıyor gibi görünmekle birlikte, bu düzenlemeler içerisinde tarafsız bir yargının unsurları da yer almaktadır. Türk yargısına tarafsızlık açısından önemli bir eleştiri getirilmemekle birlikte, uygulamadan kaynaklanan bazı hususlar nedeniyle, Anayasa’da ve uluslararası belgelerde yer alan unsurlardan hareketle mahkemelerin tarafsızlığının tam olarak sağlanması ve en az bunun kadar önemli olarak bu tarafsızlığın yargı profesyonellerince içselleştirilmesi ve kamuoyunca doğru şekilde algılanabilmesi bakımından bazı adımların atılması gerekmektedir.

2.1. Yargı mensupları için etik ilkelerin belirlenmesi amacıyla Yüksek Mahkemeler ve HSYK ile birlikte çalışma yapılması

Yargı etiği konusunda uluslararası alanda genel kabul görmüş temel prensipleri içeren “Bangalore Yargı Etiği Đlkeleri” HSYK tarafından 27.6.2006 gün ve 315 sayılı karar hakim ve savcılara tavsiye edilmiştir. Ayrıca savcılar için etik ve davranış biçimlerine ilişkin Avrupa esaslarını belirleyen “Budapeşte Đlkeleri” de yine HSYK tarafından 10/10/2006 gün ve 424 sayılı karar ile benimsenmiş ve dikkate alınmak üzere bütün yargı teşkilatına duyurulmuştur. Bundan başka, yargı mensuplarını ilgilendiren bir kısım etik ilkeler, başta 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununda olmak üzere, değişik düzenlemeler içerisinde yer almaktadır.

Bununla birlikte, ülkemizde yargı mensupları için etik ilkeleri ve davranış kurallarını derli toplu bir şekilde bir araya getiren ve bunların önemini vurgulayan bir düzenleme bulunmamaktadır. Oysa bu tür bir düzenlemenin, diğer birçok hususun yanında yargının tarafsızlığına ve bu tarafsızlığın doğru bir şekilde algılanmasına da önemli katkı yapacağı değerlendirilmektedir.

Bu nedenle, ilgili uluslararası belgeler de dikkate alınarak, yargının bütün kademelerini kapsayacak şekilde Yüksek Mahkemeler ve HSYK ile işbirliği halinde

“Yargısal Etik ve Davranış Đlkeleri”ni içeren bir belge oluşturulacak ve bu konuda yargı mensupları ve çalışanlarına Türkiye Adalet Akademisi aracılığıyla eğitim verilecektir.

2.2. Yargı tarafsızlığı konusunda medya mensuplarının bilinçlendirilmesi

Yargının tarafsızlığı söz konusu olduğunda, mahkemelerde görülmekte olan veya soruşturma aşamasında olup daha sonra mahkemelerin önüne gelecek olan konularla ilgili olarak medyada yapılan yayınların mahkemelerin tarafsızlığını etkileyip

(23)

etkilemediği tartışmaları gündeme gelmektedir. Gerçekten konu, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile haber alma ve haber verme özgürlükleri açısından önem arz etmekte ve hassas bir dengenin sağlanmasını gerektirmektedir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)’nun “Adliyeye Karşı Suçlar” başlıklı Đkinci Bölümünde, adil yargılanma hakkını ve mahkemelerin tarafsızlığını sağlamaya yönelik düzenlemeler yer almaktadır. Özellikle bu konu başta olmak üzere medyanın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi amacına yönelik faaliyetler yapılacaktır.

2.3. Kişisel verilerin korunması kaydıyla yüksek mahkeme kararlarına erişimin kolaylaştırılması

Yüksek mahkemelerden Anayasa Mahkemesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının tamamı Resmi Gazete’de ve ayrıca internet ortamında yayınlanmaktadır.

Yargıtay ve Danıştay’ın kararlarından ise yalnızca kararı veren dairece emsal olabileceği düşünülenlerin yayınlanması ile yetinilmektedir.

Mevcut durumda; Yargıtay ve Danıştay’ın tüm kararları yayınlanamadığı için yargı profesyonelleri, öğreti ve kamuoyunun, kararları bir bütün olarak görmesi, incelemesi ve bilimsel eleştiri imkânı tam anlamıyla bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Yargıtay ve Danıştay’ın yıllık yüz binleri aşan kararlar verdikleri dikkate alındığında, bu kararların tümünün yayınlanmasının önemli teknoloji ve insan kaynakları kapasitesine bağlı bulunduğu anlaşılmaktadır.

Đçtihat birliğinin daha iyi sağlanabilmesi, hâkim, savcı ve avukatlar ile bilim adamlarının yüksek mahkeme kararlarını bir bütün olarak görebilmeleri, kararlar üzerinde bilimsel araştırma ve eleştiri yapılabilmesi için, kişisel verilerin korunması kaydıyla kararlara ulaşımın kolaylaştırılmasını ve internetten yayınlanmasını sağlayacak hukuki ve yapısal düzenlemelerle birlikte, insan kaynakları açısından gerekli çalışmalar Yüksek Mahkemelerle işbirliği halinde yapılacaktır.

2.4. Kişisel verilerin korunması çerçevesinde HSYK’nın disipline ilişkin kararlarının tamamına ulaşılabilmesi

Hâkimler ve savcıların disiplin suçu teşkil eden ve cezalandırılması gereken hal ve hareketleri 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununda düzenlenmiş olup, bunların önemli bir kısmı “hâkimin tarafsızlığı” ilkesinin ihlali niteliğinde hal ve fiillerdir. HSYK kanunla belirlenen bu disiplin suçlarını işleyen hâkim ve savcılar hakkında disiplin cezası kararları vermekte, ancak bu kararlar sadece ilgilisine tebliğ

(24)

Hukukun temel ilkelerinden olan “suç ve cezada belirlilik” ilkesi uyarınca, hâkim ve savcıların hangi eylemleri işlemeleri halinde ne tür bir disiplin cezasına muhatap olabilecekleri konusunda yetkili makamın uygulamasını bilme hakları olduğu gibi, kamu yönetiminde geçerli “saydamlık” ilkesi de hâkim ve savcılara verilen disiplin cezalarına ilişkin kararların yayınlanmasını gerektirmektedir.

Bu nedenle, HSYK’nın disiplin cezalarına ilişkin kararlarının yukarıda belirtilen amacı gerçekleştirecek şekilde ve kişisel verilerin korunması ilkesi gözetilerek yayınlanması yönünde düzenleme yapılacaktır.

Böylece, yukarıda belirtilen hususların yanı sıra, verilen disiplin cezalarının bütün yargı mensuplarına örnek teşkil etmesi suretiyle yargının tarafsızlığına ve yolsuzlukla mücadeleye katkı yapılmış, aynı zamanda HSYK’nın kararlarında şeffaflık sağlanmış olacaktır.

2.5. Yargı mensupları ile ilgili 2802 sayılı Kanun’da yer alan disiplin hükümlerinin yeniden ele alınarak nesnel ölçütler getirilmesi

Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının disiplin cezası gerektiren eylemlerine karşılık olarak 2802 sayılı Kanunun 62 vd. maddelerinde uyarma, aylıktan kesme, kınama, kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiştirme ve meslekten çıkarma olmak üzere yedi tür ceza düzenlenmiştir.

Bu düzenlemelerin bir kısmı muğlak ifadelerle kaleme alındığı ve nesnel ölçütlere dayanmadığı gerekçeleriyle eleştirilmektedir. Bu nedenle yargı mensuplarının disiplin cezalarını düzenleyen ifadelerin açık, sınırları çizilmiş ve belirli hale getirilmesi için çalışmalar yapılacaktır.

3. YARGININ VERĐMLĐLĐĞĐ VE ETKĐLĐLĐĞĐNĐN ARTIRILMASI

Adil, iyi ve hızlı işleyen, etkili ve verimli bir yargı sisteminin varlığı hukuk devleti olmanın önemli gereklerinden biridir. Bir yargı sistemine güven duyulması için de bu niteliklerin varlığı, olmazsa olmaz bir koşuldur.

Türkiye’de son yıllarda gerçekleştirilen reformlar çerçevesinde çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu kapsamda, bölge adliye mahkemelerinin kurulmasına dair 5235 sayılı Kanunun kabul edilmesiyle, Türk hukukuna istinaf sistemi girmiş; aynı şekilde Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu gibi temel kanunlar yenilenerek çağdaş bir yapıya kavuşturulmuştur.

(25)

Yasal alandaki yenilikler yanında, özellikle Türk yargısının alt yapısını güçlendirmek adına yeni ve modern adliye binaları inşa edilmiş ve bu yöndeki çalışmalara kararlılıkla devam edilmektedir. Çağımızın en büyük buluşlarından olan bilgisayar teknolojisi de Türk yargı teşkilatında etkin bir biçimde kullanılmaktadır.

Adalet Bakanlığı bünyesinde çalışmaları devam eden Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) kapsamında Türkiye’deki mahkemeler doğrudan birbirlerine ve birçok devlet kurumuna bağlanmıştır. Avukatlar ve mahkemelerde davası devam eden vatandaşlar da UYAP’

tan yararlanarak hızlı bir biçimde davalarını takip edebilmektedir.

Aynı şekilde yargıda uzmanlaşmayı artırıcı tedbirler alınmış ve aile mahkemeleri, fikri ve sınaî haklar mahkemeleri, çocuk mahkemeleri gibi birçok alanda uzman mahkemeler kurulmuştur.

Bunun yanında yargıya genel bütçeden ayrılan payın da önemli ölçüde artırılması sağlanmıştır. Mevcut personelin daha verimli çalışması ve personel açığı bulunan mahkemelerin bu ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak iş yükü çok az olan mahkemelerin kapatılması yoluna gidilmiştir.

Öte yandan, yargıdaki personel yetersizliği önceki yıllara göre büyük oranda giderilmiş olmakla birlikte, bu sorunun ortadan kaldırılması amacıyla yardımcı personel alımına hız verilmiş olup, bunların niteliklerinin artırılması konusunda yoğun çaba harcanmaktadır.

Bütün dünyada olduğu gibi, yapılan işin niteliği gereği yargı göreceli olarak yavaş işleyen bir mekanizmaya sahiptir. Ancak, Türk Yargı Sisteminin çağdaş bir anlayışla daha etkili ve verimli çalışmasına yönelik olarak yasal çalışmalara devam edilecek ve gerekli tedbirler alınacaktır.

3.1. Adli yargıda istinaf mahkemelerinin faaliyete geçirilmesi

5235 sayılı Kanuna göre bölge adliye mahkemeleri HSYK’nın uygun görüşü ile 17/05/2007 tarihinde 9 ilde kurulmuştur. Ancak, altyapı ve personel yetersizlikleri nedeniyle henüz faaliyete geçirilememiştir. Yargının etkinlik ve verimliliğine büyük katkı yapacağı düşünülen bölge adliye mahkemelerinin, mevcut eksiklikler giderilerek 2010 yılı içerisinde faaliyete geçmesi sağlanacaktır.I

3.2. Đdari yargıda istinaf mahkemelerinin kurulması ve faaliyete geçirilmesi

Đdari yargı düzeninde üst mahkeme olarak görev yapan Danıştay da Yargıtay gibi çok ağır bir iş yükü altındadır. Bu nedenle, birkaç yıl öncesine ait davaların temyiz

(26)

incelemelerini yapabilmekte ve içtihat üretme fonksiyonunu gereği gibi yerine getirememektedir.

Adli yargıdaki sisteme paralel olarak iki dereceli denetim usulünün idari yargıda da kabul edilmesiyle Danıştay’ın aslî fonksiyonuna kavuşturulması ve idari yargının da etkili ve verimli çalışmasına katkıda bulunulması hedeflenmektedir.

Adli yargıdan farklı olarak, şu andaki idari yargı sisteminde bölge idare mahkemelerinin mevcut olması, idari yargıda istinaf kanun yolunun hayata geçirilmesinde kolaylık sağlayacaktır. Bu nedenle idari yargıda istinaf sistemine geçilmesi durumunda altyapı ve personel eksikliği duyulmayacaktır.

3.3. Adil yargılanma hakkı ve silahların eşitliği ilkesi çerçevesinde savunmanın etkinliğinin artırılması için Türkiye Barolar Birliği ile işbirliği halinde çalışmalar yürütülmesi

Bağımsız yargının paydaşı ve kurucu unsurlarından olan savunmanın, yargılama öncesi ve sonrası evrelerde etkinliğinin artırılması ve geliştirilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlarla çalışmalar yapılacaktır.

Ortaya çıkacak yargı kararının kalitesi ona “paydaş” olan unsurların kalitesi ile doğru orantılıdır. Bu gerçek, ilk aşamada hukuk eğitiminin seviyesinin yükseltilmesini gerekmektedir. “Yargılama diyalektiği” açısından son derece önemli role sahip kurumun mesleğe alınma koşulları, meslek içi eğitimi, yeni avukatların mesleklerinin önemine uygun olmayan şartlarda çalışmaları, amacına uygun ve verimli staj imkanlarının kısıtlılığı, resmi kurumlar nezdindeki konumları gibi yaşadıkları bazı sorunlar bulunmaktadır.

Yargılama diyalektiğinin savunma bölümünü oluşturan avukatlar, adil yargılanma açısından hukuk ve ceza yargılamasında önemli role sahiptirler. Avukatların delil toplaması, mahkemeye sunmaları, mahkemeye karşı taraf ve savcılıklar tarafından sunulmuş delilleri incelemeleri, bu tür belgelerin taraf vekillerine sunulması, zorunlu müdafiliğin adil yargılanma hakkı kapsamında etkin hale getirilmesi, cezaevleri görüşmelerinin makul önlemler dışında engelsiz yapılması ve “savunmanın itham ile başlaması” ilkesini gerçekleştirmeye yönelik tedbirlerin, ilgili kurumlarla işbirliği halinde alınması gerekmektedir. “Adil yargılanma hakkı”nın en önemli unsuru olan

“silahların eşitliği”nin yargı alanında uygulanabilmesi, bu koşulların gerçekleşmesi ile doğru orantılıdır. Ayrıca, bunun insan hakları ihlalleri konusundaki önleyici etkisinden de yararlanılacaktır.

(27)

Adalet Bakanlığı’nın, Türkiye Barolar Birliğinin kararlarının bozulması ve onanması anlamına gelebilecek hükümler ile avukatlar hakkındaki ceza soruşturma ve kovuşturması evrelerindeki yetkileri ile ilgili TBB ile ortak çalışmalar yapılacaktır.

3.4. Hâkim-savcı adaylarının mesleğe alımında denetime elverişli ve nesnel ölçütler belirlenmesi ilkesi gözetilmesi ve hâkim, savcı ile yargı çalışanı sayısının yeterli seviyeye getirilmesi

Halen yargı mensubu ve çalışanı kadrolarında önemli boşluklar bulunmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçecek olması, emeklilik, istifa ve ölüm gibi nedenlerle boşalan kadrolar göz önünde bulundurularak, bu kadroların doldurulması ve ilave kadro alınarak yargı teşkilatının insan kaynakları ihtiyacının giderilmesi hedeflenmektedir.

Bu hedef doğrultusunda yapılacak insan kaynakları planlaması ile kadro açığı 2012 yılına kadar aşamalı olarak giderilecektir. Bunun yanı sıra, hâkim ve savcı adaylarının mesleğe alımında denetime imkân verecek şekilde nesnel ölçütler kullanılması bakımından gerekli çalışmalar ilgili kurumlarla birlikte yapılacaktır.

3.5. Birbirine yakın veya iş sayısı az olan adliyelerin en yakın adliyeler ile birleştirilmesi için çalışmaların yapılması

Kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması amacıyla, önceki yıllarda iş sayısı ve coğrafi konumu gözetilerek 137 küçük ilçede mahkemeler kapatılmış ve 3 yerde ağır ceza mahkemesi kaldırılmıştır. Bununla birlikte, adliye teşkilatı kapatılan bazı ilçelerde varlığını sürdüren icra müdürlüklerinin ise etkin ve verimli çalışamadıkları tespit edilmiştir.

Kamu kaynaklarının verimli kullanılması ve adalet hizmetlerinin etkili sunulması amacıyla, birbirine çok yakın veya iş sayısı az olan adliyelerin en yakın adliyelerle birleştirilmesi ve adliye olmayan yerlerdeki icra müdürlüklerinin kapatılması düşünülmektedir.

3.6. Belirlenen ilkeler çerçevesinde adliyelerin fiziki kapasitelerinin iyileştirilmesi çalışmalarının sürdürülmesi

Adalet hizmetlerinin çağdaş çalışma ortamlarında ve yüksek teknolojinin imkânlarından yararlanılarak sunulması, Bakanlığımızın temel amaçları arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bakanlığımızca 2003 yılından bu yana yurdun dört bir yanında,

(28)

müstakil adalet saraylarının inşaatına başlanmış, birçoğu da çok kısa sürede tamamlanarak hizmete sokulmuştur.

Bakanlığımızca bu çalışmalar yapılırken sadece hükümet konağı içerisinde hizmet veren adliyelerin müstakil hale getirilmesi üzerinde durulmamakta, Đstanbul ve Ankara gibi nüfus artışının ve iş yükü artışının yoğun olduğu bölgelerde yetersiz hale gelen adalet hizmet binalarının yerine uzun yıllar hizmet verebilecek adalet saraylarının yapımı için de projeler geliştirilmektedir. Yeni adalet hizmet bina projeleri oluşturulurken, yargının çalışma koşullarına uygun, çağdaş mimari özelliklere sahip ve kullanışlı bina yapılması hususu gözetilmektedir. Yapımına karar verilen bölgenin nüfusu, nüfus artış hızı, iş durumu, yargı alanı, göz önüne alınarak, uzun yıllar hizmet verebilecek nitelikte adalet hizmet binası yapımına uygun ihtiyaç listeleri hazırlanmaktadır.

Diğer yandan adalet hizmet binası yapımında barolar, avukatlar ve diğer yararlanıcıların da memnuniyetleri hedeflenmekte, özellikle engelli vatandaşlarımızın ihtiyaçları gözetilerek yargı hizmetlerinden rahatlıkla ve kolaylıkla yararlanabilecekleri fiziki şartların oluşturulmasına gayret edilmektedir.

Bu kapsamda 2003 yılından itibaren emsali görülmemiş bir gayretle, biri adlî tıp hizmet binası olmak üzere toplam 92 adalet hizmet binası inşaatı tamamlanmıştır.

Bu faaliyetlere büyük bir hızla ve bir program çerçevesinde devam edilecektir.

3.7. Uluslararası uygulamalar ve ihtiyaç durumu da gözetilerek ihtisas mahkemelerinin yaygınlaştırılması

Coğrafi durum ve mahkemelere gelen iş sayısı göz önünde bulundurularak ihtiyaç duyulan ihtisas mahkemelerinin yaygınlaştırılmasına HSYK’nın görüşleri doğrultusunda devam edilecektir.

3.8. Adli Tıp Kurumunun kapasitesinin güçlendirilmesine devam edilmesi

Adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak, adlî tıp uzmanlığı ve yan dal uzmanlığı programları ile görev alanına giren konularda ve diğer adlî bilimler alanlarında sempozyum, konferans vb. etkinlikler düzenlemek ve bunlara ilişkin eğitim programları uygulamak amacıyla faaliyette bulunan Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı, Adalet Bakanlığına bağlı bir kamu kuruluşudur. Kurum aynı zamanda Avrupa Enstitüleri Adlî Bilimler Ağı (ENFSI) üyesidir.

2002 yılına kadar Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, 13 grup başkanlığı, 20 grup başkanlıkları bünyesinde kurulan ihtisas dairesi başkanlığı ve 39 şube müdürlüğü ile

(29)

hizmet vermekteydi. Kurumun yürüttüğü hizmetlerin yurt çapına yayılması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle ihtiyaç duyulan tüm ağır ceza merkezlerinde adli tıp birimleri açılması hedeflenmektedir.

Bu kapsamda 2002 yılından sonra 1 adet grup başkanlığı, 3 adet grup başkanlıkları bünyesinde kurulan ihtisas dairesi başkanlığı ve 46 adet şube müdürlüğü açılmıştır. Böylece, halen 14 grup başkanlığı, 85 şube müdürlüğü, 23 grup başkanlıkları bünyesinde kurulan ihtisas dairesi başkanlığı olmak üzere toplam 122 adli tıp birimi ile hizmet verilmektedir. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı bünyesinde görev yapan adli tıp uzmanlarının Bakanlığımıza naklen atanmaları için çalışmalar devam etmektedir.

Tıp fakültesi bulunan 26 üniversite ile işbirliği devam etmekte olup, bu imkana sahip diğer üniversitelerle işbirliği sağlanması yönünde çalışmalar sürdürülmektedir.

3.9. Belirlenen yurt dışı temsilciliklerinde adlî müşavir görevlendirilmesi

Görülmekte olan davaların yurtdışındaki makamlarla yapılan yazışmalar nedeniyle uzamaması, sürat ve işbirliği gerektiren suçluların iadesi, istinabe ve hükümlülerin transferi gibi konuların, daha ivedi ve verimli bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi bakımından Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda gibi Türk nüfusun yoğun yaşadığı ülkelerde hâkim ve Cumhuriyet savcılarından temsilcilerin bulunması faydalı olacaktır.

Türkiye, özellikle suçluların iadesi konusunda Avrupa ülkelerinin her türlü talebini yerine getiren, ama bu devletler nezdinde talepleri yeterince karşılanamayan bir ülke durumundadır.

Özellikle siyasi kriterler, yargı ve temel haklar ve adalet özgürlük ve güvenlik konularında önemli bir role sahip olan Adalet Bakanlığı’nın bu alanlardaki müzakere çalışmalarına katkı sağlaması bakımından AB Daimi Temsilciliği nezdinde Bakanlık temsilcisinin bulunması faydalı olacaktır.

3.10. UYAP’ın tamamlanması ve etkin bir şekilde kullanımının sağlanması

Halen Bakanlık Merkez Teşkilatı ile 134 ağır ceza merkezi, 588 mülhakat adliyesi, 25 bölge idare mahkemesi, ceza infaz kurumlarının tamamı, 83 adet Adli Tıp birimi olmak üzere yargı teşkilatının tamamında UYAP uygulanmaktadır.

Yargı hizmetlerinin yürütülmesinde diğer kurum ve kuruluşlardan gelen bilgi ve belgeler büyük önem taşımaktadır. Kimi zaman bu konuda meydana gelen aksamalar

(30)

yargılamanın gereksiz yere uzamasına sebep olmaktadır. Bu nedenle, e-adalet kapsamında diğer kurumlarla entegrasyon büyük önem taşımaktadır.

Bu kapsamda Adli Sicil, MERNĐS, SEÇSĐS, Yargıtay Başkanlığı Bilgi Sistemi, Vakıfbank, KĐHBĐ(Kaçakçılık ve Đstihbarat Birimleri), ÖSYM (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi), Merkez Bankası, PTT, POLNET, TAKBĐS (Tapu-Kadastro Bilgi Sistemi), AVEA, TURKCELL ve Telekomünikasyon Kurumu ile tam entegrasyon sağlanmış; Đçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı, MASAK, SGK, NOTER.NET, Gümrük Müsteşarlığı Bilgi Sistemi, ASAL (Askere Alma Dairesi) ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla entegrasyon çalışmalarına devam edilmektedir.

Bilgi sistemlerinde, yazılım ve donanım alt yapısının, sürekli gelişen teknolojiye ayak uydurması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle UYAP kapsamında yazılım ile donanım alt yapısı imkanlar çerçevesinde yenilenecektir.

Eskiyen donanım alt yapısının yenilenmesi dışında, temel kanunlarda yapılan değişikliklerle Bakanlığımıza verilen yükümlülüklerden olan ses ve görüntü kayıt sistemlerinin kurulması zorunluluğu, asgari tüm ağır ceza merkezlerinde yerine getirilecektir. Bu kapsamda 1’i ceza infaz kurumu, 224’ü ağır ceza mahkemelerinde olmak üzere 225 yerde ses ve görüntü kayıt merkezi kurulmuştur.

UYAP’ın kapsayıcılığı, büyüklüğü ve geldiği aşama dikkate alınarak vasıflı teknik personel alt yapısı daha da güçlendirilecektir.

3.11. Elektronik imzanın adli ve idari birimlerde yaygınlaştırılması

Elektronik imza Türkiye genelinde tüm adli teşkilatlarda uygulanmakta olup, hâkim, savcı ve imza yetkisi olan toplam 24.244 kişinin elektronik imzası aktif durumdadır. Halen 7848 avukat elektronik ortamda dava açabilmektedir.

Tüm yargı teşkilatında UYAP’ın etkin ve verimli kullanımı için elektronik imzanın daha etkin hale getirilmesi için çalışmalara devam edilecektir.

3.12. Stratejik yönetim kapasitesinin artırılması için eğitim çalışmalarına devam edilmesi ve Adalet Bakanlığı Stratejik Planı’nın hazırlanması

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 9 uncu maddesi gereğince tüm kamu idarelerinin stratejik plan hazırlamaları zorunludur.

Stratejik plan, Bakanlığın 2010-2014 yılları arasında kendisine tahsis edilen bütçe ile hangi faaliyetleri gerçekleştireceğinin belirlenerek maliyetlendirilmesidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

3- Ertem İ., Gelişimsel Pediatri, Kitap, Çocuk Hastalıkları Araştırma Vakfı Yayınları, 2005,Ankara 4-

1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması. 2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması. 3) Mahkemenin

2013 yılında Çin’den 37 milyon dolarlık halı ithalatı yapılmış, ithalat 2012 yılına kıyasla % 4,4 oranında artmış ve Çin’den yapılan ithalatın Türkiye

rarların onanmasına veya bozulmasına ilişkin kararlar. — 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 489 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. —

Adli tatilde görülecek işler HMK’nın 103’üncü maddesinde tahdidi olarak sayılmaktadır. Genel kural maddede sayılan işler dışında hiçbir davanın adli tatilde

(Değişik: 21/5/1985 - 3206/73 md.) Ceza Kanununun 36 ncı maddesi ile diğer maddelerine ve hususi kanunlar hükmüne göre belirli eşyanın müsaderesi veya imhası

(4) Tahkim yargılaması öncesi veya tahkim yargılaması sırasında taraflardan birinin talebi üzerine mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı, aksine karar

Bu çalıĢmanın amacı, 6100 Sayılı HMK ile kira iliĢkisinden doğan davalar bakımından sulh hukuk mahkemelerinin görevinin ortaya konulmasıdır. Mahkemelerin