Şirin Çocuklar 3
Cop yright © Muştu Yayınları, 2007 Bu eserin tüm yayın hakları Işık Ltd. Şti.’ne aittir.
Eserde yer alan metin ve resimlerin Işık Ltd. Şti.’nin önceden yazılı izni olmaksızın elektronik, mekanik,
fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılması, yayımlanması ve depolanması yasaktır.
Editör Eyüp ÖZDEMİR Görsel Yönetmen Engin ÇİFTÇİ
Düzeltmeler Osman KAPLAN
Resimleyen Osman YAZICI
Kapak Nurdoğan ÇAKMAKÇI
Sayfa Düzeni Ahmet YOLAÇAN
ISBN 978-9944-138-96-3
Yayın Numarası 338 Basým Yeri ve Yýlý
Çağlayan Matbaası Sarnıç Yolu Üzeri No:7 Gaziemir/ İZMİR
Tel: (0232) 252 20 96 Aralık 2007
Genel Daðýtým Gökkuşağı Pazarlama ve Dağıtım Merkez Mah. Soğuksu Cad. No: 31
Tek-Er İş Merkezi Mahmutbey/İSTANBUL
Tel: (0212) 410 50 00 Faks: (0212) 444 85 96
Muştu Yayınları
Emniyet Mahallesi Huzur Sokak No: 5 34676 Üsküdar/İSTANBUL Tel: (0216) 318 42 88 Faks: (0216) 318 52 20
www.mustu.com
Yetim Çocuğun Duası Affetmek
Sivri Uçlu Kalem
Fırçalayalım Arkadaşlar Boyama
Labirent Bulmaca Etkinlik
Abdest Alıyorum Şiir “Sayılar”
Görgü Kuralları
Dua ve Sûreleri Öğreniyorum Allah’ın Güzel İsimleri
Düşünce Sepeti Nasrettin Hoca Fark Bulmaca
Hazreti Abdullah Bin Ömer Resimli Çengel Bulmaca Elim Sende
Yetim
3 3 4
Affe4
Sivri
6 6
Fırça
8 8 9
Boya9
Labire
10 10
Etkinl
11 11 12
Abde12
Şiir “S
14 14
Görgü
15 15
Dua v
16
D16
Allah’
All h’
17 17
Düşü
18
Dü ü18
Nasr
20
N20
Fark
21
F k21
Hazr
22
H22
Resim
24
R i24
Elim
25
25
26
26
Allah’ım
Bir gün gelse
Misafir olsa evimize Peygamberim
Torunlarıyla oynadığı gibi Oynasa benimle
Ne çok sevinirim.
Hiç olmazsa süslese Rüyalarımı gecelerde
YETİM ÇOCUĞUN DUASI
Mustafa Ökkeş EVREN
AFFETMEK AFFETMEK
Bugün öğretmenimiz son derse kadar düşünmemiz için bir ödev ver- di. Herkesin düşüncesini soracağım, dedi. Ben de fırsat buldukça dü- şünmeye başladım. Kendime göre de bir şey buldum. Bulduğum şeyi sevinçle sınıf arkadaşım Sevgi ile paylaştım. Son derse gelince öğret- menimiz sıraya göre düşüncelerimizi sormaya başladı.
Sevgi’nin sırası benden önce idi. Ne oldu biliyor musun? Sevgi be- nim kendisi ile paylaştığım düşüncemi kendi düşüncesi gibi anlatıver- di. O kadar üzülmüştüm ki. Öğretmenimiz de onu tebrik edince iyice çileden çıktım.
Sıra bana gelince Sevgi’yi suçlamadım. Bir düşüncemin olmadığını söyledim. Ama içim o kadar çok acıyordu ki. Çok kırılmıştım. Öğretme- nimiz beni iyi tanıdığı için, hasta olup olmadığımı sordu. Ben de bir şey olmadığını söyledim, ama yüzüme bakan buna inanmazdı. Sevgi de başı önünde öylece oturuyordu.
Okul çıkışı kaçar gibi eve koştum. Odama kapandım. Annem yanı-
ma geldi. Beni üzen şeyi öğrenmeye ça lıştı ama çok üzgün olduğum için ağla maya başladım. An nem sarılıp halledilemeyecek problemin ol madığını söyledi. Ne olduğunu anlatmamı istedi. Olanı biteni an- lattım. Tabi içimi çeke çeke ağlıyordum. Annem bana daha sıkı sa- rıldı. Ve şunları söylemeye başladı.
- Canım kızım benim, öncelikle seninle gurur duyuyorum. Ora- cıkta olanı söyleyip Sevgi’yi mahcup duruma düşürmemişsin. Ken- dini temize çıkarıp başkalarını üzmemişsin. Sen aslında problemin birinci kısmını kendi iyi niyetinle halletmişsin. Arkadaşın şu an emi- nim hiç rahat değildir. Yaptığı hatanın farkındadır ve ikinci iyiliğinin altında ezilmiştir. Ama sana üçüncü büyük görev düşüyor. O da affetmek... Haklı da olsan yine de affetmek.
Tam yemekten kalkacaktık ki kapı çaldı. Bir de ne göreyim! Sev- gi, annesi ve babası ile gelmişler. Annem olayı bilmiyormuş gibi on- ları buyur etti. Ailesi, Sevgi’nin çok üzüldüğünü ve okuldan geldiğin- den beri ağladığını söyledi. Ben, bana düşen zor ama faziletli göre- vi yaptım. Peygamber Efendimi- zin sözüne kulak verdim. Affettim.
Sevgi ile sarıldık ve olay tatlıya bağlandı. Herkes mutlu oldu.
Allah’ım! Beni ve sevdiklerimi Sevgili Peygamberimizin yolun- dan ayırma.
Amin.
Birinci sınıfta kullanılacak araçlar okulun camına asılmıştı. Listeyi al- dıktan sonra okul araç ve gereçlerini almak için annemle kırtasiyeye git- tik. O kadar heyecanlıydım ki…
Listedeki araç gereçleri tek tek aldık. Ama kurşun kalem alırken an- nemle anlaşamadık. Ben renkli, ince uçlu kalemleri istedim. Annem bu kalemleri kullanmak için yaşımın küçük olduğunu söyledi. Ben çok ısrar edince annem almak zorunda kaldı.
Ertesi gün bütün araç gereç- lerimi çantama doldurarak oku- la gittim. Öğretmenimiz bütün
ders araç ve gereçlerimizi
SİVRİ UÇLU KALEMİM
teker teker kontrol etmeye başladı. Sıra bana
geldi. Bütün araç gereçlerimi kontrol etti. Hepsini çok
beğendi. Ama kurşun kalemim gözünden kaçmadı. Ne dese beğe- nirsiniz?
– Orhancığım, bu kalemi kullanmak için daha küçüksün. Hem sivri ucu sana ve arkadaşlarına zarar verebilir. Yazarken de defteri yırtabilirsin.
Çok üzülmüştüm. Seçtiğim kalemi öğretmenim beğenmemişti. Hem de değiştirmemi istemişti. Şimdi bunu anneme nasıl söyleyecektim?
Hatamı anlamıştım. Akşam yemeğinden sonra annemden özür diledim.
O sadece gülümsedi. Babam:
– Oğlum, bir şeye karar verirken bize yakın insanlarla görüş alışverişinde bulunmalıyız. Sevgili Peygamberimiz her konuda arkadaşlarının görüşünü alırmış. Hem sen daha küçüksün. Daha az hata yapmak için büyüklerin
tecrübelerinden yararlanabilirsin, dedi.
Bu olaydan çıkarmam gereken dersi an- lamıştım. Bundan sonra ya-
pacağım işlerde annemin, babamın ve öğretmenimin
fikirlerine başvuracağım.
Orhan GÜNECE
FIRÇALAYALIM ARKADAŞLAR
Yemekten önce ve sonra tuvaletten çıktıktan son- ra da sabunla ellerimizi yıkarız. Tırnaklarımızı keseriz.
Haftada en az iki kez banyo yaparız. Ayaklarımızın ve kulaklarımızın temizliğine de önem veririz. Elbiselerimi- zi tertemiz tutarız. Bunlar sağlıklı yaşamamız için çok önemli davranışlardır. Unuttuğumuz bir şey var: Ağız te- mizliği.
Mikrop dediğimiz gözle göremeyeceğimiz kadar kü- çük canlılar ağzımıza yerleşir. Hızla çoğalmaya başlar.
Eğer ağız temizline dikkat etmezsek dişlerimiz çürüme- ye başlar. Çürük dişlerle dolu bir ağız da her zaman kokar. Bu koku, konuşurken karşımızdaki insanları ra- hatsız eder.
Sevgili Peygamberimiz dişlerinin temizliğine çok önem verirdi. Misvak denilen bir ağacın dallarından
yapılan bir tür fırça ile her gün birçok kez dişlerini temizlerdi. Arkadaşlarına da hep dişlerini temiz
tutmalarını tavsiye ederdi.
Sabah kahvaltıdan sonra ve akşam yat- madan önce mutlaka dişlerimizi fırçalama-
lıyız.
Çevremizdeki insanlara tertemiz dişlerimizle gülümseyelim.
Ayşegül DEMİRAY
“Bir elin nesi var, iki elin sesi var.” atasözünün anlamını biliyor musun? Bilmiyorsan büyüklerin birinden öğrenebilir- sin.
Bu ataözüyle ilgili yukarıdaki resmi boyayabilir misin?
Bir problemi çözmek için ilgili kişiye gideriz. Bu kişi evde anne- babamız, sınıfta öğretmenimiz, okulda müdürdür.
Serdar’ın servislerle ilgili bir problemi var. Bu problemi okul müdü- rüne iletmek istiyor. Ancak oku lun koridorları karışık.
Serdar’a okul müdürünün odasına gi- den yolu gösterir misiniz?
Çevremizdeki insanlarla konuşarak anlaşırız. Konuşmaz- sak anlaşmamız ne kadar zor olurdu değil mi? Yüce Allah’a, bize bu yeteneği verdiği için ne kadar teşekkür etsek azdır.
Rabbimiz, bütün insanların sesini birbirinden farklı yaratmış- tır. Onun için birisini görmesek de sesinden tanıyabiliriz.
Acaba sesleriyle anlaşabilen dünyadaki tek canlı biz mi- yiz? Tabii ki hayır! Hayvanların çoğu konuşamasalar da ses- lerle anlaşırlar. Anne hayvanlar yavrularını seslerinden tanır.
Bütün hayvanlar kendine has bir şekilde Allah’ı tesbih ederler.
Hayvanların seslerini tanıyor musunuz? Aşağıdaki ses- lerle bu sesleri çıkaran hayvanları eşleştirir misiniz?
Hav, hav
Miyav, miyav
Meeeee
Mööööö
Üürü Üürü
Namaz kılmak ve Kur’an-ı Kerim okumak için abdest alındı- ğını biliyorsunuz değil mi? Peki, nasıl abdest alındığını biliyor musunuz? Abdest almasını öğrenmek hiç de zor değil. Bir şiir kadar kolay. Ezberler misin?
Eller, ağız, burun, yüz,
Kollar, baş, boyun ve kulaklar.
Abdest almış oluruz, Yıkanınca ayaklar.
Aşağıdaki resimleri sırasıyla inceleyiniz.
Resimde gördüklerinizi annenize anlatınız.
1
2
3
4
7 8
10 11 12
5
9 6
SAYILAR
Bak teyzesi nasıl sayıyor Ayşe, Diyor annem, haydi say kızım Bir diyorum, gözümün önüne Kocaman bir güneş geliyor, Isınıyorum.
Sonra diyor annem, İki diyorum,
İki beyaz kuş görüyorum, Gökyüzünde uçuyor.
Unuttun mu, diyor annem, Devam et.
Üç diyorum, Üç yıldız parlıyor, Bana göz kırpıyor.
Dört diyorum anneme fırsat vermeden, Dört kedi miyavlıyor.
Beş diyorum, uzatıyorum elimi, Parmaklarımı gösteriyorum.
Aferin diyor annem, Aferini duyunca, Seviniyorum.
Fevziye ŞENDOĞAN
Evimizi, sınıfımızı, sokağımızı kısacası çevremizi temiz
tutmalıyız. Yerlere çöp atmamalıyız.
Tuvaletten sonra temizliğimizi sol elle yapmalıyız.
Musluğu açıp kapatırken sağ elimizi kullanmalıyız.
Maşrapayı ve kapı kolunu da sağ elimizle tutmalıyız.
Yerlere asla tükürmemeleyiz.
Tükürenleri de ikaz etmeliyiz.
FATİHA SÛRESİ
Bismillâhirrahmânirrahîm
1. Rahmân va Rahîm olan Allah’ın adıyla
2. Bütün hamdler, övgüler âlemlerin Rabbi Allah’adır.
3. O Rahmân’dır, Rahim’dir.
4. Dîn gününün, hesap gününün tek hâkimidir.
5. (Haydi öyleyse deyiniz): “Yalnız Sana ibadet eder, yalnız Sen’den medet umarız.”
6. Bizi doğru yola, Sana doğru varan yola ilet.
7. Nimet ve lütfuna mazhar ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapkınlarınkine değil.
RAHMAN: Merhamet eden, şefkat eden.
Yüce Allah sonsuz merhamet sahibidir. O bütün canlı- lara merhamet eder. Çaresiz bir hayvan yavrusunun, bir bebeğin ihtiyaçlarını bilir, onlara merhamet eder.
Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz.
BİR ATASÖZÜ
“Kendiniz için istediklerinizi kardeşiniz için istemedikçe ha- kiki Müslüman olamazsınız.”
BİR HADİS-İ ŞERİF
DÜŞÜNCE SEPETİ
İnsan vücudunda; saç, sakal ve bıyıklar uzarken, kaş- larımız ve kirpiklerimiz niçin aynı şekilde uzamı-
yor? Ya uzasaydı?
Dilimiz her besinden ayrı tat alı- yor. Dilimizin “tat alma” özelliği ol- masaydı, hiç lezzet almadan yi- yip içmek, bir işkence olmaz mıydı? Ne dersiniz?
Dişlerimizin ve kemiklerimi- zin yapı maddeleri birbirine ben-
ziyor. Yediğimiz besinler hem dişlerimize hem de kemik- lerimize gidiyor. Buna rağmen, kemiklerimiz 22 yaşına kadar sürekli büyürken dişlerimiz neden belli bir uzun- lukta kalıyor? Ya dişlerimiz de 22 yaşına kadar sürekli
uzasaydı hâlimiz nasıl olurdu?
Kaşlarımızın, gözlerimizin, burnu- muzun ve ağzımızın yüzümüzdeki konumu sizce mükemmel mi? Ku- laklarımız, ellerimiz, kollarımız yerli
yerinde mi ? Yoksa, bu organları-
güzel bir görünüm” elde edebilir miyiz? Meselâ, kaşlarla gözlerin yerini değiştirme, burnumuzu alnımızın ortasına koyma ya da kulaklarımızı avucumuzun içine koyma gibi...
İstediğiniz değişiklikleri çizim yaparak gösterin ve daha güzel bir görünüm elde etmeye çalışın. Bakalım daha
güzel bir görünüm elde edebilecek misiniz?
Peki, şimdi ne düşünüyorsunuz? Allah insan- ları en mükemmel şekilde yaratmış değil mi?
Mehmet ŞENÇİÇEK
İslam’ın beş şartı vardır. Bunlar kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmektir.
Kelime-i Şehadet
Namaz kılmak
Oruç
Tutmak Zekat Vermek
Hacca Gitmek
Kelime-i Şehadet
Namaz kılmak
Oruç
Tutmak Zekat Vermek
Hacca Gitmek
Hazreti Abdullah, Mekkeli Müşriklerin Müslümanlara savaş açmak için hazırlık- lara başladığını duyunca o da savaşmaya karar verdi. Sonunda Bedir Savaşı hazırlık- ları başladı.
Küçük Abdullah bu savaşta Sevgili Pey- gamberimizi yalnız bırakmak istemiyordu.
Savaşa gitmek için Peygamber Efendimiz- den izin istedi. Ancak Sevgili Peygamberi- miz hiçbir çocuğun savaşa gitmesine izin vermedi.
HAZRETİ ÖMER’İN OĞLU ABDULLAH
Küçük Abdullah sabaha kadar uykusuz kaldı. Üzüntü içinde kıvrandı.
Ağladı, ağladı.
Daha sonra Müslümanlarla müşrikler arasında Uhud Savaşı yapıldı.
Küçük Abdullah bu savaşa da katılmak istedi ama Sevgili Peygamberi- miz yine izin vermedi.
Aradan yıllar geçti. Hazreti Abdullah büyümüştü. Artık hiç bir zaman Peygamber Efendimizin yanından ayrılmıyordu. Sevgili Peygamberimiz de Hazreti Abdullah’ı çok seviyordu. Ona nasihatlerde bulunuyordu.
Hazreti Abdullah her hâliyle Sevgili Peygamberimizi rehber edindi.
Her davranışında O’nu örnek aldı. O’nun gibi yaşamaya, O’nun gibi ko- nuşmaya, O’nun gibi ibadet etmeye çalıştı.
Çocukluğunda Sevgili Peygamberimizden, sonra babası Hazreti Ömer’den ve diğer sahabilerden ders aldı. Sonunda çok önemli bir İslâm alimi oldu. Daha sonra bu öğrendiklerini diğer Müslümanlara öğretti.
1 10
2
3
4
5
9 6
7 8
RESİMLİ ÇENGEL BULMACA
1. Allah’ın güzel isimlerinden biri. Besmelenin içerisinde de var.
2. Babamızın erkek kardeşidir.
3. Buğday, mısır, yulaf, çavdar gibi tahıllardan yapılan temel gıdamızdır.
4. Geceleri dünyamızı aydınlatmak için yaratılan gök cismi.
5. Namazdan sonra Subhanallah, Elhamdülillah ve Allahüekber sözlerini saymak için boncuklardan yapılan eşya.
6. Yüce Allah’ın Kur’andaki sözlerinden her biri.
7. Yüce Rabbimizin besmelede geçen başka bir ismi.
8. Annemizin erkek kardeşi.
9. Mallatya ilimizde yetişen turuncu renkli bir meyve.
ELİM SENDE
Elim sende oyununu oynamak için en az üç kişiye ihtiyaç vardır. Kuralları çok basit. Bir tekerlemeyle ebe belirlenir. Ebeyi belirledikten sonra başlıyoruz koşmaya.
Niçin mi? Tabi ki ebeye yakalanmamak için. Ebeye yakala- nırsanız yani ebe size eliyle dokunduğunda ebelikten kurtulur.
Bu kez ebe siz olursunuz. Ebelikten kurtulmak mı istiyorsunuz?
Ne duruyorsun, senden daha yavaş koşan bir arkadaşını seç. Ya- kalayana kadar kovala.
Hadi, daha ne duruyorsun?
Hadi ama.
kalayana kadar kovala.
Hadi, daha ne duruyorsun?
Hadi ama.
şİrİn çocuklar 2’dekİ BULMACALARIN CEVAPLARI
B
C A M
B S
A L E
A T
M E K K E
B E S M E L E
A K
Y K
R G Ü L
A R
M E D N E
Altın Kuş Masal Serisi
Bu seride canlıların yaratılış özelliklerinin ilmi gerçeklerle birlikte verilmesinin yanında;
kendimiz olma, bilinçsiz ilâç kullanmama, sahip olduğumuz nimetlere şükretme, herke- sin üzerine düşen vazifeyi yapması, gurura kapılmama, büyüklerin nasihatlerine kulak verme, alay etmenin kötülüğü, güzel görüp güzel düşünme gibi evrensel ve toplumsal değerleri bulacağımız masal tadında, zevkle okuyacağımız kitaplar var.