• Sonuç bulunamadı

TÜRK‹YE EKONOM‹S‹

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRK‹YE EKONOM‹S‹"

Copied!
30
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EKONOM‹S‹

(2)
(3)

TÜRKİYE EKONOMİSİ

2006’YA BAKIŞ

2006 yılında, makroekonomik gelişmeler tarafında önceki dört yılda olduğu gibi kamu maliyesi ve büyüme konularında olumlu gelişmeler kaydedilirken, istihdam ve cari açık sorunlu alanlar olmaya devam etmiştir.

2006 yılına damgasını vuran en önemli gelişme, yaz aylarında uluslararası piyasalarda risk iştahındaki azalmayla beraber yaşanan çalkantı olmuştur. Mayıs ayında gelişmekte olan piyasalara olan bakıştaki risk algılaması değişmiş, bu durum gelişmekte olan ülkelerin sermaye ve döviz piyasalarında genel olarak olumsuz etki yaratmıştır. Türkiye gibi, ekonomik dengeleri kırılgan olan ülkeler daha fazla etkilenmiştir.

Dalgalanmanın kurlarda yarattığı etkiyle birlikte, uygulanan ekonomik programın önemli bir performans ölçütü olan enflasyon tarafında gelişmeler olumsuz olmuştur. TCMB’nin enflasyon hedeflemesine geçtiği ilk yılda enflasyon tek haneli rakamlarda kalmasına rağmen, hem yıllık %5’lik hedefin, hem de bir önceki yılki seviyesinin üzerinde gerçekleşmiştir.

2006 yılındaki en olumlu atılım kamu maliyesi tarafında gerçekleşmiştir. Konsolide bütçe açığının milli gelire oranı 2006 sonunda %1’in altına inmiştir. Ancak, bütçe rakamlarının şeffaflığı konusunda tereddütlerin bulunduğunu da belirtmek gerekmektedir. Faiz dışı fazla, hedefin %30 üzerinde 42 milyar YTL seviyesinde gerçekleşirken, milli gelirin de %7,3’üne yükselmiştir.

Özelleştirme tarafında 2005 yılındaki performans sürdürülmüş, Tüpraş ve Erdemir gibi önemli kamu kuruluşlarının özelleştirilmesi tamamlanmıştır.

2005 yılının genelinde %16 olan Hazine’nin ortalama borçlanma maliyeti, Mayıs ayında uluslararası piyasalarda meydana gelen dalgalanma neticesinde 2006 yılında %18’e çıkmıştır. Yine de, kamu dengelerindeki iyileşmeyle beraber, kamu net borç stokunun milli gelire oranı 2006 sonunda %45'e inmiştir. İlk defa açıklanan AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranı ise

%61 seviyesindedir.

2006 yılında gayri safi milli hasıla artış hızı yavaşlamış, %6’da kalmıştır. Yavaşlamaya rağmen, yine de yüksek seyreden büyüme oranları istihdam seviyesine önemli etki etmemiş, işsizlik oranı %10 civarında kalarak 2005 yılına kıyasla anlamlı bir iyileşme gösterememiştir.

Sene başında 22 milyar $ seviyesinde olması programlanan cari Ekonomideki kırılganlıklar

gündeme gelmiştir.

Enflasyon artmaya başlamıştır.

Kamu maliyesinde iyileşme sürmüştür.

Hazine’nin borçlanma maliyeti artmıştır.

Büyüme hızı yavaşlamıştır.

(4)

gerçekleşmiştir. Buna karşın doğrudan yabancı yatırımlar ve özel sektörün sağladığı uzun vadeli krediler ile önemli ölçüde bir sermaye girişi sağlanmıştır.

Mayıs 2005-Mayıs 2008 dönemini kapsayan stand-by anlaşması çerçevesinde IMF ile ilişkiler devam etmiştir. İlk programa göre 2006 yılında 4 gözden geçirme yapılması planlanıyordu, ancak bu takvim değişmiştir. 3. ve 4. gözden geçirme çerçevesinde bahar aylarında başlayan görüşmeler sonucunda Temmuz ayında bir niyet mektubu açıklanmıştır. 5. gözden geçirme ise Ekim ayında tamamlanmış, yeni niyet mektubu Kasım ayında açıklanmıştır. 19. stand-by programı çerçevesinde IMF’den 3 milyar $ kredi kullanılmıştır.

Yıl ortasında yaşanan çalkantının etkisiyle sermaye piyasası 2006 yılını kayıpla kapatmıştır. İMKB-100 yıl içinde 32.000 civarında kadar indikten sonra yılı %2 kayıpla 39.117 seviyesinde kapamıştır. 2005 yılını %14’ün altında kapatan Hazine bonosu faizleri, 2006 sonunda %20 civarına çıkmıştır.

YTL 2006’da bir miktar değer kaybetmiştir. Uluslararası piyasalarda ABD dolarının değer kaybı neticesinde, dolar YTL karşısında %5 değer kazanırken, avrodaki artış %17 seviyesinde gerçekleşmiştir.

IMF ile üç gözden geçirme tamamlanmıştır.

(5)

KAMU MALİYESİ

IMF ile uygulanan istikrar programının temel politika araçlarından biri ve son yıllarda en iyi performans gösterilen alan sıkı mali politikalardır. Yüksek faiz dışı fazla verilerek, kamu borç yükünün azaltılması hedeflenmektedir. 2006 yılında hedeflenenin üzerinde bir faiz dışı fazla seviyesine ulaşılması sayesinde, bütçe açığı öngörülen seviyenin altında gerçekleşmiş, borç stokunun milli gelirdeki payı da gerilemeye devam etmiştir.

Ancak, bütçede özellikle vergi dışı ve tek seferlik nitelikte olan gelirlerin hayli yüksek olduğu da dikkat çekmektedir.

Bütçe Dengesi

2004 yılında bütçe sistemi değiştirilerek, “analitik bütçe sınıflandırması”na geçilmişti. 2005 yılında da uygulamada kalan bu sistem, 2006 yılında tekrar değiştirilmiştir.

2006 yılında bütçe sisteminin kapsamı genişletilerek “merkezi yönetim bütçe sistemi”ne geçilmiştir. Genel bütçe, katma bütçe ile düzenleyici ve denetleyici kurum bütçeleri tek bir bütçe kanunuyla düzenlenmeye başlamıştır. Değişiklik dolayısıyla 2005 yılı verileriyle karşılaştırma imkanı kısıtlanmıştır.

Merkezi Yönetim Bütçesi (milyon YTL)

2006 2006

Hedef Gerçekleşme Oranı (%)

Gelirler 171,309 160,326 106.9

Genel Bütçe Gelirleri 166,620 156,214 106.7 Vergi Gelirleri 137,474 132,199 104.0 Vergi Dışı Gelirler 26,435 21,372 123.7 Sermaye Gelirleri 1,841 2,269 81.1 Alınan Bağış ve Yardımlar 870 374 232.6 Özel Bütçe Gelirleri 3,292 2,963 111.1 Düzen. Denet. Kurulların Gelirleri 1,398 1,149 121.7

Harcamalar 175,304 174,322 100.6

Faiz Dışı Harcamalar 129,359 128,062 101.0 Personel Giderleri 37,733 36,021 104.8 Sosyal Güv. Kur. Devlet Primi 5,067 4,975 101.8 Mal ve Hizmet Alımları 18,646 17,721 105.2 Cari Transferler 49,603 49,108 101.0 Sermaye Giderleri 11,934 12,452 95.8 Sermaye Transferleri 2,637 1,834 143.8

Borç Verme 3,738 4,256 87.8

Yedek Ödenek 0 1,695 0.0

Faiz Harcamaları 45,945 46,260 99.3

İç Borç 38,641 38,900 99.3

Dış Borç 6,662 6,800 98.0

Diğer 642 560 114.6

Bütçe Dengesi -3,995 -13,996 28.5

Faiz Dışı Denge 41,951 32,264 130.0

Kaynak: Maliye Bakanlığı

İstikrar programının temel araçlarından biri sıkı mali politikalardır.

Bütçe gelirleri hedefi aşmıştır.

(6)

Bütçe gelirleri, hedeflenen 160 milyar YTL’lik rakamın %7 (11 milyar YTL) kadar üzerinde, 171 milyar YTL seviyesinde gerçekleşmiştir. Vergi gelirleri hedeflenen seviyeye yakın gerçekleşirken, vergi dışı gelirlerdeki performans çok daha yüksek olmuştur.

2006 yılında bütçe gelirlerinin %80’ini vergi gelirleri oluşturmuştur. Vergileme alanında iki değişiklik yapılmıştır. Sene başında kurumlar vergisi oranı %30’dan %20’ye indirilmiştir.

Mart ayında ise, tekstil ve deri ürünlerinde KDV 10 puan düşürülerek %8’e çekilmiştir.

Vergi gelirlerinin dağılımı dolaysız vergilerin ağırlığının 2006 yılında da sürdüğünü göstermektedir. Katma değer vergisi, özel tüketim vergisi ve dış ticaretten alınan vergiler, vergi gelirlerinin

%58’ini oluşturmuştur. Diğer vergilerle beraber dolaysız vergilerin payı %69’u bulmaktadır. Gelir ve kurumlar vergisi ile mülkiyetten alınan vergiler ise ancak toplamın üçte biri kadardır.

Vergi Gelirleri Dağılımı (2006)

Milyon YTL Dağılım

Vergi Gelirleri 137,554 100.0%

Gelir Vergisi 28,983 21.1%

Kurumlar Vergisi 11,158 8.1%

Mülkiyet 3,117 2.3%

KDV 15,923 11.6%

ÖTV 36,926 26.8%

Dış Ticaret 27,551 20.0%

Diğer 13,895 10.1%

Kaynak: Maliye Bakanlığı

Vergi dışı gelirler 2006 yılında hedefin 5 milyar YTL kadar üzerinde, 26 milyar YTL seviyesinde gerçekleşmiştir. Bunda TMSF’ye devrolunan Telsim’in gecikmiş borçlarının ödenmesi, özelleştirme öncesi Türk Telekom’un nakit fazlasının Hazineye devri (1,4 milyar YTL), kamu bankalarından devredilen tutar (1,4 milyar YTL), Türk Telekom’un özelleştirme taksidi (1,5 milyar YTL) gibi tek seferlik gelirler önemli rol oynamıştır.

Harcamalar tarafında, bütçe toplam giderleri programın 1 milyar YTL üzerinde, 175 milyar YTL seviyesinde gerçekleşmiştir.

Faiz dışı harcamalar bütçe ödeneklerinin 1 milyar YTL kadar üzerinde 129 milyar YTL olmuştur. Alt kalemler incelendiğinde, personel giderlerinin hedefin %5 üzerinde gerçekleştiği görülmektedir. Mal ve hizmet alımları da hedefi 1 milyar YTL kadar aşmıştır. Bu aşım, sağlık giderlerindeki (yeşil kart hizmetleri) artışı yansıtmaktadır.

Faiz harcamaları ise, artan faiz oranlarına rağmen hedeflenen sınırlar içinde kalmıştır.

Harcamalar, hedefin 1

milyar YTL üzerine çıkmıştır.

Vergi dışı gelirler 26 milyar YTL olmuştur.

Dolaysız vergiler ağırlıktadır.

Kurumlar vergisi oranı

%20’ye indirilmiştir.

(7)

Sonuç itibariyle, faiz dışı bütçe fazlası 2006 yılını, sene başında açıklanan hedefin 10 milyar YTL üzerine çıkarak, 42 milyar YTL seviyesinde tamamlamış, milli gelirin ise %7,3’üne denk gelmiştir. Sene başında hedeflenen seviye ise, milli gelirin

%6’sı idi.

Toplam bütçe açığı, hem faiz dışı fazla hem de faiz harcamalarının beklenenden olumlu gelişmesi neticesinde, 14 milyar YTL olarak hedeflenmişken 4 milyar YTL’de kalmıştır.

Bu seviye milli gelirin %0,7’sine denk gelmektedir. 2006 yılı programında bütçe açığının milli gelire oranının %2,6 düzeyinde olması öngörülmüştü.

Stand-by anlaşmasına göre Merkez Bankası kârı, özelleştirme ve faiz gelirleri, kamu bankalarından temettü gelirleri ve devreden özel gelirler hariç tutularak hesaplanan konsolide bütçe faiz dışı fazlası 33,5 milyar YTL’de kalmaktadır. Diğer kamu sektörü faiz dışı rakamları raporumuz baskıya girdiğinde açıklanmamış olduğundan, IMF programı çerçevesinde kamu maliyesi için belirlenen performans kriterlerinin yerine getirilip getirilmediği henüz belli olmamıştı.

Öte yandan, bütçe rakamlarının şeffaflığı ile ilgili kamuoyunda ciddi endişeler bulunmaktadır. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) aylık olarak yayınladığı raporlarda bütçe kayıtlarında bazı muhasebe uygulamalarına dikkat çekmektedir. TEPAV açıklanan rakamlara çeşitli düzeltmeler uygulayarak 2006 yılı bütçe açığını 13 milyar YTL olarak tahmin etmektedir.

Nakit olarak gerçekleşen, fakat çeşitli sebeplerle bütçe ödeneklerine yansıtılmayan avans mahiyetindeki harcamalar 2006 yılında 1,5 milyar YTL olmuştur. Böylece, nakit açık 5,5 milyar YTL’ye çıkmıştır.

Merkezi Yönetim Finansmanı (Milyar YTL) 2006 Finansman 5,541 Dış Borçlanma, Net -1,722 İç Borçlanma, Net 4,461 YTL Hazine Bonosu -8,224 YTL Devlet Tahvili 18,171 Döviz Devlet Tahvili -5,486 Özelleştirme 7,159 Diğer 603 Kasa/Banka -4,961 Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

2006 yılında da konsolide bütçenin finansmanı, ağırlıkla YTL cinsinden devlet tahvili ihracı yoluyla yapılmıştır. Hazine, dış borçlar, bonolar ve döviz cinsi iç borçlanmalarda net borç ödeyicisi olmuştur. Hazine’nin ihtiyacının üzerinde borçlanması Faiz dışı bütçe fazlası 42

milyar YTL olmuştur.

Bütçe açığı 4 milyar YTL’ye inmiştir.

Bütçenin finansmanı tahvil ihracı yoluyla yapılmıştır.

TEPAV bütçe açığını farklı hesaplamaktadır.

(8)

kasa/banka hesabını 5 milyar YTL kadar artırmıştır (tabloda negatif rakam artışı ifade etmektedir).

2007 yılında faiz dışı fazlanın 2006’ya göre azalarak 36 milyar YTL, ya da milli gelirin %5,7’si olması hedeflenmektedir. Faiz harcamalarıyla beraber, bütçe açığının 17 milyar YTL’yi bulması beklenmektedir.

Merkezi Yönetim Bütçesi (Milyon YTL)

2006 2007 Hedef

Gelirler 171,309 188,159

Genel Bütçe Gelirleri 166,620 183,460 Vergi Gelirleri 137,474 158,153 Vergi Dışı Gelirler 26,435 22,261 Sermaye Gelirleri 1,841 2,566 Alınan Bağış ve Yardımlar 870 480 Özel Bütçe Gelirleri 1,398 3,264 Düz. ve Denetleyici Kur. Gelirleri 1,398 1,435

Harcamalar 175,304 204,989

Faiz Dışı Harcamalar 129,359 152,043 Personel Giderleri 37,733 43,670 Sos. Güv. Kur. Devlet Primi 5,067 10,102 Mal ve Hizmet Alımları 18,646 15,587 Cari Transferler 49,603 60,863 Sermaye Giderleri 11,934 12,104 Sermaye Transferleri 2,637 3,647

Borç Verme 3,738 3,695

Yedek Ödenekler 0 2,375

Faiz Harcamaları 45,945 52,946 Faiz Dışı Denge 41,950 36,116 Bütçe Dengesi -3,995 -16,830 Kaynak: Maliye Bakanlığı

Borç Stoku

Hazine borç stokuna dair farklı kapsamlı pek çok istatistik açıklamaktadır. Bu bölümde önce toplam stokla ilgili bilgiler verilecek, daha sonra iç borç stokunun detayları incelenecektir.

Kamu Net Borç Stoku

Milyon YTL 2005 2006

Kamu Net Borç Stoku (I-II-III-IV) 269,124 257,811 I. Toplam Kamu Borç Stoku (Brüt) 348,442 363,205 İç Borç 257,535 265,915 Dış Borç 90,907 97,290 II. Merkez Bankası Net Varlıkları 30,793 45,685 III. Kamu Mevduatı 30,496 35,961 IV. İşsizlik Sigortası Fonu Net Varlıkları 18,029 23,748 Kamu Net Borç Stoku/GSMH 55.3% 44.8%

Net Dış Borç Stoku/GSMH 8.5% 5.2%

Net İç Borç Stoku/GSMH 46.8% 39.5%

Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

Kamu borcu ile ilgili farklı veriler açıklanmaktadır.

2007 yılında bütçe açığının 17 milyar YTL olması

beklenmektedir.

(9)

Kamu kesimi genel dengesi, konsolide bütçenin yanı sıra mahalli idareler, fonlar, KİT’ler ve sosyal güvenlik kuruluşlarını da içermektedir. Kamunun net borç stoku hesabında Merkez Bankası ve İşsizlik Sigortası net varlıkları ile kamu mevduatı düşülmektedir.

Bu tanıma göre, kamu kesiminin toplam net borç stokunun milli gelire oranı 2000 yılında %57’den, 2001 sonunda %90 civarına kadar yükselmişti. Bu oran, 2006 sonunda %45’e (258 milyar YTL) gerilemiştir.

Merkezi yönetimin toplam (iç ve dış) borç stoku ise, 2005 sonunda 247 milyar $’dan, 2006 yılında 245 milyar $’a inmiştir.

2006 sonu itibariyle, toplam konsolide bütçe borç stokunun

%73’ünü iç borçlar oluşturmaktadır.

Merkezi Yönetim Toplam Borç Stoku

2005 2006

Myr. YTL Myr. $ Dağılım Myr. YTL Myr. $ Dağılım Toplam Borç Stoku 331.5 247.1 100% 345.0 245.5 100%

İç Borç Stoku 244.8 182.4 74% 251.5 178.9 73%

Piyasa 169.3 126.2 51% 180.1 128.1 52%

Kamu Kesimi 75.5 56.2 23% 71.4 50.8 21%

Dış Borç Stoku 86.7 64.6 26% 93.6 66.6 27%

Kredi 44.4 33.1 13% 42.5 30.2 12%

Uluslararası

Kuruluşlar 29.7 22.1 9% 27.2 19.3 8%

IMF Kredisi 19.7 14.6 6% 15.1 10.8 4%

Hükümet Kuruluşları 7.0 5.2 2% 6.9 4.9 2%

Ticari Bankalar 7.7 5.7 2% 8.4 6.0 2%

Tahvil 42.3 31.6 13% 51.1 36.3 15%

Toplam Stok/GSMH 68% 60%

Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

2006 sonunda ilk defa Avrupa Birliği tanımlı genel yönetim borç stoku rakamları hesaplanarak açıklanmıştır.

AB Tanımlı Genel Yönetim Nominal Borç Stoku (Milyon YTL)

2001 2002 2003 2004 2005 2006

Genel Yönetim Toplam Borç 181,932 247,266 287,277 320,798 335,435 348,933 İç Borç Stoku 122,966 151,068 196,318 226,717 247,052 253,628 Merkezi Yönetim 122,157 149,870 194,387 224,483 244,782 251,470 Diğer kamu kurumları 809 1,198 1,931 2,235 2,270 2,158 Dış Borç Stoku 58,966 96,199 90,959 94,081 88,382 95,305 Merkezi Yönetim 55,754 92,795 88,420 92,046 86,738 93,579 Diğer kamu kurumları 3,212 3,403 2,539 2,035 1,645 1,726 Ayarlama Kalemleri 4,380 10,974 18,916 10,292 3,634 624 Merkezi Yönetim 6,436 15,482 28,191 24,759 22,329 24,292 Diğer kamu kurumları -2,056 -4,508 -9,275 -14,466 -18,695 -23,669 Borç Stoku 186,311 258,240 306,193 331,091 339,069 349,556 Borç Stoku/GSMH (%) 105.6 93.9 85.8 77.2 69.7 60.7

Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

Merkezi yönetim toplam borç stoku 247 milyar $ olmuştur.

AB tanımlı borç stoku ilk defa yayınlanmıştır.

(10)

Merkezi yönetim borç stokuna bazı diğer kamu kurumlarının borç stoku ile dolaşımdaki bozuk para stoku ve merkezi yönetimin elindeki DİBS'ler eklenerek AB tanımlı rakamlar hesaplanmaktadır. Hesapta iskontolu senetlerin nominal tutarı göz önüne alınmaktadır. Buna göre, Türkiye’nin 2006 sonunda borç stoku milli gelirinin %61’i kadardır.

İlerideki tabloda iç borç stokunun yapısı sunulmaktadır. Bütçe dengesindeki olumlu gelişmeler, iç borç stokunun %3 artışla 251 milyar YTL’de kalmasını sağlamıştır. Bu tutar, milli gelirin

%44’üne denk olup, 2005 yılına kıyasla 6 puanlık bir düşüş göstermiştir.

2001 yılı krizinden sonra, kamu bankalarına, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na ve TCMB’ye ihraç edilen senetleri gösteren nakit dışı iç borç stoku, toplam stokun neredeyse yarısına yükselmişti. Kriz sonrası normalleşmeyle düşmeye başlayan bu oran, 2006 sonunda %17’ye inmiştir.

İç Borç Stoku

2005 2006

Mn. YTL (%) Mn. YTL (%)

Toplam Stok 244,782 100% 251,470 100%

Nakit 194,153 79% 208,376 83%

Sabit Getirili 101,444 41% 111,457 44%

Değişken Faizli 57,907 24% 63,993 25%

Döviz/Dövize Endeksli 34,802 14% 32,927 13%

Nakit Dışı 50,629 21% 43,094 17%

Değişken Faizli 47,501 19% 41,350 16%

Döviz/Dövize Endeksli 3,127 1% 1,744 1%

Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

Sabit getirili kağıtların toplam iç borç stokundaki payı %44 iken, değişken faizli kağıtların payı %41, döviz cinsi ve dövize endeksli kağıtların payı ise %14 olarak gerçekleşmiştir.

İç Borç Stokunun Vade Yapısı (Ay)

2005 2006

Toplam 23.5 24.0

Nakit 19.6 22.3

Tahvil 21.2 23.3

Bono 3.7 2.6

Nakit Dışı 38.7 32.0 Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

İç borç stokunun vadesine bakıldığında, nakit borç stokunun vadesinin 22 ay civarına yükseldiği; buna karşın nakit dışı borç stokunda vadenin, ilerleyen yıllara paralel olarak ve yeni yüklü borçlanmalar yapılmaması dolayısıyla gerilediği gözlenmektedir. Sonuçta, 2006 sonu itibariyle toplam iç borç stokunun vadeye kalan süresi 24 ay olarak gerçekleşmiştir.

İç borç stokunun vadeye kalan süresi 24 aydır.

İç borç stoku 251 milyar YTL’de kalmıştır.

Nakit dışı stok azalmaya devam etmiştir.

(11)

İç Borç Stoku/GSMH

0%

10%

20%

30%

40%

50%

60%

70%

1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006

Kaynak: Hazine Tahvil Bono Diğer

2006 yılında Hazine’nin iç borçlanması 116 milyar YTL ile önceki yılki seviyesinin 36 milyar YTL kadar altında kalmıştır.

İç borçlanmaların vadesi değişmeyerek 27 ayda kalmıştır.

2006 yılında nakit dışı borçlanma yapılmamıştır.

İç Borçlanmanın Vade Yapısı

2005 2006

Tutar

(Mn. YTL) Ort. Vade

(Ay) Tutar

(Mn. YTL) Ort. Vade (Ay) Toplam 151,841 27.4 116,231 27.5 Nakit 151,527 27.4 116,231 27.5 Tahvil 111,411 34.9 97,701 31.5 Bono 40,116 6.5 18,530 6.4

Nakit Dışı 314 36.4 0 0.0

Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

2005 yılında iskontolu Hazine ihalelerinde işlem hacmine göre ağırlıklandırılmış ortalama bileşik faiz oranı %16 civarında gerçekleşmişti. 2006 yılında ise, ortalama faiz oranı %18’e çıkmıştır. Hazine tarafından hesaplanan toplam iç borç stokunun reel faizi 2006 sonu için %7,8 olarak tahmin edilmiştir. 2005 sonunda bu oran %8 idi.

0 4 8 12 16 20 24

01/06 02/06 03/06 05/06 06/06 07/06 08/06 09/06 10/06 11/06 0

1 2 3 4 5 6

Net Satış Yıllık Bileşik Faiz Hazine İhaleleri

% Milyar YTL

Kaynak: Hazine

2006 yılında iç borçlanmada vade değişmemiştir.

Hazine ihalelerinde ortalama faiz oranı %18’e çıkmıştır.

(12)

Borç Servisi

Hazine’nin Aralık 2006’da açıkladığı nakit bazda tahminlere göre, 2007 yılında 140 milyar YTL’lik iç borç ve 26 milyar YTL’lik dış borç anapara ve faiz ödemesi bulunmaktadır.

Toplam 167 milyar YTL’yi bulan bu ödemeleri finanse etmek üzere, 18 milyar YTL’lik dış borçlanma ve 104 milyar YTL’lik iç borçlanma planlanmaktadır. Hükümet nakit bazda 34 milyar YTL seviyesinde gerçekleşmesi beklenen faiz dışı bütçe fazlasının yanı sıra, bütçe finansmanı için 7 milyar YTL’lik özelleştirme geliri ile TMSF’den tahsilat öngörmektedir.

Hazine Finansman Durumu (Nakit Bazlı)

(Milyar YTL) 2006 2007

2005 Tahmin Hedef

I- Toplam Borç Servisi 188.6 170.8 166.5 İç Borç Servisi 167.4 145.4 140.3

Anapara 128.2 107.2 99.6

Faiz 39.2 38.2 40.7

Dış Borç Servisi 21.1 25.4 26.2

Anapara 14.9 18.6 18.2

Faiz 6.3 6.8 8.0

II- Kaynaklar ve Borçlanma 188.6 170.8 166.5 Borçlanma Dışı Kaynaklar 36.3 49.6 41.8 Faiz Dışı Fazla 32.3 38.4 34.3 Devirli/Garantili Borç Geri Dönüşü 0.2 0.6 0.7

Diğer 3.8 10.6 6.8

Toplam Borçlanma 162.0 125.9 122.0 Dış Borçlanma 12.4 15.0 17.8

Tahvil İhracı 8.6 8.2 8.2

Uluslararası Kuruluşlar 3.3 6.1 6.6

Diğer 0.5 0.6 3.0

İç Borçlanma 149.6 111.0 104.2 Kasa/Banka Değişimi * -9.6 -6.2 2.7 Döviz Hesabı Kur Farkı ** -0.1 1.4

İç Borç Çevirme Oranı 89.4% 76.3% 74.2%

*: Negatif tutar Kasa/Banka hesabında artış ifade etmektedir.

**: Pozitif tutar Kasa/Banka hesabında artış ifade etmektedir.

Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

Özelleştirme cephesinde, 2006 yılında TÜPRAŞ (%51), ERDEMİR (%46), Başak Sigorta (%57) ve Başak Emeklilikte (%41) blok satış yoluyla, THY ise %29 ikincil halka arzla özelleştirilmiştir.

Ayrıca, Emekli Sandığı ve TEKEL’e ait çeşitli taşınmazlar satılmıştır. Özelleştirme İdaresi Başkanlığının gerçekleştirdiği satışların bedeli 8,1 milyar $ olmuştur.

2007 yılında Petkim ve enerji dağıtım özelleştirmelerinin tamamlanması beklenmektedir. Ayrıca, Halkbank’ın halka arzı planlanmaktadır.

2006’da 8,1 milyar $‘lık özelleştirme yapılmıştır.

2007 yılında hükümet 104 milyar YTL’lik iç borçlanma planlamaktadır.

(13)

PARA VE KUR POLİTİKALARI

Merkez Bankası, 2002-2005 döneminde sürdürdüğü örtük enflasyon hedeflemesi politikasından sonra, 2006 yılı başında tam anlamıyla “enflasyon hedeflemesi” politikasına geçmiştir.

Buna uygun olarak, istikrar programı çerçevesinde önceki yıllarda para tabanı ve net iç varlıklar gibi bilanço büyüklükleri için hedef belirlenmesine son verilmiş, enflasyon gözden geçirme kriterleri tanımlanmıştır. TÜFE artışı için üç yıllık bir patika belirlenmiş, 2006 yılı için üçer aylık hedefler de konulmuştur.

Enflasyon hedeflemesine geçişle beraber, TCMB’nin kamuoyuna verdiği mesajlar daha da önemli hale gelmiş, bu mesajların iletilmesi için kurumsal bir iletişim mekanizması geliştirilmiştir.

Banka, 2005 yılında karar alma süreciyle ilgili kamuoyuna daha fazla ve düzenli bilgi aktarmaya başlamıştı. 2005 yılından itibaren Para Politikası Kurulu düzenli olarak her ay toplanmış, kısa vadeli faizlere ilişkin kararlar da ertesi gün açıklanmıştı.

2006 yılından itibaren ise, aylık toplantılarını sürdüren Para Politikası Kurulu, “tavsiye veren” konumundan “karar alıcı”

konuma geçmiştir. Bu ortamda, Merkez Bankası başkanlığı ve Para Politikası Kurulu üyelerinin atanmasına ilişkin belirsizliğin, ekonomik aktörler için yarattığı endişe artmıştır.

Üç ayda bir yayınlanan Enflasyon Raporunda, Bankanın enflasyon öngörüleri de yer almaya başlamıştır. Ayrıca, ilk sayısı 2005 yılında yayınlanan Finansal İstikrar Raporu düzenli olarak yılda iki kez yayınlanmaya başlamıştır.

Yılın ilk çeyreğinde TCMB’nin hedefi ile uyumlu gerçekleşen TÜFE artışı, yılın ikinci çeyreğinde uluslararası piyasalardaki çalkantı neticesinde kurların ve ardından enflasyonun artışa geçmesi ile Haziran 2006 sonunda belirsizlik aralığının üst sınırını aşmıştır. Enflasyon yıl sonuna kadar üst sınırların üzerinde gerçekleşmiştir.

Yıllık TÜFE Artış Hedefi ve Belirsizlik Aralığı

(%) Mart

2006 Haziran

2006 Eylül

2006 Aralık 2006 Dış Bant (üst sınır) 9.4 8.5 7.8 7.0 İç Bant (üst sınır) 8.4 7.5 6.8 6.0 Merkez Noktası 7.4 6.5 5.8 5.0 İç Bant (alt sınır) 6.4 5.5 4.8 4.0 Dış Bant (alt sınır) 5.4 4.5 3.8 3.0

Gerçekleşme 8.2 10.1 10.5 9.7

Kaynak: TCMB TCMB 2006 yılında

enflasyon hedeflemesine geçmiştir.

Banka tahminlerini yayınlamaya başlamıştır.

Enflasyon hedefi aşılmıştır.

(14)

IMF ile yapılan anlaşma çerçevesinde, üçer aylık dönem sonları itibariyle dış bantların aşılması halinde, ilgili gözden geçirmede program şartlılığı ihlal edilmiş olmaktadır. Bu durumda, TCMB alacağı tedbirler hakkında Fon ile istişarede bulunacak, tedbirleri de kamuoyuna açıklayacaktır. İç bantların aşılması halinde ise;

TCMB, Fon uzmanları ile görüşmelerde bulunacak, sapmanın nedenlerini kamuoyuna açıklayacaktır.

Bu çerçevede ilki ikinci çeyrek sonunda olmak üzere Merkez Bankası sonraki üçer aylık dönem sonlarında yayınladığı açık mektuplarla enflasyon konusundaki görüşünü ve aldığı tedbirleri ile yıl sonu beklentilerini açıklamıştır.

Merkez Bankası Nisan sonunda 0,25 puan düşürdüğü faizleri, Haziran ayında düzenlenen olağanüstü Para Politikası Kurulu toplantılarında iki artırımla toplam 4 puan yükseltmiştir.

Temmuz ayında yapılan son 0,25 puanlık artırımın ardından gecelik faizler %17,5 seviyesine gelmiş, sene sonuna kadar değişmemiştir.

TCMB Gecelik Repo Faizleri

Tarih Basit

09/12/2005 13.50%

27/04/2006 13.25%

07/06/2006* 15.00%

25/06/2006* 17.25%

20/07/2006 17.50%

* Olağanüstü toplantı

Kaynak: TCMB

Merkez Bankası faiz oranlarını değiştirmenin yanı sıra, YTL ve döviz likiditesine yönelik önlemler de almıştır.

YTL likiditesini çekmek üzere, TCMB bankalararası para piyasasındaki gecelik işlemlere ilave olarak Haziran sonundan itibaren bir ve iki hafta vadeli YTL depo ihaleleri düzenlemeye başlamıştır. Bu ihalelere Ağustos sonunda ara verilmiştir.

Bilindiği üzere, 2001 yılında bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılması çerçevesinde kamu ve TMSF kapsamındaki bankalara kaynak sağlanmasının ardından Merkez Bankası, piyasada kalan fazla likiditeyi ters repo işlemleriyle geri çekmeye başlamıştı. Bu durum 2006 yılında da devam etmiştir. İleride değinilecek olan Bankanın döviz alımları ise ilave likidite yaratmıştır.

TCMB’nin piyasadan çektiği likiditeyi ifade eden açık piyasa işlemleri (APİ) net ters repo bakiyesi, 2006 yılı başında, Bankanın yüklü döviz alım müdahalesinin ardından Mart ayında 20 milyar YTL’ye kadar çıkmıştır.

TCMB piyasadan likidite çekmiştir.

TCMB gecelik faizleri

%17,5’e çıkarmıştır.

Hedef aşımında TCMB açık mektuplarla kamuyu bilgilendirmiştir.

(15)

Ancak bu fazla likidite Mayıs ayından itibaren azalan bir eğilim sergilemiş, yılın son çeyreğinde 5 milyar YTL civarına gelmiştir.

Ayrıca, sterilize edilen tutarın likidite göstergesi olan para tabanına oranı da azalmıştır.

APİ Hacmi (Milyar YTL)

-5 0 5 10 15 20 25 30 35 40 45

12/05 02/06 03/06 04/06 05/06 06/06 07/06 08/06 09/06 10/06 11/06 12/06

Kaynak: TCMB

Para Tabanı APİ

Dalgalı kur rejimi, 2006 yılında da uygulamada kalmıştır. 2005 yılından sonra, 2006’da da, döviz alım ihaleleri için günlük bazda yıllık program açıklanmıştır. Günlük döviz alım ihale tutarı 20 milyon $ olarak belirlenmiştir. Ayrıca, ihalede kazanan kuruluşlara verilen opsiyonla bu rakam 60 milyon $’a kadar çıkabilmiştir. Banka, günlük alım ihalelerinin yanı sıra Şubat ortasında döviz satışlarının artmasının ardından 5,4 milyar $’lık alım yönünde müdahalede bulunmuştur.

Ancak, Mayıs ayında uluslararası piyasalarda başlayan dalgalanma neticesinde TCMB günlük döviz alım ihalelerini durdurmuştur. Kasım ayında tekrar başlatılan ihalelerde tutar 15 milyon $’a, opsiyonla beraber ise 45 milyon $’a çekilmiştir.

Mayıs ayına kadar piyasadan 3,3 milyar $ alan TCMB, Kasım ayından yıl sonuna kadar 1 milyar $ daha almıştır. Sonuçta ihaleler ve doğrudan müdahaleler ile piyasadan alınan döviz miktarı 9,7 milyar $’ı bulmuştur.

Uluslararası piyasalardaki dalgalanmanın yurtiçi döviz piyasasında yarattığı olumsuz etkiyi gidermek üzere TCMB Haziran ayında üç müdahaleyle 2,1 milyar $ satmıştır. Banka, ay sonunda açtığı iki ihaleyle de toplam 1 milyar $ daha satmıştır.

Sonuç olarak Banka 2006 yılında net anlamda piyasadan 6,6 milyar $ almıştır.

TCMB döviz piyasasına doğrudan müdahale etmiştir.

TCMB net anlamda piyasadan 6,6 milyar $ almıştır.

Yıl sonuna doğru fazla likidite azalmıştır.

(16)

IMF programında 2006 yılında TCMB’nin döviz rezervini arttırmasına yönelik bir program öngörülmüştür. Net Uluslararası Rezervler (NUR) için 2006 yılının Mart, Haziran Eylül ve Aralık sonları için hedefler konmuştur. Son iki hedef önce gösterge niteliğindeyken, daha sonra performans kriterine çevrilmiştir.

Net Uluslararası Rezervler Kriterleri (Stand-by Tanımı)

(Milyar $) Ara. 05 Mart 06 Haz. 06 Eyl. 06 Ara. 06 Taban 14.0 17.2 19.9 20.3 22.6 Ayarlanmış Taban 15.9 19.7 24.3 25.7 -- Gerçekleşme 22.4 32.4 31.0 31.0 -- Kaynak: TCMB

2007 yılında Banka enflasyon hedeflemesine, dalgalı kur rejimi altında devam edecektir. Banka, 2005 sonunda 2007 ve 2008 yılları için yıllık %4’lük bir hedefi olduğunu açıklamıştı. Bu hedefler korunmuş, 2009 yılı sonu hedefi de yine %4 olarak açıklanmıştır.

TÜFE Hedefi

2007 2008 2009 Yıllık Artış (%) 4 4 4 Kaynak: TCMB

2007 yılı için yine üçer aylık belirsizlik aralıkları konulmuştur.

Yıllık TÜFE Artış Hedefi ve Belirsizlik Aralığı

(%) Mart

2007 Haziran

2007 Eylül

2007 Aralık 2007

Üst Sınır 11.2 8.7 7.3 6.0

Hedefle Uyumlu Patika 9.2 6.7 5.3 4.0

Alt Sınır 7.2 4.7 3.3 2.0

Kaynak: TCMB

Banka orta vadeli bir perspektifte hedefine ulaşmayı öngördüğünden, 2007 yılı enflasyon tahmini bu seviyeyi aşıyor olsa bile, hedefini değiştirmemiştir. 2007 yılı başında açıklanan Enflasyon Raporuna göre %70 olasılıkla %3,6 ile %6,6 arasında bir enflasyon oranı beklenmektedir.

Döviz tarafında Kasım ayında tekrar başlatılan döviz alım ihalelerine devam edilecektir. Ancak, 2006’da olduğu gibi, olağanüstü durumlarda, önceden duyurularak, bunlara ara verilebilecektir. Yine banka aşırı oynaklık durumunda doğrudan müdahalede de bulunabilecektir.

Mayıs ayındaki çalkantının ardından Türk Lirası 2 ayda %15 civarında değer kaybetmiştir. Daha sonra YTL bir miktar toparlansa da, yıllık değer kaybı %6 civarında gerçekleşmiştir.

2006 yılında YTL ortalama

%6 değer kaybetmiştir.

2007 yılı enflasyon hedefi

%4 seviyesindedir.

NUR hedefleri performans kriteri olarak belirlenmiştir.

(17)

Reel Efektif Kur Endeksleri (1995=100)

8090 100110 120130 140150 160170 180

12/99 03/00 06/00 09/00 12/00 03/01 06/01 09/01 12/01 03/02 06/02 09/02 12/02 03/03 06/03 09/03 12/03 03/04 06/04 09/04 12/04 03/05 06/05 09/05 12/05 03/06 06/06 09/06 12/06

Kaynak: TCMB

TÜFE Bazlı ÜFE Bazlı

Parasal büyüklükler tarafında, 2006 yılında, dar anlamlı para arzı M1 ile YTL cinsinden mevduat reel olarak (TÜFE ile enflasyondan arındırıldığında) sırasıyla %4 ve %7 oranlarında büyümüştür. Öte yandan, repo hacmi yüksek faiz ortamında

%35 kadar reel genişleme sergilemiştir.

Parasal Büyüklükler (Milyar YTL)

2005 2006 % Reel

Değişim

M1 41.8 47.5 3.7

YTL Mevduat* 145.2 170.5 7.1

M2 153.1 185.1 10.3

Repo 1.5 2.2 35.2

M2R 154.6 187.3 10.5

Döviz Mevduat* 76.4 101.4 21.0 Döviz Mevduat* (Milyar $) 57.0 72.1 26.6†

M2YR 231.1 288.7 14.0

Toplam Kredi** 121.0 170.6 28.6 YTL Kredi 101.7 147.6 32.4 Döviz Kredi 19.3 23.0 8.6 Döviz Kredi (Milyar $) 14.4 16.3 13.6†

*: Yurtiçi yerleşikler, banka hariç

**: Mevduat bankaları, yurtiçi, mali olmayan kesime

†: $ cinsinden değişim alınmıştır.

Kaynak: TCMB

Yaşanan çalkantı ve YTL’deki değer kaybı sonucunda, yabancı para mevduatları ABD doları cinsinden %27 oranında artmıştır.

Döviz mevduatı ile repo hacmini de içeren geniş anlamlı para arzı M2YR, 2006 yılında reel olarak %14 seviyesinde genişlemiş ve 289 milyar YTL (205 milyar $) olmuştur.

Krediler tarafında 2003 yılında başlayan artış trendi 2006 yılı yaz aylarında TCMB’nin faiz artırımlarının ardından hız kaybetmiştir. YTL kredilerdeki reel büyüme %32’de kalmıştır.

2005 yılında bu oran %57 idi. Döviz cinsinden krediler ise ABD doları bazında %14 oranında artmıştır.

Faizlerdeki artışla beraber, kredilerdeki artış hız kaybetmiştir.

2006 yılında repolar reel olarak %35 büyümüştür.

Döviz mevduatları dolar bazında %27 büyümüştür.

(18)

Faiz oranlarındaki artış ile beraber tüketici kredilerindeki artış yavaşlamıştır. Yine de reel olarak %48 büyüyerek 46 milyar YTL olmuştur. Kredi kartları bakiyesindeki artış ılımlı olmuş, reel olarak %14 seviyesinde kalmıştır. Bireysel kredi kartları bakiyesi böylece 21 milyar YTL’yi bulmuştur.

Kredi hacmindeki büyümenin mevduattaki artışa kıyasla daha hızlı olması sayesinde, kredilerin mevduata oranı 2006 yılında 8 puan artarak %63’e çıkmıştır. 2002 yılında bu oran %25’e kadar düşmüştü.

ENFLASYON

2005 yılı başında Türk Lirası’ndan altı sıfır atılarak Yeni Türk Lirası’na geçtikten sonra, 2006 başında TCMB uzun süredir hazırlıklarını yaptığı doğrudan enflasyon hedeflemesi politikasına geçmiştir.

2006 yılı enflasyon hedefi %5 seviyesinde belirlenmiş olup para politikasının denetimi dışındaki unsurlar dikkate alınarak hedef etrafında +/-%2’lik bir “belirsizlik aralığı” belirlenmiştir.

Ancak, enflasyon yılın başından itibaren özellikle gıda fiyatlarındaki artış sebebiyle artış eğilimine girmiştir. Yılın ikinci çeyreğinde uluslararası piyasalarda yaşanan dalgalanma neticesinde Türk Lirasının değer kaybetmesi de enflasyondaki artışın devam etmesine neden olmuştur. Daha sonra Türk Lirası tekrar değerlense de yıl sonu hedefi aşılmıştır.

Sonuç itibariyle, 2002-2005 yılları arasında tüketici fiyatlarında enflasyon hedeflenen yıllık seviyenin hep altında kaldıktan sonra, 2006 yılında hedefin üzerine çıkmış, %9,7 seviyesinde gerçekleşmiştir. Üretici fiyatlarında ise enflasyon %11,6’yı bulmuştur.

Yıllık Enflasyon, Hedef ve Gerçekleşmeler

2002 2003 2004 2005 2006 TÜFE Hedef 35.0 20.0 12.0 8.0 5.0 TÜFE Gerçekleşme 29.7 18.4 9.3 7.7 9.7 ÜFE Gerçekleşme* 30.8 13.9 13.8 2.7 11.6

*: 2005 yılı öncesi TEFE serisidir.

Kaynak: TCMB, TÜİK

Tüketici fiyatları endeksinde, yıllık bazda %14’lük artışla fiyatı en fazla artan kalem konut grubu olmuştur. Bu grubun bir alt kalemi olan kira giderlerindeki artış ise %20’yi bulmuştur.

Lokanta ve oteller grubu da en yüksek artış gösteren sektörler arasındadır. 2006 yılında da önceki yıllarda olduğu gibi hizmet sektöründeki fiyat artışının daha yüksek seviyede gerçekleştiği görülmektedir. TCMB’nin hesaplamasına göre, hizmetlerdeki fiyat artışı %12,2 seviyesinde gerçekleşirken, mallardaki fiyat artışı %6,6 olmuştur.

Kredilerin mevduata oranı

%63’e yükselmiştir.

2006 yılında TÜFE artışı hedefin neredeyse 2 katına çıkmıştır.

Kira giderlerindeki artış

%20 olmuştur.

2006 enflasyon hedefi %5 olarak belirlenmiştir.

(19)

Tüketici Fiyatları (2006 Yıllık Değişim, %) Yıllık Ortalama

Toplam 9.7 9.6

Gıda ve Alkolsüz İçecekler 11.2 9.7 Alkollü İçecekler ve Tütün 5.1 21.0

Giyim ve Ayakkabı 1.9 -0.1

Konut 14.0 12.7

Ev Eşyası 7.3 5.6

Sağlık 7.9 3.8

Ulaştırma 10.1 10.3

Haberleşme 1.3 2.6

Eğlence ve Kültür 8.3 5.0

Eğitim 7.7 7.8

Lokanta ve Oteller 13.5 13.9 Çeşitli Mal ve Hizmetler 12.3 16.4

Kaynak: TÜİK

Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık fiyat artışı önceki yılın iki katının üzerinde, %11 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu kalem TÜFE’de en yüksek ağırlığa (%28) sahip olup enflasyondaki çıkışta önemli rol oynamaktadır.

2005 yılının ikinci yarısında ve 2006 yılı başında yapılan yüksek oranlı zamlar sonrasında alkollü içecekler ve tütün fiyatları fazla değişmemiş, yıllık artışları %5,1’de kalmıştır. Ancak, yıllık ortalamada artış oranı %21 olmaktadır.

Giyim ve ayakkabı grubu en düşük fiyat artışının gerçekleştiği kalem olmuş, fiyatlar yalnızca %2 artmıştır. Ancak, Mart ayında sektörde %18 olan KDV oranının %8’e indirilmesinin etkisi fiyatlara pek yansımamıştır.

Yeni Türk Lirasının değer kaybetmesi, ithal veya ithal girdiye dayanan dayanıklı tüketim mallarının fiyatlarının yılın ikinci çeyreğinde hızla artmasına sebep olmuştur. Ancak, yılın kalan kısmında YTL’nin tekrar bir miktar değerlenmesi ve iç talebin yavaşlaması neticesinde fiyatlar dengelenmiş, örneğin ev eşyası grubundaki artış %7’de kalmıştır.

Tüketici Fiyatları Endeksinden bazı alt kalemlerin dışlanması yoluyla hesaplanan “özel kapsamlı TÜFE göstergeleri”ne Eylül 2006’da yeni bir endeks eklenmiştir: İşlenmemiş gıda, enerji, alkollü içkiler, tütün ürünleri ve altın hariç hesaplanan H endeksi.

Gösterge endeksler, TÜFE’nin geçici olarak görülebilecek fiyat hareketlerinden arındırılmasına imkân tanımaktadır. Özel kapsamlı TÜFE göstergelerinde meydana gelen yıllık değişimler tabloda sunulmuştur.

Özel kapsamlı TÜFE göstergelerine bir yenisi eklenmiştir.

Tekstilde KDV indirimi fiyatlara yansımamıştır.

Gıda grubunda fiyat artışı yüksek olmuştur.

(20)

Özel Kapsamlı TÜFE Göstergeleri (2006 Yıllık Değişim, %) Yıllık Ortalama A Mevsimlik ürünler hariç 10.0 9.7 B İşlenmemiş gıda ürünleri hariç 9.2 9.0

C Enerji hariç 9.5 9.5

D İşlenmemiş gıda ürünleri ve enerji hariç 8.9 8.7 E Enerji, alkollü içkiler ve tütün ürünleri hariç 9.8 8.7 F Enerji, alkollü içkiler, tütün ürünleri ve

fiyatları yönetilen/yönlendirilen diğer ürünler, dolaylı vergiler hariç

11.2 10.1

G Enerji, alkollü içkiler, tütün ürünleri ve fiyatları yönetilen/yönlendirilen diğer ürünler, dolaylı vergiler, işlenmemiş gıda hariç

11.0 9.4

H Enerji, alkollü içkiler, tütün ürünleri,

işlenmemiş gıda, altın hariç 8.9 7.1 Kaynak: TÜİK

Üretici fiyatlarında, imalat sanayiinde ortalama fiyat artışı önceki yılki %3 seviyesinden %14’e yükselmiştir. Elektrik, gaz, su fiyatlarındaki artış ise %37’yi bulmuştur. Tarım fiyatlarındaki yıllık artışın %3 gibi düşük bir seviyede kalmasıyla, ÜFE’de yıllık artış oranı %11,6’da kalmıştır.

Tabloda ÜFE’yi oluşturan ana kalemler ile bazı alt kalemlerin fiyatlarındaki yıllık değişim oranları yer almaktadır.

Üretici Fiyatları (2006 Yıllık Değişim, %)

Yıllık Ortalama

Genel 11.6 9.3

Tarım 2.5 7.3

Sanayi 13.8 9.7

Madencilik ve Taşocakçılığı 13.6 14.6 Ham Petrol ve Doğalgaz Çıkarımı 18.0 32.5

İmalat Sanayi 12.3 9.3

Gıda Ürünleri ve İçecek 3.8 0.3 Tütün Ürünleri 11.1 23.5 Tekstil Ürünleri 13.8 6.7

Giyim Eşyası 9.3 3.2

Kok Kömürü, Rafine Edilmiş Petrol Ür. 17.1 26.2 Kimyasal Madde Ürünleri 11.1 3.3 Ana Metal Sanayi 32.0 27.4 Metal Eşya Sanayi 12.0 9.8 Makine ve Teçhizat 11.2 8.5 Motorlu Kara Taşıtı 10.6 4.1 Elektrik, Gaz ve Su 36.9 13.3 Kaynak: TÜİK

İmalat sanayiinde alt sektörlerdeki fiyat değişimleri incelendiğinde, en yüksek artış oranının ana metal sanayiinde (%32), en düşük artış oranının ise gıda sektöründe (%4) gerçekleştiği gözlenmektedir.

ÜFE’de yıllık artış %11,6’ya çıkmıştır.

(21)

Enflasyon(Yıllık, %)

02 46 108 1214 1618 20

12/03 03/04 06/04 09/04 12/04 03/05 06/05 09/05 12/05 03/06 06/06 09/06 12/06

Kaynak: TÜİK

ÜFE TÜFE

2006 enflasyonu hedefin üzerinde gerçekleşmesine rağmen, 2007 yılında Merkez Bankası enflasyon hedeflemesine, bir değişiklik yapmadan devam etmektedir.

Merkez Bankasının düzenlediği beklenti anketinin Nisan 2006 sonuçları, yıl sonu TÜFE artış beklentisinin %7,5 seviyesinde olduğunu göstermektedir. Bu rakam, TCMB’nin açıkladığı

“belirsizlik aralığı”nın üzerinde yer almakla beraber, 2006 yılına kıyasla bir düşüş ifade etmektedir.

ÜRETİM VE TALEP

2001 yılındaki %9,5’lik daralmanın ardından 2002 yılından itibaren büyüme hedefleri aşılmaktadır. 2006 yılında da, yılın ikinci yarısında nispeten bir yavaşlama olmakla beraber, yıllık

%5’lik büyüme hedefinin üzerinde bir büyüme oranı gerçekleşmiştir. Milli gelir %6 artışla 576 milyar YTL olmuştur.

Milli Gelirde Yıllık Reel Değişim (%)

-10 -8 -6 -4 -2 0 2 4 6 8 10

1989 1991 1993 1995 1997 1999 2001 2003 2005

Kaynak: TÜİK

GSMH GSYİH

2007 yılında enflasyon hedeflemesine devam edilmektedir.

2006 yılında da milli gelirdeki büyüme hedefi aşılmıştır.

(22)

Uluslararası piyasalardaki değer kaybı neticesinde, doların yıllık artışının enflasyonun altında kalması sonucunda GSMH, ABD doları bazında önceki yıla kıyasla %11 artış göstermiş ve 400 milyar $’a yükselmiştir. Böylece kişi başı milli gelir %9 artışla 5.477 $ olmuştur.

Kişi Başı GSMH($)

5000 1,000 1,500 2,000 2,500 3,000 3,500 4,000 4,500 5,000 5,500

1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006

Kaynak: TÜİK

Milli gelirin %65’ini oluşturan özel nihai tüketim, 2006 yılı toplamında %5 artmıştır. Yılın ikinci yarısında faizlerdeki artış bu gruptaki büyümeyi sınırlamıştır. Yılın ilk altı ayında bu kalem %10 oranında büyümüşken, ikinci yarıda oran %1’e inmiştir. Sonuçta, özel nihai tüketimin milli gelir büyümesine katkısı 3,4 puan olmuştur.

Öte yandan, kamunun nihai tüketim harcamaları da önceki yıla göre hızlanarak %10 civarına çıkmıştır.

Seçilmiş Harcama Kalemlerine Göre GSYİH

(Yıllık Reel % Değişim) 2005 2006

Özel Nihai Tüketim 8.8 5.2

Gıda-İçecek 8.2 3.1

Dayanıklı Tüketim 15.0 2.9 Yarı Dayanıklı Tüketim 12.9 15.8

Enerji, Ulaşım, Haberleşme -0.1 2.9

Hizmet 7.8 5.0

Kamu Nihai Tüketim 2.4 9.6

Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu 24.0 14.0

Kamu 25.9 -0.2

Özel 23.6 17.4

İhracat 8.5 8.5

İthalat 11.5 7.1

GSYİH 7.4 6.1

Kaynak: TÜİK

Özel sektör yatırımlarındaki artış devam etmiş, bu grup

%17’lik büyümeyle GSYİH’nin artışına 3,9 puanlık katkıda bulunmuştur. Yılın ilk yarısında %24 oranında büyüyen yatırımlar, ikinci yarıda yalnızca %11 artmıştır. İkinci yarıdaki büyüme temel olarak inşaat sektöründen kaynaklanmaktadır.

Özel tüketim ikinci yarıda yavaşlamıştır.

Kişi başı milli gelir 5.477 $ olmuştur.

(23)

Öte yandan, kamu kesiminde yatırımlardaki artış %5’te kalmıştır.

Harcama Kalemlerine Göre GSYİH, 2006

(Sabit Fiyatlarla) GSYİH’de Pay, %

GSYİH Büyümesine Katkı, % Puan Özel Nihai Tüketim 64.6 3.4 Kamu Nihai Tüketim 7.0 0.7

Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu 29.8 3.9

Kamu 5.0 0.0

Özel 24.8 3.9

Stok Değişimi 3.1 -2.1

İhracat 46.1 3.8

İthalat -50.3 -3.5

GSYİH 100.0 6.1

Kaynak: TÜİK

Stok birikiminin GSYİH’ye katkısı 2002-2004 yılları arasında pozitif olmuştu. 2005 yılından sonra, 2006’da da stoklardaki artış önceki yılın altında kalmış, böylece büyümeyi azaltıcı yönde etkide bulunmuştur.

İhracatın milli gelirdeki payı yüksek bir seviyede olmasına rağmen, ithalatın da hızla artması neticesinde, net ihracatın büyümeye etkisi 2002 yılından beri negatifti. 2006’da ise, net ihracatın etkisi az da olsa (0,3 puan) pozitif bir katkıya dönüşmüştür.

Milli gelirin oluşumu sektörler bazında incelendiğinde, en yüksek büyüme hızının 2005’te olduğu gibi inşaat sektöründe (%19) yakalandığı gözlenmektedir. İmalat sanayiindeki büyüme %7 ile önceki yılın üzerinde gerçekleşmiştir. Ticaret ve ulaştırma-haberleşme sektöründe katma değer sırasıyla %6 ve %3 oranlarında artmıştır. 2005 yılındaki %6’lık büyümenin ardından tarım sektöründeki büyüme 2006’da %3’e inmiştir.

Seçilmiş Sektörlere Göre GSMH Değişimi (Yıllık Reel %) 2005 2006

Tarım 5.6 2.9

Sanayi 6.5 7.4

İmalat 6.1 7.4

Hizmet 3.5 6.1

İnşaat 21.5 19.4

Ticaret 7.4 5.9

Ulaştırma-Haberleşme 8.8 3.1

GSYİH 7.4 6.1

GSMH 7.6 6.0

Kaynak: TÜİK

Üç aylık sanayi üretim endeksleri, sanayi alt sektörleri hakkında detaylı bilgi vermektedir. Endeks rakamları imalat sanayiinde yıllık ortalama üretim artışının %5,5 seviyesinde Sanayi üretimi 2006’da

%5,5 büyümüştür.

Stok birikiminin büyümeye etkisi negatif olmuştur.

Kamu kesiminde yatırım harcamaları artmıştır.

İmalat sanayiinde katma değer %7 artmıştır.

Net ihracatın büyümeye etkisi pozitife dönmüştür.

(24)

artışının ise daha yüksek, %5,9 seviyesinde gerçekleştiğine işaret etmektedir.

Seçilmiş Sektörlere Göre Sanayi Üretim Endeksinde Ortalama Yıllık Değişim (2006)

(%) Devlet Özel Toplam

Toplam Sanayi 6.6 5.7 5.8

Madencilik 9.2 -11.0 4.4

İmalat Sanayi 3.4 5.9 5.5

Gıda Ürünleri ve İçecek 1.2 6.2 6.0 Tekstil Ürünleri -9.1 -1.0 -1.1

Giyim Eşyası - -4.8 -4.8

Kok Köm., Rafine Edilmiş Petrol Ür. 1.3 21.1 2.3 Kimyasal Madde Ürünleri 13.9 6.3 7.0 Plastik-Kauçuk Ürünleri - -11.7 -11.7 Metalik Olmayan Diğer Min. Mad. 56.3 4.2 4.3 Ana Metal Sanayi 2.7 14.3 10.7 Metal Eşya Sanayi, Mak. Teçh. Hariç - 18.9 18.9 Makina ve Teçhizat 9.3 22.3 22.0 Elektrikli Makina ve Cihazlar 32.4 20.3 20.4 Taşıt Araçları ve Karoseri - 9.7 9.7 Diğer Ulaşım Araçları - 59.0 59.0 Büro, Muh., Bilgiişlem Makinaları - 121.0 121.0

Elektrik, Gaz, Su 14.5 4.4 9.1

Kaynak: TÜİK

Büro, muhasebe, bilgiişlem makinaları kalemi %121 ile en fazla artış gösteren alt sektör olmuştur. İkinci olarak %59 ile diğer ulaşım araçları gelmiştir. Metal eşya, makine ve teçhizat ile elektrikli makine ve cihazlar da %20 civarında büyümeyle hızlı büyüyen sektörler arasında yer almıştır. Öte yandan, imalat sanayiinin %16’sını oluşturan tekstil ve giyim eşyası sektörlerinde daralma olduğu dikkati çekmektedir. Mart ayında bu sektörlerde KDV oranının %18’den %8’e indirilmesinin fazla etkili olmadığı görülmektedir.

70 72 74 76 78 80 82 84 86 88

Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara Kaynak: TÜİK

2006 2005 2004

İmalat Sanayiinde Kapasite Kullanım Oranı (%)

2006 yılında imalat sanayiinde kapasite kullanım oranları, üretime paralel olarak, yıl ortalamasında ufak bir artışla %81’e çıkmıştır.

Kapasite kullanım oranı ortalaması %81 olmuştur.

Tekstil ve giyimde daralma olmuştur.

(25)

Büyüme rakamlarındaki olumlu gelişmelere rağmen, 2006 yılı ortalamasında işsizlik oranı %9,9 ile (2,4 milyon kişi) yüksek seyretmeye devam etmiştir. Daha fazla çalışmaya müsait olan kişileri gösteren eksik istihdam oranı %3,6 (890.000 kişi) olmuştur.

Türkiye nüfusu yaklaşık olarak 73 milyon kişi olmakla beraber, çalışma çağındaki nüfus 52 milyon kişi, işgücü tanımına giren kişi sayısı ise yalnızca 25 milyondur. İşgücüne katılma oranı toplam nüfusta %48 iken, kadınlarda %25’tir. İstihdam edilen kadınların sayısı 5,8 milyon olup, bu kişilerin yarısı da tarım sektöründe çalışmaktadır.

İşsizlik Oranları (%)

0 5 10 15 20

2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Kaynak: TÜİK

48 49 49 50 Eksik İstihdam 50

İşsizlik

İşgücüne Katılım (sağ eksen)

Hükümet 2007 yılında büyümenin bir miktar yavaşlayarak %5 seviyesinde gerçekleşmesini beklemektedir. Aslında, 2003 yılından itibaren yıllık büyüme hedefi bu seviyede belirlenmektedir. Büyümenin dış talep, sabit sermaye yatırımlarının seviyesi ve inşaat sektöründe devam eden ivmenin katkısı ile gerçekleşmesi beklenmektedir.

Sektörlere Göre GSMH (Reel % Değişim)

2005 2006 2007

Hedef

Tarım 5.6 2.9 2.5

Sanayi 6.5 7.4 5.2

Hizmet 3.5 6.1 5.4

GSYİH 7.4 6.1 5.0

GSMH 7.6 6.0 5.0

Kaynak: TÜİK, DPT

ÖDEMELER DENGESİ

2006 yılının ilk yarısında ivme kaybeden ihracat artışı, TL’deki değer kaybına paralel olarak yılın ikinci yarısında hızlanmıştır.

Bununla beraber, fiyat artışları ve ithal ara malları talebinin sürmesiyle ithalat, ihracattan hızlı artmaya devam etmiştir.

Ancak, üretim artışı istihdama yansımamıştır.

2007 yılında hükümet %5 büyüme hedeflemektedir.

YTL’nin değer kaybetmesiyle ihracat artmaya devam etmiştir.

(26)

Dış ticaret endeksleri, 2006 yılında ihracat fiyatlarının ortalama

%4 kadar arttığına, ihracat hacminin ise ortalama %12 büyüdüğüne işaret etmektedir. Toplamda, yıllık ihracat %16 artışla 85 milyar $’a, yeni bir rekor seviyeye yükselmiştir.

Dış Ticaret (milyon $)

2005 2006 Değ.

İhracat (f.o.b.) 73,476 85,279 16%

İthalat (c.i.f.) 116,774 137,321 18%

Dış Ticaret Açığı -43,298 -52,043 20%

İhracat/İthalat 63% 62% - Kaynak: TÜİK

İhracatta en yüksek paya sahip olan kara taşıtları ihracatında, önceki yıla kıyasla %24 seviyesinde artış meydana gelmiştir.

Makine, mekanik cihazlar, kazanlar ile demir ve çelik kalemleri de %24-26 artışla toplam ihracat artışına katkıda bulunmuştur. Öte yandan, ihracatta geleneksel olarak yüksek pay sahibi olan tekstilde önemli bir değişim olmamış; örme giyim eşyası ihracatı %5 artarken, örülmemiş giyim eşyası ihracatı %3 gerilemiştir.

Toplam ihracatın %56’sı AB ülkelerine yapılmıştır. 2005 yılında bu oran aynı seviyede idi. İhracatın %49’u da avro cinsinden olmuştur.

İthalat tarafında, 2006 yılında fiyatlar ortalama %9 ile ihracata kıyasla daha fazla artmış, hacim olarak artış ise, daha düşük, ortalama %8 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Ana mal gruplarına göre dağılım, 2006 yılında ithalatta en yüksek artışın %20 ile ara malları kaleminde meydana geldiğini göstermektedir. Ara malları altında izlenen, yakıt ve gazlar (işlem görmüş ve görmemiş) kalemi, uluslararası piyasalardaki fiyat artışları neticesinde %34 artışla 27 milyar $ olmuştur. Toplam ara mallar ithalatı ise 99 milyar $’a çıkmıştır.

2003 ve 2004’te dayanıklı tüketim mallarına olan talep artışı ile tüketim malları ithalatı en hızlı artan alt kalemdi. 2006 yılında ise, 2005 yılında olduğu gibi, tüketim malları artışı %15’te kalmıştır. Yılın ilk yarısında daha hızlı artan tüketim malları ithalatı, daha sonra kurlardaki artıştan etkilenerek yavaşlamıştır. 2006 sonunda tüketim malları ithalatı 16 milyar

$ olmuştur. Sermaye mallarındaki artış da benzer şekilde yavaşlayarak %9’a (22 milyar $) inmiştir.

İthalat yapılan ülkelere bakıldığında, Rusya Federasyonu (17,5 milyar $), Çin (9,6 milyar $) ve İran’ın (5,6 milyar $) ithalat artışının yaklaşık yarısını yarattığı gözlenmektedir. Avrupa Birliği üyelerinden yapılan ithalattaki artış ise %11’de kalmıştır.

İthalatın %59’u dolar cinsinden gerçekleşmiştir.

En yüksek büyüme, ara malları ithalatında meydana gelmiştir.

Kara taşıtları ihracatı %24 artmıştır.

İhracat 86 milyar $’la yeni bir rekor seviyeye çıkmıştır.

İhracatın %56’sı AB’ye yapılmıştır.

Tüketim malları ithalatı hız kesmiştir.

(27)

Sonuçta, ihracatın ithalatı karşılama oranında 2002 yılında başlayan gerileme 2006’da yavaşlayarak sürmüş, yıl sonunda ihracatın ithalatı karşılama oranı %63’ten %62’ye inmiştir.

İleriki tabloda yer alan ödemeler dengesine bakıldığında, 2006 yılında cari işlemler açığının artmaya devam ettiği görülmektedir. Öte yandan, bu açığı finanse edebilecek sermaye girişi sağlanabilmiştir.

Cari işlemler dengesinde ihracat rakamları, TCMB tarafından tahmin edilen ve “bavul ticareti” olarak tabir edilen kayıt dışı ihracatı da içermektedir. 2006 yılında toplam ihracat 92 milyar

$’la yeni bir rekor kırmıştır. Ağırlıklı olarak eski SSCB ülkelerine yönelik gerçekleşen bavul ticareti 2006 yılında %85 artışla 6,4 milyar $’a çıkmıştır. Bu seviye, 1997 yılından bu yana kaydedilen en yüksek tutardır. Bavul ticaretinin dahil edildiği dış ticaret açığı 2006 yılında %20’lik artışla 40 milyar $’a yükselmiştir.

2006 yılında net turizm gelirleri %8 düşüşle 14 milyar $’a gerilemiştir.

Gelir dengesi hesabı ise, önceki yıllarda olduğu gibi kamu ve özel sektörün dış borç faiz ödemeleri ile yabancıların elinde bulunan hisse senetlerine ilişkin temettü ödemeleri sonucu artmaya devam etmiş, 6,6 milyar $ açık vermiştir.

Ödemeler Dengesi

milyon $ 2005 2006 Değ.

Cari İşlemler Hesabı -22,603 -31,679 40%

Mal Dengesi -33,530 -40,128 20%

İhracat (f.o.b.) 76,949 91,719 19%

Bavul Ticareti 3,473 6,408 85%

İthalat (f.o.b.) -110,479 -131,847 19%

Hizmet Dengesi 15,272 13,384 -12%

Turizm 15,280 14,110 -8%

Diğer -8 -726 8975%

Gelir Dengesi -5,799 -6,622 14%

Cari Transferler 1,454 1,687 16%

Finans Hesabı 43,687 45,296 4%

Doğrudan Yatırım 8,723 19,231 120%

Portföy Hesabı 13,437 7,360 -45%

Diğer Yatırımlar 21,527 18,705 -13%

Merkez Bankası -803 -1,268 58%

Genel Hükümet -2,165 -712 -67%

Bankalar 10,375 703 -93%

Diğer Sektörler 14,120 19,982 42%

Net Hata ve Noksan 2,116 -2,992 -- Rezerv Varlıklar (-artış) -23,200 -10,625 -54%

Resmi Rezervler -17,847 -6,114 -66%

IMF Kredileri -5,353 -4,511 -16%

Kaynak: TCMB

İhracatın ithalatı karşılama oranı %62’ye inmiştir.

Cari işlemler açığı artmaya devam etmiştir.

Bavul ticareti önemli artış kaydetmiştir.

Dış ticaret açığı %20 artmıştır.

(28)

1,1 milyar $’lık işçi geliriyle beraber, cari transferler hesabı 1,7 milyar $ kaydetmiştir.

Sonuçta, azalan turizm gelirleri, artan faiz ve temettü ödemeleri ve dış ticaret açığı neticesinde cari işlemler açığı

%40 artışla 32 milyar $’a (GSMH’nin %7,9’a) çıkmıştır.

Ödemeler dengesinin sermaye hareketleri incelendiğinde, cari işlemler açığının, ağırlıkla doğrudan yatırımlar ve özel sektörün sağladığı krediler tarafından finanse edildiği görülmektedir.

Doğrudan yatırımlar, yeni bir rekorla 2005 yılı seviyesinin 2 mislinin de üzerine çıkıp 19 milyar $ olmuştur. Bu tutar cari açığın yaklaşık %60’ına denk gelmektedir. 2005’te bu oran

%40 seviyesinde idi.

Doğrudan yatırımların 3 milyar $’lık kısmı gayrimenkul yatırımlarıdır. Sermaye yatırımlarının sektörlere göre dağılımı ise hizmetler sektörünün %88’lik bir oranla tercih edildiğini göstermektedir. Burada, bankalara gelen yabancı ortakları gösteren finansal aracılık (7 milyar $) ile TMSF tarafından satılan bir GSM şirketi ve Türk Telekom’un özelleştirilmesini yansıtan taşımacılık, depolama ve haberleşme (6,7 milyar $) öne çıkmaktadır. Bu sektörlerin üretimi yurtiçi piyasaya yönelik olup, ileriki yıllarda düzenli döviz yaratacak yapıda değildir.

Portföy yatırımı tarafında yabancıların hisse senedi alımı önceki yılın altında kalarak 1,9 milyar $ olmuştur. Tahvil/bono talebi ise fazla değişmemiş, yabancılar 6,1 milyar $’lık DİBS, 3,4 milyar $’lık da yurtdışı tahvil alımı gerçekleştirmiştir.

Diğer yatırımlarda, özellikle yurtdışından sağlanan uzun vadeli kredilerin artması sayesinde, net olarak 19 milyar $’lık sermaye girişi olmuştur. Ağırlıklı olarak özel sektörü temsil eden diğer sektörler, net 18 milyar $’lık uzun vadeli kredi kullanırken, bankalar da net 10 milyar $’lık uzun vadeli kredi kullanmıştır.

Sonuçta, 2006’da finans hesabında 45 milyar $’lık sermaye girişi meydana gelmiştir. Öte yandan, kaynağı belirsiz döviz hareketlerini yansıtan net hata ve noksan kalemi negatife dönerek 3 milyar $ gibi bir miktarda sermaye çıkışı yaratmıştır.

2006 yılında Hazine, IMF’den 3 milyar $’lık kredi kullanımına karşılık, 7,5 milyar $ geri ödeme yapmıştır.

Yüksek cari işlemler açığına rağmen, bu açıktan daha yüksek bir sermaye girişi sayesinde, resmi rezervler 6 milyar $ artmıştır. Sonuç olarak, 2006 yılı sonunda TCMB döviz rezervleri 60,8 milyar $’a çıkmıştır.

2006 sonunda resmi rezervler 60 milyar $’ı aşmıştır.

Yurtdışından uzun vadeli kredi kullanımı artmaya devam etmiştir.

Cari işlemler açığı %40 artmıştır.

Doğrudan yatırımlar 19 milyar $’ı bulmuştur.

Bankalara 7 milyar $’lık yatırım gelmiştir.

(29)

Hükümet, 2007 yılında cari işlemler açığının 30 milyar $’da (milli gelirin %7,4’ü) kalmasını öngörmektedir. 2007 yılında dünya ekonomisinde büyümenin sürmesi beklenmektedir. Bu çerçevede, ihracat gelirlerinin 95 milyar $ düzeyine ulaşması öngörülmektedir. Öte yandan, yurtiçinde büyümenin bir miktar yavaşlayacağı tahmini çerçevesinde, ithalatın 150 milyar $’da kalması beklenmektedir.

Dünya Ekonomisi GSYİH Büyümesi (%)

2005

2006 Tahmin

2007 Tahmin

Dünya Toplamı 4.9 5.4 4.9

Gelişmiş Ülkeler 2.5 3.1 2.5

Avro Bölgesi 1.4 2.6 2.3

Gelişmekte Olan Ülkeler 7.5 7.9 7.5 Kaynak: IMF, World Economic Outlook, Nisan 2007

Dış borç istatistikleri incelendiğinde, 2006 yılında özel sektör borç stokundaki hızlı artış dikkat çekmektedir. Özel sektörün kısa vadeli borç stoku 5 milyar $, uzun vadeli borç stoku ise 31 milyar artmıştır. Dış borç stokunun %59’unu özel sektör oluşturmaktadır.

Dış Borç Stoku (milyon $)

2005 2006 Değ.

Toplam Dış Borç 168,808 206,471 22.3%

Kısa Vadeli 37,103 41,984 13.2%

Kamu 0 0 --

TCMB 2,764 2,563 -7.3%

Özel 34,339 39,421 14.8%

Orta-Uzun Vadeli 131,705 164,487 24.9%

Kamu 68,247 69,585 2.0%

TCMB 12,654 13,106 3.6%

Özel 50,804 81,796 61.0%

Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

Kamunun toplam borç stoku ise, 2006 yılında yalnızca %2 oranında artarak 70 milyar $’da kalmıştır. TCMB’nin dış borcu da fazla değişmeyerek 16 milyar $’da kalmıştır.

2002-2005 yılları arasında, dış borcun milli gelire oranı gerilemekteydi. Ancak, 2005 sonunda GSMH’nin %47’si seviyesinde olan toplam dış borç stoku, 2006 sonunda 206 milyar $’la milli gelirin %52’si düzeyine çıkmıştır.

Hazine’nin açıkladığı son tahminlere göre, 2007 yılında özel sektörün 25 milyar $, kamu kesiminin ise 17 milyar $ orta ve uzun vadeli dış borç (anapara ve faiz) geri ödemesi mevcuttur.

2007 yılında 42 milyar $ dış borç ödemesi öngörülmektedir.

Özel sektör dış borç stoku hızla artmıştır.

2006 yılında cari işlemler açığının azalması beklenmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Eğer n zamanla, r faiz oranıyla bankaya yatırılan para A lira ise her bileşik faizde para miktarı r/n kadar artar. Diğer bir deyişle bankadaki para (1+r/n)

2010 yılında ise azalan bütçe açığı ve düşük faiz oranları sayesinde, borç göstergelerinin milli gelire oranı 3-4 puan kadar gerilemiştir.. Yine de oranlar genel

2009 yılında milli gelir reel anlamda %4,7 oranında küçülmüş, yıl sonu itibariyle Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 954 milyar TL olmuştur.. Rakamlara dolar

“2008 Yılı Katılım Öncesi Ekonomik Programı”nda 2009 yılında milli gelirin reel anlamda %3,6 oranında daralması, işsizlik oranının ise yıl ortalamasında %13,5

Sonuç itibariyle faiz dışı harcamaların hedeflenen seviyenin üzerine çıkmasıyla, faiz dışı bütçe fazlası 2007 yılını sene başında açıklanan hedefin 1 milyar

Yüksek faiz dışı fazla seviyesine ulaşılması ve reel faizlerdeki gerileme sayesinde, 2005 yılında bütçe açığı öngörülen seviyenin altında gerçekleşmiştir..

Sonuç olarak, faiz dışı fazla 2003 yılında rekor düzeyde gerçekleşirken, kamu kesiminin toplam net borç stokunun milli gelirdeki payı da düşmeye devam etmişti..

Nitekim, 2001 yılında ekonomik programla ilgili pek çok sıkıntıya rağmen, bütçe dengeleri planlanandan da iyi bir performans sergilemiş, IMF tanımlarına göre