• Sonuç bulunamadı

DÜNYA TARİHİNDE AŞK ÇİFTLERİ. Beyza Karakuş Dünya Edebiyatı II

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DÜNYA TARİHİNDE AŞK ÇİFTLERİ. Beyza Karakuş Dünya Edebiyatı II"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DÜNYA TARİHİNDE AŞK ÇİFTLERİ

Beyza Karakuş Dünya Edebiyatı II

(2)

Aşk nedir? Herkeste ortak belirtiler mi gösterir? İnsanı hep mutlu mu etmelidir? Somut olarak algılanabilir mi? Kontrol edilebilir mi? Evrensel

kuralları var mıdır? Aşkın öznesi her zaman kişi mi olmalıdır?

(3)

Aşk bir başka varlığa duyulan derin sevgi olarak tanımlanır.

Buradaki sevgi duyulan varlık değişkendir. (Tanrı sevgisi, aile sevgisi)

En bilineni ise sevgiliye

duyulan yoğun his.

(4)

• Karşı cinse veya hemcinse karşı duyulan tutkulu sevgide

hormonların rol oynadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Aşk olgusunda birden fazla hormon biyolojik,

görsel,işitsel ve psikolojik etkilerle

salınır.

(5)

Aşkın sadece bilimsel bir açıklaması yoktur. Tarihte bu olguyu açıklamaya çalışan binlerce ifade, edebi eser, resim, müzik ve film vardır.

• Bu kavrama her birey, tecrübelerine bağlı olarak farklı açıklama ve yorumlar getirir.

• Aşkı biraz daha kavramak

veya anlayabilmek için

örneklerine bakmak

gerekebilir.

(6)

20.yüzyıla damgasını vuran iki Fransız, varoluşçu düşünür ve yazarın aşkı. Kadın ve insan haklarını savunan, feminizmin en önemli düşünürlerinden Simon ile özgürlüğe olan bakışı ve varoluş kavramını bu konuda açıklayan Sartre 1929’da

üniversitede tanıştılar.Bu ilişki başladığında Beauvoir 21 Sartre ise 24 yaşındaydı.

(7)

• Tanışmalarının ardından dünyaya bakış açılarının aynı olduğunu fark etmeleri tesadüf değildi. Sartre, Simon ’a “Siz, benden daha çok bensiniz. Siz, benim üst benimsiniz” der. Simon ise Sartre’da kendi eşini görür. “Kendisinde tutkun olduğum her şeyi bir tür aydınlık içinde yeniden bulduğum eş. Onunla her zaman her şeyi paylaşabilirdim.” der.

(8)

• Sartre ve Simon tanıştıktan sonra birbirlerinde ve ilişkide istediklerini özgürce bulabilmek için birbirlerine iki yıl tanıdılar ve bu süreçte iyice tanıştılar ve bazı kararlar aldılar. Bu kararlar

aralarındaki duygusal ilişkinin sabit kaldığı fakat hayatlarına zaman zaman başka partnerler aldıkları açık ilişki durumunu oluşturdu. Hiç bir zaman

evlenmediler, hiçbir zaman aynı evde yaşamadılar fakat

birbirlerine karşı her zaman

dürüst olma sözü verdiler.

(9)

• Aşkın alışılagelmiş genel ilkelerinden sadakat onların ilişkilerinde yoktu fakat birbirlerinden hiç kopmadılar ama hayatlarını da birbirlerine adamadılar. Fakat bu durumun ilişkilerinde zaman zaman kıskançlık ve anlaşılmazlıklara yol açtığı bilinmektedir. Simon,Sartreye Mektuplar kitabında ‘Başkalarına olan duygularınızı

kıskanmıyorum. Başkalarının size karşı olan duygularını kıskanıyorum’ cümlesine yer vermiştir.

• Simon, Feminizm ideolojisine olan bağlılığını tüm dünyaya açıklamaktan hiçbir zaman çekinmezken, yine de hayattaki en büyük başarısının kadın haklarında aldığı rol değil de Sartre ile beraber olmak olduğunu söylemiştir.

(10)

• "Hayatımdaki tartışılmaz en büyük başarı Sartre ile olan ilişkimdir. 30 seneden fazla süren beraberliğimizde sadece tek bir geceyi dargın geçirdik. yıllarca

konuşmaktan hiç sıkılmadık.”

• Hayatını anlayış ve özgürlük kavramları doğrultusunda ilerleten ve hiçbir zaman başkası için ideolojilerinden vazgeçmeyen Sartre ve Simon'in ilişkisi, Paris'te,

Montparnasse Mezarlığı'nda aynı mezar

içerisinde son bulmuştur.

(11)

Prens Edward ile Wallis Simpson Aşkı

ABD'li Wallis Simpson, çocukluğunda zengin olmasına rağmen, babasının ölümünden sonra maddi zorluklar yaşamış bir genç kızdı. İlk evliliğini deniz subayı ile yapmıştı fakat eşinin alkol bağımlılığı sebebi ile bu evlilik kısa sürdü. Wallis ikinci bir evlilik daha yaptı ve bu sırada İngiltere’de veliaht olan Prens Edward ile tanıştı.

Prens Edward zekası ve karizmasıyla ilgi duyulan bir erkekti.

Prens Edward, Wallisi görür görmez aşık oldu. Wallisin zarafeti ve

entelektüel birikimi prens Edwardı oldukça etkiledi. Ve aralarında oldukça yoğun bir aşk başladı.

(12)

• Wallis, 1936 yılında eşinden boşandığın yıl Prens Edward da babasını kaybetti ve VIII. Edward adıyla tahta çıktı. Birbirlerini çok seven bu çiftin beraber olmalarının önünde çok büyük engel vardı.

İngiliz Kraliyet ailesi Wallis’in hem ABD’li olmasından hem de iki evlilik yapmasından dolayı bu evliliğe onay vermedi.

(13)

Kral VIII. Edward, bir karar alması gerektiğinin farkına vardı.

1936 yılının Aralık ayında Kral Edward radyodan bir açıklama yapmaya karar verdi. Oldukça heyecanlı fakat çok kararlı bir şekilde aşık olduğu Wallis Simpson ile evlenmek için tahttan indiğini, görevini de kardeşine devrettiğini açıkladı. Sadece 325 gün krallık yapan Edward, ülkedeki bütün herkesi şoke etti. Bundan tam 6 ay sonra 3 Haziran 1937'de Edward ve Wallis Fransa'da Conde Şatosu'nda romantik bir düğünle evlendiler. Edward bu evlilikle birlikte tacını

kaybederek Windsor Dükü ünvanını aldı. Tüm dünyada yankı uyandıran bu aşk sınır tanımamış bir sevginin sembollü

haline geldi.

(14)

Yoko Ono ve John Lennon Aşkı

• Yoko Ono ariskokrat Japon asıllı bir ailenin kızı. Avangart üslup ile resimler yaratan bir ressam.

Yoko 1966 yılında, 33 yaşındayken Londra’daki galerisinde resim

eserlerini sergilediğinde John Lennon ile tanıştı.

John Lennon ise en popüler

gruplardan biri olan The Beatles’ın

kurucusu ve solisti.

(15)

• Birbirleri ile tanışmadan önce ayrı dünyaların insanları olan bu çift zamanla dünyanın en

popüler çiftlerinden biri haline geldi. Herkes bu iki farklı insanın bir arada ne kadar uyum içinde olduğunu konuşuyordu. Çift beraberken bir çok proje yaratıyordu. Sadece sanatları ile değil, aynı zamanda aktif bir şekilde Vietnam savaşını

protesto etmeleriyle de ön plandaydı.

İki ünlü ismin bu kadar uzun süre, barış ve uyum içinde bir ilişki yürütmesi 60’lı yıllar için bile

yeterince etkileyiciydi ve hatta Lennon röportajlarının birinde “İnsanlar sadece

birbirimizi sevdiğimize neden inanmıyorlar?”

diye şaşırıyordu.

(16)

• Lennon ve Ono, 1969’da Cebelitarık’ta evlendi. Beatles’ın İngiltere’de bir numara olan son şarkısı “The Ballad of John and Yoko” şarkısında dans ettiler.

• Beatles 1970’lerde dağıldı ve her grup üyesi kariyerine yalnız devam etme kararı aldı.

• Dünyadaki Beatles fanları Yoko Ono’yu sevmiyordu. Yoko, grubun milyonlarca hayranı tarafından “Beatles’ı yıkan kadın”

olarak nitelendirildi.

• John Lennon ve Elton John, 1974 yılının şükran gününde Rock-n-roll tarihinin en unutulmaz olaylarından birine imza attı.

İki efsane Madison Square Garden’da birlikte sahne aldı. Bu konser Lennon’ın son canlı performansıydı.

• Lennon ardından müzikten emekli

olduğunu; bundan sonra iyi bir baba ve eş olarak hayata devam edeceğini

açıkladı.

(17)

• John Lennon 1980 senesinde ise evlerinin önünde vurularak öldürüldü.

• John’un ölümünden sonra Yoko Ono Japonya’da John Lennon Müzesi’ni ve Reykjavik’te Imagine Peace Tower’ı kurdu.

Böylelikle Ono sevgili eşinin hatırasını yaşatarak ona olan sevgisini ifade etti.

• Öldürülmeden kısa süre önce John Lennon, Yoko Ono ile bir albüm üzerinde çalışıyordu.

Albüm için çekilen fotoğraf ikilinin beraber son kareleri oldu.

(18)

Kaynakça

• https://www.biography.com/people/groups

• https://tr.wikipedia.org/wiki/Simone_de_Beauvoir

• http://www.radikal.com.tr/yazarlar/alper-hasanoglu/sartre-ve- beauvoir-1148701/

• https://www.soylentidergi.com/bir-ask-hikayesi-john-lennon-ve-yoko- ono/

• https://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/prens-edward-ile-wallis-

simpson-aski-889

Referanslar

Benzer Belgeler

kaçırılmamalıdır. Bu araştırmada 'kadın hakları' .sözcüğü ile kastedilen kadının suf kadıı+ olduğu için erkekten farklı olarak ve erkeklerin sahip olmadığı

Gül, sünbül (kırmızı renkte de olması açısından), gül-„izâr kelimeleri renk olarak 3 kelimede, ışk, uşşâk, dil (3 kere), kalb, sîne, âh, zâr, bülbül

olarak algıladıkları için kurbanların başarılarını ya da öne çıkan olumlu özelliklerini gölgelemektir. Aktörlerin temel amacı, kurbanları psikolojik açıdan

Körfez bölgesinin en gözde finans merkezi Dubai’de devlete ait en büyük yatırım şirketlerinden Dubai World’ün piyasaya olan 59 milyar dolar borcunu ödeyemeyece

• Köylü kadınlar, erkekler ve ailelerinin kendi tarımsal ürünlerini kendi ihtiyaçları için kullanmak ve kendi tarım ürünlerini ba şka insanlara dağıtmak hakkı vardır.

Türk sinema ta­ rihinde de adından söz edi­ lecek birçok senaryonun ya­ nı sıra “Karanlıkta Uyanan­ lar” (1965), “Kara Çarşaflı Gelin” (1977), Antalya Film

‘Tombul’ çeşidinde farklı rakımların ve yöneylerin verim ve kalite özelliklerine etkisinin araştırıldığı bir çalışmada sağlam meyve oranı, her ne

verilen Hikmet Bil ile gazetenin ya­ zı işleri müdürü Samih Tiryakioğlu’ nun duruşması, dün Dördüncü Ağır. Ceza Mahkemesinde sona