;"'.
KIRŞEHİR V ALiLidi ve
G.Ü.
AHiLiK
KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA MERKEZiI. AHi EVRAN-1 VELi VE ADİLİK
ARAŞTIRMALARI
..
SEMPOZYUMU
12-13 Ekim 2004
G.Ü. Ahi Evran Kampusu / KIRŞEHiR
BİLDİRİLER CiLT : Il
Hazırlayan:
M. Fatih KÖKSAL
Kırşehir,2005
FÜTÜVVET VE AHİI.İK EKSENiNDE GÜNÜMÜZE BİR BAKlŞ
İlısan SOYSALDI•
Güzel ahlak ve örnek olma yolunda en müstesna örneklerin
verildiği tasavvufta fütüvvet de bir yiğitlik ve mertlik timsali olmayı
temsil etmektedir. Fütüvvet kelimesi asil ve tam anlamıyla insanı
kasteden bir kavramdır. Bu kavramın içinde mana ise misafirperverliği ve eli açıklılığı kendisinin hiçbir şeyi kalrnayıncaya kadar sürdürmektir.
Ahiiiiete bu güzel ahlak ve dostluk, fedakarlık içerisindeki asil duygutarla
insanların birbiriyle kaynaşması ve yardımlaşmasıdır. Birbiriyle sımsıkı
tam bir kaynaşma içerisinde olmasıdır.
Tasavvufta cömertlik bakırnından Hatem Tai, yiğitlik açısından da Hz. Ali örnek kahramanlar kabul edilmişlerdir. Bu hayat tarzı ilk
zamanlarında toplum tarafından kabül görmesinden sonra ruhani hayatta da bir ideal haline gelmiştir. Mutasavvıflar futüvvet anlayışının
peygamberlerden kalma bir ahlak yolu olduğunu belirtmektedirler.
Özellikle Hz. İbrahim ve Hz. Yusuf Peygamberlerle Aslıab-ı Kehf'e ve
Yuşa'ya bu yiğitlik namı verilmiştir.
Fütüvvet; doğruluk, cömertlik, güzel huy, göz tokluğu, dostlarla
şakalaşma, arkadaşlarla iyi geçinıne, k~tü söz dinlemekten kaçınma,
iyilik yapmayı arzıılama, güzel komşul~ güzel konuşma, ahde. vefa, aile fertlerine iyi davranma, çocukları güzel bir terbiye ile yetiştirme,
büyüklere saygılı davranma, kinden, aldatmaktan, buğuzdan
kaçınmaktır.1 Bunun yanında daha bir çok güzel ahlak ve prensipleri bünyesinde taşıyan ftitüvvet çok özel bir kavram ve hayat şeklidir.
• Dr., Fırat Üniversitesi ilahiyat Fakültesi, ELAZJG. isoysaldi@firııtedu.tr
1 Cevheri, sıhah, Kahire trs.,c.VI, ·s. 245ı-2452, Asım Efendi, Kimus Tercemesi, İstanbul 1305, c.I. s.593,
Tehanevi, KeşşM, Beyrut ı 984, c.l, s.! ı 06, aynca filtnvvet başkalarıruıi menfaatini kendi menfaatine tercih,
karşılık beklemeksizin başkalanna yardım, başka,lannı daha önemli ve daha saygıdeğer
gönnesi gibi . ·
822 I. Ahilik Araştırmalan Sempozyumu 1 12-13 Ekim 2004 1 KIRŞEHİR
İnsanlara hep sevgi ve hoşgörü ikliminden seslenen mutasavvıflar, bunu hayatın ıier . alanında başarıyla uygulamışlardır. Kardeşliği tesis etme ve sosyal hayatta bir prensip olarak kullanma tarih boyunca mevcuttur. Ticari yaşamda esnaf birlikleri ve uhuvvet anlayışı yine gönül
insanlarının arasında kuru~uş ve yayılmıştır. -
Günümüzde insanların hep benlik :ve nefsi ön plana çıkarıp, kardeşliğin, fedakarlığın unutulduğu bir dünya düzeni rağbet edilir olmuştur. İnsanların huzur ve kardeşlik içerisinde yaşadığı bir toplum
şekli hep özlem içerisinde beklenen bir hayal baline getirilmiştir. Artık çıkar ilişkilerinin geçerli olduğu, dostluğun ve yiğitliğin tarihe karıştığı
bir sosyal yapıda insanların huzurlu ve mutlu olmasını beklemek çok büyük bir rüya gibidir.
İlk sufılerden itibaren bütün· mutasavvıflar hem kendileri çalışıp elinin emeğiyle geçinmişler hem de yanındakilere çalışmayı ve elinin
emeğiyle geçinmeyi tavsiye etmişlerdir. Bunlar meslekleriyle isimlendirilen sufılerdir. Mesela Kassar, Sakati, HalUac, Verrak gibi.
Ahilik ve fütüvvet de bu çalışma ve kendi emeğiyle geçinme geleneğinin
bir devamı durumundadır. Her mesleğin kendine ait bir ü.stadı bir piri mevcuttur. Hz. Adem çiftçilerin, Hz. İdris terzilerin, gemicilerin pirinin · · Hz. Nuh olması gibi. Her meslek sahibi mesleğini [cra ederken bir ibadet bilinci içerisinde gerçekleştirir, elinden çıkan malın hilesiz ve kaliteli
olmasına dikkat ederlerdi. Bu meslekleri icra edenler ilahi bir gözetim
altında oldukları düşüncesiyle hareket ederlerdi. Yapılacak bir yanlışın hesabının verileceği düşüncesi insanları yanlış yapmaktan
alıkoymaktaydı. ·
Fütüvvet eğitiminin temelinin peygamberlere dayandırılması
insanlara ayn bir manevi hava katmaktadır. Meslek sahibi kişilerin
kendilerine örnek olarak bu yüce insanları seçmeleri çok farklı bir motivasyon olmaktaydı. Mesleğini icra ederken onlara ibadet havasını
getiren sebeplerden en başta geleni bu olsa gerekti.
Ahilik teşkilatındaki düzen ve eğitim sistemi ticari hayata yön
venİıekteydi. Ahi tekkelerinde insanlara ilk öğretilenler, dini ve tasavvufi prensipler ışığında insanlara ahlaki meziyetleri kazand ırarak onlara sosyal hayata hazır hale getirmek istenmiştir?
... anlamlara da gelmektedir. Cevheri, Sıbab, c. VI, s. 2451-2452.
2 Çağatay, Neşet, Bir Tür-k Kurumu Olan Ahilik, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara '1989, s.3.
I. Ahilik Araştırmalan Sempozyumu 1 12-13 Ekim 2004 1 KIRŞEHİR 823
Fütüvvet ve ahilik teşkilatında bütün üyeler çalışan insanlardan meydana gelmektedir. Birliğin kaideleri fiitüvvetname denilen tüzüklerle belirlenmiştir. iddia edilenin aksine sufi hayatın ticari ve ekonomik alanda nasıl etkili olduğunu kanıtlamışlardır. İş hayatlarında verilen ahlaki eğitim sayesinde örİiek birer esnaf olmuşlar, mesleklerini güzel ahiakla süslemişlerdir.
İktisadi açıdan çok önemli hizmetler gören bu müesseseler
insanları hem ahlaki açıdan hem de ticiiri açıdan eğiterek topluma faydalı
bireyler haline getirmişlerdir. Günümüzde bu tür faaliyetlere büyük ihtiyaç olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. ·İnsanlar hem kazançlarını sağlarken bunun yanında ahlaki olgunlukları elde etmeleri takd.ir edilecek bir olaydır. Bu yönüyle de tisavvufun insanlara sosyal hayata hazırlayan . onları örnek birer insan baline getiren bir bilim olduğu görülmektedir.
Fütüvvet erlerinde hizmet anlayışı ön plandadır. Kendi şahsından
önce hizmet etmeyi, halkı düşünmeyi, yoksulu ve düşkünü korumayı,
zalimle mücadeleyi kendine bir gö~ev bilir. Fütüvvet sahibi olanlar, ister zaviyede, tekkede, ister başka yerlerde olsunlar güven, doğruluk, öğüt,
tövbe, hidayet gibi hususlara uymaları zorunludur.3
İnsanları hem meslek sahibi yapan hem de onları dürüst birer .birey haline getiren bu özellik geçmiş tarihimizde sıkça kullanılmıştır. Gönüllü toplum kuruluşları bunu bir görev bilinci içerisinde gerçekleştirmekteydi.
Burada devlete iş düşmekle birlikte halk bunu gönüllü olarak yerine getirmekte ve destek çıkmaktaydı.
Mutasavvıflar fütüvveti Kur'an'dan bazı ayetlerle desteklemektedirler. Bunlardan bir kaçı "Kim Rabbiyle buluşmayı arzu
ederse iyi iş yapsın, Rabbine i badete hiçbir şeyi ortak yapmasm ". 4 Diğer
bir ayette, "Onlar Rab/arına (vasıtasız, deli/siz) inanmış fe ta/ardı "5 bu ayetlerde de görüldüğü üzere yapılan işin bir manevi arka planı olduğu düşüncesini insana kazandıran mutasavvıflar, onları motive etmeyi
başarmışlardır. İnanç ve sevgi esasını temel olarak alarak diğer
prensipleri bunun üzerine inşa etmişlerdir.
Abdurrahman Sütemi Kitabu'l-Fütüvve adlı eserinde fiitüvvetin neleri içerdiğini, hangi özelliklerin bu kavram içerisinde yer aldığını
verirken şunları i.Iade etmektedir. Fütüvvetin şartlan olduğunu belirtir ve
3 Kara, Mustafa, Din Hayat Sanat Açısından Tekkeler ve Zaviyeler, İstanbul 1990, s.125-132.
4 Kehf, /1 lO
5 Keh~ /13.
•-·.
824 I. Ahilik Araştırmalan Sempozyumu l 12-13 Ekim 2004 1 KIRŞEHİR
bazı maddeleri 'sıralar; dostların ihtiyaçlarını karşılamak, kötülüğe iyilikle cevap vermek, kababati cezalandırmamak, dostların hatalarını aramaktan vazgeçmek, güzel ahlak sahibi olmak gibi özellikleri saymaktadır.6
. Sütemi bu konu üzerine bir eser vererek konunun ehemmiyetini irade etmiştir. Bu konuya merak salan, araştırmak isteyen kişiler için kaynak eser ihtiyacına cevap veren bir eserdjr. Eserinde fütüvvetin neleri
içerdiğini geniş ve kaynaklarıyla veren müellif konunun aniaşılmasını
sağlamıştır. ·
xvm.
yüzyıl Osmanlı mutasavvıflanndan Salahaddin Uşşaki de fütüvvet hakkında şunları dile getirir. Kişi kendi için bir hak görmemeli tevazu sahibi olmalıdır. Ona göre fütüvvet tevazudan da ileri bir durumdur. Kendisini başkasından daha faziletli görmez. Düşmanlıketmez, düşmanlık istenen bir hak yüzünden olur. Fütüvvet sahibi böyle bir hak kendisinde görmez.7
İnsan baktığında böyle bir düşüncenin çok eski zamanlarda
kaldığını artık böyle bir durumun mümkün olamayacağını idrak etmektedir. Bırakın kendi hakkını hakkı olmadığı halde bir çok
düşmanlık ve kavgaların yaşandığı günümüzde bu anlayıştan ne kadar
uzaklaşıldığı açıktır. Sanki böyle düşünen insanlar hiç yaşamamış, böyle bir fıkre insanlar sahip olmamış düşüncesi insanı kaplamaktadır.
Ahilikte görünen sistem, başlarında "ahi" adı verilen başkanlan ile · · birlikte esnaf ve sanatkar dernekleri şeklindeydi. Hemen bütün şehir ve
kasaba~arda bu dernekler görev icra etmekteydiler. Her mesleğin bir piri bulunmakta ve meslek mensuplan ona karşı sorumluluklan vardı. Bu insaniann gerçekleştirdikleri hizmet günümüze bakınca daha da iyi ·
anlaşılmaktadır. Kendi aralannda yaptıkları. bu birlik sayesinde topluma
sağladıklan güven ve huzur ortamı gerçekten de övgüye değerdir. Bu demek merkezleri aynı zamanda uzak yerlerden gelen insanlar için birer
-6
Sülemi, Abdurrahman, Kitabu'l-Fütüvvet, Kalıire 1989, s. 13-25.
7 Uşşill, Salahaddin, Mir'atü'I-alam ve Müşlôlatü'l-ahlam, İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin, no: 1 196,
vr.8 1 b. Salahi'nin etkisi altmda kaldıgJ ünlü mutasavvıf İbn Mb i de ftlttüvvetin belli bir
toplulu~a, dinde ve
tasavvufta belli bir bakış açısına delalet etmedi~i bilakis bir makam oldu~u ifade ed~r. İbn Arabi,
Mubyiddip, Mucemu's-sufi, Beyrut 1981, s.872, Ateş, Süleyman, İslam Tasavvufu, İstanbul 1992,s.391-
395.
I. Ahilik Araştınnalan Sempozyumu 1 12-13 Ekim 2004 1 KIRŞEHİR 825
misafirhane görevini de yerine getirmişlerdir. Burada misafir edilen insanlar tam bir misafırpervelik örneğiyle ağırlanınaktaydılar.8 .
Mesleklerini bir disiplin içerisinde yerine getiren ahi toplulukları
hem mesleklerini en başarılı biçimde yaparken, diğer yandan toplum içerisindeki ahlaki ve ticari bozulmanın önüne geçmişlerdir. İnsanlar bu sayede alışveriş yaparken güven duyarak yapmışlar, toplum bu sayede kendi insanına olan itimadını üst seviyelere çıkarmayı başarmıştır.
Toplum içerisinde baş edilemeyen, huzuru bozan, insanları aldatan, ticareti hile aracı haline getiren insanları yola getirmek için fütüvvet gruplarının kurulduğu görülmektedir. İnsanların esnaf ve sanatkartarla olan münasebetlerinde çoğu zaman şikayette bulunmaları ve hep acaba
aldatılıyor muyum endişesi içerisinde bulunmaları günümüz sosyal
hayatmın en önemli problemlerindendir. Ahilik teşkilatının görevlileri esnaf arasında kurdukları denetim mekanizması sayesinde en küçük
yolsuzluğa dahi izin vermemekteydiler. Buna uymayan esnaf hakkında
dükkan kapatma cezası uygularupaktaydı. Esnafın tabii olacağı esaslar en ince ayrıntısına kadar belirlenmişti.9
Toplum hayatmda en önemli unsurlardan birisi insanların huzur içerisinde bir yaşam sürmeleridir. Hayatm her safhasmda insanlar, başka
insanlar tarafından aldatılacağını, istismar edileceğini, mağdur edileceğini düşünmeden yaşamaları en önemli mutluluk sebebidir. Böyle bir toplumda insanlar arası ilişkilerde sevgi ve saygı, güven ve hoşgörü ön planda olacaktır.
Ahi teşkilatları hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyan kurallar
getirmişler, üreticiyi korumak için yeri geldiğinde üretime sınırlama,
tüketiciyi korumak için de fiyatlara narh koymuşlardır. Bugünkü mallarda aranan standartlar gibi o günde satılan mallarda belli bir kalite istenmekteydi. Esnaf birlikleri fiyat belirlerken malın kalitesine göre bir fiyat tespit ederlerdi. O malı alan tüketici güven içerisinde . malın
kalitesini bilerek kullanırdı. Bu standartiara uymayan ve hileli mal satanlara yolsuz denilirdi. Bunlar esnaf tarafından dışlanırlar, kimse onlara mal vermez, imal ettiği malı da· satamazdı. Esnafın kendi içersinde
8 Snmer, Faruk, O~uzlar, AÜ.D.T.C.F. yay.,Anka.ra 1972,s.l63,Temren, Belkıs, Tasavvuf Düşüncesinde
Demokrasi, KOltür Bakanlı~ Yay., Anlqıra 1995, s.42-45.
9 Şeker, Mehmet, İslam'da Sosyal Dayanışma Müesseseleri, Ankara 1997, s. 175-176.
....
826 1. Ahilik Araştırmalan Sempozyumu /12-13 Ekim 2004 1 KIRŞEHİR
kurduğu bu kontrol sistemi günümüzde son derece lüzumlu .olan bir sistemdir.10 ·
Esnaf arasında f~iş fiyat almak, hileli iş yapmak, bozuk terazi kullanmak büyük bir suç kabul edilerek, cezaya çarptırılırdı. Meslekten men cezası vermeye kadar giden yaptırımlar görünmektedir. Bazı cezaların t~plum içerisinde verilerek diğer jnsanlara da ibret vermek
amacı güdülmekteydi.
Bugün sosyal imkanların arttığı günümüzde insanların huzur ve ğüvene ihtiyaç duydukları bir gerçektir. Sosyal hayatı oluştııran kitleler içersinde büyük bir kesimi oluştııran esnaflar arasında ahlaki prensipierin
yerleştirilmesi günümüze ışık tutacak özellikleri barındırmaktadır. Maddi cezalar ne kadar caydıncı olursa olsun bunun yanında önemli olan insanlara ahlaki güzeliiki erin kazandınlmasıdır.
Tarihimizdeki güzel örnekleri ele alıp günümüz insanına sunmak için yeniden gözden geçirmek faydalı bir faaliyet olacaktır. Bütün
bunların temelinde de eğitim olduğu bir gerçektir. Ailede başalamak
üzere çocuklara topluma yararlı birer birey olması için lüzumlu bilgiler verilmelidir.
Fütüvvet şartlarına baktığımızda çok özel ahlaki vasıflar
görmekteyiz. Bunlardan bazıları, insanların sana nasıl işlem yapmalarını
istiyorsan o şekilde davran, insanın ke~di nefsini hesaba çekmesi, gücü yeterken affe'tmek, başkalarının kusurlarını bırakıp kendi kusurlarıyla meşgul olmak, halka güzel zan besleyip, onlara saygıyı muhafaza etmek, bela gelince şikayet etmeyip sabretmek, dünya tamalıma düşmernek gibi . daha bir çok maddeyi sıralamak mümkündür.
İnsanların maddi ve manevi arayış içerisinde olduğu günümüzde çözüm yolları gösterecek, insanları huzura erdirecek fırsatların sunulması
gerekmektedir. Kötü ve yanlış örneklerin sayısızca sergilendİğİ top~um hayatında güzelliklerin de olduğu unuttıırulmamalıdır. Güven itimat duygusunun yok olduğu insanların hep şüphe içerisinde oldukları gerçeği
toplumun balini ortaya koymaktadır.
Fütüvvet ve ahi kuruluşları sadece mesleki açıdan insanlara eğitim
vermemiş aynı zamanda nasıl iyi bir insan, örnek vatandaş olunur bunun portresini insanlara çizmiştir. İnsanın sadece kendi için yaşarnarlığını yeri
geldiğinde başkaları içinde kendi haklarından fedakarlık etmeleri
gerektiği mensuplarını ve dotaylı olarak tüm ~alka anlatılmıştır .
10 Ekinci, Yusut: Abilik, Ankara 1993, s. 70-71.
I. Ahilik Araştırmalan Sempozyumu 1 12-13 Ekim 2004 1 KIRŞEHİR 827
Halk böyle insanları görerek ve onların davranışlarını fark ederek kendi hayatına da bir düzen vermeyi istemiştir. Sosyal çevrede örnek
insanların çok olduğu bir toplumda kötü davranışların azalma eğilimi
içerisinde olacağı muhakkaktır. İnsanlar birbirlerini hem iyi hem de kötü şekÜde etkileyebilirler. Kişi arkadaşının huyundan muhakkak bir şeyler
almıştır. Kötü arkadaş insanı yanlış davranışlara sürükleyeceği gibi iyi dostta insanı güzel davranışlara sevk edecektir.
Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz. İnsan hayatının her anında, her
safhasında eğitime ihtiyaç duymaktadır. Eğitimin yaşı ve zamanı yoktur.
Bu illa okulda olacak başka yerde olmaz demekte yanlış olacaktır. Ahilik gibi örnek kuruluşlara geçmişte nasıl ihtiyaç varsa günümüzde daha da fazla ihtiyaç vardır.
G~nümüzde insanların maddi kaygılarını ön planda tutup manevl duygularmdan uzaklaştığı düşünülürse insanlara durumlarının ne
olduğunu hatırlatmalı, onlara nasıl bir yola doğru gittiklerini göstermek gerekmektedir. Sevinç ve hüzünlerini paylaşabilen, birbirine yardım
etmeyi, muhtaca el uzatmayı görev bilen bir toplum olabilmek en büyük ideal olmalıdır. Böyle bir toplumun bozulması, yozlaştırtlması da mümkün olamayacaktır.
BİBLİYOGRAFYA
Asım Efendi, .Kamus Tercemesi, İstanbul 1305.
Ateş, Süleyman, İslam Tasavvufu, İstanbul 1992.
Cevheri, sıhah, Kahire trs ..
Çağatay, Neşet; Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Türk Tarih Kurumu Yay., Aııkafci 1989, s.3.
Ekinci, Yusuf, Ahilik, Ankara 1993, s. 70-71.
İbn Arabi, Muhyiddin, Mucemu's-sôfi, Beyrut 1981.
Kara, Mustafa,. Din Hayat Sanat Açısından Tekkeler ve Zaviyeler, İstanbul 1990. ·
Sülemi, Abdurrahman, Kitabu'I-Fütüvvet. Kahice 1989, s.l3-25.
Sümer, Farıık, Oğuzlar, A.Ü.D.T.C.F. yay.,Ankara 1972.
828 I. Ahilik Araştınnalan Sempozyumu 1-12~ 13 Ekim 2004 1 KIRŞEHİR
Şeker, Mehmet, ,İslam'da Sosyal Dayanışma Müesseseleri, Ankara 1997.
Tehanevi, Keşşif, Beyrut 1984.
· Teınren, Belkıs, Tasavvuf Düşüncesinde Demokrasi, Kültür
Bakanlığı Yay., Ankara 1995.
Uşşaki, Salahaddin, Mir'atü'l-ilam ve Müşkilatü'l-ahlam,
İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin, no: 1 l 96.