• Sonuç bulunamadı

EPİDEMİYOLOJİK ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİNDE ÇOCUKLARDA KULLANILAN İNDEKSLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "EPİDEMİYOLOJİK ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİNDE ÇOCUKLARDA KULLANILAN İNDEKSLER"

Copied!
76
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EPİDEMİYOLOJİK ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİNDE

ÇOCUKLARDA KULLANILAN İNDEKSLER

Prof.Dr.Serap ÇETİNER

(2)

Epidemiyoloji toplum ağız sağlığı biliminin temel prensiplerinden biridir.

Değişik zamanlarda ve dünyanın değişik yerlerinde toplumların sağlık durumlarının ve hastalıklarının

çevre ve yaşam koşulları içinde incelenmesi demektir.

(3)

Toplumdaki hastalık oranları “prevelans” veya “insidans”

verileri şeklinde rapor edilir.

Prevelans: Belirlenen bir zaman noktasında bir toplumda mevcut olan hastalıkllı vaka sayısını belirtir.

İnsidans: aynı populasyonu bir zaman periyodu boyunca takip ederek ve bu zaman periyodu boyunca populasyonda tespit edilen yeni vakaların sayısıyla oluşur.

(4)

Epidemiyolojik araştırmaların sonuçlarından yararlanabilmek toplanan verilerin güvenilir ölçütlere dayalı olmasına

bağlıdır.

Bu ölçütlerin en önemliside indekslerdir.

(5)

DİŞ ÇÜRÜK İNDEKSLERİ A- Çürük prevelans hızı

B- Çürüğün şiddet derecesini belirleyen indeksler a- DMF-T

b- DMF-S c- DIMF d- df

e- df-s f- dif

g- D 1-4 MF-T h- D 1-4 MF-S

i- kişi başına düşen çürük sayısı

j- riskte olan diş başına düşen çürük sayısı k- diş mortalite hızı

l- radyografik indeksler

(6)

C- Çürük insidans hızları

a- çürük insidans hızı b- ortalama çürük hızı

c- ECSI (extrapolated carious surface increment index)

d-DMFU e-DMFU-S

D- Laboratuar bulguları ile ilgili indeksler a- çürük duyarlılık deneyleri

-Tükürükte laktobasil sayımı -Synder testi

-Fosdich deneyi

b- Plak aktivite testleri -Modifiye Synder testi -Plak pH

-D-K çürük testi

(7)

c- Beklenen çürük aktivitesini belirleyen parametreler -tükürüğün tamponlama kapasitesi

-uyarılmış tükürükte Streptekok mutasyon titrasyonu -plak oluşum oranının klinik değerlendirilmesi

-St. Mutans C serotipi ile reaksiyona giren tükürük aglutinin kantitasyonu

d-SMAPPI ( S. Mutans Approximal Index) E- Tedavi gereksinimini belirleyen indeksler

a- UGTİ(uygulanması gerekli tedavi indeksi) b-UTİ (uygulanmış tedavi indeksi)

c-Tİ (treatment indeks)

(8)

ÇÜRÜK PREVELANS HIZI

Bir toplumda ağzında çürük ve sonuçlarını taşıyan kişilerin çokluk derecesini gösteren bir değerdir.

Yüzde olarak ifade edilir.

Ağzında çürük bulunan kişi sayısı

ÇPH= --- x 100 Muayene edilen kişi sayısı

(9)

Çürüğün şiddet derecesini belirleyen indeksler DMF-T

Toplumun çürük ve sonuçları açısından hangi düzeyde olduğunu anlamamıza yardımcı olan bir indekstir.

Sürekli dişler için hesaplanır

Muayene edilen kişilerde saptanan çürük diş sayısı+dolgulu diş sayısı+

çürük nedeniyle çekilen diş sayısı

DMF-T= --- muayene edilen kişi sayısı

D= Decay ( Çürük) M= Missing ( Kayıp) F= Filled ( Dolgulu) T= Tooth ( Diş)

(10)

DMF-S

Muayene edilen kişilerde saptanan çürük yüzey sayısı+dolgulu yüzey sayısı+çürük nedeniyle çekilen diş sayısı

DMF-S= --- muayene edilen kişi sayısı

D= Decay ( Çürük) M= Missing ( Kayıp) F= Filled ( Dolgulu) S= Surface ( Yüzey)

Azı dişler için yüzey sayısı 5, kesici ve kanin dişler için 4 yüzey kabul edilir.

(11)

Çürük dişin saptanması

Diş yüzeyinde bir lezyon kavite oluşturmuşsa, minenin altı çürümüşse, taban veya duvarlarında yumuşama varsa çürük olarak kaydedilir.

Dişte geçici dolgu varsa veya fissür örtücünün kenarında çürük başlamışsa çürük olarak kaydedilir.

Çürük nedeniyle kron kaybı olmuş sadece kök kalmış dişler çürük olarak değerlendirilir.

WHO nun görüşü CPI sondunun( community periodontal indeks) oklüzal, bukkal ve lingual yüzeylerdeki görünen çürüğü

saptamak için kullanılmasıdır.

(12)

M bileşeni

Daimi dişlerde çürük nedeniyle kaybedilen dişler bu kategoriye dahil edilir.

Başka nedenlerle ( ortodontik,periodontal,travma) çekilmiş Dişler DMF indeksine kaydedilmez.

F bileşeni

Kron üzerinde daimi restorasyon varsa ve çürük yoksa dolgulu olarak kaydedilir.

Diş rengindeki dolgularda ayıretmek zor olduğundan çok dikkatli olunmalıdır.

Fissür örtücü uygulanmış dişler sağlam kabul edilir.

Sadece çürük nedeniyle kron uygulanmış dişler bu kategoriye dahil edilir.

Dişte hem dolgu hem çürük varsa çürük kabul edilir.

(13)

DIMF indeksi

Tedavi edilemeyecek kadar çürük dişler I harfi ile gösterilir.

(14)

SÜT DİŞLERİ İÇİN KULLANILAN İNDEKSLER df dfs indeksleri

DMF indekslerinin süt dişi için uygulanan şeklidir.

Eksik olan süt dişleri hesaplamaya katılmaz.

Çünkü süt dişinin fizyolojik olarak mı düştüğü veya çürük veya başka bir nedenle mi çekildiğini saptamak güçtür ve hataya düşme olasılığı yüksektir.

Bu nedenle sadece çürük ve dolgulu süt dişleri hesaplanır.

(15)

dif indeksi

Süt dişlerinde çürük (d), tedavi edilemeyecek kadar çürük (i) ve dolgulu (f) dişler hesaplanır.

(16)

D 1-4 MF-T ve D 1-4 MF-S indeksleri

Bu indekslerde çürük 0-4 arası sınıflandırılmaktadır.

0= sağlıklı

1=ince çizgi, tebeşirimsi görünüş 2=ince kahverengi çizgi

3=genişliği 2mm den küçük çürük lezyonu 4= genişliği 2mm den büyük çürük lezyonu

(17)

DMFU ve DMFU-S indeksi

Uzun süreli araştırmalarda yeni süren dişlerin durumunu incelemek amacıyla kullanılır.

U harfi unerupted sözcüğünden gelir.

Araştırmanın devamı sırasında yeni süren dişlere ilişkin DMF indeks değeridir.

(18)

Significant Caries Index

Bir çok ülkedeki çürük durumunun detaylı analizleri

12 yaş grubu çocukların bir kısmı tamamen çürüksüz olduğu halde, bir kısmının hala yüksek veya çok yüksek DMFT

değerleri olduğunu göstermektedir. Ortalama DMFT değeri her zaman tüm toplumun çürük durumunu yansıtmamaktadır.

Yani tamamen çürüksüzlük oranı artmasına rağmen

12 yaşındakilerde yüksek DMFT skoruna sahip geniş bir kitle vardır.

Bu nedenle Significant Caries İndex inceleme altındaki her toplumun yüksek çürük değerlerine sahip bireylerine dikkat çekmek amacıyla düzenlenmiş bir indekstir.

(19)

Significant Caries Index hesaplanması:

1)toplumdaki bireylerin DMFT değerleri saptanır.

2) Toplumun en yüksek çürük skoruna sahip 1/3 i seçilir.

3)Bu alt grup için ortalama DMFT hesaplanır. Bu değer SiC Indeks değeridir.

(20)

Bu örnekte %45 çürüksüz (DMFT=0), ortalama DMFT 1.91 ve SCI 4.61

(21)

WHO 2015 yılı hedefi

12 yaş grubunda SCI nın

3 den küçük olmasıdır.

(22)

Dişlenme durumu ve tedavi gereksinimi 55 54 53 52 51 61 62 63 64 65

18 17 16 15 14 13 12 11 21 22 23 24 25 26 27 28

85 84 83 82 81 71 72 73 74 75

48 47 46 45 44 43 42 41 31 32 33 34 35 36 37 38

(23)

DURUM TEDAVİ

Daimi dişler Süt dişleri

0- sağlıklı A 0- yok

1-çürük B 1- sealant

2-çürük+dolgu C 2- tek yüzlü dolgu

3-dolgulu, çürük yok D 3-2 veya daha fazla yüzlü

dolgu

4-çürüğe bağlı çekim E 4-kronköprü

5-başka bir nedenle çekim - 5-köprü elemanı

6-sealant,cila F 6-pulpa tedavisi

7-köprü-özel kron G 7-çekim

8-sürmemiş veya eksik diş - 8- başka tedai

T- travma 9-diğer

(24)

Çürük değerlendirmesi yaparken ayna ve sond kullanılmalıdır.

Sond 50 incelemeden sonra değiştirilmelidir.

Dişin tüberkül tepesi ağız içinde görülüyorsa veya sond ucu ile dokulunabiliniyorsa diş ağızda mevcut olarak kabul edilir.

Süt ve sürekli diş aynı anda aynı yerde görülüyorsa, daimi diş sayılır.

(25)

İNDEKS YAŞLARI VE YAŞ GRUPLARI

5 YAŞ- Bu yaş süt dişlerindeki çürük seviyesinin belirlenmesi için önemlidir.

12 YAŞ- Pek çok ülkede, okul sistemiyle kolaylıkla güvenilir örneklerin elde edilebileceği son yaştır.

3. Molar dişler hariç tüm daimi dişler ağızda mevcuttur.

Bu nedenle 12 yaş hastalık trendlerini uluslar arası ortamda karşılaştırma ve izleme için çürüğün küresel yaşı seçilmiştir.

15 YAŞ-Bu yaşta daimi dişler sürmüş ve 3-9 yıl boyunca ağız ortamına maruz kalmıştır. Bu nedenle çürük görülme sıklığı 12 yaşındakilerden daha anlamlıdır. Bu yaş aynı zamanda

ergenlik çağındakilerde periodontal hastalık değerlendirilmesi için önemlidir.

(26)

Çocuklarda süt ve sürekli dişlerde yaş önemli bir faktör olduğundan her yaş grubu için ayrı ayrı df/DMFT

değerlerinin saptanması da önerilmektedir.

(27)

ÜLKEMİZDE VE DÜNYADA ÇOCUKLARDA AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI DURUMU

(28)

Diş çürükleri alınan tüm önlemlere rağmen çocukluk

döneminin önemli problemlerinden birini oluşturmaktadır.

Gelişmiş ülkelerde diş ve dişeti hastalıklarında önemli

ölçüde azalma gösterirken, ülkemizin de içinde bulunduğu Gelişmekte olan ülkelerde diş çürükleri hala önemli bir sorun oluşturmaktadır.

(29)

12 YAŞ GRUBUNDA DMFT

ÜLKE YIL DMFT

AVUSTURYA 1978 3.0

1984 3.8

1988 4.3

1994 3.0

1997 1.7

2002 1.0

BELÇİKA 1972 3.1

1989-91 2.7

1998 1.6

2001 1.1

BULGARİSTAN 1993 3.1

1998 4.2

2000 4.4

(30)

HIRVATİSTAN 1991 1999

2.6 3.5

KIBRIS 1992 2.1

ÇEK CUMHURİYETİ 1987

1993 1998 2002

3.3 2.7 3.4 2.5

DANİMARKA

1975 1978 1980 1985 1988 1991 1994 1995 2000 2001 2002 2003

5.2 6.4 5.0 2.1 2.2 1.3 1.4 1.2 1.0 0.9 0.89

0.9

(31)

ESTONYA 1992 1998

4.1 2.7

FİNLANDİYA 1975

1994 1997 2000

6.9 1.2 1.1 1.2

FRANSA 1987

1993 1998

4.2 2.1 1.9

ALMANYA ALMANYA

ALMANYA Almanya

(32)

YUNANİSTAN 1960 1985 1993 1998 2000

3.8 4.3 1.6 2.7 2.2

MACARİSTAN 1985

1991 1996

5.0 4.3 3.8

İZLANDA 1981-82

1991 1993-94 1996

8.3 3.4 2.2 1.5

İRLANDA 1984

1992 2002 1984 1993 2002 1997

(non fluoridated) 3.3 (non fluoridated) 2.1 (non fluoridated) 1.3 (fluoridated) 2.6 (fluoridated) 1.4 (fluoridated) 1.1 1.1

(33)

HOLLANDA 1985 1989 1992-93

2002

1.7 1.1 0.9 0.8

NORVEÇ 1985

1993 1998 2000

3.4 2.1 1.5 1.5

POLONYA 1985

1991 1992 1998 2000

4.4 5.1 5.14

4.0 3.8

PORTEKİZ 1984

1990 1999

3.7 3.2 1.5

ROMANYA 1986

1992 1995 1998

3.1 4.0 3.4 7.3

(34)

SLOVAKYA 1987 1998

2.0-5.0 4.3

SLOVENYA 1993

1998

2.6 1.8

İSPANYA 1984

1994 2000

4.2 2.3 1.12

İSVEÇ 1937

1977 1990 1995 1997 1999 2000 2001 2002

7.8 6.3 2.0 1.4 1.0 0.9 1.0 0.9 1.1

(35)

İSVİÇRE 1964-68 1988 1992 1996 2000

8.0 2.0 1.45 0.845

0.95

TACİKİSTAN 1985-90 1.2

TÜRKİYE 1988 2.7

TÜRKMENİSTAN 1985-90 2.6

UKRAYNA 1984

1992

3.7 4.4

İNGİLTERE (UK) 1983

1993 1996-97 2000-01

3.1 1.4 1.1 0.96

ÖZBEKİSTAN 1988-90

1996

2.8 1.4

(36)
(37)

İngiltere’de son 20 yılda 5 yaş grubunda dmft %50 oranında azalma göstermiştir.

Finlandiya’da 1975 yılında 5 yaş grubunda dmft 5.0 iken 1991 yılında 1.4 ‘e düşmüştür. 12 yaş grubunda ise DMFT 1975 yılında 6.9 iken 1997 de 1.1 e düşmüştür.

Hollanda’da 6 yaş grubunda çürüksüz çocuk yüzdesi 1989 da

%60 iken 1996 da %78.9 a yükselmiştir.

İsviçre’de 7 yaş grubunda dmft 1968 yılında 6.4, 1976 yılında 3.6, 1984 yılında 1.8 ve

1992 yılında 1.5’e düşmüştür. 12 yaş grubunda DMFT 1968 yılında 5.6 iken 1996 yılında 0.84 e düşmüştür.

(38)

ABD’de 1948 yılında 12 yaş grubunda DMFT 4.8 iken, 1989 yılında 1.6-2.0 düşmüştür.

Meksika’da tuzlara florür eklenmesinden sonra 12 yaş Grubunda DMFT 1988 yılında 4.39 iken, 1997 yılında 2.47 ye düşmüştür.

Hong-Kong ‘da 1961 yılından beri sular florlanmaktadır.

Bunun yanısıra florlu diş macunu kullanımının yaygın

Olmasına bağlı çürüksüz çocuk oranı %61’e yükselmiştir.

(39)

WHO verilerine göre dünya genelinde DMFT 1.74 dür.

DMFT< 3 olan ülkeler, yani 2000 yılı hedefine varmış

ülkeler tüm ülkelerin (128 ülke) %70 ini oluşturmaktadır.

Bu 128 ülke ise dünya nüfusunun %85ini oluşturmaktadır.

(40)

WHO HEDEFLERİ

1979 yılında “2000 yılında herkes için sağlık” şeklinde formüle edilen genel bir plan çerçevesinde varılmak istenen hedef:

5-6 yaş grubunun %50 sinin çürüksüz olması

12 yaş grubunda DMFT 3 veya 3 ten az olmasıdır.

(41)

1988 yılında WHO 2010 ve 2025 yılları için hedef belirlemiş:

2010 yılı hedefleri:

5 yaş grubunun %80’i çürüksüz olacak

12 yaş grubunda ikiden fazla çürük, kayıp veya dolgulu diş (DMF<2) olmayacak.

20 yaşındakilerin %75 i çürük inaktif olacak.

2025 yılı hedefleri:

5 yaş grubunun %90 ı çürüksüz olacak 12 yaş grubunda DMFT<1 olmalı

20 yaş grubunun %90 ı çürük inaktif olmalı

(42)

TÜRKİYE’DE AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI

Ülkemizde diş çürükleriyle ilgili ilk epidemiyolojik çalışma 1955 yılında yapılmış ancak daha sonra

1970 yılına kadar hiç bir çalışma yapılmamıştır.

1970 lerden sonra diş ve dişeti hastalıklarının

Epidemiyolojisi ile ilgili bir çok çalışma yapılmasına rağmen, standart bir yöntem izlenmediğinden,

verilerin toplanması ve karşılaştırılması mümkün olamamaktadır.

Diş çürüğü insidansı ile ilgili sağlıklı veriler elde edebilmek için WHO belirlediği kriterlere uygun değerlendirmeler yapılmalıdır.

(43)

1987 yılına kadar yapılan araştırmalarda, 5-6 yaş grubunda df/dmft 3-6.78

12 yaş grubunda DMFT 1-5 olarak bulunmuştur.

90’lı yıllardan sonra araştırmalarda 5-6 yaş grubunda df/dmft 4-5 arası

12 yaş grubunda DMFT 1-3 olarak bulunmuştur.

(44)

Ülkemizde WHO ve Sağlık Bakanlığı tarafından desteklenen ilk ve en geniş kapsamlı çalışma

1990 yılında yapılmıştır.

6000 çocuk değerlendirilmiştir.

6 yaş grubunda süt dişi dizisinde çürüksüz çocuk oranı %16.8, dmft 5.15 olarak bulunmuştur.

6 yaş grubunda DMFT 0.40 iken 12 yaşında 2.73’e yükselmiştir.

(45)

4500 çocuk üzerinde yaptığımız bir çalışmada 5-6 yaş grubunda dmft 4.5

11 yaş grubunda DMFT 1.22 olarak bulunmuştur.

(46)

WHO değerlendirme kriterlerine göre DMFT 0.1- 1 arasında ise çok düşük

1.2- 2.6 arası düşük 2.7- 4.4 arası orta 4.5- 6.5 arası yüksek

> 6.5 arası çok yüksek

(47)

Bu değerler göz önüne alındığında ülkemizde 5-6 yaş grubunun orta-yüksek

12 yaş grubunda düşük-orta seviyede olduğu görülmektedir.

(48)

Türkiye’de çürüksüz çocuk oranı 1981 yılında 6 yaş grubunda %12,

9-10 yaş grubunda %4 1998 yılında 6-7 yaş grubunda %19

9-10 yaş grubunda %10 İsveç’te

1985 yılında 6 yaş grubunda %45 2001 yılında 6 yaş grubunda %75

WHO 2000 yılı hedefi 5-6 yaş grubunun %50 si çürüksüz olmalı

(49)

0-18 YAS GRUBUNDA TOPLUMUN ÇÜRÜK AKTİVİTESİNE GÖRE TOPLUM AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI PROGRAMLARININ

PLANLANMASI VE UYGULANMASI

(50)

Toplum ağız diş sağlığı programının planlanabilmesi için öncelikle toplumun sağlık problemlerinin, etnik yapısının, beslenme alışkanlıklarının, eğitim düzeyinin ve hastalığın şiddetinin bilinmesi gereklidir.

Bu bilgiler toplandıktan sonra önceliğin nelere ve kimlere verileceği saptanır.

Çürükten korunma programları planlanırken toplumun yaş dağılımı önemli bir faktördür.

Etkili ve en ucuz yöntem için en geniş hedef grup seçilmeli ve bu gruba öncelik verilmelidir.

(51)

Planlama yapılırken

Hangi kaynaklar kullanılacak

Tedavileri kim, nerede gerçekleştirecek Finansmanı kim sağlayacak

Sorularının cevabı verilmelidir.

(52)

DSÖ; TADS programlarının düzenlenmesinde ülkenin kaynaklarına ve çürük sıklığına göre şu önerileri

getirmiştir.

Kaynakları düşük-orta düzeydeki toplumlarda; çürük henüz düşük seviyede ancak yükselme eğilimi

gösteriyorsa

 içme suyuna veya tuza fluorid eklenmesi

 fluoridli gargara programları

 fluoridli diş macunu kullanımının yaygınlaştırılması

 şeker tüketiminin azaltılması( yılda kişi başına 20kg. dan az)

 düşük şekerli veya şekersiz çerezlerin geliştirilmesi

 oral hijyen eğitimi

(53)

TOPLUMUN ÇÜRÜK AKTİVİTESİNE GÖRE TADS PROGRAMLARI:

Yüksek çürük insidans ve prevalansı:

Yüksek çürük değerlerine sahip toplumlarda

 içme suyuna veya tuza fluorid eklenmesi

 okullarda fluoridli gargara programları

 fluoridli diş macunu kullanımının yaygınlaştırılması

 şeker tüketiminin azaltılması( yılda kişi başına 20kg.

dan az)

Örneğin 35-40 sene önce İsveç' te çürük prevalansı yüksekti ve oral hijyen kötü olduğundan her yıl bir çok çocukta yeni çürük gelişimi gözleniyordu. % 0.2 lik fluoridli

gargara kullanılan okul programlarının başlatılmasıyla çürük % 30-50 oranında azaldı. ABD ve İngiltere'de sulara

fluorid eklenmesiyle çürük oranlarını azaltmışlardır.

(54)

Düşük-orta çürük insidansı:

Çürük riskine bakılmaksızın, tüm bireylerin kişisel ağız bakımı yapmaları ve hjiyen alışkanlıklarının yerleştirilmesi sağlamak en ucuz yöntemdir. Böyle toplumlarda, bireysel risk

saptanması ve ihtiyaca yönelik korunma yöntemleri gereklidir.

(55)

ÇÜRÜK RİSKİNE GÖRE KORUNMA

Çürük oluşma riski farklı yaş gruplarına, bireylere,dişlere ve diş yüzeylerine göre önemli farklılıklar gösterir. Bu nedenle çürükten koruma önlemleri yaş gruplarından diş yüzeylerine

kadar inerek planlanmalıdır.

Risk gruplarından biri hamile anneler ve 1-2 yaş grubu çocuklardır.

(56)

Çalışmalar tükürük mutans streptokoklarının yüksek olduğu annelerin, bu organizmaları bebeklerine geçirdiklerini

göstermiştir. Bu da bebeklerde çürük gelişimine neden olabilmektedir. Yapılan başka bir araştırmada, bir yaşında dişlerinde plak olan ve gingivitisli bebeklerin ileri dönemlerde

birçok çürük dişe sahip oldukları , temiz ve sağlıklı diş ve dişetine sahip bebeklerin ise ileride çürüksüz oldukları gözlenmiştir. Bu nedenle hamile anneler ve 1-2 yaş grubu bebeklere öncelik verilmelidir. Bakterilerin anneden bebeğe

geçişinin önlenmesi, bebeğin beslenmesi ve diş temizliği konularında hamile ve yeni anneler eğitilmelidir.

(57)

5-7 yaş grubu:

1. ve 2. daimi azı dişinin oklüzalinde görülen hemen hemen tüm çürük lezyonları, dişlerin distal ve orta fossasından başlar. Bunun nedeni süren dişte plak birikiminin sürmesini tamamlamış dişe göre daha hızlı olmasıdır. Ayrıca dişin maturasyonu tamamlanmadığından süren dişler çürüğe daha hassastırlar. Bu nedenle bu dişlerin

sürme yaşı olan 5-7 yaş grubu diğer risk grubunu oluşturmaktadır. Bu grupta alınacak önlemler:

 ebeveynlerin günde iki defa fluoridli diş macunuyla çocuklarının dişlerini fırçalamalarını sağlamak,

 profesyonel mekanik diş temizliği

 Fluoridli cila,jel uygulaması

 Çürüğü çok hassas bir çocuksa fissürlerin cam ionomer ile örtülmesi

(58)

11-14 yaş grubu

İkinci daimi molar dişin sürme yaşı olduğundan yukarıda belirtilen riskler bu yaşta da geçerlidir.

Görüldüğü gibi 7-8 yaşlarına kadar çocuğun ağız sağlığının sorumluluğu ebeveynlere aittir. 8-9 yaştan sonra çocuklar

ağız-diş sağlığı konusunda motive edilmeli, eğitilmelidir.

Ayrıca profesyonel düzeyde mekanik diş temizliği, fluorid uygulamaları, fissür örtücü uygulamaları yapılmalıdır.

(59)

Ağız sağlığı koruma programlarının yapılabileceği ve eğitim verilebilecek öncelikli hedef grupları

1- Okul öncesi çocuklar (0-5 yaş) 2- Okul çağı çocuklar ( 6-16 yaş)

3- Gençler ( 16-24 yaş) 4- Yetişkinler (25-64 yaş)

5- Yaşlılar ( 65 yaş üstü)

(60)

Hedef gruplara ulaşabileceğimiz yerler ise:

1- Anaokulları

2- İlköğretim okulları

3- Mental retardasyonlu çocukların devam ettiği okullar 4- Askeri okullar

5- Fabrika ve endüstri sahaları

6- Profesyonel gruplar ( Dişhekimleri, ebeler, hemşireler) 7- Öğretmen eğitim okulları

8- Sağlık merkezleri 9- Yaşlılar evi

(61)

OKUL PROGRAMLARI

(62)

Okul sağlık programları:

1- Toplumun ihtiyaçlarına uygun olmalıdır

2- Eğitim bilgilendirmeyi sağlamalı ve kişisel bakım için uygun davranışların gelişmesini sağlamalıdır.

3- Okul sağlık programları için gerekli finansman, eğitimci personel, materyaller sağlanmalıdır.

(63)

Okul sağlık programının planlanması:

1- verilerin toplanması

2- ihtiyaçların belirlenmesi 3- önceliklerin belirlenmesi 4- amacın belirlenmesi

5- finansmanın belirlenmesi gereklidir.

(64)

Okul ağız ve diş sağlığı programlarının içeriği:

Diş çürüğü, gingivitis ve ağız kanserlerinin engellenmesi için önlemler alınmalıdır. Düzenli kontroller ve tedaviler

yapılmalıdır. Okullarda diş ve destek doku yaralanmalarına karşı acil tedavi yapılabilmelidir.

Tüm sınıflarda ağız ve diş sağlığı bilgileri verilmelidir.

Okullarda oral sağlık eğitiminin normal müfredata sokulması gereklidir. Okul programlarında

-oral sağlık personeli, -okul idarecileri,

-ebeveynler ve

öğretmenler beraber çalışmalıdır.

(65)

Okul öncesi çocuklar:

Bu dönem çocuklarında bilgiler onların anlayabileceği basit cümlelerle verilmelidir. Fluor ve fissür örtücüler hakkında kısa bilgiler verilir. Bu yaş grubu çocuklar eğlenceli olan

şeyleri öğrenmeye heveslidirler. Bu nedenle bilgiler mümkün olduğunca eğlenceli olarak verilmeli, slayt, film gibi görsel araçlardan yararlanılmalı ve anlatma süresi çok

uzatılmamalıdır.

Okul ağız diş sağlığı programlarında bilgiler yaş gruplarına göre planlanarak anlatılmalıdır. İleri sınıflarda çok daha

geniş ve detaylı bilgiler verilebilir.

(66)

Okul sularına fluorid eklenmesi:

Eğer çocukların yaşadığı bölgede suda fluor seviyesi

düşükse okul sularına fluor eklenebilir. Ancak bu yöntem pahalı bir yöntemdir. Okul programları için önerilen fluor konsantrasyonu 4.5 ppm dir. Çünkü okulda çocuklar

günlük su alımlarının çok az bir kısmını alırlar. Bu

yöntemle yapılan bir programda çürük oranı yaklaşık %40 oranında azalmış ve 12 yıl sonunda bir iki vakada orta derecede fluorozis görülmüştür.

(67)

Diet ve koruma

Diet ve beslanme hakkında temel bilgiler mutlaka okul programının bir parçası olmalıdır. Çocuklar şekerin çürük yapıcı rolünü öğrenmelidir. Çürük yapıcı gıda maddelerinin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Okul kantinlerinde çürük yapıcı gıdaların satılması engellenmelidir.

(68)

Okulda diş fırçalama:

İdeal olarak okul saatlerinde de diş fırçalaması yapılmalıdır ancak bu pratik olarak çok mümkün olmamaktadır.

Okulda fluorid programı:

Fluoridli gargara ve fluor tableti uygulamaları etkili bir koruyucu yöntemdir. Fluorlu gargaralar okul öncesi

çocuklarda uygulanmamalıdır. Bir çok Avrupa ülkesinde tüm okul çocuklarına fluorlu gargara programı

uygulanmaktadır.

Okullarda fluor tablet uygulanması gargaraya göre daha kolay bir yöntemdir. 1 veya 0.5 mg fluor içeren tabletlet her gün çocuklara verilir ve bir dakika süreyle ağızlarında

emerek tutmaları söylenir.

(69)

Fissür örtücü uygulamaları:

Daha pahalı bir yöntem olmasına karşın , fissür örtücüler çürük oluşumunu engellemede çok etkilidirler. Mümkün olduğu durumlarda okul programlarında fissür örtücü uygulaması yapılmalıdır.

(70)

Namibia

Nambiada 1991 yılında 12 yaş grubunda DMFT 1.2 gibi düşük bir düzeyde olmasına karşın, toplumun çürük yapıcı faktörlere gittikçe

daha fazla maruz kalması nedeniyle önlem alınması gerektiği düşünülmüş.

Namibia’da bu çalışma için pilot bölgeler seçilmiş.

İlkokul çocuklarının başlangıç ağız sağlığı durumları, oral hijyen alışkanlıkları, diet alışkanlıkları saptanmış.

Öğretmenlere 2.5 gün süren eğitim programı uygulanmış.

Çocuklara diş fırçası verilmiş. Eğitmenler eşliğinde diş fırçalamaları gerçekleştirimiş.

(71)

1996-98 yılları arasında 65 gülümseyen okul

10 bölgeden 19 dişhekimi ve oral hijyenist eğitilmiş

169 öğretmen eğitilmiş

8 bölgeden 36 hemşire eğitilmiş

(72)

Bulgaristan

Flor eklenmiş süt projesi

Süte flor eklenmesi çocukların günlük süt ihtiyaçlarını karşılarken aynı zamanda dişlerini çürüğe karşı koruyan

floru almaları

Bu proje 1988 yılında Bulgaristanın Asenoygrad  

kasabasında başlatılmış. 3-10 yaş grubu çocukların yarısı florlu süt içerken diğer yarısı flor eklenmemiş süt

içmişler. Sütün ve florun günlük dozu 200ml süt ve 1mgr florür olarak ayarlanmış.

3yıl sonunda 6.5 yaş grubu florlu süt içen çocuklarda dmft %40 DMFT kontrol grubuna göre %89 oranında

azalmış

(73)

İsveç’te okullarda florlu ağız çalkalayıcısı programı İsveç’te küçük bir kasabada diş hekimi bulunmadığından  

çocukların çürük oluşma açısından yüksek risk altında oldukları saptanmış.Bu nedenle 2001 yılında okul florlu

gargara projesi geliştirilmiş.

13-15 yaş arası 400 öğrenci, her gün öğle yemeğinden sonra 10ml % 0.05 NaF solusyonu ile çalkalama yaptı.

Çürük prevelansı 12-16 yaş arası çocuklarda artma eğiliminde olduğundan, bu proje 7-9 sınıf öğrencileri

hedef kitleyi oluşturdu.

(74)

Florür solusyon naneli, kola veya limon gibi farklı tatlarda hazırlanmış. Florürlü solusyon günlük hazırlandı. 1 litre

solusyonun maliyeti 49 SEK ( Nisan 2002 de yaklaşık 5 USD) Çocuk başına düşen fiyat 0.5 SEK

(75)

8 hafta sonra projeye katılan çocuklara anket formu dağıtıldı.

proje hakkındaki düşünceleri  hangi sıklıkta çalkalama yaptıkları

önerileri soruldu.

Günde 3.6 şişe ( 1000ml) NaF solusyon kullanılmış bu da çocukların %72 sinin hergün çalkalama yaptığını

göstermiş.

Neden çalkalama yaptıkları sorusuna çocukların % 84 ü çürüğü önlemek için yanıtını vermiş.

Niye çalkalama yapmadıkları sorusuna ise bazıları evde yaptıklarını, tadını sevmediklerini veya çalkalama

yapmayı sevmediklerini söylemişler

Okuldan mezun olduktan sonra çalkalamaya devam edip etmeme hakkında ne düşündükleri sorulduğunda sadece

%15 i kesinlikle yaparım cevabını vermiş.

(76)

Kuzey irlanda

 'Boost Better Breaks'-

İlkokullarda ders aralarında çürük yapıcı özelliği olan gıdaların satışının tüketiminin azaltılması amacıyla

başlanmış. Boost Better Breaks (BBB

Kuzey İrlanda da halkın düşük sosyoekonomik seviyede olması nedeniyle çürük oranları yüksek. Daha fazla şeker

tüketimi var. Ders aralarında süt , meyve tüketimi konusunda öğretmenler ve veliler uyarılmış. Okul kantinleerinde yağ ve şekerden zengin abur cuburların

satılması önlenmiş.

2001 yılından beri bu bölgedeki ilkokulların % 80i bu programa dahil olmuş. , Programın ilk 2 yılındaki bulgular

çürük gelişiminde bir iyileşme göstermemekle birlikte sağlıklı diş sayısında artma konusunda pozitif bir gelişme

saptanmış.

Referanslar

Benzer Belgeler

Soldan sağa doğru sıralanışlarıyla Cezaevi Müdürü Haşan Tahsin Akıncı, Naci Sadullah, Nâzım Hikmet, Esat Adil.. Müstecaplıoğiu, Abidin Dino, cezaevinin

Bu nedenledir ki Cemile’nin yazar tarafından iyi olarak tanımlanan aykırı tutumu gelenekçi çevreler tarafından olumlanmamış, ayrıca yazarın güzel olarak

Çürük prevalans hızının en düşük olduğu grup 7 yaş erkekler grubu, en yüksek olduğu grup ise 10 yaş kız ve erkek grupları ile 15 yaş kız grubudur.. Genel olarak

Çocuklarda fiziksel olarak bazı bölgelerde sık sık sakatlık yaşanması zamanla o bölgelerde kronik sakatlık oluşumuna neden olur.. Kronik sakatlıkların başında

Bu çalışmada, karışık dişlenme dönemindeki çürüklü ve çürüksüz kız ve erkek çocuklarda total antioksidan sevi- yesi (TAS), total oksidatif stres (TOS), oksidatif

A) Çocukların aşırı oyun oynamaları ruhsal gelişimleri için zararlıdır. B) Oyun ve oyuncaklar çocuğun ruhsal gelişimi için gereklidir. C) Gelecekte mutlu çocuklar

Bunun tarifi çok zor.&#34; Peki zencilerin bağrından kopup gelen caz müziğinin üzerine Anadolu'nun bağandan kopup gelen bir klarnetçi çalınca nasıl oluyor.. &#34;Çok