• Sonuç bulunamadı

T ü rk yazı sanatları müzesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "T ü rk yazı sanatları müzesi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

. . .

T ü r k

yazı

sanatları

müzesi

Arkeolog Erdem YÜCEL Yazı müzesinin tesis edildiği medrese

Vakıflar Genel Müdürlüğü t i r taraf-tan yurdumuzda bulunan abidelerimizi res-tore ederek orijinal durumlarına getirir-ken, diğer yandan da günümüze gelebilmiş vakıf sanat eserlerini toplamaktadır. Böy-lece eserlerin en iyi şekilde bakımları ya-pılabilmekte, müzeler halinde ilim adam-larının, araştırmacıların, meraklıların isti-fadesine sunulmaktadır. Bu yöndeki çalış-malara başlangıç olarak 1967 yılında Amca-zade Hüseyin Paşa külliyesinde Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Müzesi açılmış bunu ya-pı olarak başlıbaşma bir müze hüviyetinde olan. Yeni Cami Hünkâr Kasrının hizmete girmesi takib etmiştir (1)

Bu müzelerin hemen arkasından Türk Yazı Sanatları Müzesinin açılabilmesi için gerekli hazırlıklara başlanılmıştır. Böyle bir iş için de istenilen malzeme vakıfların elinde mevcut idi. Zirâ vakıf teberriikât an-t a r l a n n d a her biri başlıbaşma sanaan-t eseri niteliğinde olan sayısız kur'anlar, vakfiye-ler, tuğlalar, levhalar vardı. Bunun yanı sı-ra yıllarca kapalı kalan b u malzemelerden araştırmacılar, ilim adamları gerektiği gi-bi istifade edememişti.

Türk Yazı Sanatları Müzesinde sözünü ettiğimiz ecdat yadigârı eserler en iyi şe-kilde muhafaza edilmesine çalışılacak ve ay-nı zamanda da Türk sanatına bir hizmette bulunulacaktı. Müzeye yer olarak Vatan Caddesindeki Sultan Se'im Medresesi, diğer bir ismi ile Halıcılar Köşkü Medresesi se-çildi. XVI'ncı yüzyıl Türk mimarisinin üze-rinde durulması gereken eserleüze-rinden olan bu vapıvı Tuhfetül mi'marin ve Tezkiretül ebniye M'maı- Sinan'ın eserleri arasında göstermektedir. (2)

Medrese, Kanûni Sultan Süleyman ta-rafından babası Yavuz Sultan Selim'in ha-tırasına izafeten yaptırılmıştır. Klâsik Türk

mimarisi üslûbundaki yapı topluluğu on-dokuz medrese hücresi, darülkurra ve çeş-meden meydana gelmiştir. Burada dikkati çeken bir özellik darülkurranm yanındaki minare kaidesidir. Bu minare camiye olan ihtiyaç üzerine H. 970 (M. 1562) yılında yap-tırılmıştır. (3) Bu arada üzerinde durulma-sı gereken önemli bir başka nokta da Çar-şambadaki Yavuz Sultan Selim Camisinin bu medreseden dolayı Mimar Sinan'ın eseri olarak düşünülmüş oluşudur. Konumuz dı-şında olduğundan bu konuya ve medresenin mimari yapısına başka bir yazımızda tek-rardan değineceğiz.

Türk Yazı Sanatları Müzesinde medre-se hücreleri ile dersanesinden teşhir yeri olarak faydaianılmıştır. Ayrıca camekânlar-la örtülü revakcamekânlar-lara da bir kısım teşhir mal-zemesi yerleştirilmiştir. Bu arada krono-lojik sıra takib edilmiyerek eserler yazı çe-şitlerine göre ayrı ayrı guruplar halinde sergilenmiştir. Eski yazı çeşitlerimizin en güzel örneklerinin bulunduğu müze şu sek-siyonlardan meydana gelmiştir: Sülüs ve nesih, Tâlik, Tuğralar, Meşk örnekleri. Halk sanatları, Mütenevvi yazılar, Hilyeler, İşleme yazıları, Padişah yazıları.

Bunların yanı sıra Se'çuklulara ait yaz-ma eserlere de burada rastlanyaz-maktadır. XIV yüzyıla tarihlendirilen ve her sayfası değişik madalyonlarla tezhip edilmiş olan bu kur'anlar Fatih Camiinde bulunarak mü-zeye getirilmiştir. Ayrıca müzede teşhir edi-len yazılar tezhip bakımından da değcrP-dir. Zira hat vc tezhip yanyana yürüyen iki kardeş sanattır. Hat sanatı tezhip sanatı i'e bir ahenk kazanır ve kendisini daha zi-yade gösterir. Bu bakımdan hattatlar eser-lerini umumiyetle tezhip ile süslemişlerdir Müzede de buna en iyi bir örnek olarak otuz cüzden meydana gelmiş bir buhari

şe-rifi gösterebiliriz. Bunda her bir cüz ayrı ayrı şekillerde nefis bir tarzda tezhip edil-miştir.

MÜZEYİ MEYDANA GETİREN SEKSİYONLAR :

Sülüs ve Nesih yazılar seksiyonu: Türk yazı sanatının- en güzel sülüs ve nesih yazı örnekleri müzenin yedi odasını doldurmuş bulunmaktadır. Buraca sülüs ve nesih yazı ile yazılmış bir çok kur'an, cüz, hilye, icazetname... teşhir edilmektedir.

Bilhassa bunlar arasında XIII yüzyıla tarihlendirilen nesih yazılı, farsça tercümeli kur'an ile XIV yüzyılın reyhani yazılı kur'a-nı dikkati çekmektedir. Bundan başka X I V ncü yüzyılda Bursa Yeşil Camiine vakfedil-miş nesih yazılı kur'an, Karahisarlı Nasuhi-zade İdrisin yazmış olduğu ve son sayfasın-da sayfasın-da Sultan Ahmet I H ' ü n tuğrası ile vak-fiyesini ihtiva eden kur'an da ilgi çekici eserler arasındadır. Bunların yanı sıra Env. 39 numaralı kur'anın da Hz. Muhammedin ravzasmda 300 yıl okunduğu söylenmekte-dir.

Bu seksiyonu süsleyen eserlerin başında Hattat Şefik, Filibeli Arif, Hattat Sami, Hattat Şefik Efendi ve Hattat Vasfi'nin ya-zıları gelmektedir.

TALİK YAZILAR SEKSİYONU : Müzede talik hatlı bir kur'an ile tâlik levhalar bir araya getirilmiştir. Tâlik ya-zıyı en iyi yazmış olan hattatlarımızın eser-leri bu bölümde görülebilmektedir. Yesari, Ycsnrizâdc Mustafa İzzet, Şeyhülislâm Vc-lüyiddin Efendi, Kâtipzade Refii, Sami Efendi ve Necmettin Okyay'm yazıları ilk bakışta dikkati çekmektedir. Bunlar ara-sında taliki eski üstatların halefi sıfatına layık olrrak yazan genç ve kıymetli hattat Uğur Derman'm levhası da bilhassa kayda değer bir eserdir.

132

(2)

T r n s ı

Yeniköy Molla Çelebi Camiinden Vakıflar Müzesine intikal eden bir yazı Tuğralar Seksiyonu :

Ayrı bir Türk sanatı olan tuğrakeşlik hat sanatı ile çok yakından ilgili olduğu için müzede de başlı başına bir tuğra'ar sek-siyonunun açılması uygun görülmüştür. Ia-ıihimizdeki biiyük tuğrakeşlerin çoğu tanın-mış hattatlardır.

Müzede padişah tuğraları ayrı bir gru-bu meydana getirmektedir Burada Sultan Selim III, Sultan Mahmut II, Sultan Abdül-aziz ve Sultan Abdülhamid'in tuğraları bu-lunmaktadır. Eunlarm yanı sıra Mustafa Rakım Efendi gibi, bu sanatta büyük başa-rı sağlamış tuğrakeş hattatlabaşa-rımızın eserle-ri de yer almaktadır.

Meşk Örnekleri Seksiyonu :

Türk yazı sanatında, ilk bakışta meş-kin bir nevi karalama olduğu akla gelmek-tedir. Fakat tanınmış bir hattatın imzasını taşıyan meşklerin de büyük bir değeri ola-cağı aşikârdır. Zira hattat böyle bir meşke imzasını atmayı uygun ve lâyik görmüştür. Bu bakımdan müzede mevcut meşklerin en değerlileri bir araya getirilmiştir.

Bu seksiyonda Hafız Osman, ismail Zühti ve Hakkak zade gibi hat sanatımızın tanınmış kişilerinin meşk örnekleri yer al-maktadır.

Halk Sanatları Seksiyonu :

Halk sanatlarının ilgi çekici bir yönü vardır. Bunlar benzetme arzusuyla değil de düşüncelerin resim olarak anlatılmasını he-def güden eserlerdir; yazı ile resim birleş-tirilmiştir. Bu şekilde yapılmış sayısız eser-lere her zaman kolaylıkla raslanılmaktadır. Örnek olarak çifte vavlardan yapılmış ib-rik'eri, amentü gemisini, taç, sikke, külah şeklindeki yazıları, leylek ve horoz şeklin-deki besmeleleri, insan, aslan, deve... su-retlerini göstermek m ü m k ü n d ü r .

Türk Yazı Sanatları Müzesi'nde de bir oda başlıbaşma halk sanatlarına ayrılmış-tır. Burada yedi yıllık çalışma ile meydana getirilmiş ilgi çekici bir halk eseri vardır ki, iki büyük vavın içerisine rık'a ile kur'an ayetleri yazılmıştır. 1880 - 1887 tarihli olan

bu eser Şeyh Mehmet Selim ül Kadiri'nin eseridir. Bunun yanı sıra Derviş Sırrının gtıbari yazısı, Hattat Hüseyi'nın kûfi yazısı, Bursa'ı saatçi Mehmet Efendi'nin yaprak üzerine sülüs ve tâlik yazı ile yazdığı eser-lerde göze hoş görünmektedir.

Hilyeler seksiyonu :

Kendine has bir tertibi bulunan hilye-lerden bir çok güzel örnek burada bir araya gctirilmiştr. Bunlar kûfi sülüs ve nesih ya-zılar ile yazılmıştır Hafız Tahsin Hilmi, Seyyit Mehmet Tahir ve Ahmet Celaleddin Mehmet Fahrettin imzasını taşıyanlar sek-siyonu belli başlı eserleridir.

İşletme yazılar seksiyonu :

Kadife zemin üzerine sırma ile işlenen veya tahta harflerle hazırlanan bu tip yazı-lar estetik yönden de bir değer taşımakta-dır.

Mütenevvi yazılar seksiyonu :

Sülüs, nesih ve tâlik yazılar -ile yazıl-mış, kur'an ve levhaların bir araya toplan-masıyla meydana gelen bu seksiyonda da bir çok güzel eser vardır. Özellikle harfleri sedeften kesilmiş levha, XV nci yüzyıla ta-rihlendirilen kur'an bu bölümü süsleyen eserlerin başında ge'enlerdir.

Padişah yazıları seksiyonu :

Osmanlı hanedanına mensup şehzadele-rin kendi temayülleşehzadele-rine göre güzel sanat-ların herhangi bir nevi ile meşgul olmaları adet okluğundan, birçok padişah ve şehzade hüsnü hatta merak sarmış, bilfiil çalışarak pek güzel eserler meydana getirmişlerdir. Eugün bir çok yazılarım inceliyebildiğimiz padişahlar arasında reis - ül hattatın ün-vr.nına erişmiş olanına rastlanmamakla be-raber içlerinde hakikaten bu sanatın zirve-sine ulaşanlar vardır. Bu meyanda hattat padişah olarak Sultan Beyazıt II, Sultan Murat III, Sultan Mustafa II, Sultan Ahmet III, Sultan Mahmut II ve Sultan Abdülme-cid'in isimlerini kolaylıkla sayabiliriz.

Yazı sanatları müzesinde de sözünü et-tiğimiz bu padişahlardan Sultan Ahmet III, Sultan Mahmut II ve Abdülmecit'in

vazıla-rı bulunmaktadır. Bunlavazıla-rın yanı sıra En-deruni hümayun hocası Hacı Mehmet Rüş-tü'nün Sultan Abdiilmecide daha şehzade iken vermiş olduğu icazetname de bu oda-ya ayrı bir renk vermektedir.

Darülkurra da teşhir edilen eserler: Yavuz Sultan Selim medresesinin da-rülkurrasında belki de müzenin en nadide eserleri bir araya getirilmiştir. Burada baş-ta baş-tanınmış hatbaş-tatların, padişahların yazı-ları olmak üzere, fildişi ve sedef kakmalı rahleler, ravza-i mutahhare örtüsü, Pertev-niyal valdesultanın vakfı saksonya vazo-lar teşhir edilmektedir.

XIX yüzyılın değerli hattatlarından Ka-zasker Mustafa İzzet Efendi'nin, Sultan Ahmet IH'ün, Sultan Mahmut Il'nin ve Sultan Abdülmecit'in levhaları burayı süs-lliyen eserlerin başında gelenlerdir. Bunla-rın yanı sıra darülkurranın vitrin haline ge-tirilmiş nişlerinde de son derece değerli yazmalar teşhir edilmektedir. Bunlar İdris-oğlu Mehmet Şafii'nin, Hasan Basri'nin kû-fi kur'anından takliden yazdığı kur'an ile Şahruh kütüphanesinden getirilmiş sahih-i buharilerdlr.

Darülkurranın ortasına yerleştirilen bü-yük ölçüdeki yatay vitrinde de ravza-i mu-lahhare'nin örtüsü teşhir edilmektedir. Adet olduğu gibi Osmanlı padişahlarının he-men her yıl surre alayı ile gönderdikleri örtülerden elimizde kalan bu örnek de si-yah kadife zemin üzerine altın ve gümüş sırmalı, sülüs hatlı ayetler işlenmiştir. Bun-lardan ayrı olarak Sultan Abdülhamit II' nin yapmış olduğu gül ve ceviz ağacından ovma rahle de ilgi çeken eserlerdendir

(1) B k : E. Yücel, Türk İnşaat ve Sa-nat Eserleri Müzesi. «Arkitekt» İstanbul 1967. S 327, s. 114 - 117; E. Yücel, Yeni Ca-mi Hünkâr Kasrı. «Arkitekt» İstanbul 1965. S. 320, s. 115 - 119.

(2) Rıfkı Melûl Meriç, Mimar Sinan hayatı, eseri, Ankara 1965, s. 33, 93.

(3) Tahsin Öz, İstanbul Camileri, An-kara 1962, C. I, s. 131

Referanslar

Benzer Belgeler

Bundan 22 y›l önce Çin’de ortaya ç›kar›lan 260 bin y›ll›k iskelet kal›nt›lar›, parçalar›n yeniden in- celendi¤i bir araflt›rman›n sonucuna göre, geçmifl

471 Bu durumun yanı sıra, Şeyh Yeşruti’nin, Sultan Abdülhamid tarafından kabul edilmesi ve Tarikatın, Filistin’deki birçok üyesinin, Osmanlı Devleti’yle yakın

Mehmet Akif’in biyografisi gözden geçirilirse, yaşadığı devrin siyasî ve sosyal hayatını, dönemindeki olayları son derece dikkatli bir şekilde gözlemlediğini ve

Kendi Gök Kub­ bemiz, senin kaybından iki yıl sonra basıldı.. Bu kitap, şimdi seni seven bütün Türklerin evinde en kıym etli şiir

ÖZZEETT Kondrodermatitis nodülaris kronika helisis daha sık heliks olmakla birlikte antiheliks ve tra- gusta da tutuluma neden olabilen, kulak cildi ve kıkırdağının nadir

Üniversite bünyesindeki binalar›n hemen hemen hepsinde oldu¤u gibi ‹‹BF binas› için de, bina ve yerleflkenin di¤er bölgeleri ve yaya yollar› aras›ndaki dolafl›ma

Adres Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE e-posta:

Hâkim Efendi ayrıca Eski Odalar önünden geçilerek gidilen Cuma selâmlıklarında padişaha şerbet sunulmasının kadim bir gelenek olduğu, buna ek olarak Sultan Mahmud’un Ağa