• Sonuç bulunamadı

t sur kapıları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "t sur kapıları"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

sur

kapıları

Silivri kapının, şehir tarafından iç kısmının genel görünüşü. Sanat Tarihçisi: İnci T U N A Y

Mimarî gelişimini vermiye çakışaca-ğım İstanbul Sur Kapılarının bugün için ayakta kalmış ve en abidevî olanları II Theodosios devri Kara surlarındaki ka-pılardır.

Gerek Haliç ve gerekse Marmara sur-ları üzerindeki kapılardan çoğunluğa ya-kınının mevcut olmayışı: ayrıca bunların elzem ve abidevilik bakımından II. The-dosios Kara sur kapıları ile boy ölçüşemi-yecek kadar küçük geçitler olmaları sebe-biyle, hareket noktam II. Theodosios sur kapıları olmuştur.

Bilinen en eski surlarda kapılar, sur duvarlarının birbirlerini aşmaları ile mey-dana gelmiştir. Kapı bu girintinin içinde bulunuyordu. Daha sonra, harp araçları-nın gelişmesi neticesinde bu tip girişlerin düşman orduları karşısında zayıflığı gö-rülmüştür. Bu noktadan hareket ederek kapıların, bilhassa büyük kapıların, sağ ve sol yanına birer kule inşa etmek sure-tiyle hem tahkimattaki zayıf nokta prob-lemi halledilmiş hem de heybetli görü-nüşe sahip kapı mimarisi ortaya çıkmış-tır. Bunun en iyi örneğini de istanbul Kara surları üzerinde, bugün dahi, gör-mek mümkündür.

HİTİT

BOĞAZKÖY :

II. Theodosios devrinin karakteristik özelliği olan dışarı çıkık iki kuleli kapı tipinin menşei için M. Ö. 2. bine ait Hi-tit şehirlerinden Boğazköy'ün «Kral

Ka-pısı» m verebiliriz. Bu sağ ve sol yanında birer kulesi olan kemerli giriş, kralî bir kapı idi.

«Aslanlı Kapı» şehrin diğer bir ka-pısıdır. Bu kapının iki yanındaki aslan figürleri Hitit, yani Doğu mimarisinde gi-rişe verilen önemi gösterecek niteliktedir. Ayrıca, bu figürler burada kapıyı bütün kötülüklere karşı korusunlar diye kulla-nılmışlardır.

«Yer Kapı» istanbul surlarındaki ba-zı kapılar gibi askerî gayelerle açılmış o-lan fakat sivillerin de istifade ettiği bir kapı idi.

Plân yönünden. İstanbul sur kapıla-rına benzer olan kapıların devamını iki bin yılları sonundaki, yine Hitit şehirle-rinden Zincirli'de görebiliriz.

Şehrin «Güney Kapısı» her iki ya-nında birer kulesi ve arka arkaya dizilmiş avluları ile bu tip kapıların öncüsü oldu-ğunu açıkça göstermektedir.

Burada görülen husus; kapıların, bir veya daha fazla sayıda avlunun girişine inşa edilmiş olmalarıdır.

MEZOPOTAMYA :

Bu tip kapıların devamını Mezopo-tamya şehirlerinden Babil'de M.Ö. 6. y.y. 'da da görürüz. Sağ ve sol yanında birer kulesi, ortada avlusu, avlunun ön ve ar-kasında birer kapısı olan girişin adı «Iş-tar» kapısıdır. Kapının her iki yan du-varı mitolojik hayvan figürleri ile süs-lenmiştir.

YUNAN: (Hellenistik Devir)

Tekrar Anadolu'ya döndüğümüzde Hellenistik devirden itibaren (M.Ö. 4 - 1 ) en iyi örneklerine Pamfilya bölgesinde rastlamak mümkündür. Bölgenin üç bü-yük şehrinden ikisinde, Side ve Perge, her iki yanında birer kulesi, Side'nin ön, Perge'nin arka tarafında oval avluları o-lan kapılar vardır.

Düşman kapıdan girmeyi başarabilir-se veya kapıyı müdafaa eden kuvvetler düşmanı avlu içine aldıkları takdirde ku-lelerden ok ve mızrak atmak suretiyle im-ha etmeye çalışırlardı.

Henüz daha uzun sulh, sükûn ve hu-zur devresinin başlamadığı Hellenistik de-Side, Takı zafer

(2)

İznik surları üzerinde lefke kapısı

virde bu kapılar askerî tahkimatta stra-tejik önemi olan birer unsurdu.

1946 - 1955, yılları arasında Edebi-yat Fakültesi Arkeoloji kürsüsü, A. M. Mansel başkanlığında, Side ve Perge şe-hirlerindeki kazılarda caddelerin sonunda şehirlerin esas, avlulu, kapılarını ortaya çıkarmışlardır.

]966 yılı Side kazılarında şehrin

Do-ğu tarafında iki yanında birer kulesi olan, üç kemerli bir kapı daha bulunmuştur. Ortadaki geçit kapanmıştır. Arka tarafta bulunan avlusu kare şeklindedir. Avlusu-nun kare şeklinde olması sebebiyle Perge ve Side'deki diğer şehir kapılarından plân yönünden ayrılmaktadır.

İki geçit ve bir kapalı mekândan iba-ret olan kapı binasının üzerinde, alt plâ-na uygun olarak düzenli bir dikdörtgen plâna sahip teras bulunmaktadır. Bu tera-sın üzerinde, silâh kabartmaları

bulun-muştur. , Bizans devrinde tamirat gördüğü

üze-rindeki monogramöan anlaşılmaktadır. ROMA :

Tahkimatın ve bilhassa savunmanın esas rolü oynadığı bu Hellenistik devre sonrasında, şehir kapılarında bazı geliş-meler göze çarpar.. ,

Roma İmparatorluğu devrinde, Ana-dolu'da kapıların artık birer tahkimat un-suru, kulelerin ve avlunun düşmanı imha etmekte kullanılan birer harp vasıtası ol-maktan çıktığı görülmektedir. Roma im-paratorluğunun en kuvvetli olduğu yıllar, Anadolu'nun uzun sulh ve sükûna kavuş-tuğu, tahkimatın geri plâna atıldığı

dev-redir. Bu devrede, bütün yapılarda gö-rülen cephe süslemeleri kendilerini kapı-larda da kabul ettirmiştir.

SİDE «Büyük Şehir Kapısı» avlusu-nun ön tarafına ikinci bir duvar çekilmiş ve yapılan nişlerin içi tanrı ve imparator heykelleri ile süslenmiştir.

Aynı husus, Perge şehir kapısında da görülür. Yalnız burada Side'de olduğu gi-bi avlu önüne duvar çekilmemiş, mevcut duvarları kazınarak yapılan nişlere impa-rator ve tanrı heykelleri konmuş, böylece kapı süslenmiştir.

Perge şehir kapısı avlusunun arkasın-da üç kemerli, iki katlı, Trayanos devri-ne ait bir zafer takı dikkati çeker. Bir kapının zafer takı ile münasebeti; Uzun sulh yıllarının hâkim olduğu bu devirde kapılar birer şeref avlusu haline getiril-miş, buralarda imparator ve bazı mühim şahsiyetlerle ilgili törenler yapılmıştır.

Antalya surları üzerindeki sağ ve so-lunda birer kulesi ve aralarında üç kemer olan Hadrianos takında bu hususu gör-mek mümkündür.

Bazı noktalarda mimarî ayrılıklar gösteren zafer taklan ve şehir kapıları Antalya şehir surlarında görüldüğü üzere kapı ve tak olarak, beraber, kullanılmış-lardır. Buna örnek olmak üzere Hieropo-lis Anavarza zafer taklan yanlarına birer kule ilâvesiyle şehir surlarının birer par-çası haline gelmiş, bunlar zafer takı ol-maktan çıkıp bir dereceye kadar sur ka-pıları vazifesi görmüşlerdir.

Efesos'da ise agoranın ve limanın ka-pıları üçer geçişlidir.

«Liman Kapısı» Her iki cephesinde sekizer sütunu ile Antalyadaki Hadrianos Kapısına benzer.

«Agora Kapısı» ü ç geçişlidir. Her geçiş kemerlidir. Korint nizamındaki baş-lıklar, kemer ayaklarının bitim yeri, pa-yelerin üst noktasında ve bir de kapının her iki cephesindeki dört köşede, arşit-rava birleştikleri noktalarda bulunurlar.

(3)

Her iki yüzdeki bu kalın dörtköşe payeler ve üzerlerindeki başlıkları ile Yal-dızlı Kapı'dakileri, ilk baks'şta, hatırlat-maktadırlar.

Anadolu'dan başka Mısır ve Suriye-de Suriye-de Roma İmparatorluğu Suriye-devrinSuriye-de ya-pılmış zafer takları vardır.

MISIR'dakiler büyük bir orta kapı yanlarda iki küçük kapı, ön ve arka yüz-lerinde dörtköşe payeler üzerine oturtul-muş korint nizamındaki sütun başlıkları ile batılı örneklerine benzemektedirler. Bunlardan en iyi örneği Antinoopolis ta-kında görürüz. Bunun batı şehir kapısı olduğu da söylenebilir.

SURİYE'de yapılan zafer takları Mı-sır'dakilere benzemektedirler. Fakat, bazı farkları mevcuttur. Meselâ Kudüs'teki za-fer takında büyük bir orta girişin sağ ve sol yanında daha küçük ve dar iki giriş vardır.

M . S. II. y.y.ın ilk yarısına ait olan Demaskus (Şam) şehrinin Batı Kapısı, or-tada bir büyük yanlarda iki küçük kemer-lidir. Korint nizamında sütun başlıkları, dörtköşe payelerin üzerine oturtulmuştur. Yine M. S. II. y.y.'ın ilk yarısına ait olan Bosra ve bunun çok yakın benzeri üçüncü yüzyılın ikinci yarısına ait olan, Olbat'daki örneklerde; sütunlar plâstik o-larak kapının duvarı önüne konulmuş bunlar inşa sırasında kapı ile beraber iş-lenmiştir. Bu yönü ile M.S. 5. y.y.'ın ilk yarısında Yaldızlı Kapı ile olan benzer-liklerini göstermektedir. Bu da bize bir kere daha Doğunun Bizans Sanatı

üzerin-deki etkilerini göstermektedir.

R O M A şehrinin imparatorluk devri-ne ait surlarından bugün çok az parça kalmıştır. Bunlar da şehrin muhtelif yer-lerine dağılmış durumdadır. Birçoğu tu-ristik yerlerde çok iyi muhafaza edilmek-tedirler.

«Argenterium» kapısı bütün surdan arda kalan tek örnektir.

B İ Z A N S

II. Theodosios devri İstanbul K a r a surlarındaki kapılarda plân yönünden ay-nı fakat ihtişam ve büyüklük bakımından farklı olan «Yaldızlı Kapı»da tahkima-tın ve savunmanın tekrar ön plâna alın-dığı görülür. 5. y.y. da yapılmış olmasına rağmen antik tradüsyonun bir devamı ol-muştur.

Yaldızlı Kapı, bazı yazarlar tarafın-dan zafer takı olarak düşünülmüş, sonra surlara bağlandığı söylenmiştir. Fakat, bugün artık kapı olduğundan şüphe edil-memektedir.

Askerî tahkimatın ön plânda geldiği ve ehemmiyetini devam ettirdiği Hellenis-tik devirden sonra gelen R o m a devrinde, İmparatorluk sınırlarını çok genişletmiş olan Romalılar harici tehlikelerden kork-muyorlardı. Bunu da ispat için, Side'de ol-duğu gibi, abidevî çeşme binalarım (Nym-phaion) dahi surun dışına inşa etmişlerdir. Bu şekilde mevcut şehir plânlarım altüst etmekle kalmamışlar, egemenlik ve haki-miyetlerini bütün dünyaya haykırmışlar-dı. işte bu devirde, surların kopmaz

un-suru olan kapılar da birer tahkimat vası-tası olmaktan çıkıp uzun huzur devresi-nin şeref avluları haline gelmişlerdir.

Bunların en iyi örneklerini Side ve Perge'nin avlulu şehir kapılarında gör-müştük. Avluların iç tarafı imparator, ai-lesi veya önemli kişilerin heykelleri ile süslü idi. Artık bu avlular, R o m a devrin-de, düşmanı içine alıp kulelerden ok ve mızraklar atarak imha yerine, muzaffer olarak savaştan dönen orduların karşılan-dığı, başındaki imparator veya kumanda-na lâyık olduğu merasimin yapıldığı yer-ler olmuştur. İsimyer-leri de «Şeref Avluları» dır.

II. Theodosios surları üzerinde, iki sur bedeni arasında - öndeki Küçük Yal-dızlı Kapı ile onun arkasındaki esas yal-dızlı Kapı ve ileri çıkık kuleleri arasın-da kalan saha, belki Hitit şehirlerinde, fakat kat'i olarak Side ve Perge'de bildi-ğimiz tipte merasimlerin yapıldığı bir şe-ref avlusudur:

Bunu; kapıyı süslemek için kullandık-ları imparator heylkeline, orta kemerin üzerindeki altın yaldızlı kitabesine, ku-zey kulesinin güney - batı köşesindeki kartal'a, Küçük Yaldızlı kapı üzerindeki sonradan ilâve edilmiş mitolojik sahnele-re, avlu içinde kuzey kulenin güney - ba-tı cephesinde gördüğümüz kırmızı boya ile yazılı, bugün rengi solmuş, «Tanrı se-ni korusun» «İmparatora uzun yıllar» gi-bi kitabelere ve zafer dönüşü sadece bu-rada yapılan merasimlere dayanarak, ra-hatça söyliyebiliriz, sanırım.

2 0 0 D € Ğ İ Ş İ K RENK

2 0 DEĞİŞİK E B A D

betebe

MOZAİK ve SERAMİK SANAYİİ A. S.

Güvenebileceğiniz yegane kaplama malzemesidir

Atatürk Balvafi, Emlak Ba»k«sı Pıaajı (io.26 Aksaray 2 1» • 2266 25

İstanbul

i

Referanslar

Benzer Belgeler

Tutulum çem- berini yani Güneş ve gezegenlerin gökyüzün- de izledikleri yolu aydınlatan bu ışık huzmesi, “burçlar” olarak da bilinen zodyak takımyıldız-

1996’da kurulan Gülhane Bilim ve Arafl- t›rma Toplulu¤u, kuruldu¤undan günümüze kadar düzenlemifl oldu¤u 8 Ulusal T›p Ö¤- renci Kongresi, 2 T›bbi Hipotez Yar›flmas›,

Harita uygulamaları çıktıktan sonra, sadece yol bulmak için değil, aynı zamanda bilmediğimiz görmediğimiz yerler hakkında bilgi edinmek için de bu uygulamaları

Diğer yandan, İtilaf güçlerinin uçakla- rı Deniz Savaşı öncesinde yaptıkları keşif uçuşunda -Boğaz sularının dalgalı olma- sının da etkisiyle- Osmanlı

Spending his life in Üsküdar, that 'home of painters, ’ Hoca Ali Rıza Bey captured numerous historical subjects, from a room in Hüseyin Zekâi Pasha’s stately home to

Bu çalışmada, Giresun ilinde, Kalkan balıkçılığı ve kalkan balığı avcılığı yapan, daha önceden kalkan balığı avcılığı yapıp bırakmış

Bu çalışmada pek çok gram negatif ve gram pozitif mikroorganizmanın sebep olduğu çeşitli sistemik (idrar yolu, prostatit, gonera, deri vb.) enfeksiyonların

Olasılık yo˘ gunluk fonksiyonunun mutlak s¨ urekli olması ve n -yinci mertebeden t¨ urevlenebilir olması durumları i¸cin beklenen de˘ ger, varyans, standart sapma ve k¨ um¨