• Sonuç bulunamadı

İLAÇ BİYOTRANSFORMASYONU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İLAÇ BİYOTRANSFORMASYONU"

Copied!
97
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İLAÇ BİYOTRANSFORMASYONU

(2)

• İlaçların organizmada çeşitli enzimlerin etkisiyle kimyasal değişikliklere uğramasına biyotransformasyon (metabolizma) denir.

(3)

BİYOTRANSFORMASYONUN SONUÇLARI

(4)

• Birçok ilaç biyotransformasyon sonunda etkisiz ürünlere dönüşür; yani biyoinaktivasyona uğrarlar. Ancak biyotransformasyonun hedefi ilacın aktivitesini ortadan kaldırmak değildir.

(5)

B.1 de görüldüğü üzere, kendisi inaktif olan bir ilaç vücutta

biyotransformasyon sonucu aktif bir türeve dönüşebilir.Bu ilaçların ön ilaç (prodrug ) adı verilir.

(6)

B.2 de görüldüğü üzere, biyotransformasyon sonucu oluşan ürünlerin etkinliği ana bileşiğe göre daha fazla, daha az veya eşit olabilmektedir. Örneğin güçlü bir öksürük kesici, ancak zayıf bir ağrı kesici olan kodein vücutta kısmen morfine dönüştürülmektedir ve morfin kodeine göre daha güçlü bir ağrı kesicidir.

(7)

B. AKTİF BİR ÜRÜN OLUŞABİLİR 1. Ön İlaç

2. Aktif Metabolit (aktif ilaç- aktif metabolit) 3. Toksik Metabolit

Halotan Trifluoroasetik asit Sulfonamidler Asetilli türevleri Metoksifluran Florid

Asetaminofen N- asetil -p- benzokinonimin İsoniazid Monoasetilhidrazin

Metil alkol Formaldehid + formik asit

(8)

• Ön ilaç; inaktif ilaç ester veya amid bağının kopması ile vücutta aktif ilaç haline gelebilir. Ön ilaçlar in vintro veya topikal etki göstermez.

• Absorbsiyonlarını ve dokulara dağılımlarını değiştirmek, tatlarını düzeltmek, farmakokinetik ve farmakodinamik kusurlarını düzeltmek için ilaçlar ön ilaç olarak verilir.

(9)

ÖN İLAÇ ÖRNEKLERİ

(10)

• Kaptopril ve lizinopril dışındaki ACE inhibitörleri

• Kortizon ve prednizon

• Lovastatin ve simvastatin

• Metildopa

• Minoksidil

(11)

METABOLİZMA REAKSİYONLARI

(12)

• En fazla karaciğerde olmak üzere mide- bağırsak kanalı böbrek ve akciğer gibi birçok doku organda gerçekleşir. Metabolizma reaksiyonları Faz 1 işlevselleştirme ve Faz 2 sentez (konjugasyon) olmak üzere sınıflandırılır.

• Faz 2 konjugasyon reaksiyonları ana bileşiğe veya Faz 1 metabolitine glukuronik asit, sülfat glutatyon, aminoasit, pürin, metil veya asetilin kovalent bağ ile bağlanmasıyla olur.

(13)

• Faz 1 ile polar hale getirilen bileşik Faz 2 ile daha polar yapılır ve idrar veya dışkı ile kolayca atılır.Morfin-6- glukuronat örneğinde olduğu gibi bazen konjugasyon metabolit,ilaçtan daha aktif olabilir.

• İlaçlar Faz 1 Faz 2 veya önce Faz 1 sonra Faz 2 reaksiyonları ile metabolize edilir.İzoniazid, önce asetilasyon ile Faz 2 ye sonra hidroliz ile Faz 1 ‘e uğrar.

(14)

Tablo: Faz 1 ve Faz 2 reaksiyonları

Parametre

Faz 1 Faz 2

Fonksiyon

İşlevselleştirme Konjugasyon

Sonuç Polarite artar Polarite artar

Yer Düz endoplazmik retikulum Glukurodinasyon hariç stoplazma

Hız Yavaş Hızlı

Yaşlanma veya karaciğer hastalığı ile

değişim Değişir Belirgin değişmez

(15)

Tablo: Metabolizma Reaksiyonları

Faz 1 Faz 2

Oksidasyon

Glukurodinasyon

Redüksiyon Glutatyon ile konjügasyon

Hidroliz Sülfat ile konjügasyon

Glisin ile konjügasyon Tiyopürin ile konjügasyon N-Asetilasyon

O-Metilasyon

(16)

FAZ 1 REAKSİYONLARI

(17)

• Büyük oranda karaciğer düz endoplazmik retikulumunda bulunan ve demir içeren mikrozomal sitokrom P450(CYP) enzimleri tarafından gerçekleştirilir. CYP steroidler, yağ asitleri, safra asitleri, ksenobiyotikler ve prostaglandinlerin metabolizmasında da rol alır.

• Faz 1 reaksiyonları oksidasyon, redüksiyon ve hidrolizdir. Bu reaksiyonlarda polariteyi artıran bir grubun eklenmesi veya açığa çıkarılması söz konusudur. İlaç metabolizmasında en fazla rol oynayan

biyotransformasyon reaksiyonları oksidasyon reaksiyonlarıdır.

• Faz 1 reaksiyonları sonucu oluşan ürünlere metabolit denir.

(18)

FAZ 1 ENZİMLERİ

(19)

CYP3A4/5

• İlaçların metabolizmasında en fazla rol alan Faz 1 enzimidir.

• Barbitürat, karbamazepin, fenitoin, rifampin, pioglitazon ve glukokortikoidler tarafından indüklenir.

• Makrolidler, simetidin, azol antifungal, verapamil ve gemfibrozil, CYP3A4 enzimini inhibe ederek CYP3A4 ile metabolize olan statinlerin ve KML tedavisinde kullanılan imatinibin yan tesirlerini arttır.

(20)

CYP2D6

• Faz 1 reaksiyonlarını en sık yapan ikinci enzimdir.

• Genetik polimorfizm gösterir

• Kodein, karvedilol, fuloksetin, haloperidol, trisiklik antideprasanlar, debrizokin ve propafenon yıkımında rol alır.

• İndüklenmez.

(21)

CYP2E1

• Asetaminofen ve alkolun yıkımında rol alır.

• Kronik alkoliklerde indüklenmesine bağlı asetaminofen toksisitesi artar.

(22)

CYP2C9

• Fenitoin ve varfarin yıkımında rol alır.

• Genetik polimorfizm gösterir.

• Genetik farklılığına bağlı varfarinin günlük doz gereksinimi 4-20 kat farklı olabilir.

(23)

CYP2C19

• Antiagregan etki için kullanılan ve ön ilaç olan klopidogrel,CYP2C19 ile aktifleşir.

• CYP2C19 enziminin genetik olarak olmadığı hastalarda klopidogrel kullanılmamalıdır.

• CYP2C19’u inhibe eden omeprazol, klopidogrelin aktiflrşmesini önler.

• CYP2A6, nikotini kotinine dönüştürür, genetik polimorfizm gösterir ve akciğer kanseri ile ilişkilidir.

(24)

Dihidropirimidin dehidrogenaz

• Florourasil ve florourasile dönüşen ön ilaç olan kapesitabin gibi primidin antimetabolitlerinin metabolizmasında rol alır.

• Genetik polimorfizm gösterir.

• Bu enzimi olmayanlarda florourasil ve kapesitabin toksisitesi artar.

(25)

Plazma esterazları

• Genellikle eritrositlerde bulunurlar.

• Esteraz ile metabolize olan ilaçların yarı ömürleri kısadır.

• Plazma kolinesterazı genetik olarak olmayanlarda süksinilkolin ve mivaküryum uzamış apne yapar.

(26)

FAZ 2 REAKSİYONLARI

(27)

• Faz 2 reaksiyonları konjugasyon reaksiyonlarıdır.

• İlaç molekülleri polaritesi fazla olan bir molekül ile birleştirilir. Konügasyon reaksiyonlarında ilaç molekülüne glukuronik asit, sülfat, asetik asit, glisin ve glutatyon gibi moleküller eklenir.

• Faz 2 reaksiyonları sonucu oluşan ürünlere konjügat denir.

(28)

Konjugasyon Reaksiyonları

• İlaç veya metabolitine bir radikalin veya endojen bir molekülün kovalent bağ ile bağlenmasıyla oluşur. Konjugatlar genellikle daha kolay atılabilen plar

maddelerdir.Glukuronik asitle konjugasyon (glukuronidasyon) hariç, stoplazmada gerçekleştirilirler.

• Glukuronidasyon mikrozomal enzimlerce yapılan tek Faz 2 reaksiyonudur.

(29)

FAZ 2 ENZİMLERİ

(30)

UDP glukuronil transferaz(UGT)

• Faz 2 reaksiyonlarında en fazla rol alan enzimdir, diğer faz 2 enzimlerinden farklı olarak mikrozomal yerleşimlidir.

• Etkinliğinin azaldığı gilbert sendromunda anti-kanser ilaç irinotekan, hipolidemik ilaç gemfibrozil ve anti- HIV ilaç atazanavirin yan tesir riski artar.

(31)

N- asetiltransferaz

• Genetik polimorfizm gösterir.

• NAT enzimi genetik olarak az olan bireylere yavaş asetilleyici denir. İzoniazid,hidralizin, prokainamid, sulfonamid, dapson, klonazepam ve metamizol yıkımında rol alır.

• Yavaş asetilleyicilerde izoniazidin periferik nöropati, anemi ve konvülsiyon riski, prokainamid ve hidralazinin lupus benzeri bulgu riski artar.

(32)

Katekol-O-metiltransferaz (KOMT)

• Adrenalin ve noradrenalinin KOMT ile inaktivasyonu örnek verilebilir.

• Entakapon ve tolkapon,KOMT enzimini inhibe ederek L-dopa’nın metabolizmasını azaltır.

(33)

Glutatyon S-transferaz(GST)

• Parasetamolun CYP2E1 ile oluşan toksik metabolitinin konjugasyonunda rol alır.

• Parasetamol zehirlenmesinde glutatyon depoları azalır. Tedavide glutatyon donörü N- asetilsistein kullanılır.

(34)

Tiyopürin metiltransferaz

• Azotioprin, merkaptopürin ve tioguanin gibi pürin antimetabolitlerinin metabolizmasında rol alır.

• Genetik polimorfizm gösterir.

• Eksikliğinde azotioprin, merkaptopürin ve tioguaninin toksik etkileri artar.

(35)

ENZİM İNDÜKSİYONU

• Enzim indüksiyonu, enzimin sentezinin artırılması veya yıkımının azaltılması sonucunda enzim etkinliğinin artırılmasıdır. Bu da , o enzim ile metabolize edilen ilaçların metabolizmasının artması ve etkinliğinin azalmasına yol açar. Aynı kan

konsantrasyonunu elde edebilmek için ilacın daha yüksek dozda kull ılmasını gerektirir. İlaç etkileşimi yönünden önemli bir durumdur. İki ilaç birlikte kullanıldığında, ilaçlardan birinin diğerinin metabolizmasını etkileyip etkilemediği kontrol

edilmelidir.

• Örneğin, oral kontraseptif kullanmakta olan bir hastada, karaciğer mikrozomal enzimlerini indükleyen barbitürat

kullanılmaya başlanırsa, östrojen metabolizması hızlanabilir ve kullanılan oral kontraseptif ilacın kontraseptif etkinliğinde bir azalmaya neden olabilir. Bu durum da istenmeyen bir gebelik ile sonuçlanabilir.

(36)

• Bazı ilaçlar kendilerini metabolize eden enzimleri indüklerler ve kendi metabolizmalarını hızlandırırlar (otoindüksiyon).

Alkol, barbitüratlar, rifampin ve karbamazepin otoindüksiyon yapan ilaçlara örnek olarak verilebilir.

• Enzim indüksiyonuna yol açan sadece ilaçlar değildir. Sigara dumanı, kömürde kızarmış et içindeki polisiklik aromatik hidrokarbonlar da enzim indüksiyonu yapabilir.

• Örneğin sigara içenlerde teofilin metabolizması yükselmiş olduğundan , teofilin’in daha yüksek dozda kullanılması gerekir.

ENZİM İNDÜKSİYONU

(37)

ENZİM İNHİBİSYONU

• Bazı ilaçlar, ilaç metabolizmasından sorumlu enzimleri inhibe ederler. Enzim inhibisyonu, o enzim ile metabolize edilen ilaçların metabolizmasının azalması ve kandaki konsantrasyonlarının artması ile sonuçlanır. Bu da , ilacın doz – bağımlı yan etkilerinin ortaya çıkma riskini artırır.

(38)

GENETİK POLİMORFİZM

• İlaçların metabolizması bireyler arasında farklılık gösterebilmektedir. Bazı bireyler, belirli ilaçları toplumdaki diğer bireylere kıyasla daha yavaş metabolize etmektedir; bu kişilere yavaş metabolize ediciler denir.

(39)

BİYOTRANSFORMASYONUN GERÇEKLEŞTİĞİ YAPILAR

• Karaciğer

• Gastro-intestinal sistem mukozası ve lümeni

• Akciğerler

• Böbrekler

(40)

Kaynakça

• Prof Dr. Ahmet Ulugöl, Prof Dr. Hakan Karadağ, Prof Dr. Dikmen Dökmeci, Doç. Dr. Özgür Gündüz, Yrd. Doç. Dr. Ruhan Deniz Topuz, Farmakoloji, Nobel Tip Kitapevleri, İstanbul, Eylül 2017

• Prof Dr. İhsan Bağcivan, Temel ve Klinik Farmakoloji, Tıbbi Yayıncılık, Kızılay/Ankara, 2017

• https://www.google.com/search?q=Biyotransformasyonun+sonu%C3%A7lar%C4%B1&client=ms-android-huawei-

rev1&hl=tr&prmd=nvi&sxsrf=ALeKk00hzA4KYm3gTequ7hcvfPh5sTTZ1w:1583609279434&source=lnms&tbm=isch&sa=X&v ed=2ahUKEwjO7MCkjInoAhWQO8AKHfKYB4IQ_AUoA3oECA4QAw&biw=360&bih=631

(41)

ANTİPROTOZAL İLAÇLAR

1)Antiamibik İlaçlar

2)Antimaryal İlaçlar

(42)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

AN TİA MİB

İK İLA ÇLA R

DOKSİSİKLİN

Duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu;

solunum yolu enfeksiyonları, ürogenital sistem enfeksiyonları, dental enfeksiyonlar, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları, kemik ve eklem enfeksiyonlarında endikedir.

Herhangi bir tetrasikline hassasiyet

gösteren şahıslarda kontrendikedir. Bol miktarda su ile birlikte alınmalıdır.

Başlangıç dozu olarak 12 saatte bir 100 mg uygulanır. İdame tedavisi için günde tek doz 100 mg önerilmektedir. Ciddi enfeksiyonların tedavisinde idame dozları iki katına çıkarılabilir.

Anoreksi,Bulantı,kusma, diyare, glosit, yutma güçlüğü, anogenital bölgelerde iltihabi lezyonlar. Deri:

Makülopapüler ve eritemli kızarıklıklar, eksfoliyatif dermatit de tespit edilmiştir.

(43)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

AN TİA MİB

İK İAL ÇAL AR

ERİTROMİSİN

Sifilisin ilk evresi eritromisinle tedavi edilirken spinal sıvı tedaviden önce

incelenmeli ve tedaviden sonra da inceleme sürdürülmelidir. Eritromisin aynı zamanda Chlamydia trachomatis’lerin neden olduğu aşağıdaki enfeksiyonların tedavisinde de kullanılır. Gebelik sırasında Chlamydia trachomatis’in neden olduğu idrar yolları enfeksiyonları; komplikasyonsuz üretral, endoservikal veya rektal enfeksiyonların (tetrasiklinlerin kontrendike olduğu ya da tolere edilmediği durumlarda) tedavisinde;

Legionella pneumophila’ların neden olduğu lejyoner hastalığının tedavisinde;

Eritromisin, penisilin G, V’lerin alternatifi olarak streptokokal faranjitin önlenmesi ve romatik ateşlere karşı koruyucu olarak tercihen kullanılır.

Eritromisin, bu antibiyotiklere karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.

Günlük doz erişkinlerde 4x250-500 mg ve çocuklarda 30-50 mg/kg'dır.

Gerektiğinde günlük doz 4 g'a kadar yükseltilebilir

.

Eritromisin ağız yoluyla alındığında mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, diyare ve iştahsızlık

görülür.Kaşıntılı ve kaşıntısız isilik türü kızarıklıklar, ürtiker, bül özelliği gösteren kabarıklıklar görülür.

(44)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

AN TİM ARY AL İLA ÇLA R

KİNİDİN

Ekstrasistolerde, paroksismal

supraventriküler taşikardide, atriyal flatter ve fibrilasyonda, hipertiroidiye bağlı taşikardide, elektro şoktan sonra sağlanan sinuzal ritmin idame tedavisinde kullanılır.

Kinidin'e aşırı duyarlığı olan kişilerde, dekompanse kalb yetmezliği olanlarda, A.V.

Blok ve iletim bozukluğu olanlarda, bradikardide, miyokard infarktüsünde, enfeksiyöz (bakteriyel) endokarditte, miyastenide kullanılmamalıdır.

Ortalama günlük doz 2x2 kapsüldür. Kulak uğultusu, baş dönmesi, görme ve işitme bozukluğu, bulantı, kusma, diyare ve kolit tarzında karın ağrısı

(45)

ANTİHELMİNTİK

İLAÇLAR

(46)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

NE MA

TO DLA

RA ETK İLİ

MEBENDAZOL

Mebendazol geniş spektrumlu, sentetik bir anthelmentiktir. Tek veya miks

enfestasyonlarda, Enterobius vermicularis (oxyuris-kıl kurdu), Trichuris trichiura (kamçı kurdu), Ascaris

lumbricoides(solucan), Ancylostoma duodenale (kancalı kurt), Necator americanus (Amerikan kancalı kurdu), Capillaria philippinensis, Gnathostoma spinigerum, Echinococcus multilocularis, E.

granulosus ve Trichinella spiralis tedavisinde endikedir.

İlaca aşırı duyarlılığı olanlarda, ülseratif kolitte ve karaciğer fonksiyon bozukluğu olanlarda kontrendikedir.

Tablet, sabahları ve akşamları, çiğnenerek ya da yutularak veya yemeklere karıştırılarak alınır.

Enterobiyoziste 1 gün 1 tablet kullanılır ve 2-3 hafta sonra tedavi tekrarlanır.

Ascaris, Ancylostoma, Necator ve Trichuris'te 3 gün süreyle günde 3x1 tablet kullanılır. Tineada 4 gün süreyle her gün 3x1 tablet ve Trichinella spinalis'te 3 gün boyunca günde 3x2-4 tablet kullanılır.

Tedavi sırasında

enfestasyon ve solucan atılımı ile ilgili olarak geçici abdominal ağrı, diyare, bulantı ve kusma gibi şikayetler görülebilir.

Ancak hidatik kist nedeniyle yüksek dozlu tedavilerde alerjik reaksiyonlar, karaciğer enzimi değerlerinde artış, lökopeni

ve alopesi bildirilmiştir.

(47)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

NE MA

TO DLA

RA ETK İLİ

ALBENDAZOL

Albendazol insanlarda nematodların (Ascaris lumbricoides, Oxyuris

vermicularis,Enterobius vermicularis, Uncinariasis, Ankylostoma duodenale, Necator americanus, Trichuris trichiura, Strongyloides stercoralis) ve sestodların (Taeniasis, Taenia saginata, Taenia solium, Hymenolepis nana, Multipl intestinal helmintiasis) sebep olduğu intestinal barsak helmintiasis enfeksiyonlarının tedavisinde endikedir. Echinococcus granulosus'un neden olduğu hidatid hastalığın (kist hidatik) tedavisi primer olarak cerrahidir.

Ancak ameliyata kontrendikasyon varsa, hasta cerrahi müdahaleyi red ediyorsa, ameliyattan sonra nüks oluşmuşsa, ameliyat sırasında kist sıvısı saçılmışsa, kist sayısı çok olup müdahale zorsa Albendazol sekonder tedavi ajanı olarak endikedir.

Albendazol gebelik süresince

kontrendikedir

.

Bu maddeye karşı aşırı

duyarlılığı olanlarda kullanılmamalıdır

.

Emziren bayanlarda ve 2 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır

.

Netamodların sebep olduğu tek veya mültipl intestinal helmintiasis tedavisi için (Ascaris lumbricoides, Oxyuris (enterobius) vermicularis, Necator americanus, Ancylostoma duodenale, Trichuris trichiura): Bir defada alınmak üzere 400 mg albendazol. Taenia

saginata, Taenia solium ve Hymenolepis nana'nın sebep olduğu intestinal sestod enfeksiyonlarında ve Strongyloides stercoralis'e bağlı intestinal helmintiasis tedavisi için günde 1 defa 400 mg albendazol 3 gün ardarda alınır.

Tedaviden 3 hafta sonra yapılan kontrolde dışkıda parazit veya yumurtaları görülüyorsa tedavi

tekrarlanabilir. Taeniasis'de 3 ay sonra ikinci bir kontryapılmalıdır. Albendazol tedavisi sırasında özel bir rejim

uygulamaya veya müshil kullanmaya gerek yoktur.

Bulantı, kusma, karın ağrısı, diyare, anoreksi, konstipasyon, baş ağrısı, baş dönmesi, letarji görülen yan etkilerdir. Seyrek olarak yüksek dozda albendazol alanlarda hipersensitivite reaksiyonu (ateş, deri döküntüsü veya kaşıntı), nötropeni ve SGOT, SPGT yükselmesi bildirilmiştir.

Bu reaksiyonlar reversibl olup ilacın kesilmesi ile düzelir.

(48)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

NE MA

TO DLA

RA ETK İLİ

PİRANTEL POMOAD

Ascaris lumbricoides, Enterobius

vermicularis, Ancylostoma duodanale ve Necator americanus enfestasyonlarında endikedir.

Karaciğer bozukluklarında ve piperazinle

birlikte kullanılmamalıdır. Tek doz halinde 10 mg/kg hesabıyla uygulanır. Erişkinlerde 3 tablet veya 3 ölçek süspansiyon; 6-12 yaş arası çocuklarda 2 tablet veya 2 ölçek süspansiyon ve 2-6 yaş arasında çocuklarda 1 tablet veya 1 ölçek

süspansiyon kullanılır. Maksimum doz 1 g'dır.

İştahsızlık, bulantı, kusma, mide ağrısı, karın krampları, ishal, geçici SGOT yükselmesi, baş ağrısı, baş dönmesi, uykusuzluk, ciltte döküntü gibi yan etkiler görülebilir.

(49)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

NE MA

TO DLA

RA ETK İLİ

PİPERAZİN

Enterobius (oxyuris) vermicularis

ve Ascaris lumbricoides enfeksiyonlarında kullanılır.

Böbrek ya da karaciğer fonksiyon bozukluğu, konvulsif ve epileptik rahatsızlığı, piperazin ve tuzlarına karşı aşırı duyarlığı olan hastalarda

kulanılmamalıdır.

Ascariasis tedavisinde 2 gün peşpeşe 75 mg/kg (maksimum 3,5 g) ve Oxyuriasis tedavisinde ise 7 gün boyunca aralıksız her sabah 65 mg/kg (maksimum 2,5 g) uygulanır.

Bulantı, kusma, karın bölgesinde kramplar, ishal, baş ağrısı,

vertigo, ataksi, titreme, koreiform hareketler, kaslarda güçsüzlük, hiporefleksi,parestezi, görme bulanıklığı görülebilir.

(50)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

NE MA

TO DLA

RA ETK İLİ

LEVAZİMOL

İmidazotiazol grubundan bir antihelmintiktir. Özellikle ascariasis (yuvarlak kurt enfeksiyonu) tedavisinde etkilidir. Etkili olduğu barsak kurtları; Ascaris lumbricoides, Necator americanus,

Ancylostoma duodenale, Trichuris trichiura, Strongloides stercoralis ve Trichostronglius colubriformis'dir.

Bileşenlerden herhangi birine karşı önceden oluştuğu bilinen aşırı hassasiyet

durumlarında kontrendikedir. İlerlemiş karaciğer, böbrek hastalıkları ve kan hastalıklarında levamizol uygulamasından kaçınılmalıdır.

Dozlar tercihen hafif bir yemekten sonra, tek bir uygulama şeklinde verilir.

2-4 yaş için 5 ml (40 mg), 5-15 yaş için 10 ml (80 mg), 16 ve üzeri yaş için 15 ml (120 mg) dozlarında verilir. Bu dozlarda tam tedavi gerçekleşmezse, bir hafta sonra, aynı doz miktarı ile ikinci bir kür uygulanır.

Bulantı, kusma, karın ağrısı, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Tedaviden iki üç hafta sonra bir kaç hastada ensefalopatiye benzer bir sendroma rastlandığı rapor edilmiştir.

(51)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

SES TO DLA

RA ETK İLİ

NİKLOZAMİD

Tenya saginata (sığır tenyası), Tenya solium (domuz tenyası), Difillobotrium latum (balık tenyası), Himenolepis nana (bodur tenya) ile oluşan enfeksiyonlarda endikedir.

Niklozamide karşı aşırı duyarlılıkta

kontrendikedir. T. saginata, T. solium ve D. latum

tedavisi için bir tek doz yeterlidir.

Yetişkinlere ve 6 yaşından büyük çocuklara 4 tablet, 2-6 yaş arası

çocuklara 2 tablet ve 2 yaşından küçük çocuklara 1 tablet verilir. H. nana enfeksiyonlarında 7 günlük tedavi önerilir. İlk gün yukarıdaki doz aynen uygulandıktan sonra diğer 6 gün doz yarıya indirilerek uygulanır. Tabletler kahvaltıdan sonra, ağızda tamamen çiğnendikten sonra bir miktar su ile yutulur.

Genel olarak bulantıı, kusma, karın ağrısı, iştah kaybı, ishal, yorgunluk, uyuşukluk, baş ağrısı ve deri döküntüleri

görülebilir. Nadir olarak ateş, rektal kanama, kuvvetsizlik, ağızda kötü tat, terleme, çarpıntı ve sırt ağrısı olabilir.

Genellikle bu yan etkiler hafif ve geçici olup, görüldüğünde ilaç kullanımı

bırakılmamalıdır. Ayrıca kan SGOT seviyesinde yükselme olabilir; test yapıldığında dikkate alınmalıdır.

(52)

BAKTERİ RİBOZOMUNA

ETKİLİ ANTİBİYOTİKLER

(53)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

MA KR OLİ DLE R

ERİTROMİSİN

Üst solunum yolları enfeksiyonlarına neden olan; -Streptococcus pyogenes (grup A hemolytic streptococci) -Streptococcus pneumoniae -Haemophilus influenzae (eritromisin sulfamidlerle birlikte

kullanıldığında bu mikroorganizmaya daha etkilidir.) Şiddetli alt solunum yolları

enfeksiyonlarına neden olan Streptococcus pyogenes (grup A beta hemolytic

streptococci). Streptococcus pneumoniae, Solunum yolları enfeksiyonlarına neden olan Mycoplasma pneumoniae, Boğmacaya neden olan Bordepella pertussis, (bazı klinik çalışmalar; eritromisinin boğmacaya karşı profilaktif olarak kullanılabileceğini önermektedir). Eritromisin, farenksin yumuşak doku kısmını enfekte eden mikroorganizmaların enfeksiyon yapma özelliklerini yok eder. Difteriye neden olan Corynebacterium diphtheriae’nin

(toksinlerine karşı da etkilidir) taşıyıcı üzerine yerleşmesini önler ve yerleşmiş olan mikroorganizmaları kurutur.

Eritromisin, bu antibiyotiklere karşı aşırı

duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir. Günlük doz erişkinlerde 8 saatte bir 500 mg ve çocuklarda 30-50 mg/kg'dır.

Gerektiğinde günlük doz 4 g'a kadar yükseltilebilir

.

Eritromisin ağız yoluyla alındığında mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, diyare ve iştahsızlık görülür. Hepatik

fonksiyon bozuklukları ve/veya anormal karaciğer fonksiyon test sonuçları ortaya çıkabilir.

Kaşıntılı ve kaşıntısız isilik türü kızarıklıklar, ürtiker, bül özelliği gösteren kabarıklıklar ve egzama gibi orta dereceli alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir.

(54)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

MA KR OLİ DLE R

KLARİTROMİSİN

Streptococcus pyogenes'in etken olduğu faranjit/tonsillit; Streptococcus

pneumoniae'nin etken olduğu akut maksiller sinüzit gibi üst solunum yolları;

Haemophilus influenzae, Moraxella catarrhalis veya Streptococcus pneumoniae'nin etken olduğu kronik bronşitin akut alevlenmeleri, Mycoplasma pneumoniae veya Streptococcus

pneumoniani'nin etken olduğu pnömoni gibi alt solunum yolu; Staphylococcus aureus veya Streptococcus pyogenes'e bağlı komplike olmayan deri ve yumuşak

dokunun (abseler genellikle cerrahi drenaj gerektirir) hafiften orta dereceye kadar olan enfeksiyonlarının tedavisinde endikedir.

Makrolid antibiyotiklere karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir. Klaritromisin, daha önceden var olan kardiyak

anormalliklere (aritmi, bradikardi, QT aralığı genişlemesi, iskemik kalp hastalığı, konjestif kalp yetmezliği gibi) veya elektrolit

dengesizliğine sahip, terfenadin tedavisi gören hastalarda kontrendikedir.

Üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları ve komplike olmayan deri ve yumuşak doku enfeksiyonlarında, 12 saat ara ile 250-500 mg uygulanır. Atipik

mikobakteriyel enfeksiyonlu yetişkin hastalarda önerilen başlangıc dozu, 2x500 mg'dır. H.pylori eradikasyonunda tavsiye edilen doz, asit sekresyonunu önleyici bir ajanla kombinasyon halinde 14 gün süreyle günde 3x500 mg'dır.

Günlük doz çocuklarda 2x125-250 mg süspansiyondur. Maksimum günlük doz 2 defa 500 mg'dır. Tedavi süresi 7-14 gündür.

Klinik çalışmalarda gözlenen yan etkilerin çoğunluğu hafif ve geçici türde olup, klasik

makrolidlere göre gastrointestinal yan etkilere daha az rastlanmaktadır.

Gözlenen yan etkilerin çoğu gastrointestinal sistemle ilgili olup, diyare, kusma, abdominal ağrı, dispepsi ve bulantıdır.

Diğer yan etkiler baş ağrısı, tad değişikliği ve karaciğer enzimlerinde geçici artışları içerir.

(55)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

MA KR OLİ DLE R

AZİTROMİSİN

Duyarlı organizmalara bağlı

enfeksiyonlarda; bu arada, bronşit, S.pneumonia veya H.influenza'nın neden olduğu hafif şiddette toplumda kazanılmış pnönomi vakaları gibi alt solunum yolu enfeksiyonlarında; deri ve yumuşak doku enfeksiyonlarında; otitis media'da ve farenjit / tonsilit ve sinüzit dahil üst

solunum yolları enfeksiyonlarında endikedir.

Erkeklerde ve kadınlarda cinsel temasla bulaşan ve Chlamydia trachomatis'e bağlı, komplike olmayan genital enfeksiyonların tedavisinde endikedir. Ayrıca, Haemophilus ducreyi'ye bağlı yumuşak şankr ve çoğul dirençli olmayan Neisseria gonorrhoeae'ya bağlı komplikasyonsuz genital

enfeksiyonların tedavisinde de endikedir, fakat beraberinde bir Treponema pallidum enfeksiyonu olmadığı saptanmalıdır.

Bu ilacın kullanımı,

özgeçmişinde azitromisine ya da makrolid antibiyotiklerin herhangi birine karşı bir alerjik reaksiyon bulunan hastalarda kontrendikedir. Yüksek AST (SGOT), ALT (SGPT) seviyeleri ve hiperbilirubinemisi olanlarda kullanılmamalıdır.

Yetişkinlerde ve 16 yaşından büyüklerde: Bronşit ve diğer alt solunum yolu enfeksiyonlarında, otitis media, farenjit, tonsillit ve sinüzit dahil üst solunum yolu enfeksiyonlarında, deri ve yumuşak doku

enfeksiyonlarında, toplam doz, 3 gün süreyle günde 500 mg olarak verilen 1500 mg'dır. Alternatif olarak aynı toplam doz, 5 gün süreyle, 1.gün 500 mg ve daha sonraki günlerde (2.den 5.

güne kadar) günde 250 mg olarak verilebilir. Azax Film Tablet yemeklerle birlikte alınabilir.

Günlük doz 26-35 kg arası çocuklarda günde 1 kez 1.5 ölçek; 36-45 yaş arası çocuklarda günde 1 kez 2 ölçek

uygulanır. 45 kg'nın üstündeki çocuklara erişkin dozu uygulanır. Tedavi süresi 3 gündür.

Azitromisin, düşük yan etki insidansı ile iyi tolere edilir.

Gastrointestinal: Anoreksi , bulantı, kusma/diyare (nadiren dehidratasyonla sonuçlanan), yumuşak dışkı, dispepsi, karında rahatsızlık (ağrı/kramp), kabızlık, gaz,

psödomembranöz kolit ve nadiren dilde renk değişikliği. Özel duyular:

Makrolid grubu

antibiyotikler ile işitme bozukluğu bildirilmiştir.

(56)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

MA KR OLİ DLE R

KLİNDAMİSİN

Özellikle Bacteroides fragilis başta olmak üzere anaerob bakterilerin neden olduğu ağır enfeksiyonların tedavisinde endikedir.

Ayrıca, duyarlı stafilokok, pnömokok ve streptokok suşlarına bağlı enfeksiyonlarda, özellikle penisiline karşı duyarlı kişilerde penisilin kullanımının uygun olmadığı durumlarda kullanılır. Anaerob bakterilerin neden olduğu ampiyem, anaerobik

pnömoni ve akciğer apsesi gibi

intraabdominal enfeksiyonlar, endometrit, gonoksi dışı tubo-ovariyal apseler, pelvise ait selülit ve ameliyat sonrası vajinal

enfeksiyonlar gibi kadınlarda görülen pelvis ve genital sistem enfeksiyonları.

Streptokokların ve stafilokokların neden olduğu ağır solunum yolu enfeksiyonlaryla ağır deri ve yumuşak doku enfeksiyonları, septisemi ve stafilokokların neden olduğu akut hematojenöz osteomiyelit.

Pnömokokların neden olduğu ağır solunum yolları enfeksiyonları.

Klindamisin ya da linkomisine duyarlı

kişilerde kontrendikedir. Erişkinlerde: Çeşitli enfeksiyonlarda: 2- 3-4 eşit doza bölünmüş olarak günde 600-1200 mg. Ciddi enfeksiyonlarda: 2- 3-4 eşit doza bölünmüş olarak günde 1200-2700 mg. Hayatı tehdit eden durumlarda günlük doz, intravenöz uygulanmak kaydıyla, 4800 mg’a kadar çıkarılabilir. Dilüe edilmeden doğrudan intravenöz bolus şeklinde uygulanmaz.

Klindan’ın ilk dozu hızlı infüzyon

şeklinde verildikten sonra 4 mcg/ml’nin üzerinde (Serumda korunması istenen klindamisin düzeyi), 30 dakikada 10 mg/dak. (gerekli hızlı infüzyon zamanı), 0.75 mg/dak. (idame infüzyon zamanı);

5 mcg/ml’nin üzerinde, 30 dakikada 15 mg/dak., 1 mg/dak.; 6 mcg/ml’nin üzerinde, 30 dakikada 20 mg/dak., 1.25 mg/dak. devamlı intravenöz infüzyon şeklinde uygulanabilir. Yenidoğanlar (1 aydan küçükler): 15-20 mg/kg/gün olarak 3-4 eşit dozda verilebilir.

Karın ağrısı, mide bulantısı, kusma ve diyare; makülopapüler döküntü ve ürtiker gözlenmiştir. Stevens- Johnson sendromuna benzeyen eritema multiform olguları görülebilir. Bu durumda ilaç hemen kesilmeli ve ağır reaksiyonların acil tedavisi için epinefrin, kortikosteroidler ve antihistaminiklerden yararlanılmalıdır. Geçici nötropeni (lökopeni), eozinofili, agranülositoz v e trombositopeni, çok ender olarak poliartrit bildirilmiştir. Klindamisin tedavisi sırasında

karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma ve sarılık görülebilir.

(57)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

KLO RA MF ENİ KOL

KLORPROPAMİD

Klorpropamid hipergliseminin tek başına diyet ile kontrol edilemediği Tip 2 diyabetli hastalarda, kan şekerinin düşürülmesinde diyete yardımcı olmak üzere endikedir.

Ayrıca klorpropamid, diğer sulfonilüre ajanlara yetersiz cevap veren veya gerçek primer veya sekonder başarısızlık göstermiş hastaların kontrolünde de etkinlik

gösterebilir. Diğer bir oral hipoglisemik ajanın yüksek dozlarını veya sık

uygulamasını gerektiren hastalarda kullanılması ile kontrol temin edilebilir.

İlacın herhangi bir bileşenine karşı aşırıduyarlılığı olduğu bilinen hastalarda, koma ile birlikte olan veya olmayan diyabetik ketoasidozda (bu durumda tedavide insulin kullanılmalıdır) ve Tip I diyabetli hastalarda kontrendikedir.

Başlangıç Tedavisi: Hafif ve orta

şiddette, stabil tip 2 diyabetli orta yaşlı hastalarda günde 250 mg ile

başlanmalıdır. Hastaların diğer bir oral hipoglisemik ajandan klorpropamide başlatılmasında bir geçiş dönemi gerekli değildir. Diğer ilaç birden kesilerek hemen klorpropamid başlanabilir.

Klorpropamid tavsiye ederken bunun daha yüksek etkinlikte olduğu

gözönünde tutulmalıdır. İnsülin

kullanan, hafif veya orta şiddette, stabil tip 2 diyabetli hastaların büyük bir çoğunluğunda insulin derhal kesilerek oral ilaç başlanabilir. Günde 40 üniteden fazla insülin gerektiren hastalarda ise klorpropamid başlatılırken önce ilk bir kaç gün insülin miktarı %50 azaltılarak verilir ve cevaba göre bundan sonraki günlerde azaltma devam edilir.

Santral ve Periferik Sinir Sistemi: Baş dönmesi ve baş ağrısı. Endokrin reaksiyonlar: Bazı nadir durumlarda

klorpropamid ile, uygun olmayan antidiüretik hormon (ADH)sekresyonu sendromundakiyle aynı reaksiyonlar görülmüştür.

Bu sendromun belirtileri aşırı su retansiyonu nedeniyle ortaya çıkan hiponatremi, düşük serum osmolalitesi ve yüksek idrar

osmolalitesidir. Bu reaksiyon diğer sulfonilürelerle de görülmüştür.

(58)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

KLO RA MF ENİ KOL

VARFARİN

Venöz trombozun profilaksi ve tedavisinde, embolik olaylarla seyreden atrium

fibrilasyonlarında, pulmoner embolinin profilaksi ve tedavisinde ve koroner tıkanıklığın yardımcı tedavisinde endikedir.

Antikoagülasyon, kanama riskinin olası klinik yarardan fazla olduğu durumlarda kontrendikedir. Örneğin gebelikte

kontrendikedir. Plasentayı geçerek fetüste fatal hemoraji yapabilir. Eğer hasta

varfarinle tedavi görüyorken hamile kalırsa, fetüs üzerindeki etkisi anlatılmalı ve

gebeliğe son verilmelidir. Kanama eğilimleri ve kan diskrazilerinde; santral sinir sistemi, göz, büyük-açık doku alanlarına yol açan travma cerrahisinde; mide barsak kanalı, ürogenital sistem ya da solunum yolları, serebrovasküler kanamalar, anevrizmalar, perikardit veya perikart epanşımanları, subakut bakteriyel endokardit; abortus immines, pre-eklampsi ve eklampsi;

kanamanın kontrol edilemediği lomber ponksiyon, geniş bölgesel lomber blok anestezisi ve habis hipertansiyon durumlarında kontrendikedir.

Protrombin süresinin 30-40 saniyeye çıkartılmasında 40-60 mg verilir. Yaşlı ve bitkin hastalarda bu miktar 20-30 mg'dır. Bu doz 24 saatlik

hipoprotrombinemi sağlar. İdame tedavi 5-10 mg'dır. Tedavi süresi tromboz ve emboli tehlikesinin ortadan kalkmasına bağlıdır. Tedavi sırasında, her gün protrombin zamanı tayinleri yapılarak doz hastanın durumuna göre

ayarlanmalıdır. İlk doz olarak günde 10- 15 mg verilir. Protrombin zamanı

cevabına göre bu doz (genellikle 2-3 gün sonra) yeniden düzenlenir. Tedavinin başlatılması sırasında yükleme dozu uygulamanın nedeni Faktör II, IX ve X'daki azalmanın, yükleme dozuyla hızlandırılmamasındandır. Başlangıç dozunun yüksek olmasından

kaçınmakla, protrombin zamanınındaki ani artışlar önlenmiş olur.

Organ ya da dokularda kanamalar, priapizm ve çok seyrek olarak ürtiker, aşırı duyarlılık

reaksiyonları, karın krampları ve deri nekrozları bildirilmiştir.

(59)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

KLO RO MF ENK

OL

FENİTOİN

Fenitoin tonik-klonik (grand mal) tipinde status epileptikusun kontrol altına

alınmasında ve nöroşirürji ve/veya ağır kafa travması sırasında ya da sonrasında

konvülsiyonların önlenmesi ve tedavisinde endikedir. Fenitoin ayrıca migren, trigeminal nevralji ve belirli psikozların tedavisinde de kullanılmıştır. Ayrıca kardiyak aritmiler, dijital entoksikasyon ve miyokard

enfarktüsü sonrası olayların tedavisinde de kullanılmıştır.

Fenitoin, fenitoin ya da diğer hidantoinlere aşırı duyarlılığı olan hastalarda

kontrendikedir. Ventriküler otomatisite üzerindeki etkisi nedeniyle fenitoin sinüs bradikardisi, sino-atriyal blok, ikinci ve üçüncü derece A-V blok ve Adams-Stokes sendromu olan hastalarda kontrendikedir

Bir ven içine kalın bir iğne veya intravenöz bir kateter aracılığıyla yavaşca uygulanmalıdır. İntravenöz enjeksiyon sonrası aynı iğne veya kateter kullanılarak yapılacak steril sodyum klorür enjeksiyonu

solüsyonunun alkali olmasına bağlı olarak oluşabilecek venöz iritasyonları önler. İntravenöz infüzyon sıvılarına katılarak devamlı infüzyon şeklinde kullanımdan kaçınılmalıdır. Status Epileptikus: Epanutin uygulamadan önce intravenöz yolla diazepam uygulanmalıdır. Daha sonra Epanutin Ready Mixed Parenteral , yükleme dozu olarak 19- 15 mg/kg dozunda ve

dakikada 50 mg'ı geçmeyen bir hızla yavaşça intravenöz olarak uygulanır.

Yükleme dozunu 6-8 saatte bir oral veya intravenöz 100 mg'lık idame dozları izlemelidir. Yeni doğanlarda yapılan çalışmalar, fenitoinin oral kullanımda yeterli absorbsiyon sağlayamadığını, ancak, Epanutin'in intravenüz yolla verilen 15-20 mg/kg yükleme dozlarının, genellikle terapötik düzey olarak kabul gören 10-20 mg/l serum

konsantrasyonlarını sağlayabildiğini göstermiştir. İlaç intravenöz yolla, dakikada 1-3 mg/kg hızıyla verilmelidir.

   İlaç intravenöz yolla hızla uygulandığında hipotansiyon meydana gelir. Uygulama hızı çok önemlidir, erişkinlerde dakikada 50 mg'ı ve yenidoğanlarda dakikada 1-3 mg/kg'ı

geçmemelidir. Bu hızla toksisite minimum düzeyde olacaktır.

Kardiyovasküler Sistem:

Atriyal ve ventriküler ileti depresyonu ve

ventriküler fibrilasyon ile ciddi kardiyotoksik reaksiyonlar ve ölümler bildirilmiştir. Ağır komplikasyonlar en sık yaşlı ya da ciddi hastalık tablosunda olanlarda görülür. Merkezi Sinir Sistemi: Fenitoin tedavisinde en sık karşılaşılan belirtiler bu sistemle ilgilidir ve genellikle dozla ilişkilidir.

(60)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

TET RAS İKLİ NLE ER

DOKSİSİKLİN

Duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu;

solunum yolu enfeksiyonları, ürogenital sistem enfeksiyonları, dental enfeksiyonlar, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları, kemik ve eklem enfeksiyonlarında endikedir.

Herhangi bir tetrasikline hassasiyet

gösteren şahıslarda kontrendikedir. Bol miktarda su ile birlikte alınmalıdır.

Başlangıç dozu olarak 12 saatte bir 100 mg uygulanır. İdame tedavisi için günde tek doz 100 mg önerilmektedir. Ciddi enfeksiyonların tedavisinde idame dozları iki katına çıkarılabilir. N.

gonorrhoeae veya C. trachomatis’in neden olduğu akut epididimoorşit tedavisinde en az 10 gün süre ile günde 2 kez 100 mg uygulanmalıdır. Komplike olmayan gonokokal enfeksiyonlarda 7 gün süre ile günde 2 kez 100 mg uygulanmalıdır. Primer ve sekonder sifilisde 300 mg günlük doz bölünmüş dozlar halinde en az 10 gün süre ile uygulanmalıdır. C. trachomatis’in neden olduğu komplike olmayan üretral, endoservikal ve rektal enfeksiyonlarda en az 7 gün süre ile günde 2 kez 100 mg uygulanmalıdır.

Gastrointestinal: Anoreksi , bulantı, kusma, diyare, glosit, yutma güçlüğü, anogenital bölgelerde iltihabi lezyonlar. Deri:

Makülopapüler ve eritemli kızarıklıklar, eksfoliyatif dermatit de tespit edilmiştir. Fakat mutad değildir.

Fotonsensitivite.

Hassasiyet reaksiyonları:

Ürtiker, anjiyonörotik ödem, anafilaksi, anaflaktoid purpura, perikardit ve sistemik lupus erithematosus nüksleri.

(61)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

AM İNO GLİ KOZ

İDL ER

GENTAMİSİN

Menenjit ve diğer ağır santral sinir sistemi enfeksiyonları; böbrek ve ürogenital

enfeksiyonları; solunum yolu enfeksiyonları;

sindirim sistemi enfeksiyonları; deri, kemik ve yumuşak doku enfeksiyonları (enfekte yanık ve yaralar dahil); peritonit gibi intraabdominal enfeksiyonlar ve göz enfeksiyonlarının tedavisinde endikedir.

Gentamisin, negatif bakterilerin neden olduğu bilinen ya da kuşkulanılan

enfeksiyonlarda başlangıç tedavisi olarak uygulanabilir. Tedavinin daha sonra gentamisin ile sürdürülüp

sürdürülemeyeceğine, antibiyogram sonuçlarına, hastanın tedaviye verdiği yanıta ve gösterdiği toleransa göre karar verilmelidir. Ağır enfeksiyonlarda ve/veya etkenin saptanamadığı durumlarda, duyarlılık testleri sonuçlanıncaya kadar, gentamisin, bir penisilin ya da sefalosporin grubu antibiyotikle kombine edilerek, başlangıç tedavisi olarak uygulanabilir.

Gentamisine aşırı duyarlılığı olanlarda ve gentamisin uygulandığında ciddi toksik reaksiyon görülen kişilerde kontrendikedir.

Yetişkinlerde: Sistemik enfeksiyonlarda günde toplam 3 mg/kg doz 3 eşit parçaya bölünerek 8 saat arayla veya 2 eşit parçaya bölünerek 12 saat arayla uygulanır. Hayati tehdit oluşturan ağır enfeksiyonlarda günde toplam 5 mg/kg gentamisin sülfat 3-4 eşit doza

bölünerek kullanılır. Klinik iyileşme başlayınca 3 mg/kg'a düşürülür. 50 kg'dan daha ağır kişilerde sistemik enfeksiyonların tedavisi için; günde 3 kez 80 mg veya günde 2 kez 120 mg kullanılabilir. Profilaksi için veya streptokokal endokardit tedavisinde biraz daha düşük dozlar önerilir. Tedavi süresi 7-10 gündür. Ciddi veya komplike enfeksiyonlar daha uzun süreli bir tedaviyi gerektirebilir.

Baş dönmesi, vertigo, kulak çınlaması, kulaklarda uğultu ve işitme kaybıdır. İşitme kaybı genellikle önce tiz seslerde ortaya çıkar ve tedavinin kesilmesiyle düzelmeyebilir. Diğer aminoglikozidlerle görülen vestibüler bozukluklar da geriye dönüşümsüz olabilir.

Aminoglikozidlere bağlı ototoksik belirtilerin ortaya çıkma riskini artıran diğer unsurlar dehidratasyon, etakrinik asit ya da furosemidle birlikte kullanım ya da diğer ototoksik ilaçların daha önce kullanılmış olmasıdır.

(62)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

AM İNO GLİ KOZ

İDL ER

STREPTOMİSİN

Streptomisin, enfeksiyona neden olan duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu tüberkülozun tüm formlarında etkilidir.

Sadece diğer antitüberküloz ilaçlarla birlikte kombine halde kullanılmalıdır. En sık olarak PAS ve izoniazidle birlikte kombine halde kullanılır.

Streptomisine aşırı duyarlılığı olanlarda veya toksik reaksiyon gösterenlerde

kontrendikedir.

Günlük doz i.m olarak erişkinlerde 0,5-1 g ve çocuklarda 20-40 mg/kg'dır.

İntravenöz enjeksiyonlar için serum fizyolojik içinde hazırlanan 1-2 g yoğunluğundaki solüsyon dakikada 25 damla hesabıyla uygulanır.

En sık görülen ototoksik reaksiyonlar bulantı, kusma ve baş dönmesi, yüzde uyuşma, daha az olarak da sağırlıktır.

Ayrıca genel olarak döküntüler, ateş basması, ürtiker, anjiyonörotik ödem ve eozinofili ve daha seyrek olarak da eksfolyatif

dermatit, anafilaksi, azotemi, lökopeni, trombositopeni, pansitopeni, hemolitik anemi, kas zayıflığı ve görme bulanıklığı görülebilir.

(63)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

AM İNO GLİ KOZ

İDL ER

AMİKASİN

, Acinetobacter türleri gibi gram negatif bakterilerin duyarlı suşlarının neden olduğu ağır enfeksiyonların kısa süreli tedavisinde endikedir. Bu mikroorganizmaların neden olduğu bakteremi ve septisemi (yenidoğan sepsisi dahil), ciddi solunum yolu, kemik ve eklem, santral sinir sistemi (menenjit dahil), deri ve yumuşak doku enfeksiyonları, intraabdominal enfeksiyonlar (peritonit dahil), yanık ve postoperatif

enfeksiyonlarda (post-vasküler cerrahi dahil). Klinik çalışmalar amikasinin bu organizmalara bağlı ciddi, komplike ve tekrarlayan üriner sistem enfeksiyonlarında etkili olduğunu göstermiştir.

Amikasine karşı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir. Aminoglikozidler arasında çapraz allerji söz konusu olduğundan, bu ilaçlara karşı aşırı duyarlılık öyküsü olan hastalarda kontrendikedir.

Günlük doz i.m. veya i.v. olarak uygulanan 2x7,5 mg/kg'dır. Yeni doğanlarda ve prematürelerde

başlangıçta günde 2x5 mg/kg ve daha sonra 2x7,5 mg/kg uygulanır. Yaşamı tehdit eden ve/veya Pseudomonas enfeksiyonlarında 3x500 mg

uygulanabilir. Maksimum günlük doz 1,5 g ve maksimum tedavi dozu 15 g'dır.

Bütün aminoglikozidler işitme, denge

fonksiyonuna ve böbreğe toksik etki gösterme ve nöromüsküler blok oluşturma potansiyeline sahiptirler. Sekizinci kafa sinirine toksik etkisi nedeniyle işitme kaybına, denge kaybına veya her ikisi birden yol açabilir.

Amikasin daha çok işitme fonksiyonlarını etkiler.

Yüksek frekanslara karşı sağırlık koklea hasarına bağlıdır ve çoğunlukla işitme kaybının klinik teşhisinden önce gelişir.

Aminoglikozid türevi ilaçlarla yapılan tedavinin ardından akut

nöromüsküler paralizi ve apne gelişebilir.

(64)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

AM İNO GLİ KOZ

İDL ER

NEOMİSİN

Primer piyoderma (impetigo, ektima, sikosis, vulgaris, paronikia, panaris, fronkül), sekonder enfekte dermatozlar (ekzema, herpes, seboreik dermatitis), dış kulak yolu enfeksiyonları, yaralar ve diğer cilt

travmaları, meme başı çatlakları ve yanıkların tedavisinde endikedir.

Kulak zarının perfore olduğu dış kulak enfeksiyonlarında ve bileşimdeki

maddelerden birine karşı önceden oluşmuş aşırı duyarlılık durumunda kontrendikedir.

Günde 3-4 kez bir miktar pomat

enfekte cilt üzerine uygulanır. kronik otitis media veya staz dermatiti gibi kronik dermatozlardaki

sekonder enfeksiyonların kontrolünde kullanılacağı zaman; cildin bu gibi durumlarda aşırı duyarlılık kazanacağı unutulmamalıdır. Bu tip aşırı duyarlılık

reaksiyonları kızarma, şişme, kabuklanma ve kaşıntı biçiminde görülür.

Neomisin içeren ilaçların uzun süre

kullanımlarında, bu gibi belirtiler, periyodik olarak gözlenmeli ve ilaç

kesilmelidir.

(65)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

AM İNO GLİ KOZ

İDL ER

TOBRAMİSİN

E. coli, Pseudomonas türlerinin, Klebsiella- Enterobacter-Serratia türlerinin, Proteus (indol pozitif ve negatif) ve Gram-negatif organizmalarla beraber olan Staph.

aureus'un duyarlı suşlarının etken olduğu aşağı solunum yolu enfeksiyonları;

Pseudomonas türlerinin, E. coli, Klebsiella- Enterobacter türlerinin, Proteus türlerinin, grup D streptokokların ve Gram-negatif organizmalarla beraber bulunan Staph.

aureus'un duyarlı suşlarının etken olduğu yanıklar da dahil olmak üzere deri, kemik ve yumuşak doku enfeksiyonları

Tobramisine aşırı duyarlılık reaksiyonu

gösterenlerde kontrendikedir. Günlük doz 3 eşit kısımda uygulanan 3-5 mg/ kg'dır. Renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda 1 mg/kg yükleme dozundan sonra azaltılmış dozlar uygulanır. Yeni doğan ve süt

çocuklarında günde 6-7.5 mg/kg 3-4 defada ve prematürelerde günde 4 mg/kg hesabıyla 2 defada uygulanır.

Yan etkilerin, özellikle yüksek doz uygulanışta veya uzun süreli

tedavilerde 8. sinirin hem vestibüler hem de işitme dallarında belirdiği bildirilmiştir. Belirtiler baş dönmesi, vertigo,

tinnitus, kulaklarda gürültü ve işitme kaybı olarak görülebilir.

Tobramisine bağlı olan diğer yan etkiler serum transaminazlarında (SGOT, SGPT) ve serum bilirubin düzeyinde

yükselme , anemi, granülositopeni, trombositopeni, ateş, döküntü, kaşıntı, bulantı, kusma, baş ağrısı ve letarjidir.

(66)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

AM İNO GLİ KOZ

İDL ER

NETİLMİSİN

Gözde ve ek organlarında netilmisine hassas patojenlerin neden olduğu dış

enfeksiyonların lokal tedavisinde kullanılır.

İlaç bileşenlerine ya da diğer bir aminoglikozide karşı aşırı duyarlılık durumlarında kullanılmamalıdır.

Her bir göze günde 3 defa 1-2 damla

damlatılması önerilir. Bazen gözde hafif ve geçici tahrişe ya da ödeme, ürtiker kızarıklık ve kaşıntı gibi hassasiyet durumuna yol açabilir.

(67)

İLAÇ ADI ENDİKASYON KONTRENDİKASYON VERİLİŞ YAN ETKİ

DİĞ ER AN TİBİ YOT İKL

ER

MUPİROSİN

Mupirosin, metisiline dirençli

Staphylococcus aureus (MRSA) dahil çok sayıda gram-pozitif bakterilere karşı etkilidir.

Küçük yırtıklar, dikiş atılmış yaralar ya da aşınma gibi sekonder enfekte travmatik lezyonların topikal tedavisinde endikedir.

Polietilen glikol içeren diğer pomadlara karşı aşırı duyarlı olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.

10 güne kadar olan sürelerle etkilenmiş bölgeye günde 3 kez topikal olarak uygulanır.

Klinik çalışmalar sırasında, uygulama bölgesinde yanma, batma, kaşıntı gibi hafif yan etkiler görülmüştür.

Deride duyarlılık

reaksiyonları nadir olarak bildirilmiştir. Ayrıca sistemik allerjik

reaksiyonlar bildirilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Klinik ve subklinik mastitisli inek sütlerinden izole edilen KNS türlerinde, meme içi infeksiyonların tedavisinde yaygın olarak kullanılan beta-laktam grubu

1 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Yoğun Bakım Bilim Dalı, Ankara, Türkiye.. 2 Ankara Üniversitesi Tıp

HKHA öncesinde, hastalığın denetimi ya da verilen kök hücrelerin yerleşmesini kolaylaştırmak için hasta ve hastalığa özgü olarak verilen, “hazırlama yaklaşımı”

Genel olarak büyük boyut- lara ulaşan tümör tipleri sıklık sırasıyla skuamöz hücreli kanser, malign mezenkimal tümör ve ba- zal hücreli kanser olarak bulundu.. Malign

Çocukluk çağında en sık görülen enfeksiyonlardan olan üst solunum yolu enfeksiyonları; nazofarenjit, viral veya bakteriyel tonsillofarenjit, akut otitis media, akut rinosinüzit

sağ aksiller 16 ve 9 mm çaplarında lenf nodları, paratrakeal alanda en büyüğü 11 mm çapta ol- mak üzere lenf nodları, paraaortik en büyüğü 16 mm çapında olmak

Burun akıntısı Yaygın ve sık Yaygın değil, sık görülmez Boğaz ağrısı Yaygın Yaygın değil. Kusma ve/ veya ishal Nadir

Hemaıoloji ve göğü s hastalıkları konsülıasyonu yapıld ıktan sonra idiopatik h i- pe reozinofilik sendroma bağlı akut ağır miyokardit ve bu- nun sonucu gelişmiş