• Sonuç bulunamadı

DOI: 10.51824/978-975-17-4794-5.11 YUNAN BELGELERİNDE DOĞU TRAKYA’NIN YUNANİSTAN TARAFINDAN İŞGALİ VE CAFER TAYYAR Çağla D. TAĞMAT

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DOI: 10.51824/978-975-17-4794-5.11 YUNAN BELGELERİNDE DOĞU TRAKYA’NIN YUNANİSTAN TARAFINDAN İŞGALİ VE CAFER TAYYAR Çağla D. TAĞMAT"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YUNAN BELGELERİNDE DOĞU TRAKYA’NIN YUNANİSTAN TARAFINDAN İŞGALİ VE CAFER TAYYAR

Çağla D. TAĞMAT*

ÖZET

Yunanistan için stratejik bir önem taşıyan Trakya’nın işgal edil- mesi konusunda dönemin Yunanistan Başbakanı Eleftherios Venize- los, Sevr Antlaşması’nın hazırlanma sürecinde (1920) Trakya Bölgesi- nin Yunanistan’a verilmesi ile ilgili yoğun bir çaba harcamış ve antlaş- mada Trakya ile ilgili Yunanistan lehine bir sonuç elde etmiştir. Ancak Yunanistan, Trakya’yı almak için Sevr Antlaşması’nın imzalanmasını beklemeden işgal hareketine girişmiştir. Mayıs 1920’de Batı Trakya’nın işgalinin tamamlanmasının ardından, başka bir deyişle Fransızların buradaki askerî varlıklarını Yunanlara terk etmelerinin sonrasında, aynı yılın Temmuz ayında Doğu Trakya da Yunanistan’ın denetimine girmiştir.

Bugüne kadar, Yunanistan’ın 1920 yılında önce Batı ardından Doğu Trakya’yı işgaline dair pek çok araştırma yapılmıştır. Ancak 1919 yılından itibaren Mustafa Kemal Paşa ile yoğun temasta bulunan I. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar ve faaliyetleri ve Trakya’nın bir bütün olarak Yunanistan tarafından işgal edilmesi, Yunan belgeleri, ve ikinci derece araştırma eserlerinde de oldukça önemli bir yer kap- lamaktadır. Dolayısıyla bu bildirinin öncelikli amacı Yunanistan’ın Trakya konusundaki planları, Trakya’yı işgal etmek konusunda İtilaf Devletleri ile kurduğu temasları ve Cafer Tayyar’ın Bulgaristan ile iliş- kilerini yansıtmaktır.

* Doç. Dr., Ankara Üniversitesi, Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, tagmat@an- kara.edu.tr.

(2)

Bu çalışmada, Doğu Trakya’nın işgali ve Cafer Tayyar, öncelikli olarak Yunanistan Dışişleri Bakanlığı arşiv belgeleri ve Yunanca anılar yardımıyla aktarılmaya çalışılacak ve konu, Türkçe araştırma eserleri ile de desteklenecektir.

Anahtar Kelimeler: Cafer Tayyar, Doğu Trakya, Milli Mücadele, Türk-Yunan, Sevr, Venizelos.

(3)

CAFER TAYYAR AND THE OCCUPATION OF EASTERN THRACE BY GREECE ACCORDING TO GREEK DOCUMENTS

ABSTRACT

The Greek prime minister Eleftherios Venizelos struggled too much in the process of Sevres Treaty in order to occupy and to take Trace which had a great strategic for Greece and in Sevres Treaty he gained a significant result about Trace in fovour of Greece. But Greece didn’t wait Sevres Treaty to be implemented and before the signed Greece occupied Thrace. In May 1920, after the occupation of Wes- tern Thrace was accomplished, in other words after French Forces left the region to Greece, in the same year in July, Eastern Thrace was taken under the control of Greek forces.

Till today, a great number of studies had been done about the Greek occupation of Thrace. But the entire occupation of Trace and the activities of the Commander of the 1st Army Cafer Tayyar who had relations with Mustafa Kemal took an important place in Greek soruces. So that the first target of this paper is to analyze the Greek plans and contacts with Entente Powers about Thrace and the relati- ons of Cafer Tayyar with Bulgarians.

In this paper the occupation of Eastern Thrace and Cafer Tayyar are going to be explained firstly with the help of Greek Foreing Mi- nistry Papers and then Greek memories and research books.

Keywords: Cafer Tayyar, Eastern Thrace, National Struggle, Turco- Greek, Sevres, Venizelos.

(4)

Yunanistan’ın Trakya Politikası ve 1919 Yılı

Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile Müttefik Dev- letler arasında imzalanan Mondros Mütarekesi’nin ardından, 1918 yı- lının son aylarında Anadolu’da başlayan Müttefik işgalleri 1919 yılında yeniden revize edilmeye başlamıştı.

Yenilen devletlerle imzalanacak barış antlaşmalarının görüşülme- sinin planlandığı Paris Barış Konferansı, esasında Yunanistan ve Ana- dolu açısından bakıldığında büyük önem taşıyan bir görüşmeydi. 1919 yılına damga vuran ve Yunanistan Başbakanı Eleftherios Venizelos’un yoğun çalışmalar yaptığı bu konferans, Anadolu’nun kaderi üzerinde silinmesi mümkün olmayacak izler yaratan bir sürecin başlangıcı oldu.

Bu konferansta Venizelos, bir taraftan İzmir’i Yunanistan’a bağlamak için çaba harcarken, Trakya’ya yönelik taleplerde bulunmayı da ihmal etmedi.

Trakya bölgesi Osmanlı idari taksimatında, Edirne ve İstanbul vi- layetlerini kapsıyor, bu vilayetler içine Üsküdar, Çatalca, Kırklareli ile Tekirdağ, Gelibolu, Edirne, Dedeağaç ve Edirne’ye bağlı Gümülcine de giriyordu.1 Venizelos’u Trakya’ya yönelten nedenlerden biri, bu bölgeyi Batısı ve Doğusuyla ele geçirerek, içine İstanbul’u da alan böl- gede tam hakimiyet kurabilmek düşüncesiydi.2 Böylelikle hedefini Trakya’yı Doğu ve Batı şeklinde ayırmaksızın bir bütün olarak Yuna- nistan sınırlarına katabilmek olarak kurgulamıştı. Trakya’nın Yuna- nistan’a verilmesi gerektiğini ise şu sözlerle ifade ediyordu. “Türkiye sorunuyla ilgili Yunan bakış açısı her zaman aynıdır. En başından itibaren Yunanistan, Türkiye’nin Avrupa’da artık var olmaması gerektiği düşüncesini muhafaza etmektedir”3

1 Dimitris Kitsikis, Yunan Propagandası, Meydan Neşriyat, İstanbul, T.Y, s. 28.

2 Bu düşüncenin temeline Megali İdea’yı konumlandırmak mümkündür.

3 Herbert Adams Gibbons, Venizelos, Houghton Mifflin Company, New York 1920, s. 371.

(5)

Paris Barış Konferansı’nın 6 Mart 1919 tarihli toplantısında İngil- tere ile Fransa Yunanistan’ın Doğu Trakya üzerindeki toprak taleple- rini onaylarken, İtalya çekincelerini gizlemedi. Özellikle Edirne’nin Yunanistan dışında bir devlet tarafından işgal edilmesi konusunda bölgeden gelen istek, İtalya’nın konuya bakışında birtakım yumuşa- malara neden olmuştu. Bundan dolayı da İtalya, bölgede yaşayan Rum nüfus dışındakilerin geleceğinin ne olacağının açıklığa kavuştu- rulması talebinde bulundu.4 Öte yandan Trakya bir bütün olarak dü- şünüldüğünde bu talep yalnızca Osmanlı’ya başka bir deyişle Doğu Trakya’ya yönelik değildi. Venizelos’un planları içinde Batı Trakya’nın da yer alıyor olması, bu devleti bir şekilde Bulgaristan ile de muhatap olmaya itiyordu. Ancak Paris Barış Konferansı’nda Yuna- nistan’ın, Batı Trakya konusunda Bulgaristan’ı görmezden gelmesi ABD’nin Yunanistan’ın karşısına dikilmesine neden oldu. Zira konfe- rans esnasında Yunan propagandasının Bulgaristan’ın aleyhine çalış- ması, dış kamuoyunun Bulgarları desteklemesi gibi bir refleks ortaya çıkardı. Bu konuyla ilgili olarak Yunanistan İngiltere Büyükelçisi Kak- lamanos’a, Yunanistan’ın Trakya istekleri aleyhinde çıkan her yazı ve habere cevap vermesi ve kamuoyunu etkilemesi şeklinde direktif ve- rilmişti.5 Her ne kadar Paris Barış Konferansı, Venizelos açısından Trakya konusunda bir başlangıç olsa da bu görüşmelerden Venize- los’un beklediği yönde kesin bir sonuç çıkmadı. Ancak şu söylenebilir ki, Venizelos bir sonraki görüşmelerde Trakya talebini sağlamlaştır- mak ve ısrar edebilmek için kendisine bir alt yapı hazırlamış oldu.

Çünkü 27 Kasım 1919 tarihinde Bulgaristan ile İtilaf Devletleri ara- sında imzalanan Neuilly Antlaşması sonucunda, Yunanistan’ın Paris Barış Konferansı’nda Trakya ile ilgili taleplerinde eli boş kalmıştı. Bu

4 Bu doğrultuda İtalya kurula üç öneri sundu: 1- Doğu Trakya’nın yeni kurulacak İstanbul Devleti sınırları içine alınması, 2-Doğu Trakya’nın önemli bir kısmının İstan- bul’da kurulacak İstanbul Devleti’ne verilmesi ve Bulgaristan ile uyum içinde olması, 3- İstanbul’un sınırlarının belirlenmesi. Mehmet Şükrü Güzel, ‘Bir Savaş Suçu Olarak Doğu Trakya’da Yunanistan Tarafından Türklere Yapılan Etnik Temizlik Harekatı’, Akademik Bakış, C 8, S 15, Kış 2014, s. 141.

5 Kitsikis, a.g.e., s. 228.

(6)

antlaşmaya göre, Trakya’nın batısı Bulgaristan ile İtilaf Devletleri ara- sında paylaştırılırken, Bulgaristan’a Batı Trakya’nın küçük bir kısmı verilmiş, kalan diğer kısım ise Fransa liderliğinde Müttefik Devletlerin kontrolüne bırakılmıştı.

Bu bağlamda Yunanistan, Birinci Dünya Savaşı esnasında Balkan- larda savaştığı Bulgaristan ile Müttefik Devletler arasında savaş so- nunda imzalanan Neuilly Antlaşması’ndan da Trakya konusunda bek- lediğini elde edememişti. Dolayısıyla Venizelos’un bir sonraki adımı, Trakya konusunda söz sahibi olması muhtemel Osmanlı Devleti ile im- zalanacak barış antlaşmasını beklemek olacaktı.

1920 yılında da Yunan dış politikasına damga vuran isim yine Baş- bakan Eleftherios Venizelos olmuştu. 1919 yılında İzmir’de başlayan Yunan işgali, aynı yıl Batı Anadolu üzerinden genişlerken, bu durum Yunan Başbakanda, işgal alanını birkaç adım daha ileri götürme hır- sını da körüklemişti. Venizelos, Paris Barış Konferansı’nda Müttefik- lerin nabzını yoklayarak istediğini alabileceğini gördükten sonra, bun- dan sonraki adımını, Osmanlı Devleti ile imzalanacak Barış Antlaş- ması’nın taslağının hazırlanacağı toplantılar üzerine planladı.

Trakya’nın İşgaline Giden Diplomatik Süreç: Sevr Görüşmeleri Trakya’da Yunan işgalini ateşleyen en önemli gelişme Sevr Ant- laşması maddelerinin görüşüldüğü konferanslar olmuştur. Bu konfe- ranslar silsilesi, Osmanlı coğrafyasının paylaşılması konusunda Mütte- fiklerin cömert davrandıkları ve bir o kadar Yunanistan’ın da bu cö- mertlikten payını almayı umut ettiği bir süreçti. 1920 yılında Sevr maddelerini belirlemek için sırasıyla Londra, San Remo, Hythe,

Lympne,

Boulogne ve Spa’da gerçekleşen görüşmeler6 Trakya ve dolayısıyla da Sevr Antlaşması açısından büyük önem taşıyordu.

6 Görüşmelerin detayları için Bkz.: Çağla D. Tağmat, Sevr Barış Antlaşması Sürecinde Eleftherios Venizelos: Görüşmeler, Konferanslar ve İmza, İstanbul Üniversitesi Tür- kiyat Araştırmaları Enstitüsü Avrasya İncelemeleri Dergisi (AVİD), V/2, 2016, s.

313-324.

(7)

Bir taraftan Londra Konferansı’nın ardından İstanbul işgale uğ- ramış öte yandan Nisan ayında San Remo’da Sevr Antlaşmasına son şeklini vermek için toplanan Müttefikler, İzmir konusunda hiçbir de- ğişiklik yapılmadan bölgenin Yunanlara verilmesine yönelik bir karar almışlardı. Bu kararda, Osmanlı’nın önemli bir gelir kaynağının elin- den alınarak ana damarın kesilmesi, teslimiyetin hızlandırılması için büyük önem taşımaktaydı.7 Fransa ve İtalya’nın tereddütlerine karşın Yunan ordusunun harekâtına devam etmesi kararına ek olarak, Doğu Trakya’nın Yunanistan’a verilmesi kararı da8 artık tasarlanmakta olan Sevr’in Yunanlar açısından son şekline ulaştığının en büyük gösterge- siydi.

Diğer yandan, Osmanlı heyetinin antlaşma taslağını görmek için tam da Paris’te bulunduğu esnada, Venizelos da Yunan Parlamento- sunda antlaşma tasarısına yönelik vekilleri bilgilendiriyordu. Konuş- masına “Değerli Vekiller, dün Paris’te Türk yetkililerin de haberdar olduğu antlaşma sınırlarını açıklayacağım için mutluluk duyuyorum” diyerek baş- ladı ve sözlerine “Yunanistan Karadeniz’e kadar genişliyor, Trakya Yuna- nistan için bir bütün haline geliyor, haritayı göstermeme müsaade ediniz…”

şeklinde devam ederek Büyük Yunanistan haritasını gösterdi.

Trakya’nın eski sınırlarından daha geniş bir hale geldiğini büyük he- yecanla anlatan Venizelos, sınırların İskeçe, Dedeağaç, Kırklareli, So- fulu, Dimetoka, Vize, Eceabat, Tekirdağ ve Edirne boyunca genişleye- ceği bilgisini verdi.9

7Paul C Helmreich, Sevr Entrikaları, Büyük Güçler, Maşalar, Gizli Antlaşmalar ve Türkiye’nin Taksimi, Sabah Kitapları, İstanbul, 1996, s. 219-220.

8 Andrew Dalby, Eleftherios Venizelos 1919-1923 Barış Görüşmeleri ve Sonrası, Akılçelen Kitaplar, Ankara, 2014, s. 134.

9 Makedonia, 1 Mayıs 1920. (Yunanca gazetelerden düşülen dipnotlarda bir tarih uyumsuzluğu dikkati çekecektir. Yunanistan’ın 1923 yılına kadar kullanmış olduğu Julius/ Jülyen takvimi Gregorius /Gregoryen takviminden 13 gün geridedir. Dolayı- sıyla araştırmacı ve okuyucuları yanlış yönlendirmemek için gazete tarihleri orijinal haliyle verilmiştir. Ancak 13 günlük farkın eklenmesiyle Gregorius esasına dayalı Mi- ladi takvim tarihi ortaya çıkacaktır. Ana metinde belirtilen olaylara dair tüm tarihler Gregorius (miladi) takvimine uygun şekilde verilirken, Yunan gazetelerden düşülen dipnotlar orijinal tarihleriyle aktarılmıştır.)

(8)

Venizelos’un mecliste, hayalindeki “Büyük Yunanistan”ın artık ger- çekleşmek üzere olduğunu ifade etmesinden birkaç gün sonra Yunan basınında da Osmanlı Devleti’nin ne olursa olsun bu antlaşmayı imza- lamaya mecbur kalacağı yönündeki haberlerin yer almaya başladığı söylenebilir.10 Zira bu antlaşmanın imzalanması Trakya’nın Yunanis- tan’a verilmesi anlamına geliyordu.

Aynı günlerde I. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar da Mustafa Ke- mal’e Trakya’nın, bir Yunan işgaline karşı kesinlikle savunulacağını ve Bulgarlarla da bir görüşme yapıldığını bildirmişti. Öte yandan Edirne Kongresi de aldığı kararla açısından Doğu Trakya’nın teslim edilme- yeceği konusundaki kararlılığını vurgulamıştı. 11

Batı Trakya’nın İşgali

Kasım 1919 İtilaf Devletleri ve Bulgaristan arasında imzalanan Neuilly Antlaşması ile Batı Trakya’nın geleceği konusundaki karar netleşmiş gibi görünüyordu. Ancak Batı Trakya’nın önemli bir bölü- münün Fransız denetimine verilmiş olması, Yunanistan’ın işini kolay- laştıracak bir durum olarak görülüyordu. Zira Batı Trakya Bulgarla- rın barış antlaşmasıyla bir forma sokulurken, Türklerle imzalanacak barış antlaşmasıyla yepyeni bir düzene kavuşacaktı. Çünkü Sevr Ant- laşması ile Neuilly’de belirlenen Trakya’nın durumu yeniden değişti- rilerek bölge, bütün olarak Yunanistan’a verilecekti. İşte bu durumun Sevr’de uygulanacağının kesinleşmesi, Yunanların hızlı bir şekilde ha- rekete başlamalarına neden oldu.

Yunanistan, her ne kadar Müttefiklerin desteğini tam olarak ar- kasına almış olsa da Trakya’nın işgalini iki aşamada gerçekleştirme planı yaparak ilk olarak Batı Trakya’ya yöneldi.

Ancak bunun öncesinde Cafer Tayyar Doğu Trakya’nın tehlikede olduğunun farkındaydı ve faaliyetlerine hız vermişti. 4 Mart 1920’de Doğu Trakya’nın Çatalca’ya kadar olan bölgesinin İstanbul ile ilişkisini

10 Makedonia, 12 Mayıs 1920.

11 Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü III. Açıklamalı Kronoloji TBMM’den Sa- karya Savaşına, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1995, s. 38-39.

(9)

kestiğini ilan etti.12 Bulgarların desteğini sağlamak amacıyla yapıldığı öne sürülen bu girişimin başarısızlığı Doğu Trakya’nın Müslüman hal- kının desteğinden yoksun olmasına bağlanıyordu.13

Batı Trakya’daki Fransız varlığından dolayı, Venizelos Trakya’nın bir bütün olarak işgal edilmesi konusunda Fransa’nın desteğini sağla- mayı bir zorunluluk olarak görüyordu. Diğer taraftan Fransız idaresi altında bulunan Batı Trakya’ya Rum göçmenler yerleştirilirken, bu göçmenler idari anlamda da görevlendiriliyorlardı.14 22 Mayıs’ta Batı Trakya’nın işgalinin başladığı anda Türkler ve Bulgarlar da ortak bir kongre yapmışlardı.15

Sevr tasarısının tamamlandığı ancak antlaşmanın imzalanmasın- dan yaklaşık üç ay öncesinde ise Yunan kuvvetleri Trakya’ya doğru hareket etmeye başladı. Yunan kuvvetleri 14 Mayıs 1920’de İs- keçe’den demiryolu ile Gümülcine’ye girmeye başladı. Meriç boyu ve Kavala’nın da dâhil olduğu tüm Batı Trakya’nın teslim alınması 4 Ha- ziran 1920 günü sona erdi. Yunanların Batı Trakya’yı işgalinde Fran- sız kuvvetlerinin desteği de oldukça önemli bir rol oynamıştı. Zira Ve- nizelos Yunan Meclisinde bu işgalde yardımı geçen Fransız ordusu ile General Charpy’ye Yunan milletinin şükranları bildirmiş ve Yunan Meclisi de Fransa lehine tezahüratlarda bulunmuştu.16 Yunanistan için Batı Trakya garantilenirken Doğu Trakya için hala bir muğlaklık söz konusuydu. Ancak aynı zamanda Trakya’nın işgalinin ilk adımı da gerçekleşmişti.

Diğer yandan Yunan Dışişleri Bakanlığı Arşivinde yer alan 4 Ha- ziran 1920 tarihli belgede, bu bölgede yaşayan Müslümanların Yunan yönetimine uyum sağlamakta olduğu ve bunun da Doğu Trakya’nın

12 Vas. Georgios, İ Skia tis Agkyras Pano Stin Elliniki Thraki, Estia Neas Smyrnis, Athina, T.Y., s. 77.

13 Georgios, a.g.e., s. 77.

14 Nilüfer Erdem, Yunan Tarihçiliğinin Gözüyle Anadolu Harekâtı (1919-1923), Derlem Yayınları, İstanbul, 2010, s. 253-255.

15 Sarıhan, a.g.e., s. 51.

16 Tevfik Bıyıklıoğlu, Trakya’da Milli Mücadele, C I, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1992, s. 314.

(10)

işgali açısından önemli bir hazırlık adımı olduğu belirtilmektedir.17 Bir diğer husus da Batı Trakya’da Yunan işgalinin gerçekleşmesinin ar- dından bölgede 22 Mayıs 1920 tarihinde Gümülcine’nin kuzeyinde Türkler ve Bulgarların işbirliği ile bir Batı Trakya Hükümeti’nin ku- rulmuş olmasıdır. Peştreli Tevfik Bey’in başkanlığında kurulan bu hü- kümette18 7 Türk 3 de Bulgar yer almıştı.19

Venizelos 1920 yılının Haziran ayını, Fransa ve İngiltere arasında seyahatler yaparak geçirdi. 5 Haziran’da Paris’e hareket eden Venize- los, Doğu Trakya’nın Yunan askerleri tarafından işgal edilmesi için Müttefikleri ikna etmeye çalıştı.20 Zira aynı dönemde Yunan gazetele- rinde, Venizelos’un Trakya’yı ve merkez şehirlerini ziyaret edeceğine dair haberlere yer veriliyor,21 Venizelos’un Trakya konusundaki has- sasiyeti vurgulanıyordu. Venizelos Sevr maddelerine İzmir’in yanı sıra Trakya’yı da ekletebilmek konusunda oldukça ciddi bir enerji sarf et- mişti.

Venizelos 23 Haziran’da (1920), Lloyd George’un yeterli güçleri olup olmadığı sorusuna verdiği yanıtı şu şekilde aktarıyordu: “Ulusal tarihimizin bu önemli ve ciddi sürecinde her türlü durumu göz önüne aldım ve Lloyd George’a yalnızca İngiltere’ye yardım etmeyi değil İzmit’teki cephede Ke- mal’in askerleri karşısında tüm Marmara kıyılarını kontrol altına alacağımızı söyledim. Yunanistan’ın, bu girişimi esnasında Müttefiklerden ekonomik an- lamda yardım istemediğini de açıkladım.”22 Venizelos’un bu açıklaması özellikle Müttefiklerin ekonomik desteğine ihtiyaç duymadığını belirt- mesi anlamında da önem taşımaktadır. Yaklaşık bir yıldır Anadolu’da

17 Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/152/2 [2].

18 Yusuf Halaçoğlu, Halit Eren, ‘Batı Trakya’ Maddesi, TDV İslam Ansiklopedisi, C 5, s. 145.

19 İbrahim Kamil, a.g.m., s. 88.

20 Salahi Sonyel, İngiliz Gizli Belgelerinde Türk-Yunan İlişkileri 1821-1923, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2011, s. 225.

21 Makedonia, 24 Mayıs 1920.

22 Kostas N. Mparpis, Ethnikos Dihasmos Aitia Enohoi Sinepies, Erodios, Thessalo- niki, 2007, s. 389.

(11)

bulunan Yunan kuvvetleri göz önüne alındığında, Yunanistan’ın eko- nomik anlamda refah içinde olduğunu söylemek mümkün değildir.

Venizelos için hayati öneme sahip tek konu, Müttefiklerin ikna edil- mesi ve Anadolu’daki ve Trakya’daki Yunan nüfuzunun resmiyet ka- zanmasıydı.23

Diğer yandan Venizelos Anadolu ve Trakya’daki harekat planla- rını revize etmek için komutanlarının da fikirlerini de almaktaydı. Ge- neral Paraskevopulos 1 Temmuz 1920 tarihinde Venizelos’a gönder- diği telgrafta; Trakya’nın işgalinin tamamlanması için Anadolu seferi- nin yeniden organize edilmesini ya da Anadolu’daki harekata ağırlık vererek Trakya’dan vazgeçmeyi önermişti. Venizelos’un bu telgrafa verdiği cevap ise Trakya konusundaki kararlılığını netleştirmişti. Ve- nizelos’un tercihi Trakya idi.24

Öte yandan Venizelos her ne kadar Sevr taslağı kesinleşmiş olsa da Müttefiklerini, devam eden görüşmelerde yalnız bırakmıyordu.

Venizelos’un Trakya konusundaki taleplerinin zirveye ulaştığı diplo- matik görüşme Spa Konferansı oldu. Belçika’nın Spa kentinde 11 Temmuz’da başlayan Müttefik görüşmelerinde Venizelos bu defa Batı Trakya’nın işgalinde önemli bir rol oynayan Fransa’nın desteğini ye- niden sağlayarak, Doğu Trakya’yı işgal etmek için kulis çalışmalarına hız verdi. Venizelos, İngiltere ile Fransa’ya, Anadolu’dan aktarılacak bir ya da iki bölük ile Doğu Trakya’yı işgal edebilmek için baskıda bu- lundu.25 Başka bir deyişle Venizelos zaten imzalanacak olan antlaş-

23 Yunanistan’ın Paris Büyükelçisi Romanos da durumu şöyle özetliyordu: “Andlaşma- nın bizimle ilgili her maddesinin tatbik ve hayat kabiliyeti vardır. Biz, andlaşmanın, bize ait olan maddelerini, müttefiklerimizden tek bir asker ve tek bir frank istemeden yürütmeye karar vermiş bulunmaktayız. Bu gerek İzmir, gerekse Trakya için böyledir. Biz kendimizi, bu işleri başarabi- lecek kadar kuvvetli görüyoruz. Şimdiye kadar işgal masraflarımız, bir milyar beş yüz milyon frangı aşmıştır. Bundan hiçbir vakit Yunanistan’ın mali sıkıntıya düştüğü manası çıkmaz. İz- mir’in işgali, Yunanistan’ın refah ve saadeti için çok lüzumlu bir şarttır.’’ Bıyıklıoğlu, a.g.e., C I, s. 345.

24 Smith, a.g.e., s. 184.

25 Dalby, a.g.e., s. 135.

(12)

mada, Yunanistan’a verilmesi kararlaştırılan Doğu Trakya için ülke- sine vaat edilen Trakya’yı garanti altına almak için aksiyon evresini başlatma kararını meşrulaştırdı.26

Doğu Trakya’nın İşgali ve Cafer Tayyar

Yunanistan’ın Doğu Trakya’ya girmesi ihtimalinin güçlenmesi, Trakya’daki I. Kolordu Kumandanı Cafer Tayyar Paşa’yı da harekete geçirmiş ve yabancı temsilcilerle görüşmeye sevk etmişti. Cafer Tay- yar, 6 Nisan 1920 tarihinde İtilaf Orduları eski Başkomutanı General D’Esprey ile görüşmüş ve Fransız General, bu görüşme esnasında dip- lomatik görüşmelerin Trakya konusundaki kararı ile ilgili bir yorum yapamayacağını ancak karar ne olursa olsun Türk kuvvetlerinin di- renmesinin bölgeye zarar vermekten başka bir sonuç doğurmayaca- ğını söylemişti.27

Doğu Trakya konusunda Türkler, Yunanlar ve dolaylı olarak Fransızlar nasıl ilgiliyse Bulgarlar da bölge üzerinden dikkatlerini ka- çırmıyorlardı. Bu durum da bölgedeki Türk kuvvetlerinin Bulgar hü- kümeti ve komiteleri ile iletişime geçmelerine neden olmuş ve bir Yu- nan işgali karşısında gelişecek işbirliğinin kapısını aralamıştı. Ancak Bulgarların verebildikleri tek vaat, manevi destek ve sığınmacılar için gösterecekleri iyi niyet idi.28

Cafer Tayyar, 3 Mayıs 1920 tarihinde Karaağaç’ta bir Bulgar yet- kiliyle görüşmüş, karşılıklı işbirliğinin yollarını aramıştı. Tayyar’a göre bu işbirliği ile Yunan işgali önlenebilirdi. Aktarılana göre Cafer Tayyar bu görüşmede Trakya’nın Bulgar ve Türk çıkarları doğrultusunda

26 Bu konferans sonunda, Türklerin alınan kararları kabul etmesini istemesi sonu- cunda Büyük Millet Meclisi 18 Temmuz 1920 tarihinde gerçekleştirdiği gizli bir top- lantıyla Misak-Milli sınırları içindeki milleti ve vatanı kurtarmak için ant içti. İstanbul Hükümeti ise 20 Temmuz’da (tam aksi bir şekilde) antlaşmanın imza edilmesi kararını verdi. Bu karardan iki gün sonra Yıldız Sarayı’nda Saltanat Şurası toplandı ve Topçu Feriki Rıza Paşa hariç tüm şura üyeleri antlaşmayı onayladı. Selahattin Tansel, Mond- ros’tan Mudanya’ya Kadar, C III, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1978, s. 170-173.

27 Tevfik Bıyıklıoğlu, Trakya’da Milli Mücadele, C 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1992, s. 223-224.

28 Bıyıklıoğlu, a.g.e., s. 340.

(13)

paylaşılabileceğini de öne sürmüştü.29 Ancak Cafer Tayyar’ın Doğu Trakya’dan ziyade Batı Trakya üzerine odaklanıp, Trakya’nın her iki bölgesini birleştirerek bölgeyi tek bir bölge olarak değerlendirmesi, yı- lın başlarında, Mustafa Kemal Paşa’nın 3 Şubat 1920 tarihli telgrafına konu olmuştu. Mustafa Kemal’in Heyet-i Temsiliye Başkanı sıfatıyla kaleme aldığı bu yazıda, Batı ve Doğu Trakya’nın bir bütün şeklinde değerlendirilmesinin yanlış olduğunu, Doğu Trakya’nın Osmanlı’ya ait, Batı Trakya’nın ise daha önceden elden çıkmış bir bölge olduğunu vurgulamıştı. Ona göre, Doğu Trakya ancak Batı Trakya’nın ilhak edi- lebilmesi için bir üs olarak kullanılacak bölge olarak değerlendirilme- liydi.30 Dolayısıyla bu noktada Cafer Tayyar’ın ve Mustafa Kemal’in askeri görüşlerinin bağdaşmadığını söylemek mümkündür.

Cafer Tayyar ve Şakir Bey’in (Kesebir) bir diğer hamlesi de Kırk- lareli’nin Soğuksu hudut karakolunda bir ormanda Bulgar hudut ko- mutanı Daskalof ile görüşmesiydi. Bu görüşmede Yunanlara karşı oluşturulacak savunmada Bulgar desteği üzerinde durulmuş ancak bu görüşmeden de olumlu bir sonuç çıkmamıştı.31

Haziran 1920’de Paris’te bulunan Venizelos’un Doğu Trakya’nın işgal edilmesi için sağlamış olduğu Fransız desteği Yunanistan’a bir telgraf ile bildirilmişti. Fransa Dışişleri Bakanı Millerand’dan, Yunan kuvvetlerinin Lüleburgaz’a kadar ilerlemesi için onay alındığını bildi- ren Venizelos, Cafer Tayyar’ın kuvvetlerinin başarılı olamaması (ku- zeye çekilmelerini önlemek amacıyla) için var olan (askeri) kısıtlama- ları zorlamamanın gerekliliğine vurgu yaparak, Millerand’ın Lloyd George’a bu taleplerini ileteceğini ve desteğini sağlayacağını aktar- mıştı.32

29 İbrahim Kamil, ‘Bulgaristan Diplomatik Belgelerine Göre Trakya’da Milli Müca- dele ve Türk-Bulgar İlişkileri (1919-1922), Çağdaş Türkiye Araştırmaları Dergisi, XVII/35, 2017 Güz, s. 89.

30 Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, C 3, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1973, Vesika 251, s. 1226.

31 Bıyıklıoğlu, a.g.e., s.341.

32 Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/152/2 [8].

(14)

Diplomatik görüşmelerde kesinleştirilen Doğu Trakya’nın işgali konusundaki harekat planına bakıldığında ise Yunanlarca Helen kim- liği taşıdığı öne sürülen Doğu Trakya’nın işgali, İskeçe üzerinden Me- riç’i geçerek Edirne’yi işgal etmek, İzmir Tümeniyle eş zamanlı olarak Babaeski’ye ulaşmak şeklinde belirlenmişti.33

Doğu Trakya’da Yunan işgali başlamadan aşağı yukarı bir ay önce İstanbul’daki Yunan temsilciliğinden Yunan Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen bir yazıda Cafer Tayyar’ın askeri kuvvetlerindeki firariler hakkında çarpıcı bilgiler yer almıştı. Aktarılana göre, Trakya’dan İs- tanbul’a gelen iki asker kaçağı34 yirmi beş asker kaçağını temsilen İs- tanbul’a gelmiş ve Türk kolluk kuvvetlerinin peşlerinde olduğunu ve Trakya’dan kaçtıklarını açıklayarak İstanbul’a gelmeyi başarabildikle- rini söylemişlerdi.35 Belgede yer alan bilgiler Cafer Tayyar’ın kuvvet- lerindeki aksaklığı ortaya koyması açısından önemlidir. Buna ek ola- rak Yunan kuvvetlerinin, işgal esnasında, Tayyar’ın direniş sergile- mesi halinde Girit Tümeninden de yardım almak koşuluyla, Türk kuvvetlerinin yerle bir edileceği konusunda öngörüleri olduğunu be- lirtmek gerekmektedir.36

Venizelos ise tam da bu anda (17 Haziran 1920) Dedeağaç’ta bu- lunan General Zimvrakakis’e, Doğu Trakya’daki Yunan kuvvetlerinin toplanması için direktifini iletmiş ve açık bir şekilde işgal planı hak- kında özellikle de Meriç’in sol kıyısı boyunca 2 km’lik alanın kontrol altına alınabilmesi konusunda bilgilendirilmeyi talep etmişti. Fransa ve İngiltere’nin yetki vermesini bekleyen Venizelos, on beş gün içinde Doğu Trakya’nın işgali için tam yetki alabilmeyi umut ettiğini dile ge- tirmişti.37 Diğer taraftan, Venizelos’un hayalindeki Büyük Yunanis- tan’a giden sürecin en önemli aşaması olan Doğu Trakya’nın işgali 20

33 Erdem, a.g.e., s. 260.

34 Belgede ‘Müslüman’ ifadesi kullanılmıştır.

35 Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/152/2 [77].

36 Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/152/2 [56].

37 Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/152/2 [58].

(15)

Temmuz’da başladı.38 Bu işgalin ön hazırlığı, 6 Temmuz tarihinde İn- giliz kuvvetlerinin Mudanya, Gemlik ve İzmit’i işgal etmesi39 ile ta- mamlanmıştı. Öte yandan Doğu Trakya’nın işgali altı gün gibi kısa bir sürede tamamlandı. Genel yargıya göre ise bunun nedeni I. Ko- lordu’nun dağınıklığı ve zayıflığı idi.

Venizelos’un Doğu Trakya’nın işgali konusundaki ısrarı ve hatta

“başarısı” karşısında, İngiltere Genelkurmay Başkanı Wilson’un ak- lında, Venizelos’un Trakya konusunda bu kadar istekli ve aceleci ol- masında, İstanbul’a yakın olmak hatta sahip olmak fikrinin baskın ol- duğu şeklinde bir algı oluşmuştu.40 Zira bu algı çok da yanlış sayıl- mazdı. Yunanistan bir koldan Ege’den kuzeye doğru sarkmak, diğer koldan da Trakya üzerinden İstanbul’u çevrelemek gibi bir stratejiye yönelmişti.

Ayrıca, Yunanistan’ın Anadolu harekâtında önemli bir yere sahip olan Averof ve Amfitriti gemileri, Doğu Trakya’nın işgalinde de önemli bir görev üstlenmişti.41 Averof dönemin Yunanistan Kralı Aleksandros’u taşıyor olmasından dolayı da ayrı bir öneme sahipti.42 Doğu Trakya’nın işgali Aleksandros tarafından da dikkatle takip edi- liyordu. 9 Temmuz 1920 tarihinde Yunan kuvvetleri Tekirdağ’a girdi ve şehir, Kral Aleksandros’a teslim edildi. 9 Temmuz’dan itibaren adım adım Doğu Trakya’da ilerleyen Yunan ordusu ilerlediği bölge- lere de Yunanca isimler vererek bölgeyi Helenleştirmek adına zaman kaybetmedi.43 Yunan kuvvetlerinin Trakya’ya girişiyle birlikte hızlıca bölgeyi incelemeye aldıkları söylenebilir. Yunan kuvvetlerinin Doğu Trakya’ya girişlerinden hemen sonra yaptıkları tespitlere göre, eğitim

38 Stilianos Gonatas, Apomnimonevmata 1897-1957, Athinai, 1958, s. 144.

39 Taha Akyol, 1919-1920 Mondros, Sevr ve Kuva-yı Milliye, Doğan Kitap, İstanbul, 2016, s. 272.

40 Dalby, a.g.e., s. 135.

41 Erdem, a.g.e., s. 262.

42 Aleksandros Mazarakis- Ainianos, Apomnimonevmata, İkaros, (T.Y.), s. 273.

43 Dalby, a.g.e., s. 136.

(16)

kurumlarının çok kötü durumda olduğu, bölgenin yıkık ve zarar gör- müş olduğu ve bunlara ek olarak da zarar verilmiş 34.436 Yunan ha- nesi olduğu şeklinde birtakım iddialara yer verilmekteydi.44

Diğer yandan Doğu Trakya’nın işgali, bölgenin demografik yapı- sında da birtakım değişimlere neden oldu. Doğu Trakya’nın Yunan işgaline uğramasından çok kısa bir süre sonra, Bulgarların da ona- yıyla, çok sayıda sivil, subay ve er Bulgaristan’a geçiş yaptı. Plevne, Ruscuk gibi bölgeler Türklerin yerleştiği yerlerden birkaçıydı. Bu du- rum Yunan belgelerinde de sıklıkla rastlanan konulardan biriydi. İş- galin tamamlanmasından hemen sonra Yunan Hükümeti bu konu ile ilgili detaylı bir şekilde bilgilendirilmişti. Sofya’dan Yunanistan Dışiş- leri Bakanlığı’na gönderilen 22 Temmuz 1920 tarihli belgeye göre, Doğu Trakya’da Osmanlı yerleşimlerinin terk edilmeye başlandığı ve Müslüman halkın Bulgar topraklarına doğru göçe başladığı bilgisi yer almaktaydı. Belgede belirtilene göre bu göçmenlerin sayısı 25 bin ki- şiye ulaşmıştı. Diğer taraftan göçmenlerin yurtlarını terk ettikleri için çok üzgün oldukları ve durumlarının da iyi olmadığı kaydedilmişti.

Aynı belgede, Yunan Dışişlerinden, Müslüman göçmenlerin yurtla- rına ya da Batı Trakya’ya dönmelerinin sağlanması için bir talep yer almaktaydı. Bir Yunan merciinden diğerine aktarılan bu talep, ilk ba- kışta insani ve duygusal gibi algılansa da, durumun gerçek amacı bel- genin ilerleyen satırlarında net bir şekilde ortaya konulmuştu. Esa- sında Yunanların kaygısı, Bulgaristan sınırına geçen Müslümanların Bulgarlar ile işbirliği yapma ve Bulgarların Yunanistan’a karşı daha hızlı bir şekilde organize olması ihtimaliydi. Belirtilene göre, bu ihti- mal Yunan yetkilileri oldukça endişelendirmişti. Öte yandan aynı bel- gede 25 bin kişinin, Bulgaristan’ın organize olması açısından çok da etkili olmayacağı ifade edilirken, yine de bir önlem olarak bağlantıla- rının kesilmesinin iyi olacağı ifade edilmişti.45

44 Georgios, a.g.e., s. 77-78.

45 Istoriko Arheio YP. EKS. KY. 1920/153/1 [2].

(17)

Doğu Trakya’nın kaybedilmesi, bölgedeki göç hareketliliğini başka bir açıdan da hızlandırmıştı. Bir yandan bölgeye Rumlar yerleş- tirilmeye devam ederken, diğer yandan Müslümanların yöneldiği ikinci bölge İstanbul oldu. 1 Aralık 1920 tarihi itibarıyla Trakya’dan göç edenlerin sayısı 40 bini bulmuştu.46

Bölgede yaşanan göç hareketliliğinin diğer bir ayağını da Trakya’ya yerleştirilmeye çalışılan Yunanlar ve Rumlar oluşturmuştu.

Yunan belgelerinde yer alan bilgiye göre Ocak 1920’de, Karaağaç’ta, Yunanistan’dan gelen 288 Yunan ailenin Türk makamlarında bekle- tildiğine değinilmiş ve sağlık durumlarının iyi olmadığı bilgisi kayde- dilmişti.47 Benzer bir göçmen durumunu da İngiltere, İstanbul Yük- sek Komiserliği’ne iletmişti. Aktarılan bilgiye göre, Yunanistan’dan yola çıkan göçmenlere, Yunanistan hükümeti tarafından Keşan vizesi verilmiş ancak Osmanlı yönetimi duruma kayıtsız kalmış ve 148 aile Karaağaç’ta kalmıştı. Belgede verilen bilgiye göre, Türk idaresi göç- menlerin ilerlemesine izin vermemekteydi ve İngilizlerin bu durumla ilgilenmesi talep edilmekteydi.48

Trakya’nın bir bütün olarak işgalinin tamamlanmasından sonra Yunanistan burada idari teşkilatlanmasını kurmakta da gecikmedi.

Bölgeye yüksek komiser olarak Sakturis atanırken, bölgede idari bir taksim gerçekleştirildi.49 Yayımlanan beyannamelerde Yunanlar, böl- genin çok eski zamanlardan beri zaten Helen olduğunu vurgularken, Yunanistan buraya şefkatli bir anne gibi geri döndüğünün vurgusu yapılmıştı. Diğer yandan Türklerin gönlünü alma politikası uygulana- cağının da altı çizilmişti.50

46 Osman Akandere, ‘‘Milli Mücadele Yıllarında Marmara bölgesinde Faaliyet Göste- ren Müfrezeler, Milis Kuvvetlei ve Çeteler 1918-1922’’, Selçuk Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü Dergisi, S 19, 2008, s. 521.

47 Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/153/1 [11].

48 Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/153/1 [14].

49 Erdem, a.g.e., s. 275-276.

50 Erdem, a.g.e., 276.

(18)

Yunan işgalinin üzerinden yaklaşık dört ay geçmesinin ardından, Doğu Trakya’dan Bulgaristan’a giden göçmenlerin durumu konu- sunda Sofya’daki ABD Elçiliği de devreye girmişti. Sofya’daki ABD El- çiliğinin Atina Elçiliğine bildirdiğine göre, Bulgar yetkililer orada bu- lunan Müslümanların olumsuz durumlarına dikkat çekmek istemek- teydi. Doğu Trakya’ya geri dönmek umuduyla Mustafa Paşa mevki- inde biriken 500 Müslüman aile iki aydır burada beklemekteydiler.

Hava koşulları ve olumsuz şartlar sonucunda bazılarının hayatını kay- bettiği ve bu şekilde devam ederse, ölümlerin çoğalma ihtimalinin yüksek olduğunun vurgulandığı yazıda, koşulların hızlı bir şekilde iyi- leştirilmesi gerektiğine vurgu yapılıyordu. Belgede ayrıca, bu göç- menlerin yurtlarına dönüşlerinin devamlı ertelendiği ve en kısa sü- rede Yunan hükümetinin bu durumu dikkate alması gerektiğinin de altı çiziliyordu.51

Doğu Trakya’nın işgalinin ilk anından itibaren başlayan göçler bir yana bırakıldığında Türk kuvvetlerinin, Yunan kuvvetleri karşısında yenilgiye uğraması ve Cafer Tayyar’ın Yunanlara esir düşmesi, yaşa- nanların hem Türk hem de Yunan tarafında büyük ses getirmesine neden oldu.

Yunan işgalinin başlamasıyla Cafer Tayyar Paşa, Havsa’dan ayrıl- dıktan sonra durumu kontrol etmek amacıyla Babaeski’ye yönelmişti.

Buranın işgal edildiğine inanmayan ve Babaeski’ye giden Cafer Tay- yar, Yunan süvariyle karşılaşmış ve atının şahlanması sonucu düşerek kaburgasından ve sağ gözünden yaralanmıştı. Yunan askerleri tara- fından bu şekilde bulunan Cafer Tayyar esir alınarak Yunan kararga- hına götürülerek sorgulanmaya başlandı.52 Yunan General Mazara- kis’in aktardığına göre kendisi, Cafer Tayyar’ın esir düştüğü haberini Havsa’da iken almış ve getirilmesini emretmişti.53 Mazarakis ayrıca anılarında, Cafer Tayyar Bey ile görüştüğü bilgisini de vermekteydi.

51 Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/153/1 [101].

52 Mesut Çapa, ‘Cafer Tayyar Bey’in Esareti ve Yunanistan’da Türk Esirleri’, Toplum- sal Tarih, Temmuz 1996, S 31, s. 13-14.

53 Mazarakis, a.g.e., s. 275

(19)

İkili arasında gerçekleşen görüşmede Mazarakis’in aktardığına göre Cafer Tayyar, bölge yerlilerinden oluşan askeri kuvvete olan güveni- nin tam olmadığını ve amacının Avrupa’nın fikrini değiştirmesi için zaman kazanmak olduğunu ifade etmişti. Diğer taraftan Yunanların Trakya’yı işgalinin önemli bir ayağı olan Bandırma’yı işgallerine de ihtimal vermediğini dile getirmişti. Bunun dayanağı olarak da İtalyan kaynaklarından, Anadolu’daki Yunan ordusunun durumunun iyi ol- madığı şeklinde edindiği bilgi olduğunu eklemişti.54

Öte yandan Cafer Tayyar’ın askeri stratejisi konusunda Mustafa Kemal’in çıkarım ve yorumları da belirtilmeye değerdir. Mustafa Ke- mal Paşa, Doğu Trakya’nın Yunan işgaline uğraması ve Cafer Tayyar konusuna farklı açılardan yaklaşmıştır. Öncelikle Cafer Tayyar Bey’in İstanbul’a gidişinden kendilerini ancak geri döndüğünde haberdar et- mesini eleştirirken,55 ordunun başarısızlığının sorumlusu olarak Cafer Tayyar Paşa’yı göstererek şu sözleri söylemiştir: ‘‘…Türk ordusu, o cev- herde bir ordudur. Yeter ki ona kumanda edenler, kumada edebilmek evsafını haiz bulunsun.’’56

Temmuz 1920’den Mart 1923’e kadar Atina’da esir tutulan Cafer Tayyar önce askeri hastaneye ardından da hapishaneye sevk edildi.

Bu esnada ailesiyle mektuplaşıyordu. Milli Mücadele’nin en kritik yılı olarak sayılabilecek 1921 yılında ise hapisten kaçmaya teşebbüs etmesi ve casusluk suçlamaları nedeniyle başka bir hapishaneye sevk edildi.57

Lozan Konferansı esnasında Türkiye ile Yunanistan arasında sivil ve harp esirlerinin mübadelesine ilişkin sözleşmenin imzalanmasıyla Karma Komisyon, Cafer Tayyar ile Trikupis’in mübadelesini teklif etti. Böylece içinde Tayyar’ın da bulunduğu ilk esir kafilesi 29 Mart 1923 tarihinde Türkiye’ye geldi. Türkiye’ye gelmesinin ardından, TBMM’de Edirne mebusu olarak meclis çalışmalarına katıldı.58

54 Mazarakis, a.g.e., s. 276

55 Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, C 2, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1973, s. 490.

56 Atatürk, a.g.e., C 2, s. 491-492.

57 Çapa, a.g.m., s. 15.

58 Çapa, a.g.m., s. 16.

(20)

KAYNAKÇA Arşiv Belgeleri

Yunan Dışişleri Bakanlığı Arşiv Belgeleri Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/153/1 [101].

Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/153/1 [14].

Istoriko Arheio YP. EKS. KY. 1920/153/1 [2].

Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/153/1 [11].

Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/152/2 [58].

Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/152/2 [56].

Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/152/2 [77].

Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/152/2 [8].

Istoriko Arheio YP. EKS. KY 1920/152/2 [2].

Süreli Yayınlar Makedonia

Telif ve Tetkik Eserler

Akandere, Osman, ‘‘Milli Mücadele Yıllarında Marmara bölgesinde Faaliyet Gösteren Müfrezeler, Milis Kuvvetler ve Çeteler 1918- 1922’’, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S19, 2008.

Akyol, Taha, 1919-1920 Mondros, Sevr ve Kuva-yı Milliye, Doğan Kitap, İstanbul, 2016.

Atatürk, Mustafa Kemal, Nutuk, C 2-3, Milli Eğitim Basımevi, İstan- bul, 1973.

Bıyıklıoğlu, Tevfik, Trakya’da Milli Mücadele, C I, Türk Tarih Ku- rumu Yayınları, Ankara, 1992.

Çapa, Mesut, ‘‘Cafer Tayyar Bey’in Esareti ve Yunanistan’da Türk Esirleri’’, Toplumsal Tarih, S 31, Temmuz 1996.

Dalby, Andrew, Eleftherios Venizelos 1919-1923 Barış Görüşmeleri ve Sonrası, Akılçelen Kitaplar, Ankara, 2014.

(21)

Erdem, Nilüfer, Yunan Tarihçiliğinin Gözüyle Anadolu Harekâtı (1919-1923), Derlem Yayınları, İstanbul, 2010.

Georgios, Vas, İ Skia Tis Agkyras Pano Stin Elliniki Thraki, Estia Neas Smyrnis, Athina, (T.Y.)

Gibbons, Herbert Adams, Venizelos, Houghton Mifflin Company, New York,1920.

Gonatas, Stilianos, Apomnimonevmata 1897-1957, Athinai, 1958.

Güzel, Mehmet Şükrü, ‘‘Bir Savaş Suçu Olarak Doğu Trakya’da Yu- nanistan Tarafından Türklere Yapılan Etnik Temizlik Hare- katı’’, Akademik Bakış, C 8, S 15, Kış 2014.

Halaçoğlu, Yusuf- Eren, Halit, Batı Trakya Maddesi, TDV İslam An- siklopedisi C 5.

Helmreich, Paul C., Sevr Entrikaları, Büyük Güçler, Maşalar, Gizli Antlaşmalar ve Türkiye’nin Taksimi, Sabah Kitapları, İstanbul, 1996.

Kamil, İbrahim, ‘‘Bulgaristan Diplomatik Belgelerine Göre Trakya’da Milli Mücadele ve Türk-Bulgar İlişkileri (1919-1922)’’, Çağdaş Türkiye Araştırmaları Dergisi, XVII/35, 2017 Güz.

Kitsikis, Dimitris, Yunan Propagandası, Meydan Neşriyat, İstanbul, (T.Y).

Mazarakis- Aleksandros Ainianos, Apomnimonevmata, İkaros, (T.Y.).

Mparpis, Kostas N., Ethnikos Dihasmos Aitia Enohoi Sinepies, Ero- dios, Thessaloniki, 2007.

Sarıhan, Zeki, Kurtuluş Savaşı Günlüğü III. Açıklamalı Kronoloji TBMM’den Sakarya Savaşına, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1995.

Sonyel, Salahi, İngiliz Gizli Belgelerinde Türk-Yunan İlişkileri 1821-1923, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2011.

Tağmat, Çağla D., ‘‘Sevr Barış Antlaşması Sürecinde Eleftherios Veni- zelos: Görüşmeler’’, Konferanslar ve İmza, İstanbul Üniversi- tesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Avrasya İncelemeleri Dergisi (AVİD), V/2, 2016.

(22)

Tansel, Selahattin, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, C III, Milli Eği- tim Basımevi, Ankara, 1978.

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkiye Cumhuri- yeti kurulduktan sonra kardeş ülke Afganistan’a daha çok askeri alanda yardım edilmiş, birçok Afgan subayı eğitim için Türkiye’ye ge-

Patrik İlyas’ın ardından 1932’de Süryani Patriği olan Efram Bar- savm Süryani Patrikhanesi’ni Türkiye’den Suriye’nin Humus şehrine taşımış 20 ve Süryanilerin

Giustiniani, Mustafa Kemal Paşa’ya İzmir’den 21 Ekim 1922’de gönderdiği telgrafla hem zaferinden ötürü tebrik etmiş hem de mülakat talebinde bulunmuştur:

Cumhuriyet dönemine gelindiğindeyse, modernleşme hareketle- rini her alanda görmek mümkündür. Erken Cumhuriyet dönemi, modern Türkiye’nin temellerinin atıldığı

12 Bıyıklıoğlu, a.g.e., s.. mediyse de Mustafa Kemal Paşa’nın da önerisi ile Batı Trakya’ya des- tek vermekle birlikte, Doğu Trakya Anadolu ile ortak hareket etmeye

Ayhan, Bünyamin, Olağanüstü Durumlarda Toplumsal Dayanışma ve Bütünleşmeye Basının Katkısı: Millî Mücadele Dönemi Türk Basını, Selçuk Üniversitesi Sosyal

Birinci Balkan Basın Konferansı’nın ardından gerek Basın Bir- liği’ne gerekse Balkan Antantı’na yönelik olumlu düşünceler aktarıl- mıştı. Yunan basınına

Bu askerî darbeden yaklaşık altı ay sonra gerçekleştirilen ilk 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü törenlerinde de mevcut siyasi atmosfe- rin etkileri çok bariz bir