DELİLLERİN TARTIŞILMASI CMK m. 206’ya göre “Sanığın sorguya çekilmesinden sonra delillerin ortaya konulmasına başlanır. Ancak, sanığın tebligata rağmen mazeretsiz olarak gelmemesi sebebiyle sorgusunun yapılamamış olması, delillerin ortaya konulmasına engel olmaz. Ortaya konulan deliller,
sonradan gelen sanığa bildirilir.”
CMK m. 206’ya göre “Ortaya konulması istenilen bir delil aşağıda yazılı hallerde reddolunur:
a) Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse.
b) Delil ile ispat edilmek istenilen olayın karara etkisi yoksa.
c) İstem, sadece davayı uzatmak maksadıyla yapılmışsa.”
AİHM, iddia ve savunmanın çelişmeli olabilmesi için bütün delillerin aleni bir duruşmada sanığın huzurunda ortaya konulması ve tartışılması gerektiği yönünde kararlar vermiştir. “Delillerin tartışılması” başlıklı CMK m. 216’da, duruşmada ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada katılana veya vekiline, cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine veya kanunî temsilcisine söz verilmesi düzenlenmiştir. Bununla amaçlanan, tarafların delillerin içeriğini tartışmasını sağlayarak delillerin müşterekliğini hayata geçirmektir. “
Doğrudan soru yöneltme” başlıklı CMK m. 201’e göre taraflar sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere doğrudan soru yönelterek beyanların doğruluğunun ve delil olma değerinin ortaya çıkmasını sağlayabileceklerdir.
Duruşmada okunması yasak belgenin içeriği delil olamaz.
Bu durumun tek örneği CMK m.210/f.2’ye göre tanıklıktan çekinebilecek olan kişinin, duruşmada tanıklıktan çekinmesi halinde önceki ifadesine ilişkin tutanağın duruşmada okunması yasağıdır. Tanık beyanı başlığında ele alındığı üzere bu düzenlemenin amacı tanıklıktan çekinme hakkının kullanılması halinde bu hakkın dolaylı olarak ortadan kaldırılmasını engellemektir.
Delil serbestliği ilkesinin sonucu olarak; ceza yargılamasında her şey delil olabilir, taraflar da delil ileri sürebilirler. Hakim kendiliğinden delilleri araştırabilir, delil ileri sürmede zaman sınırlaması yoktur, ispat yükümlüğü sanığa yüklenemez ve hakim delilleri kendi vicdani kanaatiyle serbestçe değerlendirip takdir eder.
Delil serbestliği nedeniyle hâkim hiçbir delille bağlı değildir ve delillerin değerini kendisi takdir eder, ancak hâkim kararını, duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Delil serbestliği, hâkimin delilleri değerlendirmede keyfi davranabileceği anlamına gelmez. “
Delilleri takdir yetkisi” başlıklı CMK m.217/f.1’de “Hakim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdani kanaatiyle serbestçe takdir edilir.” denilerek delil serbestisi, vicdani delil sistemi, delillerin doğrudan doğruyalığı ve delillerin müşterekliği ilkelerine birlikte yer verilmiştir.
Hâkimin delilleri serbestçe değerlendirirken keyfi davranmasını engellemeye yönelik bir diğer güvence de hâkimin gerekçe göstermek zorunluluğudur. Kararların gerekçeli olması başlıklı CMK m.34’e göre “Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dâhil, gerekçeli olarak yazılır.” “Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı CMK m. 230/f.1,b bendine göre de mahkumiyet hükmünün gerekçesinde .. “Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi” gerekir. CMK m.. 217/f.2’de ise “Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.” denilerek delillerin serbestçe takdir edilmesi, delillerin hukuka uygun olması şartına bağlanmıştır.
Delillerin müşterekliği ilkesi gereğince deliller duruşmada tartışılacağına göre bütün delillerin bu aşamada hazır edilmiş ve tarafların önüne konulmuş olması gerekir. Ceza muhakemesinin amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmak olduğu için kural olarak delilin ortaya konulması yönündeki isteklerin kabul edilmesi gerekir. Nitekim CMK m. 207’ye göre, “Delilin ortaya konulması istemi, bunun veya ispat edilmek istenen olayın geç bildirilmiş olması nedeniyle reddedilemez.” CMK m.
206/f.2’de üç neden sayılmıştır. Buna göre 1) delil kanuna aykırı olarak elde edilmişse, 2) delil ile ispat edilmek istenilen olayın karara etkisi yoksa, 3) istem sadece davayı uzatmak maksadıyla yapılmışsa delinin ortaya konulması istemi kabul edilmez.
DURUŞMA TUTANAĞI CMK m. 219’a göre “Duruşma için tutanak tutulur.
Tutanak, mahkeme başkanı veya hakim ile zabıt katibi tarafından imzalanır. Duruşmada yapılan işlemlerin teknik araçlarla kayda alınması halinde, bu kayıtlar vakit geçirilmeksizin yazılı tutanağa dönüştürülerek mahkeme başkanı veya hakim ile zabıt katibi tarafından imzalanır.
Mahkeme başkanının mazereti bulunursa tutanak, üyelerin en kıdemlisi tarafından imzalanır
”
CMK m. 220’ye göre “Duruşma tutanağının başlığında; a) Duruşmanın yapıldığı mahkemenin adı, b) Oturum tarihleri, c) Hakimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt katibinin adı ve soyadı, belirtilir.
CMK m. 221’e göre “Duruşma tutanağında; a) Oturumlara katılan sanığın, müdafiin, atılanın, vekilinin, kanuni temsilcisinin, bilirkişinin, tercümanın, teknik danışmanın adı ve soyadı, b) Duruşmanın seyrini ve sonuçlarını yansıtan ve yargılama usulünün bütün temel kurallarına uyulduğunu gösteren unsurlar, c) Sanık açıklamaları, d) Tanık ifadeleri, e) Bilirkişi ve teknik danışman açıklamaları, f) Okunan veya okunmasından vazgeçilen belge ve yazılar, g) istemler, reddi halinde gerekçesi, h) Verilen kararlar, i)
Hüküm, yer alır.
CMK m. 190’a göre,
“Duruşmaya, ara verilmeksizin devam edilerek hüküm verilir. Ancak, zorunlu hallerde davanın
makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette duruşmaya ara verilebilir.”
CMK m. 182’ye göre
“Duruşma herkese açıktır.»
CMK m. 182’ye göre “Duruşma herkese açıktır. Ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde, duruşmanın bir kısmının veya
tamamının kapalı yapılmasına
mahkemece karar verilebilir.”
CMK m. 187/f.3’e göre “Açık duruşmanın içeriği, milli güvenliğe veya
genel ahlaka veya
kişilerin saygınlık, onur ve haklarına dokunacak veya suç işlemeye kışkırtacak nitelikte ise;
mahkeme, bunları önlemek amacı ile ve gerektiği ölçüde duruşmanın içeriğinin kısmen veya tamamen yayımlanmasını yasaklar ve kararını açık
duruşmada açıklar.”
ZORUNLU KAPALILIK
CMK m. 185’e göre “Sanık, onsekiz yaşını doldurmamış ise duruşma
kapalı yapılır; hüküm de kapalı
duruşmada açıklanır.”
SANIĞIN DURUŞMADA BULUNMA HAKKI VE YÜKÜMLÜLÜĞÜ
CMK m. 193’e göre “Kanunun ayrık tuttuğu haller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.”
DELİLLERİN TARTIŞILMASI CMK m. 206’ya göre
“Sanığın sorguya çekilmesinden sonra delillerin ortaya konulmasına başlanır. Ancak, sanığın tebligata rağmen mazeretsiz olarak gelmemesi sebebiyle sorgusunun yapılamamış olması, delillerin ortaya konulmasına engel olmaz. Ortaya konulan deliller, sonradan gelen sanığa bildirilir.”
CMK m. 206’ya göre “Ortaya konulması
istenilen bir delil aşağıda yazılı hallerde
reddolunur:
a) Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse, b) Delil ile ispat edilmek istenilen olayın karara
etkisi yoksa,
c) İstem, sadece davayı uzatmak maksadıyla
yapılmışsa.”
DURUŞMADA OKUNAMAYACAK BELGE
CMK m. 210/2
«Tanıklıktan çekinebilecek olan kişi,
duruşmada tanıklıktan çekindiğinde, önceki ifadesine ilişkin tutanak okunamaz.”
DOĞRUDAN SORU SORMA
CMK m. 201’e göre “Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat;
sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler.
CMK m. 201’e göre “…… Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hakim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabilir. Heyet halinde görev yapan mahkemelerde, heyeti oluşturan hakimler, birinci fıkrada belirtilen kişilere soru sorabilir.”
CMK m. 202’ye göre “Sanık veya mağdur,
meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe
bilmiyorsa; mahkeme tarafından atanan
tercüman aracılığıyla duruşmadaki iddia ve
savunmaya ilişkin esaslı noktalar tercüme
edilir. Engelli olan sanığa veya mağdura,
duruşmadaki iddia ve savunmaya ilişkin esaslı
noktalar, anlayabilecekleri biçimde anlatılır.
CMK m. 217
Hakim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere
dayandırabilir. Bu deliller hakimin vicdani kanaatiyle serbestçe takdir edilir. Yüklenen
suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş
her türlü delille ispat edilebilir.
HÜKÜM (Son karar)
CMK m. 223’ e göre “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir.
Beraat,
ceza verilmesine yer olmadığı, mahkumiyet,
güvenlik tedbirine hükmedilmesi,
davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.”