Pozitivizm
Pozitivizmin sosyal bilimlerdeki otoritesi birkaç yüzyıllık kavgaların sonucudur.
Pozitivizmi kendi mantığı içinde incelemek istediğimizde karşımıza onu oluşturan iki asli öğe çıkar:
Mantıkçı hat (R. Descartes- 1596-1650) Olgucu hat (F. Bacon – 1561-1626)
Pozitivizm
R. Descartes (1596-1650)
Evren saf ve önceden belirlenmiş kanunlara tabiyse nasıl olur da gelişimini sürdürür?
Evrenin mutlak akıldan (Tanrıdan) bağımsız olarak geliştiği önkabulü
Pozitivizm
R. Descartes (1596-1650)
• Bu sorunun (aslında tüm soruların) doğru ve gerçek yanıtını bulmak aklın işidir; akıl, gerçeği bulmak için şu işlemleri yapar:
- sezgi
- dedüksiyon (tümdengelim- sadeleştirme yada indirgeme işlemi) - sıralama
Pozitivizm
R. Descartes (1596-1650)
• sezgi, zihinsel bir içgüdüdür ve gerçeğin aracısız görünümünü sunar. En basit unsurların/olguların fark edilmesi.
• dedüksiyon, akli (ussal) bir işlemdir ve en gelişmiş biçimi matematik
biliminde mevcuttur. Basit olgular arasındaki zorunlu ilişkileri açığa çıkarır.
• sıralama ise genelleme için gerekli bir işlemdir.
Pozitivizm
R. Descartes (1596-1650)
• Descartes birbirini izleyen dört mantıksal kural formüle etmiştir.
- Açıkça bilmediğim hiçbir şeyi doğru olarak kabul etmem. (şüphecilik ilkesi) - Bir sorunun en uygun çözümü, onun mümkün olan parçalarına ayrılmasını gerektirir.
- Bilinebilir olması bakımından en basit ve kolay parçadan başlayarak adım adım en kompleks parçaya doğru düzenli olarak ilerlerim ve zihnime belli bir düzen içinde yerleştiririm; zihinsel düzen, nesnenin kendi doğasındaki düzenden bağımsızdır.
- Sonunda, her vakayı tamamlanmış bir sıradüzenine ve genel bir değerlendirmeye tabi tutarım.
Pozitivizm
R. Descartes (1596-1650)
Kartezyen Dualizm: Beden X Akıl arasında ikilik
• Descartes’e gelinceye değin ruh-beden, düşünce-madde arasında keskin bir
ayrım yapılmış değildir. Descartes’in ortaya koyduğu ayrım, dış dünyadaki (fizik
dünya-mekan) cisimler ile düşünce/zihin kategorileri arasında bir yarık açar.
Pozitivizm
R. Descartes (1596-1650)
Kartezyen Dualizm: Beden X Akıl arasında ikilik
Her şeyden şüphe duyulabilir, kendi duyularımızdan, bedenimizden dahi.
Şüphe edilemeyecek tek şey, şüphe duymamızı sağlayan düşüncedir. Bu düşünce edimidir. Bu nedenle, düşünce/akıl bedenden önce gelir.
«Düşünüyorum, öyleyse varım»
Pozitivizm
R. Descartes (1596-1650)
Akıl-Beden düalizmi insan türünün ayırt edici özelliğidir.
Bu düalite içindeki beden kavrayışı, insan türü dışındaki hayvanlarda yoktur; onlar sadece biyolojik bir robotturlar.
Bu nedenle, insanı belirleyen, onun temel özü beden değil akıldır. İnsan özsel olarak, varoluş olarak zihinsel bir varlıktır.
Ben dediğimiz şey, özsel olarak zihinsel bir varlıktır.
Pozitivizm
R. Descartes (1596-1650)
Descartes’in katkısı, skolastik düşünceyi, “varlığından sual olunmaz” dediği aklın mahzenine tıkmasıdır.
Bunu yaptığı ölçüde, akla, dinsel düşünceyi hatırlatır tarzda bir evrensellik ve kesinlik atfettiği de doğrudur.
Ancak bu tutumun, doğa bilimlerinin önünü açtığı ve onu özgürleştirdiği gerçeğini de gölgelemez.
Pozitivizm
R. Descartes (1596-1650)
Akıl – beden ikiliği konusundaki düşünceleri ise bilimsel bilginin amacı konusunda radikal bir dönüşüme yol açmıştır.
Ben, özsel olarak akılsa, yani artık insan “kendi kendini tanımlayan bir özne” haline gelmiş ise, o durumda bilginin amacı ereksel değil araçsal olabilir demektir.
O halde, bilgi, doğaya ilişkin hipotezler geliştirmek suretiyle onu kontrol
yeteneğimizi geliştirmenin bir aracına dönüşebilir.
Pozitivizm
R. Descartes (1596-1650)
Doğadaki her olayın yeter sebebi, doğanın kendisinde bulunabilir dedikten sonra tanrısal bir güç aramanın yeri kalmamıştır.
Ayrıca, doğa gibi her toplumsal olayın yeter sebebi toplumun kendisinde mevcuttur demenin kapısı da artık açılmıştır.
Metafizik, mistik, doğadan ve insan ilişkilerinden bağımsız «güçler»in varlığı sorgulanır olmuştur.
Pozitivizm
Bu konuda çok daha radikal bir girişim pozitivizmin olgucu kanadından gelmiştir.