GİRİŞ GİRİŞ
“ “ Türkiye’de demokrasiyi kurma çabalarının yaklaşık 200 yıllık bir tarihi Türkiye’de demokrasiyi kurma çabalarının yaklaşık 200 yıllık bir tarihi gelişim süreci vardır. 1808’de Sened-i İttifak ile başlayıp, 1876’da Kanun-i gelişim süreci vardır. 1808’de Sened-i İttifak ile başlayıp, 1876’da Kanun-i
Esasi’nin ilanı ile gelişen süreç Cumhuriyetin bir eseri olarak günümüze kadar Esasi’nin ilanı ile gelişen süreç Cumhuriyetin bir eseri olarak günümüze kadar
devam etmiştir” (Tosun, 2002).
devam etmiştir” (Tosun, 2002).
“Bu süreç içinde Cumhuriyetin kuruluş dönemi olan 1923-1938 arasında çok “ Bu süreç içinde Cumhuriyetin kuruluş dönemi olan 1923-1938 arasında çok partili sistem denemeleri yapılmış ise de başarılı olunamamıştır” (Tosun, 2002) partili sistem denemeleri yapılmış ise de başarılı olunamamıştır” (Tosun, 2002)
“ “ İkinci Dünya Savaşı’nı demokratik ülkelerin kazanacağı belirmeye İkinci Dünya Savaşı’nı demokratik ülkelerin kazanacağı belirmeye başlayınca iktidardaki parti, çok partili sistemi kurmak için iç ve dış başlayınca iktidardaki parti, çok partili sistemi kurmak için iç ve dış
gelişmelerin uygun olduğunu görerek bu kararı yürürlüğe koymuştur.
gelişmelerin uygun olduğunu görerek bu kararı yürürlüğe koymuştur.
Nitekim 4 yıl sonra da 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimler sonucunda
Nitekim 4 yıl sonra da 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimler sonucunda
GİRİŞ GİRİŞ
“ “ Zaman zaman zora düşmüş olsa da Demokrasi, günümüz Türk toplumu için Zaman zaman zora düşmüş olsa da Demokrasi, günümüz Türk toplumu için kendisinden artık hiçbir şekilde vazgeçilmeyecek modern bir yaşam şekli
kendisinden artık hiçbir şekilde vazgeçilmeyecek modern bir yaşam şekli haline gelmiştir” (Tosun, 2002).
haline gelmiştir” (Tosun, 2002).
SENED-İ İTTİFAK (1808) SENED-İ İTTİFAK (1808)
“ “ 1807 yılında İstanbul’da Kabakçı Mustafa’nın yönetiminde Üçüncü Selim’e 1807 yılında İstanbul’da Kabakçı Mustafa’nın yönetiminde Üçüncü Selim’e karşı bir ayaklanma oldu. Üçüncü Selim tahtan indirildi ve yerine Dördüncü karşı bir ayaklanma oldu. Üçüncü Selim tahtan indirildi ve yerine Dördüncü
Mustafa geçirildi. Üçüncü Selim’i tekrar tahta oturtmak için Rusçuk ayanı Mustafa geçirildi. Üçüncü Selim’i tekrar tahta oturtmak için Rusçuk ayanı
Alemdar Mustafa Paşa İstanbul’a yürüdü. Bunun üzerine Üçüncü Selim Alemdar Mustafa Paşa İstanbul’a yürüdü. Bunun üzerine Üçüncü Selim
öldürüldü. Alemdar Mustafa Paşa tahta İkinci Mahmut’u geçirdi. Kendisi de öldürüldü. Alemdar Mustafa Paşa tahta İkinci Mahmut’u geçirdi. Kendisi de
Sadrazam oldu” (akt. Gözler, 2000, s.3).
Sadrazam oldu” (akt. Gözler, 2000, s.3).
“ “ Alemdar Mustafa Paşa, devletin otoritesini İstanbul’da tekrar kurdu. Ancak Alemdar Mustafa Paşa, devletin otoritesini İstanbul’da tekrar kurdu. Ancak bu devirde, merkezi otorite taşrada tamamıyla etkisizdi. Rumeli ve
bu devirde, merkezi otorite taşrada tamamıyla etkisizdi. Rumeli ve Anadolu’da ayanlar adeta bağımsız idareler kurmuşlar ve merkezin Anadolu’da ayanlar adeta bağımsız idareler kurmuşlar ve merkezin
otoritesini tanımamaya başlamışlardı. Alemdar Mustafa Paşa, merkezi otoritesini tanımamaya başlamışlardı. Alemdar Mustafa Paşa, merkezi
otoriteyi taşrada hakim kılmak için Rumeli ve Anadolu ayanlarını İstanbul’a otoriteyi taşrada hakim kılmak için Rumeli ve Anadolu ayanlarını İstanbul’a
davet etti. Ayanlar İstanbul’a kendi askerleriyle birlikte geldiler ve şehir
davet etti. Ayanlar İstanbul’a kendi askerleriyle birlikte geldiler ve şehir
SENED-İ İTTİFAK (1808) SENED-İ İTTİFAK (1808)
“ “ Neticede katılanların iştirakiyle tarihimizde Sened-i ittifak olarak bilinen bir Neticede katılanların iştirakiyle tarihimizde Sened-i ittifak olarak bilinen bir belge imzalandı (7 Ekim 1808)”(akt. Önsoy, 1985).
belge imzalandı (7 Ekim 1808)”(akt. Önsoy, 1985).
“Sened-i İttifak bir giriş ve yedi bölümden oluşmuştur. Giriş kısmında: “ Sened-i İttifak bir giriş ve yedi bölümden oluşmuştur. Giriş kısmında:
merkezde devlet ileri gelen1eiyle taşra ayanları arasındaki ayrılık ve mücadele merkezde devlet ileri gelen1eiyle taşra ayanları arasındaki ayrılık ve mücadele
yüzünden İmparatorluğun yıkılma noktasına geldiği belirtilerek, bu senetle.
yüzünden İmparatorluğun yıkılma noktasına geldiği belirtilerek, bu senetle.
devletin kalkınması için gereken şartların tesbit olunduğu belirtilmiştir”
devletin kalkınması için gereken şartların tesbit olunduğu belirtilmiştir”
(Önsoy, 1985)
(Önsoy, 1985)
SENED-İ İTTİFAK (1808) SENED-İ İTTİFAK (1808)
Sened-i İttifak’ın giriş bölümünün dışında 7 bölüm vardır. Bunlar kısaca Sened-i İttifak’ın giriş bölümünün dışında 7 bölüm vardır. Bunlar kısaca şunlardır;
şunlardır;
1.
1.
“Padişahın kendisinin ve egemenliğinin dokunulmazlığı hepimizin “ Padişahın kendisinin ve egemenliğinin dokunulmazlığı hepimizin
taahhüdü ve kefaleti altındadır.Vezirler, bürokrasi,ulema , ocaklılar veya taahhüdü ve kefaleti altındadır.Vezirler, bürokrasi,ulema , ocaklılar veya ayanlar tarafından ona karşı bir ihanet veya itaatsizlik olursa,.buna
ayanlar tarafından ona karşı bir ihanet veya itaatsizlik olursa,.buna kalkışanları hep birlikte bastırmaya çalışacağız”(Önsoy, 1985).
kalkışanları hep birlikte bastırmaya çalışacağız”(Önsoy, 1985).
2.
2.
“Kendimizin ve hanedanlarımızın yaşaması, devletin yaşamasına bağlı “ Kendimizin ve hanedanlarımızın yaşaması, devletin yaşamasına bağlı olduğundan toplanacak asker, devlet askeri olarak tahrir edilecektir.
olduğundan toplanacak asker, devlet askeri olarak tahrir edilecektir.
Ocaklar buna karşı koyarlarsa, hepimiz onları hain sayarak Ocaklar buna karşı koyarlarsa, hepimiz onları hain sayarak cezalandıracağız” (Önsoy, 1985)
cezalandıracağız” (Önsoy, 1985)
SENED-İ İTTİFAK (1808) SENED-İ İTTİFAK (1808)
3.3.
“ “ Senedi imzalayanlar gerek hazinenin (Beytülmal-i Müslimin) Senedi imzalayanlar gerek hazinenin (Beytülmal-i Müslimin) muhafazasına, gerek devlet gelirlerinin (varidatı Devlet-i
muhafazasına, gerek devlet gelirlerinin (varidatı Devlet-i Aliye) “mahallerinden tahsil ve tediyesine ve telef ve
Aliye) “mahallerinden tahsil ve tediyesine ve telef ve
hasarattan” korunmasına riayet edeceklerini taahhüt etmektedirler”
hasarattan” korunmasına riayet edeceklerini taahhüt etmektedirler”
(Gözler, 2000, s.5) (Gözler, 2000, s.5)
4.
4.
“Şart ile, senedi imzalayanlar, sadrazamdan gelen her emri Padişahtan “ Şart ile, senedi imzalayanlar, sadrazamdan gelen her emri Padişahtan gelen bir emir olarak kabul edeceklerini ve ona karşı gelmeyeceklerini gelen bir emir olarak kabul edeceklerini ve ona karşı gelmeyeceklerini taahhüt etmektedirler. Ancak sadaret makamı da “hilaf-ı kanun” işlere taahhüt etmektedirler. Ancak sadaret makamı da “hilaf-ı kanun” işlere girişirse, senedi imzalayanlar, bundan “davacı olup bilittifak
girişirse, senedi imzalayanlar, bundan “davacı olup bilittifak
men’ine” çalışacaklarına söz veriyorlardı. Bu dördüncü şartta ayrıca men’ine” çalışacaklarına söz veriyorlardı. Bu dördüncü şartta ayrıca herkesin kendi göreviyle uğraşması, başkalarının görevine karışmaması herkesin kendi göreviyle uğraşması, başkalarının görevine karışmaması (aharın memuriyetine tasaddi etmemesi) öngörülüyordu” (Gözler, 2000, (aharın memuriyetine tasaddi etmemesi) öngörülüyordu” (Gözler, 2000, s.5).
s.5).
SENED-İ İTTİFAK (1808) SENED-İ İTTİFAK (1808)
5.5.
“ “ Senedi imzalayanlar, “gerek âyan ve gerek vükelâ ve rical birbirlerinin Senedi imzalayanlar, “gerek âyan ve gerek vükelâ ve rical birbirlerinin
zatına ve hanedanlarına kefil” olmaları gerekliliğini ortaya koyduktan sonra, zatına ve hanedanlarına kefil” olmaları gerekliliğini ortaya koyduktan sonra, birçok taahhütte bulunmaktadırlar” (Gözler, 2000, s.5).
birçok taahhütte bulunmaktadırlar” (Gözler, 2000, s.5).
6.6.
“ “ Başkentte asker “ocaklarından ve saireden bir güna fitne ve fesad hadis olur Başkentte asker “ocaklarından ve saireden bir güna fitne ve fesad hadis olur ise”, çağrı beklemeksizin “cümle hanedanlar” başkente gelmeyi ve
ise”, çağrı beklemeksizin “cümle hanedanlar” başkente gelmeyi ve ayaklananları bastırmayı taahhüt etmektedirler” (Gözler, 2000, s.6).
ayaklananları bastırmayı taahhüt etmektedirler” (Gözler, 2000, s.6).
7.7.
“ “ Senedi imzalayanlar, “fukara ve reayanın himayet ve siyanetinin esas Senedi imzalayanlar, “fukara ve reayanın himayet ve siyanetinin esas olduğunu” hatırlattıktan sonra, hanedanların idareleri altında bulunan olduğunu” hatırlattıktan sonra, hanedanların idareleri altında bulunan kazalarda “fukara ve reayanın” vergilendirilmesinde “hadd-i itidale riayet kazalarda “fukara ve reayanın” vergilendirilmesinde “hadd-i itidale riayet hususuna dikkat” edeceklerine söz vermektedirler. Keza, vükelâ ve memleket hususuna dikkat” edeceklerine söz vermektedirler. Keza, vükelâ ve memleket hanedanları zulmün kaldırılmasını (ref’i mezalim ve taaddi) aralarında
hanedanları zulmün kaldırılmasını (ref’i mezalim ve taaddi) aralarında kararlaştırmakta ve şayet şeriata aykırı şekilde zulüm eden olursa, onu hep kararlaştırmakta ve şayet şeriata aykırı şekilde zulüm eden olursa, onu hep beraber men etmeyi taahhüt etmektedirler” (Gözler, 2000, s.6).
beraber men etmeyi taahhüt etmektedirler” (Gözler, 2000, s.6).
SENED-İ İTTİFAK (1808) SENED-İ İTTİFAK (1808)
“ “ Sened-i İttifak Osmanlı anayasal gelişmeleri bakımından “olumlu” bir Sened-i İttifak Osmanlı anayasal gelişmeleri bakımından “olumlu” bir ilerlemedir. Sıddık Sami Onar ’a göre, Sened-i İttifak , hukuk devletine ilerlemedir. Sıddık Sami Onar ’a göre, Sened-i İttifak , hukuk devletine
doğru atılmış ilk adımdır, Kubalı’ya göre, merkezî devletin mutlakiyetinin doğru atılmış ilk adımdır, Kubalı’ya göre, merkezî devletin mutlakiyetinin
feodal bir sistemde sınırlandırılması ve dolayısıyla mutlak monarşiden feodal bir sistemde sınırlandırılması ve dolayısıyla mutlak monarşiden
meşrutî monarşiye geçişin ilk adımı, Aldıkaçtı’ya göre ise iktidarın meşrutî monarşiye geçişin ilk adımı, Aldıkaçtı’ya göre ise iktidarın
müstebid karakterinin sınırlandırılması ve dolayısıyla demokrasi düzenine müstebid karakterinin sınırlandırılması ve dolayısıyla demokrasi düzenine
gidişin ilk çabasıdır” (akt. Gözler, 2000, s.8-9).
gidişin ilk çabasıdır” (akt. Gözler, 2000, s.8-9).
“Netice olarak Sened-i İttifakın istibdat ve mutlakıyeti sınırlama gayesi güden “ Netice olarak Sened-i İttifakın istibdat ve mutlakıyeti sınırlama gayesi güden bir vesika olması dolayısıyla Türk demokrasi tarihinde bir aşama olduğu
bir vesika olması dolayısıyla Türk demokrasi tarihinde bir aşama olduğu söylenebilir. Ancak Alemdar Mustafa Paşa'nın yaklaşık dört ay süren söylenebilir. Ancak Alemdar Mustafa Paşa'nın yaklaşık dört ay süren
iktidarından sonra, hükümsüz bir vesika haline gelerek unutulmuştur. Şayet iktidarından sonra, hükümsüz bir vesika haline gelerek unutulmuştur. Şayet
uygulanabilseydi bugün bize müphem kalan bir çok sorulara cevap bulmak uygulanabilseydi bugün bize müphem kalan bir çok sorulara cevap bulmak
mümkün olacaktı” (Önsoy, 1985)
mümkün olacaktı” (Önsoy, 1985)
TANZİMAT FERMANI (1839) TANZİMAT FERMANI (1839)
“ “ Tanzimat hareketinin Türkiye’nin Tanzimat hareketinin Türkiye’nin modernleşme sürecindeki yeri son modernleşme sürecindeki yeri son derece önemlidir. Bernard Lewis, derece önemlidir. Bernard Lewis,
Tanzimat’ı değerlendirirken bu Tanzimat’ı değerlendirirken bu
durumu şu şekilde saptamaktadır.
durumu şu şekilde saptamaktadır.
“Ondokuzuncu ve yirminci
“Ondokuzuncu ve yirminci
yüzyıllar dünyasında, Türkiye ya yüzyıllar dünyasında, Türkiye ya modernleşmek ya da mahvolmak modernleşmek ya da mahvolmak durumundaydı; Tazmatçılar da, durumundaydı; Tazmatçılar da, bütün başarısızlıklarıyla birlikte bütün başarısızlıklarıyla birlikte daha sonra yapılacak olan daha daha sonra yapılacak olan daha köklü modernleşme için zorunlu köklü modernleşme için zorunlu
temeli kurdular” (akt. Aktel, 1998)
temeli kurdular” (akt. Aktel, 1998)
TANZİMAT FERMANI (1839) TANZİMAT FERMANI (1839)
“ “ Tanzimat 3 Kasım 1839 Gülhane Hatt-ı Hümayunu’nun ilanından 1876 yılına Tanzimat 3 Kasım 1839 Gülhane Hatt-ı Hümayunu’nun ilanından 1876 yılına kadar olan dönemin adıdır” (Aktel, 1998).
kadar olan dönemin adıdır” (Aktel, 1998).
“1839 yılında İkinci Mahmut’un ölmesinden sonra yerine Abdülmecit “ 1839 yılında İkinci Mahmut’un ölmesinden sonra yerine Abdülmecit
geçmiştir. Abdülmecit devletin kuruluşunu yeniden tanzim eden bir ferman geçmiştir. Abdülmecit devletin kuruluşunu yeniden tanzim eden bir ferman ısdar etmiştir. Bu ferman 3 Kasım 1839’da, Gülhane’de, Padişahın, yabancı ısdar etmiştir. Bu ferman 3 Kasım 1839’da, Gülhane’de, Padişahın, yabancı
elçilerin ve halkın huzurunda fermanı yazan zamanın Dışişleri Bakanı elçilerin ve halkın huzurunda fermanı yazan zamanın Dışişleri Bakanı
Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmuştur” (akt. Gözler, 2000, s.12)
Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmuştur” (akt. Gözler, 2000, s.12)
TANZİMAT FERMANI (1839) TANZİMAT FERMANI (1839)
“ “ Tanzimat Fermanı biçim bakımından, Sened-i İttifak gibi şart şart veya Tanzimat Fermanı biçim bakımından, Sened-i İttifak gibi şart şart veya madde madde değildir. Tanzimat Fermanında bir yandan birçok temel hak madde madde değildir. Tanzimat Fermanında bir yandan birçok temel hak ve özgürlük tanınmış, diğer yandan da devlet iktidarının kullanılmasına ve ve özgürlük tanınmış, diğer yandan da devlet iktidarının kullanılmasına ve sınırlandırılmasına ilişkin birçok ilke kabul edilmiştir. Ancak bu haklar ve sınırlandırılmasına ilişkin birçok ilke kabul edilmiştir. Ancak bu haklar ve ilkeler oldukça dağınık ve iç içe girmiştir” (Gözler, 2000, s.12).
ilkeler oldukça dağınık ve iç içe girmiştir” (Gözler, 2000, s.12).
Tanzimat Fermanı’nın İlkeleri Tanzimat Fermanı’nın İlkeleri
a.
a.
“Malî Güce Göre Vergi (Her Ferdin Emlak ve Kudretine Göre Bir Vergi-i “ Malî Güce Göre Vergi (Her Ferdin Emlak ve Kudretine Göre Bir Vergi-i Münasip) İlkesi
Münasip) İlkesi .- Fermanda “iltizam usûlü” eleştirilmekte, bu usûlün .- Fermanda “iltizam usûlü” eleştirilmekte, bu usûlün
memleketin “umur-ı maliyesini bir âdemin yed-i ihtiyarına ve belki pençe-i memleketin “umur-ı maliyesini bir âdemin yed-i ihtiyarına ve belki pençe-i cebrü kahrına teslim” etmek anlamına geldiği belirtilmektedir. Ferman cebrü kahrına teslim” etmek anlamına geldiği belirtilmektedir. Ferman bundan sonra halktan (ahali-i memalikten) “her ferdin emlak ve kudretine bundan sonra halktan (ahali-i memalikten) “her ferdin emlak ve kudretine göre bir vergi-i münasip tayin olunarak kimseden ziyade şey alınmamasını”
göre bir vergi-i münasip tayin olunarak kimseden ziyade şey alınmamasını”
TANZİMAT FERMANI (1839) TANZİMAT FERMANI (1839)
b.b.
“ “ Devlet Harcamalarının Kanunîliği İlkesi Devlet Harcamalarının Kanunîliği İlkesi .- Verginin toplanmasına ilişkin .- Verginin toplanmasına ilişkin yukarıdaki ilke kabul edilirken, devlet giderlerinin yapılmasına ilişkin de yukarıdaki ilke kabul edilirken, devlet giderlerinin yapılmasına ilişkin de kanunîlik ilkesi ferman ile kabul ediliyordu. Fermanda bu konuda, “Devleti kanunîlik ilkesi ferman ile kabul ediliyordu. Fermanda bu konuda, “Devleti aliyemizin... mesarifisi kavanin-i icabiye ile tahdit ve tebyin olunup ana
aliyemizin... mesarifisi kavanin-i icabiye ile tahdit ve tebyin olunup ana göre icra olunması lazimedendir” denmektedir”(Gözler, 2000, s.13).
göre icra olunması lazimedendir” denmektedir”(Gözler, 2000, s.13).
c.
c.
“Asker Almada Adalet “ Asker Almada Adalet .- Ferman her şeyden önce, “muhafaza-i vatan için .- Ferman her şeyden önce, “muhafaza-i vatan için asker verme(nin) ahalinin farize-i zimmeti”(akt. Gözler, 2000, s.13).
asker verme(nin) ahalinin farize-i zimmeti”(akt. Gözler, 2000, s.13).
d.d.
“Ceza Yargılamasına İlişkin Güvenceler “ Ceza Yargılamasına İlişkin Güvenceler .- Ferman suç işleyenlerin .- Ferman suç işleyenlerin davalarının kanunlara uygun olarak ve alenen görüleceğine
davalarının kanunlara uygun olarak ve alenen görüleceğine
hükmetmektedir. Bu şekilde verilmiş bir mahkeme kararı olmadıkça da hiç hükmetmektedir. Bu şekilde verilmiş bir mahkeme kararı olmadıkça da hiç kimse hakkında idam cezasının uygulanamayacağını ilân
kimse hakkında idam cezasının uygulanamayacağını ilân etmektedir”(Gözler, 2000, s.13).
etmektedir”(Gözler, 2000, s.13).
TANZİMAT FERMANI (1839) TANZİMAT FERMANI (1839)
e.e.
“ “ Can Güvenliği Can Güvenliği (Emniyet-i Can) (Emniyet-i Can) .- Fermanın başında “emniyet-i can” .- Fermanın başında “emniyet-i can”
tanınmakta ve bu konuda yeni kanunların (kavanin-i cedide) “vaz ve tanınmakta ve bu konuda yeni kanunların (kavanin-i cedide) “vaz ve
tesisinin lazım ve mühim görün”düğü belirtilmektedir”(Gözler, 2000, s.13).
tesisinin lazım ve mühim görün”düğü belirtilmektedir”(Gözler, 2000, s.13).
f.f.
“Irz ve Namus Dokunulmazlığı (Mahfuziyet-i Irz ve Namus) “ Irz ve Namus Dokunulmazlığı (Mahfuziyet-i Irz ve Namus) .- Tanzimat .- Tanzimat Fermanı “mahfuziyet-i ırz ve namus”u da tanımaktadır. Yine Fermanda Fermanı “mahfuziyet-i ırz ve namus”u da tanımaktadır. Yine Fermanda
“hiç kimse tarafından diğerinin ırz ve namusuna tasallut vuku bulmaması”
“hiç kimse tarafından diğerinin ırz ve namusuna tasallut vuku bulmaması”
öngörülmüştür” (Gözler, 2000, s.14).
öngörülmüştür” (Gözler, 2000, s.14).
g.g.
“Mülkiyet Hakkı (Mahfuziyet-i Mal ).- Ferman “mahfuziyet-i mal (mal “ Mülkiyet Hakkı (Mahfuziyet-i Mal ).- Ferman “mahfuziyet-i mal (mal dokunulmazlığı)”ı tanımıştır” (Gözler, 2000, s.14).
dokunulmazlığı)”ı tanımıştır” (Gözler, 2000, s.14).
TANZİMAT FERMANI (1839) TANZİMAT FERMANI (1839)
h.h.
“ “ Müsadere Yasağı Müsadere Yasağı .- Fermanda açıkça “müsâdere yasağı” kabul edilmiştir” .- Fermanda açıkça “müsâdere yasağı” kabul edilmiştir”
(Gözler, 2000, s.14).
(Gözler, 2000, s.14).
i.
i.
“Eşitlik İlkesi “ Eşitlik İlkesi.- Yukarıda sayılan bu haklardan din ayrımı olmaksızın bütün .- Yukarıda sayılan bu haklardan din ayrımı olmaksızın bütün tebaanın yararlanması öngörülmüştür”(Gözler, 2000, s.14).
tebaanın yararlanması öngörülmüştür”(Gözler, 2000, s.14).
j.
j.
“Kanunların Hazırlanması: Meclis-i Ahkâm-ı Adliye “ Kanunların Hazırlanması: Meclis-i Ahkâm-ı Adliye .- Tanzimat Fermanı .- Tanzimat Fermanı kanunların hazırlanması konusunda yeni bir usûl öngörmüştür. Kanunlar kanunların hazırlanması konusunda yeni bir usûl öngörmüştür. Kanunlar bir kurul tarafından hazırlanacak ve Padişah tarafından onaylanıp
bir kurul tarafından hazırlanacak ve Padişah tarafından onaylanıp yürürlüğe konulacaktır” (Gözler, 2000, s.15).
yürürlüğe konulacaktır” (Gözler, 2000, s.15).
k.
k.
“Kanunun Üstünlüğü İlkesi “ Kanunun Üstünlüğü İlkesi .- Tanzimat Fermanında bu şekilde hazırlanan .- Tanzimat Fermanında bu şekilde hazırlanan kanunların üstünlüğü ve bağlayıcılığı çok açık bir şekilde
kanunların üstünlüğü ve bağlayıcılığı çok açık bir şekilde
vurgulanmaktadır. Bu şekilde hazırlanan kanunlar, hem Padişahı, hem vurgulanmaktadır. Bu şekilde hazırlanan kanunlar, hem Padişahı, hem ulemayı, hem de vüzerayı bağlayacaktır” (Gözler, 2000, s.15).
ulemayı, hem de vüzerayı bağlayacaktır” (Gözler, 2000, s.15).
TANZİMAT FERMANI (1839) TANZİMAT FERMANI (1839)
“ “ Tanzimat Fermanı bir temel haklar beyannamesi olarak görülebilir”(Gözler, Tanzimat Fermanı bir temel haklar beyannamesi olarak görülebilir”(Gözler, 2000, s.16).
2000, s.16).
“Yaşama hakkı, mülkiyet hakkı, insan onuruna saygı ilkesi, kişi “ Yaşama hakkı, mülkiyet hakkı, insan onuruna saygı ilkesi, kişi dokunulmazlığı gibi temel haklar ve ilkeler kabul edildiği gibi, dokunulmazlığı gibi temel haklar ve ilkeler kabul edildiği gibi,
vergilendirmeden askerliğe ilişkin birtakım temel ilkeler de kabul vergilendirmeden askerliğe ilişkin birtakım temel ilkeler de kabul
edilmiştir”(Gözler, 2000 s.16).
edilmiştir”(Gözler, 2000 s.16).
“ “ Tanzimat Fermanında tartışmasız bir şekilde devlet iktidarının Tanzimat Fermanında tartışmasız bir şekilde devlet iktidarının
sınırlandırılması olgusu vardır. Diğer yandan, Tanzimat Fermanı Osmanlı sınırlandırılması olgusu vardır. Diğer yandan, Tanzimat Fermanı Osmanlı
tebaasına birtakım temel hak ve özgürlükler de tanımaktadır. Bu itibarla tebaasına birtakım temel hak ve özgürlükler de tanımaktadır. Bu itibarla Tanzimat Fermanı, tam bir anayasacılık hareketi olarak görülebilir”(akt.
Tanzimat Fermanı, tam bir anayasacılık hareketi olarak görülebilir”(akt.
ISLAHAT FERMANI (1856) ISLAHAT FERMANI (1856)
“ “ Islahat Fermanı, Kırım Islahat Fermanı, Kırım Harbinin son yıllarında Harbinin son yıllarında
hazırlanarak Paris hazırlanarak Paris
Andlaşmasının imzalanmasından Andlaşmasının imzalanmasından altı hafta önce, 28 Şubat 1856’da altı hafta önce, 28 Şubat 1856’da
Bâb-ı Âlî’de bütün bakanlar, Bâb-ı Âlî’de bütün bakanlar,
yüksek memurlar, şeyhülislâm, yüksek memurlar, şeyhülislâm, patrikler, hahambaşı ve cemaat patrikler, hahambaşı ve cemaat
ileri gelenleri önünde okunarak ilân ileri gelenleri önünde okunarak ilân
edildi ve Paris Andlaşmasını edildi ve Paris Andlaşmasını
hazırlayan devletlere hazırlayan devletlere
bildirildi”(akt. Gözler, 2000, s.19)
bildirildi”(akt. Gözler, 2000, s.19)
ISLAHAT FERMANI (1856) ISLAHAT FERMANI (1856)
“ “ 1856 Paris Konferansı öncesinde, Osmanlı İmparatorluğunu Rusya’nın 1856 Paris Konferansı öncesinde, Osmanlı İmparatorluğunu Rusya’nın müdahalelerine karşı korumanın bedeli ve Osmanlı İmparatorluğunun müdahalelerine karşı korumanın bedeli ve Osmanlı İmparatorluğunun Avrupa Devletleri ailesine katılmasının şartı olarak Avrupa Devletleri Avrupa Devletleri ailesine katılmasının şartı olarak Avrupa Devletleri
birtakım şartlar ileri sürdüler”(akt. Gözler, 2000, s.19).
birtakım şartlar ileri sürdüler”(akt. Gözler, 2000, s.19).
“Bu şartlar Islahat Fermanının esasları olarak Ali Paşa ile İstanbul’daki “ Bu şartlar Islahat Fermanının esasları olarak Ali Paşa ile İstanbul’daki İngiliz ve Fransız elçileri arasında kararlaştırıldı ”(akt. Gözler, 2000, s.19).
İngiliz ve Fransız elçileri arasında kararlaştırıldı ”(akt. Gözler, 2000, s.19).
“ “ Islahat Fermanı da Tanzimat Fermanı gibi Padişah Abdülmecid tarafından Islahat Fermanı da Tanzimat Fermanı gibi Padişah Abdülmecid tarafından ısdar edilmiştir”(Gözler, 2000, s.19).
ısdar edilmiştir”(Gözler, 2000, s.19).
ISLAHAT FERMANI (1856) ISLAHAT FERMANI (1856)
“ “ Islahat fermanının anayasal niteliği Tanzimat Fermanınınki gibidir. Yani Islahat fermanının anayasal niteliği Tanzimat Fermanınınki gibidir. Yani Islahat Fermanı şeklî anlamda değil, maddî anlamda anayasal niteliktedir. Bu Islahat Fermanı şeklî anlamda değil, maddî anlamda anayasal niteliktedir. Bu
konuda gerekli açıklama yukarıda Tanzimat Fermanı başlığı altında konuda gerekli açıklama yukarıda Tanzimat Fermanı başlığı altında
yapılmıştır”(Gözler, 2000, s.22).
yapılmıştır”(Gözler, 2000, s.22).
“Osmanlı İmparatorluğunda Islahat Fermanı ile tebaaya o dönem Avrupa “ Osmanlı İmparatorluğunda Islahat Fermanı ile tebaaya o dönem Avrupa ülkelerinde tanınan temel hak ve özgürlüklerinin önemli bir kısmının
ülkelerinde tanınan temel hak ve özgürlüklerinin önemli bir kısmının
tanındığını görmekteyiz. Tanzimat ve Islahat Fermanlarıyla tanınan hakların, tanındığını görmekteyiz. Tanzimat ve Islahat Fermanlarıyla tanınan hakların, o dönemde Batı ülkelerinde tanınan haklar ile, birçok eksiği olmakla birlikte, o dönemde Batı ülkelerinde tanınan haklar ile, birçok eksiği olmakla birlikte, karşılaştırılabileceğini söyleyebiliriz. Sonuç olarak, Islahat Fermanı, Sened-i karşılaştırılabileceğini söyleyebiliriz. Sonuç olarak, Islahat Fermanı, Sened-i İttifak ile başlayan, Tanzimat Fermanı ile devam eden Osmanlı anayasacılık İttifak ile başlayan, Tanzimat Fermanı ile devam eden Osmanlı anayasacılık
hareketleri içinde atılmış önemli bir adımdır ”(Gözler, 2000, s.22).
hareketleri içinde atılmış önemli bir adımdır ”(Gözler, 2000, s.22).
1. 1. MEŞRUTİYET (1876) MEŞRUTİYET (1876)
“ “ Sultan Abdülaziz 30 Mayıs 1876’da hal edildi. Yerine veliaht Murat Efendi , Sultan Abdülaziz 30 Mayıs 1876’da hal edildi. Yerine veliaht Murat Efendi , Beşinci Murat unvanı ile tahta geçirildi. Beşinci Murat kısa bir süre sonra Beşinci Murat unvanı ile tahta geçirildi. Beşinci Murat kısa bir süre sonra
delirdi. Veliaht Abdülhamit, Mithat Paşaya haber göndererek Kanun-u delirdi. Veliaht Abdülhamit, Mithat Paşaya haber göndererek Kanun-u Esasîyi ilân edeceği konusunda söz vererek tahta geçirilmesini istedi. 31 Esasîyi ilân edeceği konusunda söz vererek tahta geçirilmesini istedi. 31
Ağustos 1876’da Beşinci Murat hal edildi ve yerine İkinci Ağustos 1876’da Beşinci Murat hal edildi ve yerine İkinci
Abdülhamit geçirildi. Abdülhamit söz verdiği üzere Kanun-u Esasîyi 23 Abdülhamit geçirildi. Abdülhamit söz verdiği üzere Kanun-u Esasîyi 23 Aralık 1876 günü bir ferman ile ısdar etmiştir”(akt. Gözler, 2000, s.23) . Aralık 1876 günü bir ferman ile ısdar etmiştir”(akt. Gözler, 2000, s.23) .
Kanun-i Esasi ile birlikte Osmanlı Devleti parlamenter siteme geçmiştir. Kanun-i Esasi ile birlikte Osmanlı Devleti parlamenter siteme geçmiştir.
Mubusan meclisi açılmıştır. Bu meclis doğrudan padişaha karşı sorumludur Mubusan meclisi açılmıştır. Bu meclis doğrudan padişaha karşı sorumludur
Mebusan meclisinde iki grup vardır. Padişahın seçtiği ayanlar ve halkın Mebusan meclisinde iki grup vardır. Padişahın seçtiği ayanlar ve halkın seçtiği mebuslardan oluşmaktaydı.
seçtiği mebuslardan oluşmaktaydı.
Padişahın meclisi kapatma yetkisi vardı Nitekim 1877-1878 Osmanlı-Rus Padişahın meclisi kapatma yetkisi vardı Nitekim 1877-1878 Osmanlı-Rus
savaşı bahane ederek 14 Şubat 1878’de meclisi tatil etmiştir. Bu olaydan sonra
savaşı bahane ederek 14 Şubat 1878’de meclisi tatil etmiştir. Bu olaydan sonra
I. I. MEŞRUTİYET (1876) MEŞRUTİYET (1876)
“ “ Kanun-u Esasînin tam anlamıyla meşrutî, anayasal ve parlâmenter bir sistem Kanun-u Esasînin tam anlamıyla meşrutî, anayasal ve parlâmenter bir sistem kurduğunu söylemek oldukça güçtür. Bunun nedenlerini yukarıda gördük. Bir kurduğunu söylemek oldukça güçtür. Bunun nedenlerini yukarıda gördük. Bir kere yasama yetkisinin kullanımına Padişahın çok önemli müdahaleleri vardır kere yasama yetkisinin kullanımına Padişahın çok önemli müdahaleleri vardır (kanun teklifinin görüşülebilmesi için Padişahın izni ve yürürlüğe girmesi için (kanun teklifinin görüşülebilmesi için Padişahın izni ve yürürlüğe girmesi için
onayı gerekir). Bakanlar Kurulu, parlamentoya karşı değil, Padişaha karşı onayı gerekir). Bakanlar Kurulu, parlamentoya karşı değil, Padişaha karşı
sorumludur. Özetle yasama ve yürütme fonksiyonu hâlâ büyük ölçüde sorumludur. Özetle yasama ve yürütme fonksiyonu hâlâ büyük ölçüde
Padişaha bağımlıdır. Bu iki fonksiyon bakımından Padişahın anlamlı bir Padişaha bağımlıdır. Bu iki fonksiyon bakımından Padişahın anlamlı bir
şekilde sınırlandırılmış olduğunu söylemek oldukça güçtür. Ancak bununla şekilde sınırlandırılmış olduğunu söylemek oldukça güçtür. Ancak bununla
birlikte, yargı fonksiyonu artık Padişahın egemenliğinden çıkmıştır. Yargı birlikte, yargı fonksiyonu artık Padişahın egemenliğinden çıkmıştır. Yargı
fonksiyonu bağımsız mahkemelere verilmiştir. Diğer yandan birçok temel hak fonksiyonu bağımsız mahkemelere verilmiştir. Diğer yandan birçok temel hak
ve özgürlük de tanınmıştır. Özetle, meşrutî monarşi tam anlamıyla ve özgürlük de tanınmıştır. Özetle, meşrutî monarşi tam anlamıyla
kurulamamış olsa da, artık mutlak monarşiden çıkılmıştır”(Gözler, 2000, kurulamamış olsa da, artık mutlak monarşiden çıkılmıştır”(Gözler, 2000,
s.36).
s.36).
2. 2. MEŞRUTİYET (1876) MEŞRUTİYET (1876)
“ “ Otuz yıllık bir aradan sonra, ikinci Meşruti yet Te yeni bir döneme geçildi. Otuz yıllık bir aradan sonra, ikinci Meşruti yet Te yeni bir döneme geçildi.
1876 Anayasasında yapılan değişikliklerle (1909) padişahın ya da yürütme 1876 Anayasasında yapılan değişikliklerle (1909) padişahın ya da yürütme
gücünün, yasama üstündeki baskısı kaldırıldı. Ama iktidarda bulunan İttihat gücünün, yasama üstündeki baskısı kaldırıldı. Ama iktidarda bulunan İttihat
ve Terakki Partisibim zamanla bir baskı düzeni oluşturmasıyla, gelişmeler ve Terakki Partisibim zamanla bir baskı düzeni oluşturmasıyla, gelişmeler
kağıt üzerinde kaldı” (Yağcı, 1998).
kağıt üzerinde kaldı” (Yağcı, 1998).
1921 ANAYASASI 1921 ANAYASASI
“ “ 20 Ocak 1921 tarihli “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu” yurdumuzda egemenliği 20 Ocak 1921 tarihli “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu” yurdumuzda egemenliği belirten ilk “anayasa”dır. Bu kanunun oluşması, Sivas’ta İstanbul Hükümeti belirten ilk “anayasa”dır. Bu kanunun oluşması, Sivas’ta İstanbul Hükümeti ile bütün ilişkilerin kesilmiş ve kurulan “Temsili Heyet”iıı devletin idaresini ile bütün ilişkilerin kesilmiş ve kurulan “Temsili Heyet”iıı devletin idaresini ele almasıyla başlar. 23 Nisan 1920’de “TBMM” niıı açılışıyla hukuklaşmış ele almasıyla başlar. 23 Nisan 1920’de “TBMM” niıı açılışıyla hukuklaşmış olan bu durum, Meclisin yaptığı “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu” ile olumlu bir olan bu durum, Meclisin yaptığı “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu” ile olumlu bir
sonuca ulaştı. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanı ile bu kanunun bazı sonuca ulaştı. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanı ile bu kanunun bazı
maddeleri değiştirildi”(Yağcı, 1998).
maddeleri değiştirildi”(Yağcı, 1998).
1924 ANAYASASI 1924 ANAYASASI
“ “ İkinci Meclis, 20 Nisan 1924 tarihinde ikinci bir “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu” İkinci Meclis, 20 Nisan 1924 tarihinde ikinci bir “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu”
nu yaptı ve bunun adı 10 Ocak 1945’te “Anayasa” olarak değiştirildi” (Yağcı, nu yaptı ve bunun adı 10 Ocak 1945’te “Anayasa” olarak değiştirildi” (Yağcı,
1998).
1998).
“Atatürk’ün yapmış olduğu girişimler neticesinde, Türk kadınlarının iktisadi “ Atatürk’ün yapmış olduğu girişimler neticesinde, Türk kadınlarının iktisadi ve siyasal yaşama katılımlarının sağlanabilmesi açısından bir dizi değişiklikler ve siyasal yaşama katılımlarının sağlanabilmesi açısından bir dizi değişiklikler yapılmıştır. Kadınlara, 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında yapılmıştır. Kadınlara, 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında
çıkarılan Köy Kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 1934’te çıkarılan Köy Kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 1934’te
Anayasada yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme haklarının Anayasada yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme haklarının
tanınmasıyla, Türk kadını layık olduğu değere kavuşmuştur”(1).
tanınmasıyla, Türk kadını layık olduğu değere kavuşmuştur”(1).
“Kadınlara tanınan bu hakların o yıllarda bir çok Avrupa devletlerinde bile “ Kadınlara tanınan bu hakların o yıllarda bir çok Avrupa devletlerinde bile
1924 ANAYASASI 1924 ANAYASASI
“ “ 1945’de çoğulcu demokrasiye geçildi ve 1950 yılında, ilk kez bir parti seçimle 1945’de çoğulcu demokrasiye geçildi ve 1950 yılında, ilk kez bir parti seçimle iktidara geldi” (Yağcı, 1998).
iktidara geldi” (Yağcı, 1998).
1961 ANAYASASI 1961 ANAYASASI
“ “ 27 Mayıs 1960 inkılabından sonra, 1961 yılında toplanan meclis tarafından, 27 Mayıs 1960 inkılabından sonra, 1961 yılında toplanan meclis tarafından, demokratik görüşe göre yeniden yazıldı. Demokratik yaşam yeni bir boyut demokratik görüşe göre yeniden yazıldı. Demokratik yaşam yeni bir boyut
kazandı. 1971 yılında yapılan değişikliklerle 1961 Anayasası ’na bazı kazandı. 1971 yılında yapılan değişikliklerle 1961 Anayasası ’na bazı
sınırlamalar getirildi” (Yağcı, 1998).
sınırlamalar getirildi” (Yağcı, 1998).
“1961 Anayasasının, 1924 Teşkilât-ı Esasîye Kanunu göre, temel hak ve “ 1961 Anayasasının, 1924 Teşkilât-ı Esasîye Kanunu göre, temel hak ve özgürlüklere daha geniş bir yer verdiği hemen gözlemlenmektedir. Keza bu özgürlüklere daha geniş bir yer verdiği hemen gözlemlenmektedir. Keza bu Anayasa temel hak ve özgürlükler sınırlandırılmasını oldukça güvenceli bir Anayasa temel hak ve özgürlükler sınırlandırılmasını oldukça güvenceli bir
sisteme bağlamıştır” (Gözler, 2000, s.86).
sisteme bağlamıştır” (Gözler, 2000, s.86).
1982 ANAYASASI 1982 ANAYASASI
“ “ 1982 Anayasası ile temel hak ve özgürlüklerin yanı sıra, iktisadi ve sosyal 1982 Anayasası ile temel hak ve özgürlüklerin yanı sıra, iktisadi ve sosyal haklar da düzenlendi ve yürütme erki güçlendirildi” (akt. Yağcı, 1998).
haklar da düzenlendi ve yürütme erki güçlendirildi” (akt. Yağcı, 1998).
“1982 Anayasası, 1961 Anayasasına oranla daha az “katılmacı” bir demokrasi “ 1982 Anayasası, 1961 Anayasasına oranla daha az “katılmacı” bir demokrasi modelini benimsemiştir. 1982 Anayasası, belli ölçüde bir depolitizasyonu, yani modelini benimsemiştir. 1982 Anayasası, belli ölçüde bir depolitizasyonu, yani
siyasetten uzaklaşmayı amaçlamıştır. Ergun Özbudun’un tespitlerine göre, siyasetten uzaklaşmayı amaçlamıştır. Ergun Özbudun’un tespitlerine göre,
“siyasal faaliyetin sadece siyasal partiler ve seçilmiş devlet organları eliyle
“siyasal faaliyetin sadece siyasal partiler ve seçilmiş devlet organları eliyle yürütülmesi suretiyle, ülke düzeyinde belli ölçüde bir depolitizasyon
yürütülmesi suretiyle, ülke düzeyinde belli ölçüde bir depolitizasyon sağlanması isteği, Anayasanın ilk şeklinde mevcut çeşitli hükümlere sağlanması isteği, Anayasanın ilk şeklinde mevcut çeşitli hükümlere
yansımıştır”(akt. Gözler, 2000, s.101-102).
yansımıştır”(akt. Gözler, 2000, s.101-102).
KAYNAKÇA KAYNAKÇA
1.1.
http://www.ataturkdevrimleri.com/yazi-237-ataturk-devrimleri-nelerdir.html http://www.ataturkdevrimleri.com/yazi-237-ataturk-devrimleri-nelerdir.html
Aktel, M.(Güz 1998).Tanzimat Fermanı’nın Toplumsal Yansıması Aktel, M.(Güz 1998). Tanzimat Fermanı’nın Toplumsal Yansıması . Süleyman Demirel . Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı:3, 177-184
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı:3, 177-184
Gözler, K.(2000).Türk Anayasa Hukuku. Gözler, K.(2000). Türk Anayasa Hukuku. Bursa: Bursa: Ekin Kitabevi Ekin Kitabevi
Önsoy, R. (1985). Sened-İttifak ve Türk Demokrasi Tarihindeki Yeri Önsoy, R. (1985). Sened-İttifak ve Türk Demokrasi Tarihindeki Yeri. Ankara:H.Ü. . Ankara:H.Ü.
Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1(4), 24-30.
Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1(4), 24-30.
Tosun, H.(Mart 2002). Türkiye’de Demokrasi’nin Gelişim Sürecine Genel Bir Tosun, H.(Mart 2002). Türkiye’de Demokrasi’nin Gelişim Sürecine Genel Bir Bakış.
Bakış.Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt:18, Sayı:52, 187-234 Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt:18, Sayı:52, 187-234