Geçtiğimiz haftasonu Sinop Gerze'de İklim Adaleti Koordinasyonu adına ve Yeşil Gerze Çevre Platformu ev sahipliğinde bir buluşma gerçekleştirildi. Buluşma Birleşmiş Milletler tarafından Meksika'nın Cancun şehrinde toplanan 16. Taraflar Konferans'ıyla eş zamanlı olarak gerçekleştirildi.
Cancun'daki konferansı, çeşitli çokuluslu şirketlerin çıkarları doğrultusunda iklim değişikliğine karşı göstermelik adımlar atmakla eleştiren İklim Adaleti Koordinasyonu üyeleri, iklim değişimi ve ekolojik krizin ancak küresel eşitlik ve adalet ilkeleri perspektifinden aşılabileceğini düşünüyor.
İki gün süren etkinliklerde çeşitli konferans ve atölye çalışmaları yapıldı. Atölye çalışmalarında iklim krizinin yeryüzündeki canlı yaşamı ve özellikle küresel güney halkları ve yeryüzündeki milyarlarca yoksul ve canlının
varlığına ciddi bir tehdit oluşturduğundan hareketle iklim krizinin aşılmasında sermaye ve hükümetlerin önceliklerinin değil küresel adalet ve eşitlik ilkelerinin esas alınmasının gereği hayati bir öncelik olarak değerlendirildi.
KURALSIZLAŞTIRMA POLİTİKALARI
Kömüre dayalı termik santrallar, nükleer santrallar, suya kelepçe vurularak ticarileşmesi anlamına gelen HES’ler gibi sözde enerji yatırımlarının, doğa ve emek üzerinde sermayenin sömürüsünü ve tahakkümünü arttırıcı politikaların yerine yenilenebilir kaynaklara dayalı bir enerji devriminin küresel ısınmanın engellenmesinde temel yaklaşım olması gerektiği vurgulandı. Türkiye’de doğayı ve kültürü korumaya yönelik mevzuatın esnekleştirilerek, kuralsızlaştırılma politikaları sonucunda yargının kültür ve doğa varlıklarını koruma kalkanının zayıfladığına işaret edildi.
Bu noktadan hareketle hukuk mücadelesini yargısal süreçlerle, hakkın yeniden tesisine indirgemeden en temelde hukuksal mücadeleyi toplumun kendi geleceği hakkında alınan kararlara katılma, bu kararların ortaya çıkartılması sürecinde etkin rol alma ve en temelde de kendi kendini yönetmeye yönelik pratiklerinin geliştirilmesi süreci olarak kavramak gerektiği vurgulandı. Bunun için de Anayasa’nın temel hak ve özgürlükler kısmında suyun, toprağın, havanın hakkının tanınması gerektiği vurgulandı.
30 Kasım 2010 Birgün