Egemenlik Kuramları
Teokratik egemenlik kuramları
Doğaüstü ilahi hukuk öğretisi
Providansiyel ilahi hukuk öğretisi
Demokratik egemenlik kuramları
Milli egemenlik kuramı
Halk egemenliği kuramı
Teokratik egemenlik kuramları
Doğaüstü ilahi hukuk öğretisi
Egemenlik tanrıdan gelir
Egemenliği yeryüzünde kullanacak kişileri tanrı seçer. Krallar, tanrının seçtiği kişilerdir ve doğrudan ona karşı sorumludurlar
Providansiyel ilahi hukuk öğretisi
Egemenlik tanrıdan gelir
Egemenliği yeryüzünde kullanacak kişileri tanrı seçmiş değildir. Tanrının yönlendirmesiyle insanlarca beşeri olaylar sonucunda seçilirler.
Halka karşı sorumluluk söz konusu olabilir (Aquinolu Thomas).
Demokratik egemenlik kuramları
Bu kuramların ortak özelliği egemenliğin kaynağının insanlarda aranmasıdır.
Milli egemenlik kuramı
Halk egemenliği kuramı
Milli egemenlik kuramı
Egemenlik millete aittir.
Millet, kendisini oluşturan bireylerden bağımsız, onların üzerinde yer alan
soyut/manevi bir varlıktır.
Yaşayanlarla birlikte, geçmişte yaşamış olanları ve gelecekte yaşayacak nesilleri de içerir.
Sonuçta egemenlik, soyut bir varlığa aittir.
Halk egemenliği kuramı
Egemenlik halka aittir.
Millet, belli bir zamanda yaşayan yurttaşlar topluluğudur.
Geçmişte yaşamış olanları ve gelecekte yaşayacak nesilleri
kapsamaz. Somut vatandaş kitlesidir.
Her yurttaş, egemenliğin eşit bir hissesine sahiptir.
Karşılaştırma
Milli egemenlik
Seçmenlik bir görevdir.
Oy kullanmak zorunludur.
Sınırlı oy ilkesi
geçerlidir (en yetkin olanlar kullanır)
Temsili demokrasi
(milletin soyut olması)
Halk egemenliği
Seçmenlik bir haktır.
Oy kullanmak ihtiyaridir.
Genel oy ilkesi geçerlidir (egemenlikte eşit hisse).
Temsili demokrasi ile bağdaşmaz (doğrudan/
yarı doğrudan demokrasi)
Karşılaştırma
Kuvvetler ayrılığı
Çoğunluğun frenlenmesine ilişkin
düzenlemelerle bağdaşır.
Temsili vekalet
Kuvvetler birliği
Çoğunluğun frenlenmesine
ihtiyaç duymaz (Ör.
Anayasa yargısı, çift meclis gibi)
Emredici vekalet
Demokratik egemenlik kuramlarının eleştirileri
Millet kavramının belirsizliği
Fizik varlığı olmayan soyut bir kavramın iradesi de olmaz. Milli irade kavramı tamamen bir fiksiyondur.
Seçimlerde ortaya çıkan şey, halk iradesi de değildir; sadece geçerli oy kullananların iradesidir.
Sonuç olarak demokrasilerde egemenlik millete ya da halka değil, pratikte “seçmen topluluğuna”
aittir. Ama günlük konuşmada yukarıdaki kavramlar kullanılmaya devam etmektedir.
Egemenlik kavramında dönüşüm
Toplumsal gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıktığı vurgulanan egemenlik, klasik anlamından sıyrılarak dönüşüm geçirmiştir.
Merkezi krallıkların yerini demokratik sistemlere bıraktığı günümüzde devletin kudretini klasik anlamda egemenlikle açıklamak olanaksızdır.
Küreselleşme süreci de bu iki kavramı etkilemektedir.
Egemenlik fikrine karşı bir görüş:
Léon Duguit
Devletin metafizik kavramlarla açıklanmasına karşı çıkar.
Dolayısıyla, metafizik bir kavram olan
‘egemenlik’ fikrine de karşı çıkar.
Ona göre var olan egemenlik değil, egemenliğin olduğuna ilişkin yıkılması gereken bir inanıştır.
Devlet metafizik kavramlar yerine ancak gözlemlenebilir olgularla açıklanabilir.
egemenlik fikrine karşı bir görüş: Leon Duguit
Devlet kudreti ya da devletin kullandığı yetkiler egemenlikle değil, devletin üstlendiği kamu hizmetleri ile açıklanmalıdır.
Bunun nedeni, devletin birtakım yetkilere ve maddi güce sahip olmasının yalnızca üstlendiği hizmetler dolayısıyla açıklanabilmesidir. Bunlar somuttur, görünürdürler.
Günümüzdeki egemenlik anlayışı
İçte “orantılı” bir üstünlük ya da toplumdaki diğer iktidar odakları karşısında daha üst konumda yer alması (iç egemenlik);
Dışta, uluslararası alandaki öznelerle hukuksal bakımdan eşit bir platformda ilişkiler kurabilme yeteneğidir (dış egemenlik).