• Sonuç bulunamadı

Türkiye de Vergi Yükü ve Kapasitesi Hesaplaması Üzerine Örnek Bir Çalışma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Türkiye de Vergi Yükü ve Kapasitesi Hesaplaması Üzerine Örnek Bir Çalışma"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türkiye’de Vergi Yükü ve Kapasitesi Hesaplaması Üzerine Örnek Bir Çalışma

KEREM GÜNAY PwC Türkiye, Supervisor

ĐSTANBUL - 2007

(2)

2

ĐÇĐNDEKĐLER

GĐRĐŞ……….…...3

1. Kavramsal Tanımlar... 4

2. Literatürde yer alan çalışmalar... 7

3. Türkiye’de vergi rasyosunun tahmin edilmesi... 9

4. Türiye’de vergi gayreti indeksinin oluşturulması ... 12

5. Sonuç... 14

(3)

3

GĐRĐŞ

Vergi yükü terimi genel olarak bir ekonomide belirli bir zaman periyodu içerisinde toplanan vergi gelirlerinin toplam milli gelire olan oranı şeklinde bulunabilir. Buna aynı zamanda vergi rasyosu da denmektedir. Vergi rasyosunu etkliyen birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar sayılanlar ile kısıtlı olmamak şartıyla mili gelir, kişi başına düşen milli gelir, bir takım sektörlerin milli gelir içindeki payları, dış ticaret, etkin vergi denetimi gibi faktörlerden oluşur. Vergi rasyosu bir takım politikalar oluşturmak için önemli bir veridir. Bir ekonomide alınabilecek verginin bir sınırı bulunmaktadır.

Ancak gerçekleşen vergi yükü ile bu sınır her zaman birbirine eşit olmayabilir. Đşte bu iki değişken arasındaki ilişkiyi ortaya koyan kavram da vergi gayretidir.

Biz çalışmamızda öncelikle yukarıdaki kavramları açıklamaya çalıştık. Daha sonra izleyen bölümlerde sırası ile uluslarası çalışmalar ve modellerin çıkarımları üzerinde duruldu. Bu çıkarımlar ve modeller esas alınarak Türkiye için 15 yıllık bir periyodu kapsayacak şekilde vergi yükü ve vergi gayreti hesaplanmaya çalışıldı ve sonuçlar çalışmamızın sonuç bölümüde özetlendi.

Çalışmamızı yaparken istatistiksel olarak çoklu regresyon modelinden faydalandık. Kurmuş olduğumuz model değişkenleri açıklamada bizlere yüksek oranda yardımcı oldu. Bundan dolayı değişkenler arasındaki ilişkinin incelenmesi için bizce bu çalışmanın da kapsamının ötesine geçecek ekonometrik modeller oluşturmadık.

(4)

4

1. Kavramsal Tanımlar

Çalışmamıza başlamadan önce bir takım kavramların açıklanmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu kavramlar başlıca vergi yükü, vergi kapasitesi ve vergi gayretidir. Tabi ki bu kavramları açıklamak için ‘vergi’ tanımının da kısaca üzerinden geçmek gerekmektedir.

Verginin en geniş kapsamlı tanımı, "halkın devlet harcamalarına katılım payı" veya "milli gelirin devlet veya hükümetin emir ve tasarrufuna verilen parçası" şeklinde yapılmaktadır. Bir başka tanıma göre de vergi, "kamu hizmetlerinin maliyetini karşılamak üzere ekonomik birimlerden zorunlu ve karşılıksız olarak devlete kaynak aktarılması"dır.1 Yapılan bu tanımlardan anlaşılacağı gibi burada kastedilen vergi, yalnızca en önemli kamu geliri olan vergileri değil, nitelikleri itibariyle vergiye çok benzeyen harç, resim ve şerefiyeleri de kapsamaktadır.2

Vergi yükü terimi pek açık olmayan ve yazarlar arasında değer yapılarına göre tartışmalı bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.3 Bununla birlikte makro açıdan vergi yükü, belli bir dönemdeki vergiler toplamının (buna tüm merkezi yönetim ve yerel yönetim vergileriyle resim, harç, parafiskal gelirler ve fonlar dahildir) gayrisafi yurt içi hasılaya oranlanması yolu ile bulunan sayısal değerdir.4 Bu bağlamda vergi yükünün tanımı ise ödenen vergi ve vergi ödeme gücünün bir fonksiyonu olarak yapılmaktadır. Yük; ödenen vergi ile doğru, ödeme gücü ile ters orantılı olarak değişmekte ve ödenen vergi arttıkça vergi yükü artmakta, ödeme gücü arttıkça da vergi yükü azalmaktadır.5

Literatür incelendiği zaman vergi yükü kavramının birçok türüne rastlanmaktadır. Bunlar arasında;

- Toplam Vergi Yükü, - Toplumsal Vergi Yükü, - Bölgesel Vergi Yükü,

1 Türkiye'de Vergi Yükü, Maliye Bakanlığı APK Kurulu Araştırmaları, C.XII, Maliye Bakanlığı Yayını 1986/275, Ankara, s.9

2 Vergi Yükü ve Ülkemizdeki Durum, Günseli Kurt, Yaklaşım Dergisi, 1996, sayı 10, sayfa: 53-57

3 Şerafettin AKSOY, Kamu Maliyesi, istanbul 1991, s.165

4 Vergi Özel ihtisas Komisyonu Raporu, TOBB Yayını, Ankara, 1992, s.20

5 Maliye Bakanlığı, a.g.e., s.11

(5)

5

- Sektörel Vergi Yükü,

- Gelir Gruplarına Göre Vergi Yükü, - Kişisel Vergi Yükü,

- Net Vergi Yükü, - Gerçek Vergi Yükü,

bulunmaktadır. Çalışmamızın amaçları bakımından bu değişik vergi yüklerini açıklamaktansa sadece toplam vergi yükünü açıklamaya çalışacağız.

Makroekonomik bir kavram olan toplam vergi yükü, toplanan bütün vergilerin ekonomi üzerindeki yüküdür. Başka bir ifade ile herhangi bir ülkede belirli bir dönemde ödenen tüm vergilerin, o dönemdeki GSMH'ye oranı toplam vergi yükünü oluşturur.6 Toplam vergi yükü, herhangi bir toplumun belirli bir dönemde (genellikle l yıl) vergi ödeme kapasitesini gösterdiği için yararlı bir kavramdır.7 Ancak burada bir belirlemeyi yapmadan geçmeyeceğiz. Bizce toplam vergi yükü ile vergi kapasitesi aynı kavramlar değildir. Vergi yükü fiili bir gerçekleşme olarak tanımlanabilirken, vergi kapasitesi potansiyel vergi sınırına işaret etmektedir. Dolayısıyla vergi yükü vergi ödeme kapasitesini göstermekle birlikte vergi kapasitesini aşan veya altında kalan bir fiili gerçekleşme de söz konusu olabilir.

Son olarak vergi yükünü anlamaya çalışırken aslında özel sektörden kamu sektörüne bir kaynak transferi olup olmadığının da irdelenmesi gerekmektedir. Örnek vermek gerekirse Devlet bir otoban yapımının finansmanı için vergi toplamış olabilir. Bu durumda aslında brüt vergi yükü bu paranın fırsat maliyetidir. Nitekim burada özel sektörün kullanabileceği bir kaynak Devlet’e aktarılmış olmaktadır. Ancak bu yük aynı zamanda topluma sağlanan bir faydayı da beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla kamu yatırımlarının finansmanı için toplanan vergi yükünü hesaplarken bu yatırımların faydalarını da göz ardı etmemek gerekir. Bu vergi yüküne yukarıda ismi geçtiği üzere net vergi yükü de denmektedir. Ancak toplanan vergilerin tekrar topluma transfer harcaması

6 Erdoğan ÖNER, Kamu Maliyesi, Ankara 1986, s. 128

7 AKSOY, a.g.e., s.296

(6)

6

olarak geri dönmesi durumunda ise özel sektör açısından fırsat maliyeti doğmamakta bu durumda tek problem vergilerin ve transfer harcamaların toplumda bölüşüm esasları olmaktadır.8

Musgrave’e göre9 vergi yükünü hesaplarken sadece toplanan vergilere değil vergi toplamanın yan etkilerine de bakmak gerekmektedir. Bu yan etkiler kısaca aşağıdakilerden oluşabilir:

a) Örnek olarak otomobiller üzerinden alınan 1 Milyar dolarlık verginin nominal yükü yine 1 Milyar dolardır ancak bu vergi tüketicilerin talepleri üzerinde olumsuz etki yaratabileceği için özel sektör üzerindeki yükü daha da fazladır. Verginin sonucu olarak bazı tüketiciler otomobil almayabilir veya daha ucuz otomobil tercih edebilirler.

b) Gelirler üzerine konan bir artan oranlı vergi çalışanların daha az çalışmasına neden olabilir ve bu da toplam faktör arzı üzerinde olumsuz etki yaratabilir. Dolayısıyla toplanan verginin faktör arzı üzerinde de yan etkileri bulunmakta ve bu etkilerin büyüklüğü de vergi yükünün ölçülmesinde dikkate alınması gerekmektedir.

Dolayısıyla yazara göre vergi yükünün ölçülmesi için kullanılan vergi gelirleri vergi yükünü çok basite indirgemekte ve yukarıda bahsedilen yan etkilerden dolayı aslında vergi yükünün toplanan vergi gelirlerinden daha farklı olabileceğini ortaya koymaktadır. Ancak biz bu çalışmamızın amaçları bakımından vergi yükünü toplam konsolide vergi gelirlerinin GSMH’a oranı olarak alacağız ve yan etkileri düşünmeyi bir başka çalışmaya bırakacağız.

Vergi yükünden ayrı olarak vergi kapasitesi belirli bir ekonomik ve sosyal durumda toplanabilecek vergilerin sınırını gösterirken vergi gayreti gerçekleşen fiili vergi yükü ile vergi kapasitesi arasındaki oranı göstermektedir. Literatürde yapılan çalışmalar vergi gayretini bir indeks olarak belirlemeye çalışır. Diğer bir deyişler vergi gayreti indeksi fiili vergi tükü ile tahmin edilen vergi yükünin birbirine oranıdır. Bu oranın birden yüksek olması aşırı vergilemeyi birden düşük olması da eksik vergilemeyi göstermektedir.

8 Public Finance in Theory and Practice, 5th edition, Ricahrd A. Musgrave – Peggy B. Musgrave, sayfa:235

9 Public Finance in Theory and Practice, 5th edition, Ricahrd A. Musgrave – Peggy B. Musgrave, sayfa:235-236

(7)

7

2. Literatürde yer alan çalışmalar

Konu ile ilgili literatürde yer alan çalışmalar incelendiği zaman vergi yükünün (vergi rasyosu) toplam vergi gelirlerinin GSYĐH veya GSMH’a oranı şeklinde tanımlandığı görülmektedir.10 Bu çalışmalarda vergi yükü bağımlı değişken olarak ele alınmış ve bu değişkeni etkileyen bir takım bağımsız değişkenler sıralanmıştır. Genel olarak çalışmalarda modelleme aşağıdaki gibi kurulmuştur:

T/Y = f(Xi,...Xn, U)

Yukarıdaki modelde X terimleri bağımsız değişken U terimi ise hata terimi olarak tanımlanmıştır.

Bu modeli kuran yazarların çoğu bağımsız değişken olarak kişi başına düşen milli gelir, dış ticaretin milli gelire olan oranı, toplam gelir içinde madencilik sektörünün oranı, toplam gelir içinde tarım sektörünün oranı, eğitim düzeyi ve ekonomideki monetizasyonun11 derecesini kullanmışlardır. Vergi rasyosu ile kişi başına düşen milli gelir, dış ticaretin milli gelire oranı, madencilik sektörünün milli gelir içindeki oranı, eğitim düzeyi ve monetizasyon arasında doğru orantı varken tarım sektörü ile vergi rasyosu arasında negatif bir ilişki saptanmıştır. Bu tarım sektöründeki kayıp ve kaçakların bir işareti olabilir.

Lotz ve morss (1970) ülkeler arasında fiili ve tahmini vergi yüklerini tahmin etmeye çalışan ilk yazarlardır. Bahl (1971) kurulan regresyon modelinde tahmin edilen değerin çok volatil olduğunu ve modele eklenen bağımsız değişkenler neticesinde sonucun önemli bir ölçüde değişebileceğini belirtmiştir. Cheillah, Baas ve Kelly (1975) kendi çalışmalarında ise vergi gayreti indekslerinin mekanik bir biçimde değil ancak ülkenin mali performansının analizi için yararlı bir bilgi olarak kullanılması gerektiğini belirtmişlerdir.

Yukarıda ismi geçen yazarlar tarafından yapılan çalışmaların özeti aşağıya çıkarılmıştır. Bu çalışmaların özetlerinin yorumlanması tablonun altında yer almaktadır. Bu çalışmada her yazar

10 Marcelo Piancastelli, Measuring the tax effort of developed and developing countries, cross country panel data analysis – 1985/1995, erişim için: http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=283758#PaperDownload

11 Monetizasyon genel anlamda Merkez Bankalarınca para basılması demektir. Ancak vergi ile ilişkisi Devlet’in borcunu monetize etmesi sureti ile kurulur. Diğer bir deyişle Devlet özel sektörden borçlanmak yerine Merkez Bankası’na tahvil satarak borçlanabilir ve Merkez Bankası da bu parayı para basarak verebilir. Bu durumda Devlet’in borçlanması ile paranın değeri düşmekte ve bu da bu işlemin bir düz oranlı vergi olarak algılanmasına neden olabilir.

(8)

8

farklı bağımsız değişkenleri alarak farklı denklemler oluşturmuşlardır. Buna göre aşağıda her yazarın kullandığı bağımsız değişkene göre oluşturulan regresyon modellerinin sonuçlarını özetlemeye çalıştık.

Tablo – 1 Vergi yükünün hesaplanmasında ülkeler arası örnekler

Yazarlar Sabit

Katsayı

Kişi başına düşen gelir

Kişi başına düşen GSYĐH

Madencilik sektörünün payı

Toplam ihracatın payı

Toplam Dış Ticaretin payı

Tarım

Kesimi Payı R2

Denklem A

Lotz-Morss 11.65 0.002 0.06 0.11

Denklem B

Chelliah (1) 11.47 0.001 0.44 0.05 0.38 Chelliah (2) 9.994 (0.0008) 0.41 0.19 0.41 Taid (3) 7.11 (0.002) 0.57 0.22 0.58

Denklem C

Chelliah (1) 10.36 0.005 0.15 0.18

Chelliah (2) 8.40 0.0005 0.30 0.47

Taid (3) 7.37 0.003 0.30 0.38

Denklem D

Chelliah (1) 14.46 0.32 0.04 0.07 0.45 Chelliah (2) 8.08 0.21 0.25 0.02 0.54

Taid (3) 9.19 0.36 0.02 (0.02) 0.59

Denklem E

Chelliah (1) 15.66 0.36 0.08 0.30

Chelliah (2) 14.36 0.36 (0.03) 0.30

Taid (3) 14.24 0.45 (0.05) 0.48

Bahl (4) 14.95 (0.07) 0.30 0.41

(1) 47 ülke 1969-1971 yılları arası (2) 27 ülke 1972-1976 arası (3) 63 ülke 1972-1976 arası (4) 49 ülke 1966-1968 arası

Yukarıdaki tablodan da görüldüğü üzere kişi başına düşen gelir veya kişi başına GSYĐH’ın vergi rasyosu ile çok güçlü bir ilişkisi bulunmamaktadır. Madencilik sektörünün payı ise vergi rasyosunu pozitif biçimde etkileyen bir bağımsız değişken olarak görülmüştür. Toplam ihracat ve dış ticaretin vergi rasyosu ile arasında pozitif ilişki bulunduğu görülmüş ancak tarım kesiminin payının ilişkisi sapmalar göstermiştir. Kimi çalışmalarda tarım kesiminin payı ile vergi rasyosu arasında pozitif bir ilişki bulunurken bazı yıllarda bu ilişki negatife dönmüştür. Bu çalışmalarda gelirden ziyade dış ticaretin payının vergi rasyosu üzerinde daha önemli olduğu görülmektedir.

(9)

9

3. Türkiye’de vergi rasyosunun tahmin edilmesi

Yukarıda yer alan çalışmanın bir benzerini Türkiye’de 1991 – 2006 yılları arasında yapmış bulunmaktayız. Bu çalışmada bağımlı değişken olarak vergi gelirlerinin toplam GSMH’a oranını almış bulunmaktayız. Vergi gelirlerinin kapsamına ise sadece merkezi yönetim gelirleri alınmış sosyal güvenlik, mahalli iadereler ve KĐT’lerin gelirleri kapsama dahil edilmemiştir. Bağımsız değişken olarak ise ilgili yıllardaki milli gelirin değişim oranı, milli gelir içinde imalat sanayiinin payı, milli gelir içinde tarım kesiminin payı ve milli gelir içinde dış ticaretin payı (ithalat + ihracat) alınmıştır. Çalışmamıza konu olan değişkenlerin ilgili yıllardaki verileri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

Tablo 2 – Vergi rasyosunun tahmin edilmesinde kullanılan değişkenlerin rakamsal verileri

Yıllar Vergi gelirleri Milli Gelir (GSMH) Đmalat Sanayi Payı Tarım Kesimi Payı Đthalat Đhracat

1991 79 634 140 96 88 57

1992 142 1,104 237 164 157 101

1993 264 1,997 412 306 325 169

1994 588 3,888 853 598 683 550 1995 1,084 7,855 1,752 1,218 1,649 1,001 1996 2,244 14,978 3,123 2,490 3,559 1,907 1997 4,745 29,393 6,219 4,170 7,420 4,039 1998 9,229 53,518 10,128 9,113 11,898 7,032 1999 14,802 78,283 14,839 11,851 17,185 11,211 2000 26,504 125,596 23,888 17,541 34,227 17,347 2001 39,736 176,484 36,731 21,521 50,550 38,770 2002 59,632 275,032 55,764 32,115 78,389 54,622 2003 84,316 356,681 71,911 42,126 103,424 70,370 2004 90,077 428,932 87,610 48,395 139,676 90,327 2005 106,932 486,401 101,246 49,957 157,381 99,039 2006 137,474 575,784 121,621 53,084 196,690 122,077 Notlar:

1) Tarım kesimi payı hesaplanırken çiftçilik ve hayvancılık başta olmak üzere, ormancılık ve balıkçılık kesimlerinin payları da dahil edilmiştir.

2) 1991, 1992, 1993 ve 2006 yılları için ithalat ve ihracat verileri TCMB'den alınan ortalama döviz alış kurları kullanılarak YTL'ye çevrilmiştir.

3) Vergi gelirleri www.hazine.gov.tr adresinden alınmıştır 4) GSMH verileri TUĐK'ten alınmıştır.

5) Dış Ticaret verileri TUĐK'ten alınmıştır

Veri Tablosu - Milyon YTL

Yukarıdaki tabloda yer alan rakamlar nominal rakamlar olup reel rakamlar kullanılmamıştır.

Bunun nedeni ülkemizdeki vergi uygulamalarında enflasyon etkisinin matrahtan düşülmesine izin verilmemesidir (kurumlar için enflasyon düzeltmesi ve değer artış kazançlarında endeksleme uygulaması hariç). Yukarıdaki tablo esas alınarak bağımsız değişkenlerin türetilmesi ekteki tabloda yapılmıştır.

(10)

10

Tablo 3 – Regresyon tablosu için bağımlı ve bağımsız değişkenlerin gösterimi

Yıllar Vergi gelirleri (% GSMH)

Milli Gelir (%

Değişim)

Đmalat Sanayi Payı (%)

Tarım Kesimi Payı (%)

Toplam Dış Ticaretin payı (%)

1991 12.40% 59.73% 22.02% 15.14% 22.80%

1992 12.83% 73.96% 21.44% 14.84% 23.41%

1993 13.23% 80.98% 20.65% 15.30% 24.74%

1994 15.12% 94.66% 21.95% 15.39% 31.71%

1995 13.80% 102.03% 22.30% 15.51% 33.74%

1996 14.98% 90.68% 20.85% 16.62% 36.49%

1997 16.14% 96.24% 21.16% 14.19% 38.99%

1998 17.24% 82.08% 18.92% 17.03% 35.37%

1999 18.91% 46.27% 18.96% 15.14% 36.27%

2000 21.10% 60.44% 19.02% 13.97% 41.06%

2001 22.52% 40.52% 20.81% 12.19% 50.61%

2002 21.68% 55.84% 20.28% 11.68% 48.36%

2003 23.64% 29.69% 20.16% 11.81% 48.73%

2004 21.00% 20.26% 20.43% 11.28% 53.62%

2005 21.98% 13.40% 20.82% 10.27% 52.72%

2006 23.88% 18.38% 21.12% 9.22% 55.36%

Veri Tablosu - Milyon YTL

Yukaridaki veri tablosuna dayanarak hazırlanan regresyon modelinin sonuçları aşağıda özetlenmiştir:

Şekil 1 – Regresyon katsayıları

Katsayı Standart Hata

Kesişim Noktası 0.426 0.128

Milli Gelir (% Değişim) -0.004 0.022

Đmalat Sanayi Payı (%) -1.217 0.382

Tarım Kesimi Payı (%) -0.554 0.381

Toplam Dış Ticaretin payı (%) 0.214 0.056

Aynı zamanda kurmuş olduğumuz regresyon modelinin ne kadar doğru ve gerçeğe yakın olduğunu gösteren veriler de aşağıda yer almaktadır:

Şekil 2 – Regresyon modelinin tahmin gücünü gösteren veriler

R Kare 0.9473

Ayarlanmış R Square 0.9282

Standart Hata 0.0111

F - Đstatistiği 49.4642

Yukarıdaki katsayıları yorumlamaya başlamadan önce regresyon modelinin R karesi 0.9473 olarak hesaplanmıştır. Bu bize vergi rasyosundaki değişimin %94.73 oranında modelled yer alan bağımsız

(11)

11

değişkenler ile açıklanabileceğini göstermektedir. Ayrıca örneklem sayısına gore ayarlanmış R kare değeri de modelin %92.82 oranında vergi rasyosundaki değişimi açıklamaktadır. F istatistiği ise çoklu regresyon mdelinde kurulan modelin bir bütün olarak bağımlı değişkende meydana gelen değişiklikleri açıklayıp açıklamadığını ifade eder. %95 eminlik düzeyinde kritik F istatistiği 3.05557 olduğu için ve modelimizde yer alan F istatistiğinin 49.4642 olmasından dolayı kurulan model bir bütün olarak vergi rasyosundaki değişimleri açıklamaya yardımcı olmaktadır. Sonuç olarak çoklu regresyon modelimizden türettiğimiz denklem aşağıdaki gibidir:

Vergi Rasyosu = 0.426 – 0.004 GSMH Değişim – 1.217 Đmalat sanayi payı – 0.554 Tarım kesimi payı + 0.214 Dış ticaretin payı +(-) 0.011

Modelin sonuçlarını incelemeye başladığımızda aşağıdaki çıkarımları yapabiliyoruz:

a) Çalışmamızın önceki bölümlerinde özetlendiği üzere toplam vergi rasyosu ile milli gelir düzeyi ve değişimi arasında çok sıkı bir ilişki bulunmamaktadır. GSMH değişiminde yer alan katsayı neredeyse sıfıra yakın bir değer almıştır.

b) Đmalat sanayiinin GSMH içindeki payı ile vergi rasyosu arasında ters yönde bir ilişki bulunmaktadır. Bunun nedeni imalat sanayiinde yer alan vergi kayıp kaçakları ile sağlanan teşvik unsurları olabilir.

c) Tarım kesiminin GSMH içindeki payı ile vergi rasyosu arasında ters yönde bir ilişki bulunmaktadır. Bu da imalar sanayiine benzer olarak bu sektördeki etkin vergileme eksikliğine bağlı olabilir.

d) Dış ticaretin vergi rasyosu üzerindeki etkisi diğer değişkenlere gore daha sağlam ve pozitif yönlüdür. Dış ticaretin milli gelir içindeki payının artması ile vergi rasyosunun artacağı gözlemlenmektedir. Bu da bize Türkiye’nin toplam vergi gelirleri içindeki dış ticaretten alınan vergilerin ne derece önemli olduğunu göstermektedir.

(12)

12

4. Türiye’de vergi gayreti indeksinin oluşturulması

Daha önce de açıklandığı üzere vergi gayreti bir ülkenin fiili vergi rasyosu ile tahmin edilen rasyosu arasındaki oran olarak tanımlanabilir. Bir önceki bölümde yer alan regresyon modeline dayanarak tahmin edilen vergi rasyoları ile gerçekleşen vergi rasyoları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Tablo 4 – Türkiye’de vergi gayreti indeksinin oluşturulması

Yıllar Tahmini Değer

Gerçekleşen

Değer Đndeks 1991 12.42% 12.40% 1.00 1992 13.37% 12.83% 0.96 1993 14.33% 13.23% 0.92 1994 14.10% 15.12% 1.07 1995 14.01% 13.80% 0.99 1996 15.78% 14.98% 0.95 1997 17.25% 16.14% 0.94 1998 17.70% 17.24% 0.97 1999 19.04% 18.91% 0.99 2000 20.55% 21.10% 1.03 2001 21.43% 22.52% 1.05 2002 21.84% 21.68% 0.99 2003 22.08% 23.64% 1.07 2004 23.12% 21.00% 0.91 2005 23.04% 21.98% 0.95 2006 23.78% 23.88% 1.00

Vergi gayreti indeksinin 1’in üzerinde çıktığı zamanlar vergi sınırının ötesinde bir vergileme 1’in altına indiği zaman ise eksik vergileme yapıldığı söylenebilir. Tablodan yapılabilecek çıkarımları aşağıdaki gibidir:

a) Çıkan indeks rakamlarına bakıldığı zaman Türkiye’de tahmin edilen vergi rasyosu ile fiili vergi rasyoları birbirine çok yakındır. Bu bizlere Türkiye’de vergi sınırına yakın bir vergileme yapıldığını göstermektedir.

b) 1994, 2000, 2001 ve 2003 yıllarında indeks 1’in üzerine çıkmıştır. Bu yıllarda vergi sınırının üzerinde bir vergileme yapıldığı söylenebilir. 1994 ve 2001 yıllarının kriz yılları olmasından

(13)

13

kaynaklı bu yıllarda aşırı vergileme olduğu gözlemlenmektedir. 2003 yılında çıkartılan 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu ise 2003 yılındaki aşırı vergilemenin bir nedeni olabilir.

c) Đncelene zaman periyodu içerisinde en düşük vergi gayreti 2004 yılında ortaya çıkmıştır. Bu yılda özellikler kurumlar açısından enflasyon düzeltmesinin yapıldığı bir yıl olması vergi gayretini düşüren bir etken olarak karşımıza çıkabilir.

(14)

14

5. Sonuç

Yukarıdaki çalışmalardan özetle vergi yükü bir ülkede belirli bir zaman periyodu içerisinde toplanan vergilerin milli gelire oranı şeklide tanımlanmaktadır. Lieratürde vergi oranı ile ilgili yapılan çalışmalar milli gelir ile vergi yükü arasında çok sıkı bir ilişki ortaya koymamıştır. Aksine dış ticaretin milli gelire oranla vergi yükü üzerinde daha fazla bir etkisi bulunmaktadır. Bu çalışmalardan hareketle Türkiye için yapılan 15 yıllık çalışmada da vergi yükü üzerinde ithalat ve ihracattan oluşan dış ticaretin etkisi önemli görünmektedir. Bir başka değerlendirilmesi gereken sonuç ise imalat sanayi ve tarım kesiminin milli gelir içindeki payları ile vergi yükü arasında ters yönlü bir ilişki bulunmasıdır. Bu sonucu değerlendirmek bir başka çalışmanın konusu olabilir.

Ancak ilk bakışta bu sonuç ilgili sektörlerde yer alan vergi kayıp ve kaçakları, etkin denetim eksikliği, sağlanan vergisel teşvikler, inceleme oranının düşük olması gibi nedenlerle açıklanabilir.

Dış ticaretin ise ekonomideki diğer sektörlere göre daha fazla kayıt altında olması ve vergilerin dış ticaretin gerçekleştiği anda alınması (ithalde ödenen KDV gibi) gibi faktörlerden dolayı dış ticaret hacminin vergi yükü üzerindeki etkisi yüksek görünmektedir.

Çalışmamızdan çıkan bir diğer sonuç ise Türkiye’de vergi gayretinin vergi sınırına yakın oluşudur.

Bir diğer deyişle Türkiye’de ne çok fazla vergileme ne de eksik vergileme yapılmaktadır. Ancak gerçek vergi yükünün bulunması tabi ki kayıt dışı ekonominin ölçülmesini gerektirmektedir. Kayıt dışı ekonominin vergi matrahı dışında kalmasından dolayı gerçekleşen vergi yükünün dağılımında bir orantısızlık bulunabilecektir. Bunu düzeltmenin bir çözümü kayıt dışı ekonominin vergi matrahı içine alınmasını sağlamaktır.

(15)

15

Kaynakça

Türkiye'de Vergi Yükü, Maliye Bakanlığı APK Kurulu Araştırmaları, C.XII, Maliye Bakanlığı Yayını 1986/275, Ankara

Vergi Yükü ve Ülkemizdeki Durum, Günseli Kurt, Yaklaşım Dergisi, 1996, sayı 10.

Şerafettin AKSOY, Kamu Maliyesi, istanbul 1991.

Vergi Özel ihtisas Komisyonu Raporu, TOBB Yayını, Ankara, 1992.

Erdoğan ÖNER, Kamu Maliyesi, Ankara 1986.

Public Finance in Theory and Practice, 5th edition, Ricahrd A. Musgrave – Peggy B. Musgrave,.

Marcelo Piancastelli, Measuring the tax effort of developed and developing countries, cross country panel data analysis – 1985/1995.

www.hazine.gov.tr www.die.gov.tr www.dtm.gov.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu amacı gerçekleştirmek üzere gelir idaresinin farklı organizasyon yapısı içinde yer alan; Vergi Dairesi Başkanlığı bünyesinde Vergi Dairesi Müdürlüklerine

Vergi reformlarının toplam ve kurumlar vergisi gelirlerinin esnekliğini nasıl etkilediğini belirlemek için kullanılan vergi canlılığı modelinde; açıklayıcı

Bu çalışmada öncelikle belediyeler düzeyinde vergi gelirleri ile kamu harcamaları arasındaki teorik ilişki ele alınmış, 2007:Q1-2011Q4 dönemi için iller

Vergi Benzeri Gelirler ve Toplu Konut Fonu (Dahil-Hariç). Konsolide Bütçe Vergi Gelirlerinin GSMH ve 48 GSYt H'nin Yüzdesi Olarak Vergi Yükü g. Türkiye'de Toplam

Çin kurumsal vergi yasası kapsamında Çin’de yerleşik olmayan ancak Çin operasyonları üzerinden gelir elde eden şirketler için %20 oranında stopaj

Küreseleşme ile birlikte üzerindeki vergi yükü en çok artan tüketim vergileridir.Kurum lar ve gelir vergisi gibi vergi türlerindeki indirim ler sonrasında

Bu çalışmada, Türkiye için istihdam yöntemi ile kayıtdışı ekonominin büyüklüğünün tahmin edilmesinde kayıtdışı istihdamın kayıtlı istihdama oranı

Bu anlamda vergi kültürünü oluşturan unsurlardan (vergi ahlakı, devlet-birey ilişkileri ve vergi adaleti) bahsedildikten sonra ülkemizde uygulanan vergi politikaları