• Sonuç bulunamadı

Eğitim sisteminde uygulamada problem var

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Eğitim sisteminde uygulamada problem var"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

On5yirmi5.com

Eğitim sisteminde uygulamada problem var

Özel eğitim kurumları ile ilgili yaptığımız röportajlarımıza bugün Derya-Öncü eğitim kurumu ile başlıyoruz.

Yayın Tarihi : 14 Haziran 2013 Cuma (oluşturma : 2/14/2017)

Gizem Gül'ün röportajı

Okullar yarın kapanıyor, yaklaşık 17 milyon öğrenci yarın karne alacak. Yarın itibariyle geride kalacak olan 2012-2013 eğitim-öğretim yılı eğitimle ilgili konuların çokça gündemde olduğu, üzerine konuşup, tartıştığımız bir yıl oldu. Önce 4+4+4 eğitim sistemine geçişi tartıştık, sonra sınavların kaldırılması, sınavlarda açık uçlu soruların sorulması, dershanelerin kapatılması ya da özel okullara dönüştürülmesi ve son olarak da lise son sınıflara 45 gün devamsızlık hakkının

tanınmasıyla ilgili pek çok konu eğitim gündemimizi bir hayli meşgul etti. Her ne kadar bu konular üzerine çokça konuşulmuş olsa da aslında pek çok soru da cevaplanmayı bekliyor. Bir yandan da çocuğuna okul seçecek anne babalar için kayıt takvimi de işliyor. Birçok okul daha okullar tatile girmeden kayıtlara başladı bile. Biz de hem anne babalara okul seçiminde rehberlik edebilmek hem de eğitim sistemimizdeki problemlere özel eğitim kurumları penceresinden bakabilmek için özel eğitim kurumlarıyla konuştuk. Bir yazı dizisi şeklinde her gün bir başka özel eğitim kurumuna yer vereceğimiz haberimizlerimize, bugün Derya-Öncü Eğitim Kurumları ile başladık. Derya Öncü Eğitim Kurumları İlkokul Müdürü Haydar Temel ile konuştuk.

ÖNCELİĞİMİZ İYİ İNSANI İNŞA ETMEK

Öncelikle Derya Öncü Eğitim Kurumları olarak eğitim anlayışınız nedir?

Derya Öncü Eğitim Kurumları olarak eğitim anlayışımızı; önceliği insan olan bir anlayışla,  insanların cevherlerini keşfedip ortaya çıkarmak, işleyip yararlı hale getirmek, iyi insanı ve dolayısıyla iyi toplumu kadim medeniyet ve kültür temellerimiz üzerinde çağın imkanları ve muhayyilesi üzerinden inşa etmek olarak özetleyebiliriz.

Size başvuran ve kayıt kaptırmak isteyen öğrencileri seçerken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?

Bizim burada anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liseden oluşan 4 tane kurumumuz var. Anaokulunu öğrenci kabul ederken daha çok yaş grubu özellikleri öne çıkarken, ilkokula öğrenci kabul ederken, çocuğun ilkokul öğrenimini kaldırabilecek kas gelişimi, duygu gelişimi ve uyum özelliklerini göz önünde bulunduruyoruz. Ortaokula öğrenci kabul ederken ise, daha çok öğrencilerimize bir ön mülakat yapıp, kurumun temel ilke ve prensiplerini, çalışma şartlarını belirliyoruz onlardan da bu

(2)

şartlarla uyum içerisinde olanları kayıt ediyoruz. Lisede ise daha çok SBS sonuçlarına göre öğrenci alıyoruz. 

Bunu şu şekilde de özetleyebiliriz;  kurumumuza başvuran her öğrenciyi akademik seviyesi, duygu gelişimi, gelecek projeksiyonu vb. özellikleri ile değerlendirip her anlamda sağlıklı gelişimini

gerçekleştirecek yönlendirmeler yapıyoruz. 

Bu temel değerlendirmeden sonra;

-Kuruma başvuran öğrencileri seçerken akademik seviyelerine bakıyoruz. ( Anadolu-Genel Lisemiz olduğu için)  

-Kurumun işleyişine, genel bakışına uyumsuz olmaması; bir başka ifade ile öğrencinin kurumda kendisini yabancı, farklı hissetmemesine dikkat ediyoruz. Yine bunun için de, akademik beklenti ve hedeflerini dikkate alıyoruz.  Öğrencinin kişilik özelliklerini dikkate alıp, mutlu, huzurlu bir okul hayatı noktasında bilgilendiriyoruz.

Kurumunuzda çalışacak bir öğretmenin hangi niteliklere sahip olması gerekiyor?

Öğretmen alımlarında müracaat eden öğretmen arkadaşlarımız içerisinde genel müdür ve okul müdürümüzün bulunduğu bir komisyon tarafından yaklaşık 1 saat süren söyleşilerimiz oluyor. Bu söyleşiler içerisinde karşımızdaki arkadaşımızın kendini algılama tarzı, cevap tarzı, konuyu ele alış tarzı, akademik varsa ve bu söyleşiler sonucunda hangilerinden mutmain kalmışsak onlarla

sözleşmelerimizi yapıyoruz. Arkadaşlarımızın ekip çalışmasına uygunluğu, branş açısından akademik yeterliğe, donanıma sahip, tecrübeli olması, iletişim becerilerinin gelişmiş olması, gelişmeye,

değişme açık olması, kurum kültürünü önemseyip,  benimsemesi ve insani ve ahlaki değerler açısından öğrencilere örnek olabilecek vasıflarla donatılmış olması gibi kriterleri göz önünde bulunduruyoruz. 

EN ÖNEMLİ BAŞARIMIZ ÖĞRENCİLERİMİZİN ÖZGÜVENLİ OLMALARI

Üniversite ya da SBS’de okulunuzun başarısı nedir?

Son yıllarda üniversite ya da SBS’de okulumuzun başarıların söz ederken şunlardan bahsetmemek olmaz. 

SBS başarımızdan söz edecek olursak, beş yıl içerisinde Anadolu Lisemize yerleştirme başarısının yüzde 95’e ulaştı. SBS’de her yıl 500 tam puanlı öğrencilerimiz var ve ortaokul mezunlarımızın yüzde 60’nın 450 ve üzeri puan almış durumda. 

(3)

Dokuz dönemdir mezun veren lisemizin üniversite sınavındaki başarısını değerlendirdiğimizde ise, mezunlarımızın tamamına yakının mezuniyetin ilk yılında üniversiteye yerleştiğini; İstanbul

ölçeğinde değerlendirdiğimizde 119 özel Anadolu Lisesi içerisinde her yıl ilk on içinde kendine yer bulduğunu, bireysel anlamda ilk yüz içinde onlarca öğrencisi olduğunu söyleyebiliriz. 

Ayrıca, Türkçe-Matematik Puan türünde pek çok derecemiz var. Şöyle ki, okumuluz 2004 Yılında Türkiye 2.’si; 2006 yılında Türkiye 7.’si; 2007 yılında Türkiye 2.’si; 2008 yılında Türkiye 2.’si; 2011 yılında Türkiye 5.’si; 2012 yılında Türkiye 6’sı olduğunu söylemeden geçmeyelim. 

En önemli başarımız olarak mezunlarımızın akademik başarısı (ÖSYS – SBS) yanında gittikleri bir üst eğitim basamağında, kişilikleri, özgüvenleri ve donanımları ile fark edildiklerini, fark oluşturduklarını görmek bizi daha fazla memnun etmektedir.

ÖZEL OKULLARLA İLGİLİ ABARTILI SÖYLEMLERE İNANMAYIN

Özel okullarda öğretmen ve öğrenci ilişkisi hakkında söylenen efsaneler vardır, hepimiz biliriz. Sizin okulunuzda öğretmen ve öğrenci ilişkisi nasıl? Bu ilişkinin doğru kurulabilmesi anlamında ne gibi çabalarınız var?

Türkiye’de bir algı problemi var. Kimse gazetelerde ya da Twitter’da yayılan haberlerin doğruluğunu araştırmıyor. Ülkemizde haberler sunulurken genellikle manşetleri başka, içerikleri başkadır. Çoğu kişi genellikle haberlerin manşetlerini okuduğu için akıllarında bu imaj kalır. Özel okullarla ilgili efsanelerden kastettiğiniz özel okulda okuyan öğrenciler şımarıktır, orada ders yapılmaz, öğretmenin herhangi bir şekilde sınıfta etkinliği yoktur, özel okulların öğrencileri tavır ve üslup olarak çekilmez şeklindeki algılarsa, ben en azından bunlarla ilgili şunları söyleyebilirim. Bir, bunlara inanmıyorum; iki, bunlar bizim okulumuz için geçerli değil. Kurumumuzda öğrenci ve öğretmen ilişkilerinde açık ve şeffaf iletişim, birbirini doğru anlamak, niyet ve gayreti temel anlayışımızdır.

Hiçbir öğretmenimizin sınıfta ders işleyememesi gibi bir durum söz konusu değildir. Öğretmen- öğrenci ilişkileri açısından öğretmen kalitesi ve kurumsal olarak koyduğumuz tepkilerden dolayı burada kimse para verip okuduğu şeklinde bir psikolojide değildir. Burası bir okuldur ve bu okulun içerisinde kurallar vardır. bu kurallara uyanlar devam eder, etmeyenler gider. Bu konuda velilerimizin ve yönetim kurulunun destekleri vardır. Kimseye bu güne kadar özel okulda okuduğu için özel bir statü oluşturmadık. Şu anda tüm öğrencilerimizle karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı güzel bir ilişkimiz var. Öğretmenlerimizin akademik, pedagojik insani donanımları, veli ve öğrencilerimizin olumlu yaklaşımları bizi başarılı kılmakta. Bu ilişkinin doğru kurulup devam ettirilmesinde başvuru-kayıt  noktasından mezuniyete kadar her adım ve vesilede kendimizi açık,  olduğu gibi ifade etmemizin, değişimlere açık olmamızın etkisi var. Dolayısıyla özel okullarla ilgili o abartılı söylemlere inanmayın.

Özel okullar bugün çok değişti. Artık özel okullarımızda çok kaliteli ve donanımlı insanlarımız

yetişiyor. Özel okul sayısı o kadar çoğaldı ki artık özel okulların da öğrenci çekebilmek için kendisini ispatlaması gerekiyor. 

ALDIĞIMIZ ÜCRETİN YARISINI DEVLETE GERİ ÖDÜYORUZ

(4)

Özel okul ücretleri her ne kadar farklılık gösterse de genelde yüksek bulunuyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Özel okullar bu ücretler karşılığında devlet okullarında bulunmayan hangi art değerleri sunuyorlar?

Özel okul ücretleri özellikle İstanbul’da uygun, orta ve çok diye sınıflandırılabilir. Biz ortalarda yer alan fiyat sıkalasında yer alıyoruz. Fakat özel okul ücretleriyle ilgili olay basına çarptırılarak

yansıyor. Anlatılanlar burada olduğu gibi değil. Biz burada aldığımız paranın yüzde 40-50 arasında bir kısmını geri yine devlete ödüyoruz. Avrupa ülkelerinde ya da eğitim konusunda örnek gösterilen ülkelerde devletin eğitime ciddi bir katkısı var. Devlet, devlet okullarına bu katkıyı sağlıyor ama özel okullara geldiği zaman özel okullar bir ticarethane gibi görünüyor. Bu kurumun kurumlar vergisi, elektrik, su, doğalgaz gideri, SSK primi giderleri üst üste koyduğunuz zaman bu yüzde 45-50 gibi bir oran yapıyor. Geriye kalan yüzde 50-55 ile öğretmen maaşlarını ödeyeceksiniz, hizmet vereceksiniz, yatırım yapacaksınız ve yıl sonuna hazırlık yapacaksınız. Burada devletin özel okullara bakış

tarzından kaynaklanan bir dengesizlik var. Böyle olunca, tabi ki fiyatlar yükseliyor. Bugün bu fiyatlarla özel okullar ayakta durma mücadelesi veriyor. Herkes verdiğini biliyor da, bir de özel okulların harcamaları var. Siz bu fiyatların altında kaldığınız zaman kepenkleri kapatmak zorunda kalırsınız. Fiyat düştükçe ya kadrodan ya hizmetten taviz vereceksiniz. Fiyat yükseldikçe de daha rahat hareket ettiğiniz için diğer kurumlarla da rekabet halinde olacaksınız. Özel okulların devlet okulları gibi “benim şu eksiğim var” deme lüksüne sahip değil. Basının abarttığı ve görmediği yön bu.

Bugün devletin eğitim konusunda özel sektöre sağladığı hiçbir avantajı yok, tamamen ticari bir kurum olarak bakıyor. Devlet aldıklarının bir kısmından vazgeçse o zaman fiyatlar daha makul bir seviyeye gelecektir.

4+4+4'TE HÜKÜMET ACELECİ DAVRANDI

Eğitim sistemimizde yakın zamanda 4+4+4 eğitim sistemine geçildi. Öncelikle 4+4+4 eğitim sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz ve yeni sisteme geçişte sorumlar yaradınız mı? Eğitim sistemindeki problemlere nasıl bir çözüm önerisi getirirsiniz?

4+4+4 eğitim sistemini komple bir sistem halinde değerlendirmek lazım. Bu iyidir, kötüdür, doğru ya da yanlıştır hükmü tek başına bunun karşılığı değil. Ama 4+4+4 ile bu hükümet biraz acelecilik yaptı, en büyük hata bu. İkincisi eğitim sistemiyle ilgili pilot bölgelerde uygulama yapmadı, eksiğini ve artısını görmedi. Birden bire gündeme geldi, bu gündeme geçiş içerisinde 4+4+4’ün milli ve manevi değerlerin programa girmesi, programların daha işlevsel hale getirilmesi, onun dışında eğitimin 8 yıldan 12 yıla çıkarılması, kültürel ve entelektüel oranın arttırılmasına yönelik çabalar oldukça güzel çalışmalar, bunlar yok sayılamaz. Ben burada iki şeyi eksik görüyorum. Bir tanesi eğitim yaşı gelmediği halde 5 yaş grubunun okula başlatılması, doğrusu bunun çok isabetli bir karar olduğunu düşünmüyorum. Biz de kendi okulumuzda mümkün olduğu kadar nisan ayı ve sonrası doğumluları anaokuluna yönlendiriyoruz. Çünkü bu çocukların gerçekten oyuna ve sevgiye

(5)

ihtiyaçları var. İlköğretim programı ne kadar da hafifletilse belli bir disiplin istiyor. Bu kültürel ve düşünce kavramı eksik olan durumu siz zorladığınız zaman çocuk zorlanmış oluyor. 5. Sınıflarda hazırlık hakkı tanıdılar, keşke hazırlık sınıfını bu statüde değil, daha öncekinde var olduğu gibi

bağımsız olarak kabul etmiş olsalardı. 4. Sınıftan sonra 1 yılı sadece hazırlık sınıfı yapsalardı. Halbuki şu anda hazırlık sınıfı ile ders müfredatının aynı anda yürütülmesini düşünüyorlar. Tam hazırlık da değil zaten, Bakanlık 18 saate kadar İngilizce dersi verebilirsiniz dedi. Bir yandan İngilizce bir yandan da Matematik, Türkçe dersleri verdiğinizde öğrencinin yaşı ve konumu, bunun altından kalkmak için çok da uygun bir yaş değil. Hazırlık sınıfında asıl olan İngilizce’dir; resim, müzik gibi derslerle takviye edilir. Öğrenci böyle bir sistemde çok büyük zorluklarla karşılaşıyor, buna velinin beklentileri de eklenince öğrencilerin zorlandığını görüyoruz. 

MESLEKİ EĞİTİMİN ÖZENDİRİLMESİ SİSTEMİN İYİ YÖNLERİ

Tabi biraz önce ifade ettiklerimin yanında, mesleki eğitimin özendirilmesi ve buna yönelik projelerin yapılması sistemin iyi yönleri. Kültürel değerlerimiz ve inançlarımızın bu toplumda dışlanması bir eksiklikti, tüm bunların daha sağlıklı işlemesi açısından 4+4+4 sistemi bir avantaj sağladı, mesleki eğitimin teşvik edilmesi güzel bir olay. Bu süreçler keşke daha geniş bir zaman diliminde, pilot bölgelerde uygulanıp, eksiklikleri giderilerek daha sağlıklı bir geçişe fırsat verilebilirdi. Ama bunların içerisinde çocukların 5 yaşında okula başlamaları bir soru işareti olarak duruyor. 

Sonuç olarak, eğitim sistemindeki problemlere çözüm aranırken, kısa vadeli çözümlerden uzak durulması, istikrarlı ve sabırlı çalışma yapılması, tarafların çözüme katkılarını en yüksek seviyede sağlanmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.

Türkiye gibi ekonomik dengeleri oturmamış, genç nüfusun yaygın, farklılıkların fazla olduğu bir ülkede sorunların kolay çözümlerin olmadığını da bilmek gerekir. 

SINAVLARIN KALKMASI MÜMKÜN DEĞİL

Sınavların kaldırılması pek çok kez gündeme geldi ancak bunun somut bir adım olarak SBS bu yıl son kez yapılacak. SBS’nin kaldırılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? SBS’nin kaldırılması liseye girişte öğrenci seçimini nasıl etkileyecek?

Bu konuda henüz alınmış kesin bir karar yok. Okullar arasında farklılıkların bu kadar farklı olduğu bir ortamda ‘seçme’den vazgeçmek çok kolay değildir. Çözümün zaman alacağını bilmek gerekir. Bu saatte ‘sınavların’ kalkması mümkün görünmemektedir. Ancak burada şunu da vurgulamak gerekir ki, özellikle liseye öğrenci seçimi konusunda gelecek yıl hangi sistem uygulanacağı hakkında bir karar verilmesi gereklidir. Çünkü öğrencilerin ve velilerin bu konuda kafalarının çok karışık olduğunu söylemek mümkün.

45 GÜN DEVAMSIZLIK SÜRESİ VERİLMESİ YANLIŞ BİR UYGULAMA

Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı bir genelge yayınlayarak son sınıftaki lise öğrencilerinin

(6)

devamsızlık süresinin 45 güne çıkarıldığını açıkladı. Bu adımı doğru buluyor musunuz?

Tek kelime ile tamamen yanlış bir tavır. Siz o yaştaki çocukları sokaklara bırakırsanız, o sokağı kontrol edemezsiniz, bu çocukları da kontrol edemezsiniz. 45 gün izin verdiğiniz öğrencilerinizin tahmini olarak ancak yüzde 10-20’si ders çalışıyor, yüzde 80’i okul ve ders disiplininden kopuk bir şekilde sokaklara çıkıyor, hatta bu durumun güncel olaylara da ciddi bir katkısının olduğunu

düşünüyorum. Üniversite sınavına hazırlanan bir öğrenci sınav ilkelerini biliyorsa, hangi dersten hangi konuların çıkacağını biliyorsa okulların görevi bu öğrencileri bu sınava hazırlamaktır. Benim şahsi deneyimlerim ve tespitlerim şu, öğrencinin tek başına dershaneyle birlikte gittiği bir yol yok.

Ama Türkiye’de şöyle bir imaj var; sanki öğrencilere üniversiteyi dershaneler kazandırıyor. Ama benim gördüğüm okul+dershaneler ciddi bir iş yapıyor. Bizim öğrencilerimizin yüzde 80-90’u sınavdan bir gün öncesine kadar okulumuzda. Biz okul olarak buradaki boşluğu bırakmıyoruz,

öğrenci derslerine giriyor, denemelere giriyor, eksik konular varsa onlar gözden geçiriliyor,  öğrenci burada sorularının karşılığını buluyor. Okullarda bu boşluk doldurulamadığı için bu sefer öğrenciler dershanelere yönlendiriliyor. Ama dershaneler okul gibi öğrencileri kontrol edemiyor,

yönlendiremiyor. Dershaneye giden pek çok çocuğun kafeteryalarda, evde, sokakta zaman öldürdüğünü, aslında sınav dönemine hazırlanırken hazırlıksız yakalandığı gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Burada şahsi deneyim ve tecrübem şu var; sınav 1 ayda kazanılmıyor, sınav 1 yılda kazanılıyor. Eylülden başlayıp hazirana kadar çocuğun alışmış olduğu bir sistem var. Bu sistemin düzenli bir şekilde devam etmesi gerekiyor. Siz sınava son 15 gün kala çocuğun vücut dilinin farklı bir atmosfere soktuğunuz zaman vücut kimyası bozuluyor. Buna bir de heyecan da eklenince, çocuk umduğunun altında bir puan da alabiliyor. En iyi sınav okulu ile dershaneyi dengede götüren, sınav günü de sakin bir şekilde sınava giren öğrencilerin sınavıdır. 

NİYETLERDE BİR PROBLEM YOK AMA UYGULAMADA ZAMAN PROBLEMİ VAR

Eğitim sisteminde son yıllarda pek çok değişikliğe gidildi. Siz bu değişiklikleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye bir arayış içerisinde dünyadaki pek çok eğitim sistemi inceleniyor. Türkiye’de beğenilmeyen ve eleştirilen bir eğitim sistemi var ve arayış açısından baktığımız zaman bu güzel. İki, bununla ilgili özellikle Hüseyin Çelik zamanında başlayan müfredat programlarıyla ilgili çok ciddi değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerin de okullara ve öğretmenlere çok ciddi avantajlar sağladığını gördük. Bunlar yeterli mi? Değil, çünkü aradaki mesafe çok. Türkiye’de de halk sabırsız, hemen bir kanun değiştiği zaman 3-5 ay sonra sonucunu görmek istiyor. Eğitim de 3-5 aylık bir süreç değil, uzun soluklu bir süreç. Bu uzun süreçte yapılan değişikliklerin üzerine yeni birtakım değişiklikler yapılmak isteniyor.

Bu yapılan değişikliklerle ilgili olarak benim gördüğüm şu, niyetlerde bir problem yok ama uygulamada zaman problemi söz konusu. Bazen de masa başında alınan kararlar var, bu masa başında alınan kararlarda uygulayıcılardan görüş alınsa ya da işleyişin sağlıklı yürümesine bakılsa daha iyi olur. Bir başka konuda Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapmak istediği değişimlerde bu değişikliği özümseyecek kadro problemi de var. Sonuç itibariyle yıllardır öbür sistemde yetişmiş ve görev

(7)

yapmış eğitim kadrosunu da birdenbire değiştiremiyorsunuz. Orada da bir direnç var. Son yapılan değişiklikler okuduğunu anlayabilme, anladıklarından bir sonuca gidebilme ve yorum yapabilmeye yönelik olarak amaçlanıyor. Bu uygulamalar zaman içerisinde iyi kadrolar tarafından işlenirse ben zaman içerisinde çok ciddi katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Özel okulların geneline baktığımız zaman bu geçiş döneminde ciddi problem yaşanmıyor.  Bizde de bir problem yok, tüm bunları sağlıklı bir şekilde yürütüyoruz. 

DERSHANELERDEN ÖNCE ÖZEL OKULLARIN ÖNÜ AÇILMALI

Dershanelerin kapatılması ve fiziksel şartları taşıyan dershanelerin özel okula dönüştürülmesi konusu şu an çok gündemde olması da geçtiğimiz aylarda çokça tartışıldı.  Sınavların kaldırılarak dershanelerin kapatılması eğitim sistemini nasıl etkiler? Ayrıca kapatılan dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi konusunda nasıl bir değerlendirme yaparsınız?

Sınavların kaldırılması nihai bir hedeftir. Ancak onu gerekli kılan şartları ortadan kaldırmadan, mesleki eğitimi güçlendirmeden, yüksek öğrenimi yaygınlaştırmadan bu mümkün görünmemekte.

Dershanelerin özel okula dönüştürülmesinden önce özel okulların varlıklarını sağlıklı bir biçimde sürdürmelerinin önünün açılması gerekir. 

OKULUN KADROSU VE GELENEKLERİ ÇOK ÖNEMLİ

Öğrenciler okul seçerken nelere dikkat etmeli? Bu konuda anne babaların okul seçiminde öncelikleri neler olmalı?

Anne babalar dünyadaki en önemli varlıklarının eğitimi için çaba sarf ediyorlar. Bunun için iyi bir seçici olmaları lazım. En azından 3-5 okula gidip eğitimle ilgili düşüncelerini öğrenmeleri ve daha sonra hangi okulda mutmain oldularsa, kendi çocuklarının eğitim yaklaşımına hangisi daha uygunsa kafalarında bir tereddüt olmadan çocuklarını oraya kaydettirmeleri lazım. Tabi gittikleri okulun güvenilir bir ortam olması, gençlerin birtakım zararlı alışkanlıklar ile muhatap olduğu yaşlar çok küçük yaşlara denk geldiği için okul güvenliği o açıdan önemli. Okulun gelenekleri,  kadrosu çok önemli. Sonuç itibariyle bina ne kadar güzel olursa olsun öğrenci ile iletişim kuracak olan

öğretmendir. Okulun eğitimle ilgili birimlerinin neler olduğunu sormak gerekir. Konferans

salonundan tutun da spor salonuna kadar; müzik sınıflarından tutun da resim sınıflarına kadar tüm birimler ve bu birimlerde gerçekleştirilecek faaliyetlerle ilgili bilgi almalarını tavsiye ederim. Özetle, çocukları için okul seçerken, anne-babaların öncelikli olarak şu hususlara dikkat etmelerini

önemsiyoruz.

a) Kişisel özellikler ve beklentilerin iyi belirlenmesi gerekir. (Hukuk Fakültesi düşünen bir öğrencinin Fen Lisesine gitmemesi gibi.)

b) Gidilecek okulun akademik başarıları

(8)

c) Okulun eğitim-öğretim kadrosu d) Okulun eğitim anlayışı, bakışı

e) Okulun öğrenci-veli profili, özellikleri dikkate alınmalıdır.

On5yirmi5

Bu dökümanı orjinal adreste göster

Eğitim sisteminde uygulamada problem var

Referanslar

Benzer Belgeler

4+4+4 eğitim modelinin uygulaması için alınan hizmet içi eğitimin ni- teliğiyle ilgili ilkokul yöneticilerinin % 48’i “Hizmet içi eğitim aldık, fakat yetersizdi”

-In the roots of vascular cryptogams (pteridophytes), e.g have a single tetrahedral apical cell. it is generally thought that by its division this gives rise to all the tissues of

Benim bu husustaki bedbin­ liğim hasta olan bir adamın hasta olduğunu bilmesi , hasta olduğunu kabul etmesidir.. Bir hasta için hasta olduğunu görmesi bir

Bu tez çalışmasının temel amaçlarından biri, aşağı stratosferde ozon profillerinde ortaya çıkan lamine (filament) yapının atmosfer dinamiği ile olan

10. Aşağıdakilerden hangisi 3-18 yaş ara- sı çocuklara eğitim veren ve herhangi bir mezhebe bağlı olmayan alternatif okul- dur? A) Montessori B) Dalton C) Waldorf D)

Nilsel ‹lter, Ankara Nuran All›, Ankara Oya Gürbüz, ‹stanbul Rebiay K›ran, Kocaeli Sahin Yazar, Antalya Sedat Özçelik, Sivas Seher Bostanc›, Ankara Sezer Erboz, ‹ z m i

Dış kapı kilidi dıştan (yale) » » » gömme (yerli) Fişeli dolap kilidi. Maymuncuk demir

En el segundo, compararon los elementos de la oración y sus características sintácticas; del estudio de las equivalencias y la clasificación de las diferencias extrajeron