Kastamonu
Valiliği
Gazi Üniversitesi Kastamonu
EğitimFakültesi
Dekanlığı
İKİNCİ
KASTAMON - U KÜLT · ÜR .
SEMPOZYUMU BiLDİRİLERi
18-20 Eylül 2003
KASTAMONU
VALİLİGİuızgı:
Erkan YANARATEŞ Baskı-Ci lt:
Gazi Üniversitesi İletişim Fak-ültesi Basımevi Tel: 212 64 95/108-109
ANKARA-2005
S~yı:
İkinci Kastamonu Kilittir Sempoıyumu (18-20 Ey/f/1 2003) 237-253
MUT ASAVVIF ŞAiR HASAN ÜNSi'NiN (XVII-XVIII. YY.) HAYATI VE ŞiiRLERi
M ustaf a TA TC/
G. O. Gazi
Eğilim ~akültesi,Ankara.
Özet
Hasan Onsi 105511643 senesinde Kastanıonu'nım Taşköprü ilçesinde doğmuştur. A'rec Hasan Efendi diye de tamnmaktadır. Çocuk denebilecek bir yaşta tahsil için geldiği İstanbul'da Halv'etiyye'nin Şa'biiniyye kolunun biiyüklerinden -XVII. asrm en yetkin sltfilerinden, Oskiidar'da ikame/ eden-Korabaş-ı Veli tarafindan yetiştirilip İstanbul'da görevlendirilm iŞ~\ -r-
Tasawuf tarihinde en önemli ekallerden birisi olan Halvetiyye mesleğinin Anadolu u u h . ' ·
asırda neş'et eden ana kollarmdan birisi de, Şa'btiniyye şubesidir. Bu şube, Şa'bôn-ı Veli {ö.
Kastamonu-i 569) tarafindan tesis edilmiştir. Gerek kıırucu Pir'in, gerekse sonradan gelen silsileye mensup aziz/erin, ilahi aşkı ve vıicıid birliğini esas alan felsefe/eri, halvetten
lıoşlanmaları ve mıinzevi hayatları sebebiyle, bu ekalde silsileye ve erkfina ait bilgiler -bir Mevlevilik ve Bektaşilik'te olduğu gibi-yazılı kaynak/ardpekfazla aktarılmamışlır. Durımı böyle olunca, söz konusu mes/eğe mensup kişilerin kiiltiir tarihimizdeki yerlerini araştırırken, yazılı
belgelerin önemi birkat daha artmaktadır. İşte, erkônın kıırucusu Şa'biin-ı Velf'nin vefatından yaklaşık bir asır sonra yaşayan Hasan Onsi'nin eserleri ve burada tamtacağımız divanı
"Şa'biiniyye" hakkındaki araştırmalara yeni katlafarda bulımacak niteliktedir. Hasan Onsi'nin hayahm ve menakıbını öğrencisi lbrahim Hôs toplamış/ır. Kastamonu'nun kiiltıir tarihi için de çok önemli olan bu eser, yakın bir zamanda tarafımızdan yayınlanmıştır. (Bkz. lbrahim Has, Menalab-ı Hasan Onsi, Kültür Bakanlığı Yay. Ankara 2002.)
Hasan Onsi'nin iiç eseri bilinmektedir:
Bunlardan sohbetlerini ihtiva eden "Kelôm-ı Aziz" de tarafımızdan yayınlanmıştır. (Bkz.
Hasan Onsi, Keliim-ı Aziz, Haz. M Tat cı-C. Kurnaz, Ankara 2002.) .
Onsi'nin ikinci eseri "Sırr-ı Ahadiyyet" adını taşımaktadır. Bu eser de "Kelôm-ı Aziz" gibi Onsi'nin sohbetlerinden derlenmiştir.
Hasan Onsi'nin burada tanıtacağımız eseri ise divanıdır. Şimdilik biri eksik ı7ç niishasmı görebildiğimiz bu divan, Onsf'nin şairfiğini ortaya koyduğıı kadar tasawuffelsefesi ve Şabaniyye kıiltiirii açısından oldukça önemli bilgileri ihtiva etmektedir
Giriş
Tasavvuf tarihinde en önemli ekollerden birisi· olan Halvetiyye
mesleğininAnadolu'da XVI.
asırda neş'et'eden ana
kollarındanbirisi de,
Şa'baniyye şubesidir.Bu
şube, Şa'ban-ı
Veli (ö. Kastamonu-1569)
tarafındantesis
edilmiştir.Gerek kurucu Pir'in, gerekse sonradan geleri silsileye mensup azizlerin, ilahi
aşkıve vücud
birliğiniesas alan felsefeleri, halvetten
hoşlanmaları ve münzevi hayatlarısebebiyle, bu ekolde silsileye ve
erkana ait bilgiler-bit Mevlevilik ve
Bektaşilik'te olduğugibi-
yazılıkaynaklara pek fazla
aktiırılmamıştır. Durum böyle olunca, söz konusu mesleğemensup
kişilerinkültür tarihimizdeki yerlerini
araştırırken,her türlü
yazılıbelge
değer kazanmaktadır. İşte,erkfuun kurucusu
Şa'ban-ıVeli'nin
vetatındanhemen hemen bir
asırsonra
yetişenKastamonulu
Mutasavvıf şairHasan Ünsi'nin
hayatı,fikirleri ve
divanının · önemibundan
kaynaklanmaktadır.Ikinci Kastamonu K llltür Sempoıyunm (18-20 Eylül 2003)
238 Mustafa TATC1
Hasan Onsi"nin Hayata
Ünsi 'I 055/1643 senesinde Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde doğmuştur.
1A'rec Hasan
Efendidiye de
tanınan ŞeyhHasan Ünsi'nin künyesi
öğrencisi İbrahimHas
tarafından "ŞeyhÜnsi Hasan
ibn eş-ŞeyhReceb
ibn eş-Şeyhü'ş-Şehid Muhammed" şeklindetesbit edilmiştir? Babası Recep Efendi, Bayramiyye ınensuplanndan, gönill ehli bir zattır.
Onuntasavvufa
§şiniilığıda
babasındangelmektedir. Recep Efendi
Taşköprü'de İkarnet etmiştir.İleri yaşlarında
evlenen Ünsi'nin Fatrna isminde bir
kız çocuğu olmuştur.Ünsi'nin
meniikıbınıyazan
İbrahim Has'ın verdiğibilgilerden, ll54/l74l senesinde
Fatriıa'nın hayattaolduğu anlaşılınaktadır.
3Hasan
Ül'!ı;!,zahiri
ve batıni ilimiere vakıf sufılerdendir. İlköğrenimini memleketi (~a:;ıamoınu'da yapmış, Taşköprü'denküçük
yaşlarında İstanbul'agelerek
medrese öğrenimi gönnüş,yinni
yaşındamüderris
olmuştur.Genç müderris, 1664 senesinde Ayasofya Camii'nde Beyzavl Tefsiri ile Mesnevi-i
Şerifokutmakta, meclisine gelen pek çok iilimin sorularına cevaplar verip mUşkillerini halletmektedir. Devrinde halk v~
ulemii tarafından
ilmiyle
iiınilbir zat olarak
tanınmıştır. İbrahim Has'ın"Türki ve Farisi
veArabl elsine
üzre nıızm deınişdir" şeklindekitesbitinden Arapça ve
Farsça'yıbu
dillerdeşiir
yazacak derecede iyibildiğini anlaın~ktayız.
4Babası
Receb
Efendi vasıtasıyla tasavvufa iişinaolan Ünsi, öir müddet sonra müderrislik görevinden
ayrılarak,devrinde, Pir-i sani diye
anılan Karabaş-ıVeli namıyla şöhret bulan Şeyh Ali Aliieddin Atvel'in (D. 1611 Arapgir. Ö. ı6s6 ·~ısır.)
öğrencisi olmuştur. Bu
zat, Hz. Pir
Şa'biin-ıVeli ei-Kastamoni el-Halvetl'nin
killınuş olduğu erkanın Karaba_şiyye şubesini tesis etmiştir.Hasan Ünsi,
Karabaş-ıVeli
tarafından irşiid ile İstanbul'a-görevliolarak
gönderildiği tarihten1684 senesine kadar Acem
Ağa Camii'nde görev yapmış,bu tarihten sonra
SaçlıEmir veya Aydınoğlu Tekkesi
5diye anılan tekkeye
..nakletmiştir.
6\
J
j
Buradaki bilgilerin çoğu, konuyla ilgili birinci qereceden kaynak olan lbriihinı-i Hiis'm derlediği Onsf Meniikıbniiyıesi'nden a/ımıiıştır. Ayrıca bkz. Hıiseyin Vassôf, "Hasan Onsi Hazrelleri", Ceride-i Sufiyye,
C.
lii, Sayı 98, s. 19-20; Hiiseyin T'assôf, Sefine.-i Evliya, Süleymaniye Ktp. Yazma Bağışlar Bl. Nu. 2308,C.
Jr~ s. 22 vd.; Bıırsalı lviehmet Tahir, Osmanlı Milellifleri, Tıpkıbasım, (Haz.C.
Kurnaz, M Tatcı), Ankara 2000), lstanbıı/1333,C.
1,
S.
28; Sadık Vicdani, Tomar-ı Turuk-ı Aliyye, Tarikatler ve Silsileleri, (Haz. İ1jiin Giindiiz), lstanbu/1995, s. 212; Nail Tuman, Tuhfe-i Naili, Tıp/abasını, (Ha=. M. Tatcı-C. Kurnaz),C./,
s. 73; Mi/st akimzade Sı7/eyman Sadettin Efendi, Mecelletil'n Nisab, Tıpkıbasım. Ankara 2000, vr. 120a-120b: M. Serhan Tayşi, "Onsi Hasan Efendi", Sahabeden Gilnümilze Allah Dostları,C.
VJ/J, Istanbul 1995, s. 306-307.Kiinye hem Menakıbname'de hem deKeliim-ı A:iitde aynı şekildedir. Bkz. lbrôlıim Çelefıi, Keliim- ı Aziz, MO. ilahiyat Fak Ktp. Niislıası, Yz., s. 319; K!<liim-ı A:z3z (fasawufi lncelikler), Ankara 2001, s. 10: Ayrıca bkz. Mıistakimzôde Süleyman Sadettin Efendi, a.g.e, vr. I 20a-120b.
Bu tari/ı Menôkıbniinıe'nin M(} nıislıasmda 117 lll 757 şeklinde geçmektedir.
Hasan Onsi Şa'biini, Kelam-ı Aziz, (Haz. M. Tatcı-C. Kurnaz), Ankara 2001, s. lO.
Bkz. ı\J. Balıa Tanman, ''Aydınoğlu Tekkesi': Dünden Bugüne İst. Ansiklopedisi, lst. /993, C.I.
s.482.-Hafız Hüseyin Ayvansarayf: Hadikatü'l-Ceviimi, (Cômilerimiz Ansik/opedisi), İst. 1987, ~.65.
İkinci Kastamamı K nittir Sempozyumu (18-20 Ey/iii 2003)
MutasaırvifŞair Hasan Ünsi'nin Hayatı ve Şiirleri 239
Ahmed Hasib Efendi (ö. 1752)'nin manzum olarak kaleme
aldığı İstanbultekkelerini konu alan "Dergahname"sinde,
AydınoğluTekkesi'nden ve A'rec Hasan Ünsi'den
şuşekilde
söz edilmektedir:
Rıişenc1 ey/e dili zulmel-i mi/met-kededen
Ş em '-i iimc1lini yak Tekye-i Aydm Dede'den Eldeki varım s mf ey/e der-i tevlıfde _ A'rec'in te!..yesine ey! e kadem-rencfde'
Sultan N. Mehmed'in arzusu üzerine iki sene kadar Harem-i
Humayfın'dava'z ve sema
şey~iolarak da görev yapan Hasan Ünsi, devlet
erkanının danıştığı kişilerdenbirisidir.
1 Ünsi'nin yetiştirdiği )(VIII. asır şairlerinden 'İbretf Mustafa Efendi {ö.
1757,
Büyükçekınece) divanımn biryerinde üstadı Ünsf için; -· --Sen bu sırrın haline mazhar düşersen 'İbretf Ünsf gibi er olursun o/dur a'lc1dan gariiz 8
demekte, bir
başkabeytinde de,
aşkdersini Ünsi'den
okuduğunubelirtmektedir:
Ünsi'den bu 'İbreti 'aşk dersini
Okuyalı aldı gönliim re 'y-i 'aşk 9
Hasan Ünsi, seksen bir
yılgibi uzun bir ömür
sürmüşve 1 O S afer 1136 Pazartesi /1724 günü
akşamsaat 6.00'da
Alayköşkü yakınlarındaki AydınoğluHalveti tekkesindeki görevi
sırasında
veiat
etmiştir.Halen, kendi
adıyla anılanve
sağlığında yapılanüzeri
kurşunörtülü (kargir) taş türbesinde medfilndur.
10Türbesi halen bir ziyaret yeridir.
11Hüseyin Vassaf, Hasan Ünsi'nin
hayatınıkonu alan makalesinde,
şeyhintürbesiyle ilgili olarak "Türbeleri el-yevm
ma'mı1rolup fi-yevmina haza bu dergahta
postnişin-i8 9
Miistakimdide Süleyman Sadettin Eftndi, Mecelletü'n Nisab, Tıp/abasını. Ankara 2000, vr. 120a- 120b. Ayrıca bkz. Turgut Kul, "İstanbul Hankfihları Meşayılıı': Journal Of Turkısh Studies, Abdülbaki Gölpınarlı Hatıra Sayısı, I. Harvard 1995, s. 14; Mustafa Aşkcn·, "Son Dönem Tekke Mecmualarmdan Yeşilzade Mehmed Salih Efindi'nin Rehber-i Tekayası': Tasavvuf. 3 (Nisan 2000), s. 153; Nail Tımıan, a.g.e,
C.
I. s. 73; M. Baha Tanman, "Aydmoğlu Tekkesi': Dünden·Bugüne İstanbul Ansik.lopedisi, İstanbı(l 1993,
C. I.
s. 482-84.Günay Kul-Turgut Kul, "İstanbul Tekieelerine Ait Bir Kaynak: Derge/ıniime", Varıa Turcıca
IX, Türkısche Mıszellen, Robert Anhegger Armağanı, !stanbul/987, s. 220.
İbreti Şey/ı Mustafa Efendi, Divan-ı İbret!, Ankara Milli Ktp. Yz. Nu: FB. 545, 43a.
İbretf Şeyh Mustafa'Efendi, A.g.e .. 48a
10 Miistakimziide Süleyman Sadettin, a.g.e., vr./20b. Miistakimziide aym zamanda bu ziiviyenin haziresinde Onsi'den başka meşhur bazı kişilerin de (mesela, Şair Nihiili gibi) defnedildiğini
söyler. Ayrıca Zakir Şükrıi, "miişarünileyh, tekkede taş lürbede medfımdur" demektedir (Turgut Kul, "İstanbul Hankiilıları Meşayıhı", Journal Of Turkısh Studies,. Abdülbaıti Gölpınarlı Hatıra Sayısı, I, Harvard 1995. s. 14. Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmani'de yukarıda kaydetti,~imiz bilgileri verdikten sonra "Kadirlhiine'de nıedfimdur." der (Sicili-i
Osmani,
(Haz. St!_FU Ali Kahraman),C.
5, İstanbu/1996, s. 1645).11 Vefiitıyla ilgili bilgiler Meniikıbniime'den alınmıştır. Ayrıca bkz. Hüseyin Ayvansarayi, Vefeyat, Süleymaniye Ktp .. Esad Ef Bl. Nu: 1375, 33a; Nail Tımıan, a.g.e., s. 73.
İkinci Kastamonu Kiiltiir Sempozyımıu (18-20 Ey/ii/ 2003)
240 Mustafa TATCI
reşadet
olanŞeyh İzzi
Efendi HazretlerP türbe vedergahın imarı
hususunda pek büyükfedakarlık
izharbuyunnuşlardır."
13 demektedir.Eserleri
Hasan Ünsi'nin üç eseri bilinmektedir:
Kelam-ı Aziz:
Kelam-ı Aziz, Ünsi'nin sohbetleri sırasında tutulan notlardan meydana gelmiştir.
Eseri derleyen İbrahim Has girişte şunları söylemektedir:
"Bu fakir-i dil-riş Has İbrahim Derviş ekser meclis-i saadetlerinde fukara ile maan
hazır olur idirn. Huzfu-ı saadetlerinden taşra çıkdıkda ol meclisde bu)'l!fdukları kelam-ı dürer-barlarını muhkem hıfz edip bulunduğum meclisde huyurdukları kelam-ı
kiramilerini, huyurdukları vech üzere cem'ine mübaşeret eylemek derun-ı fakiraneme caygir idi. Allahü'l-hamd, müyesser oldu. Bu fakir-i derdmende Hazret-i Şeyh'in dest-i kirarollerinde tevbe müyesser olaldan ta IJ~et-i Şeyh'in vetatiarına gelince fukara ve'
hulefiilarına alenen her ne gılna buyurdular ise, ol kelimat-ı derarileri bir yere getirip cem' eyledirn. Ve ismini Kelam-ı Aziz tesmiye eyledirn. Kıra'at ve gOş huyuran ihvan, tullab ve aşıkan hazeratı· Hazret-i Şeyh'in kelamlarınm esrar-ı maanilerinden zevkyab olduklarında Hazret-i Şeyh'in rOh-ı tayyibelerine Fatiha ile yad buyurduklarmda bu fakir-i derd-mend Has İbrahim-i müstemendi yad buyurmaları mercOCiur. Ümiddir ki
diriğ
buyurmayalar."14İbrahim
Has, eserinbaşında Karabaş-ı
Veli ve Ünsi'nin biyografilerinikısaca ~~ana
hatlarıyla yazdıktan soiıra derlediği sohbetlere geçmektedir. Bu sohbetlerin her faslı derleyen tarafından "Ve yine buyurdular ki" şeklinde tasnif edilmektedir. Ünsl'nin ele aldığı her bir konu sü!Ok ehli tarafından tefekkUr edilmesi gereken ince ve derin ayrıntıları içermektedir. Bu arada bazı sohbetlerdeo· Ünsl'nin erkawyla ilgili bilgiler de elde edilmektedir. Bu konular kaydedilirken İbrahim Has. tarafından ıiumaralandırılm.ıştır.
Biz bu eserin çevirisini ve
sadeleştirmesini
yaparken15 lierfasılda
derieyeninkoyduğu
numaralan atıp işlenen konuya uygun birer başlık koymayı tercih ettik. · Kelam-ı Aziz'in şimdilik ~i.nüshasını bilmekteyiz:
ı. Kelam-ı A.Zız Li-Ünsi Hasan Efendi, Bayezid Devlet Ktp. Veliyyüddin Ef. Bl.
Nu: 9871. İstanbul ll 75, Nesih.
2. MÜ. İ lahiyat Fak. Ktp. N uroaras ız, Tasnif dışı yazma.
12 Şey/ı Osman Şemsi Efendi'nin hafifesi olan Şeyh Bedreddin İzzi, Rumi 6 Şubatl339 tarihinde ve/fit etmiştir. Bkz. Turgut Kut, istanbul Hankfılıları Meşfıyılıı, Journal-Of Turkısh Studies, Abdtilbaki Gölpınarlı Hatıra Sayısı, I, Harvard 1995, s. 'i 4.
13 Hiiseyin Vassô.[. "Hasan Onsi Hazretleri", Ceride-i Süfiyye, C. III, Sayı 98, s. 20
u Tasavvufun İncelikleri (Kelam-ı Aziz), s. ll. .
JS Eser tarafımızdan yayınlanmıştır. Bkz. Hasan Onsf Şa'bô.n~ Tasavvufun İncelikleri, (Haz. M
Tatcı-C. Kurnaz), Bizim Büro Yayınları, Ankara 2001.
İkinci Kastanıonu Killt/ir Senıpoı.yunm (18-20 Eylül 2003)
Mutasavvı(Şair Hasan Ünsi'nin Hayatı ve Şiirleri 241
Sırr-ı
Alladiyyet:
Menakıbnfunede
ve
bazıkaynaklarda Ünsi'nin
Sırr-ıAhadiyyet isimli ikinci bir eserinden daha söz edilir.
16Bu eser de, "Kelfun-ı Aziz" gibi Ünsi'nin sohbetlerinden
derleıuniştir.
Bir
ntishasıMillet Küttiphanesindedir:
MiLLET KTP. ALİ
EMİRİ, ARABİ, NU: 4495.Divan:
Hasan Ünsi, Türk Tasavvuf Tarihi
araştınnalarındabir
mutasavvıfolarak
bilindiğihalde, yakın zamana kadar edebiyat tarihimizde bir şair olarak tanınmıyordu.
17Onun
şajr
qlarak
tanınıp divanının yayılmamasınınnedeni,
mutasawıf şairin şöhretten kaçınıp divanını sağlığında çoğalttınnamasıdır.Tasawuf
te~ino1ojisive
Şa'baruyyekültürü
hakkındaki araştırmalara
önemli
katkılardabulunacak
olımdivan burada
kısaca tanıtılacaktır:Öğrencisi İbrahim Has'ın
ifadesiyle, Hasan Ünsi, "Arabi, Farisi ve Türld elsine tizerine çok nazm
demişdirve her birinde nice esrar ve maani beyan
etmişdir.Mtidevven divanı vardır. İlaruyatı ser-be-ser esrar.ve'hakayıkdır."
18İbrahim Has'ın
bu ifadeleri, Ünsi'nin tiç dilde
yazdığı şiirlerinin aynıdivanda bir araya
getirildiği şeklinde anlaşılmamalıdır.Zira,
Menakıbnfune yazarı İbrahim Has'ın derlediği şiirler,sadece Türkçe ilahilerden ibarettir ve içinde Arapça, Farsça
şiirler bulunmamaktadır.Ünsi'nin bizzat telif
ettiğitek eseri
Divan'ıdır.Ancak bu ilahller,
sağlığındamürettep hale
getirilmemiştir.Ömrtinün son günlerinde
öğrencisi İbrahim Has'ı yanına çağırarak, dağınıkhaldeki
şiirlerinin, vefatındansonra
yazılış sırasınagöre tertibini vasiyet
etmiştir:"Şu
ilahileri sen divan eyle diye kendi ilahilerini
işaret buyıırurlaridi. Amma ilahileri henUz fakire teslim
buyıırmamışlaridi. Ve buyurdular ki, mtiretteb
olmasın,hemen eline gireni yaz, divan eyle dediler."
19" ... Bir
giliıHazret-i
Şeyhbu fakire yine buyurdular ki, hayli
zamandırsana
demişidim ki ol vakt
şolilahilerimi divan eyle.
Şimdiol vakt geldi, sen bu ilahileri al deyip cümlesini bir
sandıkile fakire teslim buyurdular ve divan
olmağatelaar emir buyurdular ve . na-ehl eline vermeden gayet ihtiraz eyle, diye tenblh ve tekid buyurdular.
Tekyelerinde tevhid ve devran oldukda,
esrar-ıilahiyyeden olan
ilaruyyatıokutmazlar idi. Zahirden, duaya ve münacata müte~llik olan il§.hiyyatı okuyun derler idi."
20Divan'ın şimdilik tiç ntisb~ı bilinmektedir:
16 İstanbul
Kütüphaneleri '[ürkçe Yazma Divanlar Katalogu,
İstanbul1947, s. 643.17 İbrahim Has'ın derlediği Menakıpniimenin girişinde incelediğimiz Ünsf'nin hayatıyla ilgili araştırmada bu husus geniş olarak vurgulanmıştır. Bkz. lbrahim Hôs, MenM<ıbname-i
Hasan Ünsi
, Haz. M Tatcı, Ankara 2002.18 MenM<ıb-ı
Ünst,
s. 160.19 MenM<ıb-ı
Onsi,
s. 219.20
Menfub-a Ünsi, s.
221 ..İki11ci KastamOIIll Kiiltilr Sempqzyumu (18-20 Ey/lll 2003)
242
Mustafa TATCIı.
MÜ.
İlahiyatFak. Ktp. Tasnif
dışıyazma
2.
Mill~.Ktp.A.8534.
İçindemüfredatlar
dışında383 ilahi mevcut güzel bir
yazınadır.3. Süleymaniye Ktp. Nazif
PaşaBl. Nu: 867, Nesih, 25 sayfa.
Divanınbu
yazmasında 91 gazel var. Sonu eksikDiviium Muhtevast:
Hasan Efendi,
şiirlerinde "Ünsi" malılasını l,.ııllanınıştır.Türkçe
şiirlerinden oluşan divanında hece ve aruzla yazılmışdört yüzden fazla
şiir bulunmaktadır. İlahller, şiir tekniğiyönünden
zayıfolmakla beraber,
ınubtevayönünden son derece doludur ve
ma'nidardır.
Niyazi-i
Mısri'nin şöhretininzirvede
olduğuve ilahllerinin dilden dile
dolaştığıbir zamanda
yaşayanHasan Ünsi, bu ilahilerinde, hem ifade
tarzı,hem de
işlediği
konular
bakımından,özellilde Niyazi'nin ve YOnus Emre'nin çizgisinden yürümektedir. Ancak
şuda bir gerçeh."tir ki, Ünsi'nin
şiiri,katiye
tekniği,rediflerin
kullanıını
ve vezinlerdeki
aksaklıldanyönüyle
değerlendirildiğinde eleştirilecekniteliktedir. Nihayet Ünsl, samimi
olduğukaqar da,
iddiasız şiirlerin şairidir,denebilir.
Ünsi'nin
divanını olmduğuınuzdadikkatimizi çeken en önemli husus,
mutasavvıf şairinbir tefekkür
adamı o.luşudur.O
ıhizaçitibariyle
aşk-ıdaimi sahibi bir
sfıfıolmakla birlikte,
şiirlerindetefekkür ve
irfanıöne
çıkarmaktadır. Divanında,Yunus'un sular gibi
akıp
giden Türkçesi yoktur. Onda,
Fuzfıllgibi kelimelerle oynayan ve
~şıkanebir ed§
taşıyan,·
Niyazi-i
Mısrlgibi lirizm ile tefekkürü
aynıparalelde götüren bir özellik
bulamazsınız.Ünsi'nin
şiirininen önemli yönU, klasik
tasavvufıterminolojiyi sözlüklerde bile
rastlanaınayacakderinlikte manalar vererek
kullanmasıdır. Mesel§,şugazelinde adem, dem, beni §dem, Ahmed,
tıfl-ı sırr, ümıngibi kavrarnlara
yüklediğianlamlar, hemen hemen her
şiirinderastlanabilecek tilrdendir:
A.dem isen beni adem var bu lı gör dem-i adem
Sırr-ı demi anla bu dem adım neden oldı adem
Adem ebu beni adem olmuşdur cümleye_ma'lCım Lakin old ı o ma'nada ol kişinin oğlu adem Küntii kenzen2ı aleminde ebu'l-ervah oldı Ahmed ·
Sureti yüzünde ol veli adem oğlu oldu adem
Em1ek isteyen bu sırra var Çalış kim doğa tıflın Senden doğup Ummün ola bilesin sen ümmün adem
Tıfl-ı sırrı görem dersen bir pYre var ola ol er
Sırr-ı emanet harnil ol bilesin sen sırr-ı adem
Dersen eri m er değilsin olmadın teslim plre Ünsi iidem olur adem andan doğa ümm-i adem
Hasan Ünsl,
şiirlerindeüç temel
kavramıbütün
boyutlarıylaele
alıp işler.Bunlar,
aşk,irfiln ve vahdet
kavramlarıdır.Bu üç
kavramı bazıbeyit ve dörtlüklerden hareketle
kısaca
ele almakta yarar görüyoruz Ünsl, vahdet-i vücfid ehli bir
şairdir.Ona göre hakikat,
insanınvucutsuz olarak, yani
benliğiniterk ederek vahdet
deryasına karışınasıyla
bilinecektir:
11 "Gizli bir hazine idim. "Aclwı~ Keşfii'l-Hafa. 21132.
İkinci Kastamamı Kı1/tilr Sempo;.yumu (18-20 Ey/li/ 2003)
Mutasavvıf.Şair Hasan Onsi'nin Hayatı ve Şiirleri
Bahr-ı vahdet katresine karışınca bi-vücCıd
Bahr-i bi-payana erdim özge ummiin istemem
243
Şair,
vabdet
düşüncesinden bahsettiğibir
başkabeytinde,
çokluğuyok eden
kişinin birliği aniayacağınıve bu hale
ulaşanın adeın(insan)
sırrına ulaşacağınısöyler:
Mahv oluhan hep bu kesret hem görünse rily-ı vahdel Ünsi ol dem bildi adem sırrı nedir ilm-i adem
Gerçek
bilgi,yani irtan, dost ile dost olup kesretle vahdeti
birleştirerek birliğe ulaşanların elde ettiğibilgidir:
·.Ünsi dost ile dost olsa 'lsteğin bir dem bulsa
Kesret ü vahdet bir olsa
Gayrı ya irfcinı n'eyler
Vahdet, masiva ile
örtülmüştür.Bu örtü izafidir. Gerçekte kesret vahdetin kendisidir.
Tanrı,
kesretten yüz gösterir:
Si va vahdeti setretmiş
Bu kesret ya'ni vahdetrniş
Ki kendi kendini örtmUş Sivayı kaldıran old ur
GörUndU keseetinden yüz Bunu görmez ki her bir göz Bu vahdetde yok Ünsi söz DiyUben huyuran oldur
Ünsi, bir irf'an
şairidir.Ona göre,
eşyanınve nefsin
hakikatini bilmek, hakiki irfana ulaşmak demektir. İnsanınkendini
anlamasıiçin ledün ilmini bilen bir
öğretmene ihtiyacı vardır:Nefsini bilrneğe var bul bir mu'allim ilm-i ledün Bildire seni sana sen eresin sen bu irfcina
İrfan, aşk
ile ve zorluklara katlanarak elde edilir:
Kan olmaya bu gözleri Olmaya irf'an sözleri Sararmaya gül yüzleri Aşık olmaz aşık olmaz
Tasavvufi hayatın
iki temel
kavramı olan aşkve gönül,
Hasan Ünsi'nin divanındaüzerinde en fazla durolan iki U'nsurdur.
Bir ilahisindeÇak u çak idem yakarn
Aşk elinden ah u ah Ol beni MecnOn kılar Aşk elinden ah u
ah
diyen
şair tasavvuf erbabınındilinde
aşk-ıdaimi tabir edilen bir halet içinde
yaşayanbüyük
aşıklardandır.Ünsi'ye göre
aşk,içeni mest eden bir
şaraptır:Kim dilerse Hakk'a vuslat
Aşk şariibın içmek ger~k
İkinci Kastamonu Knltür Sempor.yumu (18-20 Eylı71 2003)
.244 Mustafa TATCJ
Aşıkın gönlünün girdabında kaybolduğu sonsuz ve derin bir urnrnandır:
Uınman-ı aşk cılş eyleye Gönüı""girdabın boylaya Derdiiyi dürrü toylaya Mevcinden ver bana hal as
Aşk, gönlü yakan bir ateş, vilcGdun dannı yıkan bir neccar (dillger)dır.
Hoş yakalı gönlümi ey dost benüm bu nar-ı aşk Hep yıkar hep bu vücCıdum darını neccar-ı aşk
Özil aşk ile yanan kişide benlikten eser kalmaz. Onun gözüne, nereye bakarsa baksın daima dost görilnilr.
Ünsi aşka yandır özün özge varlık kalmasın Kanda baksan dost görüne dostu bu la aşk ile
Gönül
bir deryadır.Bu
deryanınderinliklerine dalanlar vahdet incilerine
ulaşırlar:Bu aceb haldir aceb hal Hal bilmeze bu gelir kal Bir deryadrr gel gönül dal Ka'rında gör ne çağlar var
Sonuç itibariyle, Has.an Ünsi, XVII-XVIII. Yilz yıllarda yaşayan Kastamonu'nun
yetiştirdiği önemli bir tasavvuf şairidir. Bu zatın hayatı ve mena,kıbı daha önce
tarafımızdan yayınlanmıştı. Burada da şiirlerini içeren divan-ı ilahiyatı kısaca tanıtılmış bulunmaktadır. Söz konusu divan da yayma hazır hale getirilmiştir.
Şiirlerinden Örnekler
Yürü zahid giremezsinMevla'm ile arama Yürü sen tuz saçamazsın şerha şerha yarama
Sen alaca topcağızın uşacıklar gibi .tut Hiç karışma karını gör benim ağ u karama Dertliyem günden güne ben artmada derdim benim
Bulmadan derd görmeden tıbb olma tabib çarerne
· Bulamazsın vezniıni sen bilmeden siga nedir Var kusfirun göre git sen el kusılrun arama · Yürü başın çaresin gör böyle.gezme çaresiz ·
Yaraya sen mübtela ol ana merhem sarama
Zühdünü ko kulluk ey le pir-i aşka sen kul ol
Rüsva-yı aşk ol ki şöyle halk katına varama Dost ile dost arasına ins ü melek giremez
Ağyar olan girecek mi yarla benim arama
Ünsi dağlar gibi zenbin halk düketdi almadan Gel günaha koma kendin eli yu yup tarama Bülbüle sor aşk halini
Bilmezsin sen derdi na-çar Güle sunar ol elini
Dokunur ol hare na-çar .
Pervaneyi gör kim yanar
Aşk şarabın içmiş kanar
Şem'in etrafını döner Yanar pervanedir na-çar
İkinci Kastamonu Kii/tiir Sempoıyıınm (18-20 Eylül 2003)
Mutasiivvı[Şair Hasan Onsi'nin Hayatı ve Şiirleri
Bak dil bUlbUlünün halin
Arşdan yilce tutmuş biilin Kimse anlamamış dilin Feryad edip öter na-çar
Mir'at-ı dil musaffiidır
Di dar anda mücelladır
Görsen anı ne ra'nadır Küliab-ı aşk çeker na-ç.ar Bu lnıllu~u gel sen hoş tut
Sultanlıgı anla iş tut .Dinle sözU sen de iş tut
Sen bil seni sende na-çar
Bir ulu dergiiha düşdüm
'Uryiin olup sırrın açdırn Sırr-ı sırdan dahi geçdim Mutlak ıtlakdayırn na-çar Ol barigatı. bir a'zamdır
Bu söz dahi mu'azzaındır
Bu sırrı bilen a'lemdir Bilir bilmez in ler na-çar
Ünsi dergiiha dar diker Yarin aşk zenctrin çeker MansOr gibi varır çöker Ber-dar olur anda na-çar Ey dil yeter mahziln oldun
Şiid ol vakt-i sürür geldi Gamlar ile geçdi örnrün
Şiid ol vakt-i sürür geldi
Gülmedin htç gam u dertden
Kurtulmadın hiç elemden Vuslat oldı dosta candan
Şiid ol vakt-i sürur geldi Y and ın yeter bu fıriika
Kim duyar bu iftiriika Kendi hicrin yaka yaka
Şad ol vakt-i sürfir geldi
Ko demidir var bu ganıı
Unut gitsin her elemi Garn demi sanrna bu demi
Şad ol vakt-i sürilr geldi
Katı şOride şeydasın.
BugQn illernde rüsvasın
Gidersin dil bu sevdasın Şad ol vakt-i sürilr geldi
Dilerdin ol dil-arayı
Gezerdin kilh u sahriiyı Buldun arayı arayı Şiid ~ı vakt-i sürur geldi
iki11ci Kastamo11u KiJitür Sempozyumu (18-20 Eylül 2003)
245
246
Etmez beyan kalem derdin
Sırrı yazmak olsa derdin Ünst ayrı lı ğı sürdün
Şad ol vakt-i sürfir geldi
* '
Aşık-ı bl-çareden hiç ah u zar eksik değil Bülbül-i şurldeye her gülde Mr eksik değil
Aşık olan gece gündüz gözlerinden kan döker Kanda aşık olsa anda ana yar eksik değil Şehr-i aşkın yollarına doğru gider salikiz
Ol bazar-ı aşka ana kar eksik değil
Dertli kim bu derde düşenale feryad ana kı1r Bağrını 1-.iilhiinveş anın yakar nar eksik değil Meydan-ı aşkda bu Mansur gibi kim kodu baş ın
Ol ene'I-Hak danna ber-diira dar eksik değil
Kenz-i aşkı aşık açar tiryak-ı derdi ile Ol bilir bu künc-i aşkda .zehr-i mar eksik değil Derd-i aşka duş olan dost derdine olur tabib -
Aşıkın inildisi hep yar yar eksik değil,
Derde duş olmayan adem kanda dostu bulısar Arı komaz istemez yaranda ar eksik değil Aşıkan bulur yarini ana didiir her taraf · Kanda baksa yari görür veeh-i yar eksik değil .
Bu ldı Ünsi dostu kıldı uzlet ol ağyiirdan Tenha kaldı yari ile ana yar eksik değil
*
Bu derdime kanı derman Aceb hayran u mest oldum Harab etdi derd-i hicran Aceb hayran u mest oldum
Dost ile berr ü yabane Ayan-ı Hak mah tabana Eder can cil ve bObana Aceb hayran u mest oldum_
Dil ü derdim bilemedim Bana nişan alanıadım Ki bir halde kalamadım Aceb hayran u mest oldum
Bu ile çünki gelmişem Ki candan haber almışarn Ben ol vabdete dalmışam Aceb hayran u mest oldum Kodum hep masivayı
Bırakdım gayrı hevayı Yine bulmadı devayı Aceb hayran u mest oldum
Rabm etdi baria yarim Benim kalmadı karanın Elimde yok ihtiyiirım Aceb hayran u tnest oldum
Mustafa TATCI
İkinci Kastamonu Kültür Sempoı.yumu (18-20 Ey/ii/ 2003)
Mutasavvı[Şair Hasan Onsi'nin Hayatı ve Şiirleri
Hızırveş zulmet içinde içip ab-ı hayat anda Görüp Onsi yarin bunda Aceb hayran-ı mest oldum
*
Nesim-i feyz-i canandan Gönül da'im sara eyler Visal-i büy-ı Sübhan'dan Gönül da'im sara eyler
Gönülden gıll u gış gitdi ' Mür! d m uradına yetdi
Muradını gönül buldı Gönül dıl'im sara eyler Beni ben kim çü terk etdim
Diyar-ı vahdete yetdim Anın ile ahd bir etdim Gönül da'im sara eyler
Duhülüm bağ-ı canana Ki döndüm gül-i handana Yine başladım efgana Gönül da'im safii eyler Taleb eden Hakk'ı buldu
Vücüdu !hep Hakl<'ın oldu Gönül ol dost ile doldu Gönül da'im sara eyler
Öter bülbül güler güller Bu ne güller ne bülbüller Beyan etmez bunu diller Gönül da' im sara eyler Ezel gezdim bu sahrayı
Arayı dostu arayı Hele buldum dil-arayı Gönül da' im sara eyler
Ezel bezminde mey içdim Olup mest-i ebed geçdim Ne esrarlar ne raz aÇdım Gönül da'im sara eyler Olup la la illa da la
Bu d illa! illa da illa Bu mahv sadefde yok illa Gönül da'im sara eyler
Nice sultan nice Dara Bu derde bulmadı çare
Sarıp yaranı ı yar yare Gönül da'im sara eyler Bağ u bostanı terk etdi
Visali bağına yetdi Bu Ünsi yare ayş etdi Gönül da'im sara eyler
ikinci Kastamonu Kiiltiir Sempoı.ywmı (18-20 Ey/til 2003)
247
248
Derd içinde natan eden Bulmaz mı ol derman-ı Hak Vahdet diyarına giden Olmaz mı ol mihman-ı Hak Alan vuslat lezzetini
İşiden ol dost üntini Katan geceye gününi Olmaz mı ol hayran-ı Hak
Derdin cana derman bilen Derd-i Hak'dan lezzet alan Aşk narına biryan olan Olmaz mı ol devran-ı Hak Ünsl yare karşı dura
Dağ üzere dağı ura
Dost dost diyü hem
çağıra Olmaz mu ol canan-ı HakDüşdü bUlbUl gül derdine - Her dem yanar aşk narına
Bi-çfiredir dil derdine Her dem yanar aşk nfirına Feıyfidı billbütün güle
Efganda gelmişem dile Dostun bfiyu gelir güle Her dem yanar aşk nfirına
Rüsva-yı aşk kılmış anı
Ten kaydı yok yfihfid canı Can·kodu buldu cananı Her dem yanar aşk nfirına
Görünmez gözüne cihan Da'im hernan eder figfin Ana cihan hep gülistan·
Her dem yanar aşk nfirına
Mübtela gül-i bl-hata Ya n'eylesin o bl-çare Bakmaz bağa hem bahaia Her dem yanar aşk nfirına V asf olunan bülbül-i dil
Maksud değildir ana gül Bir gül ister bl-hfirdır ol Her dem yanar aşk nfirına
Ünsi söyler bülbül sözün Hem ol bilir anın rfizın Bir etmiş gece gündüzin . Her dem yanar aşk nfirına
*
İlahi bir ıişk ver bana Ayrı nihfi.n görmeyeyim Yanuban külll kül olam Varlık hernan görmeyeyim
Mustafa TATCJ
İkinci Kastanıonu Kültür Senıpozyunıu (18-20 Eyli1/ 2003)
Mutasawı[Şair Hasan Onsf'nin Hayatı ve Şiirleri
Olmayarn hiç senden
ayrıGörmeye hiç gözüm
gayrıOlsun cemiilin her seyri
Gayrı
seyran gönneyeyirn Bülbül gibi efgiin idem
Dost
bağınanalan gidem Yarsiz beni ya ben n'idem Gülsüz bostan görmeyeyim
i
Gece gündüz edem iih viih
Ah derdime oldu güviih
Ah eylerirn giih u bt-giih
Derdsiz bir an gönneyeyim Dost yandıra aşka canımKayırmayarn baş
u
canımDerdin bulsun ko bu
canımÜnsi dennan gönneyeyim
*
Gönül pervane
Şem'-i
canana Geldi meydana Girdi cevliina
Hep
yandıvan Der gördüm yari
Kalmadı
van Oldu
vtrfuıeDer bugün
yarınOl görem yarin Bulmaya
yarınBak
şu seyrfuıeİstemez
ol can Bu diler ciinan Olsa da sultan
tşbucihane
Aşkda hiizıkdır
Yolda faikdir Mest ü ayıkdır
Buldu 'ayiine
Bağa
bulsa yol
Kim bülbüle olTa'lim eder yol
Aşk-ı
dostane Perviinedir dil
Der bülbüle bil Pendin
işitgilTut
§şıkiineAşk
ile
ma'mlırSen olma
mahmlırBu
bağda mağriırOlma efsane
.İki11ci Kastamamı Külilir Sempot.yıımıı (I 8-20 Ey/ni 2003)
249
250
Yolda
sadıkol
Aşka layık
ol Var ol
Hakk'a kulEr, o sultane
Aşk olayarı
Giderir
arı Ağlayıp zfırıHem-çU dUrdane
Bulasın
çare Yan
yilrtl nara Bakma sen hiira Hem gOlisıanaKendini hak et
Yakanı çal< et
Varlığın pak
et Dön sen uryana Gel ko bu seyri
GUI
değil ayrıN'idersin
gayrıBalana yariina
Dosta var dost ol
Dostluğa
bul yol
Sıdk
ile
h."Ulol Gül-i handana Yolunda sa'y et
Var menzile yet
Yar eteğintut Yürü
şahaneGözden
!!kıtsel
Duymasın hiç el
Dost ile ol gel
Var arifaneSen sev ol yari
Yokdur ağyarıTutma sen harı
GUie blgane
Gör bu kemteri
Ünsi
efkarıGUI-i
bi-barıKondu rindane
Mustafa TATC/
'
/
İkinci Kastamonu Kflltllr Sempozyumu (18-20 Ey/nt 2003)
Mutasavvı[Şair Hasan Ünsi'nin Hayatı ve Şiirleri 251
Bibliyografya
ı. Aşkar, Mustafa: "Son Dönem Tekke Mecmualarından Yeşilzade Mehmed Salih
Efendi'nin Rehber-i
Tekayası",Tasavvuf, 3 (Nisan 2000).
2. Atasoy, Nurhan:
DervişÇeyizi,
İstanbul2000.
3.
BanduınalızadeAhmed MOnib:
Mir'iitü't-Turıık,Dersaadet
ı306.4.
BursalıMehmed Tahir:
Kibar-ı Meş{ıyıhve Ulemiidan On
İki Ziitm Teriicim-iAhvali,
İstanbull316.5.
BursalıMehmed Tahir:
OsmanlıMüellifleri,
(Tıpkıbasım,Haz. C. Kurnaz, M.
1 Tatcı),
Ankara 2000.
ı
6. Clayer, Nathali: "Sha'baniyye", El, c. IX, Leiden
ı995·,s.
ı55-156.7.
Eraydın,Selçuk:
TasavvıifveTarikat/er,
İstanbul1994.
8. Eviiyii/ar Ansiklopedisi, "Ünsi Hasan Efendi Maddesi" Türkiye Gazetesi Yay.,
İstanbul ı993.9. Gürel,
Şevket-DoğanPur: Hasan Onsf K.s. Hazretleri,
İstanbulTarihsiz.
10. Hans J. Kissling:
"Şa'ban-ıVeli Ve
Şa'banilik",Çev. M. S.
Tayşi,Bii/ten, Ocak-
.Nisan
ı995.
ı ı.
Haririzade Kemaleddin Efendi: Tibyiinii Vesiii/i'/-Hakayck fi
BeyanıSeliisili't- Taraik, Süleymaniye Ktp.
İbrahimEf. Bl. C.I-ill, Nu: 430-432.
12. Hasan Ünsi
Şa'bani, Ketam-ıAzfz-Tasavvufi lncelikler, Haz. M.
Tatcı-C.Kurnaz, Ankara 200
ı.13. Hocazade Ahmed Hilmi: Ziyaret-i Evliyii,
İstanbul1327.
14. Hüseyin Ayvansarayi:
HafızHüseyin:
Hadikatü'l-Ceviimf,(Ciimilerimiz Ansiklopedisi),
İstanbul1987.
15. Hüseyin Ayvansarayi: Mecmua-i
Teviirilı,Haz. F. Ç. Derin-Vahid Çabuk,
İst, ı985.16. Hüseyin Ayvansarayi: Tercüme-i
Meş{ıyıh (Vefeyat-ıAyvansarayi), Süleymaniye Ktp. Esat Ef. Bl., Nu:
ı375.ı7.
Hüseyin Vassaf: Hasan Ünsi Hazretleri, Ceride-i Süfiyye, C. III,
Sayı98.
18: Hüseyin Vassaf: "Hazret-i Nasfihi", Ceride-i
Sı/fiyye,C. III,
Sayı88.
ı9.
Hüseyin Vassaf:
"Karabaş-ıVeii Ha;zretleri", Ceride-i Sujcyye, C. III,
Sayı86.
20. Hüseyin Vassaf
"ŞeyhMtJStafa Ma'nevi Hazretleri", Ceride-i
Sıifryye,C. m,
Sayı87.
21. Hüseyin Vassaf Sefine-i Evliyii, Süleymaniye Ktp. Yazma
Bağışlar,C. 3-4, Nu: 2308.
22.
Işın,Ekrem:
İstanbul'daGündelik Hayat, istanbul 1995.
23.
Işın,Ekrem:
"Şa'banilik",Dünden Bugüne
İstanbulAnsiklopedisi, C.VII.
İstanbul1994, s. 121-123.
24.
İbreti:Divan, Ankara Milli Ktp. Yz. Nu: FB. 545, 87 yp.
25.
İpekten,Haluk ve
Diğerleri:Tezkire/ere Göre Divan
Edebiyatı İsimler Sözlüğü,Ankara
ı988.
26.
İstanbulKütüphaneleri
Tar.ih-Coğra.fyaYazmalar
Kata/oğu, İstanbul ı943.27.
İstanbulKütüphaneleri Türkçe Yazma Divanlar
Kata/oğu,C. I, 1947; C. Il, istanbul,
ı959.·
İkinci Kastamo11u Killtiir Sempozyumu (1 8-20 Ey/ii/ 2003)
252
Mustafa TATCJ28.
Kabyaoğlu,M. Baba:
"Aydınoğlu Dergabıve Mescidi",
İstanbul Ansiklopedisi,C.
m, !stanbu11960.
29. Kara, Kerim:
"Karabaş-ıVeli",
Osmanlılar Ansiklopedisi, C. II, İstanbul1999.
30. Kerameddin Efendi: Şemsii's-Siibüh Ff-Menakıb-ı
Pfr Fütilh,Yazma.
31. Koçu,
ReşatEkrem: "Ali Alaeddin Efendi,
KarabaşVeli",
İstanbul Ansiklopedisi,C. II,
İstanbul1959.
32. Koçu,
ReşatEkrem: "Beyaziziide Aluned Efendi",
İstanbul Ansiklopedisi,C. I,
İstanbul1958.
33. Köprillü, M. Fuat-F. Babinger: Anadolu'da
İslamiyet, İstanbul1996.
34. Köprülil, M. Fuat: "Anadolu
SelçuklularıTarihinin Yerli
kaynakları" Belleten,C.
VII, Ankara 1943.
35. KöprülU, M. Fuat: Türk
Edebiyatında İlk Mutasavvıjlar,Ankara 1976.
36. Kut, Günay-Turgut Kut,
"İstanbulTekkelerine Ait Bir Kaynak: Dergehniime", Varıa Turcıca-IX, Tiirkısche Mıszellen,
Robert AnheggerArmağanı, İstanbul 1987.
37, Kut, Turgut:
"İstanbul Hankabları Meşayıhı", Journal Of Turkıslı Studies, Abdiiibaki Gölpınarlı Hatıra Sayısı, I,Harvard 1995.
3 8.
Ktirkçiloğlu,Kemal Edip:
Şeyh Muhammed Nasiilıi, İstanbul 19~6.39.
Mecmüa,Ankara Milli Ktp. Yz. Nu: A/2368, vr. 9a-10a.
'40. Mecmüa, Ankara Milli Ktp. Yz. A/476-10la-103a.
41. Mehmed Siriiceddin:
Mecma'-ı Şıt'01·a ve Tezkire-i Üdebfı,Haz. Mehmet Arslan, Sivas 1994.
42. Mehmed Süreyya B. ey: Sicill-i Osnıani, Haz. Seyit Ali K.alıraınan, C. 5, 1stanbul1996.
43. Mol1azade
ŞeyhSüleyman Köstendili: Bahrü'l-Veltiye, Berlin Ktp
Nüshası,Nu: 1683.
44. Mustafa Boluvi: A.dabii't-Turuk, Bsk. Tarihi yok.
45. Mustafa Boluvi: Tercüme-iRisale-i Devran, Yapı Kredi Bankası Ktp., Yz. Nu: 179/2.
46. Mustafa Manevi: Terceme-i
Şerhi'I-Akaidi'/-Nesefıyye,Süleymaniye Ktp.
HacıMalunud Bl. Nu: 43992.
.47. Mustafa Manevi: Divan.9e-i
İlahiyat,Haz. Mustafa
Tatcı, İstanbul2003.48. Mustafa
Rfiıni: Divan,Ankara 1998.
49. Mustafa Safiiyi: Tezkire-i Safayf, Süleymaniye Ktp. Esad Ef. Bl. Nu: 2549.
50. Müstaki.mziide Süleyman Sadettin Efendi: Mecellehl'n Nisab,
Tıpkıbas·ım,Ank., 2000.
51. Nail Tuman: Tuhfe-i Naili, Haz. M.
Tatcı-C.Kurnaz, Ankara 2001.
52. Niyazi-i
Mısri: Hatırat (Kelimat-ı Kudsiyye),Bursa Genel
Kitaplığı,Orhan Gazi Bl. Nu: 690.
53. Ocak,
Alırnet Yaşar: Kültür Tarihi Kaynağı Olarak Menakıbnameler-MetodolojikBir
Yaklaşım, Ankara 1992.
. /54.
Oğuz,Muhammed
İhsan: Hazret-i Şa'ban-ı Veli ve Mustafa Çerkeşi,1stanbull993.
55. Özdamar, Mustafa: Ahmed
Jlmiş Efendi, İstanbul1997.
56. Özdamar, Mustafa: Dersaadet
Dergahları, İstanbul ı994.
57. Öztürk,
YaşarNuri:
Kuşadalı İbrahim H alveti, İstanbul1994.
İkinci Kastamonu Kllltnr.Sempo;.yunm (18-20 Eylıil 2003)
Mutasavvı[Şair Hasan Onsf'nin Hayatı ve Şiirleri 253
58. Öztürk, Yaşar Nuri: Muhammed Tevfik Bosnavi, İstanbul I 981.
59. Pakalın, Mehmet Zeki: Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C. II, İstanbul I 983.
60. Sadık Vicdani: Tomar-ı Turıık-ı Aliyye, Tarikatler ve Si/si/e/eri, Haz. İrfan Gündüz, İstanbul 1995.
61. Senaizade Hasan Efendi: Menokıb-ı Şeyh Nasıllıi-i Osküdari, Süleymaniye Ktp.
Hacı Mahmud Ef. Bl. Nu: 4573; Süleymaniye Ktp. İbrahim Efendi Bl., Nu: 430.
62. Serin, Rahmi: İslam Tasavvufunda Halvetflikve Halvetfler, İstanbul I984.
63. Şapolyo, Enver Behnan: Mezhepler ve Tarikatler Tarihi, İstanbul 1964.
64i Şemseddin Sami: Kamılsü'l-A'lam, C. IV, İstanbul 1306.
65. Şeyhi Mehmed Efendi: Vekayiü'l-Füdala, C. II-III,.Haz. A. Özcan, İstanbul 1989.
66. Tabibzade Mehmed Şükrü: Silsilentime-i Turuk-ı Aliyye, Hacı selim Ağa Ktp.
Hüdayi Efendi Bl. Nu: 1098.
67. Tanman, M. Baba: "Aydınoğlu Tekkesi", Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. I, İstanbul 1993.
68. Tatcı Mustafa-C. Kurnaz: Türk Edebiyatında'Şathiyye, Ankara 2001.
69. Tatcı, M.-C. Kurnaz: "Karabaş-ı Veli", Tasavvuf, Sayı 6; Ankara 2001.
70. Tatcı, M.-C.Kurnaz: Hasan Ünsi,Tasavvzif. Sayı 7, Arıkara 2001.
71. Tatcı, Mustafa-C. Kurnaz: Tasavvufi Gelenekle Miyarlar ve Karabaş-ı Veli'nin
Miyarı, Arıkara 200 ı.
72. Tatcı, Mustafa-H. Çeltik: Türk Edebiyatmda Tasavvufi Rüya Tabirnameleri, Ankara 1995.
73. Tatcı, Mustafa: "Şeyh Karabaş-ı Veli'nin Tasavvufi Bir Rüya Tabirnamesi", Türk Kültürü Araştırmaları-Zeynep Korlanaza Armağan, XXXIT/l-2, Ankara 1996, s.
333-342.
74. Tayşi,
M.
Serhan: "Ünsi' Hasan Efendi", Sahabeden Günümüze Allalı Dostları, C.VIII,
İstanbul 1995, s. 306-307.75. Tayşi, M. Serban: "Ünsl Hasan Efendi", Sahabeden Günümüze Allah Dostları, C.
VIII, İstanbul 1995.
76.' Türer, Osman: Şeyh Muhamm.ed Nazmi Hayatı, Eserleri ve Hediyyetü'l-İhvam, AÜİF. Dr. Tezi, Arıkara 1982. ' · ,
77. Türkçe Yazma Divanlar Kata/oğu, İstanbul 1947.
78. Uludağ, Süleyman: "Halvetiyye", TDVİA, C. 15, İstanbul 1997.
79. Yılmaz, Mustafa: Mehmet Nasıllıi, Hayatı-Eserleri ve Divançesinin Tenkit/i Neşri, MÜ. SBE. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1997.
80. Yılmaz, Necdet:' Osmanlı Toplumunda Tasavvuf, İstanbu12001.
İkinci Kastamarzu Kültllr Sempozyumu (18-20 Ey/Qf 2003)