Çöpler,çok uzun süre doğada kaybolmadan kalan katı atıklar ve evsel atıklar olmak üzere iki gruba ayrılıyor.Evsel atıklar kendi başlarına çözülebildiği gibi gübre (bitki ve hayvan besini) haline getirilerek doğaya daha hızlı karışmaları sağlanabiliyor.Uzun
süre doğada kaybolmayan cam, metal, plastik, kağıt gibi çöpler ise büyük çöp tepelerinin oluşmasına, denizlerde ve okyanuslarda çöpten adalar meydana gelmesine neden oluyor.
Gazete Geveze yaz tatiline çıkıyor.Tatil öncesi Gazete Geveze muhabirleri olarak bu kez biz de aramızda top çevirelim dedik. Komik ilginç ,samimi sorular ve
cevaplarla karşınızdayız.
sayfa 6-7'de
GAZETE GEVEZE
HAFTALIK SINIF GAZETESİ SAYI 5
'Dar alanda kısa paslaşmalar'
Haber ve RESİM : Demir Efe BOHÇA
Ooho siz hala plastik şişe mi kullanıyorsunuz!
Muhabirimiz Hür Samur,tek kullanımlık pet şişeler yerine hiç atık çıkarmayan çok ama çok şaşırtıcı bir yol öneriyor. Oohoo!
sayfa 11'de
HABER: Hür SAMUR
ÇÖP DEYİP GEÇME!
İnsanlar her gün tonlarca çöp oluşturuluyor.
Bazı katı atıkların doğada kaybolma süreleri:
Cam 4000 Yıl Plastik 500 Yıl Metal 100 Yıl Kağıt 3 Ay
Katı atıkların toplanarak tesislerde işlenmesine geri dönüşüm denir.Dünyada en fazla çöp üreten ülkeler gelişmiş ülkelerdir.
Gelişmiş ülkeler, çöplerini çöplüklerde saklar ve geri dönüştürmeye çalışır. Örneğin kağıt ağaçtan yapılır. Kullanılmış kağıtlar
toplanarak fabrikalarda işlenir ve yeni kağıtlara dönüştürülür.
Böylece de daha az ağaç kesilmiş olur. Doğanın daha fazla zarar görmemesi için atıklarımızı ayrıştırmamız gerekiyor.
Arkadaşlar atıklarımızı
gruplarına göre ayrıştıralım ve ilgili geri dönüşüm
kutularına atalım.
Haber :Hür SAMUR
Çocukların ilgisini çekebilecek tarzda mekanlarla dolu Sazova Parkı,yaklaşık 400 bin metrekarelik alanı ile Eskişehir’in en büyük parkı olma özelliğini
taşımaktadır.Park alanı içinde en çok ilgi gören yerlerin başında etkileyici görünüme sahip ‘’Masal Şatosu’’ gelir.
Haber:Elif Duru ALTUNSOY
İğrenç ve Tehlikeli Deneyleri Test Edenler
Survivor gibi programlarda katılımcılara kurtlar yedirirler veya hamam böcekleri yuttururlar.Olumsuz bir durumda
kendilerine dava açılmaması için nasıl tedbir alırlar?Tabii ki bu iğrenç ve
tehlikeli numaraları denemeleri için birileriyle anlaşırlar. Bu cesur yürekli insanlar hazırlık yaparlar ve bu
numaraların güvenli olup olmadığını denerler.
Hayvan Maması Tadıcılar
Hayvanlar konuşabilseydi insanlar da kedi ve köpek yiyeceklerini test etmek zorunda kalmazdı.Lezzetten emin olmak için macerayı seven bir grup insan, dokusundan sertliğine kadar bütün özellikler hakkında yorum yapmak için hayvan
mamalarını yer. Bir tadımcı,hayvan mamasını denedikten sonra suyla ağzını çalkaladığını belirtmiştir.
Profesyonel Uykuculuk
Uyuyarak para kazanmak çok cazip. Evet pijama giyip, biraz da kestirerek para
kazanabilirsiniz. “Uykucular”doktorların ve bilim insanlarının uyku bozuklukları ile ilgili problemleri çözmelerine yardımcı olur.
Su Kaydırağı Deneyicileri
Tabii ki bütün gün su kaydıraklarından kaymak ofiste oturmaktan iyidir. Bir tatil köyünün kaydıraklarının yükseklik, hız, iniş ve aynı zamanda güvenilirliğinin test edilmesi için görevlendirilmiş elemanları vardır.
Şatonun tasarımında İstanbul’daki Galata ve Kız
Kuleleri ile Topkapı Sarayı başta olmak üzere
Türkiye’nin
farklı yerlerindeki sekiz tarihi yapıdan ilham alınmıştır.
VE HABERLER...
Masal Gibi Bir Park:Sazova
Haber :Beril Ela DERİN
Şatoda Türk kültürü ve efsanelerinin anlatıldığı‘’Efsaneler Diyarı’’ adlı
bölümün yanı sıra Türkiye’nin en büyük uzay evinin yer aldığı
‘’Bilim Deney Merkezi’’ de bulunmaktadır.
84 farklı türden 2 bin 150 balığın bulunduğu akvaryum ve çeşitli masal kahramanlarının heykellerinin yer aldığı’’Evvel Zaman Sokağı’’da bu keyifli gezi turunda keşfedilmeyi bekliyor.
Büyüyünce Ne Olacaksın?
Büyüyünce ne olacaksın sorusunu bir çocuk 'hayvan maması tadıcısı' diye yanıtlarsa sanırım hepimiz çok şaşırırız.Hiç aklımıza gelmeyen ama mutlaka
yapılması gereken bazı işler var ki okuyunca siz de çok şaşıracaksınız.
İstanbul Arnavutköy'de mandaların suda serinlediği anlar Afrika görüntülerini aratmadı.Su ve çamuru çok seven mandalar,adeta oyun oynayarak sıcak havada suyun keyfini çıkardı.Kış aylarını ahırda geçiren,
ilkbaharın gelmesi ve havaların ısınmasıyla
meralara salınmaya başlanan mandalar göletlerde serinledi.
BURASI AFRİKA DEĞİL İSTANBUL
1. Biz yokken arılar vardı
Bilinen ilk arı fosili 100 milyon yıl, ilk insan fosili ise 300 bin yıl öncesine ait.
Yani biz yokken arılar vardı.
2. En çalışkan hayvan: Arılar...
Ortalama bir arı hayatı boyunca bir çay kaşığının 12'de 1'i kadar bal üretiyor.
Yarım kilo bal için bir grup bal arısının 2 milyon çiçeği gezmesi gerekiyor.
3. Dans etmeyi de pek seviyorlar
Bal arıları kendi aralarında dans ederek anlaşıyorlar. Bir bal arısı bulduğu yemek kaynağının konumunu ve kovana
mesafesini, yaptığı özel bir dans ile diğer arılara anlatır.
4. Çok hızlılar...
Bal arıları kanatlarını aklınızın alamayacağı kadar hızlı çırpıyorlar. Bir bal arısı saniyede 230 defa kanat çırpıyor. Duyduğunuz
"vızzz" sesi de işte bu hızla çırpılan kanatlardan çıkıyor.
5. Birbirlerini nasıl ayırt ediyorlar?
Tabii ki kokuları ile... Her bir bal arısı kolonisi kendine has bir kokuya sahip ve arılar kendi kolonilerini bu sayede
bulabiliyorlar.
6. Pek minikler, 5 gözlüler
Bal arılarının 6 bacağı var. 2 bitişik gözleri başlarının yanında; 3 tekil gözleri ise
başlarının üzerinde.
Haber:Kayra ALTUNDAL
Haber :Hür SAMUR
VE HABERLER...
İstanbul'un göbeğinde belgesel tadında görüntüler...
Dünya Arı Günü Kutlu Olsun
Arı Vız Vız Vızzz...
"Arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır. Arı olmazsa döllenme, bitki, hayvan, insan olmaz."
(Albert Einstein)
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 20 Ekim 2017’de 20 Mayıs’ı Arılar Günü ilan etti. Son üç yıldır dünyanın her yerinde 20 Mayıs Arılar Günü olarak kutlanıyor..
Araştırmalara göre, beslenmenin yüzde 90'ından fazlasını oluşturan 100 bitki türünden dörtte üçü arıların tozlaşması sayesinde elde ediliyor.Greenpeace arılar hakkında ilginç bilgiler paylaştı.Ben de sizinle bir kısmını paylaşmak istedim
Haber:Hür SAMUR
ANDY, AGE 5 Mesleğin
izde hatırladığınız en komik anınız nedir?
Mesleğim
in ilk yıllarında Haymana’da köy
de görev yapıyordum. Hapşırdım.Bir öğrencim
“Çok yaşayın öğretmenim.” de
di. Ben de
”Çok sağ
olun,hep birlikte.”
dedim.S
onra bütün sınıf hep bir ağızd
an “Çok yaşayın öğretmenim.” dediler.
Muhabir: Büyüdüğümüzde meslek seçimi yapacak biz öğrencilere neler söylemek isterdiniz?
Mesleğimiz,bizimle hayat boyu devam edecek,bizi hayata
bağlayacak ve yaşam biçimimiz olacak faaliyetler bütünüdür.Bu nedenle siz öğrencilerimizin mutlu olacağınız meslekleri, kendinizi ifade edebileceğiniz, yaratıcı ve başarılı olabileceğiniz meslekleri seçmenizi isterim.
Muhabir:Seyahat etmeyi,gezmeyi sever misiniz?Seyahat engeli ortadan kalktığında, hangi şehirlere,ülkelere gitmek istersiniz?
Seyahat etmeyi severim.Ülkemizin özellikle Güney Doğu Anadolu bölgesini görmek isterim
Muhabir:Haftanın her günü ders başlamadan, öğrencileri kapıda karşılıyorsunuz ve ders bitince onları evlerine uğurluyorsunuz. Bütün sınıflar sizin öğrencileriniz. Onlar için neler hissediyorsunuz?
Sizleri çok sevmem ve mesleğime olan saygımdan dolayı sizleri karşılamak ve uğurlamak beni çok mutlu ediyor. Benim için çok değerlisiniz…
Muhabir: Gazetemiz bu sayıdan sonra ‘yaz tatiline’ çıkacak.Siz “Gazete Geveze”yi nasıl buldunuz?Özellikle ilginizi çeken bir haber ya da sayfa oldu mu?Okullar açıldığında devam edecek olursak tavsiyeniz olur mu?
Gazete Gevezeyi ilk sayısından itibaren takip ediyorum.Öncelikle İsmail Yıldız öğretmenimizi ve 2-C sınıfının her öğrencisini ve emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Sizin yaptığınız bu
çalışmanın diğer arkadaşlarınıza örnek olmasıdileğiyle sizleri sevgiyle kucaklıyorum,sizleri seviyorum…
HAFTANIN RÖPORTAJI
Ankara Çankaya İlkokulu Müdür yardımcılarından Filiz METİN:
“Daha çok sınıf gezisi yapılamsı için çalışacağım ”
Özgür Emir YAŞAR
Muhabir: Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Kırıkkale’de doğdum, ilk, orta ve liseyi memleketimde bitirdim.Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği mezunuyum. Gazi Üniversitesi Eğitim Yöneticiliği ve
Deneticiliği alanında yüksek lisans yaptım. Şu an 2.Üniversite olarak Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetiminde okumaktayım. Evliyim, iki çocuk annesiyim.
Muhabir:Çocukken nasıl bir öğrenciydiniz?
Küçükken sessiz,sakin ve başarılı bir öğrenciydim. Derslerime düzenli çalışırdım.
Muhabir: Bir okulda olmazsa olmaz dediğiniz şeyler nelerdir?
Bir okulda öğrenciler, öğretmenler yöneticiler, çalışanlar ve velilerin kendilerini iyi ve mutlu hissetmeleri gerekir.Bunun için de bu kişiler arasında karşılıklı güven, işbirliği dayanışma, yenilik için çaba sarf etme, bilgi alışverişi, çocuklarımızın kendilerini ifade edebileceği
ortamlar okullarda olmazsa olmaz değerlerdir.
Önümüzdeki yıl okulumuzda yapmayı düşündüğünüz etkinlikler nelerdir?
Öğretmenler Kurulunda sınıfça yapılan gezilerin daha fazla olması için görüşlerimi ileteceğim.
Muhabir: Öğretmen olmasaydınız ha
ngi mesleği seçerdiniz?
Avukat o
lmak isterdim.
Hindistan’ın kuzeyinde Himalaya Dağları’ndaki Spiti Vadisi,
dünyanın en yüksek yerleşim alanlarından biridir.
Vadide 4400 metre yükseklikte
yer alan Hikkim köyündeki postane, bu ıssız
bölgedeki küçük köylerin dış dünya ile tek bağlantısını
oluşturur. Köylüler, mektup postalamak ve banka hesaplarına para yatırmak için buraya gelir.Kazara buralara yolu düşmüş insanlar ise dünyanın en yüksek
postanesinden kartpostal göndermenin ayrıcalığını yaşar.
Dünyada öyle ülkeler var ki sadece yarım günde tamamını gezebilirsiniz.Ben 5 tanesini tanıtmak istiyorum.
DIŞ HABERLER
Bak Postacı Gelmiyoorr...
Haber ve Resim : Beril Ela DERİN
Dünyanın Küçük Ülkeleri
Haber : Elif Duru ALTUNSOY
Dünyanın en yüksek postanesi
VATİKAN
Dünyanın en küçük ülkesi Vatikan’ın yüzölçümü sadece 5 km². Nüfusunu oluşturan 770 kişinin hiçbiri ülkenin yerleşik sakini
değil.
NAURU
Pasifik Adası’nda yer alan Nauru’nun yüz ölçümü 220 km². 13 bin kişinin yaşadığı ülke, geçimini gittikçe azalan fosfat yataklarından sağlıyor.
SAN MARİNO
İtalya’daki Titano Dağı’nda yer alan 621 km² yüz ölçüme sahip ülkede 29 bin kişi
yaşıyor. San Marino, 4.yy'da kurulduğunu ve Avrupa’nın en eski devleti olduğunu iddia ediyor.
TUVALU
Polonezya Adaları’nda 58 kilometrelik bir zincir boyunca uzanan 9mercan adadan
oluşan 233km2'lik ülkede toplam 12 bin kişi yaşıyor.
MONAKO
18 km²’lik yüzölçümlü ülkede 32 bin kişi yaşıyor. Monako özellikle Prenses Graceile ünlüdür.
Arkadaşlar,araba lastiği ile hayvan kelimelerinin daha önce hiç birlikte kullanıldığını gördünüz mü? Brezilya’dan size bir haber veriyorum. Amarildo Silva’nın aklına bir fikir gelmiş.Ne için mi?
Eski araba lastiklerini geri dönüşüm amaçlı kullanarak sokakta bulduğu hayvanlar için yataklar yapmak için.Amarildo lastikleri alıp, kesip, boyayıp yepyeni yumuşak ve renkli yataklar
yapıyor.Ayrıca lastikler ile çok güzel saksılar da tasarlıyor. Evet, arkadaşlar bu hberimizin de sonuna geldik. Hoşçakalın!
DIŞ HABERLER
Lastikler ve Hayvanlar
Haber ve Resim :İsmail Emir KARACAN
Dünya Ne Oynuyor?
Çocuk denilince akla ilk gelen tabii ki oyundur. Çocuk nerede ,kimle olursa olsun dil, din, ırk fark etmeksizin rahatlıkla oyun kurabilir, oynayabilir Dünya çocukları ne oynuyor diye merak ettim ve bakın hangi oyunlarla karşılaştım.
JAPONYA: Büyük Fener Oyunu
Şaşırtmalı bir oyundur. Çocuklar daire oluşturarak yere oturur. Bir oyuncunun
ellerini birbirine yaklaştırarak ”büyük fener” demesiyle oyun başlar. Sonraki oyuncunun
ellerini birbirinden uzaklaştırarak ”küçük fener” demesiyle oyun devam eder. Yani
sırasıyla büyük ve küçük fener derken elleri tam aksi işareti göstermek zorundadır. Hızlı
olması oyunu eğlenceli yapar.Şaşıran ve sırayı bozan oyuncu, oyundan çıkar. En
sona kalan çocuk oyunu kazanır. MEKSİKA: Fasulyeleri Yakala Oyunu
Öncelikle bahçede küçük bir çukur kazılır ve çukurdan yaklaşık 2 metre uzağa bir çizgi
çizilir.Oyuncular ellerine eşit sayıda fasulye alır.Oyuncular sırasıyla ellerindeki bütün fasulyeleri çukura atar. Sonra herkes çukura atmayı başardığı fasulyeleri toplar ve avucunun üstüne
koyar.Fasulyelerin hepsini birden havaya atıp en çok fasulyeyi tutan oyuncu oyunun galibi.
BREZİLYA: Horozların Dövüşü Oyunu
Oyuncular ikişerli olarak eşleşirler ve kemerlerine bir mendil iliştirirler. Oyuncular tek kollarını göğüs hizasında sabit tutuptek ayak üzerinde zıplar. Amaç serbest kalan elle rakibin mendilini kapmaktır. Ayak yada el değiştiren oyuncu, oyundan çıkar. Rakibin mendilini kapan oyunu kazanır.
İNGİLTERE
: Zıpla
mak S
erbest Oyunu Oyund
a, üçe
rli yada dörd
erli gru
plara ayrılan oyuncuların her b
irinin b
ir num
arası v
ardIr. Her takım
ın 1 n
umara
lı oyun
cusu b
aşlang
ıç çizgisine gelir ve iki ayağın
ı bitiştirerek en uza
k mesafeye sıçrar. Sonra
her ta
kımın 2 num
aralı o
yuncusu gelir ve kendinde
n önce
ki arkadaşın
ın sıçradığı yeri b
aşlang
ıç nok
tası sa
yarak aynı şekilde sıçrar. Bütün oyun
cular b
irer ke
re sıçradıktan sonra
en uzak m
esafe
yi kate
tmiş g
rup oyunu kazanır
Haber ve Resim :
Elif Duru ALTUNSOY
Ada'dan Arya'ya:Büyüyünce çok ünlü biri olduğunu hayal et.Sence hangi meslek grubunda ünlü olurdun?
-Ünlü bir balerin ya da şarki söyleyen bir sanatçı olmayi isterdim.
Arya'dan Beril Ela'ya:Ela ,sihirli bir gücün olsaydı ne olmasını isterdin?
-Merhaba Arya, uçabilmeyi isterdim.
Demir Efe'den Elif Duru'ya:Sınıf başkanlığı yaparken en çok kimlerin adını tahtaya yazdın? :)
-Tahtaya en çok kimin adını yazdığımı söylemeyeyim bence.Ama komik bir anımı anlatayım. Okulun ön bahçesi boyanırken öğretmenimiz arka bahçede oynamamıza izin vermişti. Bir kaç arkadaşımla tenefüste oyun oynamaya
dalmıştık. Ders zilini duymadığımız için sınıfa bayağı bir geç kalmıştık. Sınıfta tahtanın önünde beklemiştim.
Elif Duru'dan Hasan Yiğit'e: Diş hekimini sevmiyorsun ama muayeneye gitmen gerek. O'nu sinir etmek için ne yerdin?
-Sarımsak :)
Hür'den İsmail Emir'e:
İspanya'da arkadaşlarınla oynadığın farklı bir oyun var mı?
-Evet var.Oyunun adı 'Oca'.Türkçesi 'kaz'.Bu bir kutu oyunu.Bir renk
seçiyorsun.Zara basıyorsun,kaçı gösteriyorsa o kadar ilerliyorsun.Ama bazı
kutucuklarda engeller olabiiyor.En tehlikeli olan korsan resmi olan kutucuk.Eğer ona gelirsen başa dönmen gerekiyor.İlkönce sona gelen kazanır.
Beril Ela'dan Cemal'e: Sınıfın en akıllısı mı olmak isterdin?Futbol takımının en iyisi mi?
-Futbol takımının en iyisi olmak isterdim.
Bizden haberlerde bu hafta kelimenin tam anlamıyla bizden haberler yapalım istedik. Muzip,ilginç,samimi,aklımıza ne gelirse Gazete Geveze ekibi olarak birbirimize sorduk,bir güzel cevapladık. Eğlendik mi? Çoookk!.
BİZDEN HABERLER
Cemal'den Demir'e (Efe ): Demir sen kitap okumayı mı yoksa ödev yapmayı mı tercih ederdin?
-Okumayı tercih ederim dedi.
İsmail Emir'den Kayra'ya:Kayra, bir dev olsaydın ne yapardın?
-Küçük olan her canlıya yardım ederdim. Böylece
onlar da zor durumda kalmazlardı
Melike'den Ömer'e:
Ömerciğim,annenle babandan kolay İzin alamayacağın bir konu olduğunda ilk önce hangisinden izin almayı denersin? Nedeni ile birlikte açıklar mısın?
Biz arkadaşlarına verebileceğin taktikler var mı?
-İstediğim birşeyi yapmak için babamla konuşurum. Babam izin vermez genelde.Ama anneme biraz güzel sözler söylerim ve bahçeden bir çiçek kopartıp veririm.Gönlünü hoş tutar, izini kopartırım. Tavsiyem annenizle aranizi iyi tutun. Bu durumlar için bazen bir çiçek yeterli olur. Biraz da sempatiklik çok işe yarar.
Kayra'dan Melike'ye:İkimizin de kardeşi var.Büyük kardeş olmanın iyi
tarafları olduğu kadar zor tarafları da var.Sen bu konuda ne düşünüyorsun?
Kardeşinle olan ilişkinden biraz bahsedebilir misin?
-Bazen bir şeyi paylaşmakta sorun yaşıyoruz ve ben hep fedakarlık yapmak zorunda kalıyorum.Abla olmak zor olsada ne olursa olsun o senin en
sevdiğin kişidir.Birlikte oyunlar oynuyoruz ve bu benim çok hoşuma gidiyor.
BİZDEN HABERLER
Ömer'den Özgür Emir'e:
Hangi takımd kaç numaralı futbolcu olmak isterdin?-Aslanlar gibi tabii ki Galatasaray'da oynamak isterdim.
Özel numara düşünmedim ama şu
andaki yaşım 9 numara olsun isterdim.
Özgür Emir'den Ada'ya:
Büyüdüğünde en çok neye para harcarsın?
-Kızların süsü biter mi Özgür Emir!
Tabiki makyaj malzemelerine.
Gazete Geveze,5 haftaya 5 sayı sığdırdıktan sonra yaz tatiline çıkıyor.Okullarımız Eylül'de yeniden açıldığında daha farklı bir Gazete Geveze ile yayın hayatımıza devam etmek istiyoruz.
Umarız evlerimizde kalmak zorunda kaldığımız haftalar
boyunca sizlere keyifle eşlik edebilmişizdir.Görüşmek üzere...
Bu sayıda ilginç ve tehlikeli Ralli sporunu tanıtacağım.
Ralli sporunun tarihi arabanın icadı ile başlamış desek sanırım yanlış olmaz.Bir noktadan diğerine araba ile ulaşmak mümkün olunca 'en hızlı kim gider' sorusu hemen sorulmaya başlanmış. Araba yarışları da kaçınılmaz olmuş.
Diş hekimim ,aynı zamanda bir Ralli şampiyonu da olunca ben de kendisiyle bu konuyla ilgili görüşmeye
kara verdim.
1955 yılında dünyaya gelen,1980 yılında Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun olan ve Amerika
Birleşik Devletleri’nde diş hekimliği ihtisasını yapan Dr. Oğuzhan Sungur, 1999 yılından beri lisanslı olarak en büyük hobilerinden biri olan motor sporları ile uğraşıyor.
''Araba Sevdası'' SPOR
Bütü n ra lli
yarı şlar ıma ann emi n
‘’Oğ lum yav aş g it'' nasi hati yle y üzüm de
bir t ebes süm
oluş arak gid iyor um.
’Doktor olmam babam için her şeyden önemliydi. Ralli sporuna ,eğitimimi tamamladıktan sonra başlamanın en akıllıca yol olduğuna karar verdim. Küçük yaşlarda
başlayan ve ''Günaydın Türkiye Rallileri'' ile pekişen, Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası’nı andıran bu tutkum, meslek sahibi de olunca iyice alevlenmişti.
Böylelikle Japon ralli otomobilleri ile önlenemeyen beraberliğimiz başlamış oldu.Rallide kullandığım Subaru Impreza Turbo’nun yanında gündelik olarak kullandığım ve son derece zevk aldığım Mitsubishi Lancer Evo 6,5 otomobilim var. Hemen hemen tüm bakımlarıyla kendim ilgileniyorum.Ve bütün ralli yarışlarına annemin ‘’Oğlum yavaş git
‘’nasihatiyle yüzümde bir tebessüm oluşarak gidiyorum.
Haber:Beril Ela DERİN
Birçok kupayla birlikte, 2000 yılında Ralli-Cross Türkiye şampiyonluğuna sahip olan Dr. Oğuzhan Sungur, hafta sonları işlerinin arasına sıkıştırabildiği zamanlarda servis minibüsü ve mekanikleri ile birlikte Türkiye’nin çeşitli illerine gidiyor. Doğayla iç içe olmanın avantajlarını yaşıyor.
Dr. Oğuzhan Sungur motor sporları hikayesini ise şöyle aktarıyor:
See you soon, Raccoon!
Bye bye ,Butterfly!
Gotta go, Buffalo!
See you later,Alligator!
After a while,Crocodile!
Take care,Polar Bear!
Give me a hug,Ladybug!
Out the door,Dinosaur!
On the bus,Octopus!
Get in line,Porcupine!
Hit the road,Happy Toad!
In a shake,Grater Snake!
All Of Me
My hands are for clapping
My arms can hug tight My fingers can snap Or can turn out the light
My legs are for jumping My eyes help me see
This is my body And I love all of me!
EĞLENELİM Mİ?
Hazırlayan:
Elif Duru ALTUNSOY
Hazırlayan:
Ömer Tunca ERDAŞ
İngilizce Tekerlemeler
Hazırlayan:Hür SAMUR
Baykuşlar, çok şanslı hayvanlarmış çünkü hiçbir hayvan onları yemezmiş. Baykuşların kafaları 360 derece dönebilir ve etraflarındaki herkesi, her şeyi görebilirler. Uçarken ses çıkarmadıkları için de avlarına kolayca yaklaşabilirler. Ne kadar ilginç değil mi?
Yarasaların gözleri çok iyi görmez. Uçarken çok tiz sesler çıkarve bu ses bir böceğe çarptığında geri gelir,böylece de yarasalar böceği kolayca yakalayabilir. Yemeklerini de genelde baş aşağı asılı durarak yerler.Son olarak ise adını yine ilk defa duyduğum bir
hayvandan bahsedeceğim. Bu hayvanın ismi Geko.Gekolar,kertenkele ve sincaba benzer.
Geceleri etrafı görebilmek için gözlerini kocaman açarlar. Göz bebekleri kısılınca ise alt alta böyle dört nokta gibi olur. Çok değişik bir hayvan gerçekten.
Bu kitapta yeni hayvanlar tanıdım. Bazı bildiğim hayvanların ise hiç bilmediğim özelliklerini öğrendim.Çok eğlenceliydi. Siz de bu hayvanların şaşırtıcı dünyasını tanımak
istiyorsanız bu kitabı tavsiye ederim.
Merhaba arkadaşlar sizlere bugün Susan Meredith’in yazdığı “Gece Hayvanları” kitabını anlatacağım.Kitapta gece yaşayan veya avlanan birçok hayvandan bahsediliyor.Adını ilk defa duyduğum hayvanlar da var. Kitap hayatı gece yaşamayı seven bu hayvanların yaşam alanları, avlanma şekilleri, bedensel özellikleri ve günlük rutinleri hakkında
oldukça ilgi çekici bilgiler veriyor. Aklımda en çok kalan 4 hayvan
hakkında size bilgi vermeye çalışacağım.İlk önce sizlere adını ilk defa duyduğum Galagolar’dan bahsedeceğim.Galagolar ağaçta yaşar. Uzun kuyrukları vardır. Bu sayede daldan dala atlarken dengelerini
sağlayabilirler Görüntü olarak sincaba biraz benziyorlar. Galagolar bana çok sevimli geldi.
Sebastian, Belle‘yi köylü avcılardan korumak için elinden geleni yapar.Sonunda koyunları öldürenin kurtlar olduğu anlaşılır ve Belle’nin masumiyeti ispatlanır. Savaş nedeniyle
yaşanan sıkıntılara Sebastian ve Belle de ortak olur. Böylece kendilerini zorlu bir maceranın içinde bulurlar.
Dostluk, sevgi, merhamet gibi duyguların etkisiyle duygusal anlar yaşayacağınıza emin olduğum bu filmi zlemenizi tavsiye ederim. Üstelik filmin devamı olarak çekilmiş iki ayrı film daha var. Keyifli seyirler.
Mısırlarınızı da unutmayın.
Belle ve Sebastian, ünlü bir çocuk romanından esinlenilerek yapılmış bir filmdir. Küçük bir çocukla bir dağ köpeğinin dostluğunu duygusal şekilde anlatıyor. Filmde savaş döneminde yaşanan bazı üzücü olaylara da yer veriliyor. Filmi izlerken sevgi ve merhametin ne kadar güzel duygular olduğunu, iyilerin daima kazanacağını hissediyorsunuz.Sebastian bir gün dağlardagezerken bir dağ köpeği ile karşılaşır. Köylüler
koyunların devamlı ölü bulunmasından dolayı bu hayvanın bir canavar olduğunu düşünür ve onu öldürmek ister. Fakat Sebastian onun
masum olduğunu anlar ve köpekle dost olur. Köpeğe Belle adını verir.
Bir Film :Belle ve Sebastian BİR KİTAP,BİR FİLM Hazırlayan:Melike EREN
Bir Kitap:Gece Hayvanları
Bilim dünyası korkunç gerçeği açıkladı:Bazı şehirler sular altında kalacak.Nedeni ise küresel ısıtma.
Dikkat ettiyseniz “küresel ısınma” yerine artık “küresel ısıtma” diyoruz.Çünkü gezegenimizin ateşi çok yüksek ve bu kendiliğinden olmuyor. İnsanlar ve yaşam şeklimiz, gezegenimizi ısıtıyor
Bu felaketin çok deği 2035 yılında gerçekleşmesi öngörülüyor.Tabii acilen harekete geçilmez ise.
Küresel ısıtmaya bağlı buzullardaki erime ,deniz seviyesinde yükselmeye neden oluyor.
İşte sular altında kalması öngörülen o talihsiz kentlerin bazıları:
Su topları tamamen yutulabiliyor, yani şeker gibi ağzımıza atabiliyoruz
Su topunun etrafı biyolojik olarak parçalanabilen ,içme suyuyla aynı şekilde doğal bir zarla kaplı. .
Plastik su şişelerinin zararlarını hepimiz biliyoruz. Bilim insanları, plastiğin daha doğrusu insanın doğaya verdiği zararı biraz olsun
azaltabilmek için önemli bir keşif yaptı.İsmini de
"Ooho!" koydular. Biz “su topu” diyebiliriz.
Şehirler Sular Altında Kalacak!
Haber:Hür SAMUR
YEŞİL SAYFA
Ooho Siz Hala Plastik Şişe mi Kullanıyorsunuz!
Haber:Hür SAMUR
Bu zar, deniz yosunundan elde ediliyor. Tatsız ama aroma eklenebiliyor.Eskiden pet şişe yoktu,
yine yok olsun.
Gerekli adımlar atılmazsa New York, Venedik, Amsterdam, Bangkok gibi
milyonlarca insanın yaşadığı kentler sular altında kalacak.
Mısır’da İskenderiye şehri, Hindistan’da Mumbai,
Cakarta ve en beğenilen tatil yerlerinden Maldivler de bu sondan kurtulamayacak.
Maalesef güzeller güzeli İstanbul da bu listede.
Hemen şimdi,acilen bu gidişata son vermek için bir şeyler yapılmaz ise yarın çok geç olabilir.