TÜRKÇE BAŞLIK: ÇÖZÜLMÜŞ VE TAZE EMBRYO TRANSFERLERİ SONUCU OLUŞAN TEKİL GEBELİKLERİN OBSTETRİK VE PERİNATAL SONUÇLARI
ORİJİNAL BAŞLIK: Abha Maheshwari, Shilpi Pandey, Ashalatha Shetty, Mark Hamilton, Siladitya Bhattacharya. Reproductive Medicine, Division of Applied Health Sciences, University of Aberdeen, and b Assisted Reproduction Unit, Aberdeen Maternity Hospital, Aberdeen, United Kingdom
ÖZET: Bu makalede donduurlmuş çözülmüş ve taze transferler sonucunda elde edilen tekiz gebeliklerin obstetrik ve perinatal sonuçlarının sistematik metaanalizi yapılmıştır. Antepartum kanama, preterm doğum, SGA, düşük doğum ağırlığı, sezaryen oranı, perinatal mortalite ve neonatal yoğun bakım ünitesine yatış gibi faktörler değerlendirilmiştir. Dondurulmuş embriyoları alan hastalarda antepartum kanama, pereterm doğum, SGA, düşük doğum ağırlığı ve perinatal mortalite oranları daha düşük olarak saptanmıştır.
GİRİŞ: Tekil ivf/icsi gebeliklerin spontan gebeliklere oranla daha kötü obstetrik ve perinatal sonuçlarının olduğu zaten bilinmektedir. Son yıllarda artan donmuş embriyo transferleri, dondurmada kullanılan yeni teknolojiler embriyolarda yüksek sağkalım sağlamıştır. Bu nedenle çözünmüş embriyo ve taze embriyo transferleri (ET) arası obstetrik ve perinatal sonuçlarının değerlendirilmesi gerekliliği duyulmuştur.
Bu çalışma büyük bir data ile çözülmüş ve taze ET ile oluşan tekil gebeliklerin obstetrik ve perinatal risklerinin karşılaştırıldığı ilk meta analiz ve ilk sistematik çalışma olma özelliğindedir.
Metotlar
Litaratür araştırmaları 1984-2012 yılları arasındaki Medline, EMBASE, Cochrane central Register of Clinical Trials, CINAHL ve DARE den yapılmıştır. Taze ve çözünmüş embriyo transferlerindeki obstetrik ve perinatal sonuçları karşılaştıran tüm gözlemsel çalışmalar, bu araştırmaya katılmıştır. Karşılaştırılacak grup olmayan, dataları raporlanmayan, tekil ikiz ayrımı yapılmayan tüm çalışmalar, vaka sunumları çalışmaya alınmamıştır.
Çalışmada antepartum hemoraji, gebelikteki hipertansif hastalıklar (preeklampsi-eklampsi),
gestasyonel DM, erken preterm doğum (<32gh), preterm doğum (<37 gh), SGA, düşük doğum ağırlığı (<2500gr), çok düşük doğum ağırlığı (<1500gr), c/s oranları, konjenital anomaliler, perinatal mortalite be YDYB ihtiyacı karşılaştırılmaktadır.
Tüm çalışmalarda embriyolar 2/3. Günde (klevaj aşamasında) dondurulmuş ya da 5/6. Günde (blastokist aşamasında) vitrifikasyonla ya da yavaş dondurma yöntemiyle dondurulmuştur. Dondurulmuş embriyolar çözündükten sonra kadınlara ek hormon verilerek ya da verilmeyerek transfer edilmiştir.
Sonuçlar
Antepartum hemoraji: 20.GH’dan sonra 15ml ya da daha fazla kanama olarak tanımlanmıştır. Plasenta previa ve ablasyo plasenta iki çalışmada da ayrı ayrı raporlanmıştır.
Çözünmüş ETlerde , taze ETlere göre belirgin olarak az risk bulunmuştur. Plasenta previa ve ablasyon plasenta oranlarında da daha düşü risk bulunmuştur.
Erken preterm doğum ve preterm eylem : Çözülmüş ET’lerde rölatif risk daha düşük bulunmuştur.
SGA: İsveç popülasyonuna göre <2 SD olarak kabul edilmiş ve RR çözülmüş ET’lerde daha düşük bulunmuştur.
Düşük doğum ağırlığı, çok düşük doğum ağırlığı: çözülmüş ET’lerde daha düşük RR bulunmuştur.
C/S: Çözülmüş ET’lerde sezaryen oranı taze ET’lere göre daha yüksek bulundu.
Konjenital anomaliler: major ve minör anomali birlikteliği nadiren görüldü.
Çözülmüş ET’lerde taze ET’lere göre daha yüksek RR bulundu.
Perinatal mortalite riski taze ET’lerde daha yüksek bulundu.
YDYB ihtiyacında iki grup arasında bir farklılık görülmedi.
Gebelikteki hipertansif hastalıklar, gestasyonel DM, PPROM hiçbir çalışmada raporlanmamıştı.
SSonuç
Dondurulmuş ET’lerde daha iyi sonuç alınmasının nedeni bilinmemektedir.
Fertilizasyondan sonra yerleştirilen embriyonun, embriyo gelişimi ve endometriyal reseptivite arasında bir senkron bozukluğu oluşturması nedeniyle başarısız sonuçlar alındığını düşünülmektedir. Donmuş embriyo transferleri sırasında oluşan daha doğal uterin ortamın başarı şansını yükselttiği düşünülmektedir. Ayrıca taze ET’lerde verilen suprafizyolojik düzeyde E ve P düzeyine karşın, fizyolojik dozda E ve P verilen dondurulmuş ET’lerde artan başarı nedeni olduğu düşünülmektedir.
Bir diğer açıklama da dondurma ve çözme işlemi sırasında zayıf embriyoların elenmesi ve sadece kaliteli olanların sağkalımı sonrası artan başarı oranlarının geldiğidir.
Daha yüksek orandaki sezaryen oranları ise bu kadınların geçirilmiş sezaryen vakaları olabilir.
Bu çalışmadan tüm embriyoları dondurup ardından endometriyumda implantasyon için optimal koşulların sağlanmasını bekleyip transferin yapılmasının daha yüz güldürücü sonuçlara ulaşabileceğini öneririz.