21 Mart Ormancılık Günü ve Orman Haftası nedeniyle, Türkiye Ormancılar Derneği, Orman Mühendisleri Odası, Orkop, Yeşil Türkiye Ormancılar Derneği, Emekli Ormancılar Derneği, Orman Teknikerleri Derneği, Tarım Orkam-Sen, Türk Tarım Orman-Sen ve Tarım Orman-İş ortak basın toplantısı ile ormanların tehlike içinde olduğuna dikkat çekti.
Türkiye Ormancılar Derneği Genel Başkanı Fevzi Kaleli, tarım arazilerinin talan edildiği bir dönemde Orman Haftasının kutlanamayacağını belirtti. Kaleli, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun “Dünyanın en çok
ağaçlandırma yapan ülkesiyiz” söylemiyle kamuoyunu yanılttığını söyledi. Kaleli, “501 bin ağaçlandırma” söyleminin gerçeği yansıtmadığını, Bakanlığın verilerine göre son 9 yılda 218 bin hektar alanın ağaçlandırıldığını belirtti.
2B YASASINDAN DAHA TEHLİKELİ
İkinci Başkan Hüsrev Özkara ise günümüzde anayasal güvencelere, vatansever söylemlere rağmen orman
azalmalarının yüzde 56’sının yasal düzenlemelerden kaynaklandığının altını çizdi. Ağaç Yönetmeliği’nde orman ağacının tanımının net yapılmadığını, bu nedenle gelecekte istenilen yerlerin rant için orman arazisinden
çıkarılabileceğini vurguladı. 2B yasasının 400 bin hektarlık alanı kapsadığını, Ağaç Yönetmeliği’nin ise 10 milyon hektarlık alanı kapsadığını belirten Özkara, düzenlemenin 2B yasasından daha tehlikeli olduğuna dikkat çekti. 2B yasası çıkarılmadan önce Hükümet’in 25 milyarlık gelir beklediğini fakat şimdi 9 milyarlık gelirden bahsedildiğini belirten Özkara, “Daha fazla değer kaybetmemek için arazileri hızla satıyorlar. Gelen kaynağın yüzde 90’nını da kentsel dönüşüme aktarıyorlar” dedi.
BEKLEYEN TEHLİKELER
Son yıllarda çıkarılan Maden Yasası’nın, akarsuların ticarileştirilmesi, HES’lerin (Hidroelektrik Santralleri )
yoğunlaştırılması, Tabiatı Koruma ve Biyolojik çeşitlilik Yasası’yla SİT’lerin doğal koruma alanlarının, milli park ve tabiat anıtı vb. orman alanlarının talana açılmasının 2/B’leri bile aratacağını kaydeden Özkara, Bakanlığın gerçeği yansıtmayan söylemlerine de vurgu yaptı.
Özkara, Ormancılığın temel sorunlarının, anayasanın 169 ve 170. maddelerine aykırı düzenlemeler, orman köylülerine bakanlık desteğinin azaltılması, kamuda çalışanlara siyasal baskıların uygulanması, liyakat, deneyim ve bilgi-beceri gibi hususların gözardı edilerek atamaların yapılması olduğunu kaydetti. HES’lerin yeniden gözden geçirilmesini, çevre, halkın yaşam hakkı, su hakkının yok edilmemesini, milli parklar, tabiat parkı ve tabiat anıtı gibi doğal koruma alanlarının yok edilmemesini, verimli orman alanlarına maden, taş ocağı ruhsatları verilmemesini isteyen Özkara, karar süreçlerinde de meslek ve diğer örgütlerin dışlanmaması gerektiğini söyledi. Özkara ormanlara ve çevreye de duyarlılık istedi.