• Sonuç bulunamadı

Beslenme yoluyla büyüme hormonu salgılayan bezi tetikleyecek, vücudundaki HGH seviyesini maksimuma çıkaracaksın.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Beslenme yoluyla büyüme hormonu salgılayan bezi tetikleyecek, vücudundaki HGH seviyesini maksimuma çıkaracaksın."

Copied!
25
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

(2)

Büyüme hormonu (HGH) boy uzamasını sağlayan en önemli hormondur. Büyümenin zirve yaptığı çocukluk ve ergenlik dönemlerinde vücutta maksimum miktarda salgılanır, yaş ilerledikçe de vücuttaki miktarı giderek azalır.

Vücudundaki büyüme hormonu miktarı düşük olan bir kişi büyüme konusunda sıkıntılar yaşar, fiziksel olarak yeterince gelişemez.

Bu sorunun yaşanmaması için büyüme hormonu salgılanmasını destekleyecek besinleri anlatacağız.

Beslenme yoluyla büyüme hormonu salgılayan bezi tetikleyecek, vücudundaki HGH seviyesini maksimuma çıkaracaksın.

Eğer yaşın 20’yi geçtiyse ve artık boyunun hiç uzamadığını düşünüyorsan bu e-kitapçığı mutlaka okumaya devam et. Çünkü ergenlik çağından sonra da büyüme hormonu seviyesini artırarak uzamayı başarabilirsin.

(3)

1) Bakla

Bakla içinde bulundurduğu besleyici değerlerle önemli bir L-dopa kaynağıdır ve büyüme hormonunu artırma konusunda çok etkilidir.

Büyüme hormonunun yanında eşeysel özellikleri belirleyen testosteron hormonu miktarını artırmak konusunda da etkilidir.

Baklanın Boy Uzaması Dışındaki Faydaları:

Baklanın Böbreklere Faydaları:

 Böbrek fonksiyonlarını düzenler ve böbreklerin çalışma verimini arttırır.

 Böbreklerdeki kumun atılmasına yardım eder.

 İdrar yolları enfeksiyonlarında etkili olup idrar yollarının temizlenmesine yardımcı olmaktadır.

(4)

Baklanın Bağışıklık Sistemine Faydaları:

 İçerdiği vitamin ve mineraller sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara yakalanma riskini azaltır.

 Üst solunum yollarını korur.

 Öksürüğün tedavisi ile balgam söktürücü özelliği bulunmaktadır.

Baklanın Kalp Sağlığına Faydaları:

 Kalp dostudur ve kalp sağlığının korunmasında etkili rol üstlenmektedir.

 Kalbin ve kalp damarlarının korunmasında, damarlarda ki tıkanıkların giderilmesinde etkilidir.

 Kanın pıhtılaşmasının önüne geçen bakla çok sık tüketilmemesi gereken bir gıdadır.

 Kötü kolesterolü düşürerek iyi kolesterolü yükseltir bu da kalp sağlığının korunmasına yardımcı olur.

Baklanın Deri Hastalıklarına Faydaları:

 Bakla sadece yenilerek değil lapa olarak kullanılarak da cilt hastalıklarının tedavisinde etkili olabilmektedir. Baklanın haşlanmak sureti ile hazırlanan lapası deri de meydana gelen rahatsızlıkların üzerine uygulanması sonucu deri hastalılarının tedavisini

hızlandırmaktadır.

Bakla Göz Sağlığını Korur:

 Bol miktarda lutein içeren bakla yaşlanma döneminde ortaya çıkması muhtemel göz hastalıklarından korur.

(5)

Bakla Kan Şekerini Düzenler:

 Baklanın diğer önemli bir özelliği kan şekerini sağlıklı seviyede tutmasıdır.

 Bunun yanında kötü kolesterolü de dengeleyerek kalp ve damar sağlığına olan faydasını arttırır. Bu özelliği aynı zamanda inme ve felç vakalarına yakalanma riskini de azaltır.

Bağırsakları Çalıştırır:

 Bakla genel anlamda sindirim sistemi için çok faydalı olan lifler içermektedir. Lifler ayrıca bağırsak hareketlerinin artmasını sağlar. Böylece özellikle kolon kanseri başta olmak üzere bağırsak ve sindirim sistemi tehdit eden hastalıklardan korur.

 Kabızlık gibi sorunları giderebilir.

Anemi Hastalığına İyi Gelir:

 Bakla bol miktarda demir ve kalsiyum içermektedir. Demir eksikliği anemi hastalığına neden olan en önemli nedenlerin başında geldiği için düzenli bakla tüketimi anemi hastalığına yakalanma riskini azaltır.

 Ayrıca bol miktarda kalsiyum içeren bakla kemik sağlığını korumaya yardımcı olmaktadır.

(6)

2) Ananas:

Özellikle gece uyumaya yakın bir zamanda tüketilen bir miktar ananasın büyüme hormonu salgılanmasını desteklediği yapılan araştırmalarca kanıtlanmıştır.

Lezzetiyle de senin için doğru bir besin tercihi olacak.

Ananasın Boy Uzaması Dışındaki Faydaları:

Antioksidan Özelliği Vardır:

 İçeriğinde bulunan bol miktardaki C vitamini, damar tıkanıklığı, diyabete bağlı kalp hastalığı, solunum yolu hastalıkları ve daha pek çok hastalığın önünü açan serbest radikalleri dengeleyerek vücudu koruyor.

 Bağışıklık sistemini düzenler.

(7)

İçinde Bol Miktarda Bromelain Bulundurur:

 Ananasta bulunan ve gıdalarla alınan proteinlerin sindirimi sırasında kullanılan enzimlerin karışımı olan “bromelain”in pek çok faydası bulunuyor.

 İltihabı önleyen bromelain enzimi vücudun su tutmasına bağlı şişliği azaltıyor, gut hastalığının tedavisine yardımcı oluyor, proteinlerin sindirimini hızlandırarak sindirim sistemine katkıda bulunuyor.

 Aynı zamanda iltihapla birlikte görülen sinüzit ve eklem iltihabı gibi hastalıkların belirtilerini hafifletiyor.

Kanser Tedavisinde Etkilidir:

 Son yıllarda yapılan araştırmalarda ananasa özgü bromelain enziminin laboratuvar hayvanlarında bağışıklık sistemine zarar vermeden kanser hücresi sayısını azalttığı sonucu elde edilmiş. Ancak bu araştırmalarda ananastan elde edilen bromelain enzimi hayvanlara enjekte edilerek kullanılmış. Yani sadece ananas yiyerek kanserli hücrelerin azalmasını sağlamak şu aşamada pek mümkün görünmüyor. Üstelik bu konuda insanların katılımıyla yapılacak daha fazla sayıda araştırmaya ihtiyaç duyulmakta.

Diş Etlerini Güçlendirir:

 Yetersiz beslenmenin ilk etkilerini diş etlerinde görmek mümkündür.

 Özellikle yeterince C vitamini almamak diş eti hastalıklarına neden olan bakterilerin çok daha hızlı üremesine neden oluyor.

 Buffalo Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre günde 60 mg’dan

(yaklaşık 1 ananas) daha az C vitamini alanların almayanlara oranla 1,5 kat daha fazla diş eti iltihabına (gingivit) yakalanma riski bulunuyor.

(8)

Kemik Sağlığı İçin Önemlidir:

 Ananasta bol miktarda bulunan manganez minerali kalsiyum, çinko ve bakırla birlikte kemik sağlığı açısından en önemli elementler arasında yer alıyor.

 Ananas bu özelliğiyle kemik dokusunun içinde anormal derecede boşluklar oluşmasına neden olan osteoporoz tedavisinde tüketilmesi önerilen meyveler arasında ilk sıralarda.

 Manganez aynı zamanda bademcik iltihabı, selenyum zehirlenmesi, kanserden korunma, yüksek kolesterol ve karaciğerin temizlenmesinde öne çıkan bir element.

Kilo Vermeye Yardımcı Olur:

 Ananasta bulunan ve protein sindirimine yardımcı olan bromelain enzimi yağların sindirimi sırasında kullanılan lipaz enzimi ile birlikte çalışarak gıdalar yoluyla alınan yağın vücutta birikmesini önlüyor.

 Purdue Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmaya göre yağların yakılmasını hızlandıran ananas aynı zamanda iştahı azaltarak kilo vermeye yardımcı oluyor. Tüm bunların yanı sıra 100 gram ananasın sadece 50 kalori olduğu düşünülürse, diyet yaparken kalorisi az ve besin değeri yüksek bir atıştırmalık olarak tüketilebilir.

(9)

Sindirimi Destekler:

 Proteinin vücut tarafından sindirilmesinde kullanılan enzimleri içermesi bir yana ananas aynı zamanda sindirim için kritik önem taşıyan besin lifi bakımından da zengin meyveler arasındadır.

 Ananasta bulunan lif bağırsaklardaki suyu toplayarak sindirimi yavaşlatır. Bu sayede gıdalardan alınan vitamin ve minerallerin vücut tarafından daha çok emilmesine yardımcı olur.

 Ayrıca bağırsaklardaki suyla birlikte yumuşayan dışkı vücuttan daha kolay atılır. Bu nedenle sık sık kabızlık sorunu yaşıyorsanız daha çok ananas yiyerek daha kolay tuvalete çıkabilirsiniz.

Tansiyonu Dengeler:

 Yeterli miktarda (günlük önerilen miktar 4700 mg) potasyum almak kan basıncının (tansiyon) dengelenmesini sağlar.

 Ananas içerdiği potasyum ile (1 meyvede 986 mg) yüksek tansiyonun düşürülmesine ve kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir.

Cildi Güzelleştirir:

 C vitamininin cilt ve saç sağlığı için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.

 Yüksek miktarda C vitamini içeren ananas vücudun kolajeni sentezlemesini kolaylaştırarak cildin daha esnek olmasını sağlar.

 İltihaplı sivilcelerin oluşmasını engeller.

(10)

3) Kırmızı Pancar:

Vücuttaki nitrik oksit seviyesini artırıcı etkisi sayesinde hem vücut performansını arttırır hem de kanı daha alkali bir forma sokarak hormon sistemlerinin çalışmasını kuvvetlendirir.

Her gün yaptığın salata karışımlarına mutlaka kırmızı pancarı da eklemeni öneriyorum.

Kırmızı Pancarın Boy Uzaması Dışındaki Faydaları:

Pancar Anemiye İyi Gelir:

 Anemi kanda hemoglobin düzeyinin düşük olmasıyla ilgilidir. Pancar fosfor, magnezyum, potasyum, kalsiyum, iyot, bakır, yağlar ve B1,B2,B6 ve P vitaminleri açısından oldukça zengindir.

 Bunun yanında niasin açısından da zengindir. Dolayısı ile bütün bu vitamin ve mineraller anemi hastalığının giderilmesine yardımcı olur.

(11)

Pancar Diyabete İyi Gelir:

 Pancarın içerdiği alfa lipoik asit glikoz düzeyini düşürmeye yardımcı olan ve insülin duyarlılığını arttıran bir çeşit antioksidandır. Pancarın bu özelliği strese dayalı diyabet dalgalanmalarının engellenmesine yardımcı olur.

Pancar Enflamasyona Faydalıdır:

 Pancar kolin içermektedir. Çok önemli bir besin olan kolin, kas hareketi, bellek, zihinsel işlevler ve uykusuzluk problemleriyle mücadelede yardımcı olur.

 Bunun yanında hücre zarı yapısını korumak, sinir impulslarının

iletişimini kolaylaştırmak, yağ emilimine yardımcı olmak ve enflamasyonu azaltmak için yardımcı olduğu bilinmektedir.

Pancar Kan Basıncını Düşürür:

 Pancar hiper tansiyonu azaltabilir hatta önleyebilir.

 Pancar nitrik oksitlere dönüşebilen nitratlar içermektedir. Nitrik oksit dinlenmek ve kan damarlarının genişlemesini sağlayan ve hayati önem taşıyan bir bileşendir. Bu özelliği sayesinde kan akışını arttırır ve kan basıncının düşmesine yardımcı olur.

Pancar Dayanıklılığı Arttırır:

 Sporcuların tükettiği besinlerin başında gelen pancar dayanıklılığı arttırmaya yardımcı olur. Egzersiz yaparken çiğ pancar suyu kaslardaki oksijen sirkülasyonunun artmasını sağlar.

 Bunun yanında solunum yolu hastalıkları ile mücadele eden insanlara da bu konuda yardımcı olur. Solunum yolu kaslarının dayanıklılığını arttırmaya yardımcı olur.

(12)

Pancar Kanser Düşmanıdır:

 Pancar anti kanser özellikleri ile tanınır ve birçok kanser çeşidine yakalanmamak için bünyenin direncini arttırır.

 Pancarın içerdiği anti kanserojen bitkisel besinler kanserle mücadelede yardımcı olabilir, hatta kansere yakalanmayı önleyebilir. Yapılan bazı bilimsel çalışmalar, pancar özünün çoklu organ tümörlerine engel olduğunu ortaya koymuştur.

 Meme, prostat ve pankreas kanserini tedavi etmek için pancar menşeli ilaçlar üzerinde çalışılmaktadır.

Pancar Kalp Hastalığına İyi Gelir:

 Pancar kalp hastalıklarını önlemekle tanınır. Pancarın içerdiği nitrik oksitin rahatlatıcı ve kan damarlarını genişletici özelliği vardır. Bu bileşenler kan ve damar sağlığı için hayati önem taşımaktadır. Bu özelliğinden dolayı genel anlamda pancar kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.

Damar Sertliğine Karşı Faydalıdır:

 Pancarın içerdiği nitrik oksit yukarıda belirttiğimiz gibi kan damarlarının

genişlemesine ve kan akışının hızlanmasına ciddi anlamda katkıda bulunmaktadır.

 Pancar, böylece damar sertliğine neden olan unsurların ortadan kalkması için etkili bir rol üstlenmiş olur.

(13)

4) Karpuz:

İçinde yoğun olarak L-Citrulline ismini taşıyan aminoasidi bulundurur. Bu özel aminoasit, büyümede etkin rol oynayan L-arginine aminoasidine dönüşerek büyümeyi sağlar.

Özellikle yazları mutlaka karpuz tüket.

Karpuzun Boy Uzaması Dışındaki Faydaları:

Kardiyovasküler Sistemi ve Kemik Sağlığını Korur:

 Karpuzun bol miktarda içerdiği ‘likopen’ bizim kalp ve damar sağlığımız için önemlidir ve ayrıca kemik sağlığını korumada önemli bir faktör olarak kabul edilmektedir.

 Kan basıncını düzenler.

 Likopen açısından zengin gıdalar tüketen kişiler daha güçlü ve sağlıklı kemik yapılarına sahiptirler. Karpuz ayrıca kemik ve iskelet yapısını güçlendiren kalsiyum ve potasyum ihtiyacını karşılar.

(14)

Vücuttaki Yağı Azaltır:

 Karpuz, yağ yakıcı özelliği ile bünyede bulunan fazlalık yağı yakar ve kilo vermeyi sağlar.

 Ayrıca bu işlem ile birlikte böbreklerin aşırı çalışarak yorulmasını da engeller.

Karpuz Böbrek Sağlığına Katkı Sağlar:

 Karpuz, doğal bir idrar söktürücü olduğu için idrar akışını hızlandırır. Bunu yaparken böbrekleri zorlamaz.

 Karpuzun bu özelliği böbreklerin işini kolaylaştırırken, karaciğerin de sağlıklı ve yorulmadan çalışması için katkı sağlar.

Kas ve Sinirleri Destekler:

 Potasyum bakımından zengin olan karpuz harika bir elektrolit görevi görür. Bu özelliği ile vücutta bulunan kasların ve sinirlerin sağlıklı kalmalarına yardımcı olur.

 Potasyum sinirlerle alakalı uyarmaları olumlu etkilerken kasları güçlendirir.

Karpuz Göz Sağlığı İçin Faydalıdır:

 Karpuz gözlerin retina pigmentleri üretmesine yardımcı olur.

 Beta karoten açısından zengin olduğu için gece körlüğüne yakalanma riskini azaltır.

(15)

Bağışıklık Sitemine Katkıda Bulunur:

 Karpuz C vitamini açısından zengindir. C vitamini hücre sağlığının korunması için önemli bir vitamindir.

 Bunun yanında karpuzun bu özelliği bağ dokusunu korur.

Karpuz Astımı Önleyebilir:

 Yüksek miktarda karpuz tüketenlerin astım hastalığına yakalanma riski tüketmeyenlere göre daha azdır.

 Bol miktarda C vitamini içeren karpuz, astım ataklarının şiddetini azaltabilir.

Karpuz Kan Basıncını Düzenler:

 Karpuz kan basıncını düzenleyerek bir bakıma kalp sağlığını da korumaktadır.

 Bunun yanında inme ve felç gibi riskleri azaltır.

 Günlük 3-4 dilip karpuz tüketimi özellikle yaşlılarda yaz aylarında görülen kalp sorunlarının giderilmesine yardımcı olabilir.

Karpuz Kuvvetli Bir Antioksidandır:

 Karpuz çok yüksek derecede C vitamini içermektedir ve diğer birçok hastalığın yanında kansere neden olan serbest radikallerle mücadele eder.

 Vücudun hastalıklara yakalanma riskini azaltır.

(16)

Karpuz Sindirim Sistemine Yardımcı Olur:

 Karpuz bol miktarda lif içermektedir ve lif içeren bütün meyve ve sebze gibi sindirim sistemi için faydalıdır

 Kabızlığı giderici özelliği vardır.

 Mide sağlığını korur.

Kas Ağrılarını ve Uykusuzluğu Giderir:

 Karpuzun diğer bir faydası da uykusuzluk ve kas ağrılarını gidermesidir.

 Sinir sistemi üzerinde olumlu etkisi vardır.

Karpuz Cilt Sağlığını Korur:

 Karpuz cilt ve saç sağlığı için önemli besinler içermektedir.

 Cildin sağlıklı ve nemli kalmasını sağlayan, saçların kırılmasını engelleyen A vitamini karpuzda bol miktarda vardır.

(17)

5) İşlenmemiş Çikolata:

Burada dikkat etmen gereken, çikolatanın işlenmemiş formunu almaktır. Fabrikalarda çikolataya uygulanan işlemler sonucunda içindeki bütün aminoasitler bozulur, kullanılamaz hale gelir.

Çikolatanın neden büyüme destekleyici bir madde olduğuna gelirsek; İçinde bol miktarda Triptofan bulunur.

Bu madde beynin içinde bulunan ve hormon salgılama komutlarını gönderme görevi yapan hipofiz bezini uyarır. Bunun sonucunda da daha fazla HGH salgılanır.

(18)

İşlenmemiş Çikolatanın Boy Uzaması Dışındaki Faydaları:

Çikolatanın Damar Hastalıklarına Faydası:

 Çikolata içeriğinde hem kakao hem de süt bulunmaktadır. Kakaonun damar rahatsızlıkları üzerindeki olumlu etkisi yapılan araştırmalar ile görülmüştür.

 Damarları tıkayan olumsuzlukların önüne geçerek kan akışını düzenler. Böylelikle kalbe giden damarların tıkanmasının önüne geçerken de kalp krizi riskini

azaltmaktadır.

 Çikolata kötü kolesterolün düşürülerek iyi kolesterolün normal seviyesinde tutulmasını sağlar. Bu da kalp krizi riskini büyük ölçüde azaltır.

Çikolata Kansere Karşı Faydaları:

 Antioksidan özelliği bulunan kakao çikolatanın içerisinde bol miktarda bulunmaktadır.

 Kakaonun antioksidan özelliği de kanser hücrelerinin oluşmasının engellenmesi açısından önemlidir.

 Bu özelliği sayesinde kanserle savaşan kakao aynı zamanda kansere yakalanmış hücreler ile de etkin bir şekilde savaşmaktadır. Böylelikle kanserin yayılmasını geciktirmekte tıbbı olarak uygulanmakta olan tedavinin de hızlı ve etkin bir şekilde cevap vermesini kolaylaştırmaktadır.

Çikolatanın Zihne Faydaları:

 Çikolata, kakao beyne giden damarların daha etkin kan taşımasını desteklediği gibi damar tıkanıklarının da önüne geçilmesine yardımcı olur. Bu da beyin kanaması riskini de azaltmaktadır.

 Ayrıca bileşeninde yer alan azot, lif ve yağ zihin açısı özelliğe sahiptir. Bu özelliği sayesinde de enerji verir ve zihin faaliyetlerinin daha aktif olmasını sağlar.

(19)

Çikolatanın Böbreklere Faydası:

 Lif kaynaklı olan besinler böbreklerin etkili olarak çalışmasını destekleyen besinlerdir.

Çikolatanın içeriğindeki lif bağırsakların çalışmalarını düzenleyerek böbreklerin daha verimli faaliyet göstermesini destekler.

 Böbrekler de kum ya da taş oluşumunu engeller. Oluşmuş olan kum ya da taşların düşürülmesine yardımcı olur.

Strese Karşı Çikolata:

 Çikolatanın bilinen en önemli özelliklerinden bir tanesi ve en önemlisi strese karşı etkili olmasıdır.

 Çikolatanın sinir sistemi üzerinde olumlu etkilerde bulunarak kötü düşüncelere neden olan unsurları ortadan kaldırdığı düşünülmektedir.

 Stres boy uzamasını engelleyen en önemli etmenlerden biridir. Ve çikolata bunu yok eder.

İnme Riskini Azaltır:

 Bu konuyla ilgili olarak son zamanlarda yapılan laboratuvar araştırmaları çikolata tüketen kişilerin tüketmeyen kişilere göre daha az inme problemleriyle karşı karşıya kaldıklarını ortaya koymaktadır.

(20)

Çikolata Cilt Sağlığını Korur:

 Çikolatanın sinir sistemi üzerinde olumlu etkilerinin dünya çapında bilindiğini ve bu nedenden dolayı yaygın olarak tüketildiğini yazmıştık.

 Bunun dışında cilt sağlığı içinde çikolatanın birçok faydasının olduğu düşünülmektedir ve bu sebepten dolayı çok yaygın olarak cilt maskeleri de kullanılmaktadır.

 Çikolatanın genel cilt sağlığına ciddi anlamda katkıda bulunduğu düşünülmektedir.

Beyin Sağlığına Faydalıdır:

 Beyne kan akışının sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi beyin sağlığı açısından çok önemlidir. Kan akışının sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi beynin ihtiyacı olan oksijeni düzenli olarak almasını sağlar.

 Bu da birçok açıdan sağlığımızı yakından ilgilendirirken, aynı zamanda hayati önem taşımaktadır.

 Çikolata tüketimi beyne kan akışı işlevini destekler ve beyin sağlığının korunmasını sağlar.

Çikolata Görme Yeteneğini Geliştirir:

 Bu konuyla ilgili yapılan laboratuvar çalışmaları çikolatanın içerdiği flavanoitlerin beyne kan akışının sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için yardımcı olduğunu ortaya koymuştur.

 Beyne kan akışının sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi aynı zamanda görme sağlığının korunması için önemlidir.

(21)

6) Kuru Meyveler:

Kuru meyvelerin içinde L-Arginine aminoasidi bol miktarda bulunur. Bu da büyüme hormonu miktarının artmasını sağlar.

Kuru meyvelere örnekler:

 Armut kurusu

 Erik kurusu

 Kivi kurusu

 Dut kurusu

 Kayısı kurusu

 Çilek kurusu

(22)

İşlenmemiş Çikolatanın Boy Uzaması Dışındaki Faydaları:

Kurutulmuş Meyvelerden Mandalinanın Faydaları:

Sonbahar ve kış aylarının sevilen meyvelerinden olan mandalina, zengin B ve C vitamin kaynağıdır. Aynı zamanda yüksek miktarda şeker içerir. Serbest asit oranı oldukça düşüktür.

 Kanı temizler, kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu olup vücuttaki yağ yakımını hızlandırır. Bundan dolayı kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürmeye yardımcıdır.

 Damar sertliği ve felçte faydalıdır. Sinirleri yatıştırır.

 Akşam yemeğinden sonra yenecek kuru mandalina uykusuzluk çekenlere iyi gelir.

Elma:

 Kuru elmanın verdiği enerji 100 gr da 54 kaloridir. Bu enerji yağdan değil meyve şekeri ve organizma tarafından ağır olarak sindirilen şekerden gelmektedir. Bu veriler ve genel anlamıyla elmanın besleyici özelliği spor yapanlar için vazgeçilmezdir. Spor öncesinde tüketildiğinde enerji verir.

 Spor sırasında tüketildiğinde organizmaya çeşitli mineral ve vitaminler yükler.

 Spor sonrasında tüketildiğinde toksinlerin vücuttan atılmasını kolaylaştırır. Düzenli tüketilmesi durumunda içerdiği posadan dolayı bağırsakların çalışmasına yardımcı olmaktadır.

(23)

Erik kurusu:

 Akşamları özellikle şeker oranı düşük meyveler tüketmek gerekir. Bayanların kara erik kurusu tüketmelerinde fayda vardır. Çünkü içinde bol miktarda Kalsiyum ve D

vitamini bulunur.

 Bu da kemik sağlığının ciddi oranda korunması demektir. Bunun dışında kuru eriğin içerdiği zengin potasyum ve magnezyum mineralleri nedeniyle tansiyon, karaciğer, kalp ve böbrekler için faydası vardır.

 Güçlü antioksidanları ile kalp hastalıklarına yakalanma ve kriz riskini azaltıcı etkisi bulunmaktadır.

 Kan şekerini düşürür.

 Kansere karşı koruyucudur ve cildin yaşlanmasını önler.

Kivi kurusu:

 A ve C vitaminleri ile potasyum, kalsiyum, demir ve magnezyum bakımında çok zengindir. Besleyici değeri de çok yüksektir.

 Yüksek lif içeriği Bağırsağın çalışmasında olumlu etki yaratarak sindirimi kolaylaştırır.

 Kabızlığı önler.

 Kan basıncını dengeler, tansiyon ve kolesterolü düşürür.

 Bağışıklık sistemini güçlendirir.

 Nezle ve soğuk algınlığına, kansızlık ve mide rahatsızlıklarına da iyi gelir.

 Cildi güzelleştirir.

(24)

7) Ahududu:

Ahududu vücuttaki mutluluk hormonu dediğimiz Melatonin hormonu seviyesini artırır.

Bunun yanında büyüme hormonunu %170 oranında artırdığı da bilimsel araştırmalar sonucunda kaydedildi.

Ahududunun Boy Uzaması Dışındaki Faydaları:

Tansiyonu düşürücü etkiye sahiptir.

Kanı temizleyerek vücutta oluşan toksinleri ve biriken zehirleri vücut dışına atmaya yardımcı olur.

Ahududunun yaprakları terletir ve idrara çıkmayı sıklaştırır.

Boşaltım sistemini düzene sokarak bağırsakları yumuşatır ve kabızlığı giderir.

(25)

Bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturur.

Ahududunun suyu safra kesesine ve böbreklere çok yararlıdır ayrıca nitrit hastalığına karşı koruyucudur.

Boğaz ve bademcik iltihaplarına karşı kullanılması oldukça faydalıdır.

Göz iltihaplanmalarına karşı su ile olan ilk yardımı, iyileşme sürecini hızlandıracaktır.

Beslenme düzeninde yapacağın bazı değişikliklerle vücudundaki seviyesi azalan büyüme hormonunu tekrar zirveye çıkartabilir, boy uzamasını tekrar başlatabilirsin.

Ergenlik döneminden sonra da bunu başarabilirsin. Fakat ergenlik çağından sonra uzamak istiyorsan etkili bir beslenme programının yanında boy uzatma egzersizlerini de uygulaman şart.

O nedenle ana kitapta verdiğim bilgileri dikkatlice okumalı ve de uygulamalısın.

Hedeflerine ulaşman dileğiyle…

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışma 2 yaş üzerindeki hastaların yatırılarak izlendiği Büyük Çocuk Kliniğine 2010 ve 2011 yılla- rında derin anemi (Hb<7 g/dl) nedeni ile yatırılıp, demir

Zuckerman ve Benitez, gizli gastrointestinal kanamalı (gaitada gizli kan pozitif ve/veya demir eksikliği anemisi) 100 olguyu, bidirek- siyonel endoskopi ile

Sakız: Taze, taze iç ve kuru iç ve taze konserve yapımına uygun, kuvvetli gelişen, uzun boylu, baklaları açık yeşil renkli, 11-18 cm uzunluğunda ve 1.5-2.0 cm

• Yazlık ekimlerde ise sonbahar toprak işlemesini ilkbaharda yapılacak yüzlek işleme izler.. • İlk toprak işleme derinlikleri 10-15 cm

 Bu annelerin %48.3’ünün araştırma öncesinde anemi tanısı aldığı, bunun %54.9’unun demir eksikliği anemisi olduğu, daha önce anemisi olduğu söylenen

Yaşlılarda anemi ile hastaneye yatış ve mortalite bağlantısının araştırıldığı diğer bir çalışmada 66 yaş ve üzerinde olan 17030 hasta üç yıl boyunca

Çinko eksikliği, büyü- menin hızlı olduğu dönemler, hamile/ik, pretermlik ve yaşlılık gibi fizy- olojik nedenlerle olabildiği gibi karaciğer hastalıkları,

Talasemi gibi mikrositer hipokrom anemi yapan bir kalıtımsal hastalık; öncesinde defalarca yine bir mikrositer hipokrom anemi çeşidi olan demir eksikliği anemisi