Türkiye’de fert başına milli gelir 10.469 dolar, tarımda ise bu rakam 3.602 dolar. Tarım Bakan’ın sunduğu bu veriye göre, köylü geliri, kentli gelirinin üçte biri civarında. Yani, köylüler bu ülkenin en yoksulları. Köylüleri yoksulluktan kurtarmak da, Tarım Bakanlığı’na düşüyor. Tarım Bakanlığı bütçesi bu bakımdan önemli. Sn. Bakanın sunduğu veriler üzerinden tarım bütçesine bir bakalım.
- “Tarımsal ithalatımız 17.6 milyar dolar ihracatımız 15.3 milyar dolar.” Bu veri bize tarımsal ithalatımızın, ihracatımızdan fazla olduğunu gösteriyor.
- “Yılsonu itibarıyla ödenecek tarımsal desteğin; 7.7 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor. 2011 yılı Gayrisafi Yurtiçi Hasılamız (GSYH) 1 triyon 298 milyar TL olarak gerçekleşmiş.”
AK Parti döneminde çıkarılan Tarım Kanunu’nun 21. maddesine göre, “bütçeden tarıma ayrılacak kaynak, gayri safi milli hasılanın yüzde 1’inden az olamaz” demektedir. Gerçekleşen 2001 yılı GSYH ve yasa hükmüne uygun olarak çiftçiye verilmesi gereken asgari destek; 10.298 milyar. Bakanın ifadesine göre, 2011 yılında çiftçilere verilen destek: 7 milyar 84 milyon TL. Desteğin yasa hükmüne uygun olması için çiftçilere daha ödenmesi gereken miktar: 2.358 milyar TL’dir. Başka bir deyişle, çiftçilere 2.358 milyar eksikli bir ödeme yapılmıştır.
Ödenen bu eksikli ödemenin bile tamamı çiftçilere gitmemiştir. çiftçilere destek diye ayrılan paranın önemli bölümü aslında şirketlerin kasasına girmiştir. Nasıl mı? Yine Sn. Bakanın verilerine göre değerlendirelim.
- “Bu yıl 700 binin üzerinde poliçe kesildi ve bunun yüzde 50’si hibe olarak desteklendi” diyor, Sn. Bakan. Doğrudur. Fakat AK Parti tarafından çıkarılan Tarım Sigortası Yasası’yla birlikte sigorta şirketleri prim oranlarını devletin çiftçilere vereceği teşvik oranında yükselttiler. çiftçiye hibe desteği olarak verilen destek, aslında sigorta şirketlerine gitmektedir.
“Kırsal kalkınma yatırımları içinde makine-ekipman ve damlama-yağmurlama sulama yatırımları dahil bugüne kadar toplam 1 milyar 461 milyon TL hibe desteği ödendi.”
Damlama- yağmurlama sulama sisteminin uygulama ve ödemesi şirketlere yapılmaktadır. çiftçilerin yapmış olduğu sulama sistemlerine devletçe hibe desteği verilmemektedir. Şirketler ise en az 4-5 katı fiyatla uygulamayı
yapmaktadır. Sulama sistemin bedelinin yarısının çiftçilerce ödenmesi nedeniyle çiftçiler, şirketlere sömürtülmektedir. Diğer yarısını devlet çiftçiler adına şirketlere vermektedir; bu yolla şirket desteklenmektedir.
- “Eskiden Türkiye’de sanayiciler yılın belirli dönemlerinde ihtiyaç duydukları sütü ithal süt tozundan karşılıyorlardı. Biz son birkaç yıl içerisinde bunun önüne geçtik. Süt tozu üretimini ülke içinde desteklemek suretiyle ithalatını kestik.” Hükümet olarak sanayiciyi destekleme tercihi tarıma göre daha fazla olabilir. Ancak sanayiciye verilen bu destek, çiftçiye verilen destek gibi anlatılıyor.
- “Diğer tarımsal amaçlı destekler arasında sertifikalı tohum kullanım desteği, sertifikalı tohum üretim desteği, sertifikalı fide kullanım desteği gibi destekler yer almaktadır.” Sertifikalı tohumu kim üretir? Şirketler. Bakanlık, olarak yerel tohumla üretim yapan köylüye destek verilmiyor. Tohum üreticisi şirkete destek veriliyor.
Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bu kadar menfi politikalarının yanında havadan yapılan ilaçlamayı yasaklaması, reçeteli zirai ilaç uygulamasına geçmesi olumlu. Ancak, Sn Bakanın mazota, gübreye destek veriyoruz diye anlattığı destek, AK Parti Hükümeti tarafından mazot ve gübreden alınan yüzde 70’e yakın vergilerin yanında “devede kulak” kalıyor.
Bakanlığın yapmış olduğu sunumun diğer bölümleri vaatlerden ibaret.
- “Et ve Balık Kurumu (EBK), et ve süt piyasalarını düzenleyen bir kuruma dönüştürülecek” EBK’nun, geriletildiği konuma bakıldığında Türkiye et piyasasının ancak yüzde 1’ini regüle edebilecek/ düzenleyecek kapasitede.
Dolayısıyla piyasayı üretimle düzenleyebilecek güçten uzak. Geriye EBK’na ithalatla yaptırılacak düzenleyicilik görevi kalıyor. EBK’nun bugüne kadar ithalat yoluyla yaptığı düzenleyiciliğin hayvan yetiştiricilerine bir faydası
olmadığı ortadadır.
- “Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM) ait 6 işletmenin, bu yılsonuna kadar özel sektör yatırımlarına dayalı kiralama süreci tamamlanacak”
Bitkisel ve hayvansal üretimi arttırmak, çeşitlendirmek ve ürün kalitesini iyileştirmek için yetiştirdiği, damızlık hayvan, tohum, fidan, fide ve benzerlerini yetiştiricilere intikal ettirmek; bitkisel ve hayvansal üretim, yetiştirme ve ıslah konularında araştırmalar yapmak; çevre çiftçilere tarımsal teknoloji ve girdi kullanımında öncülük, öğreticilik yapmakla görevli TİGEM’lerin şirketlere devri, AK Parti’nin; çiftçi mi, şirket mi politikasının görünen yüzü. Abdullah Aysu - özgür gündem -07-12-2012