• Sonuç bulunamadı

“Futbolun cinsiyeti olmaz” “Futbolun cinsiyeti olmaz” Alex de Souza: Alex de Souza: HERKESiçinFUTBOL

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "“Futbolun cinsiyeti olmaz” “Futbolun cinsiyeti olmaz” Alex de Souza: Alex de Souza: HERKESiçinFUTBOL"

Copied!
36
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

40. yılında Türkiye’de Bayan Futbolu

Türkiye futsalı çok sevdi

Kardeşlik engel tanımaz

TFF’den yeni gönüllülük

açılımı

HERKESiçinFUTBOL

Nisan 2011

Alex de Souza:

“Futbolun cinsiyeti olmaz”

Alex de Souza:

“Futbolun cinsiyeti olmaz”

(2)

OYUN BASLADI.

TUM BASKI UZERINDE.

TOPU ALMAK, KONTROL ETMEK, KARAR VERMEK VE EN DOGRU ZAMANDA HEDEFE GONDERMEK IÇIN SADECE SANIYELER VAR.

CTR360 ILE OYUNU SEN YONLENDIR, LIDER OL, IZLEYEN OLMA.

KONTROL SENDE.

(3)

HERKESiçinFUTBOL Bülteni

İletişim

Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Genel Direktörlüğü Futbol Geliştirme Merkezi Beybostan Sokak No: 2 34676

Beylerbeyi - İSTANBUL Telefon

0 216 321 78 93 Faks 0 216 321 78 94

Tasarım

Erkan Sert - TFF FGD Medya Yapım Fotoğraflar

Ege Bulunaz - TFF FGD Medya Yapım Baskı

Elma Basım

İçindekiler

2 TFF Başkanı Mahmut Özgener :

“1 milyon lisanslı futbolcuya ulaşacağız”

3 TFF Futbol Genel Direktörü Ersun Yanal:

“Futbol ailemiz genişliyor”

4 40.yılında Türkiye’de Bayan Futbolu

6 Fotoğraflarla Türk Bayan Futbolu Tarihi 8 Bütün kızlar “top”landı

10 Yrd. Doç. Dr. Lale Orta

“Haydi kızlar futbola”

11 Kadınlar Günü futbolla kutlandı 12 TFF’den yeni gönüllülük açılımı 15 Türkiye futsalı çok sevdi

16 Alex de Souza :

“Futbolun cinsiyeti olmaz”

18 Her yerde futbol var

19 Bizi motive eden oyunun içinde olmak 22 Artık onların da ligi var

24 Nike Halı Saha Ligi’nde heyecan başladı 25 Futbol engelliler için sadece futbol değil 28 Kardeşlik engel tanımaz

30 Hem oynuyor hem yorumluyorlar

32 HERKESiçinFUTBOL internette

(4)

1 milyon lisanslı futbolcuya ulaşacağız

Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Genel Direktörlüğü tarafından düzenli olarak yayınlanan HiF bülteninin ikinci sayısında da sizlerle birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum.

Bültenin ilk sayısından sonra geçen 3 ayda, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde Türk fut- bolu açısından yoğun ve bir o kadar da güzel günleri geride bıraktık.

FIFA’nın Dünya Kupası’ndan sonraki en büyük organizasyonu olan 20 Yaş Altı Dünya Kupası’nı 2013 yılında ülkemizde düzenleme gururunu Mart ayında yaşadık. 24 takımlı bu dev turnuvanın yanı sıra gelecek yıl Muğla’da ev sahipliği yapacağımız U19 Bayanlar Avrupa Şampiyonası da hem Türkiye’nin organizasyon rüştünü ispat edecek hem de genç oyuncularımızın uluslararası alanda tecrübe kazanmasını sağlayacak.

Bunların yanı sıra Futsal Milli Takımımızın önce İzmir sonra da Ukrayna’daki elemelerde başa- rılı olarak, tarihinde ilk kez 2012 Avrupa Futsal Şampiyonası’na katılma hakkı elde etmesi de mut- luluk verdi.

Uluslararası alanda elde edilen bu başarılarla birlikte futbolun en popüler spor olduğu ülkemiz- de, 3 yıldır düzenlediğimiz organizasyonlar da bu güzel oyunun takipçileri tarafından ilgiyle izle- niyor. 40 bin kişinin katıldığı Nike Halı Saha Ligi ve Efes Futsal Ligi’nin yeni sezonları 2011 yılın- da başladı.

Tüm bu etkinlikler ve şimdiye kadar yapılmamış olan etkinliklerin temelinde, lisanslı futbolcu sayısının 1 milyona çıkarılması yatıyor. Bir sonraki sayıya kadar herkese futbol dolu günler diliyo- rum.

Mahmut Özgener

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı

(5)

Futbol ailemiz genişliyor

Türkiye Futbol Federasyonu’nun HERKESiçinFUTBOL programı çerçevesinde yoğunlaşılan noktalardan biri de kızlarımızın çağın en popüler ve sevilen oyunu futbolla tanışması. Kızlarımı- zın futbol ailesinin içinde yer alması onlara hem fiziksel hem de sosyal açıdan büyük kazanımlar sağlayacak. Ülkemizde bayan futbolu tabanda henüz istenen noktada değil. Bu tespitten yola çı- karak bu yıl çok önem verdiğimiz bir projeyi hayata geçirdik. 85 noktada açılan Kız Futbol Okulla- rı ile bayan futbolu için geniş bir oyuncu havuzu yaratacağımıza inanıyoruz. Kızlarımızın TFF’nin eğitim süreçlerinden geçerek bu okullarda görev alan antrenörlerimiz eşliğinde yapacakları çalış- malar yakın gelecekte meyvelerini verecektir. Bu da hem bayan futbol kulüplerimiz hem de Bayan Milli Takımlarımız için önemli bir beslenme kaynağı oluştuğu anlamına gelmektedir.

Futbol Genel Direktörlüğü olarak üzerinde hassasiyetle durduğumuz projelerden biri de “Gö- nüllülük”. Federasyonumuzun mümkün olduğunca çok bireye futbol oynatma misyonunu yerine getirmesi profesyonellerinin yanında gönüllülerin de sorumluluk alması ile mümkün olabilir. Gö- nüllülerin ülke futbolunda etkin rol üstlenmeleri için başlattığımız uygulamalardan olumlu sonuç- lar alıyoruz. Engellilerimizle futbol arasındaki engelleri kaldırmak için nitelikli eğitmenlere sahip olmalıyız. Bu ihtiyacımızı karşılamak için yurtdışından gelen uzman konuklarımız eğiticilerimizle birikimlerini paylaştı. Onlar da kazanımlarını engelli eğitmenleri yetiştirmek üzere kullanacaklar.

Ülkemizin en kapsamlı futbol organizasyonlarından olan Nike Halı Saha Ligi başladı. Ligde yer alan tüm katılımcılarımıza başarılar diliyorum. Bu arada bu ligi de yakından ilgilendiren halı saha denetimleri başarıyla devam ediyor. Federasyonumuz tarafından yeterlilik belgesi verilen halı saha sayısı 1000’i aştı. Futsalda hem Efes Ligi hem de okullardaki organizasyonlar bu branş- taki ilerleyişi hızlandırıyor. Milli Takım’ın Avrupa Şampiyonası’na katılma hakkını elde etmesi mo- tivasyonumuzu artıran mutluluk verici bir gelişme.

Ersun Yanal

TFF Futbol Genel Direktörü

(6)

40. yılında Türkiye’de Bayan Futbolu

Türkiye’de futbol denilince akla ilk gelen erkekler olsa da ülkemizde kadın futbolunun 40 yıllık bir geçmişi var. 1971 yılında İstanbul Kız Futbol Takımı’nın kurulmasından günümüze uzanan süreçte kısa bir duraklama dönemi yaşandı. Ancak 2006 yılından itibaren bayan futbolu ivme kazandı. Son dönemde yapılan çalışmalar ise tabandan tavana büyük gelişme sağladı.

Ülkemizde bilinen ilk bayan futbol takımı 1971 yılında Haluk Hekimoğlu’ nun şahsi çabalarıyla bir araya getirdiği 13 spor- cudan oluşan “İstanbul Kız Futbol Takımı’’ oldu. 1973 yılın- da Dostlukspor adını alan bu takım ilk başlarda kendisine ra- kip bulamadığı için gösteri maçı niteliğinde futbolu bırakmış futbolcularla ya da genç takımlarla karşılaştı. Ancak onların bu çabası diğer takımların da kurulmasını tetikledi. İzmir’de Filizspor, Ankara’da Nazendespor, İstanbul Pendik’te Deryas- por, İstanbul Kadıköy’de Atılımspor takımlarıyla kadınlar sa- haya indi.Bu arada Bursa, Samsun ve Kocaeli’nde de takım- lar kuruldu.

Lig 1994 yılında başladı

1993 yılı Türkiye’de bayan futbolu tarihi açısından büyük önem taşıyor. 22 Aralık’ta Türkiye Futbol Federasyonu Yöne- tim Kurulu’nun 25 sayılı toplantısında ülkemizdeki bayan fut- bolunun resmen başlatılması kararlaştırıldı. 7 ayrı ilden 4 aynı grupta toplanan 16 takımın mücadele ettiği lig, 1993-1994 fut- bol sezonunda, 20 Mart 1994‘de Ankara Büyükşehir Belediye- si ve İstanbul Acarlar arasındaki karşılaşma ile başladı. Ligin ilk şampiyonu Dinarsu oldu. 1994-95 sezonunda lige katılan

takım sayısı 22’ye yükseldi. Mutlu sona ulaşan ise yine Dinar- su oldu. Dinarsu sonraki iki sezon iki şampiyonluk daha ka- zanırken, ilk kez düzenlenen Federasyon Kupası’nın da sahi- bi oldu. Dinarsu takımının başarısı Türkiye ile de sınırlı kal- madı. Temsilcimiz 1996 yılında Almanya’da yapılan Schwa- bisch Hall Turnuvası’nda İtalya, Hollanda, İsviçre ve Alman- ya bayan futbol takımlarını yenerek 16 takım arasında bi- rinciliği elde etti. Bu arada Dinarsu takımının kaptanı Ayşe Kuru , Almanya’nın FCR Duisburg takımına transfer olarak, Avrupa’ya transfer olan ilk Türk bayan futbolcu unvanını aldı.

1996-97 sezonunda ilk kez Amatör İşler Kupası düzenlendi ve şampiyonluğu Samsungücü kazandı. 1997-98 ve 1998-99 se- zonlarında İstanbul temsilcisi Zara Etkinlikspor, 1999-2000 se- zonunda İstanbul Delta Mobilya, 2000-2001 sezonunda İstan- bul Kuzeyspor Bayanlar Ligi’ni zirvede tamamladı. Samsun- gücü 2001-2002 sezonunda şampiyonluğu ilk kez İstanbul dı- şına taşıyan takım oldu.

2006’da yeni bir sayfa

2001 yılında ligin durmasıyla Türkiye’de bayan futbolu durak- lama dönemine girdi. Bu süreçte sadece bölgesel ve gençler

İstanbul Kız Futbol Takımı

(7)

düzeyinde organizasyonlar düzenlendi. TFF, 2006 yılında ise bayan futbolunda yeni bir yapılanmaya gitti. Bayanların erken yaşta futbol eğitimini alabilecekleri projeler geliştirildi. Genç Bayanlar, Yıldız Bayanlar şampiyonaları düzenlendi. Okulla- ra bayan futbolunun girmesi için ilk adımlar atıldı. 2006-2007 ve 2007-2008 sezonlarında Gazi Üniversitesi şampiyonluğu kazandı. 2008-2009 sezonunda 2.Lig mücadelesi de başladı.

Bu sezon 1.Lig’de Trabzonspor mutlu sona ulaştı. Geride ka- lan 2009-10 sezonunda ise Gazi Üniversitesi bir kez daha şam- piyonluk sevinci yaşadı. Son dönemde şampiyon takımlarımız ülkemizi Avrupa Kupalarında temsil ediyor. Ayrıca geçen yıl Bayanlar Bölgesel Ligi de kuruldu.

Bayan futbolu yaygınlaşıyor

Son dönemde TFF bayan futbolunu yaygınlaştırma konusun- da yoğun bir çalışma temposuna girdi. Bayan futbolunun ülke çapında bilinirliğini arttırmak, kulüp alt yapılarına havuz oluş- turmak, Milli Takımlara oyuncu kazandırmak ve uluslararası alanda başarı sağlamak için yol haritası çizildi. Bu yıl haya- ta geçirilen ve ayrıntılarını ilerleyen sayfalarda göreceğiniz kız futbol okulları bu alandaki en önemli projelerden biri. TFF’nin Ülker’in sponsorluğunda hayata geçirdiği “Futbol Köyleri”

projesi kızların küçük yaşta futbolla tanışmasına olanak sağlı- yor. Futbol Teknik Eğitim Merkezleri ve HiF Merkezleri kızların futbol ailesine girmesi ve yeteneklerini sergilemelerine ola- nak tanıyan organizasyonlar olarak göze çarpıyor. Okullarda kızların futbol oynaması için Milli Eğitim Bakanlığı ile sıkı bir işbirliği yapılıyor. Bayanlar Ligi kulüpleri için gelişim seminer- leri düzenleniyor. Bayanlar Ligi antrenörlerinin UEFA normla- rında eğitim alması sağlanıyor. FIFA ve UEFA ile yapılan or- tak gelişim seminerleri önemli kazanımlar sağlıyor. Özetle; ta- bandan tavana doğru planlı, sürekli gelişen, yarışırken öğre- ten, yaş gruplarının özelliklerini dikkate alarak hazırlanan, ge- leceğe yönelik yatırımlarla bayan futbolu gelişiyor.

Milli Takım 1995’te kuruldu

Ülkemizde Bayan Milli Takımı ise ilk kez 1995 yılında oluştu- ruldu. Bayan Milliler ilk maçlarını tıpkı erkeklerde olduğu gibi Romanya ile oynadı. 8 Eylül 1995 tarihinde yapılan karşılaş- ma 8-0 konuk ekibin üstünlüğüyle tamamlandı. Bayan Milli Takım ilk golünü 1996’da Macaristan’a atarken ilk galibiyeti- ni 1997 yılında deplasmanda Gürcistan karşısında elde etti.

1997 yılında U18, 2001yılında U19, 2006 yılında U17, 2009 yılın- da ise U15 Milli Takımları kuruldu.2010 yılında U15 Milli Takı- mı, Singapur’un ev sahipliğinde ilk kez düzenlenen 1. Gençlik Olimpiyat Oyunları’nda üçüncü olarak bronz madalya kazan- dı ve Türkiye’ye olimpiyat tarihinde takım sporlarında ilk ma- dalyayı getiren Milli Takım olarak büyük bir başarıya imza attı 2010’da bayan futbolu adına bir başka sevindirici haber ise UEFA’dan geldi. Avrupa Futbol Federasyonları Birliği, 2012 U19 Bayanlar Avrupa Şampiyonası’nın Türkiye’de düzenlen- mesine karar verdi. Muğla’nın ev sahipliği yapacağı bu orga- nizasyona U19 Bayan Milli takımı doğrudan katılacak. Ayrı- ca bu şampiyona ülkemizde bayan futbolunun gelişimi açı- sından da büyük bir motivasyon olacak. Bayan Milli Takımla- rı ile ilgili bir başka büyük atılım ise Futbol Genel Direktörlü- ğü tarafından eğitimci kimlikleri ön plana çıkmış antrenörle- rin Bayan Milli Takımlarında görevlendirilerek gelişime açık bir yapı oluşturulması.

U15 Milli Takımı Gençlik Olimpiyatları’nda üçüncü oldu.

YILLAR 2005-2006 2006-2007 2007-2008 2008-2009 2009-2010 2010-2011

TAKIM SAYISI 7 bayan futbol takımı 15 bayan futbol takımı 25 bayan futbol takımı 50 bayan takımı 54 bayan futbol takımı 72 bayan futbol takımı

OYUNCU SAYISI 130 bayan futbolcu 296 bayan futbolcu 600 bayan futbolcu 1000 bayan futbolcu 1080 bayan futbolcu 1500 bayan futbolcu Son şampiyon Gazi Üniversitesi

Bayan Millilerimiz ilk maçını Romanya ile oynadı.

(8)

1970’li yıllarda Bursa’da kurulan Çalıspor takımı

Bayan futbolunun ilk yıllarında lokomotif görevini üstlenen Dostlukspor

Fenerbahçe bir dönem bayan futbolunda faaliyet gösterdi

İlk bayan futbol hakemlerimizden Elmas Sargın Dinarsu takımının bir galibiyet sevinci

Bir dönemin başarılı takımlarından Gürtaşspor

Fotoğraflarla Bayan Futbol Tarihi

(9)

Almanya 2.Ligi Gol Kraliçesi Bilgin Defterli

2008-2009 Sezonu 1.Lig Şampiyonu Trabzonspor

Türkiye-İngiltere maçından bir enstantane

Bayanlar son dönemde futsalla da tanıştı

Düvenciler Lisesi’nin 1.Lig’e yükselme sevinci Geçen yılın Yıldız Bayanlar Şampiyonu Gölcükspor

U15 Milli Takımı Gençlik Olimpiyatları’nda 3. oldu

Bayanlarda gençler düzeyinde ilk Milli Takım U18 kategorisinde kuruldu.

(10)

Bütün kızlar “top”landı

Türkiye Futbol Federasyonu, bayan futbolunu geliştirecek büyük bir projenin startını verdi.

TFF’nin 85 yerde açtığı Kız Futbol Okulları eğitim hayatına başladı. 5 ay sürecek eğitim dönemi ile toplam 14 bin kız futbol topu ile buluşuyor.

Bayan futbolunu yaygınlaştırmak ve hem liglere hem de Mil- li Takımlara oyuncu havuzu yaratmak için birçok çalışma ya- pan TFF, bu yıl büyük bir projeyi hayata geçirdi. 85 yerde açı- lan Kız Futbol Okullarıyla toplamda 14 bin kız çocuğu futbol topu ile buluşma fırsatını yakaladı. Yaşıtları olan erkekler gibi futbol oynama imkanı olmayan kızlarımıza futbol okullarında temel eğitim verilerek hayallerindeki gibi futbolcu olmaları- nın önü açılıyor. Futbol okullarında eğitim alacak kız çocukla- rından futbola devam etmek isteyenler Futbol Teknik Eğitim Merkezleri ve kulüplere yönlendirilecek. Bu okullarda eğitim gören yetenekli futbolcu adayları Futbol Köyleri gibi özel pro- jelerde de yer alarak Milli Takımlara kadar yükselebilecekler.

İnteraktif ve yaratıcı uygulamalar

Kız futbol okullarında, 11-12 yaş arası kız çocukları her ay haf- tada iki gün 1’er saatlik temel futbol eğitimi alıyor. Eğitimler, TFF tarafından saptanan ve düzenlenen eğitim seminerine ka- tılan öğretmenler eşliğinde gerçekleştiriliyor. Eğitim verecek antrenörler MEB’e bağlı okullardan beden eğitimi öğretmen- leri ya da BESYO mezunlarından seçildi. Antrenman program- ları kız çocuklarının eğlenirken öğrenmelerini sağlayacak in- teraktif ve yaratıcı uygulamalar içeriyor.

Yanal: “Bayan futbolcu havuzumuz genişleyecek.”

TFF Futbol Genel Direktörü Ersun Yanal, kız futbol okulları- nın bayan futbolu için çok büyük bir atılım olduğunu belirtir-

ken, her yaş kategorisinde ve tüm bölgelerde kızları futbola kazandırarak bayan futbolcu havuzunu geliştireceklerini söy- ledi. Yanal, böylelikle bayan futbolunu tabana yayarak kulüp- lere ve Milli Takımlara iyi futbol eğitimi almış daha fazla oyun- cu kazandırmak istediklerini ifade etti. Ersun Yanal, Kız Fut- bol Okulları ile kızların futbola başlama yaşanı erkene çeke- rek onların genç yaşta bu güzel oyunla tanışmalarını arzu et- tiklerini söyledi.

Kızlar çok mutlu

TFF tarafından açılan Kız Futbol Okulları ilk günden itibaren büyük ilgi gördü. Pek çok noktada kayıtlar kısa sürede doldu ve okullar tam kapasiteyle eğitime başladı. Küçük yaşta futbol ailesine katılan kızlar futbol oynamaktan büyük keyif aldıkla- rını söylüyor. İçlerinde hedefini Milli Takım olarak belirleyen- lerin sayısı hiç de az değil. Erkeklere ayağınızı denk alın me- sajı veren kızlar kendilerine futbol oynama imkanı sağlayan TFF’ye de teşekkürlerini sunuyor.

Galatasaray öncü oldu

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin önde gelen futbol kulüplerin- den Galatasaray 6-12 yaşlarındaki kızlara yönelik açtığı futbol okuluyla kız çocukların futbol ailesine katılma çalışmalarına destek verdi. Bayan antrenörler eşliğinde kızlara futbol eğiti- mi verecek olan Florya Kız Futbol Okulu, sporun herkese ulaş- ması için diğer kulüplerimize de örnek oluyor.

(11)

Bakırköy Bayrampaşa Beylikdüzü Çamlıca Esenler Kadıköy Pendik Sarıyer Lüleburgaz

Merkez

Bornova Bayraklı Göztepe Balçova Karşıyaka Çiğli Selçuk

Merkez Keçiören Gölcük

Merkez Fatsa

Merkez

İçel Merkez Ereğli Merkez

Kız Futbol Okulları

85 noktada

(12)

Çağdaş yaşamın gereği olarak bilimde, sanatta, eğitimde, sağlıkta, sporda yani yaşamı kucaklayan her alanda, toplumu daha bilgili, daha medeni, daha sağlıklı bir şekilde ileriye götürecek olanlar bu ülkenin kadınları ve erkekleridir. Kadınına gerekli ve yeterli önemi vermeyen hiçbir ülke ne yazık ki uygar dünyada ve gelişmiş ülkeler arasında yerini alamamıştır. Bu durum; o ülkenin meclisine, eğitimine, bilimine, sanatına, iş yaşamına ve sporuna yansımaktadır. Ülkemizde kadın sporunun erkek sporuna paralel bir şekilde gelişiminin sağlanması için öncelikle spor kültürünün topluma yayılması gerekmektedir. Sporu, temel eğitimin vazgeçilmez bir parçası haline getirmek, spor yapmanın her Türk vatandaşının temel bir hakkı olduğunu vurgulamak ve en önemlisi de erkekler için yapılan her türlü spor aktivitesi, organizasyonu, etkinliğini ve yatırımını kadınlar için de yapmak gerekmektedir. Devlet, spor yapmak isteyen vatandaşlarına tüm olanaklarını sağlamalı, sağlıklı kuşakların yetişmesi için onları desteklemeli ve sporda cinsiyet açısından fırsat eşitliği yaratmalıdır.

Tüm sporlar evrenseldir ve herkese aittir

Tüm spor dallarında, gerek bireysel gerekse takım sporlarında, kadınlar arzu ettiği her dalda spor yapabilmelidir. Bu durum; o kişinin kendi özgür iradesi, beğenisi ve arzusuyla ilgili olmalıdır.

Gerek bireysel gerekse takım halinde yapılan tüm sporlar evrenseldir ve herkese aittir. Spor, uluslararası değerleri içeren kültürel bir olgu ve toplumsal bir eylemdir. Sporun özünü yarışma, rekabet ve performans oluşturur. İnsan performans gösteren, eylemde

bulunan bir varlıktır.

Spor eylemi dinamik, diğer insanlarla iletişim kurmaya açık bir alandır ve insanın gelecekteki yaşamı için örgütsel bir değere sahiptir. Sporla insan bireysel ve toplumsal deneyim kazanır, toplumsal öğrenme ve birlikteliğin yanı sıra insanın seçme özgürlüğüne, bağımsızlığını kazanmasına katkıda bulunur. Spor, insanın kendini kontrol etmesine olanak sağlar.

İnsanın iç ve dış disiplini edinmesini, korumasını ve sürdürmesini sağlar. Bilişsel, duyuşsal ve devinişsel duyarlılıklarını arttırır.

Böylelikle bedensel duyumsama ile sağlığını kontrol altında tutabilir.

Dünyanın birçok ülkesinde bir numaralı spor dalı olan futbol;

kuralları, ekonomisi, kültürü, ulusal ve uluslararası kupaları, görsel ve estetik zevki, mücadelesi, transferleri ve heyecanıyla kadın erkek ayırımı yapmaksızın onbinlerce insanı statlara;

milyonlarca insanı radyo ve televizyon başına toplamayı başarmaktadır. Futbolun tüm dünyada sevilmesinin temel nedenlerinin başında hem spor hem de eğlenceli bir oyun olarak herkes tarafından her yerde oynanabilir olması yatmaktadır.

Ülkemizde son yıllarda kadınların da futbola olan ilgisi artmasına karşın, “Futbol erkek sporudur” sloganı Türkiye’de kadınları bu alandan uzaklaştırarak futbolun sadece erkeklere ait bir spor dalı olarak görülmesine neden olmuştur. Bu yanlış değerlendirme ve yaklaşımlar, Türkiye’de kadın futbolunun ve futbolun içindeki kadın sayısının istenilen noktaya ulaşmasına engel olmuştur. Eğer bütün bu yanlış değerlendirme ve yaklaşımlar olmasaydı Türkiye’de kadınlar futbolda geri bıraktırılmışlığın sonuçlarını yaşamayacaklardı. FIFA’nın düzenlediği Kadınlar Dünya Kupası finallerinin 6.sı bu yıl Almanya’da yapılacak.

Türkiye finallerde ne yazık ki yok. Kadın futbolunda başarılar daha süreklidir. Kadınlar Avrupa Futbol Şampiyonası finalleri 1984 yılından itibaren 10 kez düzenlendi. 7 sini Almanya kadın futbol takımı kazandı. Erkekler Avrupa Futbol Şampiyonası 1960 yılından beri 13 kez düzenlendi. 3 kereden fazla kazanan takım yok. Düzenlenen son beş Avrupa Kadınlar Şampiyonasını Almanya kazanarak büyük ve emsalsiz bir başarıyı yakaladılar.

Oysa erkekler Avrupa Futbol Şampiyonasında üst üste iki kez şampiyon olan hiç bir ülke yok.

Futbol bir hayat okuludur

Günümüzde, kadın futbolunun HERKESiçinFUTBOL programı ile tüm ülke geneline yayılması hedeflenmektedir.

HERKESiçinFUTBOL felsefesinde: futbol her yerde oynanabilir, herkesin oynama fırsatı vardır ve en önemlisi ayrımcılık yoktur.

Kamuoyundaki yaygın görüşün aksine futbol kadınlara fiziksel, ruhsal, zihinsel, sosyal ve kültürel yönden hiçbir olumsuzluk getirmemektedir.

Gelişmiş ülkelerde kız çocukları yaygın şekilde futbol oynamaktadırlar. Futbol bir yaşam biçimidir, hayatla mücadeleyi öğrenme yoludur, takım ruhunu geliştirmenin ve ekip olmanın öğrenildiği yerdir, başarıya ulaşmak için bıkmadan usanmadan çalışmanız gerektiğini gördüğünüz yerdir. Futbol sizin için asla yalnızca futbol değildir… Futbol bir hayat okuludur aynı zamanda…

Antrenör, hakem, gözlemci ve futbol spikerliği yaparak Türk spor tarihine adımı yazdırmamın temelini futbolculuğum oluşturmaktadır. Başarıya giden yolda futboldan öğreneceğiniz çok şey var…

Haydi kızlar futbola…

Yrd. Doç. Dr. Lale Orta Okan Üniversitesi Spor Yönetimi Bölüm Başkanı

Haydi kızlar futbola

(13)

Kadınlar Günü futbolla kutlandı

Türkiye Futbol Federasyonu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla özel bir etkinlik düzenle- di. Bayanlar 1.Lig ve Milli Takım futbolcularından kurulu karma ile ünlülerden oluşan Ayazma (Anadolu Yazarlar ve Müzisyenler Ayaktopu) takımı gösteri maçında karşı karşıya geldi.

Sanatçılar fubolcularla karşı

Türkiye Futbol Federasyonu, bayan futboluna verdiği de- ğeri vurgulayan bir organizasyonla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı. Geçtiğimiz yıl kadın gazeteciler ve futbolcu- lar arasında yapılan gösteri maçının ardından bu kez rakip er- kek ünlülerdi. Bu özel gün nedeniyle düzenlenen maçta Ba- yanlar 1. Lig ve Milli Takım futbolcularından oluşan bayanlar karması ile ünlülerden oluşan AYAZMA (Anadolu Yazarlar ve Müzisyenler Ayaktopu) takımı karşılaştı. Bayan Milli Takım- ları ve 1. Lig karmasında Duygu Yılmaz, Yeliz Demir, Rojda Doğan, Müge İnan, Hülya Ünlü, Sibel Duman, Sevinç Çorlu, Handan Kasapoğlu, Serenay Aktaş, Başak Gündoğdu, Bürke Köksala ve Esra Özkan yer aldı. AYAZMA takımında ise oyun- cu ve yönetmen Cansel Elçin, müzisyenler Birol Namoğlu ve M. Kemal Öztürk, karikatüristler Ender Özkahraman ile Al- pay Erdem, yayıncı Can Öz, tenis öğretmeni Çağlar Sarıhan ve yönetici Özcan Cezan forma giydi.

Eşitlik bozulmadı

TFF Futbol Genel Direktörlüğü tarafından futbolu geliştirme ve her kesime yayma çalışmaları kapsamında düzenlenen gösteri maçı hava şartları nedeniyle Marmara Üniversitesi Anadolu Hisarı Kampüsü Salonu’nda futsal maçı olarak ya- pıldı. Günün anlamına uygun şekilde mücadeleyi bayan FIFA hakemimiz Deniz Dilan Gökçek yönetti. Yeşil sahaların bayan yıldızları ile sanat dünyasının renkli isimlerini buluşturan or- ganizasyon izleyenlere keyifli anlar yaşattı. Dostluk havası içinde geçen ve birbirinden güzel gollerin atıldığı karşılaşma 5-5 berabere sona erdi. Müsabaka sonunda düzenlenen tö- renle her iki takıma da madalyaları ve karanfiller verildi.

“Kadınlar çok yetenekli”

Maçta bayanlar karmasının kalesini koruyan A Bayan Milli Takımı kalecisi Duygu Yılmaz kadınların futbol sahalarında- ki başarılarını herkese göstermek istediklerini, bu tarz orga- nizasyonlarla ilginin artmaya başladığını söyledi. Futbolu çok sevdiğini bu yüzden futbol oynadığını anlatan Fatih Vatan Li- sesi Spor’dan Serenay Aktaş, hem geçen seneki organizas- yonun hem de bu senekinin çok eğlenceli ve güzel geçtiği- ni, bu tarz etkinliklerin kendilerini motive ettiğini belirtti.Gös- teri maçına katılan müzisyenlerde Birol Namoğlu kadınların futbol alanında da çok yetenekli olduğunu daha fazla kadı- nın futbolda yer almasının futbolu güzelleştireceğini vurgu- ladı. Oyuncu Cansel Elçin, kadın rakiplerinin kendilerinden daha teknik olduklarını belirterek maç boyunca zorlandıkları- nı söyledi. Elçin, ayrıca daha önce U15 Bayan Milli Takımı ile de maç yaptıklarını ve kadınların futboldaki başarısından çok etkilendiğini ifade etti.

(14)

TFF’den yeni gönüllülük açılımı

Spora yönelik sosyal sorumluluk projelerinde gönüllülerin katkısı çok önemli. Türkiye Futbol Federasyonu da bu noktadan hareketle HERKESiçinFUTBOL programı çerçevesinde daha çok insana futbol oynatmak için kapsamlı bir gönüllük hareketi yürütüyor. Proje kapsamında kulüp- lerle de işbirliği yapılarak Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen futbol etkinliklerinde görev alacak gönüllü havuzunun oluşturulması hedefleniyor.

Dünyanın tüm büyük spor organizasyonlarının gerçekleştirilmesinde gönüllüler önemli bir yer teşkil ediyor.

2008 Pekin Olimpiyatı Oyunları’nda 70 bin, 2010 Dünya Kupası’nda yaklaşık 18 bin, Türkiye’de düzenlenen 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’nda ise 1500 gönüllü görev aldı. Büyük organizasyonların yanı sıra pek çok spor aktivitesi, özellikle de sosyal sorumluluk projeleri gönüllülerin katkıları ile hayata geçiriliyor.

TFF HERKESiçinFUTBOL programı kapsamında düzenlenen pek çok etkinlikte de gönüllülerin katkısı büyük. TFF’nin en önemli misyonlarından biri mümkün olduğunca çok bireye ve özellikle çocuklara futbol oynatmak. Ülke coğrafyasının genişliği, düzenlenen etkinlik sayısı göz önüne alındığında sadece profesyonel kadrolarla böylesine geniş bir kitleye ulaşmanın mümkün olmadığı görülüyor. Bu sebeple TFF Futbol Genel Direktörlüğü tarafından HiF programı kapsamında bir gönüllük projesi yürütülüyor. Proje kapsamında Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen futbol etkinliklerinde görev alacak gönüllü havuzunun oluşturulması hedefleniyor.

Gönüllülük nedir?

Herhangi bir alanda gönüllüğün üç temel noktası vardır:

• Sorumluluk duygusu

• Çıkar gözetmeksizin hareket

• Tecrübelerini ve kişisel becerilerini paylaşmak.

Bu başlangıç noktasından harekete geçip başarılı olmak neredeyse imkansızdır. Çünkü asıl olan ülkemizin konuya nasıl baktığı ve değerlendirdiğidir. Bu da ancak daha fazla bilgiye ulaşarak mümkündür. Gönüllük projesinde konuya geniş bir açıdan bakılmış, Türkiye Futbol Federasyonu ve futbola indirgememek ilk adım olmuştur. Bu adımdaki başlangıç da Türkiye ve Gönüllülüktür. Ülkelerin çeşitli verilere göre sıralanmasını sağlayan Legatum Refah Endeksi verilerine bakıldığında ilk sıralarda Norveç, Danimarka ve Finlandiya gibi İskandinav ülkelerinin ardından Avustralya ve Yeni Zelanda’nın geldiği görülüyor. Türkiye ise bu sıralamada Ekvador, El Salvador ve Cezayir’in ardında 80. sırada yer alıyor.

Fotoğraf : Hüseyin Ekinci

(15)

2010 Legatum Refah Endeksi

Bu tabloda görülen sayılar başlıklara göre ülkelerin aldığı re- ferans puanlardır. Burada geçen “Sosyal Sermaye” başlığı ise gönüllük projesi için ayrı bir önem taşımaktadır ki ülkeler- deki gönüllülük çalışmaları ile doğrudan alakalıdır.

Sosyal Sermaye aslında sosyal bilimciler için eski bir kavram olmasına rağmen 90’larda daha bir önem kazanarak değişik çalışmalara ışık tutuyor. En kısa şekliyle özetlemek gerekirse;

sosyal sermaye, toplumda karşılıklı güven, toplumda işleyen formal ve informal yollar, yurttaşlar, gönüllü kuruluşlar, kulüp ve çıkar grupları, değerler ve sosyal normlar, ekonomik perfor- mansı ve kalkınmayı etkileyen diğer sosyal yapılarla ilgili kav- ramları kapsıyor. Bu düşünce, sosyal yapılarla normlar ara- sında iyi performans ile organizasyonlarda ekonomik verimli- lik arasında yakın ilişki olduğunu savunuyor.

Büyük bir potansiyel var

İlk bakışta misafirperverliğimizle, komşuluk ilişkilerimizle, toplum olarak yaşadığımız duygusal yükselmeler ve alçalma- larla öne çıktığımızı sandığımız ülkemizde bu sayının daha yüksek çıkmasını beklemek yanlış olmaz. Ancak Türkiye’de gönüllülük sayısı çok az. Ülkemizde gönüllü faaliyette bulu- nanların oranı sadece %1.7. Aslında bu sayının düşük olma- sı proje açısından bir şans olarak değerlendirilebilir. Gönüllük alanında kullanılabilecek büyük bir potansiyel var ve bu po- tansiyelin nasıl harekete geçirileceği çok önemli. Bu potansi- yelin işaret fişekleri de ülkemizin ev sahipliği yaptığı uluslara- rası organizasyonlarda görüldü. 2005 Şampiyonlar Ligi Fina- li, 2009 UEFA Kupası Finali, 2010 Dünya Basketbol Şampiyo- nası, 2011 Universiade Oyunları gibi büyük organizasyonlarda önemli sayıda gönüllü çalıştı ve Türkiye genç nüfusunun da verdiği avantajla bu organizasyonlardan yüzünün akıyla çıktı.

Gönüllülük sayılarımıza baktığımız zaman ise yine iki türlü karşılanabilecek tablolar karşımıza çıkıyor.

Buradaki tablolarda da küçük resim olumsuz bir görüntü ve- rirken büyük resim ise çalışmalara alınabilecek geri dönü- şümler açısından olumlu görülüyor. Buradaki bir diğer önem- li nokta ise Gönüllü faaliyetlerde bulunmayan kişilerin yakla- şımlarıdır ki araştırmalarda değişik veriler karşımıza çıkıyor.

Ekonomi Girişimcilik ve Fırsat Yönetim Eğitim Sağlık Güvenlik Kişisel Özgürlük Sosyal Sermaye

Ülke

Genel Puan

Sıralama

1 3.375 1

4 9 8 17 60 89 45 Norveç

Danimarka Finlandiya Avusturalya Yeni Zelanda Ekvator El Salvador Cezayir 3.235

3.086 3.059 3.027 -0,91 -0,948 -0,999 2

3 4 5 77 78 79

-1,007 -1,011 80

81

Türkiye Guatemala

69 65

6 1 4 13 14 75 81 79 53 71

12 2 7 8 4 97 61 90 51 88

4 5 3 2 1 73 84 72 82 88

4 17 10 15 19 73 65 67 57 77

2 6 3 13

7 88 70 93 83 84

2 6 12

4 3 60 58 101

95 83

1 2 7 4 3 96 104

74 108

48

ABD İsveç Hindistan İtalya Bosna Türkiye

%70,6

%54,4

%34,6

%27,7

%20,1

%7,7 ABD

İsveç Hindistan İtalya Bosna Türkiye

%67,8

%56,4

%32,3

%26,1

%21,3

%1,7

Gençler (U35) arasında gönüllü faaliyetlerde bulunanların oranı Gönüllü faaliyetlerde bulunanların oranı

(16)

Araştırmalara göre gönüllü faaliyetlerinde bulunmayan her 3 kişiden 2’si ‘’Zaman ayıramıyorum, zamanım ve param yok’, her 2 kişiden 1’i ‘’Kurumu tanımıyorum” ve yine her 3 kişiden 1’i ‘’Güvenmiyorum, inanmıyorum’’ geri bildirimlerinde bulu- nuyor.

Buradan çıkan sonuç Türkiye’de yönlendirici ve özverici bir kavramın eksikliğinin bulunmasıdır. Bununla ilgili çalışmalar sırasında yurtdışındaki örnekler de incelendi. Bu incelemeler sonunda Batı ülkelerinde kulüplerin de Türkiye’den farklı ola- rak Gönüllülük çalışmalarında daha önde olduğu görülüyor.

Büyük küçük, profesyonel amatör pek çok kulübün organizas- yon şemalarında Gönüllülük ile ilgilenen sorumluları bulunu- yor. Bu da ülkemiz için geliştirilen gönüllük projesinin üzeri- ne oturtulacağı kavramı işaret ediyor:”Aidiyet”

En önemli duygu “Aidiyet”

Tüm gönüllülük aktivitelerinin ardında yatan en önemli duygunun’’Aidiyet’’ olduğu varsayımından yola çıkarak TFF HERKESiçinFUTBOL birimi bu konuda çalışmalara başladı.

Gönüllü faaliyetler için olumsuz geri bildirimde bulunan her- kesin kendilerini daha ait hissettikleri olgular karşısında bun- ları nasıl yendiği üzerine çalışmalar yapıldı. Kişilerin aile bi- reylerine, okullarına, mahallelerine, işlerine vb. olgulara olan bağlılıklarını futbol için yönlendirmenin mümkün olup olma- yacağını araştırıldı. Tüm bunlar sonucunda belirlenen yön- tem ise kulüplerden yardım almak ve kulüplere yardım etmek oldu. Mevcut sistemde gönüllü olarak faaliyet gösteren HiF il sorumlularının görüşlerini almak için bir anket yapıldı. Bu anket aynı zamanda Amatör Kulüplere de yollandı. Buradan çıkan sonuçlar kulüplerimizin de organizasyon şemalarında yönlendirilmeye açık olmaları ve bu konunun üzerine gitmeye meyilli oldukları yönünde oldu. Bundan sonraki adım ise seçi- lecek pilot kulüplerde çalışmalara başlayarak gönüllük siste- min geliştirilmesi için ortak çalışmalar üretmek olacak.

2/3 1/2 1/3

Zaman

ayıramıyorum ...! Kurum

tanımıyorum ...!

Güvenmiyorum !

İnanmıyorum ! Param

yok ...!

Zamanım yok ...!

TFF’nin gönüllüler projesinin en önemli ayaklarından biri HiF il sorumluları. Futbolun yaygınlaşması için karşılıksız olarak hizmet eden HiFİS’ler kendilerini federasyon ailesinden hissettiklerini ve yaptıkları işten büyük mutluluk duyduklarını belirtiyor.

Bu işten haz duyuyoruz Gönüllü olmak mutluluk veriyor

Söz Gönüllülerin

Bu işten haz duyduğumuz için gönüllüyüz. Türkiye Futbol Federasyonu’nun daha çok insana futbol oynatmak hedefine katkıda bulunmak için karşılıksız olarak çalışıyoruz. Rize’ de her kesimden insana ulaşmak için gönüllü ağı kurmak zorundaydık. Rize’de bugüne kadar 10 binin üzerinde insana ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Özellikle Engel Tanımayanlar Şenliği ile gönüllü olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık.

Rize’de yapmış olduğumuz turnuvalarda yediden yetmişe 10 binin üzerinde insana spor yaptırdık. İnsanlara spor yaptırırken de bundan büyük bir mutluluk ve haz duyduk. Bu gönüllü çalışmalarımızı gerçekleştirirken, bir çok kişi ve kurumdan destek gördük. İlçe gönüllüleri tespit ettik. Bu arkadaşlarımızla beraber 2011 yılı sonuna kadar , HERKESiçinFUTBOL organizasyonlarıyla amacımız Rize’de en az 20 bin kişiye ulaşmak, bu insanlara futbolu sevdirmek ve yaygınlaştırmak başlıca hedefimizdir.

TFF Futbol Genel Direk- törlüğü tarafından ülkemi- zin her noktasında oldu- ğu gibi, Balıkesir’de de HiF programı ile futbolun hem spor hem de eğlenceli bir oyun olduğu anlatılmaya çalışılmakta. Ben de gönüllü olarak bu he- defe hizmet için gayret sarf ediyorum. Ço- cuklara, engellilere, bayanlara yönelik tur- nuvalarla kentimizdeki futbol iklimini zen- ginleştiriyoruz. Balıkesir’de hedefimiz, fut- bol ve spor ile içli dışlı olan tüm taban birlik- lerine HiF’i tanıtmak ve futbolun isteyen her- kes tarafından her yerde oynamasını sağla- maktır. İlimizde daha önce hiçbir kayıt altı- na girmeden yapılan büyük turnuvaları HiF kapsamında gerçekleştirmek için tanıtımlar yaptık ve turnuvaların HiF kapsamına alın- masını sağladık. Bu sayede Balıkesir’deki HiF lisanslı oyuncu sayısı 13.516’ya ulaştı.

TFF bünyesinde bir gönüllü olarak çalışmak bana büyük bir mutluluk ve haz veriyor. Ar- tık kendimi federasyon ailesinden biri ola- rak hissediyorum ve bu bilinçle hareket edi- yorum.

Herkes gönüllü olabilir

Gönüllülük çalışmaları çer- çevesinde yaşantıları bo- yunca yeşil zeminle, topla, hakem ile hiç tanışma şan- sı olmayanlara ulaşmanın, onları bu oyuna dahil etme- nin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Gönüllü çalışmalarında her birey rol alabilir. HiF, topluma hizmet eden bir projedir.Bu sayede her gönüllü yaptığı iş- ten dolayı haz alabilmekte, hizmetleri saye- sinde sosyal çevresinde saygınlık elde ede- bilmektedir. Bu projede futbolu yaşayan ve hisseden herkese gönüllü olabilme, birçok konuda hizmet sunabilme şansı verilmekte- dir. İlimizde önceliğimiz sosyal sorumluluk projeleri ile sosyo-ekonomik durumu geri olan bireylere, ulaşıp çocuklarımıza ve genç- lerimize futbol oynatmak. Manisa’da sanayi toplumunun kaynaşmasını sağlayacak tur- nuvaları oluşturmaktayız. Amatör lisansla- ma yaşında olmayan çocuklarımız için puan- lamanın yapılmadığı şenlikleri organize et- mekteyiz. Bu projede gönüllü olduğum için kendimi şanslı olarak görüyorum.

Behçet Atlı - Manisa HiF İl Sorumlusu

Bilal Karafazlıoğlu - Rize HiF İl Sorumlusu Adem Özalp - Balıkesir HiF İl Sorumlusu

(17)

Ülkemizde 2004 yılından beri özellikle üniversitelerde salon futbolu adıyla oynanan futsal, 2009 yılından itibaren TFF tarafından HiF programı kapsamında Efes Futsal Ligi adı altında resmi bir organizasyona dönüştürüldü. Gerek futsalın ülke içindeki gelişimi gerekse Futsal Milli Takımı’na oyuncu kazandırılması adına önemli bir zemin hazırlandı. Bu yıl ligde şu ana kadar oynanan maçlarla bölge birincileri belirlendi.

Yeni statüyle 8’er takımdan oluşan 2 grupta yapılacak tek devre deplasmanlı üst lig karşılaşmaları futsal liginin daha rekabetçi ve devamlılık sağlayan bir yapıya kavuşmasını ve futsala olan ilginin artmasını sağladı. Medya da futsala daha çok yer ayırıyor. Lig maçları canlı yayınlarla ekrana geliyor.

Okullarda yaygınlaşıyor

Türkiye’nin iklimsel ve fiziksel şartları değerlendirildiğinde, tabandan tavana doğru gidecek bir yapı içerisinde, futsalın daha sağlam temeller üzerine oturması adına MEB ile gerçekleştirilen protokol çerçevesinde okullarda futsalın oynanması ve yaygınlaşmasına dönük organizasyonlar yapılıyor. İlki 2010 yılında gerçekleştirilen TFF-MEB Genç Erkekler ve Genç Bayanlar Futsal Şampiyonaları’na Türkiye genelinde yaklaşık 500 takım katılmıştı. HERKESiçinFUTBOL kapsamında gerçekleşen Efes Futsal Ligi ve geçtiğimiz yıl yapılan TFF-MEB Futsal Şampiyonaları’nın olumlu etkileri sonucunda futsalın özellikle altyapılarda (okul çağlarında) yaygınlaştığı görülüyor. Bunu ispatlayan en somut veri

2011 yılında TFF-MEB Futsal Şampiyonaları’na yaklaşık 1300 takımın katılmış olması. 81 ilin 74’ünde lise ve dengi okullarımızda futsal takımları oluşturuldu ve şampiyonalara katılım sağlandı. Organizasyonun Türkiye Birinciliği grup müsabakaları etabı iki farklı ilde toplam 96 takımın buluşmasıyla gerçekleşti.

Millilerin başarısı motivasyonu artırdı

Tüm bu olumlu gelişmelere Futsal Milli Takımı’nın tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası finallerine katılma hakkını elde etmesinin eklenmesiyle tavandaki motivasyon da sağlanmış oldu. 11’e 11 futbola geçişte sağladığı katkılar, medya ve seyirci açısından salon sporunun ilgi çekici oluşu, iklimsel şartların zor geçtiği bölgelerde kapalı salonlarda oynanabilirliği, özellikle de daha az sporcu ile oynanmasının bayanların katılımını daha rahat sağlaması açılarından futsal, ülkemizde günden güne gelişme sağlıyor. Türkiye Futbol Federasyonu tarafından HERKESiçinFUTBOL programı çerçevesinde gerçekleştirilen organizasyonlarla özellikle son 2 yılda yaygınlaşma ve oynanma açısından ciddi bir ivme kazanan futsalın, önümüzdeki dönemlerde belki de profesyonel bir yapıya dönüşümü gerçekleşebilecek. Oyunun yapısı gereği sağladığı katkılar ve kolaylıklar açısından futsal, Türkiye Futbol Federasyonu’nun hayata geçireceği yepyeni projelerle her kesimin katılabildiği yapısını da korumaya devam edecek.

Türkiye futsalı çok sevdi

Milli Takımın Avrupa Şampiyonası finallerine katılma hakkını kazanmasıyla dikkatlerin üzerine

çevrildiği futsal ülkemizde tabandan tavana giderek yaygınlaşıyor. Yeni düzenlemelerle daha

rekabetçi bir yapıya kavuşan Efes Futsal Ligi hem izleyicilerin hem de medyanın daha fazla dik-

katini çekiyor. Okullarda da futsala ilgi büyük.

(18)

Futbolun cinsiyeti olmaz

Fenerbahçeli Alex de Souza’nın futbolla tanışmasında annesinin ve teyzelerinin büyük payı var.

Ülkesinde bayanların küçük yaştan itibaren futbolun içinde olduğunu belirten Brezilyalı yıldız, cinsiyet ayrımı yapılmadan oyunu seven herkesin futbolun içinde olması gerektiğine inanıyor.

Alex de Souza ayrıca bugünlere gelmesinde futsaldan öğrendiklerinin de büyük katkısı olduğu- nu belirtiyor.

Fenerbahçe’nin kaptanı Alex de Souza ülkemizdeki yedin- ci sezonunu geçiriyor. Şu ana kadar yaptıklarıyla hem kulü- bünün hem de lig tarihinin yaşayan efsaneleri arasına gir- miş durumda. Ama onu farklı kılan sadece yeşil sahalardaki müthiş performansı değil. Saha içindeki ve dışındaki duruşu, oyuna olan sevgisi Alex’i sadece kendi takımına gönül veren- lerin değil tüm futbolseverlerin büyük saygı duyduğu bir ko- numa getirdi.

Brezilyalı oyuncuyla alışılagelmişin dışında bir söyleşi yap- tık. Ona, Spor Toto Süper Lig mücadelesi, profesyonel kari- yeriyle ilgili hedefleri yerine futbolun tabanına bakışı, kadın- ların futbol oynamasına olan yaklaşımı ve ülkesinde popüler bir branş olan futsaldan kazandıklarını sorduk. Söyleşimizde onun ne denli önemli bir futbol insanı olduğuna şahit olduk.

Futbola nasıl başladın?

Tüm Brezilyalılar gibi ben de futbolla sokakta tanıştım. An- nem ve teyzelerim futbolcuydu. Onların da futbolla ilgilen- memde çok etkileri oldu. Mahalle takımında oynadım, okul

takımında forma giydim. Sonrasında ise profesyonel kariyer başladı.

Annen ve teyzelerinin futbol oynadığından bahsettin. Bil- diğimiz kadarıyla annen golcü bir oyuncuymuş. Ailenle il- gili futbol anılarını ve Brezilya’da bayan futboluna bakışı bize anlatır mısın?

Türkiye’de bayan futbolunun ne durumda olduğunu açıkça- sı bilmiyorum. Ama ülkem Brezilya’da bayanların futbol oy- naması çok doğal bir olay. Benim annem bir futbol oyuncu- suydu. Onun dört kardeşinden üçü yani teyzelerim de futbol oynadılar. Genç yaşlardan itibaren yaşamlarında futbol vardı.

Brezilya’da küçük yaşlarda kızlar futbolla tanışıyor ve kate- gori kategori ilerleyebiliyorlar. Ben bu ortamda büyüdüğüm için bir Brezilyalı olarak kadınların futbol oynaması bana çok doğal geliyor. Ama tekrar edeyim Türkiye’deki bakışı bilmi- yorum.

Biz ülkemizde de o doğallığı yakalamaya çalışıyoruz ama bu kolay olmuyor. Peki hem yıldız bir futbolcu hem de

(19)

aile babası olarak Türkiye’deki kız babalarına bu konuda bir mesajın var mı?

Eğer çocuğun futbola ilgisi varsa cinsiyet ayrımı yapmadan ailelerin onları bu alana yönlendirmesi gerekiyor diye düşü- nüyorum. Her ne kadar futbol bayanlarla iç içe geçmiş bir spor dalı olarak gözükmese de sonuçta bir spor dalı ve ben- ce diğer sporlardan farkı yok. O yüzden bence bir kız çocuğu- nun futbola ilgisi varsa ufak yaşlardan itibaren oyunun içinde olması gayet iyi olacaktır diye düşünüyorum. Böylece kendi- lerini ilgili oldukları şeyde geliştirebilirler. Aileler de konuya böyle bakmalılar bence.

Erkeklerde futbol dünyasına damga vuran isimler ülke- nizden çıkıyor. Şu anda dünyanın en iyi bayan futbolcusu olarak gösterilen Marta da Silva da bir Brezilyalı. Bu bir tesadüf mü? Kendisini tanıyor musun?

Marta’yı sadece bir kez gördüm. Fakat kendisini etkin bir şe- kilde takip eden insanlardan bir tanesiyim. Gerek yakaladığı başarılar gerekse oynadığı futbolu yakından takip ediyorum ve çok başarılı bulduğumu söylemek istiyorum. Bence bu bir tesadüf değil çünkü Brezilya’nın ortamı bu işin böyle geliş- mesine olanak sağlıyor. Çünkü her şartta her ortamda, ola- nak olduğu yerde insanlar zaten futbolu kovalıyorlar. Plajı var aynı zamanda sokakta oynanan futbolu var. İnsanlar doğdu- ğu andan itibaren zaten futbola ilgili olarak doğuyorlar, kızı erkeği hiç fark etmiyor. Ülkenin de buna olanak sağlaması, gerek bayan gerek erkek olarak en iyi futbolcuların çıkması- nı sağlıyor. Şöyle bir cümle söyleyebiliriz; İnsanlar doğuyor- lar ve sokağa çıkıp futbol oynuyorlar.

Sokak futbolu demişken, şehirlerde futbol oynanacak alanlar hızla azalıyor.Çocukları bilgisayarın başından kal- dırıp futbola çekmek için neler yapılmalı?

Bu aslında daha fazla spor kulüplerinin desteğini gerektiren bir konu açıkçası. Çünkü istenildiği zaman ortam yaratılabi- lir. Ben de bu konuyu araştırıyorum. Sadece futbol olması gerekmez başka spor dalları da olabilir. Eğer gençlere ortam yaratılır fırsat verilirse onlar da bunu değerlendireceklerdir mutlaka. Bilgisayarın başından kalkıp, onlar da sokağa çıkıp oynayacaklardır diye düşünüyorum. Brezilya’da bu işi, spor kulüplerinin haricinde belediyeler destekliyor. Bu konu hak-

kında gönüllüler oluyor, çeşitli sosyal ve sivil toplum örgüt- leri bu konuda rol üstleniyor. Alan yaratma ve alan yarattık- tan sonra insanları oraya çekmeyle ilgili çalışmalar yapılıyor.

Bence temel etken spor kulüpleri olabilir fakat onlarla birlik- te gönüllüler, belediye ve şehrin ortak çalışmasıyla da bu tip alanlar yaratılabilir diye düşünüyorum.

Futsal Türkiye için yeni bir branş. Brezilya ise dünyanın en iyilerinden. Sen futsala nasıl bakıyorsun? Futsal oyna- mak futbola geçişte ne gibi avantajlar sağlıyor?

Ben salon futboluna hayranım. Sizin gibi futsal demiyorum çünkü ben daha eskiden geldiğim için salon futbolu diyorum.

Salon futboluna aşık bir insanım ben. Mesela Brezilya’dan gelmiş geçmiş en iyi 10 tane futbolcu alsanız bunlardan 9 ta- nesi salon futbolundan gelmedir. Ben de kendime baktığım zaman 10 sene boyunca salon futbolu oynadım. Büyük saha içerisinde kendi adıma iyi ve kolay yaptığım şeylere baktığım zaman temelinin salon futbolundan geldiğini net bir şekilde görebiliyorum. Eğer sizin işinizi büyük saha da kolaylaştıra- cak şeyler varsa bunun temeli salon futbolunda atılır. Ben de bunu aynı şekilde aldım.

Türkiye de futsaldan Brezilya’daki gibi kazanımlar elde edebilir mi?

Ülkeniz de bunun altyapısını sağlayabilir, salon futbolunun temellerini kendi içinde atabilir ve geliştirebilirse Türkiye’nin hem futsal hem futbol adına kazanacağı çok şey olur.

(20)

Her yerde futbol var

Ülker’in sponsorluğunu üstlendiği HERKESiçinFUTBOL Merkezleri ve Futbol Teknik Eğitim Merkezleri’nde çalışmalar yoğun bir tempoda devam ediyor. Bu merkezlerde çocuklara futbo- lun yanı sıra beslenme eğitimi de veriliyor. FTEM ve HiFM öğrencileri düzenlenen turnuva ve şenliklerde de yeteneklerini sergileme fırsatı buluyor.

Futbol Teknik Eğitim Merkezleri ve HERKESiçinFUTBOL Mer- kezleri çalışmalarına bütün hızıyla devam ediyor. HiF Merkez- leri farklı ilköğretim okullarından gelen 10,11 ve 12 yaşındaki kız ve erkek öğrencilerin 6 hafta boyunca ücretsiz temel fut- bol eğitimi aldığı noktalar olarak hizmet verirken, FTEM’lerde yetenekli bulunan çocuklar 8 ay boyunca devam eden futbol eğitimleri alıyor.HiF Merkezleri’nde şu ana kadar 1.074’ü kız olmak üzere toplam 8.359 çocuk eğitim alırken, FTEM’lerde 464’ü kız toplam 1.926 yetenekli çocuk düzenli olarak eğitim- lere katılıyor.

Eğitimler futbolla sınırlı değil

Tüm merkezlerde HiF grubuna her dönem birer kez beslen- me eğitimi de veriliyor. TFF tarafından belirlenen beslenme uzmanları tarafından verilen eğitimlere öğrencilerin yanı sıra çoğu zaman veliler de katılıyor. Beslenme eğitimlerinin yanı sıra tüm merkezlerde oyunculara düzenli olarak “oyun ku- ralları” eğitimi de verilerek çocukların futbol oyun kuralları- nı öğrenmesi, fair play içerisinde oyuna saygı duyan bireyler olarak yetişmelerine katkı sağlanıyor.Bunun yanı sıra farklı merkezlerde yapı- lan farklı eğitimler de dikkat çekiyor.

Birçok merkezde çocuklara yöne- lik ilkyardım eği- timleri verilirken, spor ahlakı eğiti- minden program- lı ders çalışmaya uzanan yelpazede farklı eğitimler yerel düzeyde organize edilip veriliyor. Konya FTEM öğrencileri düzenli olarak İngilizce eğitimi alırken, bir çok merkezde psikolojik danışmanlar ile birlikte aile seminer- lerine de başlanmış durumda.

Turnuva ve şenliklerde buluşuyorlar

Ülker FTEM ve HiF Merkezleri öğrencileri düzenlenen turnu- va ve şenliklerde öğrendiklerini uygulama şansını yakalıyor.

TFF İzmir Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Kuşadası, Aydın, Mar- maris ve Denizli FTEM-HiFM’leri Mart ayında Nazilli FTEM- HiFM ‘nin ev sahipliğinde Nazilli’de buluştu. 10 , 11 ve 12 yaş gruplarında toplam 155 sporcunun katılımı ile gerçekleştiri- len organizasyonda FTEM-HiFM’leri öğrencileri kendi ara- larında şenlik havasında geçen maçlar oynadı. Nazilli Bele- diyesi’nin de destek verdiği organizasyon Nazilli Esat Ergü- ler Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Bir diğer FTEM-HiFM şen- liğine de Turgutlu ev sahipliği yaptı. Turgutlu , Salihli , Ak- hisar , Manisa ve Uşak FTEM-HiFM’’lerinin katılımları ile dü- zenlenen futbol şenliği 10 , 11 ve 12 yaş gruplarından toplam 180 sporcunun katılımları ile 20 Mart tarihinde Turgutlu Irla- maz Spor Vadisi’nde gerçekleştirildi. Şenlikte FTEM sporcu- ları yaş kategorilerine göre kendi aralarında karşılaşmalar yaptılar. Organizasyona katılan tüm sporculara katılım serti- fikaları verildi.

(21)

TFF’nin 2008 yılında başlattığı HERKESiçinFUTBOL(HiF) Ha- kemliği, 15-55 yaş arasında isteyen herkesin başvurabildiği bir proje. 2008 yılından bu yana futbol dünyası 8000’in üze- rinde HiF Hakemi kazandı. HiF Hakemliğine uzanan yolun ilk aşaması internet üzerinden verilen eğitim. E-öğrenmenin ar- dından 15 saatlik sınıf ve saha uygulamaları eğitimini de ba- şarıyla tamamlayan adaylar, HiF Hakemi Lisansı alarak HER- KESiçinFUTBOL programı kapsamındaki tüm müsabakalar- da ve İl Hakem Kurulları’nın uygun gördüğü Genç ve Ama- tör Lig maçlarında görev almaktalar. Hakemler gösterdikle- ri performansa göre Profesyonel Liglerde görev alabilecekle- ri gibi FIFA hakemliğine kadar yükselme şansına da sahipler.

İl Hakemliğine geçişler başladı

Bu sezon başından itibaren HiF Hakemi olarak müsabaka- larda 2 yıl görev yapmış HiF hakemlerinden İl Hakemliğine geçişler başladı. Bu hakemlerden biri Mert Büyükgiray. İs- tanbul Ticaret Üniversitesi’nde Görsel İletişim Tasarımı Bö- lümü’nden mezun olan 25 yaşındaki Büyükgiray, şimdi ise bir yandan iş hayatında boy gösteriyor bir yandan da hakemlik konusunda kendisini kanıtlamak için uğraşıyor.

Dilara Fidan ise halen HiF hakemi. Fidan, 2 Ağustos 1989 yılın- da İstanbul’da dünyaya gelmiş. Dumlupınar Üniversitesi’nde Antrenörlük Eğitimi Bölümü öğrencisi olan Fidan, aynı za- manda Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü’nde de çift ana- dal yapıyor. Futbolu çok seven ve futbol hakemliğine ilgisi olan Dilara Fidan, milyonları peşinden sürükleyen bu oyunun bir parçası olmak istediğini vurguluyor.

Dede mesleğine devam ediyor

Futbola olan ilginiz nereden geliyor sorusuyla başlıyoruz söy- leşimize. Mert Büyükgiray’ın hikayesi ilginç: ” Futbola ilgim çok eskilerden geliyor aslında. Çünkü dedem eski futbol ha- kemlerinden, İlhami Büyükgiray. Kendisi yaklaşık 20 yıl Ma- nisa bölgesinde hakem olarak birçok müsabakada görev al- mış, daha sonra sağlık problemleri nedeniyle bırakmak zo- runda kalmış. Ben de dede mesleğini devam ettirmek istedim diyebiliriz. Profesyonel olarak futbol oynamadım fakat bir- çok defa arkadaşlarımla halı sahada oynamışlığımız vardır.”

Dilara Fidan ise şöyle yanıtlıyor sorumuzu: “Ben eğitimim ge- reği futbol branşını ders olarak bir dönem boyunca aldım. Bu

Bizi motive eden oyunun içinde olmak

Ülker’in desteklediği HERKESiçinFUTBOL Hakemliği projesi üçüncü yılını geride bırakırken, İl

Hakemliğine geçişler başladı. Bu süreci yaşayan isimlerden biri olan Mert Büyükgiray ile ha-

len HiF Hakemliğini sürdüren Dilara Fidan, hakemlik kariyerlerinde geride bıraktıklarını ve ge-

lecekle ilgili hedeflerini anlattı. İkisi de milyonları peşinden sürükleyen futbolun parçası olmak-

tan dolayı çok mutlu.

(22)

zaman diliminde hocalarım sayesinde futbolla tanışıp uygu- lamalara başladım ve futbola olan ilgim giderek artmaya baş- ladı. Benim kendi branşım ve ihtisasını yaptığım branş bas- ketboldur. Yaptığım sporla futbol oyun kuralının benzerliği yok fakat sporun içinden geldiğim ve futbolu sevdiğim için ayrı ilgim vardı. Üniversitemizde düzenlenen futsal turnuvala- rında as oyuncu olarak oynadım. Futbol derslerimizde de halı saha maçlarına katıldım ve hep aktif oldum.”

Futbol sevgisi hakemliğe taşıdı

Genç hakemlerimize yönelttiğimiz ikinci soru “Neden ha- kem olmak istediniz?” oldu. Mert Büyükgiray bu sorumuza,

“Türkiye’de şöyle bir algı var; ya okuyup adam olacaksın ya da futbolcu. Ben okumayı tercih ettim ama futboldan da hiç vazgeçemedim. Farkında olmadan büyük bir tutkuyla bağ- lanmışım futbola, bu yüzden hakem olmak istedim.” cevabı- nı verdi. Dilara Fidan ise “Hakem olma konusunda ailemden ve çevremden olumlu yönde destekler aldım. Hakem olma ar- zumu okuldaki hocalarımla paylaştım. Yapmam gerekenleri söylediler ve araştırmaya başladım. Futbol ve futbol hakem- liğine olan ilgim doğrultusunda bu büyüleyici, milyonları pe- şinden sürükleyen oyunun bir parçası olmak istedim.” dedi.

Mert Büyükgiray, HiF kavramını, futbolun hem eğlenceli bir oyun hem de spor olarak algılanmasını sağlamak ve en önemlisi herkesin futbol oynamasına olanak sağlamak ola- rak tanımlarken, Dilara Fidan, sosyal sınıf, ırk, cinsiyet ve en- gelliliklerine bağlı olmaksızın futbol oynamayı arzu eden her- kesin katılımının mümkün kılınması olarak açıkladı.

Bir sosyal sorumluluk projesi

HiF Hakemliği programının hakemliğe katkılarını sorduğu- muzda, Mert Büyükgiray’dan “HiF Hakemliğinde başvurular ve eğitimin ilk aşaması elektronik ortamda olduğu için ha- kemliğin daha geniş kitlelere ulaşılması sağlanmış ve ha- kemliğe olan ilginin artmasında önemli rol oynamıştır. Ayrı- ca 18 olan hakemliğe başlama yaşı HiF hakemliği ile 15’e in- dirilmiştir.” cevabını aldık. Aynı soruya Dilara Fidan’ın yanıtı ise “Bu proje hakemliğe ve futbol sporuna farklı bir bakış açı- sı kazandırmıştır. Hakemliğin ve futbolun herkese ulaşmasını sağlamayı amaçlamış, farklı bir boyuta ulaşmıştır. Halka hiz- met ederek disiplini, takım olma ruhunu kazandıran bir sos- yal sorumluluk projesidir.” oldu.

HiF Hakemliğinde 2 yılını tamamlayan ve İl Hakemi olma- ya hak kazanan Mert Büyükgiray geçiş sürecini şöyle anlat- tı:” 2 yıl süresince 17 yaş altı maçlara ve halı saha maçları- na devam ettim. İl hakemi olurken, öncelikle koşu sınavını geçmemiz gerekiyor. Bu sınavda başarılı olduğumuzda çok- tan seçmeli yazılı sınava tabi tutuluyoruz. Ben bu iki sınavda da başarılı oldum. Tabii bu sınavlarda başarılı olmanın dışın- da başka kriterler de var. Yaş, boy, eğitim gibi. Tüm bu gerek- lilikleri sağladığım için bu sezon başı İl Hakemi oldum ve ili- mizde oynanan tüm amatör müsabakalarda İl Hakem Kurulu uygun gördüğünde görev alabiliyorum.”

(23)

Eleştiriler acımasız olabiliyor

Hakemliğin iyi ve kötü yanları nelerdir? sorumuza Mert Bü- yükgiray “Herkesin futbol anlayışı farklı maalesef. Kötü yan- larının olması da bu yüzden. Kararlarınız her zaman kabul görmeyebiliyor ve eleştiriler acımasız olabiliyor. En başta size göre top çizgi dışındaysa, bir başkası çizgi içinde göre- biliyor. İyi yanlarını da inanın başka bir yerde edinemezsiniz.

Kontrol mekanizmanız güçleniyor, daha seri karar vermeyi öğreniyorsunuz, iletişim becerileriniz gelişiyor. Kesinlikle ka- rakterinizi daha sağlam hale getiriyor. Onun dışında, güzel bir çevreniz oluşuyor.” diyerek yanıtladı.

Dilara Fidan’a göre ise hakemlik bambaşka bir duygu: “Ha- kem olmak zor bir iş. Nedeni ise hareketli bir ortamda anın- da karar veriyorsunuz. İlginin çok fazla olduğu yerde zaman zaman eleştiriler de olabiliyor. Eleştiriye karşı değilim, eleşti- ri mutlaka olacak ama dozunun kaçtığı da oluyor. Fakat ha- kemlik benim için bambaşka bir duygu. Bu camiaya katılır- sanız güzelliklerinin de farkına varırsınız ve hakemlik vazge- çilmez bir hal alır. Artılar ve eksiler ne olursa olsun, bunların içinde olmakla mutluluk duyar hale gelip futbolun oyun ta- dında olan o güzelliğini yakalıyorsunuz.”

“Sahada işimi yapıyorum”

Maçlara çıkarken üzerinizde baskı oluyor mu? dediğimizde Mert Büyükgiray, maçtan bir gün önce hazırlanmaya başlaya- rak ve motivasyonunu yüksek tutup karşılaşmaya çıkarak zor- luğu aştığını ifade ediyor. Dilara Fidan’ın yaklaşımı ise daha farklı: “Bazen maçlarda gerek taraftar gerekse oyuncular ta- rafından ‘Bayanın sahada işi olur mu? Bayan anlamaz, ku- ralları bilmez’ gibi cümleler ve argo tabirler duyuyorum. Yal- nız bunların hiç biri beni yıldırmıyor, yıldıramaz da. Ben bun- ları bile bile bu yola girdim. Verdiğim kararın arkasında olup dışarıya kulağımı kapatıyor ve sahada işimi yapıyorum. Aldı- ğım olumlu yönde tepkiler, ailemin, hocalarımın ve sevdikle- rimin desteği sonucu üzerimde herhangi bir baskı ve korku olmuyor tam tersi gururla sahaya adımımı atıyorum. Maç sü- resince hiçbir etki altında kalmaksızın, kuralları uygulama- ya, istikrarlı davranmaya çalışıyorum. Hatalarım oluyor ama daha yolun çok başındayım. Eksiklerimi gidermek için çaba- lıyorum.”

Sarvan, Collina, Orta…

Son olarak iki hakemimize bundan sonrası için hakemlik ile ilgili hedeflerini ve örnek aldıkları hakemleri sorduk. Mert Bü- yükgiray “FIFA hakemlerinden olup Türkiye’yi başarılı bir şe- kilde temsil etmek istiyorum. Örnek aldığım büyüklerimin ba- şında Sayın Oğuz Sarvan geliyor. Yabancı olarak da oyun yö- netimindeki dürüstlüğü, zekası ve hızıyla Pierluigi Collina en başta yer alıyor.” şeklinde konuştu. Dilara Fidan “Bu işi la- yıkıyla yerine getiren kişiler çok, örnekler de çok. Türkiye’de futbol üzerine doktora yapan tek kadın, Avrupa’nın ilk FIFA kokartlı bayan hakemi olan Lale Orta benim tek örneğimdir.

Ben de Türkiye’nin sayılı bayan hakemlerinden biri olmak is- tiyorum” yanıtını verdi.

(24)

Artık onların da ligi var

43 merkezde düzenlenen HiF Ligleri ile bu noktalarda daha önce maç oynayamadan ya da çok az karşılaşma yaparak sezonu geçiren çocukların futbol hayatı bambaşka bir boyut kazandı.

Hem oyuncular hem antrenörler hem de hakemler bu uygulamanın futbolumuz adına büyük ka- zançlar sağladığı fikrinde birleşiyor.

Türkiye Futbol Federasyonu, bu yıl küçük yaş gruplarında fut- bola katılımın düşük olduğu 26 il ve 17 ilçe merkezinde ha- yata geçirilecek bir proje geliştirdi. Bu noktalarda 13 , 14 ve 15 yaş altı çocuklar için HERKESiçinFUTBOL Ligleri düzen- lendi. Profesyonel-amatör kulüpler, okul takımları ve mahal- le takımlarının katılabileceği HiF Liglerinin 2010-2011 eğitim- öğretim yılı içerisinde tamamlanması planlanıyor. Haziran ayı sonunda noktalanacak olan liglere 43 merkez ve 3 ayrı yaş grubunda toplam 850 takımın katılımı hedefleniyor.

Büyük ilgi gördü

Başlangıç tarihleri coğrafi şartlar ve hava koşullarına göre değişim gösteren HiF Ligleri ilk olarak Kırşehir’de başladı.

Daha sonra Osmaniye ve Kadirli’de de ligler start aldı. Pro- jenin hayata geçirildiği ilk üç noktada ligler büyük ilgi gör- dü. Diğer yerlerde de HiF Ligleri futbol ateşini alevlendirecek.

Çocuklara değer katan bir organizasyon

U13, U14 ve U15 HiF Ligleri’nin başladığı ilk yer olan Kırşehir’de oyunun üç önemli aktörü futbolcu, antrenör ve hakemin uygulamayla ilgili düşünceleri heyecan verici.

Antrenörlük kariyerinizle ilgili bilgi verir misiniz?

İsmim Bekir Barış Cihan. 1981 Kırşehir doğumluyum.

Kırşehir’de Beden Eğitimi Öğretmenliği yapıyorum. 13 yıl fut- bol oynadıktan sonra 3 yıldır amatör takımlarda antrenörlük görevini üstleniyorum.

Kırşehir’de altyapı kategorileri açısından nasıl bir tablo var?

Amatör takım sayısı toplamda 16. 1. Amatör Lig müsabakala- rı sıkıntısız bir şekilde oynanıyor. Altyapı kategorilerinde ise sorun yaşıyoruz. U19 ve U17 Ligleri’nde takım sayısı 4 olunca lig kurulabiliyor. Kırşehir’de bu kategorilerde lig kurabiliyo-

ruz. Ancak diğer kategorilerde ise çok sıkıntı çekiyoruz.

Nedir bu sıkıntılar?

U13, U14, U15 Ligleri’nde 4 takıma ulaşabilmek çok zor. 1 veya 2 takım bu kategorilerde takım çıkartabiliyor. Diğer ta- kımlar bu kategorilerde takım çıkarmıyor, çıkaramıyor. Çün- kü bu iş gerçekten amatör bir takım için çok zor.

Fotoğraflar: Yasin Ata

(25)

Bu durum sporcular açısından ne tür sorunlar yaratıyor?

İnanın biz de ligleri kuramadığımız için çok sıkıntı çekiyoruz.

Liglerin kurulduğu illerde bir oyuncu 10-11 yaşlarında resmi müsabakaya katılırken, bizde ve bize benzeyen illerde spor- cular 16-17 yaşına kadar resmi bir müsabakaya çıkamıyor- du. Bu süre zarfında diğer illerdeki sporcuların yapmış oldu- ğu maçların yanında yaptıkları antrenman sayılarını da düşü- nürsek, bizim sporcularla aralarında hiç küçümsenmeyecek farklar ortaya çıkıyordu.

Peki TFF’nin yeni uygulaması olan HiF Ligleri’nin ne kat- kısı oldu?

Bize kattıkları düşünülemeyecek kadar büyük oldu. Şu anda 1997 doğumlu sporcularımız 26 resmi müsabakaya çıkmış bulunuyor. Belki saçma gelecek ama sporcularımız çorabı- nı, şortunu, formasını ilk defa giydi, (Rakip takım da aynı şe- kilde) ve resmi bir hakemle müsabakaya katıldı. Müsabaka heyecanını yaşadı. Bazen yendi bazen yenildi. Ama bu orga- nizasyonun futbol kültürü ve mantığı olarak çocuklara kattı- ğı o kadar değer var ki. Antrenman saatinde sporcuların maç gibi bir hedefi olmadığından antrenman yapacak sporcuyu zor bulurken, şimdi antrenman saatinde 25 kadar sporcu ha- zır bir şekilde bekliyor. Çünkü maç yapabiliyorlar.Eskiden 10 yaşından alıyor, 16 yaşına kadar sadece antrenman yapıyor- duk. Bu da tabii ki çocuklar için sıkıcı oluyordu.

Bundan sonraki beklentileriniz neler?

Biz HiF Ligleri organizasyonunun Türk futboluna çok önem- li değerler kattığını düşünüyoruz. Umarım Türkiye Futbol Fe- derasyonu da bu organizasyondan beklentilerine karşılık bul- muştur. Bizim gibi illerin futbolcu yetiştirebilmelerinde çıkış yolunun birinin bu olduğunu

düşünüyor ve devam etmesi- ni istiyorum.

Bu liglerle deneyim kaza- nıyoruz

Ne kadar zamandır hakem- lik yapıyorsunuz?

1985 yılında Kırşehir’de doğdum. 2006 yılın- da Kırşehir’de fut- bol hakemliğine baş- ladım. 2007 yılında İl Hakemi oldum.Ha- len Kırşehir’de fut- bol hakemi olarak görevimi sürdür- mekteyim.

Hakemlik yap- mak nasıl bir duygu?

Hakemliği gerçekten severek ve isteyerek seçtim. Nasıl fut- bol bir tutku ve aşksa hakemlik de aynı duyguları içinde ba- rındırıyor. Hakemliğe şu an için alıştım ama bu süreç gerçek- ten çok sıkıntılı geçti.

Nedir bu sıkıntılar?

Kırşehir’de 1 Amatör Küme, U19 ve U17 Ligleri’nde maçlar oynanıyor. Hakemlikte tecrübe çok önemli bir özelliktir. Biz hakemler bu liglerde hakemliğe başladığımız için bir adap- tasyon sorunu yaşıyoruz.

Peki TFF’nin HiF Ligleri uygulaması hakemliğe neler kattı?

Bu uygulama hakem olarak bizlere çok şey katmıştır. U13, U14, U15 ve U16 Ligleri’nde hakemlik yapmak diğer katego- rilere göre daha kolaydır. Bu liglerdeki oyuncularda; hakeme itiraz, hakemi aldatma, maçların temposu büyükler kategori- sine göre daha az şiddette oluyor. Ben ve özellikle hakemli- ğe yeni başlayan HiF hakemleri bu kategorilerde maç yönete- rek üst liglere daha hazır halde geliyorlar. Bu neden- le TFF’nin bu sezonki uygulaması ha-

kem camiası olarak bizlere ve yeni hakemlere çok önemli özellikler ka- zandırmıştır.

Motivasyonumuz arttı Futbola ne zaman başladın?

İsmim Enes Kaygusuz.1997 yı- lında Kırşehir’de doğ- dum. 2008 yılında Kırşehir Fatihspor’da futbola baş- ladım. 23 Nisan İlköğre- tim Okulu’nda öğrenimi- me devam ediyorum.

Futbol hayatından bize bahseder misin?

2008 yılında U13 kategori- si 4 takımın katılımıyla ku- rulmuştu. İlk yıl ben de Kırşe- hir Fatihspor’da futbola baş- ladım. Ama ligin başlama- sı ile bitmesi çok kısa sürdü.

Ligi tamamladıktan sonra ne yazık ki bir daha Kırşehir’de bu kategorilerde lig kurulmadı. Biz de resmi futbol müsabakala- rına ara verdik.

Daha sonraki süreçte neler yaşandı?

Bizim takımda 20 tane oyuncu vardı. Liglerin kurulması ile bu sayıda sürekli olarak bir artış sağlanıyordu. Ama ertesi sezon liglerin kurulmaması sebebiyle takım tamamen dağıldı.

TFF’nin bu yıl başlattığı HiF Ligleri’nin size katkısı ne oldu?

2008 yılındaki takımımız tekrar toparlandı. Biz turnuvaya Kır- şehir Fatihspor olarak katıldık. 2008 yılındaki U13 kategori- sinden hiçbir farkı yoktu. Hatta artı olarak maç sayımız da fazlaydı. Müsabakalar bizim antrenmanlara ve maçlara gel- me motivasyonumuzu artırdı. Maçlar bize büyük tecrübe ka- zandırdı.

Bundan sonrası için beklentileriniz neler?

Keşke bizim ilimizde daha çok takım olabilse ve daha faz- la maç yapsak. TFF bu uygulamadan vazgeçmesin. Bu bizim için çok önemli.

Referanslar

Benzer Belgeler

Halı Saha Ligi Üniversite İçi Disiplin Kurulu, Üniversite Sorumlusu, Saha Sorumlusu ve TFF tarafından görevlendirilen Bölge Antrenörü veya Bölge

g) Kulübün futbol şubesinin tüm aktif ve pasifiyle devralınmasına dair ve devir sözleşmesi yapılması hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesine dair Genel Kurul

a) Bir sezon boyunca müsabaka kıyafeti ile belirlenen ve ilan olunan saatte sahaya gelmeyen, müsabaka sahasına gelmekle beraber müsabakaya çıkmayan veya başlamış bir

(1) TFF’nin yıllık toplam gelirinin % 15'i, her bütçe döneminde 1 Nisan tarihine kadar TFF’ye sunulan ve Yönetim Kurulu tarafından kabul edilen projelerde kullanılmak

final, yarı final müsabakaları hariç tüm müsabakalarda görev yapan hakem, yardımcı hakem ve dördüncü hakemleri izler ve değerlendirir. Amatör müsabakalarda İHK tarafından

Futbolcunun ilk profesyonelliğe geçişinde yetiştirme tazminatı, futbolcuyu yetiştiren kulüplerin kategorileri ve bu kategoriler için TFF tarafından belirlenmiş

l) Psikolojik Performans Danışmanı: Çocuk ve ergen futbolcuların gelişimi ve elit sporcu yetiştirilmesine katkı sağlayabilecek, kılavuzluk yapabilecek donanıma

(1) En üst iki profesyonel ligde mücadele eden kulüpler, en fazla 2 adet iç saha, 2 adet dış saha ve 1 adet yedek forma setlerini bu talimat hükümlerine uygun şekilde