• Sonuç bulunamadı

yalı ad Hakkı Eldem

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "yalı ad Hakkı Eldem"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B o ğ a z i ç i n

M i m a r M u a l l i m S

Türk mimarisinde son zamanlara kadar etüd edilmemiş ve son zamanlarda, ancak tek tük makalelerle üzerinde tet-kikat yapılmış fakat haddi zatinde çok büyük ve ehemmiyetli bir mevki işgal eden, sivil yapıdır. Bugüıı camiler, türbeler gibi abidevî mahiyeti olan, binaların çoğunun plânları alınmış ve san'at ve arkeoloji dünyasına, tanıtılmıştır. Bu sahada çalışma henüz yenidir. Geçen asrın nihayetlerine kadar Türk mimarisi ayrı bir teşekkül olarak tetkik ve telâkki edilmemiştü'. Arap ve İran gibi İslâm mimarileri grupları arasında gösterilmiştir. Halbuki bugün, Türk mimarisinin başlı başına bir istikamet tutmuş olduğu, Arap veya İran mimarisinden tamamile ayrı bir ruh taşıdığı ve o sanatlardan aııcak bazı eşkâli iktibas etmiş olduğu anlaşılmıştır. Fakat yukarıda yazıldığı gibi tetebbü, âbidelere, resmî binalara inhisar ediyordu. Sivil mimariye ancak saraylar vasıtasile temas ediliyordu ve monumental yani ekseriya kârgir olan binalar tercih ediliyordu. Halbuki en eksik ve tamamlanması lâzım gelen görüş, evi görüştür. Fil-hakika, sivil mimarimizin ettidlerinin esasını teşkil eden eski devirler, ortadan kalkmağa mahkûmdurlar. Ve hattâ orta-dan kalkmaları normal bir şekilde değil normalden daha sür'-atli olmaktadır.

Bunun için, normal Türk sivil mimarisini etüd etmek bugün çok lüzumlu ve müstacel bir şekil almıştır. Bu sebep-ten dolayı G. S. A. mimarî kısmında bir millî mimarî semine-ri tesis edilmiş ve bu seminer ilk iş olarak, elân mevcut ve yakın bir istikbalde kaybolacak sivil binaların plânlarını relöve etmeğe başlamıştır.

Bu işin yapılması ile ne maksad güdülüyor. Biri yukarı-da zikredilen iş içirt talebeyi kullanmak, ikincisi de bu işi ta-lebeye hizmet edecek bir şekle sokmaktır. Filhakika sivil

mi-!

e b i r y a l ı

a d H a k k ı E l d e m

G ü z e l S a n ' a t l a r A k a d e m i s i millî m i m a r ! s e m i n e r i v a z i f e s i o l a r a k m i m a r A d n a n t a r a f ı n d a n yapılmıştır.

marinin etüdünden bilhassa evlerin relövesindeıı talebe çok istifade edebilir fikrindeyim. Vakıa bugün dkümanlar henüz eksik ve dundur. Talebe kendi yaptığı röleve üzerinde bizzat tetkikat yapmak mecburiyetindedir. Fakat dkümanlar topla-nınca tetkik fenni de yenileşmiş ve kolaylaşmış olacaktır. Türk sivil mimarisi bir kaç asır içinde çok kıymetli ve orijinal eser-ler yaratmıştır. Ev plânları bunu göstermektedir. Orta Asya-dan Akdeniz kıyılarına gelmiş olaıı bu san'at benliğini asırlar-ca muhafaza etmiştir. Yerine sıra ile gelen Roma, Aarp, İran ve Avrupa tesirleri son zamanlara kadar hususiyetlerini mu-hafaza etmesine mani olamamıştır. Her zaman ecnebi tesiri kendine tâbi kılarak zevk ve ihtiyacatma uydurmuştur. An-cak geçen asrın nihayetlerine doğru bu assimilation kudreti tükenmiş ve stil şema haline gelmiştir.

Bu sayıda dercettiğimiz yalı tipik bir merkezî plân nü-munesini teşkil etmektedir. Anadolunun ve Trakyanm muhte-lif yerlerinde, iklime ve malzemeye uygun stiller ve yapı tarz-ları çıktığı gibi İstanbul mmtakası da kendine mahsus bir stil çıkarmıştır. Bu stil merkezî sofa şeklini tekemmül ettir-miştir. Merkezî sofa eskiden açık bir hayat iken yaşama sevi-yesi inceldikçe camekânlarla kaplanmış ve oturma sofası ha-lini almıştır. Sofa iptidaî plânda iki mihverin takatu nokta-sı etrafında, yapılmış iken yavaş yavaş yalnız bir mihvere gö-re tanzim edilmiş ve geçen asrın karnı yarık tarzı meydana gelmiştir. İşte bu devirde, bu stilin hayat kudreti tükenmiş bu-lunuyordu.

(2)
(3)
(4)
(5)

Ç a t ı p l â n ı v e e n i n e k e s i m .

saflığını ve kıymetini kaybetmiş ise de, taksimat ve ansambl çok zenginleşmiş, yeni fikirler almış bulunuyordu. Bu zengin-leşme bilhassa münhaninin plân kompozisyonu içine girmesile ve esas mihverlere ehemmiyet verilmesile meydana gelmiş-tir. Ayni derecede muhtelif plân aksamı, (merdiven, taşlık, sofalar gibi) inkişaf etmiş ve daha monumental bir şekil al-mıştır. Bu monumentalite en yüksek derecesini 19 uncu asır ortası saraylarında bulmuştur. O devirde an'ane, mimarî eş-kâl için hemen tamamile ölmüş ve yerine boş bir dekor gel-miş iken plân şu son örneklerini vergel-miş, ve hattâ bir hayli ye-ni şekiller yaratmıştır. O zamanın yıldız sofaları, çılgın mer-divenleri bunu isbat ederler.

Resmini koyduğumuz yalı, kompozit bir stilin mahsulü-dür. Stil henüz eski devirler loşluğunu tamamen kaybetme-miş, fakat yeni tesirleri de hazmetmiş değildir. Plânı ise klâ-sik tiptedir.

Yalının 150 sene kadar evvel yapılmış olduğu stilinden anlaşılmaktadır. Filvaki daha eski bir yalının ilk tadilen ta-mir edilmiş şekli de olabilir.

Klâsik stilden ayrılığı o kadar bariz değlidir. Tepe pen-cereleri kalkmış ise de yadigârı, alçak lentolarda ve lento üs-tündeki rafta kalmıştır.

Plârr içine henüz bir münhani girmemiştir. Avrupa tesiri yalnız tezyinata inhisar etmekle iktifa etmiştir. Merdiven es-ki tarzda, yani dik ve sıkışıktır. Sofa sees-kiz köşeli yapılmış ve biri bahçe tarafında diğeri komşu tarafında olmak üzere iki çıkma ilâve edilmiştir. Sofanın pencereleri, eski camekânların

yadigârı olan geniş pencerelerle kapanmıştır. Bu şekilde ya-pılmış sofalar en eski ve klâsik tiptendir.

Bu cihet ve bina plânında göze çarpan aksiyalite, fakat simetri eksikliği bu plânın Avrupa tesirleri henüz kök-leşmeden veya plâna dokunmadan evvel yapılmış olduğunu göstermektedir.

Yalı büyücek bir Komplex'ten arta kalan son kısım idi. Bugün tamamı yanmış ve yıkılmıştır. Bir zemin, bir de birin-ci kat üzerine yapılmıştır. Zemin katı kır evlerinde ve yalı-larda olduğu gibi, nimkârgir değil tamamen ahşap yapılmış ve kabil olduğu kadar aydınlık tutulmuştur. Bu husus bu cins evleri, şehir içi ve sokak üstündeki konak ve evlerden ayır-maktadır. Hattâ zemin katında mihver üzerine geniş bir di-vanhane verilmiştir. Bu salon, dip duvarlarındaki lentoları içine gömülü, sürme pencereleri vasıtasile taşlığa bağlanmış-tır. Ve bu suretle yalının giriş mihveri denize kadar uzatıl-mış ve şeffaf tutulmuştur. Kemerli giriş kapısı ufki sürme ol-duğu için bahçe geniş bir açıklık ile eve bağlanmıştır. Bu ca-mekân şeklindeki sürme kapıda iptidai stil, plânında mevcut değildir. Deniz kenarında sağ tarafta camlı bir saçak altı var-dır. Boğaziçi yalılarında buna sık sık tesadüf edilir. Diğer oda-lar hizmet odaoda-larıdır. Üst kat esas katın burada odaoda-ların dip duvarlar, hücreleri ve yüklüdür. Hücreler ve bilhassa tavanlar, yeni cereyanın tesirini fazla göstermektedirler. Dış görünüş-ler, Türk mimarisinde her zaman olduğu gibi içerinin bir ay-nasından ibarettir. Oda pencereleri küçük ve kapaklı, sofa pencereleri azamî büyüklükte yapılmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kitabın ikinci bölümünde Rcdosun Kanunî Sü- leyman tarafından zaptından sonra önce askerî ve sivil inşaata, mevcut kale ve binaların tamir ve la- diliyle başlandığı,

(JOURNAL OF CUMHURIYET UNIVERSITY SCHOOL OF NURSING) Cilt: 12 Sayı: 1 Nisan 2008 Yılda üç sayı

Birinci kat güney köşede bulunan odanın duvar yüzeylerinde herhangi bir bezeme görülmezken, tavan göbeğinde daire formlu kartuş yüzeyinde akantus yaprağı

Taking into account channels coupling effects and clusters exchange mechanisms.. Obtaining the unified description the scattering data in wide

Fikri Sağlar (Kültür Bakanı): Velidede- oğlu yaşamı boyunca Türk Hukuk Kuru­ mu tarafından layık görüldüğü Hukuk Devleti Savaşçısı Onur ödülü’nde ifadesi­

Yapılan araştırmalar öğrencilerin çeşitli yöntem ve teknikler kullanıldığında akademik başarılarının, hatırlama düzeylerinin arttığını ve kavramlaeın

Maçka Sanat Galerisi, Sanatsal Baskılar sergisi, iş Bankası, Öğretim Elemanları sergisi.. Maçka Sanat Galerisi, kişisel

Hükümdar 1918'de Beylerbeyi Sarayı'nda hayata veda etmiş, haberin işitilmesinden hemen sonra devletin o dönemdeki güçlü adamı Enver Paşa saraya gelmiş, devrik..