• Sonuç bulunamadı

İğne Deliğinden Gelecek

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İğne Deliğinden Gelecek"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Güneş Sistemi’nin dışına çıkmayı uzun süredir istiyorduk. Ancak uzay-zamanda solucan delikleri açıp anında

başka galaksilere gitmek fizik efsanelerindeki kadar kolay değildi; kimyasal roketler ise yıldızlararası mesafelerde gram başına binlerce ton yakıta ihtiyaç duyuyordu. O yüzden tepkili foton motorlarının gelişmesini ve uzay gemilerimizin

ışık hızının yaklaşık yüzde onuna ulaşmasını bekledik.

Bu sefer amaç yeni bir başlangıç yapmak ve ideal bir düzen kurmak değildi. Bu niyetteki insanların, her biri farklı felsefelere göre tasarlanmış kolonileri, çoktan beridir buralardaki en büyük füzyon reaktörünün, Güneş’in çevresinde dolanıp duruyordu zaten. Dünya’da ise yer sorunu yoktu, çünkü embriyoların yapay rahimlere yerleştirilmesi ancak başvuranların bebeğin ömrü boyunca kullanacağı yeterli yaşam alanlarını ve fonları tahsis etmesiyle mümkündü. Ürettiklerini bize, atıklarını ise Güneş’e gönderen dev fabrika gemileri sayesinde herkesin ihtiyacı fazlasıyla karşılanıyordu. Bu yolculuğun itici gücü açlık değil meraktı. “Evrende yalnız mıyız?” sorusu kafamızı kurcalamaya devam ediyordu. Teleskoplarımız ise yıldızları incelemekte ne kadar iyi olsa da ötegezegenlerin yüzeylerini gözlerken hâlâ çok yetersizdi. En iyisi gidip bakmaktı kimse var mı diye. İlk akla gelen seçim en yakın yıldız Alpha Centauri idi elbette, ama biz onu değil gökteki en parlak yıldızı tercih ettik: Sirius’u.

Tarihteki sayısız medeniyet gibi biz de onun gizemlerini anlamak istiyorduk. İnsanlık çok eski zamanlarda bile Sirius’un ikili bir sistem olduğunu çözmüştü, hem de küçük olanın çıplak gözle görülmesine imkân olmadığı halde. Piramitlerin hava delikleri Sirius’un ışığını doğrudan mezar odasına düşürecek şekilde ayarlanmıştı. Pek çok efsanede insanlığın hocası, piri olarak görülüyordu Sirius. Onun doğuşuyla başlıyordu takvimler, oradan

gelen ziyaretçilerle başlıyordu medeniyet. İnsanlığın o zamana kadarki en büyük ortak projesi için yapılan oylamayı

hiç zorlanmadan kazanması sürpriz olmadı.

İlk aşamada insanlı uçuş imkânsızdı. Yaklaşık 80 yıl sürecek yolculuk için gönüllüler vardı elbette, ama sadece mürettebatın değil

doğacak çocuklarının da sağlıklı yaşamasını ve gelişmesini sağlayacak bir gemi bu hızlara ulaşmak için fazla büyük ve masraflıydı.

Gemiye uzaktan kumanda etmemizin önünde de küçük bir engel vardı: Aradaki 8 ışık yılı mesafe! Bizim ekranlardan izleyeceklerimiz

aslında geminin 8 yıl önce gördükleri olacaktı, soru sorsa bizden cevap alması tam 16 yıl sürecekti. Yolda karşılaşabileceği beklenmedik tehlike ve arızalarla nasıl baş edeceğinden, hangi gezegenin

neresine ineceğine kadar bütün kararları kendisi vermeliydi. Sonuç hayli gelişmiş bir yapay zekâ programıydı:

Kâşif.

Görevinin öneminden dolayı kendini korumaya, varlığını devam ettirmeye programlanmış, acil durumlarda hızlı karar verebilmesi için “içgüdülerle” donatılmıştı.

(2)

Sevdiği ve nefret ettiği bir çok şey vardı, mesela düşük ve yüksek şiddette radyasyon. Yazılım güncellemesi yapmamız da aradaki çok büyük mesafelerden dolayı çok zor olacağı için, Kâşif kendi hatalarını keşfedip düzeltebilmeliydi. Hatta önceliklerini bile değiştirebilmeliydi, ama tabii ki bir yere kadar. Görevini çok iyi anlamış olsa da kendi kendisinin nasıl çalıştığını tam olarak anlaması, mantıken mümkün değildi.Yola çıkarken neredeyse bizim kadar heyecanlı ve sabırsızdı Kâşif. Dünya üzerindeki bin bir türlü akıllı sisteme alışmış ve güvenmiştik, ama ilk defa birini çocuğumuz gibi sahipleniyorduk.

Kâşif’in fırlatılmasından sonra, gelişen teknoloji sayesinde daha hızlı başka gemiler yapıp göndereceğimizi ve

onların muhtemelen Kâşif’ten önce oraya varıp görevi de daha iyi yapacağını söyleyenler vardı, ama öyle olmadı. Aslına bakarsanız, teknoloji gerçekten de ilerledi ama bu tarz bir Kâşif-II

projesi hayata geçirilmedi. Çünkü… Kâşif’e bunu yapmak istemedik.

Yol boyunca hiç durmadan gözlemliyor, öğreniyor, gözlerimizin önünde gelişiyor ve zaman farkına aldırmadan, pek de dinleme gereği duymadan, hiç durmadan konuşuyordu. İlerleyen mesafeyle iletişim giderek daha fazla enerji

gerektirince biraz seyreldi yayınlar, ama bu onu daha da

değerli yaptı bizim için. Bu arada hata arama-bulma modülü fazla mı iyi tasarlanmıştı acaba? Sürekli kendinden şüphe eden,

suçluluk duygusuyla yüklü yapay zekâ programlarına pek alışık değildik.

Sirius etrafında yörüngeye girdikten sonra gönderdiği ilk görüntüler ise Kâşif’in gelmiş geçmiş en önemli projemiz olduğuna herkesi ikna etmişti: İnsanlığa çok

benzer bir kayıp medeniyetin kalıntılarıyla doluydu yüzey. Ama şehrin sakinleri ortada yoktu.

(Devam edecek)

Emre Sermutlu

Referanslar

Benzer Belgeler

İmparatorluğun suiistimal edici gücünün özelliğini daha iyi anlamak için lütfen ABD hükümetinin 22 Ocak 2009 tarihinde Obama başa geçtiğinde resmi internet

Belli bir genetik kodun sporun filanca dalında büyük başarı getirdiğinin kanıtlanması, bütün insanları o genetik kodu istemeye yöneltmedi, çünkü çocuklarının

Tecrübesini, reflekslerinin hızını, daha önce aldığı cezaları, en son ne zaman hata yaptığı gibi faktörleri göz önüne alan ortalama bir sürücüye göre oluşturulan

Kuramsal fiziğe göre çok özel durumlarda zamanda geriye yolculuk yapılabileceği biliniyordu; acaba bu da gelecekteki fizikçilerden gelen bir mesaj mıydı?. Ya da

Doğruldum, elime alıp baktığım- da dikiş ipliğinde düğüm olduğunu gördüm ve odanın dışına doğru uzandığını da… Benim tarafımdan mı yoksa başkası tarafından mı

Bu durumdan ötürü 2019-2023 beş yıllık stratejik planında mesleki eğitim öncelenmiş, okulumuzda yeni alanların açılması, döner sermaye işletmelerinin kurulması

Şöhretinizi veya popülerliğinizi artırmak için bu hafta hiçbir şey yapmayın. Ne zaman bir fırsat ortaya çıkarsa, onu

• Sağlık ekibi başkanı olarak sağlık ekibinize stres ve ruh sağlığı için alacakları bilgi ve yardım kaynaklarını gösteriniz. • Mümkünse enfeksiyon ve