• Sonuç bulunamadı

TÜRKÇE 2 DİNLEME METİNLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TÜRKÇE 2 DİNLEME METİNLERİ"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKÇE 2

DİNLEME METİNLERİ

(2)

2

Yemeğimi bitirdim.

Annem, aferin kızıma, dedi.

Kitabımı okudum.

Öğretmenim kocaman bir aferin verdi.

Çikolatamı kardeşimle paylaştım.

Babamdan da aferini kaptım.

Kediye süt verdim diye

Ayşe teyzeden de aldım mı bir aferin, Bir sürü aferinim oldu.

Şimdi sıra bende.

Bir aferin kardeşime.

Biri arkadaşıma.

Biri de sana.

Hem de en kocamanı:

AFERİN!

Beyza Nur Demirci

AFERİN!

1. TEMA ÇOCUK DÜNYASI

(3)

3

https://cocuk.tbmm.gov.tr/videolarp3.html ADRESİNDE BULU- NAN ALİ VE AYŞE İLE İSTİKLAL MARŞI VİDEO VERİLDİ

2. TEMA MİLLÎ MÜCADELE VE ATATÜRK

ALİ VE AYŞE İLE İSTİKLÂL MARŞI ALİ VE AYŞE İLE İSTİKLâL MARŞI

(4)

4

Bir dünya özlerim, Sen ben kavgası yok.

İşte böyle bir dünya Bir barış tarlasıdır, Büyüyelim çocuklar!

Yaşamak yıldızların altında, Yaşamak güzel şey.

İşte meydan, işte bahçe, Oynayalım çocuklar!

Yüreğimiz sımsıcak, Bir coşkulu gür ırmak, Yeryüzüne sevgi sevgi Akalım çocuklar!

M. Güner Demiray

ÇOCUKLAR

3. TEMA ERDEMLER

(5)

5

Murat sihirli anahtarıyla istediği döneme gidebilen bir çocuktur. Özel- likle Mevlana, Piri Reis, Mimar Sinan gibi Türk büyüklerinin hayatlarını araştırırken sihirli anahtarının sayesinde hemen onların yaşadığı döneme gidiyor.

Dinleyeceğiniz bu hikâye Murat’ın, Yunus Emre’yle bu yolla tanışmasını anlatır.

Okul gazetesinin bu haftaki konusu Yunus Emre’ydi. Gazeteyi okuma- sam sınıfımızın girişindeki Yunus Emre resmini fark etmeyecektim.

Nerede doğduğu ve öldüğü bilinmeyen Yunus Emre, hiç unutulmamıştı.

Şiirleri yüzlerce yıldır okunup duruyordu. Onu unutulmaz yapan neydi acaba? Bunu öğrenmenin bir yolu vardı. Benim sevgili anahtarım! Hemen anahtarımı çıkarıp gözlerimi kapadım ve “Yunus Emre’nin yaşadığı zamana gitmek istiyorum.” dedim.

Gözlerimi açtığımda kendimi bir ormanda buldum. Etrafta kimseler görünmüyordu. Biraz da korkarak ormanda yürümeye başladım. İleride odun toplayan birisini görünce içim rahatladı. Yanına yaklaşıp seslendim:

“Kolay gelsin…”

Odun toplayan adam, bana bakıp,

“Sağ ol delikanlı.” dedi.

Sonra elindeki odunları daha önce topladıklarının üstüne koydu.

Topladığı odunlara dikkat ettim, hepsi dümdüzdü! Özenle seçilmişti.

Acaba niçin hep düz odunları seçmişti?

“Odun topluyorsunuz galiba. Size yardım edebilir miyim?”

“Olur; sevinirim. Yalnız, odunların düzgünlerini seçmeye dikkat et.”

YUNUS EMRE’YLE BİR GÜN

4. TEMA MİLLÎ KÜLTÜRÜMÜZ

(6)

6

“Efendim, bunları niçin topluyorsunuz; nereye götüreceksiniz?”

“Dergâha götüreceğim.”

“Dergâh mı, orası neresi?”

“Dergâh, eğitim gördüğümüz yer. Tapduk Emre Hoca’mız bize dergâhta her türlü ilmi, güzel ahlakı öğretir.”

Yunus Emre topladığımız odunları iple bağlayıp sırtına yükledi:

“Evet… Bu kadar odun yeter.”

“Ben de sizinle dergâha gelebilir miyim?”

“Tabii ki…”

Kapıdan içeri girince Tapduk Emre’nin diğer öğrencilerini gördüm. Yu- nus Emre’nin söylediği gibi hepsi bir işle meşguldü. Kimi bahçedeki çiçekleri suluyor, kimi kaynayan yemek kazanını karıştırıyor, kimi su taşıyordu.

Ben şaşkın şaşkın etrafa bakınırken, avluya, nur yüzlü, saçı sakalı bem- beyaz biri geldi.

Yunus Emre,

“Bak, hocamız Tapduk Emre.” dedi.

Tapduk Emre yanımıza geldi; bana,

“Hoş geldin evladım.” dedi.

Saygıyla başımı önüme eğdim;

“Hoş bulduk efendim. İzin verirseniz misafiriniz olmak istiyorum.” dedim.

“Bizim kapımız herkese açık.” diyerek gülümsedi.

Tapduk Emre gülümseyerek yanımızdan ayrıldı. Biz de içeri girdik. Yu- nus, sırtındaki odunları ocağın yanına bırakırken bir ses duyuldu.

“Tapduk Emre hocamız derse başlıyor!”

Tapduk Emre konuşmaya başladı. Odada çıt çıkmıyordu. Öyle tatlı ko- nuşuyordu ki sanki ağzından bal damlıyordu:

“Alçak gönüllü olun, kimseyi küçük görmeyin. Sabırlı olmayı öğrenin evlatlarım. Tüm canlılara şefkatle davranın…”

Ders bitince Tapduk Emre, Yunus’u yanına çağırdı. Birbirimize baktık.

Yunus, hocasının yanına gidip elini öptü.

(7)

7

Tapduk Emre,

“Artık ayrılık vakti geldi Yunus’um.” dedi. “Bundan sonra insanlara iyiyi, doğruyu, güzeli, sen anlatacaksın.”

Yunus Emre, başını öne eğdi. Galiba hocasından ayrılacağı için üzül- müştü. Tapduk Emre,

“Yolun açık olsun evladım. Allah yardımcın olsun.” dedi.

Tapduk Emre’nin yanından çıktık.

“Efendim ben artık eve dönmeliyim.” dedim. “Her şey için çok teşekkür ederim.”

Yunus Emre ile vedalaştık. El sallayarak yanından ayrıldım. Bir ağacın arkasına saklandım. Anahtarımı çıkarıp, “Yaşadığım zamana geri dönmek istiyorum.” dedim.

Gözlerimi açtığımda kendimi okulda buldum. Ders zili çalmıştı. Saklan- dığım yerden koşarak sınıfa girdim.

Ders boyunca Yunus Emre’yi düşündüm durdum. Acaba ben döndükten sonra neler olmuştu? Yunus Emre, neler yapmıştı, nerelere gitmişti?

Dersin sonunda öğretmenimin yanına gittim. Merakla sordum:

“Öğretmenim! Yunus, Tapduk Emre’nin yanından ayrıldıktan sonra ne- ler yapmış?”

Öğretmenim sorumu cevapladı:

“Yunus Emre yollara düşmüş Murat. Anadolu’yu, Azerbaycan’ı, Suriye’yi karış karış dolaşıp bilgisinin ışığıyla insanları aydınlatmış. İnsanlar da onu çok sevmiş.”

Mustafa Orakçı Yunus Emre’yle Bir Gün (Kısaltılmıştır.)

(8)

8

http://www.eba.gov.tr/video/izle/70667bc828cc7a4724a30b9cf3ac cad03d13051abc001ADRESİNDE ORMANLAR VİDEOSU DİNLEME -

İZLEME METNİ OLARAK VERİLDİ

5. TEMA DOĞA VE EVREN

ORMANLAR

ORMANLAR

(9)

9

Hepimiz, ara sıra yiyecek almak ya da otobüse binmek için para kulla- nırız.

Madenî ve kâğıt para olarak iki türde para vardır. Bunlar, farklı renk- lerde, şekillerde ve boyutlarda olurlar. Üstlerinde de sayılar vardır. Böy- lece paranı kolaylıkla sayabilirsin.

(…)

Parana her zaman dikkat etmen gerekir çünkü parayı kaybetmek çok kolaydır… Kaybettiğin zaman bir daha bulamazsın. Onun için paranı her zaman güvenli bir yerde sakla. Paranı yanında taşıman gerekiyorsa bir cüzdana koy. Bir büyüğünden, senin için parana göz kulak olmasını iste.

Paranı kullanarak bir şeyler satın alabilirsin. Para harcamadan önce ne istediğini iyi düşün. Yanlış bir şey alıp paranı boşa harcamak çok kolaydır.

Bazen istediğin şeyi almak için yeteri kadar paran olmaz. Sabredip paranı biriktirirsen, paran azar azar artacaktır. Böylece bir gün istediğin şeyi satın alabilirsin. Ama unutma bizi mutlu eden şey EŞYALAR değildir.

Claire LLEWELLYN Çeviren: Burcu ÜNSAL (Kısaltılmıştır.)

PARA NEDİR?

6. TEMA VATANDAŞLIK

(10)

10

Vücudunuzun sağlıklı kalması için değişik yiyecekler yemeniz gerekir.

Bazı yiyecekler büyümenize yardımcı olur. Yara ve kesiklerin iyileşmesini de hızlandırır. İşte bazıları: Peynir, süt, balık yumurta...

Vücudumuzun vitamin ve minerallere ihtiyacı vardır. Bu yiyecekler bizi sağlıklı tutar. Meyve ve sebzelerde bol bol vitamin ve mineral vardır.

Bazı yiyecekler enerji kaynağıdır.

Çürümüş yiyecekleri yememelisiniz. Yiyecekler beklediklerinde çürür. Yi- yeceklerdeki mikroplara da dikkat etmelisiniz. Mikroplar, minicik yaratıklar- dır. O kadar küçüklerdir ki çıplak gözle onları göremezsiniz. Bazı mikroplar bizi hasta eder. Mikroplar aşırı sıcakta ölür. Bundan dolayı da tavuğu, eti ve balığı pişirip yemek gerekir.

Mikroplardan kurtulmak için meyve ve sebzeleri pişirmeye gerek yoktur.

Yemeden önce yıkamak yeterlidir.

Alastair SMİTH ve Judy TATCHELL Çeviren: Yasemin TANBİ (Kısaltılmıştır)

NE YEMELİSİNİZ?

7. TEMA SAĞLIK VE SPOR

(11)

11

Sincap, hızla ağaca tırmandı. Tarla faresi, taşların arasına gizlendi.

Kaplumbağa, başını kabuğunun içine çekti.

Uzaklardan gelen ses gittikçe yaklaşıyordu. Kirpi, toprak yuvasından başını uzattı:

“Ne oluyor böyle? Nedir bu gürültü?” diye seslendi.

“Çabuk saklan.” diye bağırdı sincap. “Bir insan geliyor!”

“Amma da çok ses çıkarıyor.” dedi kirpi. “Hiç böylesini duymamıştım. Bir kişi olduğuna emin misin?”

“Sanki birçok kişi gibi geliyor bana da. Bir tek kişi bunca sesi nasıl çıka- rır?” dedi kaplumbağa.

“Yalnızca bir adam görünüyor.” dedi sincap. “Böyle bağırdığına göre de bir sorunu olmalı. Saklanın çabuk, yaklaşıyor.”

Artık zaten kendi seslerini bile duyamaz olmuşlardı. Bütün hayvanlar susup yuvalarına çekildiler. Adamın geçip gitmesini, bu gürültünün de sona ermesini beklediler.

Oysa yavaş yavaş yürüyerek gelen adam, tam da oraya, ağacın altına oturuverdi.

Elinde küçük bir kara kutu vardı. Aslında bütün sesler de o kara ku- tudan çıkıyordu. Ama hayvanlar, bunun böyle olduğunu bilemezlerdi.

Ses, bangır bangır yükseliyor, koruluğun derinliklerine yayılıyordu.

Tüm hayvanlar, kulaklarını tırmalayan bu sesten uzaklaşmak için yuvala- rında biraz daha derine çekildiler, biraz daha büzüldüler.

Oysa adam, hiç de rahatsız gibi görünmüyordu. Elindeki kara kutuyu yere bırakmış, ellerini ensesinde keyifle kenetlemiş, oturuyordu.

Az sonra da uzanıp yattı yere.

KARA KUTU

8. TEMA BİLİM VE TEKNOLOJİ

(12)

12

Koruluktaki tüm hayvanlar, adamın sonunda yorulacağını, böyle garip sesler çıkarmaktan vazgeçeceğini umuyorlardı.

Ama nerede?

Ses arada, çok kısa bir süre kesiliyor, sonra hemen gene başlıyordu.

Uzunca bir süre geçti. Sonunda adam doğruldu, kalktı ve yürüyüp gitti.

Gözcü sincap:

“Oh, çok şükür, işte gitti.” diye seslendi diğer hayvanlara.

Yuvalarından çıkan hayvanlar rahat bir soluk aldılar.

“Neyse ki sesini de alıp götürdü.” dedi tarla faresi.

“Umarım bir daha gelmez.” dedi kirpi.

“Doğrusu şu insanlar çok garip yaratıklar.” dedi kaplumbağa. “Seslerini bir kutuda biriktirip saklıyorlar. Sonra da bizim rahatımızı kaçırmak için gelip burada boşaltıyorlar. Aynı çöplerini boşalttıkları gibi.”

Ayla ÇINAROĞLU

Referanslar

Benzer Belgeler

• Çatısal Model üzerinde yoğun araştırmaları bulunan Clements ve Keyser (1983), ulamanın (liaison) ve ses düşmesinin (elision) önemli bir tartışma noktası

• Ancak, ünlü uzaması farklılığı taşıyan bir dilde hem tek bürünbirimcik (monomoraik), hem de iki bürünbirimcik (bimoraic) seslem yapısı olabilmektedir.. •

• Türkçede ‘tekünsüzleşme’ sürecinde ikiz ünsüzü oluşturan ilk ünsüz ses olarak var olmasına karşın, sesbilgisel özelliklerini büyük ölçüde

• Özellik geometrisinde yukarıdaki gibi genizsil benzeşmesi için çıkış yerine (place) dayalı olarak 3 temel kural bulunmaktadır.. Ancak burada sorunlu olan nokta,

• Genizsil benzeşmesinde görülen yayılma ilkesinde, ünsüz (n) hemen yanındaki ünsüzün özelliğini taşıması gerektiği için kendi özelliğini silmektedir.

• Genizsil benzeşmesinde görülen yayılma ilkesinde, ünsüz (n) hemen yanındaki ünsüzün özelliğini taşıması gerektiği için kendi özelliğini silmektedir.

(dar gırtlak).. 1) Eğer /k/ ünsüzünün özelliğini çıkarmak ve yerine gırtlak çarpması özelliğini almak istiyorsak, yalnızca DİL SIRTI özelliğini

Kadınlarda ise bu süreç daha yavaş geliştiği için temel ses sıklığı (frekansı) (150-220) daha yüksektir ve gırtlak çevresi 110-112 milimetre kadardır.. Erkeklerde