• Sonuç bulunamadı

Leptin Uygulanan Saðlýklý ve DiyabetikSýçanlarda Yara Dokusu Malondialdehit veGlutatyon Düzeyleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Leptin Uygulanan Saðlýklý ve DiyabetikSýçanlarda Yara Dokusu Malondialdehit veGlutatyon Düzeyleri"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Özet

Amaç: Streptozotosin ile diyabet oluþturulmuþ ve saðlýklý sýçanlarda Leptin uygulamasýnýn yara dokularýnda malondialdehit ve redükte glutatyon düzeylerine etkisini araþtýrmak amaçlanmýþtýr.

Gereç ve Yöntem: Çalýþmada 28 adet Wistar albino erkek sýçan kullanýldý. Sýçanlar saðlýklý kontrol (n=14) ve Streptozotosin-diyabetik (n=14) olarak iki ana gruba ayrýldý. Diyabet Streptozotosin uygulamasý (intraperitoneal, 55 mg/kg) ile oluþturuldu. Kontrol grubuna eþ hacimde Sitrat tampon enjekte edildi. Streptozotosin uygulamasýndan 7 gün sonra tüm sýçanlarda, anestezi altýnda iken sýrtta orta hattýn iki yanýnda 6 adet eksizyonel cilt yarasý oluþturuldu. Saðlýklý ve diyabetik sýçanlar leptin ve taþýyýcý alt gruplarýna ayrýldý. Beþ gün süre ile leptin gruplarýna sistemik olarak leptin (intraperitoneal; 0.1mg/kg/gün), taþýyýcý gruplarýna ise eþ hacimde fosfat tampon (PBS) ve tüm sýçanlarda sýrtta orta hattýn saðýndaki yaralarýna 5 µg leptin (20 µl PBS içinde), solundaki yaralarýna eþ hacimde PBS uygulandý. Uygulamalarýn sonunda anestezi altýnda feda edilen sýçanlarýn yara dokularýnda MDA ve GSH ölçümleri yapýldý.

Bulgular: Diyabetik kontrol yaralarý saðlýklý kontrol yaralarý ile karþýlaþtýrýldýðýnda MDA düzeyleri anlamlý olarak yüksek, GSH düzeyleri anlamlý olarak düþük bulundu. Leptin; saðlýklý sýçanlarda topikal olarak uygulandýðýnda, diyabetik sýçanlarda ise topikal ve sistemik birlikte uygulandýðýnda yara dokusu MDA düzeylerinin kontrol yaralarýna göre anlamlý düzeyde düþürdü.

Sonuç: Saðlýklý ve diyabetik sýçanlarda leptin uygulamasý ile yara dokusundaki oksidan hasar azaltýlabilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Glutatyon; Leptin; Lipid Peroksidasyonu; Streptozotosin; Yara Ýyileþmesi.

Abstract

Objectives: We aimed to investigate the effects of leptin on wound tissue malondialdehyde and reduced glutathione levels in Streptozotocin-induced diabetic and healthy rats.

Patients and Methods: Experiments were performed on 28 male Wistar rats. Animals were divided as healthy control (n = 14) and Streptozotocin -induced diabetic (n = 14) rats. Diabetes was induced by injection of Streptozotocin (intraperitoneally, 55 mg/kg bw). On the 7th day after administration of Streptozotocin, six full-thickness excisional wounds were made under anesthesia in all animals. Then, both healthy and diabetic animals were divided into systemic leptin (intraperitoneally; 0.1mg/kg/day, for 5 days) and vehicle (Phosphate buffered saline (PBS)) subgroups. For topical administrations, wounds of all rats were covered with 5 µg leptin (in 20 µl PBS, for 5 days- right side wounds) and vehicle (left side wounds). At the end of these administrations, the animals were sacrificed and MDA and GSH analysis were made on wound tissues.

Results: High MDA and low GSH levels were observed in diabetic control wounds than in healthy control wounds. Topical treatment of normal wounds and systemic and topical co- treatment of diabetic wounds with leptin decreased malondialdehyde levels of wound tissue.

Conclusion: Wound tissue oxidative damage might diminish via leptin in healthy and diabetic rats.

Key words: Glutathione; Leptin; Lipid Peroxidation; Streptozotocin; Wound Healing.

Submitted : September 01, 2009 Revised : May 06, 2010 Accepted : July 26, 2010

Wound Tissue Malondialdehyde and Glutathione Levels in Leptin Treated Healthy and Diabetic Rats

Sibel Dinçer

Prof., M.D.

Department of Physiology Gazi University Medical Faculty sdincer@gazi.edu.tr

Þebnem Gülen

Assist. Prof., M.D.

Department of Physiology Baþkent University Medical Faculty sebnemgulen@gmail.com

Corresponding Author:

Yard. Doç. Dr. Þebnem Gülen Baþkent Üniversitesi, Týp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalý

Leptin Uygulanan Saðlýklý ve Diyabetik Sýçanlarda Yara Dokusu Malondialdehit ve Glutatyon Düzeyleri

This study was presented at the 1th National Leptin Symposium, 20-22 June, 2003, Konya, Turkiye.

This study was supported by Gazi Üniversitesi (BAP 01/2002-58).

(2)

Giriþ

Yara iyileþmesinin Diabetes Mellitus’da “bozulmasý veya gecikmesi” iyi bilinen bir klinik problemdir. Diyabette yara iyileþmesindeki problemler; hücresel infiltrasyonun, anjiyogenezin, granülasyon dokusunun, kollajen miktar ve organizasyonunun azalmasý ile enfeksiyöz komplikasyonlarýn artýþý olarak özetlenebilir (1).

Diyabette görülebilen yara iyileþmesi sorunlarýnýn nedenleri tamamen açýklanamamýþ olsa da temelde bu durumdan hiperglisemi sorumlu tutulmaktadýr. Yüksek kan glukozunun hücre çoðalmasýný ve kollajen yapýmýný engellediði gösterilmiþtir. Ayrýca büyüme faktörlerinin ve fibroblast çoðalmasýnýn azalmasý, yara dokusu hücrelerinde apopitoz artýþý, kemotaksis ve fagositozda görülen azalmayla enfeksiyon oluþumu gibi durumlar da hipergliseminin yara iyileþmesine olan olumsuz etkileri arasýnda sýralanabilir (1). Bunlarýn yaný sýra diyabetik yaralarda serbest radikallerin oluþumu ve bunlarý ortadan kaldýran antioksidan mekanizmalar arasýnda dengesizlik olduðu da bilinmektedir (2). Bu durum, diyabette süregelen hiperglisemi varlýðýnda glikozun ve glikolize proteinlerin oto-oksidasyonu sonucu serbest radikallerin artýþý ve savunma mekanizmalarýnýn azalmasý ile açýklanmaya çalýþýlmaktadýr (3).

Günümüzde, diyabette görülen oksidatif stres artýþý ile iliþkili metabolik faktörleri açýklamaya çalýþan çok sayýda araþtýrma yapýlmaktadýr. Biz de, sýçanlarda streptozotosin (STZ) ile oluþturulan Tip I diyabet modelinde, artan oksidatif stres ile plazma leptin düzeylerindeki azalmanýn iliþkili olabileceðini gösterdik. Hipoleptineminin görüldüðü diyabetik sýçanlarda leptin uygulamasý plazmada oksidatif stresi azalttý (4).

STZ ile oluþturulmuþ diyabet, insandaki insülin-baðýmli diyabete model oluþturmasý açýsýndan sýk kullanýlan bir modeldir. Bu modelde STZ etkisi ile pankreas’tan insülin salýnýmýnýn azalmasý nedeniyle görülen hiperglisemiye hipoleptinemi de eþlik eder (5, 6). Ýyi bilindiði üzere leptin, yað dokusu hücreleri tarafýndan sentezlenip kana salýnýr ve kandaki düzeyleri yað dokusunun miktarý ile doðru orantýlýdýr (7). STZ- diyabette plazmada leptinin düþük düzeyde bulunmasý, insülin eksikliði, glukozun yetersiz alýmý ve metabolizmasýnýn azalmasý sonucu yað dokusunun azalmasýndan kaynaklanmaktadýr (5).

Son yýllarda yapýlan çeþitli çalýþmalarda baþlýca rolünün enerji metabolizmasýnýn düzenlenmesi olduðu bilinen leptinin yara iyileþmesi üzerine de olumlu etkileri olduðu

bildirilmiþtir. Leptin sistemik ya da topikal uygulandýðýnda, normal ve leptin geninden yoksun ob/ob farelerde yara iyileþmesini hýzlandýrmaktadýr (8, 9, 10). Bu etkisini iyileþme sýrasýnda derideki epidermal keratinositler üzerine mitojenik etki ile yaptýðý gösterilmiþtir (11).

Leptinin çeþitli metabolik etkilerinin yaný sýra oksidan/antioksidan dengenin düzenlenmesinde de rolü olduðu düþünülmektedir. Bazý in vivo ve in vitro çalýþmalar ile leptinin yüksek düzeylerinin oksidatif stres artýþý ile iliþkili olduðu gösterilmiþtir (12, 13, 14). Diðer yandan leptin eksikliðinin antioksidanlardaki yetersizlikle birlikte olmasý da söz konusudur. Hatta sistemik leptin uygulamasýnýn leptin eksikliði olan ob/ob farelerde (15), leptin gen mutasyonuna sahip insanlarda (16) ve plazmada hipoleptinemi ile karakterize olan STZ-diyabetik sýçanlarda (4) plazmada yetersiz bulunan antioksidan etkinliði artýrabildiði gösterilmiþtir.

Çalýþmamýzda topikal ve/veya sistemik uygulanan fare rekombinant leptinin saðlýklý ve STZ-diabetik sýçanlarda eksizyonel deri yara dokularýnýn serbest radikal hasarýnýn deðerlendirilmesinde, lipid peroksidasyonunun göstergesi olarak kabul edilen malondialdehit (MDA) (17) ve endojen bir antioksidan olan redükte glutatyon (18) düzeylerine etkisini araþtýrmak amaçlanmýþtýr.

Gereçler ve Yöntem

Çalýþma Yerel Etik Kurul onayý alýndýktan sonra gerçekleþtirildi. Wistar albino erkek sýçanlar (n=28) (8-9 haftalýk) tek tek plastik kafeslerde, 12 saat aydýnlýk/karanlýk döngüsünde, 22 ± 2 oC oda sýcaklýðýnda tutuldular. Bir hafta süreyle ortama alýþtýrýlan sýçanlar çalýþma boyunca standart sýçan yemi ve musluk suyu ile serbest beslendiler.

Sýçanlar diyabet olmayan kontrol (NDM) (n=14) ve STZ- diyabetik (STZ-DM) (n=14) olmak üzere 2 ana gruba rastgele seçimle ayrýldýlar. Diyabet oluþturmak üzere 18 saatlik açlýk sonrasý (suya eriþim serbest), STZ-DM grubuna intraperitoneal (i.p.) olarak soðuk sitrat tamponda (0.1 M, pH=4.5) çözülmüþ Streptozotosin (Sigma) (55 mg/kg), NDM gruba ise eþ hacimde sitrat tamponu uygulandý.

STZ uygulamasýndan 7 gün sonra Glukometre (Glukotrend) ile ölçülen açlýk kan glukoz deðeri 300 mg/dl ve üstü olan sýçanlar diyabetik olarak kabul edildiler. Glukoz tayininin yapýldýðý gün tüm sýçanlarýn Ketamin (60 mg/kg) ve Ksilazin (8 mg/kg), anestezisi altýnda iken sýrt derileri traþ edilip, % 70 lik etanolle silindikten sonra sýrtlarýnda orta hattýn iki yanýnda üçer adet eksizyonel deri yarasý 6 mm

(3)

lik dermal delgeç (Bahadýrlar, Türkiye) ile oluþturuldu.

Uygulamalar için kontrol ve diyabetik ana gruplar ikiþer alt gruba ayrýldý. NDM ve STZ-DM gruplardaki 7 þer sýçana Fosfat Tampon Çözeltisi (PBS) içinde çözülmüþ fare rekombinant leptin (Calbiochem, Almanya) (0,1 mg/kg/gün, i.p.)(4), ve geriye kalan sýçanlara eþ hacimde PBS uygulandý. Sistemik uygulamalarýn yaný sýra tüm sýçanlarýn sýrtlarýnda orta hattýn saðýndaki yaralarýna 20µl hacimde PBS içinde çözülmüþ 5 µg leptin, solundaki yaralarýna eþ hacimde PBS uygulandý. Yara oluþturma günü uygulamanýn 1. günü kabul edildi ve uygulamalar 5 gün boyunca her gün 15.00 ve 15.30 saatler arasýnda yapýldý.

Uygulamalarýn sonlanmasýndan bir gece önceden aç býrakýlan sýçanlar Tiopental Na (40 mg/kg) anestezisi altýnda iken kalplerinden kan alýnarak feda edildi. Yara dokularý, yara oluþturmak için kullanýlan delgeç ile çýkarýlarak sývý azota kondu ve ölçümler yapýlana dek - 800C de saklandý. Santrifüj edilen kanlardan ayrýlan plazmalarda leptin düzeyleri sýçan Leptin ELISA kiti (Titerzyme, Assay Designs, USA.) kullanýlarak ölçüldü.

Yara dokularýnda antioksidan olan redükte glutatyon (GSH) ve lipid peroksidasyonunun son basamaðý olan MDA’nýn belirteci olan tiyobarbütirik asit reaktif ürünleri (TBARS) spektrofotometrik olarak ölçüldü (19, 20).

TBARS ölçümü için yara doku örnekleri tartýlarak soðuk trikloroasetik asit (TCA) içinde (1 gr doku + 9 mL %10’luk TCA) buzlu ortamda homojenize edildi. Homojenat 15 dk süre ile 4000 rpm’de, +4oC’de santrifüj edildi.

Süpernatandan 750 ìL alýnarak üzerine eþit hacimde % 67’lik tiyobarbitürik asit (TBA) ve 10 ml %1’lik butilhidroksitoluen (BHT, %95 alkol içinde) eklendi ve 100 0C de 15 dakika bekletildi. Süre sonunda soðutulan örnekler 535 nm’de köre karþý okundu. Doku MDA düzeyleri nmol/gr doku olarak hesaplandý (19).

Dokuda GSH tayini için modifiye Elman yöntemi kullanýldý (20). Yara doku örnekleri tartýlarak soðuk TCA içinde (1 gr doku + 9 mL %10’luk TCA) buzlu ortamda homojenize edildi. Homojenat 15 dk süre ile 4000 rpm’de, +4oC’de santrifüj edildi. 0.5 mL süpernatan alýnarak üstüne 2 mL 0,3 M Na2HPO4 2H2O ve 0,2 mL dithiobisnitrobenzoik asit (DTNB, 0.4 mg/mL %1 sodyum sitrat) ilave edildi. Örnekler 412 nm’de köre karþý okundu.

Doku GSH düzeyleri µmol/gr doku olarak hesaplandý.

Verilerin analizi “SPSS 13.0 for Windows” ile gerçekleþtirildi. Deðiþkenlerin normal daðýlým gösterip

göstermediði Shaphiro-Wilk testi ile, varyanslarýn homojen olup olmadýðý Levene’s testi ile kontrol edildi. Varyansýn homojen olmadýðý ve deðiþkenlerin normal daðýlmadýðý gözlendiðinden nonparametrik testler uygulandý. Baðýmsýz gruplar arasýndaki iliþki: Mann Whitney U testi ile; baðýmlý gruplar arasýndaki iliþki Wilcoxon testi ile gerçeklestirildi, p<0.05 deðerleri anlamlý olarak kabul edildi.

Tüm veriler ortalama ± Standart Hata (SH) olarak ifade edildi.

Bulgular

STZ uygulamasýndan bir hafta sonra yapýlan ölçümlerde, kan glukozu STZ-DM sýçanlarda (n=14) kontroller (n=14) ile karþýlaþtýrýldýðýnda anlamlý olarak yüksek bunmuþtur.

(339,2 ± 18,5 mg/dl ile 126,2 ± 3,92 mg/dl; p< 0.05).

STZ-DM sýçanlarýn plazma leptin düzeyleri ise NDM sýçanlar ile karþýlaþtýrýldýðýnda anlamlý olarak düþük bulunmuþtur (0,23 ± 0,04ngr/dl ile 2,93 ± 0,32 ngr/dl;

p< 0.05).

Diyabetik kontrol yaralarý (i.p. PBS ve topikal PBS) saðlýklý kontrol yaralarý ile karþýlaþtýrýldýðýnda yüksek MDA ve düþük GSH ile karakterize artmýþ oksidatif stres durumu sergilemektedir. Yaralarýn MDA ve GSH düzeyleri Þekil 1’de verilmiþtir. Saðlýklý sýçanlarda leptin uygulanan yaralar kontrol yaralarý ile karþýlaþtýrýldýðýnda, leptinin sadece topikal olarak uygulandýðý yaralarýn doku MDA düzeyleri, anlamlý olarak düþük, GSH düzeyleri ise anlamlý olarak yüksek bulunmuþtur. Yara dokusu MDA düzeyleri STZ-DM sýçanlarda diyabetik kontrol yaralarý ile karþýlaþtýrýldýðýnda; leptinin topikal+sistemik birlikte uygulandýðý yaralarda anlamlý olarak daha düþük bulunmuþtur. Leptin uygulamalarýnýn diyabetik yaralarda GSH düzeyleri üzerine anlamlý bir etkisi olmamýþtýr.

(4)

Tartýþma

Çalýþmamýzda STZ ile diyabet oluþturulan sýçanlarýn plazmasýnda leptin düzeyleri kontrol grubundan düþük bulunmuþtur. STZ-diyabette vücut yað kitlesindeki azalmaya paralel olarak plazmada hipoleptinemi saptanmasý, literatürde tanýmlanmýþ bir durumdur (5, 6).

Yaptýðýmýz çalýþmada elde ettiðimiz önemli ilk bulgu, saðlýklý sýçanlarda kontrol yaralarý ile karþýlaþtýrýldýðýnda topikal leptin uygulanmýþ yara dokularýnýn MDA

düzeylerinin anlamlý olarak düþük oluþudur. Yara dokularýnda düþük TBARS düzeylerinin ya da genel anlamda azalmýþ lipid peroksidasyonunun iyi organize bir yara iyileþmesi durumu ile iliþkili olduðu yapýlan çeþitli çalýþmalarla gösterilmiþtir (2, 21, 22).

Topikal yoldan uygulanan leptinin normal (genetik yoksunluðu olmayan) farelerde yara iyileþmesini hýzlandýrdýðý daha önce bildirilmiþtir (9). Ýyileþme sýrasýnda 180

160 140 120 100 80 60 40 20 0

12

10

8

6

4

2

0

A B C D

NDM STZ-DM

Yara Dokusu MDA Düzeyleri (nmol/gr doku)Yara Dokusu GSH Düzeyleri (nmol/gr doku)

Þekil 1. Kontrol ve diyabetik sýçanlarýn eksizyonel yara dokularýna ait Malondialdehit ve Redükte Glutatyon düzeyleri. A- Kontrol, B- Topikal leptin uygulamasý, C-Sistemik leptin uygulamasý, D-Sistemik ve topikal leptin uygulamasý. Deðerler gruplarýn ortalamalarý ve standart hata olarak verilmiþtir (n=7). *p<0.05.

(5)

yara sýnýrýnda bulunan ve çoðalma gösteren keratinositler leptinin etki hedefi olan özgül OB-R reseptörünü bulundurmaktadýrlar. Leptinin bu reseptörleri aracýlýðýyla insan keratinositlerinde mitozu artýrdýðý in vitro olarak gösterilmiþtir (9). Ayrýca, Savini ve ark. (23) leptinin keratinositlerde geçici olarak ROS yapýmýný ve ardýndan çeþitli endojen antioksidanlarý artýrdýðýný göstermiþler ve bu artýþýn oksidatif stresle baþa çýkabilmek için leptinin oluþturduðu bir uyum mekanizmasý olduðunu ileri sürmüþlerdir.

Saðlýklý sýçanlarda, beraberinde topikal leptin uygulansýn ya da uygulanmasýn, sistemik leptin uygulamasý (i.p.leptin+topikal PBS ve i.p. leptin+topikal leptin gruplarý) yara dokusu MDA ve GSH düzeylerinde anlamlý bir fark oluþturmamýþtýr. Daha önce yaptýðýmýz bir çalýþmanýn sonucunda ayný protokolle sistemik olarak uygulanan leptinin saðlýklý sýçanlarda plazmada da MDA ve GSH düzeylerini etkilemediðini bildirmiþtik (4). Her iki çalýþmanýn sonuçlarý, leptinin saðlýklý sýçanlarda yara iyileþmesi üzerine belirgin etkisinin sadece topikal yoldan uygulandýðýnda görüldüðünü, sistemik uygulanan leptinin yara iyileþmesine direkt bir etkisi olmadýðý gibi lokal etkisini de maskelediðini düþündürmektedir.

Saðlýklý ve STZ-diyabetik sýçanlarda sistemik leptin uygulamasýnýn plazmada oksidatif strese etkisini deðerlendirmek amacýyla yaptýðýmýz önceki çalýþmamýzda, 2 haftalýk kontrolsüz diyabeti olan sýçanlarda hipoleptinemi ve hiperglisemiye artmýþ MDA düzeylerinin eþlik ettiðini göstermiþtik. Adý geçen çalýþmada sistemik yoldan uygulanan leptin diyabetik sýçanlarda kontrollere göre plazma MDA düzeylerinin daha düþük, GSH düzeylerinin daha yüksek bulunmasýna neden olmuþtur. Saðlýklý sýçanlarda ise leptinin plazma oksidatif stresi üzerine etkisi gözlenmemiþtir (4).

Diyabetik sýçanlarda oksidatif stres artýþýnýn yara iyileþmesi için bir sorun olduðu bilinmektedir. Çalýþmamýzda deðerlendirilen diyabetik kontrol yaralarý saðlýklý kontrol yaralarýyla karþýlaþtýrýldýðýnda yüksek MDA ve düþük GSH düzeyleri sergilemiþlerdir. Diyabetik yaralardaki yüksek MDA düzeyleri yara dokusundaki serbest radikal aracýlý hasarý yansýtabilir. Glutatyonun antioksidan savunmada rol alarak azaldýðý ve bu azalmanýn da iyileþtirmeyi geciktiren faktörlerden olduðu daha önceden yapýlmýþ çeþitli çalýþmalarda vurgulanmýþtýr (2, 22).

Diyabette yara iyileþmesini bozan moleküler düzeyde çok sayýda deðiþiklik bildirilmiþtir. Bunlardan büyük oranda

sorumlu olan faktör yüksek kan glukozudur (1). Diyabetik fenotip sergileyen ve leptin geninden yoksun olan ob/ob farelerde de yara iyileþmesinde gecikme olduðunun ve leptin uygulamasý ile iyileþmenin düzeltilebildiðinin gösterilmesi diyabetik yaralar açýsýndan leptine dikkati çekmiþtir (8, 10). ob/ob fareler þiddetli diyabet ve obeziteye eþlik eden hormonal, hematolojik ve immün sorunlarýn bir araya geldiði karmaþýk bir metabolik tabloya sahiptirler.

Dolayýsýyla bu fareleri sistemik leptin ile tedavi etmek, sahip olduklarý hormonal ve metabolik sorunlarý düzelterek, gecikmiþ yara iyileþmesini düzeltebilir. Çalýþmamýzda leptin geni açýsýnda sorunu olmayan ancak Tip I diyabet durumu sergileyen hipoleptinemik sýçanlarda leptinin yara iyileþmesindeki oksidatif duruma etkisini gözlemeye çalýþtýk. Çalýþmanýn bu amaçla planlanan kýsmýndaki ilk bulgu, sadece topikal leptin ile tedavi edilen diyabetik yaralarýn MDA ve GSH deðerlerinin diyabetik kontrol yaralarýndan anlamlý bir fark göstermeyiþidir. Diyabette oluþan oksidatif stresin yara dokusuyla sýnýrlý olmayýp tüm sistemi ilgilendirebileceði düþünülürse sadece topikal uygulanan leptinin saðlýklý sýçanlardaki olumlu etkiyi göstermemesi kabul edilebilir. Diyabetiklerde sadece sistemik leptin uygulamasýndan etkilenen yaralarýn ise MDA ve GSH düzeyleri kontrollerden istatistiksel olarak farklý olmamakla birlikte MDA da azalma, GSH da ise artýþ eðilimi belirgindir. Diyabetiklere sadece sistemik olarak uygulanan leptin kan glukozunu deðiþtirmemiþtir.

Dolayýsýyla sadece sistemik leptin uygulamasýnýn yara lipid peroksidasyonu ve GSH düzeylerine anlamlý bir etkisinin olmayýþý leptinin, hipergliseminin yara dokusu üzerine olan etkisini deðiþtiremediðini düþündürmektedir.

Diyabetik sýçanlarda leptinin sistemik ve topikal birlikte uygulanmasýndan etkilenen yaralarýn diyabetik kontrol yaralarýna göre anlamlý olarak daha düþük MDA düzeylerine sahip olmasý dikkat çekicidir. STZ-diyabette uyguladýðýmýz sistemik leptin uygulamanýn sürekli infüzyon deðil, günde bir kez olmasý nedeniyle plazmada leptin düzeylerinin artýþýna neden olmamýþtýr. Ancak topikal uygulama ile birlikte yara dokularýnda lipid peroksidasyonunun azalmasýný saðlayacak etkiyi oluþturduðu görülmektedir.

Sonuç olarak leptinin; saðlýklý sýçanlarda sadece topikal olarak uygulandýðýnda, STZ diyabetik sýçanlarda ise topikal ve sistemik birlikte uygulandýðýnda yara dokusunda lipid peroksidasyonunu azalttýðý literatürde ilk kez tarafýmýzdan bildirilmektedir.

(6)

Kaynaklar

1.Blakytny R, Jude E. The molecular biology of chronic wounds and delayed healing in diabetes. Diabet Med 2006;23: 594-608.

2.Rasik AM, Shukla A. Antioxidant status in delayed healing type of wounds. Int J Exp Pathol 2000;81:

257-263.

3.Hunt JV, Dean RT, Wolff SP. Hydroxyl radical production and autoxidative glycosylation. Glucose autoxidation as the cause of protein damage in the experimental glycation model of diabetes mellitus and ageing. Biochem J 1988;

256: 205-212.

4.Gulen S, Dincer S. Effects of leptin on oxidative stress in healthy and streptozotocin induced diabetic rats. Mol Cell Biochem 2007; 302: 59-65.

5.Havel PJ, Uriu-Hare JY, et al. Marked and rapid decreases of circulating leptin in streptozotocin diabetic rats: reversal by insulin. Am J Physiol 1998; 274 (5 Pt 2): R1482-1491.

6.Sivitz WI, Walsh S, Morgan D, Donohoue P, Haynes W, Leibel RL. Plasma leptin in diabetic and insulin-treated diabetic and normal rats. Metabolism 1998; 47: 584-591.

7.Friedman JM, Halaas JL. Leptin and the regulation of body weight in mammals. Nature 1998; 95: 763-770.

8.Ring BD, Scully S, Davis CR, et al. Systemically and topically administered leptin both accelerate wound healing in diabetic ob/ob mice. Endocrinology 2000; 141:

446-449.

9.Frank S, Stallmeyer B, Kampfer H, Kolb N, Pfeilschifter J. Leptin enhances wound re-epithelialization and constitutes a direct function of leptin in skin repair. J Clin Invest 2000; 106: 501-509.

10.Stallmayer B, Pfeilschifter J, Frank S. Systemically and topically supplemented leptin fails to reconstitute a normal angiogenic response during skin repair in diabetic ob/ob mice. Diabetologia 2001; 44: 471-479.

11.Stallmayer B, Käpfer H, Podda M, Koufmann R, Pfeilschifter J, Frank S. A novel keratinocyte mitogen:

regulation of leptin and its functional receptor in skin repair. J Invest Dermatol 2001;117: 98-105.

12.Bouloumie A, Marumo T, Lafontan M, Busse R. Leptin induces oxidative stress in human endothelial cells. FASEB J 1999; 13: 1231-1238.

13.Maingrette F, Renier G. Leptin increases lipoprotein lipase secretion by macrophages: involvement of oxidative stress and protein kinase C. Diabetes 2003; 52: 2121- 2128

14.Beltowski J, Wójcicka G, Marciniak A, Jamroz A.

Oxidative stress, nitric oxide production, and renal sodium handling in leptin-induced hypertension. Life Sci 2004;

74: 2987-3000.

15.Watson AM, Poloyac SM, Howard G, Blouin RA. Effect of leptin on cytochrome P-450, conjugation, and antioxidant enzymes in the ob/ob mouse. Drug Metab Dispos 1999; 27: 695–700.

16.Ozata M, Uckaya G, Aydin A, Isimer A, Ozdemir IC.

Defective antioxidant defense system in patients with a human leptin gene mutation. Horm Metab Res 2000; 32:

269–272.

17.Del Rio D, Stewart AJ, Pellegrini N. A review of recent studies on malondialdehyde as toxic molecule and biological marker of oxidative stress. Nutr Metab Cardiovasc Dis 2005; 15: 316-328.

18.Atmaca G. Antioxidant effects of sulfur-containing amino acids. Yonsei Med J 2004;45: 776-788.

19.Casini A, Ferrali M, Pompella A, Maellaro E, Comporti M. Lipid peroxidation and cellular damage in extrahepatic tissue of bromobenzene intoxicated mice. Am J Pathol 1986; 123: 520–531.

20.Aykaç G, Uysal M, Yalçin AS, Koçak-Toker N, Sivas A, Oz H. The effect of chronic ethanol ingestion on hepatic lipid peroxide, glutathione, glutathione peroxidase and glutathione transferase in rats. Toxicology 1985;

36: 71–76.

21.Dincer S, Babul A, Erdogan D, Ozogul C, Dincer SL.

Effect of taurine on wound healing. Amino Acids 1996;

10: 59-71.

22.Musalmah M, Nizrana MY, Fairuz AH et al.

Comparative effects of palm vitamin E and alpha- tocopherol on healing and wound tissue antioxidant enzyme levels in diabetic rats. Lipids 2005; 40: 575-580.

23.Savini I, Catani MV, Rossi A, et al. Vitamin C recycling is enhanced in the adaptive response to leptin-induced oxidative stress in keratinocytes. J Invest Dermatol 2003;

121: 786-793.

Referanslar

Benzer Belgeler

Aktif ve inaktif Behçetli hasta- larda ve kontrol grubunda leptin, CRP ve ESH düzeyleri Mann- Whitney U-test kullan›larak karfl›laflt›r›ld›.. Anlaml›l›k de¤eri

Masanın başında Yakup Kadri daima güler yüzlü, ve hafif surette müstehzi, Yahya Kemal daima atlet vücutlu ve üstat tavırlı idi ve geride kalanlarımız

The differences of urban areas compared to rural areas and other areas set requirements for the construction and operation of the government apparatus in urban

It is also a generalized view that the stress has always a negative impact on the achievement motivation but the present findings of the study do not provide any support to

Keller (1993) notes that brand recognition is an essential prerequisite for the growth of brand identity. This study shows that high retail stocks favor local brands,

After the numerical computationof our model using both mean-variance models and mean adjusted variance models, the obtained result shows that the adjusted model has more return

Onun eserleri­ ni daima güzel kabul

The Karakalpak folk rituals of fa­ mily holidays as wedding were celebra­ ted long ago, exactly, in early ages when the patriardhel w ay of life was formed, when patriarcal