1AKVİMDEN BİR YAPRAK?
I * Í P W ’M ahm ut
Yesari, Mahmut
Yesari yı oldurdu!
«bir T iy a tro su nun komedi k ıs m ında f a g n o l’un Yalı u şağ ı başlığite diümi- zo nakledilen «Mari-
üs»ü oynanıyordu. E seri adapte eden Mahmut Y esari kolum a içirdi:
— H a tırla r mısın hoca? dedi. Beni ilk defa gazeteciliğe sokan sen oldun.
i— Evet, bundan otuz beş sene ev vel çıkardığın «(»idik» adlı bir mi-
\ zah gazetesine bir k a rik a tü r getir-
! dini. Bunu benden otuz kuruş güm üş p ara y a satın aldın... Ne bereketli p a ra im iş! H âlâ bitmedi. O, bu h u su sta zayi# tı ve suçlu idi. F a k a t onun bu zâfından is tifade etm ek k ü ç ü k lü ğünü gösterenler o ndan daha suçlu idiler.
T ü rk rom ancılığına bu k ad a r b ü yük him m et ve hizm eti olan M ahm ut Y esarinin telif eser piyasasına da o kadar z a ra rı dokunm uş o lduğuna şüphe yok tu r. Onun yazı fiy a tım o- luruna bağlam ası yüzünden d ü n y a nın en güç mesleki olan m u h a rrirlik sâlikini kesliyem iyen ve ancak s e r vet sahibinin eğlenm ek için y ap a c a ğ ı bir meslek diye ta n ınm ıştır.
r ~ Yazan : “ '1
i U L U N A Y j
Şikâyet mi ediyordu, yoksa mem- : nuniyetini mi söylüyordu? Baııa şi- I kâyet giıbi geldi. F a k a t acaba haklı
m ı idi? Babıâli caddesi M ahm ut Ye sarinin kadir ve kıym etini hiç b ir za m an in k â r etm em iştir. Onun eserleri ni daima güzel kabul etm iştir. F a k a t ne çare ki bu velûd m uharrir, B abIâ li caddesi k ad a r kendi ltadr ü kıym e tini bilmiş değildir. Çok içerdi. O k ad a r çok içerdi ki ayıklığı ile içkili zam anını birbirinden, ay ırt etm eğe im kân yoktu. ___ M ahmut Y esari rom anlarından, ti yatım larından büyük büyük p a ra la r kazanm ıştır. F a k a t bıı p a ra la r işret belâsına tu tu lan la rın hayatlarındaki intizam sızlık ve günü gününe y aşa mak zoru ile k a r gibi eriyor ve Mah m ut Y esariyi p a ra bulm ak ıstrrarile k ita p çılar elinde bir oyuncak yap ı yordu. O k ad a r ki birahanede eksik kalm ış bir içki zevkinin tam am lan m ası için m eyhane miçosu ile tâb i’- la ra daha yazılm am ış bir rom anın alelhesap alm an m akbuzu gönderili yor ve alınan, p a ra hem en o rac ık ta eritiliyordu.
M ahm ut Y esari rom ancılıkta k u v vetini iki sahada toplar, h a ttâ m u vaffakiyetinin s ırrı bu n lard ır: Ü s lûp ve tasvir... Eserlerinde v ak a d an ziyade teb arü z eden şahsiyetlerle o- kuyucuyu tu ta r ve y ü rü tü r. R om anla rın d a popüler bir edâ g ö rü lü r; bu o- nu iç sıkıcı edebiyat k ay ıtla rın d a n k u rta rd ığ ı için rom anlarında içilm esi < ve hazm ı kolay bir m em ba suyu h a fifliği vard ır. j I M ahm ut Y esarinin verem le m ü c a delesi yeni değildir. Evvelce de te d a viye ih tiyacı olmuş ve birinci d e fa yine doktor İhsan R ifntın ihtim am ı ile h astalığ ı yenm eğe m uvaffak ol m uştu. F a k a t bu h asta lık daim i b ir ih tiy a t istiyor, bilhassa h astan ın iç kiden şiddetle kaçınm ası icabcdiyor- du. M ahm ut Yesari ise içiyordu, yır,e içiyordu, daim a içiyordu.
M ahm ut Y esari gibi bir meslekti»? kaybettiğim iz için m üteessiriz, f a - ! k a t teessü rü m ü z k ad a r ona k a r ş ı; infialim iz de b ü y ü k tü r; ç ü n k ü M ah- j
m ut Y esari, M ahm ut Y ceariyi ö l- j dürdü!