• Sonuç bulunamadı

Cep telefonu elektromanyetik alanının Escherıchıa coli ve Bacillus thuringiensis suşlarının gelişimine ve penisilin hassasiyetine etkisinin belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cep telefonu elektromanyetik alanının Escherıchıa coli ve Bacillus thuringiensis suşlarının gelişimine ve penisilin hassasiyetine etkisinin belirlenmesi"

Copied!
44
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

CEP TELEFONU ELEKTROMANYETİK ALANININ ESCHERICHIA COLI VE BACILLUS THURINGIENSIS SUŞLARININ GELİŞİMİNE VE PENİSİLİN

HASSASİYETİNE ETKİSİNİN BELİRLENMESİ

CEREN ÖZEL

Temmuz 2018 C. ÖZEL, 2018İĞDE ÖMER HALİSDER ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜYÜKSEK LİSANS TEZİ

(2)
(3)

T.C.

NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

CEP TELEFONU ELEKTROMANYETİK ALANININ ESCHERICHIA COLI VE BACILLUS THURINGIENSIS SUŞLARININ GELİŞİMİNE VE PENİSİLİN

HASSASİYETİNE ETKİSİNİN BELİRLENMESİ

CEREN ÖZEL

Yüksek Lisans Tezi

Danışman

Prof. Dr. Ayten ÖZTÜRK

Temmuz 2018

(4)
(5)

1TEZ BİLDİRİMİ

Tez içindeki bütün bilgilerin bilimsel ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

Ceren ÖZEL

(6)

iv

2ÖZET

CEP TELEFONU ELEKTROMANYETİK ALANININ ESCHERICHIA COLI VE BACILLUS THURINGIENSIS SUŞLARININ GELİŞİMİNE VE PENİSİLİN

HASSASİYETİNE ETKİSİNİN BELİRLENMESİ

ÖZEL, Ceren

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı

Danışman : Prof. Dr. Ayten Öztürk

Temmuz 2018, 31 sayfa

Escherichia coli ATCC26 suşunun Bacillus thuringiensis var. kurstaki T03A001 suşunun cep telefonu elektromanyetik alanda gelişme ve penisilin antibiyotiğine olan hassasiyetleri üzerindeki etkisi çalışılmıştır. Ayrıca elektromanyetik alan etkisi uygulamasının bakterilerin ekzopolisakkarit üretimleri üzerindeki etkisi de araştırılmıştır.

Elektromanyetik alanın iki bakterinin gelişme (gelişme oranı ve generasyon süresi olarak), penisilin hassasiyeti ve minimal inhibisyon konsantrasyon değerleri üzerindeki etkisi, sıvı ve katıda besiyerleri kullanılarak araştırılmıştır. Elektromanyetik alan etkisi uygulama süresi 0, 10, 15 ve 20 dakika olarak belirlenen kültürlerdeki gelişmeleri incelenmiştir. Ayrıca bakteri suşlarının ekzopolisakkarit üretimleri üzerine etkisine de bakılmıştır. Sonuç olarak her iki bakteri suşunun EMA uygulaması sonrası gelişme oranı ve generasyon sürelerinin değiştiği ve EPS üretimlerinin etkilendiği gösterilmiştir. EMA uygulamasının bakterilerin penisilin zon inhibisyonlarını ve minimal inhibisyon konsantrasyon değerlerini değiştirdiği belirlenmiştir.

Anahtar Sözcükler: Halk sağlığı, Elektromanyetik alan, Elektromanyetik radyasyon, Cep telefonu, Antibiyotik hassasiyeti, Ekzopolisakkarit üretimi, Escherichia coli, Bacillus thuringiensis

(7)

3SUMMARY

DETERMINATION OF EFFECTIVENESS OF MOBILE PHONE

ELECTROMAGNETIC FIELD ON PENICILLIN SENSITIVITY OF THE STRAINS ESCHERICHIA COLI AND BACILLUS THURINGIENSIS

ÖZEL, Ceren

Niğde Ömer Halisdemir University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Biology

Supervisor : Prof. Dr. Ayten ÖZTÜRK

July 2018, 31 pages

In this study, the effect of electromagnetic field emitted from a mobile phone on the growth of Escherichia coli ATCC26 strain and Bacillus thuringiensis var. kurstaki T03A001 and their penicillin sensitivity, have been worked. In addition, the effect of EMF on their production of exopolysaccharide has also been determined. The electromagnetic field effect on penicillin susceptibility and their minimal inhibition concentration values of both bacteria have been investigated by using solid and liquid media. These bacteria have been exposed to electromagnetic field with three different periods of time (10, 15, 20 min.). As the results, the EMA studies have been affected the bacterial growth rates and their doubling time, their EPS production and their penicillin susceptibility. However, the zone of inhibition to the different concentrations of penicillin, their minimal inhibition concentration values and the production of exopolysaccharides of the bacteria have changed as a result of electromagnetic field exposure.

Keywords: Public health, Elektromagnyetic field, Elektromagnetic radiation, mobile phone, Antibiotic

(8)

vi

4ÖN SÖZ

Teknolojinin gelişmesi ile cep telefonlarının yaygın kullanımı sonucu canlılığın nasıl etkilendiği ile ilgili çalışmalar artmış ve etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiği ile ilgili uyarılarda yapılmıştır. Elektromanyetik alanların canlılar üzerinde çoğunlukla olumsuz etkilerinin ortaya çıkarılmasına karşın, mikrobiyal gelişme üzerinde olumlu etkilerinin bulunduğuna ilişkin çalışmalar da bulunmaktadır. Mikrobiyal gelişme üzerinde kimi zaman olumlu olabildiği gibi kimi zamanda olumsuz etkilerinin bulunduğu ve buna uygun kullanım alanlarının da olabileceği belirtilmektedir. Antibiyotiklerin yaygın kullanımları mikroorganizmaların kullanılan antibiyotiklere direnç geliştirmeleri nedeniyle elektromanyetik alanların etkinliğinin belirlenmesi üzerinde de gerekli çalışmaların yapılmasını sağlanmıştır. Bu çalışmada, bazı özellikleri bakımından birbirinden farklı iki bakterinin (Escherichia coli ve Bacillus thuringiensis’in) antibiyotik hassasiyetlerinin cep telefonundan kaynaklanan elektromanyetik alanın varlığında ne şekilde değiştiği araştırılmıştır.

Tez çalışmamda desteğini esirgemeyen tüm hocalarıma ve öğrenim hayatım ve tez çalışmam boyunca maddi ve manevi destekleri ile her zaman yanımda olan AİLEM’e teşekkür ederim.

(9)

5İÇİNDEKİLER

ÖZET ... iv

SUMMARY ... v

ÖN SÖZ ... vi

İÇİNDEKİLER DİZİNİ ... vii

ÇİZELGELER DİZİNİ ... viii

ŞEKİLLER DİZİNİ ... ix

SİMGE VE KISALTMALAR ... x

BÖLÜM I GİRİŞ ... 1

BÖLÜM II GENEL BİLGİLER ... 3

2.1 Elektromanyetik Dalga ve Kaynakları ... 3

2.2 Elektromanyetik Dalgaların Canlılara Etkileri ... 4

2.3 Elektromanyetik Alanların Mikroorganizmalara Etkileri ... 5

2.4 Ekzopolisakkaritler (EPS) ... 7

2.5 Bacillus thuringiensis var. kurstaki’nin Genel Özellikleri ... 8

2.6 Escherichia coli’nin Genel Özellikleri ... 8

BÖLÜM III MATERYAL VE METOT ... 9

3.1 Materyal ... 9

3.2 Metot ... 10

3.2.1 Bakterilerin kültivasyonu... 10

3.2.2 Penisilinli ortamda EMA uygulanması ... 10

3.2.2.1 Bakterilere sıvı besiyerinde penisilin uygulanması ... 10

3.2.2.2 Bakterilere katı besiyerinde penisilin uygulanması ... 12

3.2.3 Cep Telefonu ile EMA Uygulaması ... 12

3.2.4 Bakterilerin ekzopolisakkarit üretimlerine EMA etkisinin belirlenmesi ... 13

BÖLÜM IV TARTIŞMA VE SONUÇLAR ... 15

4.1 EMA Uygulamasının Bakteriyel Gelişme Üzerine Etkisi ... 15

4.2 EMA Uygulamasının Antibiyotik Hassasiyeti Üzerine Etkisi ... 19

4.3 EMA Uygulamasının EPS Üretimleri Üzerine Etkisi ... 21

BÖLÜM V ÖNERİLER ... 24

KAYNAKLAR ... 25

(10)

viii

6ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 4.1. Bakterilerin antibiyotik hassasiyetine EMA etkisi ... 19 Çizelge 4.2. EMA uygulamasının penisilin hassasiyetine etkisi ... 19

(11)

7ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 4.1. EMA Uygulamasının B. thuringiensis’in gelişmesine etkisi... 16 Şekil 4.2. EMA Uygulamasının E.coli’nin gelişmesine etkisi ... 17 Şekil 4.3. EMA uygulamasının B.thuringiensis ve E.coli’nin penisilin zon çaplarına etkisi ... 21 Şekil 4.4. EMA uygulamasında EPS üretimi ve gelişme oranı arasındaki ilişki ... 22

(12)

x

8SİMGE VE KISALTMALAR

Kısaltmalar Açıklama

ATCC American Type of Culture Collection

B. thuringiensis Bacillus thuringiensis var.

E. coli Escherichia coli

EMA Elektro Manyetik Alan

MIK Minimal İnhibisyon Konsantrasyonu

NaCl Sodyum Klorür

rpm Dakikadaki Devir Sayısı

SF Serum Fizyolojik

UV Ultraviyole Işın

(13)

9BÖLÜM I

1GİRİŞ

Günümüzün vazgeçilmez iletişim araçlarından olan ve hayatımızı bu anlamda kolaylaştıran cep telefonlarının canlılar üzerinde olumsuz etkilerinin neler olabileceği ile ilgili çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Elektromanyetik alan oluşturan iletişim araçlarının ve bunların başında gelen cep telefonlarının insanlar üzerinde özellikle beyin, kan hücreleri ve üreme sistemi üzerindeki olumsuz etkileri dikkat çekerken pek çok canlı üzerinde ve mikroorganizmalar üzerinde de çeşitli etkileri bulunduğu ileri sürülmektedir (Zamanian ve Hardiman, 2005).

Elektromanyetik alanın kısa vadeli sonuçları olarak en hafif etki olarak baş ağrısından başlayarak çeşitli psikolojik etkiler, sinir sisteminde ve beyinde çeşitli değişiklikler nedeniyle Alzheimer ve Parkinson hastalığına kadar uzanan etkilerin görülebileceğinden söz edilmektedir. Protein ve DNA üzerinde genotoksik etkileri nedeniyle kansızlıktan başlayarak çok çeşitli rahatsızlıklar yanında kanser gibi kronik olabilecek hastalıklara neden olduğuyla ilgili çeşitli çalışmalar bulunmaktadır. Ayrıca bitkilerin bile elektromanyetik alanlarda çeşitli olumsuz tepkiler verebildiği gösterilmiştir (Hardell ve Sage, 2008; Huang ve Wang, 2007; Kordas, 2002). Manyetik alanların mikroorganizmalar üzerindeki etkisine ilişkin çeşitli çalışmalar da yapılmıştır. Manyetik alana maruz bırakılan bakterilerin gelişiminin yavaşladığı, antibiyotik hassasiyetlerinin değiştiği (Haghi vd., 2012; Lipiec vd., 2004), bundan dolayı özellikle insan için uluslararası standart olarak cep telefonlarında SAR değerinin 0.008 W/kg dan az olması gerektiği ifade edilmiştir (Nageshwar Rao ve Satish Rao, 2010). Ancak kullanıma sunulan özellikle son teknoloji cep telefonlarının SAR değeri bu sınırın çok üzerinde olduğu da tespit edilmiştir. SAR değerleri için en fazla 0.1 W/kg SAR değeri önerilmektedir. Ülkemizde satılan cep telefonlarının SAR değerleri 0.1 ile 1.11 arasında değişmektedir.

Mikroorganizmalar üzerinde yapılmış araştırmalarda mikrobiyal gelişme üzerinde manyetik alan etkisinin gelişmeyi olumsuz etkileyebildiği şeklinde tespitler yapılmıştır.

Doğadaki tüm canlılar, toprak ve suya ait doğal bir mikrobiyal flora bulunmaktadır. Bütün bu sistemlerdeki doğal mikrobiyotanın herhangi bir doğal olmayan yolla bozulması

(14)

2

biyotik ve abiyotik faktörler arasındaki normal ilişkiyi bozmaktadır. Dolayısıyla bu çalışmada, insanların iletişim aracı olarak sıklıkla kullandığı cep telefonunun elektromanyetik etkisinin bakterilerin gelişme özelliği üzerindeki etkileri çalışılmıştır.

Mikroorganizmalar bulundukları ortamda gelişebilmek için tutunmak ve kolonize olmak isterler. Bu amaçla ekzopolisakkarit dediğimiz çeşitli şeker ve amino asitlerden oluşabilen ekzopolisakkarit maddesi üretirler. Ekzopolisakkarit (EPS) üretimi mikroorganizmaların bulundukları ortamdaki canlı veya cansız yüzeye bağlanıp kolonize olmalarını sağladığı gibi, ortam şartlarının olumsuz olduğu koşullarda dış etkilere dirençliliklerini artırdığı gibi ürettikleri EPS’yi besinsel kıtlık durumunda tüketerek de hayatta kalmayı sağlarlar. Bu bağlamda elektromanyetik alanın, kullanılan iki farklı türe ait bakterinin EPS üretimleri üzerindeki etkilerine, bakterilerin antibiyotik hassasiyeti üzerindeki etkilerine, bakteri gelişme hızı ve generasyon süreleri üzerindeki en temel özellikleri nasıl etkilediğine ilişkin bir çalışma yapılmıştır. Bu amaçla birbirlerinden farklı özelliklere sahip iki bakteri türü olarak Bacillus thuringiensis ve Escherichia coli suşları üzerinde cep telefonunun elektromanyetik alan etkisi çalışılmıştır. B. thuringiensis gram pozitif endospor üreten toprak kökenli bir bakteri olup, karasinek, sivrisinek türleri başta olmak üzere çeşitli tarım zararlılarının da içinde olduğu çeşitli böceklere karşı biyolojik mücadele ajanı olarak kullanılmaktadır. E. coli ise, barsak kökenli gram negatif fırsatçı patojen olabilen bir bakteri türü olduğundan bu çalışmada kullanılmıştır.

(15)

2BÖLÜM II

2GENEL BİLGİLER

2.1 Elektromanyetik Dalga ve Kaynakları

Elektromanyetik alanlar (EMA), elektrik ve manyetik alanların bir araya gelmesiyle ortaya çıkmaktadır. Elektrik alanı, bir elektrik yükünün başka bir elektrik yükü üzerinde yarattığı çekme veya itme kuvvetini ifade etmektedir. Her elektrik yükü bir elektrik alanı üretir. Elektrik alanını meydana getiren elektrik yüklerinin varlığıdır. Manyetik alan ise, elektrik yükleri yer değiştirdiğinde, yani bir elektrik akımı oluştuğunda ortaya çıkar.

Elektrik alanında olduğu gibi, manyetik alan şiddeti mesafeye bağlı olarak azalır. Buna karşın, manyetik alan, elektrik alanında olduğu gibi engel oluşturan nesneler tarafından engellenemez (Yalçın ve Saygın, 2016).

Elektrik dalgası ve manyetik dalga ışık hızında birlikte yer değiştirirler. Elektromanyetik alanların belirgin özelliği frekansları ve dalga uzunluklarıdır. “Frekans”, dalganın bir saniyedeki titreşim yani salınım sayısıdır ve Hertz (Hz) ile ölçülmektedir. Dalga uzunluğu ise bir titreşim sırasında dalganın kat ettiği mesafedir. Frekans yükseldikçe dalga uzunluğu kısalır ve alanda yayılan enerji yükselir. Elektromanyetik dalgaya karşılık gelen

“ışınım” ile parçacık yayılımı (parçacık emisyonu) anlamına gelen “radyasyon” arasında fark bulunmaktadır. Elektrik şebekelerinden kaynaklanan çok alçak frekanslı (50 Hz) elektrik ve manyetik alanlar iyonize olmayan ışınımlar içerisinde değerlendirilir ve tanecik yayılımı söz konusu değildir. Ancak çok yüksek frekanslı ışınımlar iyonizedir yani iyonlaştırıcıdır. Yaydıkları enerji çok kuvvetli olup, moleküllerin ve atomların içindeki bağların kopmasına neden olabilirler. Elektromanyetik tayfta yani elektromanyetik spektrumda parçacık yayılımları yapan ışınlar kısa dalgalı mor-ötesi ışınımlar (UV-B) ve özellikle X ışınları ve gama ışınlarıdır (Yalçın ve Saygın, 2016).

Elektromanyetik dalga kaynakları, doğal ve doğal olmayan elektromanyetik dalgalar diye iki ayrılır. Doğal elektromanyetik kaynaklar, güneş ışığı, bazı uzak yıldızlar ve atmosferik deşarj yani yıldırımdır. Doğal olmayan elektromanyetik dalga kaynakları ise, elektrik akımı taşıyan yer altı ve yer üstü elektrik hatları, yüksek gerilim hatları, trafo ve trafo merkezleri, elektrikle çalışan trenler, elektrikli ev aletleri, TV, bilgisayar, radyo ve

(16)

4

televizyon vericileri, telsiz haberleşme sistemleri, hücresel telefon sistemleri (GSMbaz istasyonları ve GSM telefon cihazları), tıp alanında kullanılan aletler ve flüoresan ve halojen lambalardır (Hardell ve Sage, 2008; Rifai ve Hakami, 2014).

Elektromanyetik Dalgaların Frekanslara göre Uluslararası Sınıflandırması şu şekilde verilmektedir. Ses frekansı (20-20.000 Hz), Radyo frekansı (10 kHz-300.000 MHz), Çok düşük frekans (10-30 kHz), Kısa frekans (30-300 kHz), Orta frekans (300-3.000 kHz), Yüksek frekans (3-30 MHz), Çok yüksek frekans (30-300 MHz), Ultra Yüksek frekans (300-3000 MHz), Süper Yüksek frekans (3.000-30.000 MHz), Ekstrem Yüksek frekans (30.000-300.000 MHz), Isı ve Infrared, Görünür Bölge, Ultraviole, X-ışınları, Gama ışınları ve kozmik ışınlardır. Ultra yüksek frekans bölgesi, 880- 960 MHz arasında GSM900 ve 1710-1880 MHz arasında DCS1800 cep telefonu haberleşmesi, baz istasyonları, 2.450 MHz frekanslar evlerde kullandığımız mikrodalga fırınlar, radarlar ve TV yayınlarını içerdiği belirtilmektedir (Rifai ve Hakami, 2014; Swerdlow, 2003).

2.2 Elektromanyetik Dalgaların Canlılara Etkileri

Radyo frekans elektromanyetik alanlar (RFEA) ve biyolojik sistemler arasında oluşan etkileşimler önemli biyolojik moleküllerin yapı değişikliklerine neden olduğu çeşitli araştırmalar bulunmaktadır. Cep telefonu ve baz istasyonları gibi RFEA kaynaklarının radyasyonu biyolojik sistemlerin bileşenleri tarafından absorplanmaktadır. Spesifik absorpsiyon oranı (specific absoption rate = SAR) birim zamanda kütle başına düşen absorplanmış enerji şeklinde veya güç/ kitle (W/ kg) olarak ifade edilmektedir. SAR dokularda soğurulan ve ısıya dönüşen güçle ilgilidir. RFEA’nın kuantum enerjisi iyonize radyasyonla kıyaslandığında oldukça düşüktür. Buna rağmen RFEA kaynaklarından yayılan radyasyon canlıların biyolojik sistemlerinde maruz kalınan süreye bağlı olarak kısa vadeli ya da uzun vadeli zararlara neden olduğu ifade edilmektedir (Gaestel, 2010).

Elektro manyetik alanların insan ve diğer canlılar açısından sakıncalı olduğu ile ilgili çeşitli görüşler bulunmakta olup, çok sayıda çalışmanın yapılmasına neden olmuştur.

Özellikle insan sağlığı üzerinde çeşitli etkileri olduğuna dair yayınlar bulunmaktadır. Bu yayınlarda kısa vadeli ve uzun vadeli etkilerden söz edilmektedir. Kısa vadeli etkiler baş ağrısı yorgunluk, kulak çınlaması gibi geçici hafif rahatsızlıklar olarak belirtilmekte olup uzun vadeli etkilerin hayati riskler taşıyabileceği belirtilmektedir (Buchachenko, 2016).

(17)

Bu çalışmaların büyük bölümü insan sağlığı üzerindeki etkilerinin belirlenmesine yönelik yapılmıştır. Bağışıklık sistemine ait hücrelerin, düşük frekanslı manyetik alanlara maruz kalması sonucunda işleyişin ve ilgili hücresel değişimlerin ortaya çıkabildiği, çeşitli kanser ve tümör oluşumunu etkilediği ileri sürülmektedir. Bununla birlikte, DNA, RNA ve protein sentezinin, hücre bölünmesi ve hücre zarından iyonların giriş çıkışının ve sinyal iletiminin değiştiği belirlenmiştir. Zayıf statik manyetik alanların insan sağlığına etkileri üzerinde kesin etkiler bilinmemekle birlikte deney hayvanları üzerinde yapılan çalışmalarda, hormon ve enzim seviyelerinin etkilendiği, dokularda bulunan kimyasal maddelerin hareketini engelleyerek biyolojik değişikliklere neden olabileceği öne sürülmüştür (Anselmo vd., 2009; Kim vd., 2008; Yalçın ve Saygın, 2016).

Yapılan araştırmalarda, özellikle cep telefonlarının kullandığı frekansa yakın frekanstaki elektro manyetik alanın p53 geninde hasara yol açtığının gösterilmesi, aynı frekansın (2.45GHz) farelerde beyin lezyonu oluşturduğu gösterilmiştir. Çocukların doğum öncesi ve doğum sonrası iyonlaştırıcı radyasyona duyarlı olduğu, radyasyona maruz kalmanın olumsuz etkilerinin gelişme dönemindeki çocuklarda çok daha fazla oranda ortaya çıkabileceği ileri sürülmüştür. Yüksek dozlarda radyasyonun doku ölümüne ve organ hasarına neden olduğu düşük dozlarda ise kanser ve doğuştan gelişme bozukluğu nedeni olabileceği de ifade edilmektedir. Ayrıca radyasyonun etkisi kuşaklar boyu da sürebilmektedir. Dış elektromanyetik alanların sitoplazma iyon konsantrasyonunu etkilemesinin dış alanlar ve plazma zarı ile ilişkili olduğu görülmektedir. Yapılan incelemeler elektromanyetik alanların, hücrelerin plazma zarında düzensiz elektriksel duyarlıktaki geçişlere neden olduğu ve bunun hücre fonksiyonlarına zarar verdiği görülmüştür (Gül, 2006; Şeker ve Çerezci, 2000).

Özellikle cep telefonlarının beyin kan bariyerini tahrip ederek beyine zarar verdiği, cep telefonlarından yayılan radyasyonun kan damarları çeperini büzüştürerek hasara yol açtığı belirtilmektedir. Düşük radyasyon yayan cep telefonu kulaklık sistemlerinin bile beyin kan bariyeri üzerinde zararlı olduğu gösterilmiştir (Leszczynski vd., 2002).

2.3 Elektromanyetik Alanların Mikroorganizmalara Etkileri

Konuyla ilgili yapılmış çalışmalarda elektro manyetik alan ve radyasyonunun mikrobiyal etkilerinin değiştiği görülmektedir. Bazı çalışmalarda elektromanyetik alanın

(18)

6

mikroorganizmaların büyüme ve gelişmesinin hızlandırdığı ifade edilirken, bazı araştırmalarda ise farklı bir etkinin bulunmadığı ya da engellediği yönünde görülmüştür.

Birkaç araştırmada, elektomanyetik radyasyonunun hücre süspansiyonlarındaki canlı sayısında önemli bir oranda azalmaya ve hücrelerden açığa çıkan DNA ve protein miktarında önemli bir miktarda artışa neden olduğu bulunmuştur (Akbal ve Balık, 2013;

Matl vd., 2011; Salmen vd., 2018).

Salmen vd. (2018) tarafından, Staphylococcus aureus, Salmonella epidermidis ve Pseudomonas aeruginosa suşlarının antibiyotik hassasiyetleri, DNA’ları ve gelişme oranları üzerine elektromanyetik alan ve radyasyonun etkileri araştırılmıştır. Sonuç olarak manyetik alan etkisine maruz kalan ve kalmayan bakteri türleri birbirleriyle kıyaslandığında, amoksisillin antibiyotiği ile muamele edilmiş S.aureus hariç, bakteriyel gelişme oranları, DNA’ları ve antibiyotik hassasiyetleri üzerinde istatistik açısından büyük bir farklılık olmadığı bildirilmiştir. Taheri vd. (2017) tarafından elektromanyetik alan oluşturan cep telefonu simulator ve Wi-fi yönlendiricilerinin çalıştığı ortamlarda Listeria monocytogenes ve E. coli bakteri suşlarının antibiyotiklere dirençli hale geldiği, inhibisyon zon çaplarının ve gelişme oranlarının önemli ölçüde değiştiği, tespit edilmiştir.

E.coli’de gelişme oranı azalırken, Gram pozitif olan L.monocytogenes’te gelişme oranının arttığı belirlenmiştir. Ayrıca gram negatif ve gram pozitif bakterilerde elektromanyetik alan etkilerinin hücre geçirgenliğini farklı etkileyebileceği ve dolayısıyla farklı antibiyotiklerle patojen mikroorganizmalarla denenmesi gerektiği belirtilmiştir (Taheri vd., 2017). Benzer bir çalışmada, elektromanyetik alanın bakteri hücrelerinin protein miktarında azalmaya yol açtığı ve aynı zamanda hücrelerin çoğalma hızını indirgediği saptanmıştır (Haghi vd., 2012).

Funguslardan Trichophyton mentagrophytes, Aspergillus niger, Pencillium sp. İle yapılmış çalışmalardan birinde, 20 dakika cep telefonuna maruz kalan küflerin gelişmelerinin azaldığı 60 dakikalık uygulamada ise bütün türlerin %100 oranında gelişmelerinin inhibe olduğu belirtilmiştir (Ahmed vd., 2015). Mayalarla ilgili çalışmalarda Sacharomyces cerevisae ve Candida albicans ile ilgili araştırmalarda büyüme oranında değişiklikler veya azalmalar olduğu belirlenmiştir (Dardanoni vd., 1985; Grundler vd., 1982).

(19)

Bakteri sporulasyonuna elektromanyetik alan etkisinin araştırıldığı bir tez çalışmasında, baz istasyonları yakınlarından Bacillus cereus suşları izole edilmiş, elektromanyetik (1000 ve 1850 MHz frekansta) dalgalara maruz kalan bakterilerin biyokimyasal özelliklerinde belirgin bir değişiklik gözlenmez iken bakteri sporlarının taramalı elektron mikroskobu (SEM) çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışma sonucunda 1850 MHz uygulananlarda spor morfolojilerinde farklılıklar gözlemlenmiş bakteri suşlarının daha hızlı sporulasyona girdikleri tespit edilmiştir (Çolak, 2008). Daha önce benzer bir çalışmada 2450 MHz frekanstaki mikrodalga radyasyonunun Bacillus subtilis sporlarını inhibe ettiği ve ısıtma kadar etkili olduğu, mikrodalganın oluşturduğu elektromanyetik alanın sporların yapısal ve moleküler bileşenlerinde değişikliklere sebep olduğunu ortaya koymuşlardır (Celandroni vd., 2004).

2.4 Ekzopolisakkaritler (EPS)

Mikroorganizmalarda hücre içinde hücre içi depo polisakkaritler, yapısal formdaki polisakkaritler ve ekstraselüler polisakkaritler (EPS) olarak üç ayrı polisakkarit türü sentezlenmektedir. Hücre içi depo polisakkaritler sitozol içerisinde karbon ve enerji kaynağı olarak işlev görürken, yapısal formdaki polisakkaritler peptido glikanlar ve teikoik asitler gibi hücre duvarlarında yer alırlar. Ekstraselüler polisakkaritler (EPS) ise, hücre içinde oluştuktan sonra hücre dışına yani kültür ortamına salgılanırlar. Bazı durumlarda iki tip polisakkaritte aynı mikroorganizma tarafından oluşturabilmektedir (Denny, 1995; Ophir ve Gutnick, 1994).

Ekzopolisakkaritler, hücre duvarı ile birleşmiş olabilen kapsüler veya büyük miktarlarda hücre duvarı dışında biriken ve kültür ortamına salgılanan polisakkarit yapılardır. Ayrıca polisakkaridler hidrofilik özellik taşımakla birlikte çoğu polimerler lipofilik, hidrofilik ve biyofilm yapısında olabilen hetorojen yapılar olarak bulunabilirler. Mikroorganizmalarda EPS’ lerin varlığı katı besi ortamlarında mukoid koloni tipi oluşturuken, sıvı besi ortamlarında ise oldukça viskoz bir görünüm ile tespit edilmektedir (Sutherland, 1977).

EPS’ler suda çözünen polimerler olup, iyonik ya da iyonik olmayan yapılar olarak bulunabilirler. EPS’ lerin pek çoğu glikozidik bağları ile birbirine bağlı düzenli tekrarlanan şeker monomerlerinden oluşmuş heteropolisakkarit yapıda, bazı bakteriyel EPS’ler ise tek tip şekerden meydana gelen bir homopolisakkarit yapıda

(20)

8

sentezlenmektedir. Ayrıca ozmolarite ve dehidrasyon gibi dış uyarıların etkisiyle de EPS üretimi etkilenmektedir. EPS’ler bakterinin olumsuz çevre şartlarından korunmasını ve çeşitli yüzeylere tutunmasını sağladıkları gibi, bakteriyi koruyucu bir örtü şeklinde sarmakta ve olası tehlikelere karşı da koruyabilmektedirler. EPS’nin bakteriyi koruma özelliği ayrıca antibiyotiklere karşıda fiziksel bir koruyuculuk şeklinde de ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak yüksek moleküler yapıya sahip EPS ortamdaki mikrobiyal koloninin direncini ve kararlılığını sağlamaktadır (Sutherland, 1996).

2.5 Bacillus thuringiensis var. kurstaki’nin Genel Özellikleri

B. thuringiensis var. kurstaki heterotrof, Bacillaceae familyasinda yer alan Gram pozitif endospor oluşturan, fakültatif anaerob gelişme özelliğine sahip, toprak kökenli bir bakteridir. 1901 yılında Ishiwata tarafından ipekböceği larvasından izole edilmiş ve Lepidoptera, Coleoptera ve Diptera ordosu başta olmak üzere pek çok insan sağlığı ve tarım zararlısı vektör canlılar için biyokontrol ajanı olarak kullanılmaktadır.

B.thuringiensis’in çok sayıda yeni varyeteleri izole edilmiş bunların etkin konak spektrumları incelenerek sıvı ve katı ticari formülasyonları hazırlanmıştır.

B.thuringiensis'in hayvan ve insan sağlığı açısından güvenirliğinin test edildiği çalışmalarda yoğun bir uygulama olmadığında hedefin dışındaki canlılara toksik olmadığı da belirlenmiştir (Bauce vd., 2006; Porter vd., 1993).

2.6 Escherichia coli’nin Genel Özellikleri

İlk kez 1185 yılında Theodor Escheric tarafından tanımlanmış ve 1950 yılına kadar hayvanların ve insanların bağırsak florasında bulunan ve patojen olmayan bir bakteri türü olarak kabul edilmiştir. Günümüzde ise, bazı serotiplerinin hastalıklara neden olduğunun ortaya çıkması ile potansiyel bir patojen olarak tanımlanmaktadır. Hijyenik koşulların kontrolünde bir indikatör bakteri olarak kabul edilen E. coli, Enterobacteriaceae familyasının Escherichia cinsinin tek türüdür. Bu bakteri Gram negatif olarak boyanan, memelilerin ve bazı kanatlı hayvanların sindirim sisteminde kolonize olan fakültatif aerobik bir bakteridir. Bu hayvanların bağırsağında normal flora elemanı olarak yaşayabilen E. coli suşlarının çoğu patojenik değildir ve rutin olarak vücuttan dışkı ile atılırlar (Madigan vd., 2012; Nataro ve Kaper, 1998).

(21)

3BÖLÜM III

3MATERYAL VE METOT

3.1 Materyal

Bu çalışmada kullanılan E. coli ATCC26 suşu Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezinden, B.thuringiensis var. kurstaki T03A001 suşu Ankara Üniversitesinden temin edilmiştir.

Çalışmada kullanılan cihazları şu şekilde sıralamak da mümkündür.

Hassas terazi: Çözelti hazırlamak için kullanılan kimyasal maddelerin tartımını yapmak için Hanna Marka hassas terazi kullanılmıştır.

Pastör fırını: Deneylerde kullanılan bütün cam malzemeleri steril etmek amacıyla Heraeus marka pastör fırını kullanılmıştır.

Otoklav: Deneyler süresince çözeltilerin ve diğer malzemelerin steril edilmesi için Sci Finetech marka otoklav kullanılmıştır.

Etüv: Deneyler için kullanılan bakterilerin gelişmesi için Heraeus marka etüv kullanılmıştır.

Masaüstü santrifüj cihazı: Deney aşamasında bakteri çöktürmek için Electro mag marka cihaz kullanılmıştır.

Mikrosantrifüj: Deney aşamasında bakteri ve EPS ürününü elde etmek için Electro mag marka cihaz kullanılmıştır.

Uv-Visible Spektrofotometre: Deneylerde elde ettiğimiz sonuçları değerlendirmek için bakteriyel yoğunluğu bulanıklık absorpsiyonunu olarak (OD değeri olarak) okumak için Selecta marka cihaz kullanılmıştır.

(22)

10 3.2 Metot

3.2.1 Bakterilerin kültivasyonu

B.thuringiensis suşunun gelişme ve üremesi için nutrient agar katı ve sıvı besiyeri kullanılmıştır. E.coli suşunun gelişme ve üremesi için Mc Conkey (Merck) sıvı ve katı besiyeri aynı zamanda nutrient katı ve sıvı besiyeri (Merck) kullanılmıştır.

3.2.2 Penisilinli ortamda EMA uygulanması

Bakterilerin antibiyotik hassasiyetlerinin belirlenmesinde Kirby Bauer disk difüzyon tekniği kullanılmıştır (Haghi et al 2012). Bu amaçla B. thuringiensis suşu için nutrient agar (NA), E. coli suşu için NA ve Mc Conkey agar kullanılmıştır. Daha sonra 0, 10, 15 ve 20 dakika süreyle ön EMA uygulaması yapılmış bakteriler penisilin içeren ortamlara inoküle edilmiştir.

Antibiyotik uygulaması için ilk denemede farklı antibiyotik diskleri seçilmiş (Eritromisin (15mcg), Tetraksiklin (30mcg), Gentamisin (10mcg), Penisilin G (19 U), Sefuroksim (30 mcg)) ve daha sonra her iki bakteri suşu için antibiyogram sonrası 5 ve 10 dakikalık cep telefonu elektromanyetik alanına maruz bırakılmışlardır. Bu uygulama sonucuna dayanarak hücre duvar yapısının sentezini etkileyen penisilin antibiyotiği seçilmiş (Anonimous 1995) ve EMA uygulanmasında farklı penisilin konsantrasyonları kullanılmıştır. Tüm çalışma en az iki paralel olacak şekilde gerçekleştirilmiş, 35oC±1oC inkübasyon sıcaklığı kullanılmıştır. EMA çalışmalarında antibiyotiklerin zon çaplarının ortalama değerleri hesaplanmış ve sıvı besiyerlerinde minimal inhibisyon konsantrayonları (MIK) belirlenmiştir.

3.2.2.1 Bakterilere sıvı besiyerinde penisilin uygulanması

Penisilin antibiyotiğinde bakteriyel gelişmenin tespit edilebilmesi ve EMA uygulamalarında kullanmak üzere stok penisilin çözeltisi hazırlanmıştır. Bunun için ticari toz penisilinden 0.1 g tartılmış ve 10 ml distile su içerisinde eritilmiş ve filtrasyonla sterilize edilmiştir. Bu stok penisilin çözeltisinden 10’luk ve 5’lik seri dilüsyonlar yapılarak ara konsantrasyonlar kaçırılmadan MIK (minimal inhibisyon konsantrasyonu) değerinin belirlenmesi sağlanmıştır. Seri dilüsyonlar için Mac Conkey ve Nutrient sıvı

(23)

besiyerleri kullanılmış, daha sonra bakteriler bu ortamlara inoküle edilmiştir.

Antibiyotikli ortamın “Kontrol grubu” olarak EMA uygulaması yapılmayan B.thuringiensis ve E.coli kültür serileri kullanılmıştır. Her iki bakteri suşu için de sadece penisilinli ortamdaki bakteriyel gelişme penisilinli ortamlardaki EMA uygulama etkisinin kıyaslanmasında “pozitif kontrol grubu” olarak kullanılmıştır.

Bakterilerde penisilin antibiyotiğinin MIK değerlerinin belirlenmesinde bakteriler için uygun sıvı besiyerlerine seri dilüsyonlar halinde belirli miktarlarda penisilin aktarılmıştır.

Besiyerlerine inokulum miktarı olarak 1x104 adet/ ml veya 0.5 Mc Farland Standartı olan bulanıklık ölçeği kullanılmıştır (Andrews, 2001).

Her iki bakteri suşunun EMA uygulamasında penisilinli ortamdaki Gelişme oranı ve Generasyon süresinin belirlenebilmesi için kullanılan penisilin miktarı, daha önce belirlenmiş olan MIK değerlerinin bir alt konsantrasyonu olarak tayin edilmiştir. Bu değer B.thuringiensis için 400 mikrogram/ml, E.coli suşu için 40 mikrogram/ml’dir. Deneysel olarak EMA uygulamasının bakterilerin antibiyotik hassasiyetine etkisini belirlemek için 10, 15 ve 20 dakika süreyle cep telefonu aramalarına maruz kalan bakteri peletlerinden 100 er µl (mikrolitre) antibiyotikli besiyerlerine inoküle edilmişlerdir. Bu ortamlardaki bakteriyel gelişme spektrofotometrik olarak (540 nm dalga boyunda) takip edilmiştir.

Bakyeriyel gelişme ve generasyon sürelerinin belirlenmesinde gelişme eğrileri çizilmiş ve eksponansiyel olarak Excel grafiğinde elde edilen eğimden ve 3.1, 3.2, 3.3 Formüller kullanılarak gelişme oranı ve generasyon süreleri hesaplanmıştır (Widdel, 2007).

Nx = N0 x e μ Δt (3.1)

Gelişme oranı veya hızı (μ)= 2.303x(log OD2-log OD1)/ (t2-t1) (3.2)

Generasyon süresi: ln2/ μ (3.3)

ln2: 0.693

e: Matematiksel olarak eksponensiyel fonksiyon OD: Spektrofotometrik olarak alınan Absorbans değeri Nx: Son mikroorganizma sayısı

N0: İlk mikroorganizma sayısı

Δt: Mikrobiyal gelişme için iki zaman aralığı (t2-t1)

(24)

12

μ : Gelişme oranı olarak ifade edilmektedir (gün-1, saat-1 veya dakika-1 olabilir).

3.2.2.2 Bakterilere katı besiyerinde penisilin uygulanması

EMA uygulamasının penisilin hassasiyeti üzerindeki etkisi, katı besiyerinde zon çaplarındaki değişmeye bakılarak da belirlenmeye çalışılmıştır. Bunun için Watman 1 nolu kağıtlardan delgeç yardımıyla 6 mm çapında diskler elde edilmiştir. Bu diskler Pastör fırınında sterilize edildikten sonra aseptik koşullarda uygun konsantrasyonlardan 20 şer mikrolitre penisilin emdirilmiştir. Hazırlanan bu farklı konsantrasyonlardaki antibiyotik diskleri, EMA uygulaması görmüş ve görmemiş bakteri peletlerinden inoküle edilen katı besiyerlerinde kullanılmıştır. Antibiyotik disklerinin hazırlanmasında 10’luk ve beşlik seyreltmelerin yapıldığı penisilin konsantrasyonları kullanılmıştır. Her bir seyreltme oranına göre hazırlanan penisilin diskleri katı besiyerlerinde kullanıldıktan ve inkübasyondan sonra, ortaya çıkan zon çapları milimetrik olarak ölçülmüştür. B.

thuringiensis için sadece nutrient agar besiyeri kullanılırken, E. coli için hem Mac Conkey agar hem nutrient agar besiyerleri kullanılmıştır. E. coli suşlarının Mc Conkey agarda seçici olarak gelişebilmeleri ve boyar madde içermeleri nedeniyle bu özellik üzerinde EMA uygulama etkisi de ortaya konulmuştur.

3.2.3 Cep Telefonu ile EMA Uygulaması

EMA etkisinin araştırılmasında, B.thuringiensis ve E.coli suşalarının gelişiminin spektrofotometrik takibi yapılmış ve sıvı besiyerinde farklı deney ortamları hazırlanmıştır. Bunlar 10, 15 ve 20 dakika süreyle EMA uygulanmış penisilin antibiyotiği içeren ve antibiyotik içermeyen besiortamları, EMA uygulanmamış pozitif kontrol besiortamı ve sadece penisilin antibiyotiği içeren besiortamı kullanılmıştır.

Farklı antibiyotik disklerinin (Bioanalyse) kullanıldığı ön çalışmada, SAR değeri (W/kg) 0,67 olan, Korea yapımı NOKIA (1100 RH-18) cep telefonu kullanılmıştır (13.04.2018/www.servetbasol.com/Articles/SAR.html).

Bu tez çalışmasında EMA etkisinin belirlenmesiyle ilgili tüm çalışmalarda, SAR değeri 0,9 W/kg olan Kore üretimi (2012) cep telefonu, LG Gpro kullanılmıştır (13.04.2018/

(25)

www.servetbasol.com/Articles/SAR.html). Kontrol olarak elektromanyetik alanın olmadığı ortamda yani cep telefonlarının çekmediği laboratuvar ortamında bakterilerin gelişme eğrileri çıkarılmıştır. Daha sonra Elektromanyetik alan kaynağı olarak belli SAR değerine sahip cep telefonu deney düzeneğine 10 cm uzaklığa yerleştirilmiştir. Deney düzeneklerinde kullanılacak olan canlı bakteri peleti, 10, 15 ve 20 dakika sürelerle cep telefonunun EMA uygulamasına maruz bırakılmıştır. Maruz bırakılan bakteri peletlerinden 100 mikrolitre alınarak uygun besiyerlerine inoküle edilmişlerdir.

Bakterilerin belli zaman peryotlarında gelişmeleri Spektrofotometrik (540 nm dalgaboyunda) olarak takip edilmiştir.

3.2.4 Bakterilerin ekzopolisakkarit üretimlerine EMA etkisinin belirlenmesi

EMA’nın bakterinin ortama adaptasyon ve stres etkisini değiştireceği düşünülerek EPS üretimlerine bakılmıştır. Bu amaçla EMA uygulaması yapılmış ve yapılmamış penisilin içeren ve içermeyen ortamlarda geliştirilen B.thuringiensis ve E.coli suşlarının aktif kültürleri inkübasyondan sonra EPS üretimleri açısından araştırılmıştır. Bakterilerin ürettiği EPS miktarının belirlenmesinde Frengova ve arkadaşlarının metodu modifiye edilerek kullanılmıştır (Frengova vd., 2000). İlk aşamada bakteriyel kültürler besiyerinden santrifüjle ayrılıp yıkandıktan sonra bu metot uygulanmıştır.

Buna göre sırasıyla;

1. Geliştirilen kültürlerden alınan bakteriler 15 ml’lik Falkon tüplerde santrifüj edilerek pelet toplamış ve sonra iki defa SF ile yıkanmıştır.

2. Pelet serum fizyolojik ile homojenize edilmiş (örneğin 10 ml de 0.2 gram bakteri olacak şekilde) ve bu homojenizattan 7,5 ml alınıp ve 20 dakika süreyle 980C -100 0C’lik ısıl işleme maruz burakılmıştır.

3. Kaynayan kültürler soğuduktan sonra üzerine % 80-85’lik TCA’dan (Trikloroasetik asitten) 2,5 ml ilave edilmiştir.

4. 10 ml’lik homojenizattan 6 adet mikrofüj tüpüne birer ml konulmuş ve 13 000 rpm’de 15 dk soğutmalı olarak santrifüj edilmiştir.

(26)

14

5. Her bir ependorfun üzerinden 500 mikrolitre alınıp başka bir mikrofüj tüpüne aktarılmış ve üzerlerine 1 ml (1/3oranında olur) üzerlerine soğuk

% 95’lik etanol konulup ve -20°C’de bir gece bekletilmiştir.

6. Bir gece sonra bekleyen mikrofüj tüpler tekrar 13 000 rpm’de 15 dk soğutmalı olarak santrifüj edilmiştir. Üst kısım atılıp peletler 0.5 ml distile suda çözülmüştür.

Elde edilen peletler cam tüplere konulmuş ve 500 mikrolitre distile su 0.5 ml fenol çözeltisi ve 5ml sülfirik asit koyup 30 °C de 20 dk sıcak suda bekletilmiştir. Kör (blank) olarak EPS içermeyen tüpe 0.5 fenol çözeltisi ve 5ml (H2PO4) sülfirik asit ilave edilip spektrofotometrik (490 nm dalga boyunda) ölçümlerde kullanılmıştır.

Her tüpteki EPS (mg/L) fenol-sülfürik asit metoduna göre glikoz standartı hazırlanarak belirlenmiştir.

Glikoz standardı Dubois vd. (1956) metoduna göre hazırlanmıştır. 0,01g glikoz 100 ml suda çözdürüldükten sonra deney tüplerine farklı miktarlarda alınarak saf su ile 1.0 ml’ye tamamlanmıştır. 5 μg ile 100 μg arasında glikoz dilüsyonları oluşturulduktan sonra üzerine 0,5 ml %80 (ağırlık/hacim), fenol ve 5 ml derişik sülfirik asit ilave edilerek önce 10 dakika oda sıcaklığında, daha sonra 20 dakika 30ºC’ lik su banyosunda inkübe edilmiştir. Bu şekilde hazırlanan örneklerin spektrofotometrede (490 nm dalga boyunda) absorbans değerleri alınmıştır. Ölçümlerde kör olarak, 1ml distile H2O’nun 0,5 ml fenol (%80 w/v) ve 5 ml derişik H2SO4 ile muamele edilmesiyle elde edilen çözelti kullanılmıştır. Okunan absorbans değerlerinden yararlanılarak Standart grafik oluşturulmuştur.

(27)

4BÖLÜM IV

4TARTIŞMA VE SONUÇLAR

Elektro manyetik alan etkisinin belirlenmesinde, bakteriyel gelişmeyi etkileyip etkilemediğine ilişkin bazı özellikler üzerinde durulmuştur. Bunlardan birincisi gelişme oranı ve generasyon süresi üzerindeki etkinliğinin belirlenmesi, ikincisi bakterinin antibiyotik hassasiyetini değiştirip değiştirmediğinin belirlenmesi, üçüncüsü ekzopolisakkarit üretimi üzerindeki etkinliğinin belirlenmesidir.

4.1 EMA Uygulamasının Bakteriyel Gelişme Üzerine Etkisi

Her mikroorganizmanın ortam şartlarına bağlı olarak belirli bir gelişme hızı (μ) ve generasyon süresi (td) bulunmakta olup benzer gelişme evresine sahiptirler (Delignette- Muller, 1998; Pin ve Baranyi, 2008).

Elektro Manyetik alan etkisinin belirlenmesi için cep telefonuna 10, 15 ve 20 dakika süreyle maruz bırakılan canlı bakteriyel pelet, besiyerlerine inoküle edildikten sonra gelişmeyle ilgili parametreleri incelenmiştir. Tüm hesaplamalar elde edilen gelişme eğrilerinden yapılmıştır. Her bir deney ortamından elde edilen gelişme oranı ve generasyon süreleri birbirleriyle kıyaslanmıştır. Yapılmış çalışmalardan bazılarında elektromanyetik alanın mikrobiyal gelişme hızını azalttığı, bazı çalışmalarda gelişme hızını artırdığı ve bazılarında ise gelişme hızını etkilemediği ileri sürülmüştür (Haghi vd., 2012; Salmen vd., 2018; Taheri vd., 2017).

Cep telefonunun neden olduğu manyetik alanın, bakteriyel gelişmeye etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Cep telefonuna maruz bırakılmayan kontrol ortamlarıyla 10, 15 ve 20 dakika manyetik alana maruz bırakılan bakterilerin penisilin hassasiyetlerine ve gelişmeye etkileri de araştırılmıştır. Bu amaçla sadece manyetik alan etkisi ve penisilin varlığında bakteriyel gelişmeyi etkileyip etkilemediği de araştırılmıştır (Şekil 4.1 ve Şekil 4.2).

(28)

16 a

b

Şekil 4.1. EMA Uygulamasının B. thuringiensis’in gelişmesine etkisi B. thuringiensis’te gelişme oranı (a), B .thuringiensis’te generasyon süresi(b) KG: Penisilinsiz bakteriyel kültürde gelişme; PG: penisilinli bakteriyel kültürde gelişme

0,125 0,13 0,135 0,14 0,145 0,15 0,155 0,16 0,165 0,17

0 10 15 20

Gelişme oranı

Maruz kalma süresi (dakika)

KG PG

B.thuringiensis suşunda gelişme oranı

3,8 4 4,2 4,4 4,6 4,8 5

0 10 15 20

Generasyon süresi (saat)

Maruz kalma süresi (dakika) B.thuringiensis suşunda generasyon süresi

KG PG

(29)

a

b

Şekil 4.2. EMA Uygulamasının E.coli’nin gelişmesine etkisi E.coli’de gelişme oranı (a), E.coli’de generasyon süresi(b)

KG: penisilinsiz bakteriyel kültürde gelişme; PG: penisilinli bakteriyel kültürde gelişme EMA uygulamasının B.thuringiensis suşu üzerinde gelişme oranını artırdığı (Şekil 4.1a) ve generasyon süresini kısalttığı görülmektedir (Şekil 4.1b). Besiyerinde penisilin varlığı, B.thuringiensis suşunun gelişme oranının artmasına ve generasyon süresinin kısalmasına neden olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte, EMA uygulamasının E.coli suşunun gelişme oranı ve generasyon süresi üzerinde çok etkin olmamakla birlikte az da olsa

0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12 0,14 0,16 0,18 0,2

0 10 15 20

Gelişme oranı

Maruz kalma süresi (dakika)

KG PG E.coli suşunda gelişme oranı

0 1 2 3 4 5 6

0 10 15 20

Generasyon süresi (saat)

Maruz kalma süresi (dakika) E.coli suşunda generasyon süresi

KG

PG

(30)

18

farklılık yarattığı tespit edilmiştir (Şekil 4.2a ve Şekil 4.2b). E.coli suşu için, besiyerinde asıl olarak penisilin varlığının gelişme oranının azalmasına ve generasyon süresinin uzamasına belirgin şekilde neden olduğu, EMA uygulamasının penisilin varlığında olan bakteriye göre çok az fark yarattığı görülmektedir. Daha önce yapılmış bir çalışmada E.

coli suşunda düşük frekanslı EMA etkisinin bakteriyel gelişmeyi gerilettiği ve oksidoredüktaz aktivitesini azalttığı tespit edilmiştir (Strašák vd., 2002).

Daha önce yapılmış bazı çalışmalarda bakteriyel gelişmenin arttığı tespit edilmiştir.

Rhodotorula glutinis ile yapılmış bir çalışmada oldukça düşük manyetik alan etkisinin biyokütle miktarını ve bakterinin şeker üretimini artırarak pozitif bir etkiye neden olduğu görülmüştür (Canlı vd., 2011). Lactococcus lactis subsp. lactis suşuyla ilgili bir diğer çalışmada biyokütle üretiminin kontrol ile kıyaslandığında normalden beş kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir (Alvarez vd., 2006). Buna karşın E.coli hücresinde statik EMA etkisinin araştırıldığı bir çalışmada hücre morfolojisinin bozulduğu ve bakterisidal etki gösterebildiği tespit edilmiştir (Ji vd., 2009).

Bu çalışmada, B.thuringiensis ve E.coli suşunun generasyon sürelerine EMA uygulamasının farklı sürelerdeki etkisinin çok belirgin olmadığı görülmekte olup, asıl farklılığın E.coli suşunda penisilin varlığında olduğu, B. thuringiensis suşunda benzer bir etki olmadığı görülmektedir. B. thuringiensis’de penisilin direncinin EMA uygulama süresine bağlı olarak arttığı, bu durumdan B.thuringiensis’te sporulasyon olayının erken başlamasının etkili olabileceği düşünülmektedir (Çizelge 4.1 ve Çizelge 4.2).

(31)

Çizelge 4.1. Bakterilerin antibiyotik hassasiyetine EMA etkisi

E.coli suşunda zon çapı (mm) Antibiyotik EMA Uygulaması

yok

5 Dakika EMA uygulaması

10 Dakika EMA Uygulaması

Eritromisin (15mcg) 26 27 27

Tetraksiklin

(30mcg) 18 20 19

Gentamisin (10mcg) 11 12 11

Penisilin G (19 U) - - 10

Sefuroksim

(30 mcg) - - -

B.thuringiensis suşunda zon çapı (mm) Antibiyotik EMA Uygulaması

yok

5 Dakika EMA uygulaması

10 Dakika EMA Uygulaması

Eritromisin (15mcg) - - -

Tetraksiklin

(30mcg) 21 24 24

Gentamisin (10mcg) 13 14 14

Penisilin G

(19 U) - - -

Sefuroksim

(30 mcg) - - -

(-): Zon yok

Çizelge 4.2. EMA uygulamasının penisilin hassasiyetine etkisi Manyetik Alan

Uygulama Süresi (dakika)

Escherichia coli*

Bacillus thuringiensis*

0 80 8

10 80 1000

15 80 1000

20 80 1000

*: MIK değeri (mikrogram/ml)

4.2 EMA Uygulamasının Antibiyotik Hassasiyeti Üzerine Etkisi

EMA uygulamasında kullanılmak üzere uygun antibiyotik seçimi için ön çalışma yapılmıştır. Bu amaçla EMA uygulaması yapılmış ve yapılmamış kültürlerin antibiyotik hassasiyetleri zon çaplarına bakılarak belirlenmiştir (Çizelge 4.1). Buna göre EMA uygulamasında belirgin fark yaratan penisilin G antibiyotik uygulamalarında kullanılmıştır. EMA uygulaması yapılmayan her iki bakteri suşunda penisilin hassasiyetinin olmadığı görülmüştür. EMA uygulaması sonrası B.turingiensis suşunda farklılık tespit edilmiştir.

(32)

20

Çizelge 4.1’deki antibiyogram sonucuna göre B.thuringiensis ve E.coli suşlarının diğer antibiyotik disklerine kıyasla penisilin antibiyotiğine dirençli olmaları ve EMA uygulamasının E.coli suşunda bu antibiyotiğe hassasiyetinin değişmesi penisilin antibiyotiği üzerinde çalışılmasına neden olmuştur. Daha sonraki çalışmada EMA uygulama sonrasında MIK değerinin değişip değişmediği üzerinde yapılan çalışmada ise Çizelge 4.2 de görüldüğü gibi E.coli suşunun MIK değerinin değişmemesine karşın B.thuringiensis suşunda ise hassasiyetin büyük ölçüde arttığı görülmüştür. Bu çalışmada EMA uygulamasının B.thuringiensis suşunun gelişme oranını generasyon süresini çok etkilemekle birlikte, penisilin antibiyotiğine direnç kazandığı ya da bu özellik üzerinde spor oluşturma özelliğinin etkin olabileceği üzerinde düşünülmektedir (Çizelge 4.2).

Çizelge 4.2’de görüldüğü gibi B.thuringiensis üzerinde belirgin bir etki görülmüşken E.coli’de gelişme etkilenmemiştir. EMA uygulama çalışmalarının bakteri etkinliğini değiştirebileceği ve insan sağlığı üzerinde kullanılabileceğine ilişkin çeşitli araştırmalar da yapılmıştır. Bir çalışmada elektromanyetik alan uygulaması sonrasında 24 saat içerisinde S.aureus sıvı kültürlerinde bakteriyel gelişmenin gentamisin varlığında % 91 den fazla azaldığı tespit edilmiştir. Bu durumun implant ya da kemik enfeksiyonu bulunan hastalarda antimikrobiyal kemoterapide tedavi şansını artıracağı öngörülmektedir (Matl vd., 2011). Benzer bir başka çalışmada S.aureus suşu üzerinde denenen cep telefonu EMA etkisinde antibiyotiklere karşı zon çaplarının değiştiği ve antibiyotiklere dirençli olduğu tespit edilmiştir (Al-Mayah ve Ali, 2010). Mikrodalga ısı ve EMA etkisinin Bacillus subtilis sporlar üzerindeki etkisinin incelendiği bir çalışmada ısının spor korteksinde belirgin bir kalınlığa neden olmakla birlikte, EMA etkisinin yapısal ve bileşeninde değişiklik oluşturabildiği ifade edilmiştir (Celandroni vd., 2004).

Bu çalışmada, EMA etkisinin antibiyogram disk hassasiyetlerine ve çaplarına etkisi her iki bakteri suşunda bakılmıştır. Şekil 4.3’te her değer penisilin konsantrasyonu farklı olan 24 paralel uygulamanın ortalaması olarak verilmiştir. E.coli suşu için penisilin hassasiyetinde iki farklı besiyeri kullanılmış ve besiyeri içeriğinin etkili olup olmadığı da araştırılmıştır. Sonuç olarak, E.coli suşu için EMA uygulamasının besiyerinden gelen bir hassasiyet oluşturabileceği de ortaya konmuştur. Mac Conkey agarın indikatör olarak nötral kırmızısı ve kristal viyole gibi boya ve laktoz gibi substratlar içermesi nedeniyle, EMA uygulaması neticesinde penisilin hassasiyetinin değişebileceğini düşündürmektedir. E.coli suşunun Mc Conkey agarda antibiyotik diskine karşı

(33)

hassasiyeti bir miktar artarken, nutrient agarda hassasiyet azalmış ve hassasiyette dalgalanma görülmüştür.

Şekil 4.3. EMA uygulamasının B.thuringiensis ve E.coli’nin penisilin zon çaplarına etkisi

(BT: B.thuringiensis kültüründe; EcMct: E.coli kültürünün Mac Conkey agardaki zon çapları; EcNb: E.coli kültürünün nutrient agardaki zon çapları)

Sonuç olarak literatürdekine benzer şekilde EMA etkisinin her iki bakterinin, antibiyotik hassasiyetinde bir dalgalanmaya neden olduğu belirlenmiştir (Haghi vd., 2012; Taheri vd., 2017).

4.3 EMA Uygulamasının EPS Üretimleri Üzerine Etkisi

Her iki bakteri türünün EMA uygulama sonrasında EPS üretimlerinin değişip değişmediği de araştırılmıştır (Şekil 4.4). Yapılmış araştırmalarda çevresel koşullara bağlı olarak, canlı ya da cansız yüzeylere mikroorganizmanın bağlanabilmesi üreme ve kolonizasyonunu kolaylaştırdığı bulunmuştur. Bu amaçla EPS üretimlerine bakılmıştır.

Zor çevre şartlarının EPS üretimini artırdığı da daha önce yapılan çalışmalardan bilinmektedir (Czaczyk ve Myszka, 2007; Kumar vd., 2011; O'Toole vd., 2000).

0 2 4 6 8 10 12 14

0 5 1 0 1 5 2 0 2 5

ZON ÇAPI (MM)

MARUZ KALMA SÜRESI

BT EcMc EcNb

(34)

22 a

b

Şekil 4.4. EMA uygulamasında EPS üretimi ve gelişme oranı arasındaki ilişki B.thuringiensis suşunda EPS (a), E.coli suşunda (b)

(GO: gelişme oranı; % eps: ekzopolisakkarit üretiminin % üzerinden oranı) Bir araştırmada, Salmonella enterica serovar typhimurium suşu üzerinde, antibiyotiğin biyofilm oluşumunu etkilediği ve EPS üretimini artırdığı da tespit edilmiştir (Majtan vd., 2008).

Bu çalışmada EMA uygulaması sonrasında her iki bakteri suşunda gelişme oranı artarken EPS üretiminin genel olarak azaldığı görülmektedir. Antibiyotik varlığında ise genelde gelişme oranı çok fazla değişmez iken, EPS üretiminin genel olarak arttığı tespit edilmiştir. B.thuringiensis suşunda antibiyotiğin gelişme oranı üzerinde çok etkin

0 2 4 6 8 10 12 14 16 18

KONTROL MA 10 DK MA 15 DK MA 20 DK PENİSİLİN M+P 10 DK

M+P 15 DK

M+P 20 DK

B.thuringiensis suşunda

GO* % eps

0 2 4 6 8 10 12 14 16 18 20

KONTROL MA 10 DK MA 15 DK MA 20 DK PENİSİLİN M+P 10 DK

M+P 15 DK

M+P 20 DK

E.coli suşunda

GO* % eps

(35)

olmadığı EPS üretiminin ise antibiyotikli ortamda bir miktar daha fazla olduğu söylenebilir. EMA etkisi gelişme oranını bir miktar artırırken, EPS üretimi üzerinde antibiyotik varlığının daha etkin olabildiği söylenebilir (Şekil 4.4a)

E.coli suşunda gelişme ortamındaki penisilin varlığının genel olarak bakterinin gelişme oranını azalttığı, EPS üretimini ise belirgin şekilde artırdığı tespit edilmiştir (Şekil 4.4b) Penisilin varlığının E.coli’ suşunda daha fazla stres yarattı ve bu nedenle EPS üretiminin arttığı ifade edilebilmektedir.

Penisilinsiz ortamda EMA etkisine bakıldığında, E.coli suşunun EPS üretimi maruz kalma süresine bağlı olarak azaltmış, B.thuringiensis’ de ise dalgalanma görülmüştür.

Ancak penisilin varlığında EMA etkisi B.thuringiensis suşunun EPS üretiminde bir miktar artışa sebep olmuştur. E.coli suşunda gerçekleşen artışın asıl nedeninin penisilin varlığından kaynaklandığı düşünülmektedir. Majtan vd. (2008) MIK değerinin bir alt konsantrasyonunun Salmonella enterica serovar typhimurium’da EPS üretimini artırdığını tespit etmişlerdir. Ayrıca Mah ve O'toole (2001) antimikrobiyal maddelere karşı bakterilerin EPS üreterek biyofilm yapısını kurduğunu ve direnç kazandırdığını belirtmişlerdir.

(36)

24

5BÖLÜM V

6ÖNERİLER

Bu çalışmada, her iki bakteri üzerinde EMA uygulamasının özellikle B.thuringiensis suşunda penisiline direnci artırdığı, penislin varlığında EMA etkisinin belirlenebilmesi için daha fazla maruz kalma sürelerine ihtiyaç duyulduğu, penisilin varlığının ise özellikle E.coli suşunda stres yaratarak EPS üretimini artırdığı söylenebilir.

Bu çalışma, EMA uygulamasının bakteriyel gelişme üzerindeki etkilerinin neden kaynaklandığının bulunabilmesi için genetik çalışmaların da yapılması gerektiğini ortaya koymuştur.

(37)

7KAYNAKLAR

Ahmed, L. T., Majeed, A. D. and Shaima’a, A. S., "The effect of mobile waves on the growth of pathogenic fungi", International Journal of Current Microbiology and Applied Sciences 4, 838-842, 2015.

Akbal, A. and Balık, H. H., "Investigation of antibacterial effects of electromagnetic waves emitted by mobile phones", Polish Journal of Environmental Studies 22(6), 1589-1594, 2013.

Al-Mayah, A. A. and Ali, E. T., "Mobile microwave effect on bacterial antibiotic sensitivity", Basrah Journal of Veterinary Research. 9(2), 89-102, 2010.

Alvarez, D. C., Pérez, V. H., Justo, O. R. and Alegre, R. M., "Effect of the extremely low frequency magnetic field on nisin production by Lactococcus lactis subsp. lactis using cheese whey permeate", Process Biochemistry 41(9), 1967-1973, 2006.

Andrews, J. M., "Determination of minimum inhibitory concentrations", Journal of Antimicrobial Chemotherapy 48(1), 5-16, 2001.

Anselmo, C. W. S. F., Pereira, P. B., Catanho, M. T. J. A. and Medeiros, M. C., "Effects of the Electromagnetic field, 60 Hz, 3 µT, on the hormonal and metabolic regulation of undernourished pregnant rats", Brazilian Journal of Biology 69(2), 397-404, 2009.

Bauce, E., Carisey, N. and Dupont, A., "Carry over effects of the entomopathogen Bacillus thuringiensis ssp. Kurstaki on Choristoneura fumiferana (Lepidoptera:

Tortricidae) progeny under various stressful environmental conditions", Agricultural and Forest Entomology 8(1), 63-76, 2006.

Buchachenko, A., "Why magnetic and electromagnetic effects in biology are irreproducible and contradictory?", Bioelectromagnetics 37(1), 1-13, 2016.

(38)

26

Canlı, O., Erdal, S., Taşkın, M. and Kurbanoglu, E. B., "Effects of extremely low magnetic field on the production of invertase by Rhodotorula glutinis", Toxicology and Industrial Health 27(1), 35-39, 2011.

Celandroni, F., Longo, I., Tosoratti, N., Giannessi, F., Ghelardi, E., Salvetti, S., Baggiani, A. and Senesi, S., "Effect of microwave radiation on Bacillus subtilis spores", Journal of Applied Microbiology 97(6), 1220-1227, 2004.

Czaczyk, K. and Myszka, K., "Biosynthesis of extracellular polymeric substances (EPS) and its role in microbial biofilm formation", Polish Journal of Environmental Studies 16(6), 799-806, 2007.

Çolak, C., Elektromanyetik Dalgaların Bacillus cereus İzolatları Üzerine Etkisinin İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Fen bilimleri Enstitüsü, İzmir, s. 15-18, 2008.

Dardanoni, L., Torregrossa, M. V. and Zanforlin, L., "Millimeter-wave effects on Candida albicans cells", Journal of Bioelectricity 4(1), 171-176, 1985.

Delignette-Muller, M. L., "Relation between the generation time and the lag time of bacterial growth kinetics", International Journal of Food Microbiology 43(1-2), 97-104, 1998.

Denny, T. P., "Involvement of bacterial polysaccharides in plant pathogenesis", Annual Review of Phytopathology 33(1), 173-197, 1995.

Dubois, M., Gilles, K. A., Hamilton, J. K., Rebers, P. t. and Smith, F., "Colorimetric method for determination of sugars and related substances", Analytical Chemistry 28(3), 350-356, 1956.

Frengova, G. I., Simova, E. D., Beshkova, D. M. and Simov, Z. I., "Production and monomer composition of exopolysaccharides by yogurt starter cultures", Canadian Journal of Microbiology 46(12), 1123-1127, 2000.

Gaestel, M., "Biological monitoring of non‐thermal effects of mobile phone radiation:

recent approaches and challenges", Biological Reviews 85(3), 489-500, 2010.

(39)

Grundler, W., Keilmann, F., Putterlik, V. and Strube, D., "Resonant-like dependence of yeast growth rate on microwave frequencies", The British Journal of Cancer Supplement 5, 206-216, 1982.

Gül, Ü., Elektromanyetik Dalgaların Biyolojik Etkileri, Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Elazığ, 2006.

Haghi, M., Maghsoodi, M. J., Janipor, M. B. and Seyyedgholizadeh, S., "Effect of static magnetic field on E. coli growth", International Journal of Advanced Biotechnology and Research 3(4), 777-781, 2012.

Hardell, L. and Sage, C., "Biological effects from electromagnetic field exposure and public exposure standards", Biomedicine & Pharmacotherapy 62(2), 104-109, 2008.

Huang, H.-H. and Wang, S.-R., "The effects of 60 Hz magnetic fields on plant growth", Nature and Science 5(1), 60-68, 2007.

Ji, W., Huang, H., Deng, A. and Pan, C., "Effects of static magnetic fields on Escherichia coli", Micron 40(8), 894-898, 2009.

Kim, S. Y., Jo, E. K., Kim, H. J., Bai, K. and Park, J. K., "The effects of high‐power microwaves on the ultrastructure of Bacillus subtilis", Letters in Applied Microbiology 47(1), 35-40, 2008.

Kordas, L., "The effect of magnetic field on growth, development and the yield of spring wheat", Polish Journal of Environmental Studies 11(5), 527-530, 2002.

Kumar, M. A., Anandapandian, K. T. K. and Parthiban, K., "Production and characterization of exopolysaccharides (EPS) from biofilm forming marine bacterium", Brazilian Archives of Biology and Technology 54(2), 259-265, 2011.

Leszczynski, D., Joenväärä, S., Reivinen, J. and Kuokka, R., "Non-thermal activation of the hsp27/p38MAPK stress pathway by mobile phone radiation in human endothelial cells: molecular mechanism for cancer and blood-brain barrier related effects", Differentiation 70(2-3), 120-129, 2002.

(40)

28

Lipiec, J., Janas, P. and Barabasz, W., "Effect of oscillating magnetic field pulses on the survival of selected microorganisms", International Agrophysics 18(4), 325-328, 2004.

Madigan, M. T., Martinko, J. M., Stahl, D. A. and Clark, D. P., Brock Biology of Microorganisms, Pearson Education Inc, San Francisco, USA, 2012.

Mah, T.-F. C. and O'toole, G. A., "Mechanisms of biofilm resistance to antimicrobial agents", Trends in Microbiology 9(1), 34-39, 2001.

Majtan, J., Majtánová, Ľ., Xu, M. and Majtan, V., "In vitro effect of subinhibitory concentrations of antibiotics on biofilm formation by clinical strains of Salmonella enterica serovar Typhimurium isolated in Slovakia", Journal of Applied Microbiology 104(5), 1294-1301, 2008.

Matl, F. D., Obermeier, A., Zlotnyk, J., Friess, W., Stemberger, A. and Burgkart, R.,

"Augmentation of antibiotic activity by low‐frequency electric and electromagnetic fields examining Staphylococcus aureus in broth media", Bioelectromagnetics 32(5), 367-377, 2011.

Nageshwar Rao, B. and Satish Rao, B. S., "Antagonistic effects of Zingerone, a phenolic alkanone against radiation-induced cytotoxicity, genotoxicity, apoptosis and oxidative stress in Chinese hamster lung fibroblast cells growing in vitro", Mutagenesis 25(6), 577- 587, 2010.

Nataro, J. P. and Kaper, J. B., "Diarrheagenic Escherichia coli", Clinical Microbiology Reviews 11(1), 142-201, 1998.

O'Toole, G., Kaplan, H. B. and Kolter, R., "Biofilm formation as microbial development", Annual Reviews in Microbiology 54(1), 49-79, 2000.

Ophir, T. and Gutnick, D. L., "A role for exopolysaccharides in the protection of microorganisms from desiccation", Applied and Environmental Microbiology 60(2), 740-745, 1994.

(41)

Pin, C. and Baranyi, J., "Single-cell and population lag times as a function of cell age", Applied and Environmental Microbiology 74(8), 2534-2536, 2008.

Porter, A. G., Davidson, E. W. and Liu, J.-W., "Mosquitocidal toxins of bacilli and their genetic manipulation for effective biological control of mosquitoes", Microbiological Reviews 57(4), 838-861, 1993.

Rifai, A. B. and Hakami, M. A., "Health hazards of electromagnetic radiation", Journal of Biosciences and Medicines 2(8), 1-9, 2014.

Salmen, S. H., Alharbi, S. A., Faden, A. A. and Wainwright, M., "Evaluation of effect of high frequency electromagnetic field on growth and antibiotic sensitivity of bacteria", Saudi Journal of Biological Sciences 25(1), 105-110, 2018.

Strašák, L., Vetterl, V. r. and Šmarda, J., "Effects of low-frequency magnetic fields on bacteria Escherichia coli", Bioelectrochemistry 55(1-2), 161-164, 2002.

Sutherland, I. W., Microbial Exopolysaccharide Synthesis, In: Exstracelluler Microbiya Polysaccharide, American Chemical Society, Washington, USA, 1977.

Sutherland, I. W., Exracellular Polysaccharides In: Biotechnology, Wiley-VCH Verlag GmbH & Co, Weinheim, Germany, 1996.

Swerdlow, A. J., "Health effects from radiofrequency electromagnetic fields", National Radiological Protection Board (NRBP) 14(1), 181-192, 2003.

Şeker, S. ve Çerezci, O., Radyasyon Kuşatması: Elektriğin ve Nükleer Enerjinin Sağlığımıza Etkileri, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul, 2000.

Taheri, M., Mortazavi, S. M. J., Moradi, M., Mansouri, S., Hatam, G. R. and Nouri, F.,

"Evaluation of the effect of radiofrequency radiation emitted from Wi-Fi router and mobile phone simulator on the antibacterial susceptibility of pathogenic bacteria listeria monocytogenes and Escherichia coli", Dose-Response 15(1), 1-8, 2017.

(42)

30

Widdel, F., "Theory and measurement of bacterial growth", Di dalam Grundpraktikum Mikrobiologie 4(11), 1-11, 2007.

Yalçın, A. ve Saygın, M., "Elektromanyetik alanların üreme sistemi üzerine etkileri", Mühendislik Bilimleri ve Tasarım Dergisi 4(2), 105-124, 2016.

Zamanian, A. and Hardiman, C., "Electromagnetic radiation and human health: A review of sources and effects", High Frequency Electronics 4(3), 16-26, 2005.

(43)

8ÖZ GEÇMİŞ

Ceren ÖZEL, 18.07.1989 tarihinde Merkez, Elazığ’da doğdu. İlk ve Orta öğrenimini Elazığ’da, Lise öğrenimini ise Ankara’da tamamladı. 2008 yılında başladığı Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Fen- Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü’nden Haziran 2012‘de biyolog ünvanı ile mezun oldu. 2012 yılında Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Moleküler Biyoloji Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans öğrenimine başladı.

(44)

Referanslar

Benzer Belgeler

İlerleyen dönemlerde de başta mimaride sivri kemerler olmak üzere (Akurgal, 1944, s.530), Türk İslam mimarisinin çift minare geleneğinin Avrupa sanatına tesiri olarak

Yüksek pro- teinli diyetler, yüksek kalsiyum al›nmas› ge- re¤ini do¤urur ve e¤er kalsiyum al›m› düflük ise protein al›m›ndaki art›fl, kalsiyum denge- sinde

Böyle bir seçici beyin sessizleştirme araştırması, yalnızca hastaları iyileştirmek için değil, aynı zamanda normal bir beyindeki farklı tip nöronların ve

Gerçi, kendilerinin de itiraf ettiği gibi, Karagöz Türki­ yeden gelip bu memlekete yerleşmiştir, fakat bir asır içinde, Yunanlı sanatkârlann bu oyunu ken­ di

Telefonun patlamasına neden olabilecek bir diğer et- ken, telefonu daha fazla enerji yoluyla, hızla şarj etmeye çalışmak. Bu da bataryanın kısa devre yapmasına

Dış muhabirlik, harp muhabirliği, yazı işleri müdürlüğü, genel yayın müdürlüğü, röportaj, fıkra yazarlığı gibi, gazeteciliğin çeşitli dallarında

Hazine ile uyuşmazlığı olan ipotekli bir arazi üzerinde ya­ pılması düşünülen toplu konut konusunda arsa sahibi ile eski bir ticari ortaklığı bulunan

(FDA-1987) Proses validasyonu; spesifik bir işlemin, bir ürünü, önceden belirlenen spesifikasyonlarını ve kalite özelliklerini karşılamak üzere uygun şekilde