• Sonuç bulunamadı

Bu da, Dünya Gıda Programı'nı adam gibi finanse etmek manasına geliyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bu da, Dünya Gıda Programı'nı adam gibi finanse etmek manasına geliyor"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

30 yıldır ilk kez aynı anda pek çok yerde gıda yüzünden protestolar patlak veriyor. Krizden en çok etkilenen ülkelerdeki zorluklara karşı atılacak ilk adım, dünyanın emniyet ağındaki delikleri onarmak. Bu da, Dünya Gıda Programı'nı adam gibi finanse etmek manasına geliyor.

Açlık fotoğraflarında genellikle tepkisiz gözler ve şişmiş göbekler vardır. Savaş veya kargaşa yüzünden hasat yapılamamıştır. Krizin başlangıcı ani ve yereldir, durumun yükü zaten kenarda olanların üstüne biner.

Bugünkü manzaraysa bundan farklı. BM'ye bağlı Dünya Gıda Programı'ndan Josette Sheeran "Bu, sessiz bir tsunami"

diyor. Gıda fiyatlarındaki yükseliş dalgası tüm dünyaya yayılıyor ve ayaklanmalar başlatıp hükümetleri sallıyor. 30 yıldır ilk defa aynı anda pek çok yerde gıda yüzünden protestolar patlar vermekte. Bangladeş kargaşa içindeyken, Çin bile durumdan endişe ediyor. Hintli ekonomist Amartya Sen'in 'demokrasilerde kıtlık yaşanmaz' savı, 2008 gıda kriziyle birlikte başka yerlerde sınanmış olacak.

Geleneksel anlamda kıtlık, açlık yüzünden kitlelerin hayatını kaybetmesidir. Bugünkü krizse sefalet ve yetersiz beslenmeyle ölçülüyor.

Yoksul ülkelerdeki orta sınıflar günde üç öğün yiyebilmek için sağlık harcamalarından kesiyor, sofralarından eti kaldırıyor. Günde iki dolarla geçinen ortalama yoksullar, pirincin parasını karşılayabilmek için çocuklarını okuldan alıyor, sebze tüketimini kısıyor. Günde bir dolarla geçinenlerse etten ve sebzeden başka günlük öğünlerinin birinden ya da ikisinden vazgeçiyorlar ki, bir tas yemek parasını denkleştirebilsinler.

İhracatçılar fayda sağlıyor

Tüm dünyada takriben 1 milyar kişi günde bir dolarla yaşamakta. İyimser bir tahminle gıda maliyetleri yüzde 20 artarsa (bazı yerlerde artış bundan çok daha fazla oldu), 100 milyon kişi daha bu seviyeye, yani mutlak yoksulluk sınırının altına inebilir. Bu, bazı ülkelerin yoksulluğun azaltılması konusunda geçtiğimiz 10 yıllık büyüme sırasında kaydettikleri tüm gelişmeleri alıp götürecektir. Gıda piyasaları çalkantı içinde olduğundan toplumsal kargaşa artarken ticaret ve açıklığın kendisi de darbe alabileceğinden 2008 gıda krizi küreselleşmeye karşı bir meydan okumaya dönüşebilir.

Zengin ülkeler gıda sorununu kredi krizi kadar ciddiye almalı. Dünya Bankası ve BM'deki önemli isimler şimdiden gıdaya ilişkin bir 'new deal' (1929'daki Büyük Buhran sonrası uygulamaya konulan ekonomik program) çağrısı yapıyor. Feryatlarında haklılar. Ancak kısmen gıda tüm sorunu çözecek anahtar olmadığından, kısmen de şimdi ihtiyaç duyulan yardımın bir bölümü uzun vadede işleri daha da kötüleştirme riski yarattığından,

doğru türde yardımı elde etmek o kadar kolay bir mevzu değil.

Başlangıç noktasını, artan gıda fiyatlarının bazı yerlerde diğerlerine göre daha ağır hissedilmesi oluşturmalı. Gıda ihracatçıları ve çiftçilerin kendi kendilerine yettiği ülkeler bundan fayda sağlamakta. Gıda ürünlerini ithal eden Batı Afrika ülkeleri veya çok sayıda topraksız rençperin bulunduğu Bangladeş gibi ülkelerse yıkım ve toplumsal kargaşa riski altında. Oralardaki zorluklar nedeniyle atılacak ilk adım dünyanın emniyet ağındaki delikleri onarmak olmalı.

Bu, Dünya Gıda Programı'nı (WFP) adam gibi finanse etmek manasına geliyor. WFP dünyanın en büyük gıda yardımı dağıtıcısı ve aç insanlarla ölüm arasındaki en önemli bariyer. Gelişmekte olan ülkelerde günde bir dolarla geçinen aileler gibi artan tahıl fiyatları yüzünden onun alım gücü de darbe aldı. Geçen yılkiyle aynı miktarda gıda dağıtabilmesi için bile WFP'ye ekstradan 700 milyon dolar sağlanmalı.

Ayrıca pek çok yerde sorunlar bilindik kıtlıklara benzemediğinden WFP'nin faaliyetlerini genişletmesine izin

verilmeli. Halihazırda çoğunlukla tahıl alıp, bunları gıda sıkıntısı çekilen yerlerde dağıtıyor. Kıtlığın kırıp geçirdiği yerlerde bu gerekli ama yerel piyasalar zarar görmekte. çoğu yerde mutlak bir sıkıntı yok ve amaç çiftçilere fazla hasar vermeden yerel fiyatları aşağı çekmek. Bunu yapmanın en iyi yoluysa gıda değil nakit dağıtmak, sosyal sigorta

programlarını ve yoksullar için gıda karşılığı iş projelerini desteklemek (kimi zamansa bunlardan yaratmak). İşin on milyarlarca dolar tutan asıl yükünü gelişmekte olan ülkelerin hükümetleri ve Batı'daki kredi kurumları üstlenecek olsa da WFP bu noktada yardım edebilir.

Bu tarz eylemler sorunu hafifletici mahiyette. Ancak 2008 gıda krizi besin zincirinin her halkasında piyasa

(2)

başarısızlıklarını ortaya serdi. Herhangi bir 'new deal' yoksul çiftçileri alıkoyan uzun vadeli sorunlara eğilmeli.

Genelde hükümetler piyasaları liberalleştirmeli, onlara daha fazla müdahale etmemeli. Gıdaysa ucuz ekmek için değirmencilere verilen sübvansyonlardan topraklarını nadasa bırakmaları için çiftçilere verilen rüşvete kadar her aşamada devlet müdahalesine maruz kalmakta. Bu türden kotaların, sübvansiyonların ve denetimlerin neticesi başka bir sektörde ufak ayarlamalarla geçiştirilebilecek tüm dengesizlikleri besin zincirinin düzenlenmeyen tek bölümü üstüne, yani uluslarası piyasaya yıkmak.

Bu durum onyıllarca dünya çapında fiyatları düşürüp, yoksul çiftçilerin hevesini kaçırdı. Şimdiyse tam tersi gerçekleşmekte. Bu kez bir başka hükümet yanlışı yüzünden, zengin ülkelerde bioyakıtlara verilen sübvansiyonlar nedeniyle gıda fiyatları tavan yaptı. Ayrıca hükümetler ihracat kotaları ve ticaret sınırlamaları getirerek sorunu iyice ağırlaştırdı, fiyatları daha bir artırdı. Geçmişte tarımı liberalleştirmeye yönelik ana sav bunun gıda fiyatlarını yükseltip, çiftçilerin gelirini artıracağıydı. Şimdi fiyatlar hedeflenin iyice üstüne çıkmışken, bu kez tam tersi bir sav getiriliyor; liberalleştirme fiyatları düşürürken, çiftçilerin insani bir hayat sürmesine de imkân sağlar.

Tarım teknolojisinin önemi arttı

Hükümetlerin tarımdan uzak durması yönündeki kuralın bir istisnası var. Temel teknolojiyi hükümetler sağlayabilir;

yoksul bireysel çiftçilerin altından kalkamayacağı türden geniş, sermaye-yoğun sulama projelerini yürütebilir veya daha fazla kâr getiren tohumların üretilmesine yardımcı olacak temel bilimsel çalışmaların parasını ödeyebilirler.

Ancak bir noktaya dikkatinizi verin; genetiği değiştirilmiş gıdalara dair batıl güvensizliğin bu teknolojinin gelişmesini yavaşlattığı Avrupa'da olduğu gibi hükümetler genellikle böylesi gelişmelere yardım etmek

yerine köstek oluyorlar. Oysa dünyayı beslemenin yolu daha fazla toprağı ekilebilir kılmak değil, ürünü artırmak olduğundan bilim burada can alıcı önemde.

Tarım artık sürüncemede. Ucuz gıda devri bitti. Şans ve iyi bir politikayla yeni bir denge oluşacaktır. Değişimin herkesin umduğundan daha pahalı ve acı verici olduğu anlaşıldı. Ancak bu değişim arzu edilir nitelikte ve hükümetler bunun verdiği acıyı azaltmaya çalışmalı, süreci toptan durdurmaya değil.

(Başyazı, 17 Nisan 2008)

21/04/2008 The Economist'den çev. Radikal Gazetesi

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=253587&tarih=21/04/2008

Referanslar

Benzer Belgeler

MEHMET DUMLUPINAR 12/04/2021 İnsan Kaynakları Planlaması Öğr.. SABRİYE AKITICI 11/04/2021 Çalışma Ekonomisi ve Endüstri

MEZARLIK ALANLARI ZİYARETE HAZIR Muğla Büyükşehir Be- lediyesi ekipleri mezarlık alanlarında yürüttükleri temizlik çalışmalarını ta- mamlayarak bayram ziya-

Companies are requested to duly create a profile on WFP e-tendering platform (a step-by-step guide on how to register will be provided by WFP by email once included in WFP

Afrika’n ın yoksul ülkelerinden Senegal’in Cumhurbaşkanı Abdulaye Vade, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) “para ziyanlığı” olarak

Şirketlerin değil, toplumun (üretici ve tüketicilerin) yönettiği bir gıda sistemi için; ihracata yönelik üretilen, temel gıda maddelerini dünya borsalarında ticarete konu

“Tarladan sofraya g ıda güvenliği”nin öneminin vurgulandığı bildirgede, “Ulusal bağımsızlığımız ancak tarım sektörümüzün bütün

Orman alanlarının azalmasında özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde çoğunlukla kırsal fakirlik ve yerel nüfusun baskısı ile bunlara bağlı olarak yasa

Belirtilen katkı maddeleri ve yardımcı maddeler, gıda maddelerinin üretiminde, vasıflarının iyileştirilmesinde ve düzenlenmesinde, endüstriyel üretim tekniklerine