• Sonuç bulunamadı

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI"

Copied!
58
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TURK KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ULUSLARARASI REKABET 1 01 ALANI OLARAK TRANSKAFKASYA VE TÜRKİYE'NİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI Y I L L A R I N D A

U L U S L A R A R A S I R E K A B E T A L A N I O L A R A K

T R A N S K A F K A S Y A V E TÜRKİYE'NİN

EKONOMİK İLİŞKİLERİ

(13 E K İ M 1921 K A R S A N T L A Ş M A S I S O N R A S I ) * B i g e S Ü K A N Y A V U Z * G İ R İ Ş

Sakarya Meydan Muharebesi, K u r t u l u ş S a v a ş ı ' n d a iç ve dış dengelerin d e ğ i ş m e s i a ç ı s ı n d a n önemli bir d ö n ü m n o k t a s ı d ı r . Bu a ş a m a d a Türk ulusu d ü ş m a n k a r ş ı s ı n d a inisiyatifi ele geçirirken, dış politikada da önemli g e l i ş m e l e r meydana gelmiştir. Sakarya Zaferi, bir yandan Ankara H ü k ü m e t i ile barış g ö r ü ş m e l e r i n i b a ş l a t m ı ş olan F r a n s ı z H ü k ü m e t i ' n i n bu yöndeki çabalarmı çabuklaştırıcı bir etken olurken diğer yandan 26 Eylül 1921'de Transkafkasya Sosyalist Cumhuriyetleri'nin (Azerbaycan, G ü r c i s t a n ve E r m e n i s t a n ' ı n ) katılımıyla Kars Konferansı'mn t o p l a n m a s ı n a yol açmıştır. Konferansm sonunda T B M M H ü k ü m e t i ile Transkafkasya Cumhuriyetleri a r a s ı n d a imzalanan 13 E k i m 1921 tarihli Kars a n t l a ş m a s ı ise, Türkiye'nin Kafkaslar'daki durumunu s a ğ l a m l a ş t ı r m a s ı ve M i s a k - ı M i l l i ' y i bu üç devlete kabul ettirmesi a ç ı s ı n d a n son derece önemlidir. Bu a n t l a ş m a y l a birlikte, bu cumhuriyetlerle bir yandan normal diplomatik ilişkiler kurulurken diğer yandan ticari ilişkiler de geliştirilmiştir. Kars A n t l a ş m a s ı u y a r ı n c a ticari ilişkilerin k u r u l m a s ı , ekonomik, parasal vb. işlerin ç ö z ü m l e n m e s i ve karşılıklı ilişkilerin daha düzenli hale getirilmesi a m a c ı y l a Ş u b a t 1922'de Tiflis'te

Bu çalışma, Türk Tarih Kurumu tarafından 9-13 Eylül 2002 tarihlerinde Ankara'da düzenlenen X I V . Türk Tarih Kongresi'nde sunulan bildirinin genişletilmiş şeklidir.

(2)

102- BIGE SUKAN YAVUZ

toplanan T ü r k i y e - T r a n s k a f k a s y a Konferansı ise, Türkiye ile Transkafkasya Cumhuriyetleri a r a s ı n d a çeşitli s ö z l e ş m e l e r i n (demiryolu, ticaret s ö z l e ş m e l e r i vb.) i m z a l a n m a s ı n ı beraberinde getirmiştir.

İşte Kars A n t l a ş m a s ı sonrası T ü r k i y e - T r a n s k a f k a s y a Cumhuriyetleri ilişkileri, özellikle ekonomik boyutuyla Türkiye ile Kafkaslar'da çıkarları bulunan emperyalist güçlerin dikkatini çekmiştir. D o l a y ı s ı y l a a r a ş t ı r m a m ı z d a , T ü r k i y e - T r a n s k a f k a s y a ekonomik ilişkileri ağırlıklı olarak bölgeyle y a k ı n d a n ilgilenen bir devlete ait belgelerin, F r a n s ı z istihbarat raporlarının ışığında incelenerek Kurtuluş S a v a ş ı yıllarında u l u s l a r a r a s ı rekabet g ö z l e r ö n ü n e serilecek ve bu ortamda izlenen Kafkas politikamızın şimdiye kadar yeterince i r d e l e n m e m i ş bir yönü g ü n ışığına çıkarılmaya çalışılacaktır.

I. Türkiye-Transkafkasya İlişkilerinin Kısa Tarihçesi

Kafkasya bölgesinin Kafkas dağlarının kuzeyinde yer alan k ı s m ı n a Kuzey Kafkasya, g ü n e y i n d e kalan k ı s m ı n a ise G ü n e y Kafkasya, M a v e r a - y ı Kafkasya veya Transkafkasya adları verilmektedir. G ü n e y Kafkasya b ö l g e s i n d e bulunan Azerbaycan, Ermenistan ve G ü r c i s t a n Cumhuriyetleri'nin M i l l i M ü c a d e l e d ö n e m i n d e Türkiye ile ekonomik ilişkilerinin doğru irdelenebilmesi için, Sovyet coğrafyasında yer alan T r a n s k a f k a s y a ' n ı n Türkiye ile olan siyasi ilişkilerinin ortaya k o n u l m a s ı kaçınılmazdır.

18. yüzyılın son ç e y r e ğ i n d e R u s y a ' n ı n Kafkasya'da y a y ı l m a politikası, X I X . yüzyıl başları itibariyle sonuçlarını vermeye başlamıştır. Rus orduları k a r ş ı s ı n d a ü s t ü n bir direniş g ö s t e r e n Azerbaycan ve D a ğ ı s t a n Hanlıkları sonunda Rusya'ya boyun e ğ m e k zorunda kalmışlardır. Rusya, kendisini Kafkasya'dan atmak isteyen İran'a karşı k a z a n d ı ğ ı zafer sonucu 1828'de imzalanan T ü r k m e n ç a y A n t l a ş m a s ı ile b ö l g e y e kesin olarak y e r l e ş m i ş t i r . Azerbaycan ve G ü r c i s t a n ' a bu şekilde y e r l e ş e n R u s y a ' n ı n Kuzey Kafkasya ve D a ğ ı s t a n b ö l g e s i n d e tam olarak hakimiyetini s a ğ l a m a s ı ise, dağlı M ü s l ü m a n halkın direnci nedeniyle ancak 19. yüzyılın o r t a l a r ı n d a g e r ç e k l e ş e b i l m i ş t i r1.

1917'de patlak veren B o l ş e v i k İhtilali ü z e r i n e Rus orduları Kafkaslar'dan çekilmiş, bu da aralarında Azeri Türklerinin de bulunduğu

(3)

4-TURK KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ULUSLARARASI REKABET 1 0 3 ALANI OLARAK TRANSKAFKASYA VE TÜRKİYE'NİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ Kafkas ulusları a r a s ı n d a sevinç y a r a t m ı ş t ı . S o n u ç t a Azeri Türkleri M ü s a v a t Partisi'nin önderliğinde ö r g ü t l e n e r e k G ü r c ü l e r ve Ermeniler ile birlikte 22 Nisan 1918'de "Federal Demokratik Kafkas Cumhuriyeti"ni kurarak b a ğ ı m s ı z l ı k l a r ı n ı ilan e t m i ş l e r d i . Ne var k i Ermeniler ve Gürcülerin i k i yüzlülükleri nedeniyle Kafkas Cumhuriyeti otuz i k i g ü n sonra d a ğ ı l m a k zorunda k a l m ı ş t ı2. 26 M a y ı s 1918'de G ü r c i s t a n , 28 M a y ı s 1918'de de Azerbaycan ve Ermenistan b a ğ ı m s ı z l ı k l a r ı n ı ilan ederek b a ğ ı m s ı z birer Cumhuriyet oldular3. Ancak bu üç devletin bağımsızlıkları fazla s ü r m e m i ş t i r . 27 Nisan 1920'de Kızıl Ordu Azerbaycan'a girmiş ve B a k û ' d e Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti ilan e d i l m i ş , 2 Aralık 1920'de Ermenistan, 20 Ş u b a t

1921'de ise G ü r c i s t a n S o v y e t l e ş t i r i l m i ş t i4. 1922 Martı'nda da Azerbaycan, Ermenistan ve G ü r c i s t a n Cumhuriyetleri b i r l e ş e r e k "Federal Kafkas Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti"ni (Transkafkasya Federasyonu'nu) o l u ş t u r m u ş l a r d ı .5

Kafkasya ile olan siyasal, kültürel, tarihsel bağlarını koparmak istemeyen O s m a n l ı Devleti, Kafkaslar'daki gelişmeleri y a k ı n d a n izliyordu. Ne var k i 3 M a r t 1918'de Almanya, Avusturya-Macaristan, Bulgaristan ve O s m a n l ı Devleti ile Sovyet Rusya a r a s ı n d a Brest-Litovsk B a r ı ş A n t l a ş m a s ı ' n ı n i m z a l a n m a s ı ve bu a n t l a ş m a uyarınca Kars, Ardahan ve Batum'un O s m a n l ı Devleti'ne bırakılması, G ü r c ü l e r ve Ermeniler tarafından tepkiyle k a r ş ı l a n m ı ş t ı . Bunun y a n ı sıra Brest-Litovsk A n t l a ş m a s ı uyarmca Kars, Ardahan ve Batum'da ( E l v i y e - i S e l â s e ' d e ) yapılan ve buraların O s m a n l ı Devleti'ne ilhakını k e s i n l e ş t i r e n plebisit, gerek Ermeni, Gürcü gerekse Sovyet b a s ı n ı n d a olumsuz k a r ş ı l a n m ı ş t ı . Kafkas sorununu barış yolu ile ç ö z m e k isteyen O s m a n l ı Devleti ise, Brest-Litovsk'ta elde ettiği siyasi b a ş a r ı n m o n a y l a n m a s ı n ı istiyordu. Ancak bu a m a ç l a toplanan Trabzon B a r ı ş K o n f e r a n s ı ' n d a (14 Mart-14 Nisan 1918) M a v e r a - y ı Kafkas H ü k ü m e t i temsilcileri bu a n t l a ş m a y ı kabul etmemekte ısrar etmişlerdi. B u arada Erzincan, Bayburt, Trabzon, Erzurum ve Tortum'u ele geçiren T ü r k kuvvetleri, Mart 1918'de, 1914 O s m a n l ı - R u s smırma, Nisan 1918'de ise S a r ı k a m ı ş , Batum ve Kars'ı ele geçirerek 1877-1878 O s m a n l ı - R u s sınırına u l a ş m ı ş l a r d ı . S o n u ç t a , Türk askeri h a r e k â t ı n ı n baskısı ve oldu bittiler

Mehmet Saray, Atatürk ve Türk Dünyası, Ankara, TTK, 1995, s. 67.

Serpil Sürmeli, Türk-Gürcü ilişkileri (1918-1921), Ankara, Atatürk Araştırma Merkezi, 2001, s. 137, 154.

Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, C. II, 9. B., İstanbul, Remzi, Kitabevi, 1963, s. 394,409.

Saray, s. 68; Y.A. Bagirov, Kurtuluş Savaşı Yıllarında Azerbaycan-Türkiye ilişkileri II, çev., A. Hasanoğlu, İstanbul, Yeni Gün Haber Ajansı, 2000, s. 27.

(4)

1 0 4 BİGE SÜKAN YAVUZ

sonucunda Tiflis Seym'i O s m a n l ı Devleti'nin isteğini kabul e t m i ş t i6. 11 M a y ı s ' t a Batum'da O s m a n l ı Devleti ile barış g ö r ü ş m e l e r i yapmak ü z e r e toplanan konferans ise, 4 Haziran 1918'de Batum A n t l a ş m a s ı adı a l t ı n d a Türkiye ile T r a n s k a f k a s y a ' n ı n üç yeni cumhuriyeti a r a s ı n d a ayrı ayrı barış ve dostluk a n t l a ş m a l a r ı n ı n i m z a l a n m a s ı y l a sona ermişti. 4 Haziran 1918'de ayrıca T ü r k i y e , Azerbaycan ve G ü r c i s t a n a r a s ı n d a Baku ile Batum a r a s ı n d a k i petrol s e v k i y a t ı konusunda bir a n t l a ş m a i m z a l a n m ı ş t ı . Türkiye Batum'da bu a n t l a ş m a l a r ı imzalayarak bu üç cumhuriyeti tanıyan ilk ülke o l m u ş t u r7.

Sovyet Rusya, her ne kadar M a v e r a - y ı Kafkas'ta B o l ş e v i k idaresini k u r a m a m ı ş olsa bile B a k û ' d a oldukça güçlüydü ve 18 Mart 1918'de Ermenilerin de d e s t e ğ i ile idareyi ele geçirmişti. Ancak B a k û ' d a gittikçe artan Ermeni b a s k ı ve zulümleri k a r ş ı s ı n d a Azeriler, Türkleri kurtarıcı olarak beklemeye b a ş l a m ı ş l a r d ı . Zaten Batum'da O s m a n l ı Devleti ile b a ğ ı m s ı z Azerbaycan a r a s ı n d a yapılan a n t l a ş m a u y a r ı n c a Azeriler O s m a n l ı Devleti'nden askeri yardım isteme h a k k ı n a sahipti. S o n u ç t a Türk kuvvetleri Eylül 1918'de B a k û ' y ü ele geçirmişlerdi. Sovyet H ü k ü m e t i ise, O s m a n l ı Devleti'ni protesto ederek Brest-Litovsk b a r ı ş m m h ü k ü m s ü z olduğunu tek taraflı olarak ilan e t m i ş t i8. Ne var k i İttifak Devletleri I . D ü n y a S a v a ş ı ' n d a mağlup olunca, O s m a n l ı Devleti 30 E k i m 1918 tarihli Mondros M ü t a r e k e s i ' n i imzalamak zorunda k a l m ı ş ve m ü t e r a k e n i n 11. ve 15 maddeleri g e r e ğ i Azerbaycan'daki kuvvetlerini geri ç e k m e y i kabul etmişti. Mondros M ü t a r e k e s i ' n i n a r d ı n d a n İngilizler, Kafkaslar'a ç ı k a r t m a yaparak bölgeyi işgal e t m i ş l e r d i . A m a ç , B a k û petrollerini İngiliz denetimi altına a l m a k t ı9. Türk ordusu 17 K a s ı m 1918'de B a k û ' y ü terk ederken, İngiliz kuvvetleri de beraberlerinde Rus ve Ermeni askerleri olduğu halde şehri işgal e t m i ş l e r d i . İngilizler Mondros M ü t a r e k e s i ' n i n i m z a l a n m a s ı n d a n sonra Elviye-i S e l â s e ' n i n de b o ş a l t ı l m a s ı n ı istemişler, ancak b o ş a l t m a sona ermeden buraları ele g e ç i r m e y e b a ş l a m ı ş l a r ve 24 Aralık 1918'de Batum'u i ş g a l

Selami Kılıç, Türk-Sovyeî İlişkilerinin Doğuşu, İstanbul, Dergâh Yayınları, 1998, s. 413-419. 15/28 Kasım 1917de Gürcü, Ermeni ve Azeri temsilcilerden oluşan Mavera-yı Kafkas Komiserliği kurulmuştu. Bu bir çeşit federasyondu. 10/23 Şubat 1918'de ise bir Diyet Meclisi (Seym) kuruldu ve bu meclis Mavera-yı Kafkas Komiserliği'nin en yüksek yürütme organı oldu. Kılıç, s. 86.

Sürmeli, s. 148,155. Kılıç, s. 420-421.

Dursun Yıldırım ve Cihat Özönder, Karabağ Dosyası, Ankara, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay., 1990, s. 19.

(5)

TURK KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ULUSLARARASI REKABET

ALANI OLARAK TRANSKAFKASYA VE TÜRKİYE'NİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ e t m i ş l e r d i1 0. Her ne kadar Türk birlikleri bu toprakları b o ş a l t ı r k e n Elviye-i Selâse'nin Ermeni ve Gürcülerin eline g e ç m e m e s i için M i l l i Şuralar k u r u l m u ş olsa bile, İngilizler, 13 Nisan 1919'da Kars'ı işgal e t m i ş l e r ve Kars M i l l i Şurası üyelerini tutuklayarak Malta'ya s ü r m ü ş l e r d i . 19 Nisan 1919'da ise Kars'm Ermenilerce işgaline izin vermişlerdi. Batum ve Ardahan ise daha önce Gürcüler tarafından işgal e d i l m i ş t i1 1.

Mondros M ü t a r e k e s i ' n d e n k ı s a bir süre sonra Ordu t e ş k i l a t ı lağvedilmiş ve bu arada 9. ordunun dört tümeni X V . Kolordu olarak yeniden d ü z e n l e n e r e k k o m u t a n l ı ğ ı n a Nisan 1919'da K â z ı m Karabekir P a ş a tayin edilmişti. K â z ı m Karabekir P a ş a , bu g ö r e v e b a ş l a d ı ğ ı n d a n beri, T ü r k bölgelerine sürekli saldıran Ermenilere karşı bir h a r e k â t ı n k a ç ı n ı l m a z olduğu d ü ş ü n c e s i n d e y d i . Ne var k i Ruslarla ilişkilerin geliştirilmek istendiği bir d ö n e m d e bu hareket sakıncalı olabilirdi1 2. Ş ö y l e k i , B ü y ü k M i l l e t Meclisi'nin açılışını izleyen g ü n l e r d e İtilaf Devletleri ile bir a n l a ş m a y a v a r ı l a m a y a c a ğ ı n ı anlayan Ankara H ü k ü m e t i , D o ğ u l u devletlerle olan ilişkilerine ö n e m vermeye b a ş l a m ı ş t ı . Mustafa Kemal P a ş a ' n ı n Söylev'de de belirttiği gibi, " B M M H ü k ü m e t i ' n i n dışişleri ile ilgili ilk kararı Moskova'ya bir kurul g ö n d e r m e k olmuştur. Kurul, Dışişleri B a k a n ı Bekir Sami Bey b a ş k a n l ı ğ ı n d a idi... 11 M a y ı s 1920'de Ankara'dan yola çıkan kurulun temel görevi, Rusya ile ilişki k u r m a k t ı . R u s y a ' n ı n h ü k ü m e t i m i z l e y a p a c a ğ ı a n t l a ş m a n ı n b a z ı ilkeleri s a p t a n ı p 24 A ğ u s t o s 1920'de ön i m z a s ı olmakla birlikte, durumun bir g e r e ğ i olarak u z l a ş ı l a m a y a n k i m i noktalardan dolayı a n t l a ş m a g e c i k m i ş t i r . "1 3

İşte Mustafa Kemal P a ş a ' n ı n " u z l a ş ı l a m a y a n k i m i noktalar" ile k a s t e t t i ğ i , Türkiye'nin doğu illerinden Ermenilere toprak verilmesi sorunudur. Çiçerin, 27 A ğ u s t o s 1920'de Bekir Sami (Kunduh) Bey'den V a n ve Bitlis'te Ermenilere toprak verilmesini istiyor ve Türkiye'ye y a p ı l a c a k Sovyet yardımının bu k o ş u l a d a y a n d ı ğ ı n ı ileri sürüyordu. Bekir Sami Bey ise, Türkiye'nin toprak b ü t ü n l ü ğ ü n e ve ekonomik çıkarlarına aykırı bulduğu bu öneriyi kabul e d e m e y e c e ğ i n i ve sorunu h ü k ü m e t i n e d a n ı ş a c a ğ ı n ı bildiriyordu. D o l a y ı s ı y l a Ermeni sorunu nedeniyle g ö r ü ş m e l e r kilitlenmişti. Ç ı k m a z , 1920 yılı boyunca devam e t m i ş ve a n t l a ş m a , ancak D o ğ u ordumuzun T a ş n a k Ermenilerini yenmesinden ve Rusya'ya yeni bir delegasyon g ö n d e r i l m e s i n d e n sonra 16 Mart 1921 tarihinde i m z a l a n a b i l m i ş t i1 4.

Sürmeli, s. 355,386.

Kâmuran Gürün, Türk-Sovyet İlişkileri (1920-1953), Ankara, TTK, 1991, s. 8. A.g.e., s. 8,39.

Gazi Mustafa Kemal (Atatürk), Nutuk-Söylev 1920-1927, C. II, Ankara, TTK, 1984, s. 619. Salahi R Sonyel, Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika, C. II, Ankara, TTK, 1986, s. 5-58.

(6)

1 0 & BIGE SUKAN YAVUZ

Yine Mustafa Kemal P a ş a ' n ı n Söylev'de söylediği gibi, "... Mondros A t e ş k e s A n l a ş m a s ı n d a n beri Ermeniler, gerek Ermenistan içinde gerek sınıra yakın yerlerde Türkleri toptan ö l d ü r m e k t e n v a g e ç m i y o r l a r d ı . 1920 yılı s o n b a h a r ı n d a Ermeni kıyımı d a y a n ı l m a z bir kerteye geldi. Ermeniler ü z e r i n e y ü r ü m e y e karar verdik..."1 5 28 Eylül 1920 s a b a h ı b a ş l a y a n D o ğ u h a r e k â t ı sonunda ise, Türk kuvvetleri S a r ı k a m ı ş , Kars ve Gümrü'yü ele geçirdiler ve 2/3 Aralık gecesi Gümrü A n t l a ş m a s ı imzalandı. Ancak T a ş n a k y ö n e t i m i bu a n t l a ş m a y ı h e n ü z onaylamadan, B o l ş e v i k l e r Ermenistan'da iktidarı ele geçiriyorlardı. Ve de Erivan'da kurulan Bolşevik rejimi, G ü m r ü A n t l a ş m a s ı ' n a tepki g ö s t e r i y o r ve bu a n t l a ş m a n ı n E r m e n i s t a n ' ı Türk koruyuculuğu altına s o k t u ğ u n u iddia ediyordu1 6. Her ne kadar Ermeni sorunu s ü r d ü r ü l m e y e çalışılsa bile, B o l ş e v i k l e r E r m e n i s t a n ı ele geçirince Türkiye için Ermenistan tehlikesi ortadan k a l k m ı ş oluyordu.

Türkiye'nin ilk u l u s l a r a r a s ı a n t l a ş m a s ı olan G ü m r ü A n t l a ş m a s ı , aynı zamanda 16 Mart 1921 tarihli Moskova A n t l a ş m a s ı için bir a ş a m a o l u ş t u r m u ş t u . Bu a n t l a ş m a , Kafkasya'da meydana gelen g e l i ş m e l e r nedeniyle o n a y l a n a m a d ı ğ ı için yürürlüğe g i r m e m i ş ve yerini 16 Mart 1921'de imzalanan Moskova A n t l a ş m a s ı ' n a bırakmıştır. T ü r k - R u s sınırını belirlemek ü z e r e Türkiye ile Sovyet Rusya a r a s ı n d a imzalanan Moskova A n t l a ş m a s ı ile M i s a k - ı M i l l i ile belirtilen sınırlar t a n ı n m ı ş , b ö y l e c e Kars ve Ardahan sancakları tamamiyle Türkiye'ye bırakılmış, buna karşı Batum'un G ü r c i s t a n ' d a k a l m a s ı kabul e d i l m i ş t i1 7.

I I . Kars Antlaşması ve Türkiye-Transkafkasya İlişkileri

Rusya, Moskova A n t l a ş m a s ı ile bir anlamda Gümrü A n t l a ş m a s ı ' n ı h ü k ü m s ü z hale getirmişti. A s l ı n d a Moskova A n t l a ş m a s ı ' n d a bu konuda bir madde b u l u n m a m a s ı n a karşın, aynı a n t l a ş m a n ı n 15. maddesinde Türkiye ile Kafkas Cumhuriyetleri a r a s ı n d a yapılacak a n l a ş m a d a n söz ediliyordu. Şöyle k i Ruslar, Moskova A n t l a ş m a s ı g ö r ü ş m e l e r i n e G ü r c i s t a n , Ermenistan ve Azerbaycan temsilcilerinin de katılmasını i s t e m i ş l e r , ne var k i Türk heyeti

Nutuk-Söylev, C. II, s. 653.

Sonyel, C II, s. 35. Ermenistan 2 Aralık 1920'de SovyetleştirilmiştL

İsmail Soysal, Türkiye'nin Siyasal Andlaşmaları (1920-1945), C I, Ankara, TTK, 1983, s. 18, 29. Esasında 1920 Temmuzu'nda, Batum İngilizler tarafından boşaltılınca Gürcülerce işgal edilmiş, ancak bu durum Brest Litovsk ve Trabzon Antlaşmalarına aykırı olması nedeniyle Türkiye tarafından hemen protesto edilmişti. Sonuçta Ankara'da Gürcü Elçisi ile Türkiye-Gürcistan antlaşması görüşmelerinin başladığı Şubat 192l'de, Türkiye'nin Gürcü Elçisine verdiği ültimatomla Artvin, Ardahan ve Batum'un tarafımızca işgali kabul edilmişti. Nutuk-Söylev, C. II, s. 657. Ve de Türk ordusu, 23 Şubat 1921'de Ardahan ve Artvin'i, 11 Mart 1921'de de Batum'u kurtarmıştı. Sürmeli, s. 648,664.

(7)

TURK KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ULUSLARARASI REKABET 1 Q7 ALANI OLARAK TRANSKAFKASYA VE TÜRKİYE'NİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ

buna karşı çıkmış ve bu nedenle Moskova A n t l a ş m a s ı n d a bu cumhuriyetlerle ayrı bir a n t l a ş m a n ı n y a p ı l m a s ı y ö n ü n d e bir madde yer a l m ı ş t ı1 8.

Moskova K o n f e r a n s ı n d a n sonra T ü r k - S o v y e t A n t l a ş m a s ı n ı n 15. maddesi u y a r ı n c a diplomatik g ö r ü ş m e l e r b a ş l a t ı l m ı ş ve bu temaslarda Transkafkasya Sovyet Cumhuriyetleri ile Türkiye a r a s ı n d a tek bir a n l a ş m a n ı n y a p ı l m a s ı yolunda Transkafkasya Sovyet Cumhuriyetleri g ö r ü ş bildirmişlerdi. B u politikanın g e r e k ç e s i n i ise, bu cumhuriyetlerin ekonomik, siyasal, kültürel çıkarlarının s a v u n u l m a s ı kadar emperyalist devletlerin saldırılarına karşı tek bir Transkafkasya cephesinin k u r u l m a s ı ihtiyacı o l u ş t u r u y o r d u1 9.

Kafkas devletleriyle g ö r ü ş m e l e r i n b a ş l a t ı l m a s ı yolunda öneri, Temmuz 1921'de G ü r c i s t a n Hariciye Komiseri Swanidze tarafından y a p ı l m ı ş o l m a s ı n a k a r ş ı n g ö r ü ş m e l e r ancak Sakarya Zaferi'nden sonra g e r ç e k l e ş e b i l m i ş t i2 0. 26 Eylül 1921'de Kars'ta ç a l ı ş m a l a r ı n a b a ş l a y a n konferansta, Türk delegasyonuna K â z ı m Karabekir P a ş a b a ş k a n l ı k ediyor, karşı taraf m ü z a k e r e s i n i ise Rus delegesi Ganetzky idare ediyordu. K â z ı m Karabekir P a ş a , konferansı açış s ö y l e v i n d e , kapitalist ve emperyalistlerin kendisine dayattıkları Sevr A n t l a ş m a s ı ' n ı t a n ı m a y a n ve Batı'nm z u l m ü n e bütün gücüyle g ö ğ ü s geren Türk ulusunun, yüzünü D o ğ u ' y a çevirdiğinde k a r ş ı s ı n d a d ü n y a s a l ö n e m d e bir devrimin hareketiyle c o ş a n Sovyet R u s y a ' y ı gördüğünü, ona k a r d e ş ç e el uzatarak onunla Doğu'nun kurtuluşu ve refahma, dostluk ve k a r d e ş l i ğ i n e hizmet etmek için andettiğini v u r g u l a m ı ş , ayrıca Kafkas uluslarının T ü r k i y e ile Sovyet Rusya a r a s ı n d a D o ğ u ' n u n önemli üyeleri olarak yer aldıklarım ve bu konferansta Moskova'da temelleri atılan dostluk a n t l a ş m a s ı n ı n s a ğ l a m l a ş t ı r ı l m a s ı ve p e k i ş t i r i l m e s i y l e D o ğ u ' d a ebedi bir k a r d e ş l i ğ i n oluşturulacağını b e l i r t m i ş t i2 1.

G e r ç e k t e n , Moskova A n t l a ş m a s ı ' n ı n koşullarını daha da k e s i n l e ş t i r m e k ve bazı anlamda tamamlamak, yani Türkiye ile G ü n e y Kafkasya (Transkafkasya) Cumhuriyetleri a r a s ı n d a k i ç ö z ü l m e m i ş sorunları

Gürün, s. 69-70.

A.M. Şamsutdinov, Mondros'tan Lozan'a Türkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı Tarihi 1918-1923, çev. Ataol Behramoğlu, İstanbul, Doğan Kitapçılık, 1999, s. 220.

Dışişleri Bakanlığı Araştırma ve Siyaset Planlama Genel Müdürlüğü, Türkiye Dış Politikasında 50 Yıl: Kurtuluş Savaşımız (1919-1922), Ankara, 50. Yıldönümü Yayınlan, s. 136.

(8)

ı o a

BİGE SÜKAN YAVUZ

ele alrnak a m a c ı y l a toplanan Kars K o n f e r a n s ı n d a , g ö r ü ş m e l e r son derece çetin g e ç m i ş ve taraflar p e k ç o k d ü ş ü n c e ve öneri dile g e t i r m i ş l e r d i2 2.

Sovyetler Birliği adma Kars Konferansı'na katılan Ganetzky, Rus "Novy Pout" gazetesine verdiği d e m e ç t e Kars Konferansı ile ilgili izlenimlerini a k t a r m ı ş t ı . Ganetzky'e g ö r e , 16 Mart 1921 tarihli M o s k o v a A n t l a ş m a s ı , bir dostluk ve k a r d e ş l i k a n t l a ş m a s ı olup Türkiye ile Kafkas Cumhuriyetleri a r a s ı n d a g ö r ü ş m e l e r i n b a ş l a m a s ı n a temel o l u ş t u r m u ş ve de Kars K o n f e r a n s ı n d a öncelikli olarak Türkiye ile Transkafkasya Cumhuriyetleri a r a s ı n d a k i sınırlar belirlenmiş, ayrıca Ermenistan ile Türkiye a r a s ı n d a tutsakların d e ğ i ş i m i sorunu da ç ö z ü m l e n m i ş t i . Batum limanı sorunu ise, konferansta ele alman ekonomik sorunların en önemlisiydi; şöyle k i Türkiye, 28 Ocak 1920'de kabul edilen M i s a k - ı Milli'ye göre T ü r k i y e ' y e ait o l m a s ı gereken Batum vilayetindeki hükümranlık h a k k ı n d a n G ü r c i s t a n lehine feragat e t m i ş , ancak Batum limanı ü z e r i n d e n Türkiye'den gelen veya Türkiye'ye giden transit mallar konusunda ayrıcalık elde e t m i ş t i2 3.

Ganetzky, Novy Pout gazetesine verdiği d e m e ç t e , Ermeni sorununa da d e ğ i n e r e k Kars Konferansı'nın Ermeni sorunu a ç ı s m d a n özel bir ö n e m taşıdığını belirtmiş ve Türkiye ile Ermeniler a r a s ı n d a k i yüzyıllık d ü ş m a n l ı k t a n yararlanan emperyalist devletlerin i k i ülke a r a s ı n d a k i k i n ve nefreti kendi çıkarları d o ğ r u l t u s u n d a kullandıklarını vurgulamıştı. Sovyet temsilcisine g ö r e , Gümrü A n t l a ş m a s ı sonrası, özellikle son aylarda T ü r k halkı ile Transkafkasya halkları a r a s ı n d a y o ğ u n l a ş a n ilişkiler, gerek Türkiye'nin gerekse E r m e n i s t a n ' ı n aslında yabancı çıkarları için kan akıttıklarını ve i k i ülkedeki b ü y ü k halk kitlelerinin çıkarlarının birbirleriyle u y u ş t u ğ u n u g ö s t e r i y o r d u . Ganetzky, artık barış içinde y a ş a y a n Ermeni ve

İsmail Musayev, Azerbaycan-Türkiye İlişkileri 1917-1922, Baku, 1998, 38-39.

Service Historique de l'Armée de Terre (Fransız Kara Kuvvetleri Arşivi, bundan sonra Château de Vincennes), 7 N 3257, D. 1, Ganetzky'nin 3.11. 1921 tarihli Rus "Novy Pout" gazetesinde yer alan demeci, s. 1-2. Azerbaycan SSC Ekim Devrimi Devlet Merkez Arşivi belgelerine göre, Türk heyeti Batum limanı üzerinde Türk denetimi kurmak, ayrıca Türkiye'ye büyük miktarlarda Bakû petrolü ve petrol ürünlerinin gönderilmesine ilişkin antlaşma yükümlülüğünü Azerbaycan'a zorla kabul ettirmek istiyordu. Öyle ki, Türkiye'nin Sovyet Gürcistan'ına ait Batum topraklarında bir tarafsız bölge elde etme arzusu içinde olduğu, aynca Türkiye'ye büyük miktarlarda Bakû petrolü gönderilmesiyle ilgili olarak Türklerce hazırlanan taslak konusunda Kars Konferansı'nda ciddi görüş ayrılıklarının ortaya çıktığı iddia edilmektedir. A. Şemsutdinov ve Y. A. Bagirov, BirKaragün Dostluğu: Kurtuluş Savaşı Yıllarında Türkiye-Sovyetler Birliği ilişkileri, çev. A. Hasanoğlu, İstanbul, Bilim Yay., 1979, s. 177. Kâzım Karabekir ise, Türkiye'nin Bakû gazlarından faydalanmasının sağlanmasını resmi celsede istediğini, Bakû'da ayda 208 milyon kilo petrol üretilmesine karşın bunun % 70'ini Rusların aldığını ve Türkiye'ye en çok 10 milyon kilo verilebileceğini, ayrıca, Azeri temsilcisinin konferansta kendisine bu konuda yanıt verdiğini ve Azerilerin Türkiye'ye Özel şekilde yardım yapacaklarını, ancak resmi taahhüt altına girmek istemediklerini bildirmektedir. Karabekir, s. 963.

(9)

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ULUSLARARASI REKABET 1 0 9 ALAN! OLARAK TRANSKAFKASYA VE TÜRKİYE'NİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ Türklerin karşılıklı olarak birbirlerini anlamaya ve ellerinden geldiğince y a r d ı m l a ş m a y a çalıştıklarını, bunun en i y i g ö s t e r g e s i n i n de Ermeni delegasyonunu Kars'ta t ö r e n l e k a r ş ı l a y a n M ü s l ü m a n b ö l g e halkı olduğunu, aynı şekilde Kars K o n f e r a n s ı sonrası gittikleri Erivan'da halkın Kars Konferansı'nm sonuçlarından mutluluk d u y d u ğ u n u ifade ediyordu2 4.

K â z ı m Karabekir P a ş a da, "İstiklâl Harbimiz" başlıklı önemli yapıtmda, Kars Konferansı'na k a t ı l m a k ü z e r e gelen heyetlere 26 Eylül'de parlak bir k a r ş ı l a m a yaptırdığını, 12 Ekim'de ise yine bu heyetlere hem ziyafet verdiğini hem de son derece parlak bir imza töreni düzenlediğini ve bu t ö r e n e konsoloslar, askerler ve okulların y a n ı sıra halkın da katıldığını yazıyordu. Karabekir P a ş a , ayrıca, tasdikli a n t l a ş m a n ı n Erivan'da değiştirilmesini R u s l a r ı n sırf Ermenileri memnun etmek için istediklerini açıklıyor ve R u s l a r ı n Ermenilere yönelik politikaları h a k k ı n d a şu yorumu yapıyordu: "... Anlaşılıyor k i Ermenilere B o l ş e v i k olursanız T a ş n a k s u l h ü n d e n fazla çok şeyler k a z a n a c a k s ı n ı z vaadinde b u l u n m u ş l a r . Bir fark olmadığı görülünce bu gibi teferruatla halkı memnun etmeye çalışıyorlar..."2 5 Karabekir, bu yorumu paralelinde, ayrıca, Rus delegesinin Ermenileri memnun etmek için kendisinden bazı isteklerde b u l u n d u ğ u n u , örneğin Kulp T u z l a s ı n d a n yararlanma h a k k ı n ı n Ermenilere verilmesini, bunun yanı sıra A n i harabelerinin de Ermenilere bırakılmasını istediğini, ancak bu konuda ne kendisinden ne de Türk h ü k ü m e t i n d e n olumlu yanıt alamayan Ganetzky'nin yine de Ermenistan'a b i r ş e y l e r s a ğ l a m a k için ç a b a g ö s t e r m e k t e n v a z g e ç m e d i ğ i n i ve Erivan'da y a ş a n a n açlık ve sefaleti kendisine anlatarak Türkiye'nin Ermenistan'a y a r d ı m y a p m a s ı n ı talep ettiğini, bunun üzerine Kars Konferansı'na katılan Türk heyetiyle birlikte Ermenistan'a bir miktar erzak, sığır ve şimendifer araç ve gereçleri g ö n d e r m e y e karar verdiklerini ve 8 Ekim 1921 tarihli tezkere ile Türkiye'nin y a p a c a ğ ı bu yardımı Rus tarafına tebliğ ettiğini bildiriyordu2 6.

Ne var k i , Novy Pout gazetesine verdiği d e m e ç t e Kars Konferansı'nı Ermeni sorunu açısından d e ğ e r l e n d i r e n Ganetzky, her ne kadar yabancı çıkarları için kan akıtan Ermenilerin ve Türklerin artık birbirlerini anlamaya ve y a r d ı m l a ş m a y a çalıştıklarını söylese bile, emperyalist Batılı güçlere k a r ş ı

Château de Vincennes, 7 N 3257, D. 1, Ganetzky'nin Novy Pout'a verdiği demeç, s. 3. Karabekir, s. 955,967-968.

(10)

1

ı a

BİGE SÜKAN YAVUZ

vanyla y o ğ u y l a m ü c a d e l e verdiği bir dönemde* Kars Konferansı s ı r a s ı n d a Türklerin Ermenilere yaptığı bu y a r d ı m l a r d a n açıkça söz e t m e m i ş t i . O l d u k ç a ilginç olan bu durum, K â z ı m Karabekir'in R u s y a ' n ı n Ermeni p o l i t i k a s ı n a yönelik yorumunu haklı ç ı k a r m a k t a d ı r .

Ganetzky'nin, 26 E y l ü l - 1 0 E k i m 1921 tarihleri a r a s ı n d a çalışmalarını s ü r d ü r m ü ş olan Kars Konferansı'nın niteliği konusundaki değerlendirmeleri de oldukça ilginçti. Ona göre, bu konferans, gerek Türkiye fle Kafkasya a r a s ı n d a k i barışçıl birlikteliği bozmaya çalışan gerekse Ankara H ü k ü m e t i ' n i zayıflatmaya ve ortadan k a l d ı r m a y a ç a b a l a y a n u l u s l a r a r a s ı zalimlere, g ö z ü doymazlara ağır bir darbe indirmiştir. B u darbenin Yunan birliklerinin Ankara'ya gireceğinin söylendiği bir d ö n e m d e indirilmesi, Ankara H ü k ü m e t i ' n i n moralini yükseltmiş ve Türk halkı, artık D o ğ u sınırlarında hiçbir d ü ş m a n ı n ı n k a l m a d ı ğ ı , tam tersine orada g ü v e n e b i l e c e ğ i s a ğ l a m bir d e s t e ğ i n oluştuğu konusunda ikna o l m u ş t u r2 7.

Kars A n t l a ş m a s ı ' n ı n ö n e m i n i gerek D o ğ u sınırlarını g ü v e n c e altına a l m a s ı gerekse Ermeni sorununu ç ö z ü m l e m e s i açısından vurgulayan Ganetzky'nin yanı sıra Mustafa Kemal P a ş a , Kars A n t l a ş m a s ı ' n ı şu ş e k i l d e değerlendiriyordu:

"Azerbaycan, G ü r c i s t a n , Ermenistan Sovyet Cumhuriyetleriyle Moskova Muahedenamesi dairesinde Kars'da 13 teşrinievvel tarihli muahedenameyi akdettik. Bu muahede ile ş a r k t a hukuki bir şekil alan vaziyet-i fiiliyemiz de Sevr muahedenamesinin gayri kabil-i tatbik olduğunu g ö s t e r e n vakayiden biridir.

"Ermeni meselesi denilen ve Ermeni milletinin menafii hakikiyesinden ziyade cihan kapitalistlerinin menafii iktisadiyesine göre halledilmek istenilen mesele Kars Muahedesiyle en doğru suret-i hallini buldu. A s ı r l a r d a n beri dostane y a ş ı y a n i k i çalışkan halkın revabıt-ı hasenesi maalmemnuniye tekrar t e e s s ü s e t t i . "2 8

Görülüyor k i , Mustafa Kemal P a ş a ' y a göre Ermeni Sorunu en doğru ç ö z ü m şeklini Kars A n t l a ş m a s ı ' n d a b u l m u ş t u r . Z i r a Ermeni ulusunun g e r ç e k çıkarlarından çok emperyalist devletlerin ekonomik çıkarları d o ğ r u l t u s u n d a

Châteaude Vincennes, 7 N 3257, D. 1, Ganetzky'nin 3.11.1921 tarihli Novy Pout gazetesinde yer alan demeci, s. 4.

(11)

TURK KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ULUSLARARASI REKABET 111 ALANI OLARAK TRANSKAFKASYA VE TÜRKİYE'NİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ

ç ö z ü m l e n m e k istenen ancak ç ö z ü m l e n e m e y e n bu sorun, Kars A n t l a ş m a s ı ' n d a kesin bir sonuca ulaşmıştır. B u a n t l a ş m a ile, Mustafa Kemal P a ş a ' n ı n da vurguladığı gibi, Ermeni sorunu kapanarak i k i halk a r a s ı n d a dostluk ilişkileri yeniden k u r u l m u ş t u r .

İşte Türkiye ile Ermenistan, Azerbaycan ve G ü r c i s t a n Sosyalist Cumhuriyetleri a r a s ı n d a 13 E k i m 1921'de Kars A n t l a ş m a s ı ' n ı n i m z a l a n m a s ı y l a birlikte, Transkafkasya Cumhuriyetleri ile bir yandan diplomatik ilişkiler kurulurken diğer yandan ticari ilişkiler de geliştiriliyordu. T ü r k i y e , bu a n t l a ş m a sayesinde İ n g i l i z - Y u n a n m ü d a h a l e s i n i d a ğ ı t m a k a m a c ı y l a en b ü y ü k kuvvetlerini Batı cephesinde toplama olanağı elde ederken, diğer yandan D o ğ u vilayetlerinde 1. D ü n y a S a v a ş ı ' n d a n beri bozulan ekonomisini tamir edebilecekti. Türkiye ile Transkafkasya a r a s ı n d a normal ticari ilişkilerin k u r u l m a s ı , ö n e m l i maddi k a z a n ç l a r ı n s a ğ l a n m a s ı n a da yol açacaktı. T ü r k i y e , Transkafkasya'ya tütün, y ü n , pamuk, hayvan vb. ihraç ederken, bunlara karşılık oradan petrol, teknik materyaller ve çeşitli mamul e ş y a ithal etme olanağı b u l a c a k t ı2 9.

Bunun y a n ı sıra Türkiye ile karşılıklı ilişkilerin daha düzenli hale getirilmesi ve Kars A n t l a ş m a s ı ' n ı n 18. maddesinin g e r ç e k l e ş t i r i l m e s i için

1922 Şubatı'nda Tiflis'te T r a n s k a f k a s y a - T ü r k i y e Konferansı t o p l a n a c a k t ı . Konferansm görevi, ekonomik ve hukuksal nitelikteki t ü m sorunları ayrıntılarıyla incelemek ve T ü r k i y e - T r a n s k a f k a s y a sınırının d ü z e l t i l m e s i sırasında ortaya çıkabilecek b ü t ü n tartışmalı sorunları ç ö z m e k t i3 0.

I I I . Uluslararası Rekabet Alanı Olarak Türkiye ve

Transkafkasya

Bilindiği gibi hem Kafkasya hem Türkiye jeostratejik ve jeopolitik ö n e m e sahip bölgelerdir. Türkiye ile Transkafkasya Sovyet Cumhuriyetleri a r a s ı n d a k i ekonomik ilişkilerin Kars A n t l a ş m a s ı sonrası gelişiminin irdelenmesi ise, bu bölgelerin 19201i yıllarda karşı k a r ş ı y a kaldığı u l u s l a r a r a s ı rekabetin ortaya k o n u l m a s m ı kaçınılmaz kılmaktadır. B ö y l e c e hem Kafkaslar'da hem de Anadolu'da çıkarları bulunan emperyalist güçler arasında y o ğ u n ç e k i ş m e l e r i n y a ş a n d ı ğ ı bir d ö n e m d e , i k i bölge a r a s ı n d a siyasi

Şemsutdinov ve Bagirov, s. 184.

A.g.e., s. 242. Kars Antlaşması'nın 18. maddesine göre, "Bağıtlı ülkeler arasındaki ilişkileri güçlendirmek için, gerekli ticaret ilişkilerinin kurulması ve ekonomik, parasal vb. işlerin çözümlenmesi amacıyla, işbu Andlaşmanın imzalanmasından sonra, Tiflis'te ilgili ülkeler temsilcilerinden oluşan bir komisyon toplanacaktır. Soysal, C. I, s. 45.

(12)

112- BIGE SUKAN YAVUZ

ilişkilere paralel olarak ekonomik bir köprünün k u r u l m a s ı y a d s ı n a m a z ö n e m e sahip bir olgu olarak ortaya ç ı k m a k t a d ı r .

G ü n e y Kafkasya, coğrafi ve tarihi b a k ı m d a n olduğu kadar sahip olduğu ekonomik potansiyel a ç ı s ı n d a n da b ü y ü k ö n e m taşıyordu. Genelde b ü t ü n halkın tarımcılıkla uğraştığı bu bölgede; pirinç, tütün, pamuk ve çay tarımının yanı sıra ipek böcekçiliği başlıca u ğ r a ş alanlarını oluşturuyordu. A y r ı c a t a r ı m a uygun olmayan y ü k s e k bölgelerde bol miktarda hayvan yetiştiriliyordu. Petrol ve gaz ihracatı ise G ü n e y Kafkasya'nın en önemli gelir k a y n a ğ ı y d ı3 1.

Azerbaycan Cumhuriyeti, G ü n e y Kafkasya Cumhuriyetleri'nin ekonomik açıdan en zenginiydi. D o ğ a l k a y n a k l a r ı açısından son derece zengin bir ü l k e olan Azerbaycan'da b a ş t a petrol olmak ü z e r e bakır, manganez, demir, çinko, altm, kömür, kurşun, kireç gibi kaynaklar bulunuyordu3 2. 1872-1913 yıllan a r a s ı n d a B a k û ' d a üretilen petrol, Rusya'da çıkarılan petrolün % 95-97'sini, d ü n y a petrol üretiminin ise % 50'den fazlasını oluşturuyordu. Fakat 1. D ü n y a S a v a ş ı ve Rusya'da y a ş a n a n iç s a v a ş petrol üretimini olumsuz etkilemişti. B a k û b ö l g e s i n d e 1899-1901 yıllan a r a s ı n d a 8¬

10 milyon ton olan petrol üretimi, 1918 yılında 2.6 milyon tona d ü ş m ü ş t ü . Ancak petrol faktörü, Kafkasya'daki B o l ş e v i k kolonizasyonunun en önemli nedenlerinden birini o l u ş t u r a c a k ve 1920 N i s a n ı ' n d a Kızıl Ordu'nun Azerbaycan'a girmesinden sonra petrol bölgelerinin esas kontrolü Soyvet güçlerin eline g e ç e c e k t i3 3.

1870'lerden itibaren B a k û petrol b ö l g e s i n d e y a b a n c ı şirketler petrol ü r e t m e y e b a ş l a m ı ş , 1914'e gelindiğinde ise y a b a n c ı sermaye petrol üretiminin, ticaretinin, rafinerilerinin b ü y ü k kısmını kontrol eder duruma gelmişti. 1918 H a z i r a n ı ' n d a petrol arazilerinin millileştirilmesinden sonra petrol şirketleri, temel Sovyet petrol pazarlama birliğini o l u ş t u r a n petrol tröstleri olarak (Azneft, Grozneft ve Embaneft) birleşiyordu. 1921 yılından sonra ise (1930'a kadar), Yeni Ekonomi Politikası (NEP) tarafından belirlenen sınırlar ç e r ç e v e s i n d e Standard O i l , Biritish Petroleum, İ t a l y a -Belçika, Japon, A l m a n firmaları gibi Batılı petrol şirketlerine Sovyet

Gamsız ve Tekin, s. 28.

A.g.e., s. 34-35; Cemalettin Kalaycı, "Türkiye'nin Kafkasya ile Ekonomik ve Ticari İşbirliği İmkânları" (Basılmamış doktora tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998), s. 19. Rasul Gouliev, Petrol ve Politika, çev. Fatma Feran, İstanbul, Ar Matbaacılık, 1997, s. 27-34.

(13)

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ULUSLARARASI REKABET 113 ALANI OLARAK TRANSKAFKASYA VE TÜRKİYE'NİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ

p e t r o l ü n ü n çıkartılması ve ihracatı için imtiyaz hakkı veriliyor ve bunların faaliyetleri Sovyet petrol endüstrisini c a n l a n d ı r ı y o r d u3 4.

Azerbaycan'da, B a k û ' d a k i petrol ocak ve rafinerilerinin dışında pek çok tütün, bez, ç i m e n t o , un, konserve ve ipek fabrikaları bulunuyordu; 1920'den sonra s a v a ş ve ihtilal yıllarında ise, bu k u r u l u ş l a r a Ruslar tarafından el k o n m u ş t u . Petrol, gaz, b u ğ d a y , arpa, pamuk, yün, ipek, meyan kökü, t ü t ü n , ü z ü m , meyve, bakır, m e ş e , palamut, muhtelif hayvanlar A z e r b a y c a n ' ı n o d ö n e m d e başlıca ihracat ürünlerini o l u ş t u r u y o r d u3 5.

G ü r c i s t a n ' ı n Batum vilayeti, ticaret ve ihracat açısından Karadeniz'de önemli bir konuma sahipti. 1912-1914 yıllarında Batum ve A r t v i n k a z a l a r ı n d a n o l u ş a n Batum vilayetinde mısır, b u ğ d a y , arpa, pirinç, çay, portakal, limon, ü z ü m , zeytin yetiştiriliyor, ayrıca hayvancılık ve balıkçılık yapılıyordu. Batum maden açısından pek zengin o l m a m a s ı n a k a r ş ı n Tiflis vilayetinde bakır, demir, petrol bulunuyor, ayrıca arpa, b u ğ d a y , mısır, pamuk, tütün yetiştiriliyordu. Kutais ise, Gürcistan'ın bakır ve k ö m ü r madenine sahip bir v i l a y e t i y d i3 6.

Erivan vilayetinde; pamuk, pirinç, tütün tarımının yanı sıra hayvancılık, demircilik, kuyumculuk, halı dokumacılığı bölgenin önemli gelir kaynaklarını o l u ş t u r u y o r d u . N a h c ı v a n ve S ü r m a n k a z a l a r ı n d a ise güherçile, kömür, bakır, k u r ş u n ve kobalt madenleri bulunuyordu3 7.

1. D ü n y a S a v a ş ı ö n c e s i Kars, Ardahan, K a ğ ı z m a n ve O l t u k a z a l a r ı n d a n o l u ş a n Kars vilayetinde; mısır, arpa, çavdar, b u ğ d a y , patates,

A.g.e, s. 26-36.

Hüseyin Baykara, Azerbaycan İstiklâl Mücadelesi Tarihi, İstanbul, Gençlik Basımevi, 1975, s. 23. Bu konuda ayrıca bkz. A. Caferoğlu, Azerbaycan, İstanbul., 1940, s. 38-39. Pamuk, petrolden sonra Azerbaycan'ın bir başka doğa zenginliğiydi. Dünyanın en önemi i pamuk üreticilerinden biri olan Rusya, 1913'te pamuğun yaklaşık % 9'unu Azerbaycan'dan temin ediyordu. Güney Kafkasya pamuk sahasının % 97'si ise Azerbaycan'da bulunmaktaydı. İlhan Uludağ ve Vildan Serin, S.S.C.B.'ndeki Türk Cumhuriyetlerinin Sosyo-Ekonomik Analizleri ve Türkiye ile ilişkileri, İstanbul, İstanbul Ticaret Odası, 1990, s. 243,410.

Gamsız ve Tekin, s. 30,40.

Hüseyin Baykara, Azerbaycan istiklâl Mücadelesi Tarihi, İstanbul, Gençlik Basımevi, 1975, s. 23. Bu konuda ayrıca bkz. A. Caferoğlu, Azerbaycan, İstanbul., 1940, s. 38-39. Pamuk, petrolden sonra Azerbaycan'ın bir başka doğa zenginliğiydi. Dünyanın en önemli pamuk üreticilerinden biri olan Rusya, 1913'te pamuğun yaklaşık % 9'unu Azerbaycan'dan temin ediyordu. Güney Kafkasya pamuk sahasının % 97'si ise Azerbaycan'da bulunmaktaydı. İlhan Uludağ ve Vildan Serin, S.S.C.B.'ndeki Türk Cumhuriyetlerinin Sosyo-Ekonomik Analizleri ve Türkiye ile ilişkileri, İstanbul, İstanbul Ticaret Odası, 1990 s. 243,410.

(14)

114 BIGE SUKAN YAVUZ

pirinç, tütün vb. tarımı ve hayvancılık y a p ı l m a k t a y d ı , Tuz, meyve, yün, deri ve hayvancılık başlıca ticaret a l a n l a r ı y d ı3 8.

İşte gerek sahip olduğu yeraltı ve y e r ü s t ü zenginlikleri gerek stratejik ve jeopolitik konumu nedeniyle G ü n e y Kafkasya, Sanayi Devrimi'ni g e r ç e k l e ş t i r m i ş emperyalist Batılı devletlerin ilgi alanı haline g e l m i ş bir bölgeydi. Bilindiği ü z e r e b a ş t a petrol olmak ü z e r e hammadde k a y n a k l a r ı , s a n a y i l e ş m i ş ülkeler a r a s ı n d a b ü y ü k m ü c a d e l e l e r e yol açan temel f a k t ö r l e r d e n d i3 9.

Kafkasya ve özellikle B a k û ' n u n petrol zenginliklerinin yanı sıra diğer hammadde kaynaklarını da ele g e ç i r m e k isteyen emperyalist devletler, sadece Kafkaslarla değil zengin toprakaltı ve t o p r a k ü s t ü kaynaklara sahip Anadolu ile de y a k ı n d a n ilgileniyorlardı. İşte hem Anadolu hem Kafkasya ile ilgilenen devletlerden birisi Fransa idi. O s m a n l ı İ m p a r a t o r l u ğ u ile 16. y ü z y ı l d a n itibaren dostluk ilişkileri kuran, 19. yüzyıldan itibaren de ticaret s ö z l e ş m e l e r i y l e , sermaye yatırımlarıyla, diliyle, okullarıyla, y a r d ı m kuruluşlarıyla ü s t ü n l ü k kuran veya bir b a ş k a deyişle ekonomik ve kültürel açıdan O s m a n l ı İ m p a r a t o r l u ğ u ' n d a öncelikli bir konuma gelen Fransa, aynı zamanda Kafkas petrollerine de ilgi duyuyordu.

Azerbaycan'da bulunan B a k û petrol h a v z a s ı n d a Meksika'dan bile çok petrol elde edilmesi, dolayısıyla bu bölgenin petrol zenginliği, F r a n s ı z l a r ı Kafkasya'yı ve özellikle bu zenginlikleri ele g e ç i r m e y e y ö n e l t i y o r d u4 0. Bunun yanı sıra Fransa, gerek Anadolu gerekse Kafkasya'ya ilgi duyan rakiplerini de y a k ı n d a n izlemeyi ihmal etmiyordu.

F r a n s ı z Kara Kuvvetleri Arşivi'nde yer alan 1922 yılına ait "Türkiye: Ekonomik Durum" başlıklı bir resmi raporda, Anadolu'da ticari ü s t ü n l ü k s a ğ l a m a k isteyen İtalya, A B D ve R u s y a ' n ı n rekabet halinde oldukları, özellikle İtalya'nın D o ğ u ' d a giriştiği ekonomik s ı z m a hareketinin dikkat çekici olduğu, öyle k i Ereğli, G ü r c i s t a n ve G ü n e y Rusya'daki maden kömürü h a v z a l a r ı n ı ele g e ç i r m e y e çalışan İtalyanların ayrıca petrol imtiyazları ile de

A.g.e., s. 31-32.

1870'li yıllara kadar Bakû'daki petrol yataklarının % 88'i yerli halkın elindeydi. Ancak Çarlık yönetiminin izin vermesiyle birlikte bu zengin petrol yatakları yabancı sermaye tarafından satın alınmıştı. Öyle ki 1900 yılında Bakû vilayetinde bulunan 204 petrol sanayi kuruluşuna yatırım yapan 115 sermayedar arasında Azeri sermayedarların payı toplam sermayenin % 18'ini oluşturuyordu. Baykara, s. 16,48.

(15)

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ULUSLARARASI REKABET 1 1 5 ALANI OLARAK f RANSKAFKASYA VE TÜRKİYE'NİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ ilgilendikleri belirtilmektedir. İtalya'nın akılcı diplomatik eylemlerinin yanı sıra İ s t a n b u l ve Küçük Asya'da şubeleri bulunan İtalyan b a n k a l a r ı n d a n güç aldığı ve bunlarm İtalyan ticaretini g e l i ş t i r m e k a m a c ı y l a açıldığı v u r g u l a n m a k t a d ı r . Denizcilikte de güçlü olan İtalya'nm Rusya'dan Anadolu'ya faaliyet g ö s t e r m e k t e olduğu, hatta yakın zamanda Napoli-Batum hattını tekeline aldığı, ticari açıdan ise önemli g e l i ş m e l e r k a y d e t t i ğ i ve de Antalya'ya y e r l e ş e r e k hem Kemalistleri hem de İstanbul'u ve Kafkasya'yı beslediği, Mondros A t e ş k e s i ' n d e n sonra da Türkiye i t h a l a t ı n d a altmcı sıradan üçüncü sıraya geçtiği, ancak bununla yetinmeyerek Rusya'da da faaliyet g ö s t e r m e k istediği ve bu ülkeyle ticaretini geliştirmeyi arzuladığı raporda ö z e n l e i r d e l e n m i ş t i r4 1.

İtalya'nın y a n ı sıra b ö l g e d e rekabet halinde bulunan diğer devletler konusunda F r a n s ı z l a r şu s a p t a m a l a r ı yapmışlardır: Mondros A t e ş k e s i ' n d e n sonra A B D ' n i n D o ğ u ile ticaretinde hızlı gelişmeler k a y d e d i l m i ş ve Amerikalı i ş a d a m l a r ı s a v a ş öncesi pek de tanımadıkları bu bölgelerle y a k ı n d a n ilgilenmeye başlamışlar, Standard O i l b a ş t a olmak ü z e r e Amerikan şirketleri Tarnskafkasya, İran, Anadolu ve Suriye'deki olanakları incelemek a m a c ı y l a buralara çeşitli misyonlar g ö n d e r m i ş l e r , bayındırlık işleri ve maden imtiyazları ede etmek için Ankara H ü k ü m e t i ile özel ilişkiler k u r u l m u ş , özellikle petrol alanları sorunu bu gizli g ö r ü ş m e l e r d e önemli rol o y n a m ı ş t ı . Bu konuda M . Gilesbie ( İ s t a n b u l ' d a görev yapan A B D Ticaret A t e ş e s i ) ve M . D o w e l l (bir Amerikan grubunun temsilcisi) gibi Amerikalı temsilcilerin kısa bir süre Anadolu'ya yaptıkları ziyaretler son dereöe dikkate d e ğ e r olup, sonuncusu ( M . D o w e l l ) özellikle Kafkasya, İran ve Musul'un içlerine dek uzanacak demiryollarının d ö ş e n m e s i y l e ve de kıyı boyu liman imtiyazlarıyla ilgileniyordu. Amerikalılar, bu imtiyazların karşılığında Anadolu h ü k ü m e t i n e ö n e m l i miktarda kredi vermeyi ö n e r i y o r d u4 2.

Rusya ise, yabancı şirketlerin Anadolu'daki faaliyetlerini dikkatle izliyordu. Ç ü n k ü hemen y a n ı b a ş ı n d a demiryollarının y a p ı m ı n a ve de petrol imtiyazlarının verilmesine ilgisiz k a l a m a z d ı . Ankara'daki Rus misyonu, Amerikalıların bu girişimleri ü z e r i n e harekete g e ç e r e k Rusya ile Anadolu arasında y a p ı l a c a k bir ekonomik s ö z l e ş m e n i n temellerini atmaya çalışıyor ve bu ç e r ç e v e d e Ankara'da bir "Rus ekonomi bürosu" kuruluyordu. A m a ç ,

Château de Vincennes, 7 N 3257, D. 1, Haziran 1922 tarihli, "Turquie: Situation Economique" başlıklı rapor.

(16)

1 1 & BIGE SUKAN YAVUZ

yabancıların gasp eylemlerine karşı Türkiye ile R u s y a ' n ı n ortak bir ekonomik cephe k u r m a s ı n ı s a ğ l a m a k t ı .

Aynı şekilde İngiltere; Mezopotamya, İran ve Kafkasya'da sahip olduğu veya g ö z diktiği petrol imtiyaz alanları a r a s ı n d a u l a ş ı m yollarım kontrol eden ve tekeline alan güçlü bir Amerikan organizasyonunun k u r u l m a s ı n a karşı çıkacaktır.

Almanya ise, D o ğ u pazarını tekrar ele g e ç i r m e k için manevra çevirmektedir. Ne var k i , A l m a n ticaretinin Türkiye'deki durumu s a v a ş ö n c e s i gibi parlak değildir. Ancak ticari özgürlüklerini elde eder etmez ve de ticaret filolarım yeniden kurar kurmaz Almanlar, gerek eski ilişkilerinden gerekse markın d e ğ e r kaybmdan yararlanarak, s a v a ş ö n c e s i geniş bir ekonomik i m p a r a t o r l u ğ u n temellerini attıkları D o ğ u ' y a doğru tekrar y ü r ü y ü ş e g e ç e c e k l e r d i r4 3.

İşte gerek Kafkaslar gerekse Türkiye ve O r t a d o ğ u ' d a k i u l u s l a r a r a s ı derin rekabeti y a k ı n d a n izleyen F r a n s ı z l a r , özellikle Sovyet R u s y a ' n ı n Anadolu'daki faaliyetlerinden b ü y ü k rahatsızlık duyuyorlardı. Şöyle k i , daha Ankara'da B ü y ü k M i l l e t Meclisi a ç ı l m a d a n F r a n s a ' n ı n T ü r k i y e ' d e görev yapan üst d ü z e y yetkililerinin ve F r a n s ı z Haberlama Ö r g ü t ü ' n ü n rapor ve telgraflarında, B o l ş e v i k yayılmacılığından ve Bolşeviklerin Anadolu'da giriştikleri etkin propaganda faaliyetlerinden söz ediliyordu. H a t t a İ s t a n b u l ' d a g ö r e v yapan F r a n s ı z Y ü k s e k Komiseri Defrance, 9 Ocak 1920'de gönderdiği bir gizli telgrafta Kafkasya, İran, Anadolu, Suriye, Arabistan ve Mısır'da etkin bir şekilde B o l ş e v i k p r o p a g a n d a s ı n ı n yapıldığını, propaganda faaliyetlerinin b ü y ü k bir olasılıkla Almanlar tarafından yönetildiğini bildiriyor ve B o l ş e v i k l e r i n bu girişimlerini özellikle İngiltere ve Fransa'ya k a r ş ı d ü z e n l e n m i ş bir hareket olarak değerlendiriyordu. 24 M a r t 1920 tarihli bir F r a n s ı z istihbarat raporunda ise, Sovyet Rusya'da y a ş a y a n M ü s l ü m a n l a r ı n Sovyet H ü k ü m e t i ' n i n d e s t e ğ i n d e sekiz kuruluş halinde örgütlendikleri, B o l ş e v i k l e r tarafından yönetilen bu kuruluşlarm merkezinin Moskova'da bulunduğu ve merkezdeki üç y ö n e t i c i d e n birisinin Aralof olduğu, her k u r u l u ş u n kendisine bir etki alanı seçtiği, Orta Asya komitesinin etki alanı içinde ise İ r a n , Kafkasya, Anadolu, Türkistan, Afganistan ve Hindistan'ın yer aldığı, Bolşeviklerin etki alanlarını g e n i ş l e t e r e k Kore'yi Azerbaycan'a

(17)

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ULUSLARARASI REKABET 1 1 7 ALANI OLARAK TRANSKAFKASYA VE TÜRKİYE'NİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ b a ğ l a m a k istedikleri ve Lenin'in idealinin İstanbul'u ve Transkafkasya demiryolunun son d u r a ğ ı olacak olan İ s k e n d e r u n ' u içine alan geniş bir Rusya yaratmak olduğu bildiriliyordu. Ankara H ü k ü m e t i ' n i n Meclis'in a ç ı l m a s ı y l a birlikte ilk diplomatik ilişkilerini B o l ş e v i k H ü k ü m e t i ' y l e b a ş l a t m a s ı , bunu takiben A n k a r a ' n ı n Anadolu'daki m ü c a d e l e s i n i s ü r d ü r e b i l m e s i için ihtiyaç d u y d u ğ u B o l ş e v i k yardımlarının b a ş l a m a s ı ve bu yardımlarla birlikte B o l ş e v i k p r o p a g a n d a s ı n ı n Anadolu'da gittikçe e t k i n l e ş m e s i , hatta İ s t a n b u l ' d a bir B o l ş e v i k Komitesi'nin kurularak Anadolu'da şubeler a ç m a s ı ve Azerbaycan, G ü r c i s t a n , Ermenistan'daki komitelerle ilişki halinde o l m a s ı , F r a n s ı z l a r ı son derece tedirgin eden g e l i ş m e l e r d i4 4. D o l a y ı s ı y l a Fransa, gerek Türkiye'deki gerekse O r t a d o ğ u ' d a k i çıkarlarını tehdit eden ve Anadolu'da g ü n d e n g ü n e artan B o l ş e v i k etkinliğini y a k ı n d a n izlemeye devam edecekti.

24.2.1922 tarihli "Aralov'un Ekonomik Misyonu" başlıklı bir F r a n s ı z istihbarat raporunda, Moskova H ü k ü m e t i ' n i n 1922 b a ş l a r ı n d a Küçük Asya'da ekonomik ü s t ü n l ü k s a ğ l a m a y a çalıştığı, bunu yaparken de Ankara Hükümeti'nin içinde b u l u n d u ğ u mali sıkıntıdan y a r a r l a n a c a ğ ı iddia ediliyordu. Raporda, Lenin'in I X . Kongre'de söylediği ve Aralov'un aktardığı şu s ö z l e r e yer verilmişti: "Şimdiye kadar cesur ve değerli kızıl askerlerdik. Bundan soma kızıl ekonomist ve kızıl tüccarlar o l a c a ğ ı z . "4 5

S.İ. Aralov, 1921 A ğ u s t o s u ' n d a T ü r k i y e ' y e Ukrayna o l a ğ a n ü s t ü elçisi olarak atanan Kızıl Ordu'nun seçkin k o m u t a n l a r ı n d a n Frunze'nin 5 Ocak 1922'de Ankara'dan a y r ı l m a s ı n d a n soma, 28 Ocak 1922'de Rus SFSC'nin tam yetkili yeni temsilcisi olarak Ankara'ya g e l m i ş ve T ü r k - S o v y e t ilişkilerinin g e l i ş m e s i n d e ö n e m l i r o l o y n a m ı ş t ı4 6.

Bige Yavuz, Kurtuluş Savaşı Döneminde Türk-Fransız ilişkileri: Fransız Arşiv Belgeleri Açısından 1919-1922, Ankara, TTK, 1994, s. 73-75.

Château de Vincennes, 7 N 3257, D. 1, "Mission Economique d'Araloff başlıklı, 24.2.1922 tarihli istihbarat raporu. Bkz. E K I. Ali Fuat Cebesoy, "Moskova Hatıraları"nda, 24.12.1921'de Moskova'da toplanan IX. Sovyet Kongresi'nde yaptığı konuşmada Lenin'in "iktisadiyat tanzim edilmeden hiçbir yeni hareket ve teşebbüs mümkün olamaz" dediğini ve Sovyet Rusya Hükümeti'nin ekonomik durumu düzeltmek için herşeyi göze aldığını yazıyordu. Ali Fuat Cebesoy,Moskova Hatıraları, İstanbul, Vatan Neşriyatı, 1955, s. 299-303. Fransız raporlarında "Araloff" olarak yazılmasına karşın, çalışmamızda Türkiye'deki yaygın kullanımı nedeniyle Aralov'u tercih ettik.

Utkan Kocatürk, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi (1918-1938) ,2. B., Ankara, TTK, 1988, s. 306, 310. Frunze, 2 Ocak 1922'de Ukrayna ile Türkiye arasında Ankara'da "Barış ve Kardeşlik Antlaşması"nın imzalanmasında önemli rol oynamış, bunun yanı sıra Türkiye'nin Sovyet Cumhuriyetleri ile ekonomik, ticari ve kültürel ilişkilerinin canlandırılması için büyük çaba sarfetmişti. Frunze, Sovyet Rusya'nın yardımı olmaksızın Türkiye'nin işgalcilere karşı zafer kazanamayacağı inanandaydı, Şamsutdinov, s. 225-233.

(18)

11

a

BİGE SÜKAN YAVUZ

Aralov, Ankara'ya gelir gelmez görevinin "Türkiye ile Sovyet Rusya a r a s ı n d a ekonomik ve ticari s ö z l e ş m e l e r i n y a p ı l m a s ı n a yönelik g ö r ü ş m e l e r i b a ş l a t m a k " o l d u ğ u n u açıklamıştı. Aralov, bu görüşmeleri hemen b a ş l a t m a k l a k a l m a m ı ş , aynı zamanda Rus Büyükelçiliği'nde kendisiyle birlikte Rusya'dan gelen sekiz uzmandan o l u ş a n bir "ekonomi servisi" k u r m u ş , ayrıca Rus sanayici ve z a n a a t k â r l a r ı n ı n ürünlerinin Ankara'da tanıtılmasını s a ğ l a m ı ş t ı . Ne var k i , Bolşeviklerin esas a m a c ı , D o ğ u Anadolu'da demiryolu imtiyazı elde etmekti. Ancak Kemalistlerin kendilerine maden ve ticaret imtiyazı vermeleri durumunda, siyasal nitelik t a ş ı m a s ı n d a n ötürü, demiryolu i m t i y a z ı n d a n vazgeçebilirlerdi. Aralov, ayrıca, Nafia V e k â l e t i nezdinde girişimde bulunarak, Ankara H ü k ü m e t i ile bir Amerikan sermayedar grubunun temsilcisi M r . Gillespie a r a s ı n d a Ankara'da b a ş l a t ı l a n ve "Kafkasya sınırına k o m ş u Anadolu vilayetlerinde A m e r i k a l ı l a r a demiryolu imtiyazı verilmesi" h a k k ı n d a k i g ö r ü ş m e l e r konusunda u y a r ı d a b u l u n m u ş t u . Dışişleri Bakanlığı'ndan kendisine verilen yanıtta ise, Amerikalıların yaptığı önerilerin inceleme a ş a m a s ı n d a olduğu ve h e n ü z hiçbir imtiyazm verilmediği, olası Sovyet önerilerinin de aynı şekilde inceleneceği ve eşit k o ş u l l a r d a en iyisinin kabul e d i l e c e ğ i bildirilmişti4 7.

F r a n s ı z raporunda, Aralov'un bu g ö r ü ş m e l e r i n d e n yola çıkılarak İngiliz-Amerikan petrol rekabetinden sonra şimdi de Rus-Amerikan demiryolu yarışının b a ş l a d ı ğ ı y ö n ü n d e yorum yapılmış, ayrıca ekonomik a m a ç l a r ı n a u l a ş a b i l m e k için R u s y a ' n ı n Türkiye'ye 2 milyon altın liralık yeni bir borç vermeye razı o l d u ğ u n u ve b ö y l e c e Ankara Hükümeti'nin bir ay önceki memur maaşlarını ödeyebildiği belirtilmiştir4 8.

F r a n s ı z l a r Aralov'un Ankara'daki faaliyetlerini artık saniyen izleyeceklerdir. Şöyle k i 3 M a r t 1922 tarihli istihbarat raporunda, Anadolu Ajansı'na dayanılarak Sovyet H ü k ü m e t i ' n i n Ankara'da bir "Rus ticaret b ü r o s u " kurduğu, Mart b a ş ı n d a yapılan açılış t ö r e n i n e bakanlar, milletvekilleri, gazeteciler ve şehrin ileri gelenlerinin katıldığı ve Rus Büyükelçisi Aralov'un burada ö n e m l i bir k o n u ş m a yaptığı bildirilmektedir. Aralov k o n u ş m a s ı n d a , "Türkiye ile R u s y a ' n ı n ortak bir ekonomik cephe

Château de Vincennes, 7 N 3257, D.l, 24.2.1922 tarihli istihbarat raporu. Julian E. Gillespie, esasında İstanbul'daki Amerikan ticari komiser yardımcısı olup, 26.12.1921 ile 5.2.1922 tarihleri arasında Ankara'ya gelerek birçok hükümet üyesiyle görüşmüş, hatta Mustafa Kemal Paşa tarafından da kabul edilmişti. Selim İlkin, 'Chester Demiryolu Projesi", Türkiye İş Bankası Uluslararası Atatürk Sempozyumu. Bildiriler ve Tartışmalar, Ankara, Türkiye İş Bankası Kültür Yay., 1984, s. 744.

(19)

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ULUSLARARASI REKABET 1 -|9 ALANI OLARAK TRANSKAFKASYA VE TÜRKİYE'NİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ kurmalarının gerektiğini, Batılıların D o ğ u halklarını ekonomik ve politik olarak boyundurukları altına almak d ü ş ü n c e s i n d e olduklarını, R u s y a ' n ı n ise tam tersine D o ğ u ile politik ve ekonomik anlamda b i r l e ş m e k ve onu Batı'nm nüfuzundan ve hakimiyetinden kurtarmak istediğini" s ö y l e m i ş t i r4 9.

Aralov'un yukarıdaki k o n u ş m a s ı n d a n da görüldüğü gibi, b a ş t a A B D olmak ü z e r e Kafkaslar'da ve O r t a d o ğ u ' d a çıkarları bulunan Batılı devletlerin bölgedeki yayılmacı faaliyetlerinden son derece r a h a t s ı z olan Sovyet Rusya, bu g e l i ş m e l e r k a r ş ı s ı n d a Türkiye ile ortak bir ekonomik cephe kurma arzusu içindedir. Ve de bu amaca y ö n e l i k olarak Ruslar, bir yandan Ankara'da ticaret bürosu a ç a r l a r k e n diğer yandan Batılıların, özellikle Amerikalıların Anadolu'da demiryolu imtiyazı almak için yürüttükleri çalışmaları y a k ı n d a n izleyerek m ü d a h a l e etmeyi ihmal etmiyorlardı.

İşte t ü m bu g e l i ş m e l e r , Anadolu'daki Sovyet-Amerikan demiryolu rekabetini y a k ı n d a n izleyen F r a n s ı z Haberalma Ö r g ü t ü ' n ü n raporlarına da yansıyordu. Şöyle k i , Anadolu'da b a z ı demiryollarının y a p ı m imtiyazıyla ilgili olarak Ankara H ü k ü m e t i ile Amerikalı sermayedarlar a r a s ı n d a s ü r d ü r ü l e n g ö r ü ş m e l e r ileri bir a ş a m a y a g e l m i ş ve i k i ö n e m l i hattın y a p ı m ı s ö z konusu olmuştu. Birincisi, Y u m u r t a l ı k - M a r d i n - D i y a r b a k ı r - B i t l i s hattı, ikincisi ise S a m s u n - S i v a s - E r z u r u m - İ r a n Sının hattı idi. Amerikalı sermayedarlar, "kilometre garantisi" talep etmemekle birlikte, demiryolu hattının i k i y a n ı n d a yer alan 25'er kilometrelik alan içinde bulunacak madenleri ç ı k a r t m a ve işletme imtiyazı istiyorlardı. Ancak Amerikalılarla yapılan bu g ö r ü ş m e l e r d e n Ruslar son derece r a h a t s ı z olmuşlardı; çünkü onlar Kafkasya sınırına yakın bölgelerde y a b a n c ı sermayedarlara demiryolu imtiyazı verilmesini kabul e d e m i y o r l a r d ı5 0.

Bunun yanı sıra New Y o r k m e n ş e l i "Cavenditur" grubunu temsilen Ankara'da bulunan Mac D o w e l l da, Y u m u r t a l ı k limanı ve Y u m u r t a l ı k ' t a n Musul'a uzanan demiryolu hattı imtiyazlarının y a n ı sıra Samsun'dan Sivas'a, Adana'dan Erzurum'a uzanan demiryolu hattı imtiyazmı istiyor, bunun

Château de Vincennes, 7 N 3257, D.l, 3.3.1922 tarihli "Bolchéviks Russes et Nationalistes Turcs" başlıklı istihbarat raporu. Bkz. Ek II.

Château de Vincennes, 7 N 3257, D. 1, 10.3.1922 tarihli, "Les Américains demandent la concession de voies ferrées et de mines" başlıklı istihbarat raporu.

(20)

12a BİGE SÜKAN YAVUZ

karşılığında ise Ankara H ü k ü m e t i ' n e 20 milyon liralık bir borç vermeyi t a a h h ü t ediyordu5 1.

Bu arada M r . Gillespie'nin, Ankara'dan Sivas-Samsun, Sivas-Erzurum demiryolu imtiyazını ve Samsun, İnebolu limanları imtiyazını elde e t t i ğ i5 2, ayrıca Dışişleri B a k a n ı Yusuf Kemal Bey'in Ankara'da New Y o r k m e n ş e l i City Bank temsilcisiyle kredi g ö r ü ş m e l e r i yaptığı yolunda duyumlar alınıyordu5 3.

B u ç e r ç e v e d e , "düşük faizle A B D p i y a s a l a r ı n d a n kredi a l m a y ı uman Ankara H ü k ü m e t i Dışişleri B a k a n ı ' n m , bir süredir özellikle Anadolu'nun D o ğ u vilayetlerinde demiryolu imtiyazlarının verilmesi konusunda A B D finans çevreleriyle yapılabilecek bir a n l a ş m a y ı incelediği, Sovyet H ü k ü m e t i ' n i n ise bu a m a ç l a sürdürülen g ö r ü ş m e l e r i öğrenir ö ğ r e n m e z temsilcisi Aralov aracılığıyla rahatsızlığını Ankara H ü k ü m e t i ' n e bildirdiği, i l g i l i h ü k ü m e t yetkilisinin ise buna cevaben h e n ü z hiçbir imtiyaz verilmediğini ve A B D önerilerinin yalnızca incelendiğini, ş a y e t Sovyet H ü k ü m e t i de kendilerine benzer önerilerde bulunursa bunlarm da eşit k o ş u l l a r d a , ancak öncelikli olarak inceleneceğini söylediği" yolunda haberler geliyordu5 4.

Amerikalıların Y a k ı n D o ğ u ve Kafkasya'ya yönelik faaliyetlerinden kaygı duyan Ruslar, Transkafkasya Cumhuriyetleri'nde incelemelerde bulunmak ü z e r e Batum'a giden Amerikan misyonunun faaliyetlerini de y a k ı n d a n izliyorlardı. Ne var k i R u s y a ' n ı n onayı olmadan Amerikalıların bu cumhuriyetlerle bir s ö z l e ş m e i m z a l a m a s ı olası değildi. Çünkü, bilindiği gibi bu cumhuriyetler dolaylı olarak Rusya tarafmdan kontrol ediliyorlardı5 5.

Bu arada (Şubat 1922'de) Ankara'ya Türkiye ile Sovyetler Birliği a r a s ı n d a ekonomik içerikli sorunları ç ö z m e k ve i k i ü l k e a r a s ı n d a bir ticaret s ö z l e ş m e s i n i n temellerini atmak ü z e r e bir Sovyet ekonomik misyonu

Château de Vincennes, 7 N 3257, D.l, 10. 3.1922 tarihli, "Mac Dowell, en échange des concessions demandées, offre un prêt de 20 millions de Ltqs" başlıklı istihbarat raporu.

Château de Vincennes, 7 N 3257, D . l , 10.3.1922 tarihli, "Angora consent aux propositions formulées par le conseiller commercial américain de CPLE" başlıklı istihbarat raporu.

Château de Vincennes, 7 N 3257, D.l, 10.3.1922 tarihli "Youssouf Kemal voudrait contracter un emprunt en Amérique" başlıklı istihbarat raporu, s.22.

Château de Vincennes, 7 N 3257, D.l, 17.3.1922 tarihli, "La rivalité économique russo-américaine" başlıklı istihbarat raporu, s. 28. Bkz. E K III a.

Château de Vincennes, 7 N 3257, D.l, 26.2.1922 tarihli "Levant" (İzmir) dergisi kaynaklı, 17.3.1922 tarihli istihbarat raporu, s. 29. Bkz. E K III b.

(21)

TURK KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ULUSLARARASI REKABET 1 2 1 ALANI OLARAK TRANSKAFKASYA VE TÜRKİYE'NİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ gelmişti. Ticaret s ö z l e ş m e s i n i n maddeleri a r a s ı n d a özellikle şunlar yer alacaktı:

1. Rus ve Türk limanları a r a s ı n d a deniz trafiğinin ve ulaşımının d ü z e n l e n m e s i ,

2. İki ülke a r a s ı n d a ticari ilişkilerin k u r u l m a s ı , gümrük tarifesinin s a p t a n m a s ı ve i k i ülke a r a s ı n d a yapılacak ürün a l ı ş v e r i ş i n i n belirlenmesi (Anadolu alacağı petrol ve petrol ürünleri, pamuklu bez ve çeşitli sanayi ürünlerine karşılık Rusya'ya b u ğ d a y ve hayvan temin edecektir),

3. B a t u m - B a k û ü z e r i n d e n İran'a gönderilecek Türk kökenli malların transit g e ç i ş i n i n d ü z e n l e n m e s i ,

4. T ü r k i y e ' d e tarım, sanayi, madencilik ve ormancılığın yeniden yapılandırılması ve geliştirilmesinin yanı sıra u l a ş ı m ağlarının ve limanlarının y a p ı m m d a , Anadolu'ya gönderilecek Rus teknisyen ve uzmanlardan y a r a r l a n ı l m a s ı konusunda u z l a ş m a n ı n s a ğ l a n m a s ı5 6. Türkiye ile Sovyet Rusya a r a s ı n d a k i ekonomik nitelikli sorunları ç ö z m e k a m a c ı y l a gelen Sovyet ekonomik misyonunun yanı sıra Ankara'da, daha önce, Rus Büyükelçiliği b ü n y e s i n d e Anadolu'da ekonomik a r a ş t ı r m a l a r yapmak ü z e r e özel bir büro k u r u l m u ş t u . B u büro, artık bir yandan ülkenin doğal zenginlikleri, ziraatçilerin, çiftçilerin durumu ve tahıl üretimi h a k k ı n d a bilgi edinirken diğer yandan imtiyaz istemek için Anadolu'da bulunan y a b a n c ı sermayedarlar h a k k ı n d a bilgi t o p l a y a c a k t ı r . Ankara'da kurulan Rus ekonomi b ü r o s u n u n d ı ş m d a Trabzon'da bir büroları bulunan Rus kooperatif ş i r k e t l e r i de, Türkiye'nin ekonomik durumu h a k k ı n d a bilgi toplayacaklar ve Anadolu'nun belli başla ticaret merkezlerinde en kısa s ü r e d e ş u b e l e r a ç a c a k l a r d ı r5 7.

Görüldüğü gibi Sovyet Rusya, 1922 başlarında, Türkiye'de tam bir ekonomik seferberlik hareketi b a ş l a t m ı ş t ı r . E s a s ı n d a Türkiye ile Sovyet Rusya a r a s ı n d a bir ticaret a n l a ş m a s ı n ı n yapılması yolunda girişimler, 13 E k i m 1921 tarihli Kars A n t l a ş m a s ı s o m a s ı b a ş l a m ı ş t ı . Moskova B ü y ü k e l ç i s i A l i Fuat P a ş a ile RSFSC Dışişleri Halk Komiseri Çiçerin a r a s ı n d a 10 K a s ı m

5 6 Aynı rapor, s. 29.

(22)

122- BİGE SÜKAN YAVUZ

192l'den itibaren b a ş l a y a n y a z ı ş m a l a r ı n sonunda, Türkiye ile Sovyet Rusya a r a s ı n d a i m z a l a n m a s ı beklenen ticaret a n l a ş m a s ı g ö r ü ş m e l e r i n i n Ankara'da y a p ı l m a s ı n a karar verilmiş, hatta Çiçerin 11 Ocak 1922'de A l i Fuat P a ş a ' y a gönderdiği notada bir Sovyet heyetinin bu a m a ç l a Ankara'ya hareket edeceğini b i l d i r m i ş t i5 8. 17 M a r t 1922 tarihli F r a n s ı z istihbarat raporundan da anlaşılacağı ü z e r e , ticaret s ö z l e ş m e s i n i n temellerini atmak ü z e r e Ankara'ya bir Sovyet ekonomik misyonu g e l m i ş ve Ş u b a t 1922'de T ü r k - R u s ticaret s ö z l e ş m e s i n i n temel maddeleri belirlenmişti.

Mart aymda ise, "Ankara'daki görevinin Türkiye ile Sovyet Rusya a r a s ı n d a ekonomik ve ticari s ö z l e ş m e l e r i n yapılabilmesi a m a c ı y l a g ö r ü ş m e l e r b a ş l a t m a k o l d u ğ u n u açıklayan ve de Ankara'ya gelir gelmez bu g ö r ü ş m e l e r i b a ş l a t m a k l a k a l m a y ı p Ankara'da bir Rus ticaret bürosu a ç a n Aralov'un Ankara H ü k ü m e t i ile Trabzon, Sinop, Samsun, İnebolu, Ereğli, Zonguldak, Ankara, Ç o r u m ve Yozgat'ta Rus ekonomik misyonlarının k u r u l m a s ı n a ilişkin bir a n l a ş m a yaptığı ve bu misyonlarda görevlendirilmek ü z e r e Moskova'dan uzman istediği, Türk İçişleri B a k a m ' n ı n ise Rus delegelerine yardımcı o l u n m a s ı için t a ş r a d a k i yetkililere telgraf gönderdiği" y ö n ü n d e haberler b a s ı n d a yer alıyor ve de F r a n s ı z raporlarına konu oluyordu5 9. Bunun y a n ı sıra Ankara'da g ö r e v yapan Rus Ekonomi Komisyonu'nun üç alt komisyona ayrılarak Anadolu içlerinde bir inceleme gezisine çıktıkları ve bu ç e r ç e v e d e Adana, Konya, Sivas, Erzurum ve Kayseri'yi ziyaret edecekleri yine basma y a n s ı y a n g e l i ş m e l e r d i6 0. Ayrıca 30 Haziran 1922 tarihli bir F r a n s ı z istihbarat raporunda, M a y ı s ayında "New York City Bank" ve "New Y o r k Founders Company"nin D o ğ u vilayetlerinde maden ve demiryolu imtiyazı alabilmek için Ankara H ü k ü m e t i ' n e b a ş v u r d u k l a r ı , A n k a r a ' n ı n ise A B D ' n i n Anadolu'ya ödünç para vermesi karşılığında ve bu imtiyazların borçların t e m i n a t ı olarak kabul edilmesi k o ş u l u y l a bu b a ş v u r u y u prensipte kabul ettiği, Aralov'un ise bu s ı r a d a h ü k ü m e t i n d e n "Moskova A n t l a ş m a s ı uyarmca T ü r k - A m e r i k a n s ö z l e ş m e s i n i n sonuçlandırılmasını ö n l e m e k konusunda öncelik sahibi oldukları" y ö n ü n d e talimat aldığı, bir süre soma da Ankara H ü k ü m e t i ' n i n üç

Stefanos Yerasimos, Kurtuluş Savaşı'nda Türk-Sovyet İlişkileri (1917-1923), 2. B., İstanbul, Boyut Yayıncılık, 2000, s. 416-441.

Château de Vincennes, 7 N 3257, D.l, 10.3.1922 tarihli "Economiste d'Orient" kaynaklı, "Accords économiques entre Moscou et Angora" başlıklı 17.3.1922 tarihli istihbarat raporu, s. 30. Bkz. E K III c Château de Vincennes, 7 N 3257, D. 1, Nisan 1922 tarihli istihbarat raporu.

Château de Vincennes, 7 N 3257, D.l, 21.5.1922 tarihli "Revue Commerciale d'Orient" kaynaklı, "Comission russe en Anatolie" başlıklı 2.6.1922 tarihli istihbarat raporu, s. 30.

(23)

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ULUSLARARASI REKABET 1 23 ALANI OLARAK TRANSKAFKASYA VE TÜRKİYE'NİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ B o l ş e v i k heyete D o ğ u Anadolu, Sivas ve Kilikya'ya gitme izni verdiği bildiriliyordu6 1.

İşte t ü m bu gelişmeler, 26 Şubat 1922 tarihli "Levant" dergisine dayalı F r a n s ı z istihbarat raporunu doğruluyor ve Ankara'da Rus Büyükelçiliği b ü n y e s i n d e kurulan özel b ü r o n u n "gerek Türk ekonomisini yerinde izlemek gerekse imtiyaz istemek için Anadolu'da bulunan y a b a n c ı sermayedarlar h a k k ı n d a bilgi toplamak" yolundaki görevlerini yerine getirmek için s ü r a t l e harekete geçtiğini g ö s t e r i y o r d u .

B a ş t a Aralov olmak ü z e r e B o l ş e v i k l e r i n Anadolu'da ekonomik ü s t ü n l ü k kurmaya yönelik girişimleri daha ileriki aylarda da devam etmiştir. 21 Temmuz 1922 tarihli Bâb-ı Alî k a y n a k l ı bir F r a n s ı z istihbarat raporunda, "Amerikalı sermayedarlarla İktisat V e k â l e t i a r a s ı n d a süren borç g ö r ü ş m e l e r i n i n s o n u ç v e r m e d i ğ i , zira Amerikalıların borç teminatı olarak maden imtiyazı istedikleri ve k o ş u l l a r m m Ankara H ü k ü m e t i ' n i n ekonomik bağımsızlığına halel getirici bulunduğu, bunun ü z e r i n e Aralov'un m ü d a h a l e s i y l e Sovyet delegeleriyle g ö r ü ş m e l e r i n b a ş l a d ı ğ ı ve R u s l a r ı n bir kez daha Kemalist H ü k ü m e t ' e avans olarak altm verecekleri, karıştığında ise Anadolu'nun D o ğ u vilayetlerindeki imtiyazların y a y g ı n l a ş t ı r ı l m a s ı n ı umdukları" y ö n ü n d e bilgiler yer alıyordu. Raporun altmda yer alan notta ise, Ruslarm T ü r k i y e ' y e ödünç para vermesinin söz konusu olduğu, ancak R u s y a ' n ı n T ü r k i y e ' y e bir miktar altm g ö n d e r m e s i n e k a r ş ı n buna devam edip e t m e y e c e ğ i n i n bilinmediği, bununla birlikte Ankara H ü k ü m e t i ' n i n Rusya'dan alacağı borcun bir kısmını bu ü l k e y e tahıl ve hammadde g ö n d e r e r e k k a r ş ı l a m a y ı t a a h h ü t ettiği bildirilmektedir6 2.

11 A ğ u s t o s tarihli bir F r a n s ı z istihbarat raporunda ise, "Ankara H ü k ü m e t i ' n i n A B D ' l i sermayedarlardan kamu y a r a r ı n a ç a l ı ş m a l a r d a kullanılmak üzere 200.000.000 dolarlık bir avans talep ettiği, aralarında bir ay önce Ankara'ya gelen (Arthur) Chester'in de bulunduğu bu s e r m a y e d a r l a r ı n verecekleri avansa teminat olarak Ankara H ü k ü m e t i ' n d e n Anadolu'daki b ü t ü n limanların gelirlerini istemelerinin s ö z konusu olduğu, Ankara'da bulunan Sovyet misyonunun ise A B D ' l i sermayedarlarla Ankara H ü k ü m e t i

Château de Vincennes, 7 N 3257, D. 1,30.6.1922 tarihli, "Anatolie" başlıklı istihbarat raporu, s. 53. Château de Vincennes, 7 N 3257, D. 1,21.7.1922 tarihli, "Anatolie "başlıklı istihbarat raporu.

Referanslar

Benzer Belgeler

Alp Kadın tipi çağdaş Türk resminde özellikle Kurtuluş Savaşı konulu resimlerde yoğun olarak çık- maktadır karşımıza.. İzleyici, sanki Türk destanlarının

Sorun saldırıdan 10 gün sonra, hastanenin ka- yıtlarını yeniden eski haline getirmeye yarayacak şifrele- me anahtarını alabilmek için son çare olarak saldırıyı

‘Yakın Doğu etki alanını’ oluşturmak istediğini anlamıştı ve [...] Yugoslavya, 1920 Ağustos’unda Sevr’de İtilaf Devletleri ile Türkiye arasında kabul edilen

Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkezî Komitesi, düşmana karşı koymak için Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin daha fazla katkı sağlamasına karar verdi....

t r S o n Halife Abdülmecid Efendi'nin güzelliğiyle meşhur kızı ve Osmanlı padişahlarıyla halifelerinin soyundan gelen ilk nesilden hayattaki son kişi olan

Mustafa Kemal ve onun gibi birçok çevrenin Rauf Bey’in Cumhuriyet’e şüpheli yaklaştığı görüşüne karşılık; Rauf Bey, Cumhuriyet rejiminin tam olarak

Romanlarda kaybettiği mekânını arayan subay, memur, hoca gibi toplumsal kimlikler aydın kategorisindedir.. Toplumun geleceğine dair kurgusu olan bu kişiler, eyleme

Deleuze’e göre, sinemanın özü gerçekleri parçalayıp yeniden yapılandırmak, yapay anlamlar sunmak değildir. Tersine sinema, bir sanat olarak gerçekliğin