HAKLARIN ASLEN KAZANILMASI
o Aslen kazanma, bir hakkın doğrudan doğruya ilk sahibi olarak kazanılmasını ifade eder.
o Aslen kazanma, hukuki olaylar ve hukuki fiiler sonucunda veya kanun gereği olabilir.
o İhraz, işgal, zamanaşımı gibi yollarla aslen kazanma söz konusu olabilir.
o Gayrimaddi mallar üzerinde tesis edilen telif, patent, ihtira beratı gibi haklar da aslen
kazanmaya konu teşkil eder.
1
HAKLARIN HALEFİYET YOLU İLE KAZANILMASI (DEVREN
KAZANMA)
Halefiyet yolu ile kazanma, külli intikal veya cüzi intikal şeklinde gerçekleşir.
Külli intikalde bir kimsenin malvarlığı bir bütün
olarak bir başkasına geçer. Külli intikalin tipik örneği, ölenin malvarlığının bir bütün olarak, yani aktif ve pasifleriyle birlikte mirasçılarına geçmesi durumudur.
Cüzi intikalde bir kimsenin malvarlığının bir kısmı bir başkasına geçer. Malvarlığının devredilen kısmının devralana geçmesi için, taşınırlarda teslim,
taşınmazlarda tescil, alacaklara temlik, sınırlı ayni haklarda tesis işlemlerinin geçerli şekilde yapılması gerekir.
2
HAKLARIN KAYBEDİLMESİ
NİSBİ KAYIP: Bir kimsenin sahibi olduğu bir hakkı bir başkasına devretmesi sebebiyle kaybetmesine nisbi kayıp denir.
MUTLAK KAYIP: Bir hakkın tamamen ortadan kalkması sebebiyle kaybedilmesine mutlak
kayıp denir.
3
HAKLARIN KORUNMASI YOLLARI
Bir kimsenin haklarını korumak için müracaat edebileceği başlıca yollar şunlardır:
1. Talep
2. Dava
3. Cebri icra
4. Kişinin kendi hakkını bizzat kullanması
o Talep, bir kimsenin, bir hakkının yerine getirilmesi için, muhatabından bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme yetkisidir.
4
HAKLARIN DAVA YOLUYLA KORUNMASI
Hak sahibinin hakkını elde edebilmek amacıyla devletin yargı organlarına (mahkemelere)
müracaat etmesine dava yolu denir.
Bir hakkını elde etmek amacıyla dava açan
kimseye davacı, aleyhine dava açılan kimseye ise davalı denir.
Çekişmesiz davalarda sadece davacı vardır, davalı taraf yoktur.
5
DAVA TÜRLERİ
EDA DAVALARI: Bir şeyin verilmesi, bir şeyin yapılması veya bir şeyin yapılmaması talebiyle açılan davalardır.
TESPİT DAVALARI: Bir hakkın veya hukuki ilişkinin mevcut olduğunun veya mevcut olmadığının tespiti talebiyle açılan davalardır. Davanın konusuna göre müspet (olumlu) tespit davası ve menfi (olumsuz) tespit davası şeklinde olabilir.
İNŞAİ DAVALAR: Dava sonunda verilen karar ile yeni bir hukuki durum yaratan veya mevcut bir hukuki durumu değiştiren ya da mevcut bir hukuki durumu ortadan kaldıran davalardır. Örnek: Babalık davası, boşanma davası, nesebin reddi davası birer inşai davadır.
6
DAVADA
DAVALININBAŞVURABİLECEĞİ SAVUNMA YÖNTEMLERİ
Aleyhine açılmış olan bir davada, davalı savunma yaparken şu yöntemlere başvurabilir:
1.
Kabul: Davalının, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların doğru olduğunu beyan etmesidir.
2.
İnkar: Davalının, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını beyan etmesidir.
3.
İkrar: Davalının, aleyhine hukuki sonuç doğuracak nitelikteki bir olayın doğruluğunu kabul etmesidir.
4.
İtiraz: Bir hakkın hiç doğmadığı veya sona erdiği şeklindeki iddiadır. Örnek: Borcun ödendiği, hukuki işlem anında temyiz kudretinin bulunmadığı şeklindeki iddialar birer itirazdır.
5.
Def’i: Kendisine karşı ileri sürüldüğü hakkın kullanılmasını engelleyen veya zayıflatan bir karşı haktır. Örnek: Zamanaşımı def’i, ödemezlik def’i, peşin dava def’i
7
CEBRİ İCRA
Borçlunun borcunun kendiliğinden yerine
getirmemesi halinde, devletin yetkili organları aracılığıyla zorla borcun yerine getirilmesinin sağlanmasına cebri icra denir.
Cebri icranın konusu para borçları, para borcu dışında kalan borçlar olabilir.
Cebri icrada yer alan kurumlar, icra daireleri, iflas daireleri ve icra tetkik mercileridir.
Cebri icrada yer alan takip yolları, haciz
yoluyla takip, iflas yoluyla takip ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiptir.
8
KİŞİNİN KENDİ HAKKINI BİZZAT KORUMASI
MEŞRU MÜDAFAA: Bir kimsenin, kendisinin veya üçüncü bir şahsın malvarlığına veya şahıs varlığına yönelik başlamış ve
devam etmekte olan hukuka aykırı bir saldırıyı defetmek zarureti içinde, saldırıyla orantılı olarak yaptığı savunmaya meşru
müdafaa denir. ZARURET HALİ: Bir kimsenin, kendisinin veya üçüncü bir şahsın malvarlığına veya şahıs varlığına yönelik ağır ve derhal meydana gelebilecek bir tehlikeyi bertaraf etmek için, olayla ilgisi olmayan bir şahsın malvarlığına zarar vermesi haline zaruret hali denir. Bu durumda verilen zararın hakkaniyete
uygun şekilde tazmin edilmesi gerekir.