8. HAFTA
Dış Borçlanma ve Osmanlı Mali
İflasına Uzanan Yol
• Kırım Savaşının finansmanını sağlayabilmek
için tarihinde ilk kez dış borçlanma yoluna
giden ve 1854 tarihli bu ilk borcunu müttefiki
İngiltere’nin resmi olmayan garantörlüğünde
oldukça elverişli koşullarda yani düşük faiz ve
komisyon oranları ile alabilen Osmanlı devleti
çok geçmeden bir mali krizin içine düşecektir.
• Osmanlı devleti için borçlanma her ne kadar yeni bir olgu değildiyse de daha önceki dönemlerde yapılan borçlanmalar Galata Bankerleri olarak bilinen finans kapital sahiplerinden esham adı altında alınan iç borçlar şeklinde gerçekleşmişti.
Tanzimat döneminin başından itibaren başta Mustafa Reşid Paşa olmak üzere bazı sadrazamların ve devlet adamları tarafından saray üzerinde dış borcun gerekliliği ve faydaları konusunda yapılan telkinler sonuçsuz kalmış ve Osmanlı dışarıdan borçlanmama konusunda ısrarlı bir direnç gösterebilmişti ancak Kırım Savaşı’nın aciliyet taşıyan finansman ihtiyacı bu direncin kırılmasına yol açtı.
• 18542deki ilk borcu neredeyse her yıl alınan
yeni borçlar takip etmiş ve borç bulmakta
zorlanmaya başlayan Osmanlı devleti giderek
daha fahiş hale gelen faiz ve komisyon
oranlarına razı gelmek zorunda kalmıştır. Bir
noktada Osmanlı dış borçlanması kısır
döngüye girmiş ve daha önce alınmış olan
borçların faiz ödemelerinin yapılabilmesi için
yeni borçlar alınmaya başlamıştır.
• Başlangıçta Avrupa’da elde edebileceği faizden çok daha yükseğini Osmanlı’ya borç vererek kazanabileceğini gören Avrupalı küçük yatırımcı ve büyük finans kapital sahipleri Kırım Savaşı sırasında somutlaşan Osmanlı-İngiliz-Fransız ittifakının yarattığı olumlu havanın da etkisiyle Osmanlı tahvillerini alma konusunda hevesli olmuşlardı. “Geri kalmış-ilkel-tembel”
Osmanlı’ya “ileri-modern-çalışkan Avrupa” tarafından borç verilmesini Oryantalist argümanlarla destekleyen the Times gibi yayın organları, 1860’ların başında Osmanlı dış borçlanmasına verdikleri desteği geri çekmiş ve kamuoyuna Türk tahvillerini almamalarını öğütlemeye ve Osmanlı’nın mali iflasının yakın olduğunu yazmaya başlamışlardı.