• Sonuç bulunamadı

XIX. DİYABET KURSU 3 5 Aralık 2020

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "XIX. DİYABET KURSU 3 5 Aralık 2020"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

(2)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

XIX. DİYABET EKİBİ KURSU DÜZENLEME KURULU

Prof. Dr. Zehra Aycan Uzm. Hemşire Saliha Yılmaz

Dr. Dyt. Yasemin Atik Uzm. Psikolog Derya Toparlak

Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu (Çocuk Endokrinoloji Uzmanı) Doç. Dr. Şenay Savaş Erdeve (Çocuk Endokrinoloji Uzmanı)

Doç. Dr. Gül Yeşiltepe Mutlu (Çocuk Endokrinoloji Uzmanı) Uzm. Hemşire Nurdan Yıldırım (Diyabet Eğitim Hemşiresi) Uzm. Hemşire Günay Demir (Diyabet Eğitim Hemşiresi)

Doç. Dr. Alev Keser (Diyetisyen) Dr. Dyt. Beyza Eliuz Tipici (Diyetisyen) Gülsen Aytar Yılmaz (Sosyal Hizmet Uzmanı)

(3)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

3 Aralık 2020 08:30 - 09:00 Açılış Konuşmaları

Dernek Başkanı:

Prof. Dr. Feyza Darendeliler Kongre Başkanı:

Prof. Dr. Nurgün Kandemir

Çocuk ve Adolesan Diyabet Derneği Başkanı:

Prof. Dr. Hülya Günöz

Kurs Düzenleme Kurulu adına:

Prof. Dr. İlknur Arslaanoğlu Çocuk Diyabet Grubu Başkanı:

Prof. Dr. Zehra Aycan

09.00 - 10:00 Çocukluk Çağı Diyabetine Yaklaşım: Merkezlerimizi Tanıyalım

Oturum Başkanları: Prof. Dr. Zeynep Şıklar / Diyabet Eğitim Hemşiresi Serpil Çakmak

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Diyabet Ekibi:

Prof. Dr. Firdevs Baş

Diyabet Eğitim Hemşiresi Saliha Yılmaz Uzm. Psikolog Derya Toparlak

Dr. Dyt. Beyza Eliuz Tipici

Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Diyabet Ekibi Doç. Dr. Havva Nur Peltek Kendirci

Diyabet Eğitim Hemşiresi Ümran Karayurt Uzm. Psikolog Elvan Şarlı

Uzm. Sevgican Özkan Tartışma

10:00 - 10:15 Ara

10:15 - 10:30 Diyabet Sohbetleri-1:

Hastalık Durumunda Diyabet Yönetimi Oturum Başkanı: Prof. Dr. Zehra Aycan Uzm. Hemşire Ecem Can

10:30 - 12:00 Diyabet İzleminde Problem Odaklı Multidisipliner Yaklaşım:

Oturum Başkanları: Prof. Dr. Zehra Aycan / Doç. Dr. Alev Keser / Uzm. Hemşire Günay Demir / Uzm. Psikolog Meriç Onbaşıoğlu

Hipoglisemi Olgusu Uzm. Dr. Esra Döğer

Diyabet Eğitim Hemşiresi Şebnem Ercan Dr. Dyt. Rukiye Bozbulut

Prof. Dr. Psikolog Şebnem Soysal Hiperglisemi Olgusu

(4)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

12:00 - 12:30 Ara

12:30 - 13:30 Kısa Sözel Bildiriler

Oturum Başkanları: Doç. Dr. Fatih Gürbüz, Doç. Dr. Aşan Önder

DKSS-01 - Diyabet Teknolojisi Ölçeği’nin Türkçe Uyarlamasının Geçerlilik ve Güvenirlilik Çalışması - Ecem Can

DKSS-02 - Tip 1 Diyabetli Adolesanların Diyabete Özgü Yeme Sorunları Ölçeği ile Değerlendirilmesi - Meliha Esra Bilici DKSS-03 - Tip 1 diyabetli adölesanlarda diyetteki protein ve yağ içeriğinin postprandiyal glisemik seyre etkisi - Nurcan Bağlam

DKSS-04 - Tip1 Diyabetli Çocuk ve Adolesanlarda Diabulimia Riskinin Değerlendirilmesi - Didem Güneş Kaya

DKSS-05 - Tip 1 Diyabetli Adolesanlarda Karbonhidrat Sayımının Beslenme Alışkanlıkları ve Metabolik Kontrol Üzerine Etkisinin Değerlendirilmesi - Şule Bölükbaş Özdemir DKSS-06 - Tip 1 Diyabetli Çocuklarda Tanı Anı ve/veya Tanıdan Sonraki 1 Yıl İçinde Diyabet İlişkili Oto-antikor Pozitifliği ve Klinik Parametrelerle İlişkisi - Elif Eviz

DKSS-07 - Tip 1 Diyabet Tanısı Almış 10-17 Yaş Arası Çocuk Ve Ergenlerde Depresif Belirtilerin Sıklığının Değerlendirilmesi - Derya Buluş

DKSS-08 - Tip1 Diyabetli Çocuk ve Ergenlerde Hipoglisemi Korkusunun Değerlendirilmesi - Kader Saran

DKSS-09 - Tip 1 Diabetes Mellitus Tanılı Çocuklarda Endotel Hasarında Yeni Belirteçler: Serum Endocan ve Endoglin Düzeyleri - Ahmet Anık

(5)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

4 Aralık 2020 08:30 - 09:30 Poster sunumu:

Başkanlar: Doç. Dr. Beray Selver, Doç. Dr. Özlem Sangün DPS-02 - Tip1 Diyabet ve Çölyak Hastalığı Birlikteliği Olan Olguda Yakın Takip, Karbonhidrat Sayım Tekniği ve İnsülin Pompa Tedavisi - Fatime Şahin

DPS-03 - Diyabetli Çocuk ve Adolesan Bakımında Sosyal Hizmet Uygulamaları – Nesrin Yiğit

DPS-04 - Tip 1 Diyabette Ketojenik Diyetin Olumsuz Etkileri - Gülin Karacan Küçükali

DPS-05 - Tip 1 Diyabetli Çocuk Ailelerinin Çalıştayından Öğrendiklerimiz - Derya Toparlak

DPS-06 - Tek Test Çubuğu İle “İkinci Şans” Teknolojisi Olan Glukometre Yardımıyla Kan Şekeri Ölçümü: Pilot Çalışma - Salihe Yılmaz

DPS-07 - Tip 1 Diyabet Tanısı Almış Çocuklarda Psikososyal Uyum - Aslı Demirtaş

09:30 - 10:15 Olgu Örnekleriyle Diyabette Egzersiz Yönetimi Oturum Başkanları:Doç. Dr. R. Gül Yeşiltepe Mutlu / Prof. Dr. Şenay Savaş Erdeve

Konuşmacılar: Prof. Dr. Mehmet Boyraz / Uzm. Dyt. Nurcan Bağlam

10:15 - 10:45 Olgu Örnekleriyle Kan Şekeri Dalgalanmalarının Diyabet Dışı Nedenleri

Oturum Başkanları: Prof. Dr. Şükran Darcan Konuşmacı: Doç. Dr. S. Ahmet Uçaktürk

10:45 - 11:00 Yenilenen (2019) Diyabet Eğitimci Rehberinin Tanıtımı Prof. Dr. Zehra Aycan

11:00 - 11:30 Ara

11:30 - 11:45 Diyabet sohbetleri-2

Parmaktan Glukoz Ölçümlerinde Yeni Teknolojiler Oturum Başkanı: Prof. Dr. Şükran Darcan Doç. Dr. Belma Haliloğlu

11:45 - 12:45 Sözlü Bildiriler:

Oturum Başkanları: Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu / Prof. Dr. Veysel Nijat Baş

DSS-01 - Tip 1 Diyabetli Adölesanlarda Yeme Sorunları ve Beslenme Durumu İlişkisi ile Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi - Halime Çelik

DSS-02 - Diyabet Gençlik Çalıştayı - Nurdan Yıldırım DSS-03 - Diabetik Retinopati Gelişmemiş Tip I Diabetes Mellitus Tanılı Adolesanlarda Optik Koherens Tomografi Bulgularının Değerlendirilmesi - Melikşah Keskin

DSS-04 - Tip 1 diyabetes mellitus tanılı olgularda çölyak hastalığı sıklığının araştırılması - Filiz Tütüncüler Kökenli DSS-05 - Okulda Diyabet Programının 10. Yılında, Programın

(6)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

5 Aralık 2020 08:30 - 09:30 Diyabet ve Beslenme

Oturum Başkanları: Prof. Dr. Rüveyde Bundak / Prof. Dr.

Muazzez Garipağaoğlu

Yeni Tanı Diyabetlerde Beslenmeye Nasıl Başlanmalı Uzm. Dyt. Yasemin Atik Altınok

Diyabetli Bireyin İzleminde Kan Şekerini Etkileyen Beslenme İlişkili Faktörler

Doç. Dr. Alev Keser

09:30 - 10:30 Diyabette Doğru Bilinen Yanlışlar

Oturum Başkanları:Prof. Dr. Ece Böber / Diyabet Eğitim Hemşiresi Sevgi Akbel

Standart İnsülin Dozu Başlama ve Ek İnsülin Doz Uygulaması Doç. Dr. Derya Buluş

İnsülin Taşıma ve Kullanma

Diyabet Eğitim Hemşiresi Fatime Şahin Beslenme ile İlgili Mitler

Uzm. Dyt. Didem Güneş 10:30 - 11:00 Ara

11:00 - 11:30 Olgu Örnekleriyle Pompa Kullanan Hastalarda Diyabet İzlemi

Oturum Başkanları:Prof. Dr. Olcay Evliyaoğlu Konuşmacı: Doç. Dr. Atilla Çayır

11:30 - 12:00 Günlük Yaşam ve Diyabet

Oturum Başkanları: Prof. Dr. Şükrü Hatun / Uzm. Hemşire Hafize Işıklar

Ailelerin Diyabetle Günlük Yaşam Deneyimleri

Canan Karakuş (tip 1 diyabetli çocuk annesi ve öğretmen) Zafer Haşimoğlu (tip 1 diyabetli çocuk babası ve eğitimci, idari sorumlu)

Diyabetli Çocuk / Ergen Olmak Sude Yıldız (tip 1 diyabetli genç) 12:00 - 12:30 Kapanış ve Ödül Töreni

(7)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

DSS-01 [XVIV. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji & Diyabet Kursu » Diyabet Kursu]

Tip 1 Diyabetli Adölesanlarda Yeme Sorunları ve Beslenme Durumu İlişkisi ile Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Halime Çelik1, Filiz Tütüncüler Kökenli2, Hülya Gökmen Özel3

1Trakya Üniveritesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Çocuk Diyet Polikliniği Edirne

2Trakya Üniveritesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Edirne

3Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Ankara

Tip 1 diyabetli çocuk ve adölesanlarda psikolojik sıkıntı, depresyon, kaygı ve bozulmuş yeme davranışları yaşıtlarına göre daha sık görülmektedir. Bu çalışmada Tip 1 Diabetes Mellitus (T1DM) tanılı adölesanlarda yeme sorunları ve beslenme durumu ilişkisi ile yaşam kalitesi arasındaki etkileşim değerlendirilmiştir. Çalışmaya Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Çocuk Endokrinoloji Bölümü tarafından izlenen en az 1 yıldır T1DM’li, 9 ve 18 yaşları arasında 78’i kız, 82’si erkek olmak üzere toplam 160 adölesan dahil edilmiştir. Çalışmaya katılan adölesanların 24-saatlik geriye dönük besin tüketim kayıtları toplanmış ve antropometrik ölçümleri alınmıştır. Adölesanlara Diyabette Yeme Sorunları Anketi (DEPS-R) ve Çocuklar için Yaşam Kalitesi Ölçeği (ÇİYKO) uygulanmıştır. Adölesanların %23,75’inde (kızlarda

%23,08, erkeklerde %24,39) bozulmuş yeme davranışı (DEPS-R puanı ≥ 20) olduğu görülmüştür. DEPS-R puanı ile yaş ve HbA1c arasında pozitif yönlü zayıf, doğrusal bir ilişki saptanmıştır. Bozulmuş yeme sorunu olan adölesanların yaşam kalitesi puanları arasında negatif yönlü zayıf, doğrusal bir ilişki bulunmuştur (p<0,001). On yaş grubundaki kızlarda toplam yağ kütlesi (g) ile yaşam kalitesi arasında çok güçlü doğrusal, pozitif bir ilişki saptanmıştır (r=0,909, p=0,032). On ve on üç yaş gruplarındaki erkeklerde ise toplam yağsız vücut kütlesi ve yaşam kalitesi arasında pozitif yönlü, çok güçlü doğrusal bir ilişki bulunmuştur (r=0,845, p=0,034 ve r=0,936, p=0,006). On yedi yaşındaki kızlarda toplam yağsız vücut kütlesi ve yaşam kalitesi arasında negatif yönlü, çok güçlü doğrusal bir ilişki saptanmıştır (r=-1,000, p<0,001). Sonuç olarak bu çalışmada bozulmuş yeme sorunu, T1DM’li adölesanların yaklaşık %25’inde görülmüştür. Tip-1 diyabet tanısı almış adölesanların cinsiyet gözetmeksizin DEPS-R gibi güvenilir bir ölçek ile taranması, yeme bozuklukları riskinin erken dönemde saptanarak beslenme tedavisi kapsamında gerekli önlemlerin alınmasında etkin bir araç olarak kullanılabilir.

Anahtar Kelimeler: T1DM, bozulmuş yeme davranışı, DEPS-R, yaşam kalitesi

(8)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

DSS-02 [XVIV. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji & Diyabet Kursu » Diyabet Kursu]

Diyabet Gençlik Çalıştayı

Nurdan Yıldırım1, Havva Nur Peltek Kendirci2, Zehra Aycan3, Nevzat Öz4, Melek Bengisu Abdül4, Hakan Çiçek4, Zehra Karaman4, Sefa Çetik4, Yaren Su Geygel4

1Dr. Sami Ulus Kadın Hastalıkları ve Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları EAH, Çocuk Endokrinolojisi Bölümü, Ankara

2Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD, Erol Olçok EAH Çocuk Endokrinolojisi Bölümü, Çorum

3Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD, Çocuk Endokrinolojisi Bölümü, Ankara

4Tip 1 Diyabetli Gençler

GİRİŞ-AMAÇ: Tip 1 Diyabetes Mellitus (T1DM) çocukluk ve ergenlik döneminin kronik hastalığı olup yaşam boyu bakım ve yönetim gerektirir. Diyabet, medikal tedavinin yanı sıra bireyin, ailenin ve çevresinin psiko- sosyal yönetimini de kapsar. Özellikle okul yaşantısı ve sosyal çevre diyabetli çocuk ve gençler için son derece önemlidir. Çocuk/gencin hastalığına yüklediği anlam, ailesi ve yakın çevresinin verdiği destekle ilişkilidir. İyi bir destek alan birey hastalığın fiziksel ve ruhsal durumu ile baş etmekte zorlanmayacaktır. Diyabet Gençlik Çalıştayı’nda; hastalık yönetiminin iyileştirilmesi ve kolaylaştırılması için, T1DM tanılı çocuk ve gençlerde günlük yaşam alanlarının, bu alanlarda yaşanılan sorunların ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinin ve paydaşların belirlenerek çözüme yönelik stratejilerin üretilmesi amaçlanmıştır. Bu bildiride çalıştay sonuçları paylaşılacaktır.

GEREÇ-YÖNTEM: T1DM tanısı ile takip edilmekte olan 16-25 yaş aralığındaki gençler 1.Ulusal Çocuk ve Ergen Diyabet Sempozyumu kapsamında yapılan Diyabet Gençlik Çalıştayı’na davet edildi. Oluşturulan sosyal medya grubu üzerinden, katılım yapamayacak diyabetli gençlerden günlük yaşamda diyabetten doğan engelleri belirtmeleri ve çözüm önerilerini paylaşmaları istendi. 2 Ekim 2019 tarihinde gerçekleştirilen çalıştaya katılan grup ve yazılı bildirimde bulunan gençlerin sorunları üç hedef doğrultusunda ele alındı. Hedef-1 kapsamında; T1DM’li gençlerin günlük yaşam alanları, bu alanlarda yaşanılan sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri, Hedef-2 kapsamında; belirlenen çözüm önerilerine destek verecek, işbirliği yapılacak paydaş kurum ve kuruluşlar, Hedef-3 kapsamında ise çözüme yönelik geliştirilecek stratejilerin süreleri ve değerlendirme süreci belirlendi. Çalıştay raporu diyabetli bir genç tarafından sempozyumda sunuldu. Tüm hedeflerin gerçekleştirilmesi sonucu elde edilecek pozitif çıktılar diyabet ekibi ile tartışıldı.

BULGULAR: Çalıştaya bir pediatrik endokrinolog, bir diyabet eğitim hemşiresi ve 17-25 yaş aralığında 6 T1DM’li genç katıldı (4 kız/2 erkek). Sosyal medya grubu üzerinden 110 gence ulaşıldı, sorunlar ve çözüm önerileri kaydedildi. T1DM’li gençlerin günlük yaşam alanları; aile, okul, staj ve iş yaşamı, egzersiz/spor alanları/parklar/açık alanlar, sağlık kurumları, ulaşım araçları (özel araç, uçak, tren, şehir içi ulaşımı vb.), alışveriş merkezleri olarak sınıflandırıldı. Bu alanlarda yaşanılan sorunların yanı sıra; sosyal hakların azlığı, toplumun diyabet bilinçsizliği, iletişim eksikliği, diyabetli gençlerin kendilerine yönelik alınan kararlarda söz haklarının olmaması, geçiş polikliniklerinin yeterli sayıda olmaması, diyabet teknolojilerine ulaşım kısıtlılığı, okul/akademik yaşantıya yönelik çekinceler, iş ve meslek seçimine yönelik kısıtlılıklar, ulusal ve uluslararası diyabet platformunda genç diyabetlilerin temsilcisinin bulunmaması, erişkin T1DM’li haklarının yetersizliği ek sorunlar olarak belirlendi ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri belirlendi. Psikologlar, aile danışmanları, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ÇEDD, Diyabet Hemşireleri Derneği, diyabet gençlik kolları, okul aile birliği, işveren kurum, yazılı ve görsel medya kuruluşları, erişkin endokrinoloji ve diyabet dernek ve vakıfları, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, ulaşım firmaları, AVM yönetimi, üniversiteler, diyabet teknolojileri firmaları işbirliği yapılacak paydaşlar olarak saptandı. Geliştirilecek çözüm stratejileri sayesinde, diyabet kontrolünün iyileştirilmesi ve kolaylaştırılması, diyabet komplikasyonlarının önlenmesi ve buna bağlı olarak tedavi maliyetlerinde azalma, diyabetli bireyin sosyal haklarında iyileşme, yaşam kalitesinin artması, iş hayatına ve sosyal hayata kazandırılması gibi pozitif çıktıların olacağı sonucuna varıldı.

SONUÇ: Diyabet Gençlik Çalıştayı diyabetli gençlerin yaşadıkları sorunları daha etkin şekilde dile getirmeleri ve böylelikle tedavi sürecine katılımlarını sağlamanın yanı sıra, diyabet ekibinin T1DM’li çocuk ve gençlerin günlük ve sosyal hayatta yaşadıkları güçlükler konusunda farkındalığının artmasına neden olmuştur.

Anahtar Kelimeler: tip 1 diyabet, gençlik, çalıştay

(9)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

DSS-03 [XVIV. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji & Diyabet Kursu » Diyabet Kursu]

Diabetik Retinopati Gelişmemiş Tip I Diabetes Mellitus Tanılı Adolesanlarda Optik Koherens Tomografi Bulgularının Değerlendirilmesi

Hilal Balcı, Melikşah Keskin, Şenay Savaş Erdeve, Semra Çetinkaya

Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

AMAÇ: Klasik diyabetik retinopatide (DR) yapısal ve fonksiyonel nörodejeneratif vaskuler değişiklikler gelişmektedir.

Nöronal apopitoz, glial reaktivite ve retinal kalınlıkta incelme; vasküler hasardan önce görülen en erken değişikliklerdir. Nörodejenerasyon ve vasküler değişikliklerin erken tespiti, diyabetik retinopatiden korunmada önemlidir. Bu çalışmada Tip 1 diyabetes mellituslu (T1DM) adolesan olgularda retinal tabakaların kalınlığının, optik koherens tomografi (OKT) ile değerlendirilmesi ve sağlıklı adolesanlarla karşılaştırılması amaçlandı.

YÖNTEM: Çalışmaya-2019-046 nolu etik kurul onayı ile-01.03.2019-31.05.2019 tarihleri arasında hastanemiz endokrin kliniğinde izlemde olan, ≥10 yaş, diyabet süresi ≥5 yıl olan olgular dahil edildi. Olguların yaş, cinsiyet, kontrol HbA1c değerleri değerleri ve diyabet süreleri dosya bilgilerinden elde edildi. Son bir yıllık HbA1c değerlerinin aritmetik ortalaması alındı. Hastaların yaş, cinsiyet, düzeltilmiş en iyi Görme Keskinlikleri (GK), tam oftalmolojik muayene bulguları, Cirrus- HD 4000 model OKT cihazı ile elde edilen ortalama Retina Sinir Lifi Tabakası (RSLT) kalınlığı, ortalama Ganglion Hücre Tabakası ve İç Pleksiform Tabaka Toplam (GHT+İPT) kalınlığı, Ortalama İç limitan Membran ve Retina Pigmen Epitel Toplam (İLM+RPE) kalınlığı tek bir göz uzmanı tarafından prospektif olarak ölçüldü. Tip 1 DM olgularının üçer aylık periyotlarla ölçülen HbA1c değerlerine hastane otomasyon sistem kayıtlarından ulaşılarak son bir yılın ortalaması alındı.

SONUÇLAR:

Çalışmaya ortalama yaşları 14,4±2,9 olan, 12’si kız T1DM tanılı 20 olgu (40 göz) ile, benzer yaş ve cinsiyette 20 sağlıklı olgu (40 göz) dahil oldu. T1DM olgularının ortalama RSLT kalınlığının sağlıklı olgulara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde inceldiği saptandı (Sırasıyla 87,2 ±9,5 µm, 94,5±14,4 µm, p=0,009). RSLT kalınlıklarının üst, alt, nazal ve temporal kadranlardaki değerleri karşılaştırıldığında; kalınlık azalmasının alt ve temporal kadranlarda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde olduğu (sırasıyla p=0,001, p=0,039), üst ve nazal kadranlarda ise istatistiksel olarak anlamlı fark göstermediği belirlendi. T1DM ve kontrol grubu arasında; ortalama GHT+İPT kalınlıkları ve ortalama İLM+RPE kalınlıkları benzer bulundu (Sırasıyla 78,8 ±9,97 µm; 80,4±9,6 µm ve 274,4±15,1 µm; 275,3±12,4 µm). OKT bulgularının cinsiyete ve metabolik kontrol durumuna göre değişmediği izlendi. Ortalama RSLT kalınlığı ile GHT+İPT kalınlığı arasında pozitif bir korelasyon (p <0,05, r=0,372) Hba1c ile sağ temporal retina sinir lifi tabakası arasında negatif korelasyon izlenirken (p <0,01, r=0,424); diyabet süresi, yaş, cinsiyet ve son bir yıllık ortalama HbA1c değerlerleri ile OKT bulguları arasında korelasyon izlenmedi. Regresyon analizinde ise, tüm parameterlerin (yaş, cinsiyet, diyabet süresi, ortalama son bir yıllık HbA1c düzeyi) eşit düzeyde etkili olduğu görüldü.

SONUÇ: En az beş yıllık T1DM tanılı adolesanlarda, ortalama RSLT kalınlığının özellikle alt ve temporal kadranlarda anlamlı düzeyde inceldiği saptandı. En az beş yıllık T1DM tanılı adolesanlarda, sağlıklı adolesanlara göre; ortalama GHT+İPT kalınlığı arasında anlamlı fark saptanmamasına rağmen, ortalama RSLT kalınlığı ile ortalama GHT+İPT kalınlığı arasında pozitif korelasyon bulunduğu, OKT bulgularının yaş, diyabet süresi ve son bir yıllık HbA1c düzeyleri ile değişmediği görüldü. Diyabetik retinopatinin erken nörodejeneratif bulgularının çocuk ve adolesan dönemde başlayabileceği, vaka sayısının arttırıldığı ve etkili faktörlerin değerlendirildiği ileri çalışmalara ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz.

Anahtar Kelimeler: Tip 1 Diyabet, diyabetik retinopati, Optik koherens tomografi

(10)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

DSS-04 [XVIV. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji & Diyabet Kursu » Diyabet Kursu]

Tip 1 diyabetes mellitus tanılı olgularda çölyak hastalığı sıklığının araştırılması Funda Yıldız1, Filiz Tütüncüler Kökenli2, Necdet Süt3

1Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı - Edirne

2Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı - Edirne

3Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dalı - Edirne

GİRİŞ: Tip 1 diyabetes mellitus (T1DM) tanılı olgularda tanı anında veya izlem sırasında diğer otoimmun hastalıkların gelişme olasılığı yüksektir. Çoğunlukla bulgusuz olması ve sık görülmesi nedeniyle çölyak hastalığı (ÇH), T1DM tanı anında ve özellikle izlemin ilk 5 yılında 1-2 yıl arayla taranması önerilir. Bu çalışma T1DM tanısı alan olgularda tanı anında ve izlem sırasında ÇH gelişme sıklığının saptanmasının yanısıra, ÇH ‘nın büyüme ve metabolik kontrole etkisini değerlendirmek amacıyla yapıldı.

Gereç ve YÖNTEMLER: Çalışmada Ocak 2007-Aralık 2018 yılları arasında kliniğimizde T1DM tanısı alan, en az 1 yıldır izlenen ve düzenli takip edilen (yılda en az 3 kez) 243 olgu geriye dönük olarak incelendi. Olguların cinsiyeti, diyabet tanı yaşı, çalışma anında diyabet süresi, antropometrik bulguları, puberte durumu, günlük insülin dozu, son kontrolde ve son 1 yıllık HbA1c düzeyleri, çölyak antikorları, ince barsak biyopsi sonuçları, ÇH tanı yaşı ve ÇH tanı anında diyabet süresi bilgileri hasta izlem dosyalarından kayıt edildi. ÇH’nın büyüme ve metabolik kontrol üzerine etkisini değerlendirmek amacıyla ÇH olan T1DM olgular aynı yaş ve cinsiyette eşit sayıda ÇH olmayan T1DM olgularla karşılaştırıldı. Ayrıca glutensiz diyete uyumun büyüme ve metabolik parametrelere etkisini değerlendirmek için ÇH olan T1DM olgular seronegatif ve seropozitif olarak 2 alt gruba ayrılarak karşılaştırıldı.

BULGULAR: Çalışmaya alınan 243 T1DM tanılı olgunun %51’i (124 olgu) erkek, %49’u (119 olgu) kız olup, çalışma anında ort yaşı 12.3 ±4.9 desimal yıl, diyabet süresi ort 4.4 ±2.6 yıl ve ort HbA1c düzeyi % 11.9 ±2.6 idi. Diyabet tanı anında 0 - 4.9 yaş grubunda 55 olgu (%23), 5 - 9.9 yaş grubunda 89 olgu (%36) ve ≥10 yaş grubunda 99 (%41) olgu vardı. On yedi (%7) olgunun ÇH tanısı aldığı saptandı. Bu olguların 10 ‘u (%58) erkek, 7’si (%42) kız ve E/K oranı 1/ 07 idi. Olguların ÇH tanı yaşı ort 7.8 ±4.9 desimal yıl ve ort diyabet süresi 4.8 ±2.9 yıldı. ÇH tanı anında 0 - 4.9 yaş grubunda 5 olgu (%29), 5 - 9.9 yaş grubunda 5 olgu (%29) ve ≥10 yaş grubunda 7 olgu (%42) vardı. Olguların 15’i (%88) diyabet tanı anında, 2’si (%12) izlem sırasında ÇH tanısı almıştı. İzlemde tanı alan 2 olgunun biri 2. yılda, diğer olgu 3. yılda tanı almıştı. ÇH tanı anında diyabet süresi ≥ 4 yıl olan olgu yoktu. Tanı anında olguların 16’sı (%94) asemptomatik olup, yalnız 1 olgu (%6) semptomatikti.

ÇH + T1DM ve ÇH – T1DM gruplar karşılaştırıldığında; antropometrik bulgular ve son kontrolde ort HbA1 c düzeyleri benzer olmasına karşın, ÇH + T1DM grubunda son 1 yıllık ort HbA1c düzeyi ve son 3 aylık dönemde hipoglisemi atağı sıklığı anlamlı fazlaydı (Tablo 1). Diyete uyumlu ve diyete uyumsuz ÇH+T1DM olgular karşılaştırıldığında; antropometrik bulgular ve metabolik değerler benzer olmasına karşın, diyet uyumsuz grupta erkek cinsiyet anlamlı fazlaydı (Tablo 2).

SONUÇ: T1DM tanılı olgularda ÇH görülme sıklığı %7 ve çoğunlukla bulgusuz olup, ilk 4 yılda ortaya çıktığı belirlenmiştir.

Olgu sayısının az olduğu bu çalışmada ÇH’nın metabolik kontrole olumsuz etkisine karşın, büyümeyi olumsuz etkilemediği, glutensiz diyete uyumsuzluğun erkeklerde fazla olduğu saptanmıştır. Bu sonuçlar açısından geniş serili ve uzun dönemli çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Tip1 diyabet, çölyak hastalığı,

(11)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

Çalışma anında çölyak hastalığı olan (ÇH+) ve olmayan (ÇH - ) T1DM olgularının büyüme ve metabolik parametreler açısından karşılaştırılması

Özellik ort ±SD ÇH+T1DM olgular

(n=17) ÇH - T1DM olgular

(n=17) P

Yaş (desimal yıl) 12.2 ± 5.02 12.3 ± 4.9 0.95

Diyabet tanı yaşı (d yıl) 4.8 ± 2.9 4.1 ± 2.3 0.29

Cinsiyet n (%)

E/K 10 / 7 (%58 / %42) 10 / 7 (%58 / %42) 1.00

VA SDS 0.03 ± 1.58 -0.34 ± 1.07 0.41

Boy SDS -0.29 ± 1.02 -0.02 ± 0.86 0.40

VKİ SDS 0.12 ± 1.42 -0.42 ± 1.09 0.25

Puberte durumu

Prepubertal/ pubertal n (%) 6 / 11 (% 35 / %65) 6 / 11 (%35 / %65) 1.00

Son kontrolde HbA1c (%) 9.14 ± 2.59 7.9 ± 1.08 0.07

1 yıllık ort HbA1c (%) 9.26 ± 2.24 7.84 ± 0.87 0.02

Hb düzeyi ( gr/dl) 12.46 ± 2.11 13.42 ± 1.33 0.25

Ferritin (ng/ml) 25.62 ± 22.11 28.08 ± 20.57 0.80

İnsülin dozu (IU/kg/gün) 0.83 ± 0.29 0.80 ± 0.25 0.71

Son 3 ayda hipoglisemi sıklığı (atak/ ay) 8 ± 7 2 ± 2 0.03

Çalışma anında çölyak diyetine uyumlu (seronegatif) ve uyumsuz (seropozitif) olan ÇH tanılı T1DM olgularının genel özellikler,büyüme ve metabolik parametreler açısından karşılaştırılması

Özellik ort ±SD Diyete uyumlu

(seroloji negatif) olgular ( n= 9)

Diyete uyumsuz (seroloji pozitif) olgular

(n= 8) p

Yaş (desimal yıl) 11.4 ± 4.3 13.1 ± 4.8 0.51

Diyabet tanı yaşı (desimal yıl) 6.5 ± 4.4 8.7 ± 5.8 0.41

Diyabet süresi (yıl) 5 ± 2.7 4.6 ± 3.3 0.81

Cinsiyet

E / K n (%) 3 /6 (% 33 / % 67) 7 / 1 ( %87 / 1) 0.05

Puberte durumu

Prepubertal/ Pubertal n (%) 3 / 6 ( %33 / % 67) 1 / 7 ( %13 / %87) 0.8

VA SDS 0.21 ± 1.3 -0.19 ± 1.88 0.59

Boy SDS -0.02 ± 0.88 -0.61 ± 1.1 0.24

VKİ SDS 0.14 ± 1.4 0.1 ± 1.55 0.96

Son kontrolde HbA1C (%) 8.2 ± 1.5 10.2 ± 3.2 0.14

Son 1 yıllık ort HbA1C (%) 8.4 ± 1.4 10.2 ± 2.7 0.12

Son 3 ayda hipoglisemi sıklığı (atak/ ay) 6 ± 4 7 ± 4 0.95

(12)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

DSS-05 [XVIV. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji & Diyabet Kursu » Diyabet Kursu]

Okulda Diyabet Programının 10. Yılında, Programın Etkisinin ve Okulda Diyabet Bakımı İle İlgili Bilgi ve Tutumların Değerlendirilmesi

Tuğba Gökçe1, Sibel Sakarya2, Serra Muradoğlu1, Gül Yeşiltepe Mutlu1, Ecem Can1, Kardelen Cemhan1, Mehmet Fatih Kurtulmuş3, Murat Gülşen4, Zehra Aycan5, Feyza Darendeliler6, Özlem Ülger7, Melek Bulanık7, Nazan Yardım7, Şükrü Hatun1

1Koç Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bölümü, İstanbul

2Koç Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, İstanbul

3Milli Eğitim Müdürlüğü İş Yeri Sağlık Güvenlik Birimi, İstanbul

4Milli Eğitim Bakanlığı, Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara

5Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı, Ankara

6İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı, İstanbul

7Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Ankara

AMAÇ: Tip 1 diyabetli çocuklar haftada 30 saatten daha fazla zamanlarını okulda geçirmektedir. Okulda diyabet yönetiminin en iyi şekilde yapılması, başarılı bir okul performansının ve komplikasyonlardan kaçınmanın ön koşuludur; bunun için okul personelinin katkısına gereksinim vardır. Ülkemizde 10 yıl önce diyabetli çocukların okul yaşamlarında desteklenmesi amacıyla Okulda Diyabet Programı (ODP) başlatılmıştır. Bu çalışmada, okul personelinin Tip 1 diyabetli çocukların okulda bakım ile ilgili bilgi ve tutumlarının ölçülmesinin yanı sıra ODP’nin katkısının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

YÖNTEM: Veriler, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullardaki görevli öğretmen, okul yöneticileri ve okul hemşirelerinin elektronik ortamda doldurdukları 107 soruluk bir anket ile toplanmıştır. Özgün olarak geliştirilen anketi 26 Mart-12 Haziran 2019 tarihleri arasında yanıtlayan 65.550 kişiden, çalışmada verileri tam olan 55.677 kişinin verileri analiz edilmiştir. Verilerin analizi, IBM SPSS-24 Programı ile yapılmıştır. Bilgi (toplam 39 soru) ve tutum puanları (toplam 16 soru) ile ilişkili etkenlerin değerlendirilmesinde tekli analizler sonrasında çoklu regresyon analizi kullanılmıştır.

BULGULAR: Katılımcıların yaş ortalaması 37,9 (min=20, maks=73,SD=8,87) olup, %56,4’ü (31.396) kadındır; %6,7’si okul öncesi, %35,5’si ilkokul, %32,4’ü ortaokul ve %20,9’u lisede görev yapmaktadır. Tüm katılımcıların %76,1’ini öğretmenler (42.349), %23,0’ını okul yöneticileri (12.814), %0,1’ ini ise okul hemşireleri (514) oluşturmaktadır. Katılımcıların %92,4’ü devlet okullarında (51.418), %6,4’ü özel okulda, %1,2’si ise özel eğitim okullarında görev yapmaktadır; okulların

%40,8’inde (22.666) yemekhane bulunmaktadır. Katılımcıların %22,4’ünün okulunda/sınıfında en az 1 diyabetli öğrenci bulunmaktadır. Tüm katılımcıların %73,2’si ODP’yi duyduğunu, %8,7’si ise diyabet konusunda eğitim aldığını belirtmiştir.

ODP’yi bilen katılımcıların %54,7’si bilgi düzeylerinin, %36,5’i kendine güvenlerinin, %29,7’si ise öğretmenler arasındaki farkındalığın arttığını belirtmiştir. Okulunda/sınıfında diyabetli öğrenci bulunanların %15,5’I (2076) şimdiye kadar en az bir kez insülin enjeksiyonu, %4,5’i (606) ise en az bir kez glukagon uygulaması yapmıştır. Okulunda/sınıfında diyabetli öğrenci bulunanların %12,2’si (1623) okulunda ulaşabilecekleri bir yerde glukagon bulunduğunu söylemiş, %31,6’sı ise (4219) bu konuda bilgisi olmadığını belirtmiştir. Regresyon analizi sonuçlarına göre, hem bilgi hem de tutum puanı yaşla birlikte artmaktadır. Bilgi ve tutum puanı, kadınlarda, hemşirelerde, okulunda diyabetli öğrenci olanlarda, çocukluk çağı diyabeti konusunda eğitim almış olanlarda, ODP’yi duyanlarda, şimdiye kadar en az bir kez insülin enjeksiyonu yapmış olanlarda, yatılı okullarda, özel okulda görev yapanlarda ve okulunda normal öğretim verilenlerde artmaktadır. Tutum puanının ek olarak okul yöneticilerinde, glukagon enjeksiyonu yapmış olanlarda ve özel eğitim okullarında çalışanlarda artış gösterdiği saptanmıştır. Bilgi ve tutum puanları ile ilişkili bulunan bir başka etken de yaşanılan bölgedir. Kuzeydoğu Anadolu, Ortadoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden katılanlarda hem bilgi hem de tutum puanları azalmaktadır.

SONUÇLAR: Okulda Diyabet Programı, yüksek oranda bilinmektedir ve yapılan çalışmaların okul personelinin bilgi ve farkındalık düzeylerini artırdığı görülmüştür. Kadın okul personeli okulda diyabet bakımı ile ilgili bilgi ve tutumları açısından erkeklere göre daha olumlu bir durumdadır. Bekleneceği gibi hemşirelerin okulda diyabet yönetimi konusundaki bilgi ve tutum puanları öğretmenlerden yüksektir. Okul yöneticilerinin tutum puanı açısından hemşirelerle farkı olmayıp, öğretmenlerden daha yüksektir. Buna rağmen, başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri olmak üzere okulda diyabet bakımı ile ilgili doğru tutum değişikliği için çabaların sürdürülmesine gereksinim vardır.

Anahtar Kelimeler: okulda diyabet yönetimi, tip 1 diyabet, okulda diyabet programı

(13)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

DSS-06 [XVIV. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji & Diyabet Kursu » Diyabet Kursu]

SWEET raporuna göre çocuk diyabet merkezimizin izlem verileri ve dünyada genel görünümle karşılaştırılması:

Figen Akçalı1, Seda Erişen Karaca2, Gülşen Aytar1, İlknur Arslanoğlu2

1Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi

2Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi

AMAÇ: SWEET 2008 yılında üç yıllık Avrupa Birliği projesi olarak başlatılmış ancak 2011 yılından sonra da gerekli mali desteği yaratarak kalıcı hale gelmiş bir girişimdir. Hedefi çocuk diyabetinin bakımını iyileştirmek ve klinik yönden bilimsel veri tabanı oluşturmak için tüm dünyada merkezlerle işbirliği halinde veri toplama ve kalite çalışmaları yapmaktır. Son rapora göre beş kıtadan 101 merkezin üye olduğu sisteme Düzce Üniversitesi 2017 yılında kayıt olmuş ve 2018 yılında sertifika alarak halihazırda sertifikalı 49 merkez arasına Türkiye’den ikinci merkez olarak katılmıştır. Bu çalışmada amacımız dünya geneli ile kendi merkezimizin temel klinik veriler açısından karşılaştırmasını sunarak çocuk diyabet izleminde hedef belirleme açısından bir dayanak oluşturmaktır.

GEREÇ-YÖNTEM: Her yıl 31 Ocak ve 31 Temmuz tarihlerinde merkezler verilerini sisteme yüklemektedir. Daha sonra tüm veriler istatistiği yapılıp tablo ve grafik haline dönüştürülerek merkezlere raporlanmaktadır. Raporda her parametrenin tüm merkezlerdeki ortak durumu, temel parametreler açısından her merkezin dağılımı ve raporun gönderildiği merkezin tüm parametreler açısından ayrıntılı sonuçları bildirilmektedir. Tarafımızdan verileri gönderilen hastalar sisteme ilk kayıt sırasında 18 yaşın altında olanlardır. Kendi veri tabanımızdaki yaklaşık 750 hastadan 580 tanesi sisteme gerilmiş ve sunulan dönemde SWEET tarafından verileri tam olan 370 hasta analiz edilmiştir. Biz bu sunumda diyabet tipleri, metabolik kontrol, demografik veriler ve insülin tedavisi açısından genel verilerle merkezimizin karşılaştırılmasını paylaştık. Verileri karşılaştırmalı olarak yeniden tablolaştırdık, ancak yeni bir istatistik analize tabi tutmadık. Genel karşılaştırmayı özetleyen “radar grafik” ise aynen kullanılmıştır.

BULGULAR: Genel karşılaştırmada en çarpıcı farklılık HbA1c de % 7.5 altı hedefi dünyada %40, bizde ise % 20 oranında tutturulmuştu. Lipid ve kan basıncı durumu da bizde % 5-10 oranında daha olumsuz görünmekte, ancak retinopati, nefropati, hipoglisemi, DKA ve VKİ açısından fark bulunmamaktaydı (Şekil 1). Tip 2 ve Tip 3 diyabet bizde daha sık görülmekteydi (Tablo1). İnsülin tedavisi ve metabolik kontrole bakıldığında pompa kullanma oranımız % 38.2 yle, % 42.8 olan dünya ortalamasına çok yaklaşmıştı, ancak 6 yaş altında % 24.2 ile % 44.2 olan dünya ortalamasından hayli düşüktü. HbA1c ve insülin dozuna baktığımızda ise dünya genelinde pompa kullanımının etkisi daha olumlu görülürken bizim olgularımızda bu durum saptanmadı. Ancak bizim olgularımızda prandiyal doz oranı pompa kullananlarda daha yüksekti (Tablo 2).

SONUÇ: SWEET gibi bir girişimin hem dünya genelinde çocuk diyabet bakım kalitesine, hem de katılan merkezlerin kendi eksikleri yönünden farkındalığına katkısı açıktır. Ancak bulgularda söz ettiğimiz saptamaların özelleştirilmiş çalışmalarla test edilmesi gerekir. Üye merkezler arasında Avrupa kökenlilerin büyük ağırlığı vardır ve metabolik kontrol düzeyleri dünya genelini yeterince temsil etmemektedir. ABD kaynaklı T1D exchange çalışmasına göre 2016-2018 yılları arasında adolesanlarda ortalama HbA1c % 9.3 e yükselmiştir (1).

Hastalarımız arasında Tip 2 ve 3 oranlarının daha fazla bulunması ülkemizdeki obezite ve akraba evliliği sıklığı ile açıklanabilir. Sonuç olarak çocuk diyabeti gibi dünyada ve ülkemizde toplum sağlığını derinden etkileyen bir konuda veri toplama, çözümleme, sonuç çıkarma ve eyleme geçme yönünden atılacak her türlü adım değerlidir.

REFERANS

1) Foster NC et al. State of Type 1 Diabetes Management and Outcomes from the T1D Exchange in 2016–2018.

Diabetes Technology & Therapeutics. 2019:66-72.

Anahtar Kelimeler: Çocuk, diyabet, SWEET

(14)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

Tüm merkezler ve Düzce Üniversitesi’nde Tip 1 diyabetli çocukların temel klinik verilerinin karşılaştırması

Tüm merkezler ve Düzce Üniversitesi Hasta

sayısı (Tip 1,2,3,4)

Kız hastalarınoranı Ortanca yaş (yıl)

Ortanca diyabet yaşı (yıl)

Tip 1 oranı Tip 2

oranı Tip 3 oranı Tip 4

oranı

Tüm merkezler 33,350 % 48,4 14 4,8 %

94,6 % 2,3 % 3,1 - Düzce

Üniversitesi 370 % 52,4 12,3 3,3 %

90,5 % 4,1 % 5,4 -

(15)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

Karşılaştırmalı klinik özellikler

Pompa kullananların oranı Pompa kullananların oranı Pompa kullananlarda HbA1c(%) Pompa kullananlarda HbA1c(%) Pompa kullanmayanlarda HbA1c(%) Pompa kullanmayanlarda HbA1c(%) Pompa kullananlarda insülin dozu (Ü/kg/gün) Pompa kullananlarda insülin dozu (Ü/kg/gün) Pompa kullanmayanlarda insülin dozu (Ü/kg/gün) Pompa kullanmayanlarda insülin dozu (Ü/kg/gün) Pompa kullananlarda prandiyal insülinin total doza oranı (%) Pompa kullananlarda prandiyal insülinin total doza oranı (%) Pompa kullanmayanlarda prandiyal insülinin total doza oranı (%) Pompa kullanmayanlarda prandiyal insülinin total doza oranı (%)

Tüm merkezler Düzce Tüm merkezler Düzce Tüm merkezler Düzce Tüm merkezler Düzce Tüm merkezler Düzce Tüm merkezler Düzce Tüm merkezler Düzce

Bütün Hastalar %

42.8 %

38,20 7,6 8,7 8 8,5 0,81 0,97 0,85 0,87 57,7 62,3 57,1 58,3

Diyabet yaşı <1 yıl %

18,50 %

13,10 7 6,9 7,1 7,5 0,6 0,66 0,64 0,72 62,3 59,7 59,2 54,5

Diyabet yaşı >1 yıl %

46,00 %

44,10 7,6 8,7 8,1 8,6 0,82 1 0,88 0,92 57,5 62,4 57,1 60,2

Diyabet yaşı >5 y %

50,70 %

45,60 7,7 8,8 8,3 9 0,86 1,04 0,94 1,03 56,5 62,3 56,8 62,2

yaş 0 -<6y % 44,90 %

24,20 7,3 9,2 7,9 7,7 0,69 0,83 0,74 0,65 61,5 60 59,1 55

yaş 6 -<12y %

45,10 %

38,70 7,4 8,4 7,8 8,4 0,76 0,94 0,78 0,73 58,8 62,3 56,9 57,9 yaş 12

-<18y % 42,30 %

41,90 7,8 8,7 8,1 8,5 0,88 1,02 0,9 1,05 56,5 63,1 57,2 58,5 yaş 0

-<18y % 43,50 %

38.70 7,6 8,6 8 8,4 0,82 0,97 0,85 0,86 57,7 62,3 57,1 58,3

(16)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

DKSS-01 [XVIV. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji & Diyabet Kursu » Diyabet Kursu]

Diyabet Teknolojisi Ölçeği’nin Türkçe Uyarlamasının Geçerlilik ve Güvenirlilik Çalışması

Ecem Can1, Kader Tekkaş Kerman2, Gül Rahime Yeşiltepe Mutlu1, Serra Muradoğlu1, Tuğba Gökçe1, Şükrü Hatun1

1Koç Üniversitesi Hastanesi, Pediatrik Endokrinoloji ve Diyabet, İstanbul.

2Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, Halk Sağlığı Hemşireliği, İstanbul.

AMAÇ: Bu araştırma Diyabet Teknolojisi Ölçeği’nin Türkçe Uyarlaması’nın Geçerlilik ve Güvenirliliğini belirlemek amacıyla metodolojik türde yapılmıştır.

YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini Koç Üniversitesi Hastanesi Pediatrik Endokrinoloji ve Diyabet polikliniğinde takip edilen, 8-18 yaş arasında olan, diyabet teknolojisi kullanan toplam 209 tip 1 diyabetli çocuk ve adölesan oluşturmuştur. Veriler Mayıs- Temmuz 2019 tarihleri aralığında toplanmıştır. Verilerin toplanmasında Sosyodemografik Bilgi Formu ve Diyabet Teknolojisi Ölçeği kullanılmıştır.Bu araştırmada Diyabet Teknolojisi Ölçeği’nin geçerlilik analizleri için dil/kapsam geçerliliği ve yüzey geçerliliği analizleri yapılmıştır.Ölçeğin alt faktörleri bulunmadığından yapı geçerliliği yapılmamıştır. Güvenirlilik analizleri için ise; test tekrar test analizi (aralıklı yöntem), Cronbach alfa iç tutarlılık analizi ve madde toplam puan korelasyonu analizleri yapılmıştır.

BULGULAR: Ölçeğin geçerliliği için değerlendirilen kapsam geçerliliği, dil geçerliliği ve yüzey geçerliliği analiz sonuçlarına göre geçerli bir ölçek olarak kabul edilmiştir. Kapsam geçerliliği indeksi 0,98 bulunmuştur. Ölçeğin güvenirliliğini değerlendirmek için yapılan analizlerde Cronbach alfa kat sayısı 0,89 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca test-tekrar test güvenirlilik analizinin sonucunda test-tekrar test ölçek puanları arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı ve güçlü bir ilişki bulunmuştur.

SONUÇ: Diyabet Teknolojisi Ölçeği’nin Türkçe Geçerlilik ve Güvenirlilik çalışmasının sonuçları, bu ölçeğin Türkçe geçerli ve güvenilir bir araç olduğunu göstermektedir. Ölçeğin, tip 1 diyabetli çocuk ve adölesanların kullandıkları diyabet teknolojilerinin memnuniyetinin ölçülmesi ve bu alandaki sorunların belirlenmesi için kullanılabileceği önerilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Tip 1 diyabet, teknoloji, memnuniyet, geçerlilik, güvenirlilik

(17)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

DKSS-02 [XVIV. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji & Diyabet Kursu » Diyabet Kursu]

Tip 1 Diyabetli Adolesanların Diyabete Özgü Yeme Sorunları Ölçeği ile Değerlendirilmesi Meliha Esra Bilici, Hümeyra Altıntaş, Elif Özsu, Merih Berberoğlu, Zeynep Şıklar, Zehra Aycan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı, Ankara

GİRİŞ-AMAÇ:

Adolesan dönem fizyolojik ve psikolojik değişimlerin yaşandığı, çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir. Bu dönemdeki değişimler beden imajında hoşnutsuzluklara yol açabileceğinden yeme bozuklukları prevalansında artış görülür. Yeme bozuklukları; bireysel, ailesel, sosyokültürel birçok faktörün katkı verdiği karmaşık bir durumdur. Diyabetli adolesanlar da, akranları gibi vücut ağırlıklarını azaltmak yada korumak amacıyla; kısıtlı diyet alma, insülin dozlarını atlama veya azaltma davranışında bulunabilirler. Tip 1 diyabette beslenme bir tedavi bileşeni olduğundan, böyle bir davranış ciddi komplikasyonlarla sonuçlanabilir. Bu nedenle diyabetli çocuk ve adolesanlar için geliştirilmiş, Türkçe güvenlik ve geçerliliği yapılmış Diyabete Özgü Yeme Sorunları Ölçeği (DESP-R)’nin kullanılması yeme bozukluklarının erken tanısı ve risklerin belirlenmesi bakımından önemlidir.

Bu çalışmada Tip 1 diyabetli adolesanlarda DEPS-R ölçeği kullanarak diyabete özgü yeme davranış bozukluğu riski taşıyan adolesanların belirlenmesi amaçlandı.

OLGULAR ve YÖNTEM:

Çalışmaya Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı, Diyabet Polikliniği’nde Tip 1 diyabetes mellitus (T1DM) tanısıyla takip edilen, en az 1 yıl süreyle düzenli kontrollere gelen, 10-18 yaşlarındaki adolesan olgulara; birebir görüşme ile DESP-R ölçeği uygulandı. Vücut ağırlığı, beslenme alışkanlıkları, vücut ağırlığını azaltmak için kullandığı yöntemler (bilinçli kusma veya insülin dozunun atlanması) ve genel diyabet yönetimi ile ilgili 16 sorudan oluşan ölçekte, 0-5 arasında puan (0: asla, 5:her zaman) vermeleri istendi. Toplam puanı ≥20 olan diyabetlilerin, diyabetle ilişkili yeme bozukluğu riski altında olduğu kabul edildi. Riskli olguların özellikleri ve DEPS-R ölçeğine yanıtları detaylı incelendi. Diyabetin metabolik kontrolünü değerlendirmede, son 1 yıllık HbA1c ortalaması dikkate alındı.

BULGULAR:

Çalışmaya 25’i (%46) erkek toplam 54 olgu alındı. Olguların yaş ortalaması 13,7±2,9 yıl, diyabet yaş ortalaması 8,3±3,6 yıl, son bir yıllık HbA1c ortalaması %8,5±1,5 mmol/l idi. Ortalama DEPS-R ölçek puanı 11,2±6,6 olup, kızlarda 10,7; erkeklerde 11,6’ydı.

Beş olgu (%9,2) 20 ve üzeri puan ile yeme bozukluğu açısından riskli kabul edildi. Riskli yanıt alınan olguların üçü erkek, ikisi kızdı. Riskli olgular değerlendirildiğinde; yaş ortalaması: 15,9±1,8 yıl, ortalama diyabet yaşı: 9,1 yıl (6,9-11), yüzde vücut kitle indeksi: % 101,1±18,7, DEPS-R puan: 25,8±3,5 (25-31), HbA1c ortalaması: % 9,2 (8,7-10,7) bulundu. Riskli gruptaki iki olgunun aile öyküsünde T1DM’li birey vardı. 5 olgunun DEPS-R ölçeğinde özellikle vücut ağırlığı kontrolü ile ilgili sorulara ( 1,6 ve 12. soru) yüksek puan verdikleri, insülin doz atlaması veya kusma gibi diğer ağırlık kontrolü yöntemleri ile ilgili sorulara düşük puan verdikleri görüldü. DEPS-R ölçek puanı yüksek olan hastalar, yeme bozukluğu değerlendirilmek üzere ergen psikiyatrisine yönlendirildi.

SONUÇ:

Bu çalışmada Tip 1 diyabetli adolesanların %9,2’sinin yeme bozukluğu açısından riskli olduğu görüldü. Riskli olguların özellikle kilo vermeye odaklandığı dikkati çekti ve DEPS-R ölçeği yorumlanırken toplam puanların yanı sıra her bir başlığa verilen puanların da irdelenmesi gerektiği düşünüldü. Yeme bozukluğu için riskli hastaların belirlenmesinde DEPS-R ölçeğinin geniş vaka serilerinde uygulanarak, yaygın kullanılmasının ve olgu özelinde sonuçların değerlendirilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldı.

Anahtar Kelimeler: tip 1 diyabetes mellitus, DEPS-R ölçeği, yeme sorunları

(18)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

DKSS-03 [XVIV. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji & Diyabet Kursu » Diyabet Kursu]

Tip 1 diyabetli adölesanlarda diyetteki protein ve yağ içeriğinin postprandiyal glisemik seyre etkisi Nurcan Bağlam1, Zeynep Alev Özön2, Ayfer Alikaşifoğlu2, Elmas Nazlı Gönç2, Hülya Gökmen Özel3

1Hacettepe Üniversitesi, İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi Beslenme ve Diyet Ünitesi, Ankara

2Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı, Ankara

3Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Ankara

AMAÇ: Bu çalışma ile Tip 1 diyabetli adölesanlarda diyetle alınan protein ve yağın postprandiyal kan glukoz düzeyleri üzerine etkisinin ve bu etkinin insülin rejimiyle yönetiminin incelenmesi amaçlanmaktadır.

GEREÇ-YÖNTEM: Tek merkezli, randomize, insülin açısından tek kör olarak planlanan çalışmaya 12-18 yaş aralığında (ortalama=

17±1.7 yıl) ortalama diyabet süresi 11.4±4.1 yıl olan, sürekli subkutan insülin infüzyonu uygulanan Tip 1 diyabetli 11 birey dahil edilmiştir. Tüm olgular 4 farklı gün hastaneye davet edilerek, 1 kez standart öğün (SÖ), 3 kez yüksek yağ yüksek proteinli öğün (YYYP) olmak üzere toplam 4 kahvaltı öğünü verilmiştir. Standart öğünde karbonhidrat sayımına göre, yüksek yağ yüksek proteinli öğünlerde ise karbonhidrat sayımı, karbonhidrat sayımına ek yağ sayımı ve yağ-protein sayımına göre insülin dozu ve veriliş şekli belirlenmiştir. Olguların öğündeki insülin gereksinmesi yalnız karbonhidrat sayımı yapılan öğünde bireysel karbonhidrat/

insülin oranlarına göre, yağ sayımı yapılan öğünde (YYYP-a) karbonhidrat sayımına ek olarak ilk 15 gram yağdan sonraki her 15 g yağ için 1 ünite, yağ-protein sayımı yapılan öğünde (YYYP-b) karbonhidrat sayımına ek olarak protein ve yağdan gelen ilk 200 kkal’den sonra her 100 kkal için 1 ünite olacak şekilde hesaplanmıştır. YYYP-a öğünü ve YYYP-b öğünü için uygulanan ek doz insülin subkutan insülin infüzyonu ile 4 saat yayma olacak şekilde uygulanmıştır. Hastaların kan glukoz izlemi öğünden sonraki 6 saat süresince her saat kapiller ölçüm ile kaydedilmiştir. Öğünlerin kan glukoz profiline etkileri değerlendirilirken postprandiyal 6 saatlik eğri altında kalan alanlar (AUC) ve saatlik kan glukoz değerlerinin ortalamaları karşılaştırılmıştır.

BULGULAR: Test öğünlerine ait 0-360. dakikalar arası kan glukozlarının AUC değerleri arasında fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Ancak 240-360. dakikalar arası YYYP test öğünü sonrası kan glukozu AUC değeri SÖ ve YYYP-b test öğünlerine göre istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha yüksek bulunmuştur (p=0.01). Ayrıca 0, 60, 120 ve 180. dakikalarda dört test öğünü arasında kan glukoz düzeyleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmemiştir (p>0.05). Bununla birlikte YYYP test öğününün ortalama kan glukoz düzeyi 240. dakikada (p=0.03) YYYP-b test öğününe göre, 300. ve 360. (p=0.01) dakikalarda SÖ ve YYYP-b test öğünlerine göre anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur. YYYP-a test öğününden sonra 240-360.

dakikalar arasında AUC ya da ortalama kan glukoz düzeyleri diğer test öğünlerine göre istatistiksel anlamlı farklılık göstermemiştir.

SONUÇLAR: Tip 1 diyabetli bireylerde yüksek proteinli yüksek yağlı öğünler özellikle geç postprandiyal dönemde glisemik yanıtta artışa neden olmaktadır. SÖ ve YYYP-b öğünü ile elde edilen glisemik seyrin benzer olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak öğünün insülin dozunun hesaplanmasında yalnızca karbonhidrat sayımı yerine karbonhidrat sayımına ek olarak yağ ve yağ-protein sayımı yapılması ile öğün sonrası glisemik seyir iyileştirilebilmektedir.

Anahtar Kelimeler: karbonhidrat sayımı, tip 1 diyabet, yağ protein sayımı

(19)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

DKSS-04 [XVIV. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji & Diyabet Kursu » Diyabet Kursu]

Tip1 Diyabetli Çocuk ve Adolesanlarda Diabulimia Riskinin Değerlendirilmesi

Didem Güneş Kaya, Kader Saran, Hande Turan, Yavuz Özer, Gürkan Tarçın, Saadet Olcay Evliyaoğlu, Oya Ercan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı GİRİŞ-AMAÇ:

Blumia sıklıkla adolesan dönemde başlayan yeme atakları ve sonrasında telafi davranışı olarak kusma ile seyreden bir yeme bozukluğudur. Henüz DSM-V sınıflandırmasında yer almayan diyabete özgü yeme bozukluğu olan ‘diabulimia’ ise, Tip 1 DM’li bireylerin ağırlık kontrolünü sağlamak amacıyla insülin dozunu azaltması veya bilinçli olarak atlaması olarak tanımlanmaktadır. Diyabete özgü yeme bozukluğuna; sıklıkla yeme atakları, beden algısı bozukluğu ve zaman zaman kusma da bir telafi etme davranışı olarak eşlik etmektedir. Diyabet bakımını optimal düzeyde sağlamak amacıyla gösterilen çaba, sürekli yemekler üzerinde düşünme ve yasak yiyecek kavramı hastaların kaygı düzeyini arttırabildiğinden, sürekli vücut ağırlığı kontrolü ve besinler üzerine düşünmelerine sebep olabilmektedir. Diabulimia, diyabete bağlı komplikasyon riskini ve mortalite oranını artırmakla birlikte kilo kaybına, geç puberteye, düzensiz menstrüasyon siklusuna, anksiyete problemlerine, depresif ataklara ve intihar girişimine de neden olabilmektedir.

Bu nedenle diyabetli bireylerin yeme bozukluğu riski açısından taranması önem kazanmaktadır. Bu çalışmada kliniğimizde Tip1 diyabet tanısıyla izlenen çocuk ve adolesanların diyabete özgü yeme bozukluğu riski açısından taranması amaçlanmıştır.

YÖNTEM:

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Polikliniği’nde takipli çocuk ve adolesanlardan 01/12/2019 ve 31/01/2020 tarihleri arasında rutin poliklinik kontrolü için başvuran ve çalışma için gönüllü olan 97 olgu çalışmaya dahil edilmiştir.

Gönüllülerin antropometrik ölçümleri, biyokimyasal bulguları ve sosyodemografik özellikleri poliklinik dosyalarından alınmıştır.

Gönüllülere 16 sorudan oluşan ve Diyabete Özgü Yeme Bozukluğu ölçeği yüz yüze anket yöntemi ile uygulanmıştır.

Ankette 16 adet soru bulunmaktadır ve bu sorular likert ölçeği biçiminde 0-5 arası puanlara sahiptir. Diyabetli bireyin bu sorulardan toplam ≥20 puan alması diyabete özgü yeme bozukluğu açısından risk altında olduğunu göstermektedir.

BULGULAR:

Çalışmaya alınan olguların yaş ortalamaları 12,8±2,8 dir ve ortalama diyabet süreleri 5, 2±1,2 yıl dır. Diyabetli olguların 38’i tedavi yöntemi olarak insülin pompası ve 59’u insülin kalemi kullanmaktadır ve HbA1c ortalamaları 8,2±2,5 dir. Alınan olguların 35’i 20 puan ve üzeri puan almıştır ve yeme bozukluğu açısından riskli olarak değerlendirilmiştir. Yüksek HbA1c ile yeme bozukluğu risk puanı arasında pozitif korelasyon saptanmıştır (r: 0,22 p:0,028). Diyabet süresi ile risk puanı arasında anlamlı fark saptanmıştır(p= 0,042).

TARTIŞMA:

Diyabete özgü yeme bozukluğu son yıllarda önem kazanan ve diyabet ekibinin dikkatli olması gereken konulardan biridir. Riskli diyabetlilerin diablumia olmasını önlemek ve hali hazırda yeme bozukluğu gelişmiş çocukları tespit etme açısından diyabetlileri rutin taramak önem kazanmaktadır. Bu konu ile ilgili daha fazla çalışmaya ihtiyaç olmakla beraber özellikle açıklanamayan kilo kaybı ve kötü metabolik kontrolde akla getirilmesi gereken olası sebeplerden biri olabilir.

Anahtar Kelimeler: Tip 1 diyabet, yeme bozukluğu, çocuk, adölesan

(20)

3 – 5 Aralık 2020

XIX. DİYABET KURSU

www.upek2020.org

DKSS-05 [XVIV. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji & Diyabet Kursu » Diyabet Kursu]

Tip 1 Diyabetli Adolesanlarda Karbonhidrat Sayımının Beslenme Alışkanlıkları ve Metabolik Kontrol Üzerine Etkisinin Değerlendirilmesi

Şule Bölükbaş Özdemir1, Serpil Ovalı Uluçay1, Havva Nur Peltek Kendirci2, Ümran Karayurt3

1Hitit Üniversitesi Erol Olçok EAH, Diyet Polikliniği, Çorum

2Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD, Erol Olçok EAH, Çocuk Endokrinolojisi Kliniği, Çorum

3Hitit Üniversitesi Erol Olçok EAH, Çocuk Endokrinolojisi Kliniği, Çorum

GİRİŞ-AMAÇ: Tip 1 Diyabetes Mellitus (T1DM) çocukluk ve ergenlik döneminin kronik hastalığı olup yaşam boyu bakım ve yönetim gerektirir. İnsülin tedavisinin yanı sıra eğitim, beslenme planı ve egzersiz diyabet tedavisinin bileşenleridir. Karbonhidrat (KH) sayımı, diyabet tedavisinde tercih edilebilecek öğün planlama yönteminden biridir. Hedef; diyabetli bireylerde kan şekerini primer etkileyen besin öğesi olan karbonhidratın miktarının hesaplanması, buna uygun insülin dozunun belirlenmesi ve bunun bireyin fiziksel aktivite programı ile uyumlu olmasıdır. Karbonhidrat sayımının, diyabetli bireylere besin seçiminde çeşitlilik ve esneklik sağlamasının yanında glisemik kontrolü de iyileştirdiği bildirilmiştir. Çalışmamızda karbonhidrat sayımı uygulamasının Tip 1 DM’li adolesanların beslenme alışkanlıkları ve metabolik kontrol üzerine etkisinin araştırılmasını amaçladık.

GEREÇ-YÖNTEM: Hastanemiz Çocuk Endokrinolojisi polikliniğinde takipli olan ve araştırmaya gönüllü olarak katılmak isteyen 10-19 yaş aralığındaki Tip1DM tanılı hastalar çalışmaya dahil edildi ve hastaların beslenme alışkanlıklarını değerlendirmeye yönelik anket formu (Besin Tüketim Sıklığı Formu) yüz yüze görüşme ile uygulandı. Ayrıca hastaların hastane bilgi yönetim sistemine kayıtlı klinik bilgileri incelendi. İnsülin pompa tedavisi alan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Metabolik kontrolün değerlendirilmesinde HbA1c düzeyi kullanıldı. Karbonhidrat sayan ve saymayan hastaların verileri karşılaştırıldı.

BULGULAR: Yaş ortalaması 13,3±2,6 yıl (10-19) olan T1DM tanılı 50 (%58 kız) adolesan çalışmaya dahil edildi. Olguların %54’ü (n=27) KH sayımı eğitimi almışken, %42’si (n=21) KH sayımı uygulamaktaydı. KH sayımı uygulayan hastaların yaş ortalaması 13,1±2,3 yıl (10-19) olup, %66,7’si(n=14) kız cinsiyette idi. KH sayımı uygulamayan grubun ise yaş ortalaması 13,5±2,7 yıl (10- 19) olup, %51,7’si(n=15) kız cinsiyette idi. İki grup arasında yaş ve cinsiyet dağılımı açısından farklılık saptanmadı (sırasıyla p=0,62, p=0,30). Ortalama diyabet süresi KH sayımı uygulayan grupta 5,2±3,5 (1-12) yıl, uygulamayan grupta 4,9±3,0 (1-12) yıl olup, gruplar arasında farklı değildi (p=0,16). KH sayımı uygulayan ve uygulamayan grup arasında günlük ara ve ara öğün sayıları ve ana öğünde tüketilen KH miktarı arasında fark saptanmazken, KH sayımı uygulayan grubun ara öğünlerde daha fazla KH tükettiği bulundu (sırasıyla p=0,40, p=0,37, p=0,50, p=0,04). Gruplar arasında besin öğeleri (et-yumurta-kurubaklagiller, süt ve süt ürünleri, ekmek ve meyve, basit karbonhidrat içeren besinler, tereyağ-zeytinyağ), hazır gıda (tost-hamburger- sandviç) ve çay-kahve tüketim sıklığı açısından anlamlı farklılık saptanmadı (p>0,05). Ortalama HbA1c düzeyi KH sayımı uygulayan grupta %8,4±1,8 (6,1-13,7), uygulamayan grupta %8,4±1,7 (6,4-14,1) olup, gruplar arasında farklı değildi (p=0,95) SONUÇ: Diyabetli bireylere besin seçiminde çeşitlilik ve esneklik sağladığı bilinen KH sayımının T1DM’li adolesanlarda özellikle ara öğünlerde tüketilen KH miktarının artmasına neden olduğunu, ancak beslenme alışkanlıkları ve metabolik kontrol üzerinde anlamlı etkisinin olmadığını saptadık. Konuyla ilgili daha geniş hasta serileri ile yapılacak çalışmalara ihtiyaç vardır.

Anahtar Kelimeler: Tip 1 Diyabet, diyet, karbonhidrat sayımı

Referanslar

Benzer Belgeler

KKTC Yataklı Tedavi Kurumları Dairesine bağlı Dr.Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi, Gazi Magosa Devlet Hastanesi, Girne Akçiçek Devlet Hastanesi ve Cengiz Topel Devlet

Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Endokrin ve Diyabet Merkezi’ne başvuran ve örneklem özelliklerine uygun olan tip 2 diyabet tanısı konulan OAD ilaç kullanan ve

Bazal insülinin sağlanması için uzun etkili insülinler kullanılırken bolus insülin ihtiyacı için hızlı etkili insülinler kullanılmaktadır.. Nadiren

Pompa kullanımı için başlangıç İKO, daha önce dört doz insülin tedavisi için kullanılan İKO'dan hesaplanabilir veya 450 rakamını günlük toplam insülin dozuna

Alpaslan Kemal Tuzcu - Gapdiab 2021 Koordinatörü Prof.. İbrahim Șahin - Gapdiab

 Nefropati için tarama testleri (idrarda albumin/kreatinin) yapılmalı (B); mikroalbuminüri veya aşikar nefropati varsa anne ve fetusta komplikasyonları önlemek için

•  Hastaların demografik verileri ile birlikte, poliklinik muayenesi sırasında bakılmış olan kızamık, kızamıkçık, kabakulak , VZV Ig G, anti Hbs, Hbs Ag, anti Hbc Ig G,

a) İhale komisyonunca bu Şartnamede belirtilen son teklif verme saatinde değerlendirmeye başlanır ve bu saate kadar kaç teklif verilmiş olduğu bir tutanakla