PORTRE FOTOĞRAFI
Portre resimlerin akademik resmin hiyerarşisi içinde alt sıralarda yer alması ve fotoğrafın bir sanat olarak sorgulanır konumu portre fotoğraflarının popülerleşmesinde etkili oldu.
Portre Resim (aristokratik, prestij kaynağı)
Portre Fotoğraf (demokratik-herkesin kolayca erişebileceği bir lüks)
Orta sınıfların kültürel ve politik görünürlüğüne katkıda bulunuyor. Tıpkı el yapımı pahalı ürünler yerine gelen ucuz sanayi devrimi ürünleri ya da kitle turizmi gibi, …
Sanatçı patronu Burjuvazi Federico da Montefeltro
Maria Theresa von Habsburg isimsiz
• Portre Fotoğraflarının Üzerinde Düşünmediğimiz Yaygınlığı!
• Portre fotoğrafları her yerde, paraların üstünde, kimliklerimizin üstünde, resmi belgelerde, okul yıllıklarında, düğün albümlerinde, aranıyor
afişlerinde…
• Portre, fiziksel benzerlik üzerine kurulan mimetik bir sanat formudur.
• Alan Sekula: Portre, burjuva benliğin törensel sunuşudur!
• Portre benliğimizi temsil ediyor ve bu temsil sanatsal uylaşımları aşarak resmi kabul görüyor.
• Yine Sekula’ya göre portrelerin iki yüzü: Saygıdeğerlik / baskı ve denetim aracı…
• Portreler, temsil ettiği krallar, devlet başkanları, diktatörler
aracılığıyla iktidar aygıtının, devletin de sembolü olarak iş görüyor.
• John Tagg: Portre fotoğraflarını modern özneyi araştırma, disipline etme ve üretme görevi gören kurumlarla ilişkilendiriyor. Okullar, fabrikalar, hastaneler, hapishaneler
• Portre Fotoğraflarının Üzerinde
Düşünmediğimiz Yaygınlığı!
• Portre fotoğrafı geliştirildiği 19. yy.
şartlarında fizyognomi ve frenoloji gibi fiziksel
özelliklerden yola çıkarak kişinin karakterini, suça yatkınlığını tahmin
etmeye çalışan sözde bilimlerin ilgi alanına giriyor.
• Bilimsel nesnellik sunan bir araç gibi kullanılıyor.
• İlk portre fotoğrafçıları, Amerikan
Mathew Brady,
FransızNadar
ve AlmanAugust Sander,
portre fotoğrafçılığını kültürel arşiv oluşturmaya yarayacak belge üretmek olarak görüyorlardı.• August Sander için bireyin tarih ve kültür iççinde nasıl
biçimlendiğini görmek, bunun üzerinde çalışmak ve belgelemek için bir araçtı. Sander’in çalışması “Zamanın Özellikleri” (1929), bir portre arşivinden oluşuyordu ve Weimar Almanyasının görsel arşivi niteliği taşıyordu ancak Hitler’in iktidara gelişiyle bu çalışma yarım kaldı.
• Sander bireyden yola çıkarak toplumun fotoğrafını çekmeyi
amaçlıyordu. Onun fotoğraflarındaki bireylerin tek başına önemi yoktu. Bu bireyler, ait oldukları toplumsal katmanı, sınıfı, meslek grubunu yansıtıyorlardı. Sander’İn fotoğraflarına verdiği isimler de bunu yansıtır: Aşçı, Asker, Genç Kadın, Burjuva, Komünist, Köylü…
• Sander’in arşivi karşılaştırma mantığıyla iş görür. Sosyal hiyerarşiyi imgeler arasındaki benzerliklerden ve farklılıklardan yola çıkarak kavrayabiliriz. Giysiler, insanların duruşları, bakışları, nesnelerin çerçeve içindeki konumları bize ipuçları verir.
• Sander’in daha sonra Naziler tarafından el konulan arşivi hem örtük bir fizyognomik mantık içerir, bireyleri sosyal tiplere indirger, bu bakımdan biraz Nazi ırkçılığı kokar, hem de sınıflı toplum yapısını ve işçi sınıfının konumunu görsel olarak sunmakla ortaya anlamlı bir sosyal harita çıkarır.
• Modernist görsel sanatların gösterilenle gösterge arasındaki ilişkiyi koparması, portre fotoğrafının mimetik (taklide dayalı) özelliğini arka plana atar.
• Özellikle Kübizm! Picasso’nun kübist portreleri tanınırlığı ortadan kaldırarak sadece portre edilen yüzün bir takım özelliklerini tuale yansıtır.
Pablo Picasso
Portrait of Dora Mar Portrait of Jacqueline de Face, II, January 15, 1962 .
• 1920’lerde portre fotoğrafçılığının deneysel boyutları zorlanır. Man Ray Avangard sanatçıların portrelerini çeker. Bu fotoğrafta Marcel Duchamp’ı, feminen alteregosu Rrose Sélavy olarak görürüz (1923-24). Man ray: Florence Henri... Sürrealist Claude Cahun’un özportreleri…
• 20. yy ve sonrasında portre fotoğrafı, sanat fotoğrafının bir kolu olarak da karşımıza çıkar. Nan Goldin Ballad of Sexual Dependency (1986)’da New York’un yer altı kültürünü ele alır. Uyuşturucu
bağımlılarını, gayleri, toplumun marjinal kesimlerini fotoğraflar.
Nan Goldin Ballad of Sexual Dependency (1986)
• Cindy Sherman’ın 80 sonu 90 başlarındaki self-portrait çalışmaları
• Lorna Simpson’un yüze odaklanmayı reddeden “anti-portreleri”
Alman fotoğrafçı Thomas Ruff’un son derece ayrıntılı, gerçek
hayattan daha büyük, hiper-gerçekçi
portreleri
Moda fotoğrafçısı Richard Avedon’un ticari işlerinden ayrı tuttuğu ancak moda fotoğrafının etkilerini taşıyan çalışmaları sanat fotoğrafı olarak portre fotoğrafçılığının çağdaş örneklerinden sadece birkaçıdır.
• Moda fotoğrafı, Portre Fotoğrafçılığının kendini en sık gösterdiği alanlardandır. Tüketici için cazibesine karşı konulmaz bir ideal dünyayı hedefler. Moda fotoğrafının nesneleri kusursuz olmalıdır!
Helmut Newton
• Yousuf Karsh, portre fotoğrafıyla moda fotoğrafının kesişiminde yer alan en önemli fotoğrafçılardan biridir.
• 1908’de, Mardin’de Ermeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Yousuf Karsh, yaşamı boyunca ünlülerin, sanatçıların, devlet adamlarının, bilim adamlarının portre
fotoğraflarını çeker.
• Mardin’i Ermeni olduğu için terk etmek zorunda kalır. Fotoğrafçı
amcası onu Kanada’ya götürür. Karsh, eğitim almadan, bir zanaatkar olarak fotoğrafa atılır.
• Özellikle devlet adamları portreleri Rönesansa kadar uzanan burjuva
portre resim geleneğinin kodlarını takip eder. Yapay ışıkla çalışır ve ışığı, konusunu fondan ayırmak, vurgu yapmak amacıyla kullanır.
• Fotoğraflardaki mizansenin
tamamen kendi kontrolü altında olmasına özen gösterir. Mekan ve kostüm seçimine, ellerin nerede duracağına, yüzün nereye yöneleceğine kendisi karar verir. Büyük bir titizlikle çalışan Karsh, iktidar sahibi ya da iktidara yakın insanların arasına kabul edilmek ve saygınlık kazanmak için olsa gerek, çalışırken en az
müşterilerinki kadar pahalı
kostümler, değerli taşlardan kol düğmeleri, kürk mantolar gibi gösterişli bir kılığa bürünür.
• Portrelerinde güç, azamet, iktidar, zeka, yaratıcılık, güzellik gibi
‘müşterilerine’ atfettiği değerleri vurgulamaya özen gösterir. Yazar ve sanatçı portrelerinde ise daha serbest bir biçem izler. (Rubinstein, Helen Keller, Malroux, Steinbeck, Hemingway portreleri)
• Ünlü portrelerinin dışında nadiren ünlü olmayan insanlarla çalışmıştır.
Karsh’ın fabrika işçileri veya çiftçileri çektiği fotoğraflarda da yoğun bir idealleştirme fark edilir. Örneğin bir otomobil fabrikasında boya yapan işçileri ameliyat yapan operatör doktorlara benzetir, çelik fabrikası işçileri için aristokratik bir ruha sahip olduklarını söyler. Bu halleriyle Karsh’ın işçi fotoğrafları, sözgelimi Ansel Adams’ın ya da Salgado’nun gerçekçi fotoğraflarından oldukça uzaktır.
• Karsh’ın asıl ün kazanmasını sağlayan fotoğrafı Winston Churchill portresidir. Dünya fotoğraf tarihinin en çok çoğaltılan fotoğraflarından biri olan Karsh’ın Churchill portresi, fotoğrafçının
dünyaca tanınmasına yol açar.
• Karsh’ın Churchill’in fotoğrafını çekerken
deklanşöre basmadan hemen önce, Churchill’in ağzından purosunu çekip almış, bu sayede, memesi alınmış
çocuğa benzetilen spontane bir ifade yakalamıştır.