• Sonuç bulunamadı

Sprague-dawley sıçanlarında sol renal ven daralma derecesinin adolesan varikoseli gelişimi üzerine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sprague-dawley sıçanlarında sol renal ven daralma derecesinin adolesan varikoseli gelişimi üzerine etkisi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Varikosel yüksek prevalans ve fertiliteyle ilişkisinin he- nüz net olmaması nedeniyle en ilginç ve tartışmalı konu- lardan birisidir. Pubertal erkeklerde sol tarafta %90 baskın olmak üzere yaklaşık %15 oranında görülebilir. Büyük bir çalışmada yetişkin varikoselli hastaların %25.4’ünde ferti- lite problemi olduğu saptanmıştır. Adolesan varikoselin- de ileride gelişebilecek fertilite problemleri sebebiyle, bu hastalığın patofizyolojisinin tam olarak anlaşılması gerek- mektedir. İnsan çalışmalarında geliştirilen pek çok teorinin hayvan modellerinde test edilmesi gerekir. Bu çalışmada;

insanla anatomik benzerliklerinin fazla olması ve maliye- tinin düşük olması nedeniyle sıçanlar kullanılmıştır. Sıçan- larda sol pampiniform plexus, son renal vene dökülür, in- sanlardan farklı olarak %90 irregüler kollaterallere sahiptir.

Bundan önce yetişkin sıçanlar üzerinde yapılmış benzer ça- lışmalarda sol venin daralma derecesi için birbirinden farklı değerler elde edilmiştir. Bu farklılıklar çalışmaların güveni- lirliğini azaltmıştır. Bu çalışma; Sprague-Dawley sıçanları kullanılarak sol renal venin farklı derecelerde daraltılmasıy- la varikosel gelişimini inceleyen ilk randomize çalışmadır.

Çalışma için 7 haftalık 230–255 gr ağırlığında 50 adet patolojisi bulunmayan sıçan seçilmiş, sıçanlar 5 ayrı gru- ba 10’ar adet olmak üzere bilgisayar ortamında randomi- ze edilmiştir. Sıçanlara 0.5, 0.6, 0.7, 0.8 mm çaplı iğneler kullanılarak sol renal vene parsiyel ligasyon uygulanmış, gruplar sırasıyla 1–4 arası numaralandırılmıştır (deney grubu). Beşinci grup sıçanlara laparotomi yapılmış ancak ven ligate edilmemiştir. Operasyon sırasında grup 1 ve 3 ten birer tane sıçan kanama nedeniyle kaybedilmiştir.

Her sıçana %3’lük sodyum fenobarbital kullanılarak int- raperitoenal enjeksiyon ile anestezi uygunlanmış, orta hat insizyon ile inferior vena cava, sol renal ven, deneysel sol varikosel veni ve kollateralleri tespit edilmiştir. Sol renal ven çevre dokulardan disseke edilmiş, adrenal ve sperma- tik venin bağlanma yerinin medialinden 4/0 ipek dikiş ile

renal vende daralma meydana getirilmiştir. Ek olarak kol- lateraller tamamen kapatılmış, 3/0 ipek dikiş ile abdomen çift kat kapatılmıştır. Otuz gün sonra tüm sıçanlara tekrar laparotomi yapılarak sol nefrektomi yapılmış ve sol böb- rekteki makroskopik, mikroskopik patolojik değişiklikler tespit edilmiştir. Tüm sıçanların cerrahi öncesinde ve cer- rahiden 30 gün sonra sol spermatik ven boyutu mikroskop altında ölçülmüş. Sol böbrekte patoloji olmadan panpini- form plexusun kayda değer dilatasyonu ve sol spermaktik ven çapında 1 mm’den fazla genişleme başarılı varikosel oluşumu olarak kabul edilmiştir.

Operasyondan sonra sol böbrekler incelendiğinde;

grup 1’de 7, grup 2’de 6, grup 3’de 2 böbrekte atrofi ve patolojik değişiklikler saptanmıştır. Grup 4 ve 5 deki sıçan- larda sol böbrekte atrofi veya patolojik değişiklik gözlen- memiştir. Grup 4’te 10 sıçanda da varikosel gelişimi göz- lenmiş olup diğer üç grupta atrofik böbrek gelişen sıçanlar çıkarıldığında varikosel gelişme oranları benzer bulun- muştur. Grup 5 te ise hiçbir sıçanda varikosel gözlenme- miştir. Grup 3 ve 4 teki sıçanlarda sol spermatik ven çapı başlangıç ve post operatif olarak karşılaştırıldığında her iki grupta anlamlı fark bulunmuştur. Grup 5’te ise anlamlı fark saptanmamıştır. Grup 3 ve 4 operasyon öncesi ve sonrası çaplar karşılaştırıldığında anlamlı fark bulunmamıştır.

Sonuç olarak, adolesan varikoseli gelişimi için sol renal venin uygun ölçüde daraltılması kritik bir öneme sahiptir.

Sol renal veni daraltmak için 0,8mm çaplı iğne adölosan sıçan modelinde daha uygun olabilir. Bu çalışma baz alına- rak, gelecekte adölosan varikosel patofizyolojisini ortaya koyacak yeni çalışmalar yapılabilir.

Çeviri

Dr. Mustafa Karabıçak, Doç. Dr. Zafer Kozacıoğlu SBÜ İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Üroloji Kliniği

Sprague-dawley sıçanlarında sol renal ven daralma derecesinin adolesan varikoseli gelişimi üzerine etkisi

Yao B., Zhou WL., Han DY, et al

Asian Journal of Andrology (2016) 18, 471–4.

ERKEK ÜREME SAĞLIĞI

Androloji Bülteni 2016; 18(66): 197

Güncel Makale Özeti

197

Referanslar

Benzer Belgeler

Üçüncü derece sol varikoseli olan üç çocukta sol skrotal ağrı yakınma- sı vardı ve bu çalışmada varikosel saptanan hiçbir olgu muayene olmak için daha

Adölesan varikosel ve tedavisinde Sılay ve ark.’nın yayımla- dığı son güncel derlemede randomize kontrollü çalışmala- rın sonucuna göre varikoselektomi sonrası

[2,7] Varikosel etkisi ile oluşan genetik olarak Heat-shock protein (HSP) ekspresyonundaki azalma da hiperterminin testiküler doku üzerine olası etkisinde önemli rol oyna-

Yine benzer şekilde operasyon öncesi sperm konsantrasyonu, total sperm sayısı ve total motil sperm sayısının istatistiksel olarak anlamlı prediktör faktörler olduğu

Varikoselektominin bir komplikasyonu olarak saptanabi- lecek olan rekürren varikosel tedavisinde uygulanacak re- do-varikoselektomi yöntemleri ile ilgili yeterli sayıda

Varikosel tanısı için kullanılan görüntüleme yöntemleri venografi, termografi, sintigrafi, bilgisayarlı tomografi ve difüzyon ağırlıklı manye- tik rezonans

NMCV yapılan hastaların operasyon öncesi ve sonrası semen parametreleri değerlendirildiğinde ise volüm, konsantrasyon ve morfoloji açısından anlamlı bir fark olmadığı,

IVF/ICSI ile testiküler sperm ekstraksiyonu (TESE) yapılan azoospermili erkekleri değerlendiren iki makalenin hiçbirinde, cerrahi geçiren ve tedavi edilmemiş varikosel