• Sonuç bulunamadı

Prostat kanseri nedeniyle yapılan prostatektomi sonrası erektil disfonksiyonun önlenmesinde düşük doz takrolimus kullanımı ve hipomagnezemi ile olan ilişkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Prostat kanseri nedeniyle yapılan prostatektomi sonrası erektil disfonksiyonun önlenmesinde düşük doz takrolimus kullanımı ve hipomagnezemi ile olan ilişkisi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Prostat kanseri nedeniyle yapılan prostatektomi sonrası erektil disfonksiyonun önlenmesinde düşük doz takrolimus kullanımı ve hipomagnezemi ile olan ilişkisi

Siklosporin ve takrolimus gibi kalsinörin inhibitörlerinin kullanımına bağlı olarak hipomagnezemi ve üriner mag- nezyum tükenmesi oldukça iyi bilinmektedir. Bu ilaçlar TRPM6 (transient reseptör potansiyel melatonin) ilişkili kalsiyum girişini engellemektedir. Takrolimus (FK506), FKBP12 aracılığı ile kalsinörini inhibe eder. T hücrelerin- de bu durum immünosupresyonla sonuçlanır. Vücut total magnezyumunun yaklaşık %99’u kemik, kas ve kas içer- meyen yumuşak dokularda lokalizedir. Magnezyumun büyük çoğunluğu ince barsaktan pasif difüzyonla olur.

TRPM6 ve TRPM7 kanal kinazları olup barsak ve böbrek- teki aktif hücrelerarası transportta rol alırlar. Serum mag- nezyum homeostazisi temel olarak üriner ekskresyonla sağlanmaktadır. Total plazma magnezyumunun yaklaşık

%80’i glomerüllerden filtre edilirken %15–25’i proksimal tübülden pasif olarak geri emilmektedir. Bundan başka

%5-10’u distal tübülden geri emilmektedir.

Prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen kanser ve ikinci en sık ölüme neden olan kanser olduğu bilinmek- tedir. ABD’de her yıl yaklaşık 50000 erkek prostat kanse- rine bağlı olarak radikal prostatektomi operasyonu geçir- mektedir. Radikal prostatektomi sonrası kavernozal sinir hasarına bağlı olarak ED sık görülen bir komplikasyondur.

Her ne kadar sinir koruyucu tekniklerle ED oranı azaltıl- mış olsa da bu tekniklere rağmen %20–60 oranında ED görülebilmektedir. Cerrahi sonrası ED’yi en aza indirebil- mek için çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Nöromodülatör yöntemlerle nörorejenerasyon sağlanmaya çalışılmıştır.

Kavernozal hasar oluşturularak radikal prostatektomi son- rası hasarı öngörmede kabul edilen hayvan modelinde takrolimusun nöroprotektif ve nörorejeneratif özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir. Sunulan bu çalışmada prostat kanseri nedeniyle 6 farklı merkezde iki taraflı sinir koru- yucu radikal prostatektomi operasyonu geçiren 65 yaş ve üzeri, operasyon öncesi serum kreatinin değeri 1.4 mg/

dL ve altı olan olgular plasebo grubuyla karşılaştırılmıştır.

Olgular 6 ay boyunca alınan takrolimus tedavisi sonrası 2 yıl takip edilmişlerdir. Takiplerde serum kreatinin, glu- koz, potasyum ve magnezyum düzeyleri kontrol edilmiş- tir. Olgulara 2 mg takrolimus operasyondan 7 gün önce verilmeye başlanmıştır. Operasyon sabahı ve sonrasında 24-36 saat içinde alınan takrolimus hastaneden taburcu edildikten sonra 3 mg/güne çıkarılmıştır. Buna göre 59 olgu takrolimus alan ve 65 olguda plasebo grubuna ran- domize edilmiştir. İki grubun yaş ortalamaları 54.6±6.2 yıl olup istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. Aynı şekilde iki grup arasında boy, ağırlık ve vücut kitle indek- si arasında da anlamlı fark saptanmamıştır. Başlangıç IIEF skorları iki grup için 29±2 olarak saptanırken takiplerde takrolimus ve plasebo alan gruplarda sırasıyla 17±11 ve 20±10 olarak saptanmıştır (p=0.2). Yan etkiler, takrolimus alanlarda %35.6 plaseboda ise %20 olarak tespit edilmiş- tir. Takiplerde gruplar arasında vücut ağırlığı, sistolik ve diastolik kan basıncı, serum kreatinin ve kreatinin klerensi arasında fark saptanmamıştır. Başlangıç serum potasyum seviyeleri arasında da anlamlı fark saptanmamıştır. Ancak, takiplerde takrolimus grubunda %11.9 plaseboda ise %1.6 (p=0.028) oranlarında serum potasyumu >5.5 mEq/L ola- rak saptanmıştır. İlk hafta değerlendirmeleri onucu orta- lama ve median serum magnezyum seviyeleri takrolimus grubunda plaseboya göre anlamlı olacak şekilde daha düşük saptanmıştır. İlk hafta takrolimus grubunda %10.9 oranında nagnezyum seviyeleri normal olarak saptan- mıştır. Bu farklılıklar 6. aya kadar sürdürülmüştür. Ancak, magnezyum seviyelerinin ortalama ve median değer- lerinin 1.8–3.0 mg/dL olan normal aralıkta olduğunu da hatırlatmak gerekmektedir. Takiplerde 6. aydan itibaren takrolimus grubunda en azından bir ölçümün <1.8 mg/

dL’nin altında olduğu olgular takrolimus grubunda %42.4, plaseboda ise %6.3 olarak hesaplanmıştır.

Böbrek ve karaciğer transplant çalışmalarında takroli- mus tedavisi sonrası %16–48 oranlarında hipomagneze-

ERKEK CİNSEL SAĞLIĞI

Androloji Bülteni 2016; 18(67): 228–229

Güncel Makale Özeti

228

First MR, Henning AK, Fitzsimmons WE.

Pharmacol Rep. 2016 Jul 30;68(6):1154–1158.

(2)

Güncel Makale Özeti

ERKEK CİNSEL SAĞLIĞI

mi gösterilmiştir. Böbrek transplant çalışmalarında her ne kadar diüretik kullanımının da magmezyum düşüklüğün- deki etkisi sözkonusu olsa da takrolimus kullanımına bağlı olarak olguların %43’üne magnezyum tedavi gerekmiştir.

Sunulan bu çalışmada ise magnezyum tedavisine gerek kalmamıştır. Serum magnezyum seviyeleri takrolimus tedavisiyle ters korelasyon göstermiştir. Kalsinörin inhibi-

törlerine bağlı olarak transplant sonrası diabetes mellitus oldukça iyi bilinen bir komplikasyondur. Bu çalışmada pla- seboya göre tedavi kolunda orta derecede glukoz yüksel- mesi saptanmıştır.

Çeviri

Prof. Dr. Fikret Erdemir

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji AD

229

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmamızda, sıçanların hematoksilen-eozin x100 ve x400 büyütmedeki ışık mikroskopisi incelemelerin- de; çıkan, arkus ve inen aort arterlerinin intima ve media

For three types of concretes (30 percent WWA – 70 percent Fly ash Geo-polymer concrete, Fly ash Geo-polymer concrete, and Reinforced Cement Concrete), the mathematical formula for the

In 2014, WHO published world suicide report in order to increase the public awareness on suicide and to make suicide prevention a higher priority on the global public health

Toplam on ayrı türküde geçen “anne” den sonra “baba” da sıkça kullanılan bir akraba adı olarak yer almıştır.. Genellikle Kastamonu türkülerinde “analar”

ḳaŋım türk bilge ḳaġan olurtuḳ ında türk amtı begler kisre tarduş begler kül çor başlayu ulayu şadpıt begler öŋre tölis begler apa tarḳa(n) (14) başlayu

İnkübasyondan sonraki 1 haftalık dönemde uygulanan Best’s Carmin yöntemine karşı üropigi bezinin glikojen içeren bölgesinde bulunan hücrelerde ve yağ bölgesinde

Yaş grupları arasında PCS, SVİ, LNİ, biyokimyasal relaps (BCR) oranları ve serum PSA düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (Tablo 2)... Yaş

Bu analizde bilateral sinir koruyucu (BNS) cerrahide her iki sinir için skor 1 veya 2 olarak, tek taraflı sinir rezeksiyonunda rezeke edilen sinir için kabul edilen skor 3 veya