• Sonuç bulunamadı

Ekonomide 2001 krizinden sonra ya

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ekonomide 2001 krizinden sonra ya"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ekonomide 2001 krizinden sonra yaşanan değişim, önümüzdeki seçimlerde ortaya çıkabilecek muhtemel siyasal tabloya dair öncü göstergeler sunuyor. Özellikle tarımsal çözülmenin sonuçları, göç ve sosyo ekonomik gelişmişlik ligindeki keskin kırılmalar sandıktan çıkacak sonucu belirleyecek gibi.

Kırsal kesimin uzun yıllar belli siyasal hareketlerde yoğunlaşan oyları son üç seçimdir oynak bir hal aldı. Üstelik tarımsal çözülme ve göç nedeniyle iş gücündeki azalma vb. nedenlerle kırsal kesimin siyasal tabloyu belirleyen eski ağırlığı da büyük oranda kayboluyor. Buna karşın kentlerde orta ve orta alt kesimlerin siyasi belirleyiciliğinde dikkate değer bir yükselme söz konusu. 2002 seçimi bunun işaretini vermişti. Ekonomideki değişimden en hızlı ve şiddetli etkilenen bu kesimin 22 Temmuz'da bu kez gerçekten ağırlığını koyacağını söylemek mümkün.

Tarımsal çözülme oyları oynak hale getirdi

Türkiye'de art arda yaşanan krizler sonrasında büyümede belli bir istikrarın yakalanması, yatırımlardaki artış hızı, enflasyon ve işsizlik oranlarında genel olarak yaşanan gerileme mevcut iktidarın lehine olumlu bir tablo çiziyor. Ne var ki, tek tek illerin sosyo ekonomik gelişmişlik düzeyleri, milli gelirden aldıkları pay, göç ve tarımsal çözülme gibi ana dinamikler sandıktan çıkacak siyasi desenin niteliği konusunda ilginç verilere işaret ediyor. Örneğin; şiddetli krizlerin yaşandığı yıllarda milli gelirden aldıkları pay sürekli gerileyen Orta Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri’ndeki çoğu ilin oy tercihi hızlı bir değişim gösterdi. 1995 seçimlerinde bu bölgelerde ANAP ve DYP ön plana çıkarken, 1999’da DSP ve MHP, 2002’de ise AK Parti’ye yoğunlaşan oylar dikkati çekici.

Bu değişimde illerin sosyo ekonomik gelişmişlik durumları da kuşkusuz belirleyici. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 1999 verilerine göre, Türkiye’de iller bazında kişi başına düşen gayrı safi milli hasıla ortalama 2847

dolarken, 2001 krizinden sonra 2146 dolara kadar geriledi. Yine 1999 hesaplamaları dikkate alındığında 1000 doların altında kişi başına gelire sahip sadece 4 il bulunurken, 2001'de bu illerin sayısı 14’e çıktı. Üstelik 1999’da 4 ilin tamamı bölgesel eşitsizliğin ve siyasi gerilimin yaşandığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeyken, 2001 sonrasında özellikle Orta Anadolu Bölgesi’nden illerin de kişi başına düşen gelirde 1000 doların altına inmesi dikkate değer bir olgu. Nitekim, 1999 seçimlerinde bu illerde ilk üç sırayı paylaşan MHP, DSP ve ANAP’ın 2002’de ciddi bir oy kaybı ile Meclis dışına düşmesi, ekonomideki kırılmanın oy haritasına yansımasının çarpıcı bir örneğiydi.

İç Anadolu ve Karadeniz sürpriz tercihlere açık

Aynı şekilde Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) 1996 ve 2003 yıllarına ait eğitim, alt yapı, sağlık gibi faktörleri içeren Gelişmişlik Endeksi’ne göre gerileyen illerin çoğunluğu kırsal olarak nitelendirilen Orta Anadolu’da yer alıyor. Bu bölgelerde tarımsal çözülme de önümüzdeki seçimde oy desenini etkileyecek dinamiklerin başında geliyor.

Örneğin; Karadeniz’de çay ve fındık üreticilerine her iktidara geldiğinde yoğun sübvansiyon sağlayan, birlikleri destekleyen ANAP’ın kan kaybı ilginç. Bu illerin tamamında 2002’de AK Parti birinci çıktı. Ancak gelişmişlik endeksinde Karadeniz illerinin sıçrama gösterememesi, işsizliğin hala yüksek olması ve en önemlisi fındık ve çaya verilen taban fiyata dair memnuniyetsizlikler dikkate alındığında AK Parti’nin de ANAP kadar sert olmasa da düşüş yaşayacağını söylemek abartı olmaz.

Ülke geneli dikkate alındığında sosyo ekonomik gelişmişlik sıralamasında 1996-2003 yılı kıyaslandığında 50 ilin durumu kötüleşirken, sadece 30 il gelişmişlik endeksinde pozitif not alabildi. 40 ilde işsizlik oranları önceki yıla göre artış gösterirken, aralarında gelişmiş illerin yer aldığı 41 ilde de düşüş yaşandı. Bu durum istikrara kavuşan

büyümenin tek tek illere aynı istikrarda yansımadığına işaret ediyor. Dolayısıyla gelişmişlik liginde düşüş yaşayan ve 2001 krizinde de büyük zarar gören illerde AK Parti’nin oy kaybı yaşaması ihtimali hiçte uzak değil.

Kent yoksulları seçime damgasını vurabilir

Türkiye’de seçimi etkileyen bir başka önemli faktör de elbette iç göç. Tarımsal çözülme ve özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki siyasi gerilimler nedeniyle yoğun göç alan illerdeki oy skalası dikkat çekici bir

kutuplaşmayı da beraberinde getiriyor. Son iki seçimdeki oy dağılımına bakıldığında, Doğu ve Güneydoğu’dan kıyı kentlerine ve iç bölgelere doğru yaşanan yoğun göçün etnik motifleri ön plana çıkaran partilerde ilginç bir denge ortaya çıkartmış durumda. Yoğun göç almış kentlerde MHP, DEHAP ve Genç Parti’nin oyları, bu siyasetlerin

(2)

söylemleri ve hareket alanları dikkate alındığında önemli bir orana tekabül ediyor.

Ekonomideki değişim, önümüzdeki seçimlerde sandığın rengini kentlerdeki orta ve orta alt tabakaların belirleyeceğine dair güçlü işaretler sunuyor. 2002 seçimleri, bir anlamda 2001’de ciddi bir erozyona uğrayan orta sınıfın tepkisel bir ifadesi olarak da görülebilir. TÜİK verilerine göre 1999’da kişi başına milli geliri 1000-2000 dolar arasında 26 il yer alıyordu. Krizden sonra ise bu sayı 40’a çıktı. Orta Anadolu ve Karadeniz’de yoğunlaşan bu illerde AK Parti’nin aldığı oy oranı yüzde 38,47’yi buldu. Bu illerin 37’sinde AK Parti seçimden birinci çıktı. Benzer şekilde illerin çeşitli sosyal düzeylere göre kategorilendirildiği gelişmişlik endeksi sıralamasında İstanbul, Ankara, İzmir ve Kocaeli başı çekiyor. 10 yıl öncesi ile karşılaştırıldığında, 31 ilin sosyo ekonomik gelişimi olumlu seyrederken, aralarında gelişmiş illerin de bulunduğu 50 ilin göstergesi olumsuz yönde.

Tek tek kentlerdeki ekonomik sorunlar ise oy peşindeki siyasi partilere bir mesaj niteliğinde. Son açıklanan işsizlik verilerine göre, kentlerdeki işsizlik oranı yüzde 13, kırda ise yüzde 8,8. Yani kırsal çözülme kentlere göçen işsiz yoksulların sayısını artırdı.

Gelir dağılımına bakıldığında da kent yoksullarına dair bir başka tablo ortaya çıkıyor. TÜİK'in 2005 yılı gelir dağılımı araştırmasına göre, en yoksul yüzde 20'lik dilim ile en zengin yüzde 20'lik dilim arasındaki fark, 7.7 kattan 7.3'e düştü. Ne var ki bu düşüş yoksulluğun azalmasından değil, orta üst kesimlerdeki gelir artışından kaynaklandı. çünkü yüzde 20'lik dilimler halinde incelendiğinde zengin-yoksul farkı 7.3 kat iken, yüzde 10'luk dilimlerde bu fark 13'e, yüzde 5'lik dilimlerde ise 23.5'e kadar çıkıyor. Dolayısıyla gelir pramidindeki 3-4 dilimde ciddi bir bozulma yaşanıyor. Tüm etkenler düşünüldüğünde kentli yoksulların sandığa iradesinin bu seçimde ciddi bir ağırlıkla yansımasını beklemek gerekir.

20/05/2007

Referanslar

Benzer Belgeler

SİNCİK KAMU HİZMETLERİ TUT SOSYAL İÇERME ÇELİKHAN EĞİTİM KİLİS SAĞLIK ELBEYLİ SOSYAL YAŞAM MUSABEYLİ TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ POLATELİ EĞİTİM GAZİANTEP

 1990 yılında Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından, sağlık sektörü ile ilgili bir temel plan hazırlatılmıştır, Sağlık Bakanlığı ve Devlet Planlama

On Bin Kişiye Düşen Hekim Sayısı: Sağlık Bakanlığı tarafından yıllık üretilen bu değişken 2014 yılına ilişkin olup on binde kişi sayısı olarak

- İşsizlik Oranı: TÜİK tarafından yıllık ve çeyrek dönemlik olarak üretilen bu gösterge 2010 yılına ilişkin olup, yüzde olarak ifade edilmekte ve işsizlik oranı

Çankırı’da bulunan 12 ilçenin hesaplanan sosyal, ekonomik ve genel endeks değerleri Tablo 5 ile incelenirse Çankırı Merkez İlçe, ekonomik, sosyal ve paralel

Üniversite bitirenlerin 25+yaş nüfusa oranı 15,45 10.000 kişi başına düşen uzman hekim sayısı 7 SGK’ya kayıtlı toplam işyeri sayısı 21.401.. Faal mükellef

TCMB Beklenti Anketi - 2017 yıl sonu enflasyon beklentisi Şubat ayında %8.87 seviyesinde gerçekleşti..  Yılsonu bankalar arası ABD$ kuru beklentisi Şubat ayında 3.88

752. Şehirlerde hizmet standardını yükseltecek yatırım ve politikalara daha fazla ağırlık verilecektir. Şehirlerde konut, arsa üretimi, ulaşım ve altyapı