• Sonuç bulunamadı

II Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi –

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "II Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi –"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print) Volume 6 Issue 5, p. 193-218, September 2014

JHS

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi –II

The Impact of Developments in Syria on the Southern Front and Its Significance for the Ankara Government during Turkish War of Independence-II

Doç. Dr. Sadiye Tutsak Uşak Üniversitesi - Uşak

Öz: Bu çalışmada Milli Mücadele yıllarında Suriye’de meydana gelen gelişmelerin Güney cephesini nasıl etkilediği ve Ankara Hükümeti’nin Suriye’deki bu gelişmeler karşısında nasıl bir siyaset izlediği incelenmektedir. Makale izlenen bu siyasetin sonucu olarak hem Anadolu’nun güney illerinin Fransız işgalinden kurtarıldığını hem de Suriyeli Arapların Fransız mandası yerine Türk mandası isteyecek konuma geldiklerini tespit etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Anadolu, Fransa, Suriye, Mandater, Ankara Hükümeti

Abstract: This study examines the impact of political developments in Syria on the southern front of Turkish Independence War along with the Ankara government’s policy on Syria. The article presents that the Ankara government’s policy on Syria not only helped to save southeastern Anatolian cities from French invasion but also brought Syrian Arabs in a position to seek a Turkish mandate instead of the French one.

Keywords: Anatolia, Turkey, France, Syria, Mandate, Ankara Government

2. Güney Cephesinde Türk-Fransız Anlaşmazlığı

Mondros Mütarekesi hükümlerine istinaden Ġtilaf Devletleri donanması 13 Kasım 1918 tarihinde Ġstanbul önlerine demir attı. Ġtilaf kuvvetlerinin Ġstanbul’da nüfuzunun arttığı bu sıralarda Fransızların Ġskenderun’a iĢgal etmek için girmesi Mustafa Kemal PaĢa’nın Suriye- Kilikya sınırı konusunda gösterdiği hassasiyetin sebebini daha iyi açıklamaktadır. Mustafa Kemal PaĢa’yı tedirgin eden Fransa’nın Ġskenderun’a girmesi, Ġngiltere ile güneyde yeni bir rekabeti de baĢlattı. Fransızlar, 1918 yılı sonunda Antakya’yı ve Pozantı’ya kadar Adana’yı iĢgal etmeye giriĢti.1 Bu iĢgalin ardından 1919 yılı Nisan ayında Ġstanbul’dan Antakya’ya gelen Abdurrahman Melek, çok karıĢık bir ortamda bulunan burada çetecilik, diğer bir deyiĢle Kuva-yı Milliyeyi faaliyetlerinin emekli YüzbaĢı Asım Bey tarafından idare edildiğine tanık oldu. Melek’in ifadesiyle, YüzbaĢı Asım Bey’in idaresindeki bu çeteler dağdan Ģehre silâhlarla kurĢun sıkıyor, Ģehirlerdeki kıĢladan Fransız askerleri ise makineli tüfek ve toplarla karĢılık veriyorlardı. Silahlı çatıĢma nedeniyle Ģehir içinde ve dıĢında bir otorite kalmamıĢtı.2 Bu gergin çatıĢma içinde dağdan Ģehre inen çeteler, sokaklarda Fransız devriyeleri ile karĢılaĢtıklarında, silâhlı çarpıĢmalar yaĢanıyordu. Fransız askerleri istedikleri kimseleri Ģehrin

Bu makale, History Studies, Volume 6, Issue 4, July 2014’de yayınlanan“Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki GeliĢmelerin Güney Cephesine Etkisi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi –I”in devamıdır.

1 Ali Fuat Cebesoy, Bilinmeyen Hatıralar, Kuva-yı Milliyenin İçyüzü, Haz: Osman Selim Kocahanoğlu, Temel Yayınları, Ġstanbul 2011, s. 4-5; Ali Ġhsan Sâbis, İstiklâl Harbi ve Gizli Cihetleri, C.5, Nehir Yayınları, Ġstanbul, s.31-32; Justin McCarty, Ölüm ve Sürgün, Ġnkılâp Yayınları, Ġstanbul 1998, s. 232.

2 Abdurrahman Melek, Hatay Nasıl Kurtuldu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1991, s.3. Antakya civarında Emir Faysal lehine çetecilik faaliyeti gösteren kiĢi Asım Bey idi.

(2)

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

JHS 194

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

herhangi bir semtinden sürükleyerek kıĢlaya götürüyor, hapis ve iĢkence ediyorlar, çeteler de istedikleri kimseleri yakalayarak dağa kaldırıyorlardı.3 ÇatıĢmalarda atılan mermilerden ya da serseri kurĢunlardan yaralananlar, ölenler olduğu gibi zarar gören Türk evleri de vardı.

YaĢanılan hadiselerden dolayı iĢgalci kuvvetler, Türklerden çekindikleri için Ģehir dıĢına ancak askerî birlikler halinde çıkabiliyorlardı.4

Fransızlar, 1919 yılı ġubat ayında Adana’da belediye, polis, jandarma ve adliyeyi kontrolü altına aldılar.5 Bu esnada Ġngilizler ise MaraĢ, Antep ve Urfa tarafını iĢgal etmek niyetinde idi.6 Musul’u ele geçirmek isteyen Ġngilizlerin amacı, aslında buraları iĢgal ederek Fransızlara karĢı elini güçlendirmekti.7 27 Aralık 1918 tarihinde Halep’ten Kilis’e gelen Ġngiliz kuvvetleri 1 Ocak 1919’da Antep’i, 3 Ocak’ta Carablus’u, 22 ġubat 1919’da MaraĢ’ı iĢgal ettiler.8 Urfa, 20 Mart 1919’da Ġngilizler tarafından abluka altına alındı9 ve 24 Mart 1919’da ise iĢgale maruz kaldı.10 Ġngilizler, 15 Eylül 1919 tarihinde Fransızlarla Suriye Ġtilafnamesi’ni imzaladılar.11 Bu itilafname gereğince Ġngilizler diğer yerlerle birlikte MaraĢ, Urfa ve Antep’i 1 Kasım 1919 tarihinde Fransızlara terk ettiler.12 Anadolu halkı bu duruma tepki göstermek için Mardin’de mitingler yaptı, protesto telgrafları çektiler.13 Ayrıca, merkezi Sivas’ta olan Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti Reisi Melek ReĢit ile cemiyetin katibi ġefika Kemal Hanımlar, Dersaadet, Ġngiltere, Fransa, Amerika ve Ġtalya siyasi temsilciliklerine çektikleri telgraflarda, Fransızların halka hitaben yazıp dağıttıkları beyannamenin suretini derc etmiĢlerdi. Halka nasıl zulm edileceğini açıklayan bu beyannameye dair protesto telgrafları, 24 Aralık 1918 tarihinde çekildi.14

Musul-ġam-Halep üçgenin kuzeyini kendi nüfuz sahası olarak belirleyen Fransa’nın ihtiyaç duyduğu pamuk Anadolu’nun güneyinde fazlasıyla üretiliyordu. Bu sahadaki pamuk istihsali Fransızların MaraĢ Antep ve Urfa’yı iĢgal etme iĢtahını kabartıyordu. Beyrut’ta bulunan Fransız Yüksek Komiserliği çalıĢanı Ziraat Mühendisi Achort, 1919 yılında Kilikya’yı dolaĢtıktan sonra tuttuğu raporunda; Fransa’nın pamuk ihtiyacını rahat karĢılayacak olan bu

3 Melek, age, s.3.

4 Age, s.3.

5 İstiklâl, 21 ġubat 1335/21 ġubat 1919.

6 Sâbis, age, C.5, s. 35.

7 YaĢar Akbıyık, Millî Mücadelede Güney Cephesi (Maraş), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1990, s. 8-9.

8 Adnan Sofuoğlu- Adil Dağıstan, İşgalden Katılıma Hatay, Phoenix Yayınevi, Ankara 2008, s. 9; Akbıyık, age, s.

11-12.

9 Ankara Üniversitesi Türk Ġnkılap Tarihi ArĢivi (TĠTE ArĢivi), K (Kutu)25 Gömlek (G)30 Belge (B)30001.

10 Sofuoğlu- Dağıstan, age, s. 9; Akbıyık, age, s. 47.

11 Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal PaĢa, ülkenin tehlikede olduğunu bir kere daha açıklamak için Kastomonu Vilayeti Belediye ve Müdafaa-i Hukuk Riyasetlerine Suriye Ġtilafnamesinin içeriğini açıklayan telgrafın muhteviyatı aĢağıdadır.

1. Ġngilizlerin haksız olarak iĢgal etmiĢ oldukları ve tahliye ettikleri mıntıkaları Fransızlar iĢgale baĢlamıĢlardır.

2. Sınır, Halebi dıĢarıda bırakarak, Ģehrin batısından geçecekti. Buradan Urfa, Antep, MaraĢ ile Adana vilayetinin çoğunluğunu Ġslâm ve Türk teĢkil eden zengin topraklarını içine alarak kuzeye doğru Harput ve Sivas’a kadar uzanacağı ve bu Ģehirleri de içine alarak daha sonra Sivas’tan güneye Mersin’e kadar ulaĢan bir hudut ile Doğu Anadolu’yu Batı Anadolu’dan ayıran bir mıntıkanın Fransız nüfuz ve idaresine gireceği,

3. Ġtilafnamenin Suriye’ye ait kısmında bulunan Beyrut vilâyetinin Fransızlar tarafından iĢgal edilmek suretiyle Müslümanların en zengin sahil kısımlarından mahrum edilmek istendiği ve güya Araplara kalan ġam, Hama ve Halep mıntıkasında Fransızların iktisadî ve sınaî nüfuzları altına sokulacağı kararlaĢtırıldı. Bakınız (Bkz.) Nurettin Peker, 1918-1923 İstiklâl Savaşının Vesika ve Resimleri: İnönü, Sakarya, Dumlupınar Zaferlerini Sağlayan İnebolu-Kastamonu ve Havalisi Deniz ve Kara Harekâtı ve Hatıralar, Gün Basımevi, 1955, s. 108.

12 Kemal Atatürk, Nutuk, C.I, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ġstanbul 1982, s. 278; Sofuoğlu- Dağıstan, age, s. 9.

13 İrade-i Milliye, 3 TeĢrin-i Sani 1335/3 Kasım 1919.

14 Telgraf için bkz. Bekir Sıtkı Baykal, Millî Mücadele’de Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti, Atatürk AraĢtırma Merkezi Yayınları, Ankara 1996, s. 23-24.

(3)

Sadiye Tutsak

JHS 195 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

bölgenin elde tutulması gerekliliğini vurguladı. Bu rapor, Fransa’nın Suriye’nin kuzeyini ele geçirmek için neden çaba harcadığını açıkça ortaya koymaktadır.15

Mondros Mütarekesi imzalanıncaya kadar Musul’u Osmanlı toprağı olarak tutmaya muvaffak olan 6. Ordu Kumandanı Ali Ġhsan (Sâbis) PaĢa, bu mütarekeden sonra buradan çekilmemek için Ġngiliz kuvvetlerine karĢı çok direndi. Fakat Sadrazam ve BaĢkumandan Vekili olan Ahmet Ġzzet PaĢa’nın 9 Kasım 1918 tarihinde verdiği emirle Ali Ġhsan PaĢa, hemen ertesi günü Musul’u Ġngilizlere bırakarak mecburen Nusaybin’e çekildi.16 Yıldırım Ordular Grubunun lağv edilmesinden sonra Mustafa Kemal PaĢa’nın Ġstanbul’a tayinin çıkması, Ali Ġhsan PaĢa’nın komutasındaki 6. Ordunun mesuliyet sahasının geniĢlemesine sebep oldu.

Fransa’nın iĢtahını kabartan Anadolu’nun güneyinde ortaya çıkması muhtemel bir askeri zafiyetin bertaraf edilmesi, aslında Ali Ġhsan PaĢa’nın sorumluluk sahasını geniĢletmesi sayesinde aĢıldı. Ġnsiyatif kullanarak PaĢa, Halep’in Ġngiliz iĢgali altında bulunması nedeniyle güneyden gelecek saldırı tehlikesine karĢı Fırat nehrinden Dicle nehrine kadar olan geniĢ arazide teyakkuz halinde olacaktı. Kuzey tarafından Ġngiliz kuvvetlerinin Diyarbakır, Bitlis, Van, Erzurum, Trabzon, Sivas, Elazığ vilayetlerine sokulmaması vazifesini PaĢa, kendine bağlı, ancak bir hayli zayıflamıĢ olan kuvvetleriyle üstlendi.17 Mütareke hükümlerine göre diğer ordular lağv olunurken 6 ve 9. Ordular daha lağv edilmemiĢti.18

Ali Ġhsan PaĢa, doğabilecek Ġngiliz iĢgallerine karĢı emrindeki kuvvetlerin bunu engelleyememesi halinde halkın kendi hukukunu savunabilmek için her Ģehir ve kasabanın Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurmaları ve mahalli milis kuvvetleri oluĢturmaları konusunda valilere ve mutasarrıflara tavsiyelerde bulundu. Bu tavsiyeye ilk uyan Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey oldu. Bu sıralarda Ġngiliz komutan Yarbay Kiling’in Urfa’ya gelerek izin almadan Ermeni kadın ve çocukları araması ve mütareke hattını aĢarak kıĢkırtıcı faaliyetlerde bulunması karĢısında Ali Ġhsan PaĢa, Kiling’in nezaret altına alınmasını emretti. Fakat iki gün sonra merkezden bu kiĢinin Halep’e iade edilmesi bildirildi. Ali Ġhsan PaĢa’nın bu direniĢi, 6.

Ordunun terhis edilmesi konusunda Ġngilizlerin Ġstanbul Hükümetine baskılarını iyice arttırmasına sebep oldu. Bir taraftan 6. Ordunun terhisini olabildiğince geçiktiren PaĢa, diğer taraftan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin tez elden kurulması için uğraĢıyordu. Nihayetinde Ali Ġhsan PaĢa’ya 12 ġubat 1919 tarihinde çekilen bir Ģifreli telgrafla 6. Ordunun 13.

Kolorduya dönüĢtürüldüğü ve hemen kendisinin de Ġstanbul’a dönmeleri emri ulaĢtı.19 Ertesi günü 13. Kolordu Kumandanlığı Vekaleti’ne, Ġstanbul’da bulunan Ġngiliz komutan Allenby’in Damat Ferit PaĢa hükümetine sunduğu taleplerin listelenmiĢ sureti eklenerek gönderildi. Bu belge suretinde Ġngilizler, 6. Ordunun efradından haftada 900 askerin memleketlerine sevkini talep ederken, istedikleri yerleri iĢgal etmeye haiz olduklarını da beyan ettiler. Güney bölgesini ele geçirme niyetini bu belgeyle Osmanlı Devleti’ne kabul ettiren Ġngilizler, bahsi geçen belge suretiyle bölgedeki askeri kuvvete de aynen kendi taleplerini kabul ettirme çabası içindeydiler.20

YüzbaĢı iken askerlikten atılan Ali Ratip Bey21, 1919 yılında Heyet-i Temsiliye’nin emriyle 4. Kolorduya tayin edildi ve 12 Kasım 1919 tarihinde ise Garp Kilikya Cephesi

15 Süleyman Hatipoğlu, Türk-Fransız Mücadelesi, Atatürk AraĢtırma Merkezi Yayınları, Ankara 2001, s. 35.

16 Sâbis, age, C.5, s. 23, 35-38.

17 Sâbis, age, C.5, s. 24; Hatipoğlu, age, s. 35.

18 Age, s. 26.

19 Age, s. 26-29, 33; Bilâl N. ġimĢir, Malta Sürgünleri, Bilgi Yayınevi, Ġstanbul 1976, s. 89-95. Ali Ġhsan PaĢa tayin emrini aldıktan sonra Ġstanbul’a gitmek için yola çıktı. Bkz. İstiklâl, 26 ġubat 1335/26 ġubat 1919.

20 Sâbis, age, C.5, s. 37-39; TĠTE ArĢivi, K25G87B87001.

21 YüzbaĢı Ali Ratip Bey, 28 Temmuz 1918 tarihinde yüzbaĢılığa terfi etmesi üzerine, Türk Ġstiklal Harbi’nin baĢında Kayseri’de kurulan Jandarma Bölük Kumandanlığı’na tayin edildi. Kayseri Ulu Camiî’de verdiği

(4)

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

JHS 196

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

Komutanlığına getirildi. Görevinin gizliliğinden dolayı bu eski askere Tekelioğlu Sinan veya Sinan PaĢa denildi. Bu isimlerle nam salan Ali Ratip Bey, Büyük Taarruz öncesinde I. Ordu Komutanlığından istifa eden Ali Ġhsan PaĢa’ya, Kayseri’de Jandarma Bölük Komutanı olarak görev yaptığı dönemde gizli vazifeyle bulunduğu güney bölgesine dair bildiklerini anlatmıĢtır.

Ali Ġhsan PaĢa, Tekelioğlu Sinan Bey’in kendisine anlattıklarını hatıralarında Ģöyle aktarmaktadır. “Ben Kayseri’de jandarma yüzbaşısı idim. Fransızlar Adana’yı mütarekede işgal etmişlerdi… Kilikya’yı tamamiyle ellerine geçirip orada müstemleke idaresi kurmak hülyasına kapıldılar. 1919 Nisan’ında süratle Kilikya’nın bütün şehirlerini ve köylerini işgale ve türlü türlü zulümler yapmaya başladılar.”22 Mersin tarafından gelen bazı yolcuların verdiği bilgiye istinaden 12 Mayıs 1919 tarihli istihbarat raporuna göre, bu bölgede büyük çatıĢmalar yapıldığı ve Fransızların durumunun “pek elim” olduğu dile getiriliyor.23 Fransızlardan destek bulan Ermeniler, Adana ve MaraĢ tarafında Müslüman Türk halka çeĢitli mezalimler yapmaya devam ediyorlardı.24

Fransız iĢgal kuvvetleri; Adana, Mersin, MaraĢ, Antep’i iĢgal ederken peĢlerine çeĢitli vaatlerle taktıkları Ermenileri silahlandırarak halka büyük mezalim yapıyorlardı. Bu zulümler devam ederken Fransız iĢgal kuvvetleri komutanı Gouraud, neĢrettiği beyannamede Kilikya ve Ģark arazisi ile Suriye’nin Fransız himayesine girdiğini ifade ederek, herkesin Fransız kuvvetlerine hürmet etmesi gerektiğini deklare etti. Ayrıca beyannamede “Namuslu olanlar Fransızların muzaffer silâhlarının himayesine sığınsın!” gibi Türk halkının içini acıtacak davetler yapıldı.25 Fransız kuvvetleri, 10 Ağustos 1919 tarihinde Antep’in güneyinden kuvvetli bir taarruz gerçekleĢtirdi. Bu taarruzda Türk milli kuvvetleri, birçok Fransız askerini zayiata uğrattıktan sonra bir kısım birliğini Antep’in kuzeyine çekti, diğer kısmını ise Antep savunmasına sevketti. Antep Ģehrini elinde tutan Fransızlar, ahaliye hitaben neĢrettiği beyannamede, Osmanlı Hükümeti ile yapılan anlaĢma gereğince Antep’in Suriye’ye geçtiğini ve Fransız mandasına terk edildiğini bildirdiler. Ahalinin iki saat içerisinde Antep’i boĢaltmasını isteyen Fransızların bu yazılı talebi halk tarafından reddedildi ve halk mücadeleye Kuva-yı Milliye ile devam etti.26 Beyannamede, Antep’in yapılan anlaĢmayla Suriye’ye dahil edildiğini bildirmesi, bu bölgeyi Suriye’nin uzantısı olarak gördüğünü ve bunu halkada kabul ettirme çabası içerisinde bulunduğunu göstermektedir. Halk ise Antep’i boĢaltmayarak giriĢtiği mücadeleyle Fransa’nın bu siyasetini boĢa çıkaracaktır.

Samsun’a 19 Mayıs 1919 tarihinde kalabalık bir PaĢa grubu ile çıkmıĢ olan Mustafa Kemal PaĢa, buradan baĢlattığı istiklal mücadelesinin ilk neticesini Güney cephesinde aldı. Ali Fuat PaĢa, Sivas Kongresinden sonra Ankara’ya geldiğinde, Heyet-i Temsiliye’ye iki önemli teklifte bulundu. Bu tekliften birisi Heyet-i Temsiliye’nin Ankara’ya gelmesi, diğeri iĢgal altında olan güneydeki Adana, Ayıntap, MaraĢ ve Urfa’nın kurtarılması için hazırlıklara giriĢilmesi idi. Ali Fuat PaĢa, bu konuda 3. Kolordu Kumandanı Miralay Çolak Sehattin Bey’le hazırlamıĢ olduğu raporu Heyet-i Temsiliye’ye sundu.27 Mustafa Kemal PaĢa, Fransızlarla

konferanstan dolayı Ali Ratip Bey, Sadrazam Damat Ferit PaĢa’nın tarafından kurulan bir komisyonun aldığı kararla askerlikten atıldı. Bkz. Genelkurmay BaĢkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Daire BaĢkanlığı (ATASE), Kuvayı Milliye Komutanı Tekelioğlu Sinan Bey’in Günlüğü, Genelkurmay Basımevi, Ankara 2012, s. VII, 5.

22 Sâbis, age, C.5, s. 387.

23 TĠTE ArĢivi, K28G90B9001.

24 TĠTE ArĢivi, K22G16B16-1001; K22G17B17001.

25 Kılıç Ali, Kılıç Ali Hatıralarını Anlatıyor, Sel Yayınları, Ġstanbul 1955, s. 25.

26 TĠTE ArĢivi, K24G98B98001; K24G98B98-2001.

27 Cebesoy, age, s. 289.

(5)

Sadiye Tutsak

JHS 197 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

Ermenilerin MaraĢ’tan Antep’e yürüdükleri bilgisini aldıktan sonra, 12 Ekim 1919 tarihinde Kılıç Ali’yi milli kuvvetler teĢkilatını kurmak üzere görevlendirdi.28

Sivas Kongresinin ardından 2 Ekim 1919 tarihinde istifa eden Damat Ferit PaĢa hükümetinden sonra kurulan Ali Rıza PaĢa Hükümeti, Sivas Kongresi sonrasında 1 Kasım 1919 tarihinde Sivas’ta bulunan 3. Ordu Kumandanlığı’na gönderdiği bir telgrafta, “…Pek aşikardır ki İtilâf devletlerinden herhangi birine karşı silâh kuvvetiyle bir muvaffakiyet istihsali düşünülemez…” ifadesi, Ġstanbul Hükümeti’nin Güney cephesinde Fransızlara karĢı tutumunu ortaya koymaktadır. Mustafa Kemal PaĢa, 12 Kasım 1919 tarihinde cevabi tegrafında Ġtilaf Devletlerine karĢı Türk halkının silahlı mücadele etmesinin gerekliliğini savunmaktadır. Telgrafta, Güney cephesinde Fransızların hoĢ tutulmasında kazancın ne olacağı konusuna akıl erdiremediklerini dile getiren Mustafa Kemal PaĢa, bu düĢüncenin ne kadar yanlıĢ olduğunu “Garp zihniyeti, tabasbus ve riyakârlığın hassaten zulüm ve itisafına uğradığı bir milletten çıktığını görürse, o milletin yaşamak hakkı olmadığına, zelil, hakir, duygusuz bulunduğuna hükmeder ve haince maksadlarını tatbike bir beis görmez….” ġeklinde sert bir ifadeyle karĢılık vermektedir.29

Heyet-i Temsiliye, Güney cephesi için planlama ve mücadele verme gayreti içerisinde iken bölgede tutanamayan Fransızlar ise barıĢ arayıĢlarının ilk iĢaretini vermeye baĢladı.

Fransızların Suriye Yüksek Komiseri olan Mösyö George Picot, 8 Aralık 1919 tarihinde Sivas’ta Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal PaĢa ile yaptığı görüĢmede pek yakında Türk milli siyasetine taraftar olacağını bildirmiĢtir. Bu görüĢmede; MaraĢ, Antep ve Adana’da Türk milli kuvvetleri tarafından Fransız birliklerinin çok sıkıĢtırıldığı hususunda çok fazla vurgu yapan Picot, kendi kuvvetlerine karĢı taarruza geçmekten vazgeçmelerini rica etti.30 Bu görüĢmenin 1919 yılı Kasım ayında gerçekleĢtiğini açıklayan Atay, görüĢmenin içeriğini Fransızların Ermenileri buradan çekecekleri, halka eziyet etmeyecekleri, Türk tarafının da Fransızları rahat bırakacakları Ģeklinde açıklamaktadır. Ayrıca, Ġngilizlerin bu sözde yakınlaĢmayı bile içlerine sindiremedikleri gerçeğini de Atay burada dile getiriyor.31 Bu bilgiler ıĢığında görüĢmenin zemini, sağlıklı bir uzlaĢmayı bulmaktan ziyade, sadece bir temas gerçekleĢtirmekti. Güney cephesinde Fransızların kendi zafiyetini dile getirmeye baĢlaması, daha sonra Anadolu’da iĢgaci konumunda olan Ġtilaf Devletleri arasında yapılacak barıĢ anlaĢmasının yolunu açacaktır.

Sivas’tan hareket eden Heyet-i Temsiliye, Kayseri yoluyla Ankara’ya 27 Aralık 1919 tarihinde geldi.32 Ġstanbul’da Meclis-i Mebusan’ın açılmadan önce Ankara’da mebuslar ile yapılan toplantıda; 30 Ekim 1918 tarihinde Türk kuvvetlerinin elinde muhafaza ettiği sınırlar, Türk milli hududu olarak kabul edildi. Bu alınan karara göre; güney sınırı, Ġskenderun- Antalya-Halep (hariç)-Katma-Cerablus-Deyrizor-Musul-Kerkük-Süleymaniye hattı Ģeklinde tespiti yapıldı.33

Güneyde sınır belirleme müzakereleri sonrasında Mustafa Kemal PaĢa’nın istihbarat raporlarını gören YüzbaĢı Selahattin Bey, hatıralarında aktardığı bu kayıtlardan bölgede geçen çetin muharebeleri öğrenmek mümkündür. 26 Ocak 1920 tarihli raporda; Fransızların 1.770 kiĢiyle Toprakkale’de, 270 kiĢiyle Katma’da, 600 kiĢiyle Kilis’te, 1.200 kiĢiyle Antep’te, 1.200 kiĢiyle MaraĢ’ta bulunduğu, 21 Ocak 1920’de ilk silâhın patladığı, 3. ve 20.

28 Hulûsi Turgut, Atatürk’ün Sırdaşı Kılıç Ali’nin Anıları, ĠĢ Bankası Kültür Yayınları, Ġstanbul 2006, s. 83.

29 Bıyıklıoğlu, age, s. 67-68.

30 Cebesoy, age, s. 295-296; Akbıyık, age, s. 143.

31 Falih Rıfkı Atay, Çankaya, BateĢ Yayınları, Ġstanbul 1984, s. 237-238.

32 Atatürk, Nutuk, C.I, s. 332.

33 Cebesoy, age, s. 294.

(6)

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

JHS 198

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

Kolorduların MaraĢ halkına yardıma geçecekleri bilgisi yer alıyordu. 30 Ocak 1920 tarihli raporda; 28 Ocak 1920 günü MaraĢlıların Ģehri ele geçirdikleri, Fransızların Ermeni komitaları ve generalleriyle Amerikan kolejine sığındıkları kayıtlı idi. 31 Ocak 1920 tarihli raporda;

kiliselere sığınan Fransızların huruç hareketine geçmek istediklerini, ama baĢarıya ulaĢamadıkları yazılıydı. 11 ġubat 1920’de MaraĢ’tan firara çalıĢan Fransızların, Islahiye yolu üzerindeki “Belpınar”da elliden fazla ölü bırakarak MaraĢ’taki Ermeni komitacılarına teslim oldukları rapordaki bilgiler arasındadır. 11 ġubat 1920 tarihli raporda; Antep’e gelmekte olan bir düĢman kuvvetinin Anteplilerle çarpıĢmaya girdiği anlaĢılıyordu. Demek ki Ayvalık’ta silah patlamasından sekiz ay sonra Antep’te mücadele baĢlamıĢtı. Mustafa Kemal PaĢanın istihbarat raporları, Güneydoğu Anadolu’nun düĢmana baĢ kadırdığını bildiriyordu.34

Güney cephesinde Fransızların iĢgal ettiği yerlerden çekilmesi, raporlardan da anlaĢılabileceği gibi, 1920 yılı baĢlarında peyderpey gerçekleĢmeye baĢladı. Kuva-yı Milliye teĢkilatını 15 Ocak 1920 tarihinde kuran Urfalılar, 9 ġubat 1920 tarihinde Urfa’nın Kuva-yı Milliye eline geçmesini sağladılar. Güçlenen milli kuvvetler karĢısında, 400 er ve 4 makineli tüfekle bir Fransız birliği Gureba Hastanesine sığındı.35 Urfa’dan çıkmakta direnen Fransız kuvvetleri 12 Nisan 1920 tarihinde çekildiler. Fransızlar, Antep’ten 9 ġubat 1920 tarihinde atıldılar.36

MaraĢ halkı, Fransız kuvvetlerine karĢı kıyasıya mücadelesine devam ediyordu. Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti’nin 6 ġubat 1919 tarihinde toplanan genel kurulunda yaptığı konuĢmada ġefika Kemal Hanım, MaraĢ’ın Anadolu açısından önemini vurguladı.

Ardından konuĢmasına Fransızlar kuvvetlerinin Halep üzerinden bir yol bularak MaraĢ halkının üzerine yürüdüğünü, burada birleĢtiği Ermenilerle Müsümanları nasıl bir mezalime maruz kaldığını, çıkarılan yangına rağmen MaraĢlıların canhıraĢ bir Ģekilde nasıl direndiğini Ģöyle aktarmaktadır.

….İslâm cesetleri bir toprağa bile tevdî olunmayarak alevler arasında cayır cayır yanıyor. Burada da şu zulmü gören İslâmlar silâhlandı, aşâir ve urbân ayaklandı. Onlar da çoluk çocuklarını terk ederek Fransız Ermeni hunharlarının muvacehesine atıldı. Öldü ve öldürüldü. Halen de ölmekte ve öldürülmektedirler.

Maraş önlerinde devam eden bu harp bizim muvaffakiyetimizle neticelenmezse Fransız ve Ermeni’den mürekkep bu istilâ ordusu oradan da Aziziye’ye, Aziziye’den Sivas’a yürüyeceklerdir….37

Bu güçlü direniĢ karĢısında MaraĢ’ta tutunayan Fransızlar, 12 ġubat 1920 tarihinde Türk kuvvetlerine karĢı baĢarısız olduğundan dolayı geri çekildi.38

Türkiye Büyük Meclisi’nin 23 Nisan 1920 tarihinde açılmasından hemen sonra Güney cephesinde Fransızlara karĢı Adana, Mersin, Tarsus, Islahiye, Silifke mıntıkalarında milli kuvvetler oluĢturuldu. Adana’nın doğusunda Tufan Bey takma adıyla YüzbaĢı Osman Bey, milli müfrezeler kurarak Mersin, Tarsus, Adana Ģehirlerinin giriĢine kadar hakimyetini kurdu, Pozantı’da ise Fransızları geri çekilmeye mecbur bıraktı. Kilikya’nın diğer kısmında da Topçu BinbaĢı Kemal Bey milli teĢkilatlanmayı ve mücadeleyi sağladı. MaraĢ, Ayıntap ve Urfa

34 Ġlhan Selçuk, Yüzbaşı Selahattin’in Romanı, C.2, Remzi Kitabevi, Ġstanbul 1976, s. 145-146. MaraĢ’ın güneyinde 28/29 Ocak 1920 tarihinde Türk ve Fransız kuvvetleri arasında yapılan muharebede, Fransızların bir kısım süvarileri Islahiye tarafına kaçtılar. Bkz. TĠTE ArĢivi, K27G190B190001.

35 Selçuk, age, C.2, s. 145-145; Enver Behnan ġapolyo, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi (1918-1950), Milli Eğitim Basımevi, Ġstanbul 1955, s. 61.

36 İrade-i Milliye, 13 Nisan 1336/13 Nisan 1919; ġapolyo, age, s. 62, 66.

37 Baykal, age, s. 55-56.

38 Akbıyık, age, s. 305.

(7)

Sadiye Tutsak

JHS 199 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

civarında Kılıç Ali ve Ali Saip Beyler, iĢgal kuvvetlerinin buralardan çekilmesinde büyük baĢarı kazandılar. MaraĢ, Antep civarında Kılıç Ali Bey tarafından milli teĢkilat kuruldu.

Bölgedeki askerlerin ve halkın büyük direniĢi neticesinde 1920 yılı Mayıs ayında Fransızlar Ankara Hükümeti ile müzakere arayıĢına geçtiler.39 Fransız gazeteleri bu sıralarda, Fransızların Kilikya’da müĢkül durumda olduklarını yazmaktan da imtina etmediler.40 Güney cephesinde bu mücadele karĢısında Fransızlar, 1920 yılı Temmuz ayı baĢlarında Arapboğazı’nda önemli miktarda erzak ve cephane bıraktılar ve Islahiye’yi tahliye ettiler.41 Fransız iĢgali altında bulunan Adana-Tarsus arasındaki Yenice isyasyonuna Türk kuvvetleri 1920 yılı Temmuz ayı baĢlarından baskın yaparak burayı iĢgalden kurtarmıĢ, iki zabit ile 26 nefer düĢmanı esir alındı.42

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 29 Mayıs 1920 tarihinde yapılan gizli oturumda Mustafa Kemal PaĢa, Anadolu’nun güneyinde Türklere karĢı tutunamayan Fransa’nın Ankara Hükümeti ile anlaĢmak istemesinin temel sebebini, en azından Suriye’deki menfaatlerini koruyabilmek olarak açıkladı.43

D. Ankara’nın Suriye Arapları Arasında İttifak Kurma Çabası

I. Dünya SavaĢı devam ederken samimiyetten uzak bağımsız devlet kurma sözü verilen Araplar, savaĢ sonrasında bunun gerçekleĢmeyeceğini anladıklarında, hem Fransızları hem de Ġngilizleri kendi bölgelerinden atmak için mücadele vermiĢlerdir. Mustafa Kemal PaĢa’nın önderliğinde Anadolu Türklerinin aynı Ġtilaf kuvvetlerine karĢı savaĢması, Araplar ile Türkler arasında bir ittifakın kurulmasını elzem kılmıĢtır. Ġtalyan basını bu ittifakın olmasını doğal kabul etmekte idi.44 Kandırıldıklarını idrak eden Suriye, Irak ahalisi, Ġngilizlerin idaresi altında kalmak istemiyorlardı.45 Ġngiltere, yapılan gizli anlaĢmayla Suriye’den çekilirken bu bölgedeki Hristiyan Suriyeliler zarar görmesin diye az bir kuvvetle Fransız müfrezelerinin buraya yerleĢmesine razı olmuĢtu. Ġngiltere, bu planı Emir Faysal’a kabul ettirebilseydi eğer Fransa’nın buraya yerleĢmesi sıkıntısız olacaktı.46 Fransızların Suriye’ye yerleĢmesi konusunda Emir Faysal’ın isteksizliği, halkta istiklal direniĢinin baĢlaması nedeniyle bölgede yeni bir siyasi çıkıĢ arayıĢı kendini gösterdi.

Suriye’deki güçlü Arap aileleri I. Dünya SavaĢı’nda Osmanlı Devleti’ne sadık kalmıĢlardı. Osmanlı’ya bağlı olan bu Suriyeli Araplar, Fransızları kıyılardan ve Lübnan’dan çıkarmak istiyorlardı. Faysal’a karĢı da muhalif tavır sergileyen bu Osmanlı yanlısı Araplar Türklerle ittifaka sıcak bakıyordu.47 Suriye’de Fransızlara karĢı her türlü Arap direniĢi, Anadolu’daki yabancı iĢgaline karĢı mücadelenin selameti için önemliydi. Ġngiliz kuvvetlerinin Fransızların yerleĢmesi amacıyla geri çekilmesi Arapları öfkelendirdiğinden dolayı ġam ve Halep’teki nüfuzlu kiĢiler, Anadolu’daki milliyetçi hareketle temasa geçti. Bölgedeki ortak menfaatler, Fransızlara karĢı direnen Araplar ile Güney cephesindeki Mustafa Kemal PaĢa taraftarı Kuva-yı Milliyeciler arasında 1919 yılı sonbaharında ortak direniĢ hareketinin

39 Kemal Atatürk, Nutuk, C.II, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ġstanbul 1982, s. 453; Atatürk, Nutuk, C.I, s.

278.

40 TĠTE ArĢivi, K24G63B63-3001.

41 TĠTE ArĢivi, K24G83B83001.

42 TĠTE ArĢivi, K24G74B74001.

43 Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi Gizli Oturumlarında Sorunlar ve Görüşler (23 Nisan 1920- 29 Ekim 1923), Haz: RaĢit Temel, Ġstanbul 1990, s. 85.

44 TĠTE ArĢivi, K28G92B92-1001.

45 TĠTE ArĢivi, K24G37B37-3001.

46 TĠTE ArĢivi, K24G39B39001.

47 David Fromkin, Barışa Son Veren Barış, Modern Ortadoğu nasıl Yaratıldı? 1914-1922, Çev: Mehmet Harmancı, Epsilon Yayınları, Ġstanbul 2013, s. 340, 361.

(8)

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

JHS 200

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

baĢlamasını sağladı.48 Suriye’de bulunan Filistin Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Heyeti ġam, Hama, Humus, TrablusĢam ve Kuneytra’da Ģubeler açtı. Heyet, Anadolu’daki Türk direniĢine destek vermek suretiyle bölgedeki ortak düĢman Fransa’ya karĢı ittifak kurdu. Mustafa Kemal PaĢa’nın amacı, Anadolu, Suriye ve Hatay’daki Türk Arap direniĢini müĢterek hale getirerek Fransızlarla anlaĢma yapmaktı.49 Mustafa Kemal PaĢa ile Emir Faysal arasında doğrudan ittifak olmamasına rağmen “Genç Araplar” Partisine dahil olan Araplar, bu ittifakın kurulması taraftarıydılar.50 Ankara, Türk Arap ittifakın kurulması için gayret sarfederken, Suriye’nin himayesinin Fransa’ya bırakılacağı haberini öğrenen Suriye’deki Arap murahhasları, Ġtilaf kuvvetleri aleyhinde ittifak yapmaya sıcak bakıyorlardı.51 7 Ekim 1919 tarihli bir istihbarat raporunda; Suriyelilerin Suriye’de hiçbir yabancı devletle iliĢki içerisinde bulunmayı kabul etmeyecekleri, yalnız Osmanlı Devleti ile bağını devam etmeğe kararı verdiklerini ilan ettikleri bilgisi yer alıyordu. Rapordaki bu bilgi, Suriyeli Arapların Türklerle iĢbirliği yapmak istediğini açıkça ortaya koyuyordu52 Zaten Suriye halkı Ġtilaf kuvvetlerinden gördüğü mezalimden dolayı Türklere yaklaĢmak için büyük çaba sarfediyordu.53 Bu isteğin bir iĢareti olarak Arap resmi bayraklarına Ay yıldız koymalarıdır.54 Halep halkına 9 Ekim 1919 tarihinde dağıtılan Mustafa Kemal PaĢa imzalı bildiride, Türklerle Arapların birlikte hareket etmesi çağrısında bulunuluyordu.55 Ġngilizlerin 1919 yılı Kasım ayında ġam ve Beyrut’u Fransız idaresine teslim etmesi Suriyeli Araplar tarafından kabul görmemiĢtir.56

Araplar, kendi topraklarına yönelik Ġngiliz ve Fransızların yürüttüğü emperyalist siyasetlerini idrak ettikçe direniĢlerini sertleĢtirdi. Bu süreçte Anadolu’nun güney bölgesinde Fransız zulmü baĢ gösterdi. Kilikya mıntıkasında, Ermeni ve Fransızlara karĢı daha alınması gereken tedbirlerin tamamlanmasına bile fırsat kalmadan Müslüman halka mezalim baĢladı.

Bu durum karĢısında Türkleri seven Suriye ve Halep Milli TeĢkilatı ile geçici bir süre birlikte hareket edilmesi zaruru idi. Bu durum karĢısında Fransızların Kilikya’yı Suriye’ye dahil etmek için ilhaka kalkması keyfiyeti, bu iĢbirliğini daha da elzem kılıyordu.57 Toros ve Amanos tünelleriyle Seyhun-Ceyhun nehirleri arasındaki tren köprüleri tahrip edilebilirse, Fransızların burada tutunamadığı sanılacak ve bu durum Ġngiliz ve Fransızların arasını açmaya kadar gidebilecekti. Heyet-i Temsiliye’nin Ankara’ya geldiği ve 20. Kolordudan Ali Fuat PaĢa’nın geçici olarak çekildiği sıralarda, PaĢa yaverleri olan Ġdris ve Saim Beylerle milli cephelere ait harekat ve teĢkilat üzerinde çalıĢtılar. Fransız ve Ermeni müfrezeleri Islahiye ve MaraĢ halkına yaptıkları mezalimden sonra MaraĢ-Pazarcık arasında halkın direniĢi 20 Ocak 1920 tarihinde baĢarıya ulaĢtı.

48 Hasan Kayalı, Jön Türkler ve Araplar, Osmanlıcılık, Erken Arap Milliyetçiliği ve İslamcılık (1908-1918), Tarih Vakfı Yayınları, Ġstanbul 2003, s. 229-230.

49 Ömer Osman Umar, “Milli Mücadele Döneminde Atatürk’ün Ortadoğu Politikası”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.20, S.1, 2010,s. 448.

50 Selâhi R.Sonyel, “Albay T. E. Lawrence, HaĢimi Araplarını, Osmanlı Ġmparatorluğuna KarĢı Ayaklanmaları Ġçin Nasıl Aldattı, Ġngiliz Belgelerine Göre”, Belleten, C.LI, S.199, Nisan 1987, s. 246.

51 TĠTE ArĢivi, K28G28B28-1001.

52 TĠTE ArĢivi, K24G37B37-3001. Londra’daki bir istihbarat Ģefinin, ġam’da bulunan Arap Hükümeti’nin Mustafa Kemal liderliğinde geliĢen istiklal mücadelesi ile ittifak yapabileceği konusunda Ġngiliz DıĢiĢleri Bakanlığı’nı uyarması, bu durumun Ġngiltere tarafından da sezildiğini göstermektedir. Bkz. Fromkin, age, s. 340.

53 TĠTE ArĢivi, K28G89B89001.

54 TĠTE ArĢivi, K24G37B37-3001.

55 Sabahattin ġen, Ortadoğu’da İdeolojik Bunalım, Suriye Baas Partisi ve İdeolojisi, Birey Yayıncılık, Ġstanbul 2004, s. 82.

56 TĠTE ArĢivi, K22G17B17001.

57 Cebesoy, age, s 298-299. Adana’da Müsüman halk, tepeden tırnağa kadar silahandırılan Ermeniler tarafından her dakika katliama mâruz kalıyordu. Bkz. Atatürk, Nutuk, C.I, s. 382.

(9)

Sadiye Tutsak

JHS 201 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

Fransızlar, 1920 yılı baĢlarında kendilerine karĢı direnmeye çalıĢan Emir Faysal’ın, Mustafa Kemal PaĢa’nın yanında yer alan milliyetçi Türklerle iĢbirliği kurduğu endiĢesini taĢıyordu. Faysal bu esnada, önceden kendisine muhalif olan Osmanlı Devleti’ni desteklemiĢ olan ġam’ın ve iç kısımdaki Ģehirlerin köklü ailelerinin desteğini almak istiyordu.58 Halep civarında “Araplık” adıyla oluĢmuĢ bazı kuvvetler ise yapılan çalıĢmalar neticesinde Türklerle birlikte hareket etmeyi kabul etmiĢlerdi.59 Mustafa Kemal PaĢa’nın Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Hey’et-i Temsiliyesi namına neĢrettiği 24 Ocak 1920 tarihli tamiminde bu konuda alınan tertibat Ģöyledir.

Güney cephesinde Adana’da 1.170, Toprakkale Ġslâhiye demiryolu hattı üzerinde 270, Osmaniye-Adana hattı üzerinde 200, Katma’da 300, Kilis’te 600, Ayıntap’ta 1.200, MaraĢ’ta 1.200 kadar Fransız müstemleke ve Ermeni askeri olmak üzere iĢgal kuvvetleri mevcuttu. Buna karĢılık “Hükûmet-i Arabiye”’nin Halep civarında bir fırkası vardı. Bu fırka, kuvvetlerinin tamamına yakınıyla ve Halep ve Müslümiye’deki ileri kıtaatıyla Halep-Kilis-Ġskenderun arasında bulunuyordu. Halep vilayetinin “Hükûmet-i Arabiyeyi”

teĢkil eden kısmında bir milli teĢkilat vücuda getirildi. Mustafa Kemal PaĢa bu tamimde bu teĢkilatın kararlığını, “Bu teşkilât-ı milliye her ne suretle olursa olsun camia-i Osmaniye’den ayrılmamağa azmetmiştir. Bunların bizimle hareket edecekleri zann olunarak kendilerine bir talimat gönderilmiştir. Fırka Kumandanları Kaymakam Emin Bey namında bir zat olup Halep teşkilâtına merbutturlar…” cümleleriyle açıklamaktadır.60

Halep millî kuvvetlerinin Ġskenderun-Lazkiye, Humus, Dörtyol istikametlerini temin etmesinden sonra üç kuvvetli müfreze oluĢturulacaktı. Bu müfrezelerin birincisi Islâhiye, üçüncüsü Antep istikametinde hareket edecekti. Amanos’un batısında ve doğusundaki Fransız Ermeni kuvvetlerinin muvasalasını kesmek maksadıyla Antilli tünelini tahrip edilecekti61.

Her iki tarafın müfrezeleri harekât mıntıkasına girer girmez iki kuvvet arasında ve muvasalasından mahrum kalacak olan Fransız kuvvetlerinin karĢı koyamayacakları tahmin edildiğinden müsademeden önce millî kumandanların en yakın Fransız kumandanlarına aĢağıdaki mealde bir not vermeleri uygun görüldü.

Ekseriyeti Türklerle meskûn mukaddes vatanımızı birer bahane ile parçalamak ve ilhak etmek ve hür olan Türk milletini esir etmekte ol’an azim bulunduğunuzu görmekteyiz. Artık bu hale tahammülümüz kalmamıştır. Akaidi diniye ve amali milliyemize merbut olan bizler mahiyeti meçhul olmıyan her nevi tecavüzlerinize nihayet vemek için bütün mevcudiyetimizle azmettik.

Kuvveterimiz tahminimizden pek fazladır. Beyhude yere sefkidimadan sarfınazar ederek milletimizin vukubulacak haklı ithamatından kurtulmak için 48 saat kadar silah ve cephanelerimizi badetteslim memleketiminize avdet ettiğiniz takdirde hakkınızda hiçbir hürmette kusur edilmeyeceği ve aksi takdirde hakkı

58 ġen, age, s. 178, 83.

59 Cebesoy, age, s. 298-300. Mustafa Kemal PaĢa, Nutuk’ta yirmi gün devam eden MaraĢ katliamınının Ermenilerin intikam hırsından kaynaklandığını belirterek, yabancı kuvvetlerle birleĢen Ermenilerin, top ve mitralyözlerle MaraĢ gibi eski bir Ġslâm beldesini “hâk ile yeksan” eyledikleri Ģeklinde katliamın nasıl yapıldığını açıklamaktadır. Bkz.

Atatürk, Nutuk, C.I, s. 381.

60Cebesoy, age, s. 300-301.

61Age, s. 301.

(10)

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

JHS 202

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

meşrumuzun istihsali maksadıyla hiçbir fadakârlıktan çekinmeyeceğimizi tebliğ ve cevabınıza intizar ederiz…62

Mustafa Kemal PaĢa, cemiyet adına Halep’te TeĢkilât-ı Milliye Riyasetine gönderdiği mektupta ise Fransız-Ermeni müfrezelerine karĢı Güney cephesinde iĢbirliğinin nasıl yapılacağına dair planını Ģöyle açıklamaktadır.

…Mektuplarınızda Suriye Irak ve Türkiye istiklallerini tahlis ederek bir konfederasyon teşkil eylemek veyahut atiyen kararlaştıracak tarzda bir irtibat tesis eyleyerek müttehiden hareket edilmesi bildirilmiş ve bizde bu teklifatınızı kabul ederek mufassal talimat göndermiştik. Bunların vusulüne dair henüz bir malûmat alamadığımızdan Maraş üzerinden daha çabuk alabileceğinizi düşünerek mezkûr talimat hulasasını muhtasaran berveçhi ati arzederiz.

Havran, Şam ve Baalbek civarındaki kuvvetlerinizle Şam’ı Zübdani boğazında her nevi istila ordusuna karşı müdafaa etmek Amman, Merciiyun kuvvetleriyle düşmanın Sayda ve Beyrut’tan dahile vukubulacak hareketini (diğer) yandan tehdit etmek; Beyrut, Trablusşam dahilinde isyan çıkararak işgal kuvvetlerinin dahile ilerlemelerini menetmek. Humus’taki kuvvetlerin Humus, Trablusşam’a karşı müdafaa etmekle beraber Zübdaniye muavenet eylemesini temin eylemek.

Yukarıda tarif eylediğimiz hareketin zamanı hazırlıkların derecesine tabi ise de Türk Arap milletleri arasına girmiş olan Fransız-Ermeni işgal kuvvetlerini serian bertaraf ederek emin bir surette sizlerle irtibat tesisi ve tevhidi hareketin temini mülâhazasıyla harekete başladığımızdan bilâ ifate-i vakit Halep-Hama kuvvetlerinin bervechi âti hareketini lüzumlu görürüz.

Bu kuvvetler Hama ve Haleb’i Lazkiye ve İskenderun’a karşı temin ettikten sonra kısmı külli ile Islahiye ve ikinci derece kuvvetlerle Ayıntap-Osmaniye istikametlerinde hareketle düşmanı arkadan vurması pek mühimdir….63

Yukarıdaki mektuptan anlaĢılacağı gibi, Türk Arap milletlerinin arasına girmiĢ olan Fransız-Ermeni kuvvetlerini biran önce bertaraf etmeyi planlayan bu ittifakın temeli;

Arapların, Zübdaniye boğazında Ġtilaf kuvvetlerine karĢı müdafaada bulunmak, Beyrut ve Sayda civarını düĢman karĢı tehdit etmek ve Beyrut Trablus civarında isyan çıkarması üzerine kurulmuĢtur. Araplarla bu plan gerçekleĢirse hem Araplar hem de Türkler Fransız-Ermeni müfrezelerinin tasallutundan kurtulacaktı.

Mustafa Kemal PaĢa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasından bir gün sonra 24 Nisan 1920 tarihinde yaptığı meclis konuĢmasında; Fransızlara, Ġngilizlere sarılarak emellerini yerine getireceklerini zanneden Arapların I. Dünya SavaĢı’nın ardından yaptıkları hatayı idrak etmesi neticesinde Suriye’de muhtelif düĢüncelere kapıldığını özetleyerek, Emir Faysal ve Emir Faysal’ı himaye eden Fransızların hususi murahhasları yoluyla kendileriyle temasa geçtiğini açıklamıĢtır. Bu geliĢmeler karĢısında Suriye’ye karĢı takip edilen siyaseti Mustafa Kemal PaĢa, Ģöyle ifade etmektedir.

…Herhalde Suriye’liler herhangi bir devleti ecnebiye ile münasebetinin kendileri için binnetice esaret olacağına kani oldular… Suriyelilerde hududu dahilinde ve hâkimiyeti milliye esasına müstenit olmak üzere sebest ve müstakil olabilirler. Ahali bunu(bu) arzuları(n) fevkinde… Emir Faysal milletin bu arzusu

62 Age, s. 301-302.

63 Age, s. 302-303.

(11)

Sadiye Tutsak

JHS 203 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

karşısında kendi emellerinin sarsılmakta olduğuna vakıf oldu ve müracaatları bunun üzerine oldu. Ahalinin arzusu fiile de inkılâp etti... Emir Faysal sühuletle tesisi hâkimiyet edemiyeceğini ve Fransızlarla bir müstakil (devlet) halinde orasını kolaylıkla kullanamayacaklarını zannettilerki… bizde sizin fikrinizdeyiz.

.. Ancak hakiki irtibat hükümet şeklinde değil fakat Suriye milleti ile Suriyelilerle olmuş oldu ve oradaki (bu hareket) hakikaten bize manevî kuvvetle beraber maddi kuvvet zammetmiştir. Hududu millimizin güney cephesindeki harekâtı nazarı dikkaten geçirecek olursak bu fiiliyatın semeratı maddiyesini görebiliriz.64 Suriye’de bulunan Arapların önemli kısmı, 1920 yılı Mayıs ayında Türkler lehine bir siyaset takip ederek Fransızlara karĢı muhalif bir mücadele veriyordu. 24 Nisan 1920 tarihinde toplanan San Remo Konferansından sonra kandırıldıklarını iyice anlayan Suriyeli Araplar, Türklerle ittifak kurmak için daha kuvvetli arayıĢa geçtiler. Suriye ve Filistin Ġttihad-ı Ġslam murahhası olan ġeyh Abdülkadir Efendi, Araplar ve Emir Faysal temsilcisi olarak Gaziantep’e gelmesi bu arayıĢın delilidir. Suriye’nin Fransızlar tarafından iĢgali öncesinde Mustafa Kemal PaĢa’nın yanına BinbaĢı Bedi ve Sait Haydar Beylerin gizlice gelmesi bu arayıĢın bir baĢka iĢaretidir. Mustafa Kemal PaĢa’nın Suriye’de izlediği siyasetin Anadolu’nun güneyi doğusunda ne kadar isabetli olduğunu göstermektedir.65

Elcezire Cephesi Kumandanlığı, Suriyelileri Anadolu’daki milli hareketin safhına çekebilmek için iĢbirliği içinde bulunduğu Araplara 6 Aralık 1920 ve 24 Ocak 1921 tarihlerinde tezkereler gönderdi. Ankara Hükümeti, Arap ileri gelenlerine yardım ve iltifat etmek gayesiyle 27 Ocak 1921 tarihinde çıkardığı kararname ile bu bölgede nüfuzlu aĢiret reisi GaniĢ’e “emirülümeralık” tevcihi ve üçüncü rütbeden mecidi niĢanı verilmesini, ġammar aĢireti reisine beĢbin, Cobur ve Toy aĢireti reislerine dörderbin ile Cobur aĢireti meĢayihinden birisine üçbinbeĢyüz maaĢ tahsisatının düzenlenmesine karar verdi.66

Mustafa Kemal PaĢa Fransızlara karĢı Arap direniĢini daha güçlendirmek ve direniĢçileri Türklere yakınlaĢtırmak için Anadolu’daki istiklal mücadelesine taraftar olan Suriye’deki iĢbirlikçi Ģahıslar yoluyla beyannameler dağıtılması emrini verdi. Ortak düĢman Fransa karĢısında Suriye’deki siyasi partiler Türkleri desteklediler. Osmanlı Devleti idaresine alıĢkın olan Suriye Araplar, Mustafa Kemal PaĢa’ya tekrar Türk idaresine girmek istediklerine dair yazılar gönderdiler. Yasin PaĢa, Mustafa Kemal PaĢa’ya gönderdiği heyetle, Türkiye, Suriye ve Irak arasında bir konfederasyon kurulmasını teklif etti. Suriye’de önemli aĢiret reislerinden olan Hacim PaĢa, Çerkes Bedri Bey komutası altında bulunan Ġbrahim Henanu Bey ile Türk kuvvetleri Fransızlara karĢı ortak hareket etti. Hacım PaĢa, Mustafa Kemal PaĢa’ya Halep, Deyrizor ve Bağdat sahasında vereceği görevleri yerine getireceğini bidirdi. Suriye’deki direniĢçi Araplar ile Mustafa Kemal PaĢa 2. Kolordu vasıtasıyla irtibatı sağladı.67 2. Kolordu Komutanı Cemalleddin Gazi Bey, Suriye Filistin Kuva-yı Osmaniye Heyet-i Reis Vekili ve Siyasi MüĢaviri, Halep Heyet-i Merkeziye Reisi, Hilal Suriye ve Filistin Kuva-yı Osmaniye Heyet-i Erkân-ı Harbiye Reisi Natık Bey’in kendisine sunduğu raporu, doğrudan gönderdiği Büyük Millet Meclisi Riyaseti’ne gönderdi. Bu rapordan Ankara Hükümeti ile Araplar arasında bu dönemde irtibatın ne kadar kuvvetli olduğu Ģu cümlelerden çok iyi anlaĢılmaktadır.

Arabların kendi kendilerine bir hükûmet teşkil itmelerine seciye-i ırkiyelerinin gayr-ı müsâid bulunduğu kanaât ve imânı bugün en mazarrat Arap miliyetperverâni ve mütefekkirin-i siyâsiyeleri bile taşımağa mecbur idilmişler ve

64 Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi…, s. 19-20.

65 Umar, “Milli Mücadele Dönemi”, s. 449-450.

66 BCA, 030.01.01.2.33-6.

67 Umar, “Milli Mücadele Dönemi”, s. 450-451.

(12)

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

JHS 204

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

binâenaleyh umûm Arabistan ve bilhassa Suriye ve Filistin içün tatbik-i muvaffak şekl-i hükûmetin Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin geçen martta heyetimiz riyasetine tebliğ buyurduğu ve cümle ancak Türklerle bir konfederasyon tarzında olmasını ve kabul ve tervic itmişler ve bu gaye yolunda kendi çabalarına devam ittirilmekdedirler şu şekl-i siyâsi hilâfında Suriye’de hiçbir vechile kendi nam ve hesablarına ne mücâhede ne mukavemet gösterilemeyeceği ve ne azm-i sebât idileceği hakkında bütün hepimiz erkânında da kanâat getirilmişdir.68

Bu raporda, Fransız kuvvetlerini istemeyen Suriye Araplarının Türk Kuva-yı Miliyesinin direniĢine isnat ederek, “Türk bayrağı altında fiîl-i asârını göstermiş” olduğu dile getiriliyor.69

Suriye’de bu ittifak çalıĢmaları neticesinde ġam’da Türkiye için çalıĢanların bulunduğunu iĢaret eden bir isim listesi mevcuttur. Bu isim listesi, Türkiye’nin ve Suriye’nin ortak düĢmanı olan Ġtilaf kuvvetlerine karĢı Suriyeli Arapların Ġstiklal Harbi döneminde Türklere yardım ettiklerini somutlaĢtırması bakımından önemlidir. Ġsim listesinin atında “bunlardan başka birçok eşhâs-ı ma’rûfe ve zevât makbere (?) daha Türkiye tarafdar bulunuyorsa (da) bunlar henüz cemiyete resmen mukayyed değildir” ifadesinin bulunması, gizli bir cemiyet yoluyla istihbarat iĢleri yürtüldüğünü açıklamaktadır.70

Tablo: ġam’da Türkiye Ġçin ÇalıĢan ġahıslar Listesi71

İsmi Görevi/Lakabı

Abdülhamid PaĢa Sâbık Erkân-ı Harb Mirlivalığından Mütekâid Zahid PaĢa Sâbık Türkiye zamanında Süvâri Mirlivâsı idi.

Emir Said Bey Cezayirli Ali PaĢazâde

Celal Bey Ġstinâf Müddeî Umûmisi

Doktor Mustafa Fahri Bey

-

Gezberizade(?) Mehmed Efendi

Tüccârân-ı makbere ve zevâtdan

Selim Ağa cirvedi Ashâb-ı emlâk ve zevât-ı mârûfeden ġeyh Abdülkadir Efendi Eskandani (?) Ali’den

Salih Zeki Bey Piyade BinbaĢısı

Zümrüt Bey Hacı EĢrâf makberanından

68 BCA, 030.10/262.764.1.4-9.

69 BCA, 030.10/262.764.1.4-9.

70 TĠTE ArĢivi, K35G50B50-7a001.

71 TĠTE ArĢivi, K35G50B50-6001; K35G50B50-7001; K35G50B50-7a001.

(13)

Sadiye Tutsak

JHS 205 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

Berazîzade Mustafa Bey

Hama mebûs-ı sabıkı ve oranın zî-nüfûz ve eĢrâfdan

Kâmil Bey Sâbık Nizâmiye kaymakamlarından

Hasan Yahya Bey Sâbık Erkân-ı Harp yüzbaĢılarından

Hasan Bey Cabi Sâbık jandarma kaymakamlarından veya kolordu kumandan-ı sâbıkı

Davud Efendi Mardinî sâbık-ı ser-komiserlerden Selahaddin Efendi Halihâzır merkez komiserliğinden Salih Aziz Bey ġam merkez tahrir ser-komiseri Çerkes Ramazan Bey Halihâzır husûsi ser-komiseri

Alaaddin Bey Husûsi komiserlerden

Doktor Bahaddin Bey -

Ġbrahim Efendi mağribî Komiser-i sâlis

Siyahî Ağa kasabbaĢı ġam Belediye Meclisi azalarından Subhi Ragıb Bey DiĢ tabibi

Receb Bey Aslâb-ı emlâkdan

Ebulhayr Efendi Tüccârdan

Enver Bey Bikrizâdelerden ġam’dan zî-nüfûz zevâtdan Musa Kâzım Bey Dava Vekili

ġefik Bey Kut’lu Sâbık mebûslardan ġeyh Bedreddin Efendi MeĢhûr ulemâdan

Celâl Bâki Bey Dava vekili

Nuri Bey Tahakkuk MüfettiĢ

Abdullah Efendi ġam Muhâsebe Mümeyyizi Halil Rıfat Bey ġam Ġstinaf Ceza Mahkemesi Reisi

(14)

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

JHS 206

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

ġeyh Rıza Efendi Ulemâdan

Doktor Nureddin Bey Hâfî zevâtdan ġeyh Bedreddin Efendi Kandıra müfettiĢi Hacı Süleyman Efendi Kandıra’nın en zevâtdan Ġbrahim Hakkı Efendi Kandıra’nın en zevâtdan Alaaddin Bey Kandıra’nın en zevâtdan Hacı Receb Efendi Kandıra’nın en zevâtdan

Subhi Efendi ġam tüccârândan

Lütfi Efendi Tüccârdan

Muhiddin Bey Sâbık süvâri kaymakamlarından

Ġsmail Bey Mevkiî yüzbaĢılarından

Ziver Bey Bedirhanızâdelerden

Hüseyin Ağa Merv Geru aĢireti rüesâsından

Emir Mahmud Zahor(?) Fazl aĢireti emiri en meĢhur Arabistan’daki aĢiretin reisi Cerab grubu(?) Kandra yolunda Orat(?) aĢiretinden

Ġshak Bey BinbaĢı Sâbık ġam ahz-ı asker-i sâbıkası reisi ġerif Bey Sâbık süvâri binbaĢılarından

Türkiye, Ankara AnlaĢması’yla Fransa ile barıĢ yapmasına rağmen Suriye’de Fransızlarla mücadele eden aĢiret reislerini desteklemeye devam etti. ġammar ġeyhi olan Abdülkerim Bey’in Hasice nahiyesinde 8 Mayıs 1922 tarihinde Fransızlara karĢı verdiği mücadeleyi Türkiye desteklemeye çalıĢtı. Halep Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Hilal Bey’in 3 Haziran 1922 tarihinde tuttuğu raporda, ġam’da yapılan gösterilerde halkın “Yaşasın İstiklal, Yaşasın Mustafa Kemal ve O’nunda himayesini istiyoruz” bağırdıklarını yazması, gönül bağının devam ettiğini gösteriyor.72 Suriye Araplarıyla yapılan bu ittifak ve çalıĢmalar neticesinde, Türk Ġstiklal mücadelesinin baĢarıya ulaĢdığı haberini alan Halep halkının sokaklarını Türk bayraklarıyla süslemesi73, bu konuda oluĢan bağın samimiyetini açıklıyor. Hatta 1922 yılı sonunda Filistinli Arapların Türk mandası altında geleceklerini belirlemek için Mustafa Kemal PaĢa’ya müracaat etmeleri, Türk Arap yakınlaĢmasının samimiyet derecesinin üst seviyeye ulaĢtığını ortaya koyuyor.74

72 Umar, “Milli Mücadele Dönemi”, s. 452.

73 Agm, s. 451.

74 Kayalı, age, s. 231.

(15)

Sadiye Tutsak

JHS 207 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

E. Türk-Fransız Uzlaşması

I. Dünya SavaĢı öncesinde sömürgecilik konusunda ortak menfaatleri örtüĢtüğünden dolayı aynı blokta yeralan Ġngiltere ile Fransa, savaĢ sonunda Almanya’nın uğradığı ağır hezimet karĢısında, eski iki rakip devlet olarak menfaatleri çatıĢtıkça itilafa düĢmeye baĢladılar ve birbirine karĢı duydukları güvensizlik gittikçe derinleĢti. SavaĢ sonrasında iki büyük Ġtilaf Devleti’nin bu anlaĢmazlığı, Mondros Mütarekesi sonrasında iĢgallere maruz kalacak olan Anadolu Türkleri açısından gözden kaçırılmaması gereken bir fırsattı. Mütarekeden hemen bir hafta sonra Fransa’nın Türkiye’de ticari kaynakları bulunan Ģahısları kendi tabiyetleri altına alması, Enver PaĢa’nın ailesine pasaport vermesi, Maliye nazırı Cavit Bey’in Fransa’ya kaçırılması gibi hadiseler yaĢanmıĢtı. Bunlar, Fransızların müttefiki olan Ġngiltere’ye karĢı duyduğu güvensizlikten ötürü Türklere verdiği desteğini gösteren somut hadiselerdir.75

Ġngiltere’nin Osmanlı Devleti ile yakınlaĢmaya çalıĢtığını düĢünen Fransa, Kilikya bölgesinde Türk kuvvetleriyle pek çatıĢma içine girmek istemedi. Suriye Yüksek Komiseri olan George Picot, 5-6 Ağustos 1919 tarihinde Sivas’a gelerek Mustafa Kemal PaĢa ile görüĢmesinde Kilikya’nın Türkiye’nin bir parçası olduğunu kabul ettiğini, Fransa’nın burada çıkarlarının karĢılanması halinde terk edilebileceğini ifade etti. Picot’un bu ziyareti, Fransa’nın Ġngiltere’ye karĢı bir arayıĢ içerisinde olduğunu iĢaret eden bir baĢka misaldir.76 Daha Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmadan önce Fransa ile Ankara’da bulunan Heyet-i Temsili’ye arasında iktisadi sebeplerden dolayı gümrük konusunda bir itilaf yapılması hususunun gündemde olması, Fransa ile Ankara arasında anlaĢma zemini zorlayan diğer bir etken olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü eskiden beri Anadolu’dan Suriye’ye debbağat, bakır, yün ve pamuk ipliği, koyunculuğa ait eĢya, üzümden yapılan tatlılar vs. Ģeyler gönderilirken, Suriye’den ise Anadolu’ya sırmalı iplik girdisi, ipek, sabun vs. gibi malzemeler geliyordu. Bu savaĢ ortamında Suriye’nin Buğday, arpa, zeytinyağı, sadeyağ ihtiyacı bulunuyordu.77

San Remo Konferansı’nda Ġngiltere ile Fransa arasında yapılacak müzakereler sırasında Suriye ve Adana’nın durumu tayin edilecekti. Bu konferansta alınan kararların yedinci kısmında; henüz tayin edilmemiĢ olan bir mandater devlet tarafından idare edilmek Ģartıyla Suriye ve Irak müstakil hükümetleri tanınacak, Filistin ise müttefik devletlerin kendi aralarında seçeceği bir mandater devlete bırakılacaktı.78

Arap topraklarında mandaterlik tartıĢmaları sürerken, Kilikya bölgesinde Türk direniĢin kuvvetle devam ediyordu. Güçlü Türk direniĢi karĢısında tutunma güçlüğü yaĢayan Fransızların 1920 yılı Mayısında mütareke istemesi, Ankara’da büyük bir sevinç yarattı. Suriye Fevkalade Komiseri adına hareket eden Mösyö Duqest baĢkanlığındaki bir heyet, 20 Mayıs 1920 tarihinde Ankara’ya geldi. Ġki taraf arasında 23 Mayıs 1920’de yapılan müzakere neticesinde, 29/39 Mayıs 1920 tarihinden itibaren baĢlayacak 20 günlük bir mütareke yapıldı.79 Fransızların Ġstanbul Hükümeti yerine Ankara Hükümeti ile bu mütarekeyi yapmalarını Mustafa Kemal PaĢa, mühim siyasi nokta olarak değerlendirmektedir.80 Fransa’nın Suriye Yüksek Komiserliği Yüksek Sekreteri M. Robert de Caix, 23 Mayıs 1920 tarihinde General Gouraud’a gönderdiği telgrafta Mustafa Kemal PaĢa’ya bildirilmek üzere yapılacak 20 günlük ateĢkesin Ģartlarını Ģöyle açıklamaktadır.

75 Armstrong, age, s. 59-60.

76 Sofuoğlu- Dağıstan, age, s. 18.

77 Ali Canibi, “Türkili-Suriye Gümrük Ġtilafı”, Gazi Sancak, 7 Mart 1336/7 Mart 1920. Suriye’ye zahire sevkinde 1919 yılı Aralık ayında sıkıntı yaĢanmıĢtır. Bkz. İrade-i Milliye, 8 Kanun- Evvel 1335/8 Aralık 1919.

78 Kâzım Özalp, Milli Mücadele 1919-1922, C.I, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1988, s. 126-127, 132.

79 Atatürk, Nutuk, C.II, s. 454; Hatipoğlu, age, s. 84-85.

80 Atatürk, Nutuk, C.II, s. 454.

(16)

Milli Mücadele Yıllarında Suriye’deki Gelişmelerin Güney Cephesi ve Ankara Hükümeti Açısından Önemi

JHS 208

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 5 September

2014

1.Ġki taraf arasında belirlenecek Ģartlar doğrultusunda, savaĢ tutsaklarıyla siyasî tutuklular değiĢ-tokuĢ edilecekti.

2. Fransızlar, Pozantı ve Sis noktalarının boĢaltılmasını ve bu garnizonların Mersin- Adana demiryoluna çekilmesini kabul etti. Antep Ģehri de boĢaltılacak ve orada bulunan Fransız karakolları kendi karargâhına çekilecekti. Bu boĢaltmalar, mütarekenin onuncu günde yapılacaktı. Ermeni mahallesine yeni bir saldırıda bulunulmayacaktı.

3. Adana halkı ile Türk makamları arasında serbestçe yıldırım telgraf haberleĢmesi yapılacaktı.81

Türkiye Büyük Millet Mecisi BaĢkanı Mustafa Kemal PaĢa, Karaisalı’da bulunan Batı Kilikya Mıntıkası Komutanı Tekeli Sinan Bey’e verdiği emirde, mütareke Ģartlarına uyulmasına büyük hassasiyet gösterilmesini istedi.82

Erkan-ı Harbiye Reisi Ġsmet PaĢa, Kilikya Kuva-yı Milliye Komutanlığı’na gönderdiği 31 Mayıs 1920 tarihinde gönderdiği tahrirde, mütarekenin yirminci günün nihayetinde Adana, Tarsus ve Mersin’in zaptı için taarruza geçileceğini bildirdi. Mütarekeden sonra çarpıĢmalar yine devam etti.83

Fransızlarla Türkler, Suriye’nin kuzey, Anadolu’nun ise güney kısmı için uzlaĢma zemini bulmaya çalıĢırken, 10 Ağustos 1920 tarihinde yapıla Sevr AnlaĢması’yla Suriye sınırı;

sahilden, yaklaĢık KarataĢ Burnu’ndan baĢlayarak Osmaniye, Bahçe, Gaziantep, Birecik, Urfa, Mardin ve Nusaybin’i epey güneyde ve Suriye arazisinde bırakan bir hudut olarak çizilmiĢti.84 Buna istinaden Ankara Hükümeti tarafından Halep ve Mardin demiryolu hattının raylarının sökülerek Erzurum hattına nakledilmesi kararlaĢtırıldı.85

Kuduz bir maymun tarafından ısırılması yüzünden 25 Ekim 1920 tarihinde ölen Yunan Kralı Aleksander’ın yerine tahta, Alman yanlısı ve bir Alman kadınla evli olan Konstantin geçti. Yunanistan’daki bu taht değiĢikliği, Almanya’dan hala tedirgin olan Fransa’nın Yunanistan’a batıda yardımını keserek Türklere destek çıkmasına sebep oldu. Fransızlar Türklere uçak ve malzeme yardımında bulunuyordu.86 Ankara’da hakim düĢünce; Fransa’nın, Türkler batıda Yunanistan’a karĢı esaslı bir baĢarı kazandıktan sonra Adana cephesinde harekata geçerek bunda muvaffak olacağı87 kanaatini taĢıdığı yönündedir ve bunda da haklı çıkmıĢtır.

I. Ġnönü Muharebesi sonrasında düzenlenen Londra Konferansı görüĢmeleri esnasında Fransız Osmanlı delegeleri arasında varılan anlaĢma gereğince düĢmanlığın derhal sona erdirilmesi kararı alındı. Bu minvalde Türk Fransız düĢmanlığının 19 Mart 1921 tarihinden sonra bitirilmesi kesinlik kazanacaktı. Bundan dolayı Fransız kuvvetleri saldırgan tavrından vazgeçti. Güney cephesi, 1921 yılı Mart ayı sonlarına doğru sakin geçiyordu. 1921 yılı Nisan ayı baĢında da bu sakinliğin cephede devam etmesi, 12 Nisan 1921 tarihinde Batı cephesine iki piyade, bir süvari milis alayı Batı cephesine sevk edilmesini sağladı.88 Güney cephesinde

81 Mülâzım Mehmet Sinan, age, s. 55-56.

82ATASE, age, s. 124.

83 Age, s. 125.

84 Ali Naci Karacan, Lozan, Milliyet Yayınları, 1971, s. 648.

85 BCA, 030.018.001.001.1.9.1.

86 Armstrong, age, s. 90, 134.

87 BCA, 030.10/54.354.16.

88 ATASE, age, s. 493, 500-501.

Referanslar

Benzer Belgeler

MADDE 70– Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, Başbakanın veya bir bakanın veya bir siyasî parti grubunun yahut yirmi milletvekilinin yazılı istemi üzerine kapalı

9- Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından önce 19 Kasım 2019 tarihinde, daha sonra 09.12.2019 tarihinde yapılacağı duyurulan ihalenin 6 Aralık 2019 tarihinde iptal edilmesi

— Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli ve 14 arkadaşının, yurt dışında çalışan işçilerimizin, yurt dışında ve yurt içinde karşılaştıkları idarî, malî, ekonomik,

— Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 21 arkadaşının, Türkiye'de devlet ve millet hayatındaki israfı önleyerek, bütçe açıklarını kapatmak için alınacak tedbirleri

ibaresi "Cumhurbaşkanına” şeklinde değiştirilmiştir. Ç) 108 inci maddesinin birinci fıkrasına "inceleme,” ibaresinden önce gelmek üzere "idari

Mevcut yasal düzenleme ile iş kazaları sonucunda yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımızın geride kalan ailelerinin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için,

TİCARET BAKANLIĞI TÜKETİCİNİN KORUNMASI VE PİYASA GÖZETİMİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI BAYRAM UZUNOĞLAN – Dilekçe Alt Komisyonu olarak tüketicinin

"EK MADDE 18- 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinde yer alan soruşturma usulüne tabi olanlar hariç olmak üzere, kamu veya özel sağlık kurum ve