Türkiye'nin yer üstü mal varlıklarını özelleştirmelerle yabancılara satan AKP iktidarı, şimdi gözünü yeraltı kaynaklarına dikti.
Başta Maden Yasası olmak üzere diğer yasal düzenlemelerle önce yandaşların sonra da yabancıların önü açılıyor. Çok uluslu şirketlerin örgütleri Uluslararası Çevre ve Kalkınma Enstitüsü (IIED) ve Madencilik, Madenler ve
Sürdürülebilir Kalkınma Projesi’nin (MMSD) ortaklaşa yürüttükleri ve Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD) desteklediği bir araştırmaya göre, gelecek 50 yılda dünyada 2000 yılındakinin beş katı daha çok yer altı kaynağı kullanılacak.
Dünya Bankası ve ilişkili kurumların yönlendirmesiyle son 15 yılda 100’ün üzerinde ülkede Maden Yasası değiştirildi.
Ülke sanayisi için hammadde üreten kamu madenciliğini IMF ve Dünya Bankası'nın dayatmalarıyla batıran AKP iktidarı, dur durak bilmiyor.
Bugüne kadar madencilik adı altındaki talanı önleyen yasaların hemen hemen hepsini değiştirdi.
Orman alanları, milli parklar, ağaçlandırma alanları, tabiat alanları, özel koruma bölgeleri, doğal ve kültürel SİT alanları, tarım alanları, meralar, sulak alanlar, kıyılar, karasuları, kentlerin imar alanları, turizm bölgeleri, su havzaları madencilik adına yağmaya açıldı.
Çok uluslu ve yerli taşeron şirketler için maden arama çalışmaları, “Çevresel Etki Değerlendirmesi” kapsamı dışına çıkarıldı.
Altın avcıları, doğa talanınında ön sırada yer alıyor. Bergama'da Koza'nın işlettiği maden, ülkeye ne getiriyor?
Çalışmalar öylesine gizli kapalı ki, ne kadar altın üretiliyor, devlete ne veriliyor, bilen yok. Bölgedeki rezervin tükenmesi nedeniyle Havran'da açılan ocaktan Bergama'ya cevher taşınıyor. Siyanürlü atık havuzunun kapasitesi de 3 kat artırıldı.
Şimdi yılda 50 milyon dolarlık çam fıstığı üretimi gerçekleştirilen güzelim Kozak Yaylası'nda sıra...
İzmir'in dibindeki canlı yaşamı için büyük tehdit olan Efemçukuru'nda, çok uluslu şirketle yöre halkı ve çevreciler arasında amansız bir hukuk mücadelesi sürüyor.
Bu mücadelede yerel yönetimlerin çekinik tavırları dikkat çekiyor.
Şirket, şantiye çalışmalarını tamamlamak üzere. ÇED iptali istemiyle açılan davada, İzmir 4. İdare Mahkemesi, olumsuz karar verdi. Danıştay 6. Dairesi bu kararı onadı. Çevreciler de bu onaya itiraz etti. Yasal süreç devam ediyor... Havran'da altın için binlerce zeytin ağacı kesildi. Bölgede madenciler için yapılan baraj bitme aşamasında. Yörede zeytin ağaçlarındaki zararlıları yok eden yarasalar büyük tehdit altında. Yaşadıkları mağaralar kapatıldı. Oluşturulan yapay alanlar çözüm olmadı. Bölgedeki 20 bin yarasa kayıp...
Turgutlu'daki İngilizlerin nikel madeni için gerekli imzaları vermeyen, bu nedenle koltuğundan olan eski Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin engellemesi, yeni bakan Veysi Eroğlu'nun izniyle aşıldı. Bölgede 300 bin ağacın kesilmesi planlanıyor...
Uşak Kışladağ'da, TÜPRAG'ın açık püskürtme yöntemiyle altın ayrıştırma işlemi sürüyor. Maden sahasına yakın köylerde sakat hayvan doğumları gözleniyor...
Bu arada Marmaris yakınlarında yer alan Yuvarlakçay'a yapılmak istenen hidroelektrik santralına (HES) karşı doğayı savunanların başlattıkları mücadelede, atılan ilk adım olumlu sonuç verdi. Muğla 1. İdare Mahkemesi, valiliğin ÇED iznini iptal etti...
Ege'de çevre tahribatının boyutları, her geçen gün büyürken, küresel sömürü düzeninin bu talanına karşı mücadele etmek temel insanlık görevi olmalı.
Ne dersiniz? SERDAR KIZIK
serdarkizik@cumhuriyet.com.tr Cumhuriyet Ege 09.04.2010