• Sonuç bulunamadı

Benzinin sudan ucuz olduğu ülke?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Benzinin sudan ucuz olduğu ülke?"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Benzinin sudan ucuz olduğu ülke ?

Benzinin sudan ucuz olduğu ülke ? Azerbaycan’da zengin petrol ve doğalgaz yataklarının bulunması, ülkede yakıt fiyatınını da çok düşük seviyelerde olmasını sağlıyor. Düşük yakıt fiyatları sebebiyle bir çok ülkede tasarruflu araçlar tercih edilirken bu ülkede güçlü ve lüks araçlar revaçta.

Günlük ortalama 139 bin ton petrolün işlendiği Azerbaycan ekonomisinin temelini petrol ve doğalgaz oluşturuyor. Nüfusun ortalama 9 milyon olduğu Azerbaycan’da resmi olmayan rakamlara göre yılda 15 milyar Dolar petrolden gelir elde edilirken, 50 bin kişi bu sektörde çalışıyor. Azerbaycan’da petrolden sonraki gelir kaynağını doğalgaz oluşturuyor. Son bir yıl içerisinde 2 yeni doğalgaz yatağı bulunurken, bu yataklardaki gaz rezervinin 3 trilyon metreküp olduğu tahmin ediliyor. Azerbaycan’da bir litre suyun fiyatı 50 kapik iken 1 litre dizel 45, 1 litre benzin ise 55 kapik. Bir litre benzinin Türk parasına göre 1 lira 20 kuruş olduğu Azerbaycan’da yakıta en son zam 4 yıl önce yapıldı. Bir çok ülkede giderek artan yakıt fiyatları nedeniyle insanlar yakıt tüketimi az olan araçlara yönelirken, Azerbaycan sokaklarında lüks ve beygir gücü yüksek olan araçlar kol geziyor.

Dünyada sayıları az bulunan son model araçlara Azerbaycan sokaklarında sıklıkla rastlamak mümkün.

Tüm bunların yanında Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan ‘TransAnadolu’

projesi ile Azerbaycan doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınacak. Bu proje sayesinde de Türkiye ihtiyacı olan doğalgazın büyük bölümüne ulaşmış olacak.

(2)

Kaynak : Milliyet

Günde 15 bin ton atık İstanbul’u aydınlatacak

Günde 15 bin ton atık İstanbul’u aydınlatacak. Kemerburgaz’a kurulacak Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi 1.5 milyon İstanbul nüfusunun enerji ihtiyacını karşılayacak.

İstanbul’a dünyada ilk 10’a girecek çöp yakma tesisi kuruluyor. Bu yıl içinde ihalesi yapılacak Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi faaliyete geçtiğinde, günde 15 bin ton çöp üreten 1.5 milyon İstanbul nüfusunun elektrik ihtiyacı karşılanacak. Kemerburgaz’a kurulacak tesisin mimarisi, Alman Mercedes fabrikası ve Türk Telekom Arena Stadı gibi daha bir çok projenin mimarı olan Mete Arat ‘a ait. Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisinin kapasitesi 3.000 ton/gün olacak. Bu projeyle, atık bertarafının yanı sıra, tesiste 70 MWh kapasitede elektrik enerjisi üretilecek.

Teknolojiler yarışacak

ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) raporları alınan ve ihale aşamasına gelen Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi projesi için Alman, Japon Amerikan, Avusturya gibi gelişmiş ülkelerden dev firmaların teknolojileri yarışacak. Türkiye’de bir ilk olacak proje ile hem atık azaltımı hem de yenilebilir enerji hedefleri açısından, AB uyum sürecinde önemli bir adım atılmış olacağına dikkat çeken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, dünyada çöpten enerji üreten şehirler arasında ilk 10’a girecek bir tesis inşa edileceğini söyledi.

(3)

Kaynak : stargazete

Bor Türkiye’nin yüz akı olacak

Bor Türkiye’nin yüz akı olacak.Bor kimyasalı ile kimya sektöründe 30 civarında yeni patent geliştirmeye başlayan Eti Maden İşletmeleri, bor zenginliğini geliştirmesiyle Türkiye’nin yüz akı olacak.

Kurum geliştirdiği Ar-Ge faaliyetleri ile de bir ‘Ar-Ge Üretim Merkezi’ gibi çalışıyor.

Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Dr. Orhan Yılmaz, bor kimyasalı ile kimya sektöründe 30 civarında yeni patent geliştirmeye başladıklarını, tek başına stratejik bir ürün olmayan bor kimyasalının diğer kimyasallarla birleşmesinden sonra şimdi bor ürününün Türkiye’nin yüz akı olduğunu söyledi. Üretilen borun yüzde 97’sinin dünyada 84 ülkeye ihracatın yapıldığını dile getiren Genel Müdür Yılmaz, kurumun 1 kilogram dahi bor cevheri satışının olmadığını, satışlarının yüzde 92’sinin bor kimyasalı, yüzde 8’inin ise konsantre ürünlerden oluştuğunu söyledi.

(4)

LCD EKRAN YAYGINLAŞTI

‘Bor kimyasallarında yapılacak her şeyi biz yaparsak abat oluruz’ diye bir durumun olmadığını ifade eden Yılmaz, ‘Bor kendi kendini sattırmaz. Hiçbir sektörde baş aktör değildir, figürandır. Kutuplar hariç, en doğudan en batıya, dünyanın her yerine ihracat yapıyoruz. LCD ekranların yaygınlaşmasının en önemli nedeni biz olduk. LCD’yi borik asitten biz geliştirdik. Şimdi Kütahya Emet’te yıllık 350 bin ton borik asit çıkaracağız’ diye konuştu.

1 MİLYON TONLUK PAZAR

Yılmaz, ‘Bor sahalarında başka madenler var. Ciddi paralar harcayıp, yeni metalik maden arayacağız. Eskişehir Sivrihisar’da toryum sahasında uranyum, seryum, lantan, neodyum, barit ve florit gibi 1 milyon ton nadir toprak elementi tespit ettik. 10 yıl süreyle yılda 10 bin ton nadir toprak elementi ve buna bağlı olarak yılda 250 ton toryum, 72 bin ton barit ve 70 bin ton florit üretimi yapılacak. Proje ile yılda 1 milyar dolar satış hasılatı öngörüyoruz’ dedi. Güney Afrika’da 18 milyon tonluk ferro krom rezerviyle ilgili 1000 tonluk bir satış anlaşması yaptıklarını belirten Yılmaz, bunun kendilerine 1 milyon tonluk bir pazar getireceğini söyledi.

Yılmaz ayrıca, Ferro kromda alım anlaşması yapıldığını, yılda 100 milyon dolarlık satış gerçekleştireceklerini söyledi.

CİRO 3 KAT ARTTI

Yılmaz, Hazine’ye 1987 yılına kadar tek bir kuruş ödeme yapmayan Eti Maden’in, 2011 yılında 850 milyon dolar satış yaptığını ve 487 milyon lira kar elde ettiğini kaydetti. Böylece 2000’li yıllardan bu yana cironun 3 katına ancak karın ise 26 kat arttığına dikkat çekti.

ELEKTRİKLİ OTOLARIN PİLLERİ ÜRETİLECEK

Yılmaz, ’11 milyon dolarlık projeyi Kalkınma Bakanlığına gönderdik. Lidyum karbonat üretmeye başlayacağız. Eskişehir Kırka’da yapılacak. Otomotiv sanayinde elektrikli otomobillerin bataryalarında kullanılacak. Bol miktarda ihtiyaç var. Dünyada en fazla Şili’de üretiliyor. Onu Türkiye’de üreteceğiz.

Yatırıma başlayıp, prosedürler bittikten yer teslimden sonra 1,5 yılda tamamlanacak. İhale ile fabrikayı inşa ettireceğiz, bize teslim edecek. Biz işleteceğiz’ diye konuştu.

(5)

Türkiye’deki rezervler ve kullanıldığı sektörler

Bor ürünlerinin ağırlıklı olarak cam, deterjan, tarım, seramik alanlarında kullanıldığını belirten Genel Müdür Yılmaz, kurumun işlettiği dört havzadaki (Emet, Kırka, Bigadiç ve Kestelek) bor bileşikleri rezervi-nin 3.3 milyar ton olduğunu kaydetti. Yılmaz, Emet’teki kolemanitin 1,8 milyar ton, Kırka’daki tinkalin 850 milyon ton, Bigadiç’teki kolemanit ve üleksitin 640 milyon ton, Kestelek’-teki kolemanit rezervinin ise 5.6 milyon ton olduğunu belirtti.

30 projeye daha patent alınacak

Kurumun bor kimyasalı üzerinden 4 alanda patent geliştirdiğini söyleyen Genel Müdür Orhan Yılmaz, ‘4’üncü patentimiz Kalsinasyon ve sperasyon denilen, karbon tutulumu ile ilgili baca gazında karbondioksitin ayrışması ile oldu. Yine dünyada camın en temel girdisi olan ve 60 milyon ton olarak kullanılan soda yerine, şimdi hiç kullanmadan bordan cam üreteceğiz. Deneme çalışmaları çok iyi çıktı. Nano teknolojiye giriyoruz. Birçok alanda 30’un üzerinde çalışma var.

4’ünün patentini aldık’ dedi.

Kaynak : risalehaber

(6)

Yakın Zamanda Petrol Talebi Düşecek mi?

Yakın Zamanda Petrol Talebi Düşecek mi?

Soruya hitaben petrol talebinin iki önemli unsura bağlı olarak yakın zamanda zirve yaptıktan sonra düşüşe geçeceği öne sürüldü.Küresel ekonomilerin petrol talebi sanılanın aksine sürekli artmak yerine yakın zamanda düşüşe geçebilir.

The Economist’te yer alan bir makaleye göre Batılı ülkelerde petrol talebi 2005 yılında zirve yaptıktan sonra düşüşe geçti.

Makaleye göre petrol talebini desteklemesi beklenen Çin ve Hindistan gibi ülkelerde ise trafikteki araç sayısı her geçen gün artmasına rağmen iki önemli teknolojik gelişme petrol talebinin düşmesine neden olacak.

KAYA GAZINDAKİ ATILIM

Bu iki önemli gelişmeden ilkinin kaya gazı teknolojisi olduğunu belirten The Economist, bu sayede dünyanın kalan doğalgaz rezerv ömrünün 50 yıldan 200 yıla çıktığını kaydetti.

Doğalgaz arzındaki bu artışın petrol yerine gazla çalışan nakliye gemileri, kamyon ve otobüslerin yaygınlanşmasına yardımcı olacağı belirtildi.

Gaz kullanımındaki bu artış, makaleye göre, 2020 yılında günlük petrol talebinde birkaç milyon varillik düşüşe yol açabilir.

DÜŞÜK YAKIT TÜKETEN ARAÇLAR

The Economist’e göre petrol talebini azaltacak ikinci etken ise otomotiv teknolojisindeki gelişmeler olacak.

Benzin ve dizel yakıtla çalışan araçların giderek daha tutumlu olmaya başladığını kaydeden The Economist, bununla birlikte hibrid motorlu ve doğalgazla çalışan araçların da yaygınlaşmasıyla petrol talebinin düşeceğini kaydetti.

Makalede, bu gelişmeler ışığında petrol talebinin birkaç yıl içerisinde günlük 92 milyon varille zirve yaptıktan sonra düşüşe geçeceği belirtildi.

Şu anki petrol talebi günlük 89 milyon varil seviyesinde bulunuyor.

(7)

Kaynak :ekoayrinti

Alman Kimya Devi Bayer 150 yaşında

Alman Kimya Devi Bayer 150 yaşında.

Wuppertal kenti yakınlarındaki küçük bir imalathaneyle sanayi dünyasına adım atan Bayer, şimdi 110 bin kişinin çalıştığı ve yıllık satış hasılatı 40 milyar Euro’yu aşan bir dev.

Bayer Anonim Ortaklığı’nın 150. kuruluş yıldönümü davetine katılan seçkin konuklar arasında Başbakan Angela Merkel de vardı. Merkel Alman kimyacılığını bütün dünyaya tanıtan Bayer’i överken şunları söylüyordu:

“Bayer Almanya’nın en önde gelen temsilcilerinden biridir. Bayer yaratıcılığın ve ileri teknoloji yurdu Almanya’nın sembolü sayılır.”

Bayer yönetim kurulu başkanı Marjin Dekkers yıldönümü konuşmasında geleceğe

(8)

bakarak, önlerindeki en zorlu sınavın ne olduğunu şöyle dile getirdi: “Devamlı yeni şeyler keşfetmek, yeni buluşları denemek, hastaların iyileşmesine yardımcı olmak, gıda krizlerini önlemek ve enerji tasarruf etmek… 110 bin Bayerli her gün bu amaca ulaşma şevkiyle çalışıyor.”

Boya fabrikasıyla başladı

1 Ağustos 1863’te tüccar Friedrich Bayer ortağı kumaş boyacısı Johann Weskkott ile birlikte Wuppertal’ın Barmen ilçesinde küçük bir boya fabrikası açtı. İşleri iyi gidiyordu. En önemli müşterileri arasında, üniformalarını boyatan silahlı kuvvetler de bulunmaktaydı. Sermaye arttırabilmek için işletme 1883 yılında anonim şirkete dönüştürüldü. Boyacılıktaki rekabeti kazanmak için yeni öğrenim dallarından kimyacılıktan mezun olmuş genç elemanlar işe alındı.

İktisat tarihçisi ve Bayer uzmanı Profesör Werner Plumpe hukuk güvenliğinin artmasıyla Bayer’in altın döneminin başladığını belirtiyor: “Patent kanunun çıkması kimyacıların önemini arttırdı. Çünkü Almanya’da patent alabilmek için, geliştirilen tekniğin gerçekten yeni olduğunu kanıtlamak gerekiyordu. Bunun için de bilgi sahibi kimyacılara ihtiyaç vardı. Usta Uzman kimyacılar sayesinde rakip şirketlerle olan patent anlaşmazlıklarını aşmak da kolaylaşıyordu.”

Bayer zamanla sentetik boyanın yanı sıra ilaç da üretmeye başladı. Boya imalatından artan maddelerin nasıl değerlendirilebileceği araştırılıyor ve bu atıklardan elde edilen maddelerle hastalıkları iyileştiren, ya da arazlarını hafifleten müstahzarlar üretilebiliyordu. 6 Mart 1899’da patenti alınan ağrı kesici Aspirin de bu deneyler sayesinde bulunmuştu. Prof. Plumpe, “Aspirin, bir ara madde olan ve boya imalatından artan Salisilik Asit’in klasik usullerle işlenmesi sayesinde bulundu” diyor.

1895 yılında Köln yakınlarındaki küçük kimya işletmesini satın alan Bayer 1912 yılında şirket merkezini bugün de bulunduğu, Ren nehri kıyısındaki Leverkusen’e nakletti.

Bayer Birinci Dünya Savaşı’ndan önce de küresel aktörler arasında yer almakta ve çeşitli Avrupa ülkeleriyle, Brezilya, Arjantin, Çin, Japonya ve ABD’de fabrika işletmekteydi. O yıllarda Bayer’de on bin kişi çalışıyordu.

Bayer, başarı efsanesini bıçak gibi kesen birinci büyük savaştan sonra bağımsızlığını kaybetti. 1925 yılında ortak çıkarlar topluluğu IG Farben bünyesinde diğer büyük Alman kimyacılık şirketleriyle birleşti.

(9)

1933 yılında Nasyonal Sosyalistler iktidara geldikten sonra kapitalist şirketlerin kâr hırsı Bayer’i de siyasetin kuklası haline getirdi. Hitler’in silahlanma programında sentetik benzin ve suni kauçuk önemli rol oynuyordu. Milyonlarca kişinin öldürüldüğü Siklon B gazı IG Farben tarafından üretiliyordu. 1944 yılına kadar Bayer’in Leverkusen tesislerinde dört bin esir işçi çalıştırılıyordu. Prof.

Plumpe şunları anlatıyor: “Şirket zorla işçi çalıştırıyordu. En dramatik gelişmeler Auschwitz’deki IG Farben tesislerinde oldu. Bu fabrika Nasyonal Sosyalistlerin baskısıyla kurulmuş ve şirket yönetimi de esir kamplarından getirilenlerin burada çalıştırılmasında sakınca görmemişti. ‘Buraya kadar evet, ama daha fazlasını yapamam’, diyecek vicdani sınırlar ortadan kalkmıştı.”

1951: Yeniden başlangıç

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra IG Farben lağvedildi, sorumluları Nürnberg mahkemesinde yargılandı.

1951’de yeniden kurulan Bayer, başarı tarihi kaldığı yerden yazmaya devam etti.

Lipobay adlı tansiyon ilacı ABD’de Bayer’in başına iş açtı. Bu ilacı kullanan çok sayıda yüksek tansiyon hastasının ölmesi Bayer’i öylesine sarstı ki, bir ara şirketin ilaç üretiminden vazgeçmesi bile düşünüldü.

Ama tam tersi oldu ve ilaç üretimi Bayer’in en önemli branşı haline geldi. İlaç satışlarının toplam ciro içindeki payı yüzde elliye kadar çıktı. Tarım ilaçlarıyla tohumluk üretiminde de piyasa payını büyüten Bayer aynı zamanda çeşitli sanayi kollarına üstün vasıflı sentetik maddeler de üretiyor.

ThyssenKrupp, Siemens, Daimler ve BASF gibi Bayer de Almanya’nın ananevi sanayi şirketleri arasındaki yerini 150 yıldır koruyor.

Kaynak :medimagazin

(10)

Plastikte hammadde sıkıntısı büyüyor

Plastikte hammadde sıkıntısı büyüyor.

Türk plastik sektörü 2013 yılının ilk altı ayını üretim ve ihracatta yükseliş ile tamamladı ancak hammaddede yüzde 85 oranında dışa bağımlılık, sektörün ithalatını da artırıyor.

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) tarafından hazırlanan 2013 yılı ilk yarı sektör değerlendirme raporuna göre;

plastik sektörü yılın ilk altı ayını 2 milyar 665 milyon dolar ihracat ile kapattı.

Sektör geçen yılın aynı dönemine oranla ihracatta yüzde 9 artış yakaladı.

Sektörün direkt ihracatına ambalaj, inşaat, otomotiv, beyaz eşya gibi sektörler kanalıyla gerçekleştirdiği dolaylı ihracat da eklendiğinde toplam plastik sektörü ihracatı 5.5 milyar doları aştı.

Hammadde ithalatı ihracat kadar!

Aynı dönemde üretimde de yüzde 5.7 oranında büyümeye imza atan sektör, 4 milyon 350 bin ton üretim gerçekleştirdi. Ancak hammaddede yüzde 85 oranında dışa bağımlılık sektörün ithalatını da etkiliyor. İlk yarıyıl sonuçlarına göre geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9.5 oranında ithalat artışı ile sektör, 5 milyar dolar hammadde ithalatı yaptı.

İlk yarıyılda plastik sektörünün ihracattaki en büyük pazarlarını; 281 milyon dolar ile Irak, 122 milyon dolar ile Almanya ve 118 milyon dolar ile Rusya Federasyonu oluşturdu. Bu üç ülkeyi sırasıyla; Azerbaycan, İngiltere, Fransa, Libya, Romanya, İran ve Bulgaristan takip etti. PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Uysal sonuçlar ile ilgili yaptığı değerlendirmede Türk plastik sektörünün ülke

ekonomisinin gelişiminde en önemli sektörlerden biri olduğunu belirterek,

“Üretim ve ihracatta sürekli bir büyüme ivmesi gösteriyoruz. Ancak, hammaddede dışa bağımlılığımız sektörümüzün daha da ilerlemesini olumsuz yönde etkiliyor.

Yurtdışından petrokimya yatırımı alamadığımız için en büyük yerli üreticimiz PETKİM’den yeni yatırımlar bekliyoruz. Ayrıca, hammadde ithalatında uygulanan yüksek vergiler ve son dönemde dolardaki yükseliş de firmalarımızı etkiliyor”

dedi.

(11)

Kaynak:yenimesaj

Kimya sektörü temmuzda canlandı

Kimya sektörü temmuzda canlandı.

Temmuz ayında ‘kimyevi maddeler ve mamülleri’ sektöründeki ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,3 arttı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgiye göre, “kimyevi maddeler ve mamülleri” sektöründe ihracat yapan firmalar, temmuz ayındaki performansını geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 20,3 yükseltti.

Söz konusu sektör, 1 milyar 554 milyon 884 bin dolarla Türkiye ihracatının yüzde 12,3’ünü karşıladı.

Temmuz ayında sektörden ihracat yapılan ülkeler arasında ilk sırayı Mısır, Irak ve Almanya aldı. Mısır’a 161 milyon 956 bin dolar, Irak’a 117 milyon 938 bin dolar ve Almanya’ya 68 milyon 760 bin dolar ihracat yapıldı.

Türkiye’den ABD’ye yapılan kimya sektörü ihracatı, 2012 yılının temmuz ayında 61 milyon 701 bin dolar iken, geçen ay 32 milyon 923 bin dolara geriledi.

Geçen yıl söz konusu ayda, Yunanistan’a yapılan 36 milyon 96 bin dolarlık ihracat,

(12)

bu yıl 61 milyon 38 bin dolara yükseldi.

“Kimyevi maddeler ve mamülleri” sektöründe geçen ay en fazla ihracat, 591 milyon 728 bin dolarla İstanbul’dan yapılırken, bu ili 450 milyon 945 bin dolarla Kocaeli izledi.

Kaynak:Timeturk

Referanslar

Benzer Belgeler

Arabistan, Almanya,

Mayıs 2015’te TEPE anketi katılımcılarının yüzde 24,4’ü geçen yılın aynı dönemine göre işlerinde artış olduğunu belirtirken, işlerinde düşüş

GTİP bazında plastik hammadde sektörü Ocak-Aralık 2019-2020 ihracatını karşılaştırdığımızda, 2019 yılı ihracatı 1 milyar 42 milyon $ iken, 2020 yılında yapılan

Ekim ayı 2020 ve Ocak-Ekim 2020 verileri karşılaştırıldığında; Ekim 2020’de en çok ihracat yapılan ülkeler sırasıyla Mısır, Romanya ve Rusya iken;

PS - MISIR MENŞELİ ÜRÜNLERDE CIF BEDELİNİN % 11,30 ORANINDA PS - İRAN MENŞELİ ÜRÜNLERDE CIF BEDELİNİN % 11,30 ORANINDA SPVC – ABD MENŞELİ ÜRÜNLERDE CIF

Anadolu Hayat 2012 ilk çeyrekte 21.2 milyon TL net kar ile 19 milyon TL olan piyasa beklentisinin üzerinde kalırken geçen yıla göre de %58 artış gösterdi.. Net kardaki

HSBC ve ilişkili kuruluşlar ve/veya bu kuruluşlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen (veya ilişkili) menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve

İhracat Nisan ayında Yuan bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.1 artarken, dolar bazında yüzde 1.8 geriledi.. İthalat düşüşünü 18'nci aya taşıdı ve